NEVŞEHİR İLİ TIBBİ JEOLOJİK UNSURLARI VE HALK SAĞLIĞI

      NEVŞEHİR İLİ TIBBİ JEOLOJİK UNSURLARI VE HALK SAĞLIĞI Kapadokya, Nevşehir ili ve ilçeleri, jeolojisi, maden ve ener...
Author: Bariş Ercan
41 downloads 0 Views 13MB Size
     

NEVŞEHİR İLİ TIBBİ JEOLOJİK UNSURLARI VE HALK SAĞLIĞI Kapadokya, Nevşehir ili ve ilçeleri, jeolojisi, maden ve enerji kaynakları, tıbbi jeolojik unsurları ve halk sağlığı

Dr. Eşref ATABEY Jeoloji Yüksek Mühendisi (Tıbbi Jeolog)

2013

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Nevşehir Belediyesi http://www.nevsehir.bel.tr/ Yayın No: ...............

ISBN: ......................

Kapak resmi: Uçhisar-Göreme çevresi (üstteki resim: Eşref Atabey, ortadaki ve alttaki resim: http://www.nevsehirlilerseyahat.com.tr alınmıştır).

2

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

SUNUŞ Nevşehir doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri ile sayısız medeniyetleri üzerinde barındırmış; önemli bir kültür hazinesidir. Şehrimizin tarihi ve doğal kimliğini korumak sorunlarına çözüm aramak, Şehrimizi modern manada ileriye taşıyabilmek Nevşehir Belediyesi olarak temel misyonumuzdur. Nevşehir Belediyesi tarihi kimliğimizin korunması ve Şehrimizin sorunlarının çözümlenmesi adına yapılan çalışmaları çok önemsemekte ve gayretle sürdürmektedir. Çıkarmış olduğumuz süreli ve süresiz yayınlar Belediye olarak hep bu sorumluluk bilinci ile gerçekleştirilmiştir. Nevşehir Tarih ve Kültür Araştırmaları Dergisi, Sularımız Çeşmelerimiz kitabı, Nevşehir Folklörü vs… tüm yayınlarımız Belediye olarak bizim gurur kaynaklarımızdır. Çünkü bilmekteyiz ki belediyeler standart hizmetlerin ötesine gidebilmeli ve halkımızın kültürel, sosyal ihtiyaçlarına cevap verebilmelidir. Şehrimizin doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri bizim hizmetlerimizde daima motive kaynağı olmuştur. Doğal sorunlarımız ve bu sorunlara bilimsel manada çözüm arayışları Şehrimiz adına son derece olumlu bir durumdur; Belediye olarak bu çalışmalara destek olmak bizlere heyecan ve mutluluk vermektedir. Yaşamımızı doğadan soyutlamak ve doğadan uzaklaşmak insanlar için çeşitli problemlere sebep olmuştur; Şehrimizde bu sorunların sebepleri ve çözüm yollarını içeren önemli bir çalışmaya Belediye olarak destek vermek bizler açısından gurur verici bir durumdur. Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref ATABEY’in otuz yıla yakın bir süre ilimizi incelemesi sonucu yurtseverlik ve insan sevgisiyle hazırlamış olduğu bu kitabı Şehrimizin sağlık sorunlarımızın giderilmesi adına önemli bir rehber olacağını düşünerek, kitapta emeği geçen bütün herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Umarım ki bu kitabımız bölge halkımızın sağlıklı yaşaması adına önemli bir adım oluşturur. Nevşehir Belediyesi olarak sorunsuz ve güzel Nevşehir’de buluşmak üzere, daha nice güzel yayınlara… Saygılarımla … Hasan ÜNVER Belediye Başkanı

3

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

4

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

ÖNSÖZ Kitabın başında Nevşehir ili ve ilçeleri tanıtılmış, yöre ve Türkiye için önemli bir değer olan Kapadokya ve peribacaları ele alınmıştır. Konuların anlaşılabilmesi, için temel jeolojik özellikleriyle birlikte maden kaynakları da sunulmuştur. Jeolojik unsurlarla birlikte, konu, halk sağlığı yönüyle ele alınmıştır. Kitabın ana konusunu, Nevşehir ilinin tıbbi jeolojik unsurları ve bunların halk sağlığıyla ilişkisi oluşturmaktadır. Deprem, heyelan, sel, çığ, kaya düşmesi gibi felaketler hayatımızın birkaç saniyesinde veya bir kaç dakikasında etkili olurken, asbest, eriyonit, silis gibi mineral tozlarının solunum yoluyla alındığında olumsuz etkileri; arsenik, cıva, kurşun, kadmiyum elementleri ile radon gazının zehirleyici özelliği insan sağlığını doğumundan ölüme kadar etkileyen birer doğal afet konumundadır. Ülkemiz coğrafyası ve jeolojik yapısındaki çeşitlilik dikkate alındığında, belli yöre ve bölgelerde, insanların kansere yakalanmaları, genç yaşta dişlerinin lekeli-hareli olması, iskelet yapılarının bozulması, derilerinde fiziksel değişikliklerin ortaya çıkması, boylarının cüce kalması vb. sebeplerle sağlıklarının bozulmasının temel nedenlerinin başında toprak, su ve hava yoluyla yaşamımızı etkileyen element ve mineraller, yani doğal jeolojik unsurlar ve süreçler rol oynamaktadır. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Nevşehir yöresinde de jeolojik unsurlardan kaynaklanan ve halk sağlığı için risk oluşturabilecek etkenler bulunmaktadır. Bunlardan, eriyonit minerali ve diğer mineral tozları ve etkisi, yer altı suyunda arsenik, florür sorunu, kil-toprak yeme olayları, Nevşehir ili için önemli halk sağlığı konularını oluşturur. Nevşehir’in Tuzköy Beldesi, Karain ve Sarıhıdır köylerinde yıllardan bu yana eriyonit mineral tozlarından kaynaklanan hastalıklar bilinmekte olup, nedenleri konusunda önlemler alınmaya devam edilmektedir. Yine ildeki yer altı sularındaki arsenik ve florür içeriği bir sağlık sorunu teşkil etmekte olup, çözümler aranmaktadır. Yörede volkanik kayaçların yoğun olarak bulunuyor olması, Türkiye’nin diğer yörelerine göre kayaç, toprak ve sularının bazı minerallerce zenginleşmelerinin kaynağını oluşturmuştur. Bu kitapta sunulan özgün bilgiler, 1982-2012 yılları arasındaki zaman diliminde belli aralıklarla, Nevşehir ili kapsamında yapmış olduğum jeoloji ve tıbbi jeoloji amaçlı inceleme ve araştırma sonuçlarını kapsamaktadır. Derleme olan bilgiler ise kitabın arkasındaki Değinilen Belgeler kısmında belirtilen kaynaklardan yararlanılmıştır. Yararlanılan kaynaklara, metin içinde ve şekil altlarında atıf yapılmıştır. Eserin, ilin eğitim, kültür, turizm ve sanayi vb. yatırımları ile en başta halk sağlığı çalışmalarına katkı koyacağını düşünmekteyim. Kitabı inceleyerek önerilerde bulunan ve önemli katkılar koyan Maden Mühendisi Sayın Mehmet Karadeniz’e (Ankara), basım öncesi ve aşamasında göstermiş olduğu çabaları ve katkıları için emekli Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Sayın Mustafa Kaya’ya (Ürgüp), basımı gerçekleştiren Nevşehir Belediyesine ve Nevşehir Belediye Başkanı Sayın Hasan Ünver’e, inceleme ve araştırmalarım sırasında hoşgörü ve desteklerini gördüğüm Nevşehir ili halkına teşekkürü bir borç bilirim. Dr. Eşref Atabey Jeoloji Yüksek Mühendisi (Tıbbi Jeolog) 5

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

6

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

İÇİNDEKİLER NEVŞEHİR İLİ TIBBİ JEOLOJİK UNSURLARI VE HALK SAĞLIĞI................................................... GİRİŞ.............................................................................................................................................................................. I.KISIM KAPADOKYA, PERİBACALARI, NEVŞEHİR İLİ VE İLÇELERİ, NEVŞEHİR İLİNİN JEOLOJİSİ, NEVŞEHİR İLİNİN MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI 1.BÖLÜM KAPADOKYA VE PERİBACALARI KAPADOKYA........................................................................................................................................................... PERİBACALARI........................................................................................................................................................ 2.BÖLÜM NEVŞEHİR İLİ VE İLÇELERİ (Tarihi, nüfusu, ulaşım, tarım ve hayvancılık, turizm vd.) NEVŞEHİR İLİ............................................................................................................................................................ Yeri......................................................................................................................................................................... Tarihçesi.............................................................................................................................................................. Ulaşım.................................................................................................................................................................. Nüfusu ................................................................................................................................................................ Fiziki yapısı ........................................................................................................................................................ Ekonomisi........................................................................................................................................................... Sanayi.................................................................................................................................................................... Yer altı kaynakları........................................................................................................................................... Tarım ve hayvancılık..................................................................................................................................... Tarihi eserler ve turistik yerler ................................................................................................................ NEVŞEHİR İLİNİN İLÇELERİ............................................................................................................................... Merkez ilçe......................................................................................................................................................... Acıgöl.................................................................................................................................................................... Avanos.................................................................................................................................................................. Derinkuyu........................................................................................................................................................... Gülşehir............................................................................................................................................................... Hacıbektaş......................................................................................................................................................... Kozaklı.................................................................................................................................................................. Ürgüp....................................................................................................................................................................

7

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı 3. BÖLÜM NEVŞEHİR İLİNİN JEOLOJİSİ NEVŞEHİR İLİNİN GENEL JEOLOJİ ÖZELLİKLERİ.................................................................................. METAMORFİK KAYAÇLAR...................................................................................................................... PALEOZOYİK YAŞTA OLAN METAMORFİK KAYAÇLAR....................................................... Tamadağ formasyonu.......................................................................................................................... Bozçaldağ Formasyonu....................................................................................................................... PLÜTONİK (MAGMATİK) KAYAÇLAR.............................................................................................. ÜST KRETASE-PALEOSEN YAŞTA OLAN PLÜTONİK (MAGMATİK) KAYAÇLAR....................................................................................................................... Ortaköy Granitoyidi............................................................................................................................. Kızıldağ volkaniti.................................................................................................................................... SEDİMANTER VE VOLKANİK KAYAÇLAR...................................................................................... ALT-ORTA EOSEN YAŞTA OLAN SEDİMANTER KAYAÇLAR............................................... Ayhan formasyonu................................................................................................................................ Altıpınar formasyonu........................................................................................................................... Boztepe üyesi............................................................................................................................................ OLIGOSEN-ALT MİYOSEN YAŞTA OLAN SEDİMANTER KAYAÇLAR............................. Kızılöz formasyonu................................................................................................................................ Tuzla üyesi.................................................................................................................................................. Kesiktepe üyesi........................................................................................................................................ Arafa üyesi.................................................................................................................................................. ÜST MİYOSEN-PLİYOSEN YAŞTA OLAN SEDİMANTER VE VOLKANİK KAYAÇLAR...................................................................................................................... Tuzköy formasyonu (Yüksekli formasyonu)............................................................................ Ürgüp formasyonu................................................................................................................................ Kavak üyesi (Kavak ignimbriti)....................................................................................................... Hatlarpınar üyesi.................................................................................................................................... Zelve İgnimbiriti...................................................................................................................................... Sarımadentepe üyesi (Sarımadentepe İgnimbiriti).............................................................. Mustafapaşa üyesi.................................................................................................................................. Sarıca Volkanitleri (Damsa Bazaltı).............................................................................................. Cemilköy üyesi (Cemilköy İgnimbriti)........................................................................................ Tahar üyesi................................................................................................................................................. Karadağ üyesi............................................................................................................................................ Gördeles İgnimbiriti.............................................................................................................................. Salur üyesi (Aksalur Çakıltaşı üyesi)............................................................................................. Andezitik domlar .................................................................................................................................. Tekkedağ Volkanitleri........................................................................................................................... Erdaşdağ Volkanitleri...........................................................................................................................

8

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Dasitik domlar ........................................................................................................................................ Göztepe Domu ....................................................................................................................................... Hodul Dağı Domu................................................................................................................................. Büyükkaletepe Andeziti (Aşikidağ Domu)............................................................................... Bazaltik Lav akıntıları............................................................................................................................ Çataltepe Volkaniti (Çataltepe Bazaltı)..................................................................................... Topuzdağ Volkaniti (Topuzdağı Bazaltı).................................................................................... Keçikaletepe Bazaltı.............................................................................................................................. ALT PLİYOSEN YAŞTA OLAN VOLKANİK KAYAÇLAR............................................................ Kızılkaya İgnimbiriti ............................................................................................................................. ÜST PLİYOSEN YAŞTA OLAN VOLKANİK KAYAÇLAR............................................................ İncesu üyesi (İncesu İgnimbiriti).................................................................................................... Ağıllı üyesi.................................................................................................................................................. Kışladağ üyesi (Kışladağ Kireçtaşı)................................................................................................ Oyludağ Volkaniti.................................................................................................................................. Kızıldağ Bazaltı (Kızıldağ Lav Akıntısı)........................................................................................ KUVATERNER YAŞTA OLAN KAYAÇLAR........................................................................................ Acıgöl Volkanitleri ................................................................................................................................ Acıgöl Volkanizmasının gelişim evresi........................................................................................ Alt Acıgöl Tüfü (Kumtepe Külü).................................................................................................... Cüruf Konileri (Bazaltik cüruf konileri)...................................................................................... Bazik Lav Akıntıları (Karnıyarıktepe Bazaltı)........................................................................... Boğazköy Obsidiyeni............................................................................................................................ Üst Acıgöl Tüfü (Alaşar tüfü)........................................................................................................... Maar Piroklastikleri Üst Acıgöl Tüfünü Üzerleyen Tefralar............................................. Kaldera sonrası Domlar (Korudağ Andezitik Cam)............................................................ Kızılırmak Çakıltaşı................................................................................................................................ Traverten..................................................................................................................................................... Eski alüvyon............................................................................................................................................... Yamaç molozu ve Güncel alüvyon................................................................................................ 4.BÖLÜM NEVŞEHİR İLİNİN MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI NEVŞEHİR İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI......................................................................... MADEN KAYNAKLARI............................................................................................................................... METALİK MADENLER................................................................................................................................. Demir............................................................................................................................................................ Bakır ve kurşun........................................................................................................................................ ENDÜSTRİYEL HAMMADDELER.......................................................................................................... Kükürt...........................................................................................................................................................

9

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Barit................................................................................................................................................................ Kaolen........................................................................................................................................................... Kil.................................................................................................................................................................... Kaya tuzu.................................................................................................................................................... Perlit............................................................................................................................................................... Ponza............................................................................................................................................................. Zeolit............................................................................................................................................................. Diyatomit.................................................................................................................................................... Doğal taşlar..................................................................................................................................................................

Kum-çakıl.................................................................................................................................................... ENERJİ KAYNAKLARI................................................................................................................................... Linyit kömürü........................................................................................................................................... Hidroelektrik (HES) santraları......................................................................................................... II. KISIM NEVŞEHİR İLİ TIBBİ JEOLOJİK UNSURLARI VE HALK SAĞLIĞI

1.BÖLÜM NEVŞEHİR İLİNDE DOĞAL AFETLER VE RİSKLER NEVŞEHİR İLİNİN DEPREMSELLİĞİ.............................................................................................................. 2. BÖLÜM ERİYONİT VE DİĞER MİNERAL TOZLARI VE HALK SAĞLIĞI ERİYONİT MİNERAL TOZLARI VE İNSAN SAĞLIĞI................................................................... Zeolit grubu minerallerinin tanımı ve sınıflaması................................................................ Zeolit minerallerinin kimyası........................................................................................................... Zeolit minerallerinin oluşum ortamları..................................................................................... Zeolit minerallerinin kullanım alanları....................................................................................... ERİYONİT MİNERALİ .................................................................................................................................. Fiziksel Özellikleri................................................................................................................................... Kimyasal Özellikleri............................................................................................................................... Eriyonit mineralinin oluşumu.......................................................................................................... NEVŞEHİR YÖRESİNDE ERİYONİT MİNERALİ İÇEREN VOLKANİK TÜF KAYALARININ DAĞILIMI............................................................................................................... TUZKÖY BELDESİ ERİYONİT MİNERAL TOZU MARUZİYETİ VE YENİ YERLEŞİM ALANI............................................................................................................................... KARAİN KÖYÜ ERİYONİT MİNERAL TOZU MARUZİYETİ VE YENİ YERLEŞİM ALANI............................................................................................................................... SARIHIDIR KÖYÜ ERİYONİT MİNERAL TOZU MARUZİYETİ .............................................

10

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı ERİYONİT MİNERALİ İÇEREN DİĞER VOLKANİK TÜF KAYALARININ BULUNDUĞU YÖRELER.......................................................................................... Şahinefendi köyü ve Cemilköy........................................................................................................ Karlık ve Yeşilöz köyleri....................................................................................................................... Boyalı köyü................................................................................................................................................. Karacaören, Ulaşlı ve Çökek köyleri ............................................................................................ Zelve vadisi................................................................................................................................................. Çavuşini köyü .......................................................................................................................................... Sulusaray ve Nar Beldeleri................................................................................................................. Özkonak ve Göynük Beldeleri......................................................................................................... Abuuşağı, Fakıuşağı, Hacıhalilli, Hamzalı ve Emmiler köyleri......................................... Şahinli, Küçükkayapa ve Sığırlı köyleri........................................................................................ Gülpınar köyü........................................................................................................................................... Ürgüp ilçesi ve Mustafapaşa Beldesi............................................................................................ NEVŞEHİR YÖRESİ ERİYONİT MİNERALİ İÇEREN VOLKANİK TÜF KAYALARININ JEOLOJİK EVRİMİ............................................................................................... ERİYONİT MİNERALİNİN SAĞLIĞA ETKİLERİ............................................................................... ERİYONİT MİNERAL TOZUNA BAĞLI HASTALIKLAR............................................................. Beniğn hastalıklar................................................................................................................................... Malign hastalıklar................................................................................................................................... ERİYONİT MİNERAL TOZU MARUZİYETİ İLE İLGİLİ EPİDEMİYOLOJİK ÇALIŞMALAR........................................................................................................... ERİYONİT MARUZİYETİNE KARŞI ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER............................ Genel olarak eriyonitli alanlarda alınması gerekli önlemler............................................ Tuzköy Beldesi eski yerleşim alanında alınması gerekli önlemler................................. Karain köyü eski yerleşim alanında alınması gerekli önlemler....................................... Sarıhıdır köyü eski ve yeni yerleşim alanında alınması gerekli önlemler .................................................................................................................. NEVŞEHİR İLİ DİĞER MİNERAL TOZLARI VE ETKİLERİ........................................................... PONZA................................................................................................................................................................ Ponzanın kullanım alanları ve sağlığa etkisi............................................................................. PERLİT.................................................................................................................................................................. Perlitin kullanımı ve sağlığa etkisi.................................................................................................. DİYATOMİT...................................................................................................................................................... Kullanımı ve sağlığa etkisi.................................................................................................................. KUVARS TOZU-SİLİKOZİSE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER.................................................

11

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı 3. BÖLÜM NEVŞEHİR İLİNİN İÇME SUYU KALİTESİ VE HALK SAĞLIĞI İÇME SUYU KALİTESİ ........................................................................................................................................ NEVŞEHİR İLİNİN İÇME SUYU KALİTESİ.................................................................................................. Nevşehir merkez ilçesi................................................................................................................................. Avanos ilçesi...................................................................................................................................................... Özkonak Beldesi...................................................................................................................................... Derinkuyu ilçesi............................................................................................................................................... Gülşehir ilçesi................................................................................................................................................... Gümüşkent................................................................................................................................................ Tuzköy Beldesi.......................................................................................................................................... Hacıbektaş ilçesi.............................................................................................................................................. Karaburna Beldesi.................................................................................................................................. Killik köyü .................................................................................................................................................. Kozaklı ilçesi...................................................................................................................................................... Karahasanlı beldesi ............................................................................................................................... Ürgüp ilçesi........................................................................................................................................................ Çökek köyü................................................................................................................................................ Karain köyü................................................................................................................................................ Sarıhıdır köyü........................................................................................................................................... İçmesularının halk sağlığı yönünden değerlendirilmesi............................................................ Kızılırmak Nehri suyunun özellikleri.................................................................................................... 4. BÖLÜM NEVŞEHİR İLİNİN İÇME SUYUNDA ARSENİK VE HALK SAĞLIĞI NEVŞEHİR İLİNİN İÇME SUYUNDA ARSENİK....................................................................................... Arsenik tanımı ve özellikleri..................................................................................................................... SUDA ARSENİĞİN KAYNAĞI.......................................................................................................................... Arseniğin antropojenik kaynakları........................................................................................................ Jeotermal (sıcak su) kaynaklar................................................................................................................ Gübreleme......................................................................................................................................................... Arsenikçe zengin yer altı sularını barındıran jeolojik ortamlar (hazne kayalar)................................................................................................................................................ ARSENİĞİN SAĞLIĞA ETKİLERİ.................................................................................................................... NEVŞEHİR İLİ İÇME SUYUNDAKİ ARSENİĞİN KAYNAKLARI..................................................... Arsenik bulunduran kaya türleri............................................................................................................ Nevşehir yerleşim yerlerinin içme sularındaki arsenik düzeyleri.......................................... Nevşehir ili arsenikli su içilmesinden kaynaklanan sağlık sorunları.................................... ARSENİKLE İLGİLİ ÖNERİLER..........................................................................................................................

12

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Yüksek oranda arsenikli yer altı sularının iyileştirilmesi............................................................ Arsenik içeren suların arıtılması teknolojileri................................................................................. Arsenik arıtması için çalışma yapılan yerler..................................................................................... 5. BÖLÜM NEVŞEHİR İLİNİN İÇME SUYUNDA FLORÜR VE HALK SAĞLIĞI İÇME SUYUNDA FLORÜR................................................................................................................................ Flor’un tanımı ve özellikleri...................................................................................................................... Flüorit minerali kullanımı ......................................................................................................................... İçme suyunda florür ve sağlığa etkileri............................................................................................... Türkiye’de içme suyunda florür bulunan yerler............................................................................. NEVŞEHİR İLİNİN İÇME SULARINDA FLORÜR KONSANTRASYONLARI............................

Florürlü içme sularının iyileştirilmesi ve önlemler..........................................................................................



İçme suyunda florun giderilmesi teknikleri.....................................................................................

6. BÖLÜM NEVŞEHİR İLİNİN JEOTERMAL (SICAK SU) VE MADENSUYU KAYNAKLARI VE HALK SAĞLIĞI NEVŞEHİR İLİ JEOTERMAL (SICAK SULARI-TERMAL) KAYNAKLARI VE SAĞLIK................................................................................................................................................................. NEVŞEHİR İLİNİN JEOTERMAL KAYNAKLARI...................................................................................... Kozaklı kaplıcası.............................................................................................................................................. Yararlanma şekilleri............................................................................................................................... Radon kaplıcaları ve içmeleri................................................................................................................... Acıgöl ilçesi Karacaören Ilıcası................................................................................................................ Nar Ilısu................................................................................................................................................................ Cemilköy Ilıcasu pınarı................................................................................................................................ NEVŞEHİR İLİNİN MADENSUYU KAYNAKLARI VE HALK SAĞLIĞI........................................ Tepeköy madensuyu..................................................................................................................................... Ağıllı madensuyu............................................................................................................................................ Combuzbaşı (İkibinevler) madensuyu............................................................................................... Fokurdak madensuyu.................................................................................................................................. Sulusaray Sarıdere madensuyu............................................................................................................... Çayağıl (Karakaya) madensuyu.............................................................................................................. Kayaharman Bağları madensuyu........................................................................................................... Ballıca madensuyu......................................................................................................................................... Sevincili madensuyu..................................................................................................................................... Gölbağları madensuyu................................................................................................................................ Gümüşkent (Salanda) madensuyu....................................................................................................... Ulaşlı madensuyu........................................................................................................................................... Üzengiçayırı madensuyu............................................................................................................................

13

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı 7. BÖLÜM NEVŞEHİR İLİNDE KİL VE TOPRAK YEME ALIŞKANLIĞI (JEOFAJİA)PEKMEZ TOPRAĞI VE HALK SAĞLIĞI KİL VE TOPRAK YEME ALIŞKANLIĞI (JEOFAJİA)-PEKMEZ TOPRAĞI .................................. İnsanlarda demir eksikliği.......................................................................................................................... İnsanlarda çinko eksikliği .......................................................................................................................... Kil ve toprak yeme alışkanlığı (jeofajia-pika).................................................................................. Çocuklarda toprak yeme olayı................................................................................................................ Kil ve toprak yemenin yaratabileceği sorunlar.............................................................................. İnsanlarda kil ve toprak yeme alışkanlığının (jeofajia-pika) nedenleri............................. NEVŞEHİR İLİNDE KİL VE TOPRAK YEME ALIŞKANLIĞI................................................................ Topraktaki organizmalar ve sağlık ....................................................................................................... PEKMEZ VE PEKMEZ TOPRAĞI............................................................................................................ Pekmez toprağı ve sağlık............................................................................................................................ Öneriler............................................................................................................................................................... 8. BÖLÜM AĞIR METAL KİRLİLİĞİ VE SAĞLIK AĞIR METALLER (ELEMENTLER)................................................................................................................. Ağır metallerin topraktaki kökeni ve dağılımı................................................................................ Gübreden gelen ağır metal kirliliği....................................................................................................... Araçlardan gelen kirlilik.............................................................................................................................. Çöp atıkları........................................................................................................................................................ Zirai ilaçlama (ot, böcek ve mantar öldürücüler)........................................................................ NEVŞEHİR İLİNDE BAZI YERLERE AİT TOPRAK VE SEDİMANLARIN AĞIR METAL DEĞERLERİ.................................................................................................................................. NEVŞEHİR İLİ KATI ATIK ALANLARI.......................................................................................................... 9. BÖLÜM NEVŞEHİR İLİNDE DOĞAL RADYASYON KAYNAKLARI VE HALK SAĞLIĞI RADYASYON VE RADYOAKTİVİTE............................................................................................................ Yerkabuğu kaynaklı doğal radyasyon.................................................................................................. NEVŞEHİR İLİNİN DOĞAL RADYASYON KAYNAKLARI................................................................ YÜKSEK GERİLİM HATLARI............................................................................................................................. 10. BÖLÜM KÖMÜR VE HALK SAĞLIĞI KÖMÜR ...................................................................................................................................................................... Kömürdeki iz elementler ve sağlık................................................................................................................ Kömür tozunun sağlığa etkileri (kömür pnömokonyozu)......................................................

14

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Balkan Endemik Nefropatisi (BEN).......................................................................................................

NEVŞEHİR İLİNİN KÖMÜR OLUŞUMLARI VE HALK SAĞLIĞI.........................................................................

Önlemler............................................................................................................................................................. 11. BÖLÜM TUZKÖY TUZ MAĞARASI VE SAĞLIK TUZ .............................................................................................................................................................................. Tuzun kaynakları............................................................................................................................................. Sodyum klorür (NaCl)................................................................................................................................. Tuzun kullanımı ............................................................................................................................................. Sofralık tuz çeşitleri....................................................................................................................................... Kayatuzu............................................................................................................................................................. TUZUN SAĞLIĞA ETKİLERİ............................................................................................................................. TUZ MAĞARASI VE SAĞLIK........................................................................................................................... Duzlak tuzla tedavi merkezi..................................................................................................................... Piestany–Slovakya Tuz Mağarası .......................................................................................................... Lut Gölü Tuz Mağarası................................................................................................................................ TUZKÖY TUZ MAĞARASI İÇİN YAPILMASI GEREKLİ ÇALIŞMALAR.................................... 12. BÖLÜM JEOLOJİK UNSURLAR-RİSKLER VE ÖNLEMLER JEOLOJİK UNSURLAR-RİSKLER ..................................................................................................................... Arazi kullanımı planlaması ve iskan alanlarında tıbbi jeolojinin önemi........................... Tıbbi Jeoloji ve turizm................................................................................................................................. YASA VE YÖNETMELİKLERLE, YERLEŞİM YERİ SEÇİMİNDE TIBBİ JEOLOJİ UYGULAMALARI VE ÖNERİLER................................................................................... Sağlık Bakanlığı kaynaklı düzenlemeler.............................................................................................. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı kaynaklı düzenlemeler................................................................ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kaynaklı düzenlemeler..................................................... Türkiye Atom Enerjisi Kurumu kaynaklı düzenlemeler............................................................. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kaynaklı düzenlemeler............................................... Tarım Bakanlığı kaynaklı düzenlemeler.............................................................................................. GENEL ÖNERİLER.................................................................................................................................................. DEĞİNİLEN BELGELER......................................................................................................................................... SÖZLÜK...................................................................................................................................................................... KISALTMALAR........................................................................................................................................................

15

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

16

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

I. KISIM KAPADOKYA VE PERİBACALARI-NEVŞEHİR İLİ VE İLÇELERİ-NEVŞEHİR İLİNİN JEOLOJİSİ-NEVŞEHİR İLİNİN MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

17

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

18

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

1. BÖLÜM

KAPADOKYA VE PERİBACALARI

19

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı KAPADOKYA İnsanoğlu, Kapadokya’nın doğal güzelliğiyle karşılaşarak, onu bir doğa mucizesi olmaktan çıkartıp, tarihe maletmiştir. Amasya’lı coğrafyacı ve seyyah Strabon’un 17 kitaplık ‘’Geographica’’ adlı eserinde (Anadolu XII, XIII, XIV) Kapadokya Bölgesinin sınırlarını ‘’kuzeyde Doğu Karadeniz kıyıları, doğuda Malatya, batıda Aksaray ve güneyde de Toros dağlarına kadar uzanan alan olarak belirlemiştir. Bölgenin boyutları Karadenizden Toroslara kadar 550 km batı komşuları Likonya ve Frigya’dan Fırat nehrine kadar da yine 550 km’dir’’ diyerek açıklanmıştır (Şekil 1). Kapadokya, kendine özgü jeolojik yapısı ile tarihsel değerlerin iç içe bulunduğu doğal bir açık hava müzesi olarak tanımlanabilir. Tarihsel açıdan ele alındığında Kapadokya, Niğde-Nevşehir-Kayseri-Kırşehir illerinin sınırları dışına uzanmasına karşılık (Şekil 1), doğal bir sınır çizmek gerektiğinde jeolojik ve jeomorfolojik yapı ile tarihsel kültür arasındaki ilişkiler göz önüne alınarak Aksaray-Niğde çizgisi doğusunda kalan, kuzeyde Kırşehir, doğuda ise Kayseri’ye kadar uzanan bir bölge olarak tanımlanabilir. Daha dar bir alan olan kayalık Kapadokya bölgesi Uçhisar, Ürgüp, Avanos, Göreme, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresinden ibarettir. Bu tanımlamadaki ölçüt Kapadokya’nın simgesi haline gelmiş olan peribacalarının geliştiği, yer altı yerleşim merkezleri ile kaya kiliselerinin bulunduğu Neojen-Kuvaterner yaşlı volkanosedimanter kayaların yayılım alanıdır (Atabey, 2004a).

Şekil-1. Kapadokya haritası (Atabey, 2004a)

20

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Kapadokya kelimesi, Pers dilinde Eşkin Atlar Ülkesi anlamına gelen “Katpatuka” sözcüğünden kaynaklanır. Çok büyük bir alana yayılmakla birlikte esas bölümünü Kayseri de içinde olmak üzere güney bölgesi oluşturur. Kuzeydeki bölümüne ise Pontit Kapadokyası (Pontus) adı verilmiştir. Bölgenin en önemli yükseltisi Strabon’un deyimiyle “tepesinde hiçbir zaman kar eksik olmayan dağların en yükseği” Erciyes (Argoios). En önemli kenti önceleri “Mazaka” adını taşıyan Kaisareia’dır (Kayseri) idi. Kapadokyanın başkenti olarak bilinen bu kent, M.Ö. 1. yüzyılda Roma İmparatoru Angustus adına bu ismi almıştır. Kapadokya’nın doğu sınırındaki en önemli merkezi ise Melitene (Malatya) idi. Bölgenin güneydeki en önemli kenti ise Tyana (bugünkü Uluborlu köyü) olup, Bor’un güneyinde inşa edilmiştir. Tarih öncesi dönemlerden başlayarak yerleşmelere sahne olan Kapadokya, Anadolu’nun en eski yazılı belgelerinin bulunduğu bölgedir. Kayseri yakınındaki Kültepe’de M.Ö. 2000 yıllarında büyük bir ticaret merkezi kurulmuştur. Bu kentte Mezopotamya’dan göç etmiş olan Asurlu tüccarlar da yer almıştır. Anadolu, yazılı tarih dönemine bu tüccarların getirdikleri çivi yazılı belgeler sayesinde girmiştir. Hitit Devleti’nin kuruluşundan sonra tüm Kapadokya bu devletin egemenliğini tanımıştır. Bu imparatorluğun yıkılışından sonra bölgeye Tabal Devleti, daha sonra da Frigler egemen olmuşlardır. Bölge bu devletlerin yıkılmalarından sonra M.Ö. 590 yılında Med, M.Ö. 547-333 arasında ise Pers İmparatorluğu’na bağlanmıştır. Pers egemenliği döneminde Katgutuka adı altında satraplık haline dönüştürülmüştür (Atabey, 2004a). M.Ö. 333 yılında Makedonya kralı Büyük İskender Kapadokya’yı zaptetmiştir. M.Ö. 323’te onun ölümünden sonra, generallerinden Makedonyalı Perdikkas’ın eline geçen Kapadokya M.Ö. 301-280 yılları arasında Selevkos krallığına bağlanmıştır. M.Ö. 280 yılında Selevkos’un ölümü üzerine bağımsızlığını kazanmış ve ilk kral olan Ariarathes (M.Ö. 255-220) döneminde görkemli devrini yaşamıştır. Daha sonra aynı hanedandan çeşitli krallar zamanında giderek güçsüzleşmiş ve Pontus krallığı ile Roma imparatorluğu arasında sürekli olarak çekişme konusu olmuştur. M.Ö. 63 yıllarında Roma egemenliğine girerek bu imparatorluğun ikiye ayrıldığı M.S. 395 yılına kadar Romalıların idaresinde kalmıştır. Bu tarihten sonra Bizans İmparatorluğu sınırları içine girmiş ve M.S. 1072 yılında ise Selçuklular tarafından alınan, Kapadokya, M.S. 1339 yılında da Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı İmparatorluğuna katılmıştır. Timur’un Anadolu’ya istilası esnasında yöre 1405 yılına kadar Timur’un elinde kalmış ve daha sonra Karamanoğulları’nın eline geçmiştir. 1466’da ise Karamanoğulları imparatorluğa bağlanarak Osmanlı topraklarına katılmıştır. Kapadokya bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti kuruluncaya kadar Osmanlı İmparatorluğunun bir bölgesi olmuştur. Kapadokya alanı Hasandağı, Melendiz dağı ve Erciyes dağı gibi üç büyük yanardağın milyonlarca yıl devam eden püskürmeleriyle oluşan kalın bir volkanik örtüyle kaplanmıştır. Başlangıçta bu üç büyük püskürme merkezinden bol miktarda çıkan çoğunlukla andezitik ve bazaltik türde lavlar ve aglomeralar üst üste yığılarak birikmişler ve 3917 m yükseklikteki Erciyes Dağı’nı, 3266 m yükseklikteki Hasan Dağı’nı ve 2963 m yükseklikteki Melendiz Dağı’nı meydana getirmişlerdir. Lavlarda K/

21

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Ar yöntemi ile yapılan radyometrik yaş tayinlerine göre Hasan Dağı’nda ilk volkanik etkinlik yaklaşık 13,5 milyon yıl önce başlamış ve 6 milyon yıl devam etmiştir (Atabey, 2004a). Melendiz Dağı ve Erciyes Dağı’nda ise ilk volkanik etkinlik 7 milyon yıl önce başlamış ve 2 milyon yıl devam etmiştir. Daha sonra her üç püskürme merkezinde de volkanizma bir süre yavaşlamış, yaklaşık 5 milyon yıl önce ise yeniden şiddetlenmiş ve bu kez ikinci volkanik evre ile kül, tüf, ignimbrit ve pomza gibi küçük taneli volkanik ürünler şiddetli patlamalarla havadan çok uzak mesafelere (100 km’ye kadar) saçılarak çevreye yayılmışlar ve Nevşehir-Ürgüp dolaylarında yaklaşık 300 km2’lik bir alanda o devirde mevcut olan yersel göllerde, vadilerde yığışarak birikmişlerdir. Hasan Dağı ve Erciyes Dağı’nda volkanik etkinlik daha sonra küçük çapta püskürmelerle zamanımızdan yaklaşık 2000 yıl öncesine kadar devam etmiş olup, günümüzde ise sadece sıcak su ve volkanik gaz çıkışları devam etmektedir (Atabey, 2004a). Kapadokya yöresinde yığışan ve kalınlığı yer yer 100 m’yi aşan volkanik plato Kuvaterner’deki aşınımla yarılmış ve söz konusu plato masa şekilli tepeler ile bunlar arasında yer alan kanyon benzeri vadilere dönüşmüştür. Plato ve vadi yamaçlarında tüf, tüfit, ignimbiritik tüf, lahar, kil ve marn ardalanmasının yüzeylediği bölümlerde seçici aşınımın eseri olarak Kapadokya’ya özgü topoğrafya ve peribacaları gelişmiştir (Şekil 2). Peribacaları, işlemesi kolay yumuşak tüflerden meydana geldiklerinden, eski çağlardaki insanlar tarafından oyularak 2-3 katlı konutlara dönüştürülmüş ve uzun zaman kullanılmışlardır (Atabey, 2004a). Özellikle M.S. 7. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya egemen olan Bizans İmparatorluğuna yapılan Arap saldırıları ve imparatorluğun din üzerinde işkenceye varan baskıları yüzünden Hristiyanlar bu bölgeye göç etmişlerdir. Peribacalarını ve diğer tüf ve ignimbrit kütlelerini oyarak saklanmış, yeni bir yerleşme biçimi geliştirmiş ve yer altında bile korunaklı kentler yapmışlardır (Şekil 3). Yer altı kentleri Kaymaklı, Derinkuyu ve Özkonak civarında yer alırlar. Hristiyanlar tüfleri oyarak manastır, kilise ve evler de yapmışlardır (Milliyet, 1983). Tapınakların duvarları ve tavanları dinsel resimlerle süslüdür. Günümüzde bile konut olarak kullanılmaktadır.

22

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B Şekil 2- A, B-Kapadokya yöresinin jeomorfolojik yapısı (B- http://www.nevsehirlilerseyahat.com.tr).

23

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B Şekil 3- A, B-Tüf kayaları oyularak yapılmış olan eski yerleşim mekanları.

24

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı PERİBACALARI Peribacaları, farklı dirençteki kaya topluluklarının oluşturduğu ardalanmalı yapılar üzerinde yüzey sularının seçici aşındırmasıyla oluşmuş koni şekilli jeomorfolojik oluşumlardır (Şekil 4). Bunlar koni şekilli bir gövde ile çoğunlukla bunun tepe kısmında yer alan bir bloğun oluşturduğu takke olmak üzere iki kısımdan ibarettir. Kapadokya yöresinde peribacaları Ürgüp-Avanos-Uçhisar arası, Darsa çayı vadisi, Gülşehir yöresi ve Ihlara vadisinde yoğun olarak izlenir. Bu alanlardaki peribacaları tüf, tüfit, ignimbirit, ignimbritik tüf, lahar, kil ve marn ardalanmasından oluşan Neojen yaşlı (günümüzden 23-2,5 milyon yıl öncesi yaş aralığı) volkanosedimanter kayaların yüzeylediği alanlarda gelişmiştir. Sayılan bu kaya topluluğunun düzenli bir ardalanma yapısı olup, peribacası oluşumu bu ardalanmalı yapıya bağlı olarak gelişmektedir (Atabey, 2004a). Yöredeki peribacaları söz konusu kaya topluluklarının Pleyistosen sonrasıGünümüz (0,011 milyon yıl öncesinden günümüze kadar olan yaş aralığı) zaman aralığında aşınması ile şekillenmiştir. Vadi yamaçları ile plato eteklerinde etkin olan seçici aşınma söz konusu kaya topluluğu içerisindeki laharitik ve ignimbiritik seviyelerin koruyucu etkisine bağlı olarak bunların altındaki tüf, tüfit, kil marn gibi kısımlar aşınımdan kurtulmakta ve koni veya piramit şekilli oluşumlar ortaya çıkmaktadır. Bu oluşumlar yöre halkı tarafından güzel bir benzetme ile peribacası olarak adlandırılmıştır. Bir peribacasının oluşabilmesi için alttaki tabakalara oranla aşınıma karşı daha dayanımlı bir takke kayaca gereksinim vardır (Şekil 5). Yörede bu takke kayaçları ignimbirit ve ignimbritik tüfler ve laharitik seviyelerdir (Atabey, 2004a; Sayın, 2008). Aşınıma karşı daha az dayanımlı olan tüf, tüfit, volkan külü, kil, marnlar ise peribacalarının gövde kısımlarını meydana getirmektedir. Peribacalarının şekilleri üzerinde kayaç türü, tabaka eğimi, tabaka kalınlığı, çimentolanma derecesi, eklem sistemleri, petrografik ve kimyasal yapı gibi jeolojik özellikler ile şekillendirme süreçleri, jeomorfolojik konum, yamaç eğimi, tabaka dalım ile yamaç eğimi arasındaki açı, şekillenme döngüsü içerisindeki yeri, oksidasyon, yerel klimatik şartlar gibi jeomorfolojik özellikler etkili olmaktadır. Bu özellikler lokaliteye göre farklılıklar gösterdiğinden Kapadokya’nın değişik bölümlerinde farklı yoğunlukta, değişik geometrili ve farklı yükseklikte peribacası gelişimi gözlenmektedir (Atabey, 2004a).

25

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 4- Peribacası.

26

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 5- Peribacaları (resimler: Eşref Atabey, alttaki resim: http://www.nevsehirlilerseyahat.com.tr).

27

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Peribacalarını şekillendiren süreçler güncel olarak devam etmektedir. Şekillenme döngüsü içerisinde bir taraftan yeni peribacaları oluşurken diğer taraftan yıkılma ve bozulmalar sürmektedir. Bu doğal döngü günümüzde insan etkileri ile hızlı bir şekilde yıkılma ve bozulmalar lehine değişmektedir. Jeolojik zaman içerisinde peribacaları çok kısa süreli oluşuklar olmasına karşılık insan yaşamı açısından çok uzun bir dönemi kapsar gibi görünmekte ve bu nedenle, sözü edilen doğal döngü içerisinde insanın yapmış olduğu olumsuz etki ilk bakışta fark edilememektedir. Kapadokya’daki peribacalarının ihtiyarlık dönemini yaşadığı, oluşum sürecinin yavaşladığı görülür. Kapadokya’da yer alan tarihi kiliseler ve yerleşim alanları genellikle vadi içleri ve plato yamaçlarında açılmıştır. Kaya türü özelliği nedeniyle çok hızlı bir eğimli yamaçların geliştiği yörede, bu alanlarda yer alan kiliseler de olumsuz yönde etkilenmekte, yamaç duyarlılığının bozulması nedeniyle yıkımlar önlenemez duruma gelmektedir. Peribacaları yörenin en önemli jeolojik miras (milyonlarca yıl öncesi jeolojik zamandan günümüze kadar korunmuş olan kendine has özellikleri ve görsel olan jeolojik oluşumlar) yapılarını oluşturur (Atabey, 2004a). Kapadokya için “Büyüleyici havası ve sessiz vadileri, insanın nefesini kesecek güzelliği ve kayalara oyulmuş yer altı şehirleriyle dünyada nadir rastlanan bir yer” denmiştir (Anonim).

28

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

2.BÖLÜM

NEVŞEHİR İLİ VE İLÇELERİ

(Tarihi, nüfusu, ulaşım, tarım ve hayvancılık, turizm vd.)

29

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

30

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı NEVŞEHİR İLİ Yeri Nevşehir, Türkiye’de İç Anadolu Bölgesinin Orta Kızılırmak bölümünde kalan Kapadokya bölgesinde bir ildir. İlin sınırları 38° 12’ ve 39° 20’ kuzey enlemleriyle 34° 11’ ve 35° 06’ doğu boylamları arasında yer alır. Doğudan Kayseri, kuzey ve kuzeybatıdan Kırşehir, güneyden Niğde, batıdan Aksaray, kuzeydoğudan Yozgat illeriyle çevrilidir (Şekil 6). Nevşehir’in; Alanı: 8,434 km² Zaman dilimi: Doğu Avrupa Zaman Dilimi (DAZD) (+2) İl alan kodu: 384 İl plaka kodu: 50 Website: nevsehir.gov.tr

Şekil 6- Nevşehir ve komşu iller (Atlas, 2011).

31

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Tarihçesi Kent, Orta Çağ ve Yeni Çağ’da, Seandos, Nissa ve Muşkara adıyla anılmıştır. Anadolu, Büyük Selçuklu Devleti’nin elindeyken eski adı Nissa’nın yerinde Muşkara adında bir köy varmış. Muşkara sağlam yapılı anlamındadır. 18 evlik küçük bir köy olan Muşkara, Ürgüp’e bağlıymış. Tarihçi Charles Texier’e göre, 12. yüzyıl sonlarına doğru, yani Selçuklular zamanında, Nissa şehri halkı yavaş yavaş şehirden ayrılarak, başka bir yere göç etmişler. Çevre ile ilgili bilgi veren tarihçiler, bu yeni göç yerinin Muşkara olduğunu belirtmektedirler. Osmanlılar döneminde ise Muşkara yerine Nevşehir kullanılmaya başlanmıştır. IV. Mehmet’in oğlu Şehzade III. Ahmet’in sır katibi, Muşkaralı İbrahim, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa olarak sadrazamlığa getirildiğinde, doğduğu kent olan Muşkara’da büyük bayındırlık hareketine girişmiştir. İmaretler, camiler, medreseler, hamam ve çeşmeler yaptırmıştır. Muşkara adını değiştirerek, kente Yenişehir anlamına gelen Nevşehir adını vermiştir (http://tr.wikipedia.org/wiki/ Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Nevşehir, Muşkara adlı bir köy iken, adını Farsça “yeni” anlamına gelen nev’den alarak üretilmiştir. Nevşehir, 6429 sayılı yasa ile 20 Temmuz 1954 tarihinde il haline getirilmiştir. Kırşehir ve Kırşehir’e bağlı Mucur, Avanos, Hacıbektaş (1945’te ilçe olmuştur), Kayseri’ye bağlı Ürgüp (1935’te ilçe olmuştur), Niğde’ye bağlı Arapsun (1948’de Gülşehir adını almıştır) Nevşehir’in ilçeleri haline getirilmiştir. Kozaklı ve Hamamorta köyleri Avanos’a bağlı birer köy iken birleştirilerek 1954’te Kozaklı adıyla ilçe olarak Nevşehir’e bağlanmıştır. Kırşehir 1957’de tekrar il yapılmış ve Mucur ilçesi ile birlikte Nevşehir’den ayrılmıştır. Daha önceleri Melegübü ismi ile anılan bir bucak merkezi olan Derinkuyu 1 Nisan 1960’ta ilçe durumuna getirilmiş, Acıgöl kasabası ise 4 Temmuz 1987’de ilçe olmuştur (http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Ulaşım Nevşehir’in Ankara’ya uzaklığı 275 km’dir. Ankara’dan Nevşehir’e, AnkaraŞereflikoçhisar-Aksaray-Nevşehir karayolu ya da Ankara - Kırıkkale - Kırşehir Hacıbektaş - Nevşehir karayolu izlenerek iki şekilde gidilebilir (Şekil 7). Gülşehir ilçesi Tuzköy Beldesinde bulunan Kapadokya Havaalanına uçak seferleri yapılmaktadır (Şekil 8). Ankara-Kayseri demiryolu hattı Nevşehir’in Kozaklı ve Kanlıca istasyonlarına uğramaktadır. Karayolu bakımından her tarafa bağlanır. Ankara-Kayseri karayolu Nevşehir ilinin ortasında doğu-batı yönünde kat eder. Nevşehir’den Konya’ya, NiğdeAdana yönüne, Kırşehir-Ankara yönüne giden karayolu vardır.

32

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 7- Nevşehir bulduru haritası.

Şekil 8- Tuzköy’de (Gülşehir) bulunan Kapadokya Havaalanı.

33

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Nüfusu ve eğitim Nevşehir’in; Nüfusu: 283,247 Nüfus yoğunluğu: 52/km²  Kırsal kesim nüfusu: 125,785 (%56) (Şekil 9A). Şehir nüfusu: 157,462 (%44). Nevşehir’de okuma oranı %95’in üzerindedir. İlde 17 Mayıs 2007 yılında Nevşehir Üniversitesi kurulmuştur (Şekil 9B).

A

B

Şekil 9- A-Nevşehir ili şehir ve köy nüfusu oranı, B- Nevşehir Üniversitesi.

Fiziki yapısı Nevşehir, İç Anadolu’nun güneydoğu volkanik sahası içerisinde Erciyes Dağı, Hasan Dağı ve Melendiz Dağları’ndan çıkan kül ve lavların birikimiyle oluşmuş geniş bir platonun batı yamaçlarında kurulmuştur. Nevşehir il topraklarını Kızılırmak Vadisi ikiye böler. Dağlar daha çok kuzey ve güneyde bulunur. İlin % 20’si ovalardan, % 18’i dağlardan ve % 57’si platolardan ibarettir. Toprak hafif dalgalı bir yayla ve bozkır halindedir (http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Başlıca dağları Erdaş Dağı (1982 m), Hodul Dağı (1949 m), Kızıldağ (1768 m), Oylu Dağı (1622 m) ve Kemil Dağı’dır (1530 m). genellikle bitki örtüsü bakımından yoksun olan platoların çoğu Kızılırmak Platosu ismiyle anılır ve basamak basamak 1500 m’ye kadar yükselir. Kızılırmak Vadisinin genişlemesiyle küçük, fakat verimli ovalar gelişmiştir. Yörede sanayi ve yumru bitkileri yetişir. Nevşehir’in en büyük ovası Derinkuyu Ovasıdır. 20 km uzunluğunda olup, en geniş yeri 16 km’dir. Bu ovanın bir kısmında sulu tarım yapılır. Kızılırmak Nehri Nevşehir ili sınırları içinden geçer. Bu nehir Avanos ilçesi Bozca köyü yakınında Nevşehir ili sınırları içine girip, il topraklarını ikiye bölerek batıya doğru ilerler ve Gülşehir ilçesi Yamalı köyü sınırlarından ili terk eder. Nehir yatağı Avanos ve Gülşehir kısmında genişler. Kızılırmak Nehri’ne karışan birçok dere vardır. Başlıcaları, Damsa Çayı ve Acıgöl Deresidir. Bu iki akarsu üzerinde sulama amaçlı küçük barajlar vardır.

34

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Nevşehir ilinde kara iklimi hüküm sürer. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk geçer. Yılın 70 gününde sıcaklık 0 (sıfır) °C’ın altında ve 20 gün +30°C’ın üstünde seyreder. Yıllık yağış miktarı ortalama 388-353 mm arasındadır. Kızılırmak vadisinden uzaklaşıldıkça soğuk artar. Tüm yıl içinde sıcaklık -28°C ile +40°C arasında seyreder. Nevşehir ili bitki örtüsü bakımından çok zayıftır. Orman ve fundalıklar yok denecek kadar azdır. Ovalar bozkır (step) görünümündedir. Kızılırmak Vadisinde söğüt, kavak ve selvi ağaçları ile Oylu Dağında cılız meşeliklere rastlanır. Çayır ve mer’alar % 28 ve ekili ve dikili alanlar % 69’dur. Haziran başından itibaren yeşillik kaybolur, yerini sarı bir örtüye terk eder. Ekonomisi Nevşehir ilinin ekonomisi geniş ölçüde tarıma dayanır. Çalışan nüfusun % 75’i tarım sektöründedir. Turizm sektörü son yıllarda hızla gelişmektedir. Peribacaları ve kayalara oyulmuş kiliseler Avrupalı turistlerin gezdikleri yerlerden biridir. Sanayi Nevşehir’de sanayi yeni gelişmektedir. On kişi ve daha fazla işçi çalıştıran sanayi işyeri sayısı 100 civarındadır. İmalat sanayi daha az gelişmiştir. Başlıca fabrikaları Sümerbank Dokuma Fabrikası, Örgü Örme ve Giyim Sanayi A.Ş.’nin fabrikaları, meyve suyu, pekmez-marmelat, tuğla, kiremit, plastik hortum, yer karoları ve süs eşyası fabrika ve imalathaneleridir. Yer altı kaynakları Nevşehir ili maden çeşitliliği bakımından zengin olmayıp, işletilmekte olan madenler azdır. Başlıca işletilen madenleri pomza-perlit, kayatuzu, çakıl-kum, mermer ve yapıtaşıdır. Gülşehir ilçesi Tuzköy beldesinde bulunan kaya tuzu ocağı işletilmektedir. İl dahilinde işletilen iki kömür ocağı vardır. Yöredeki tüf ve ignimbrit kayaları mermer ve yapıtaşı olarak işlenerek Nevşehir Taşı adı altında Türkiye’nin değişik yerlerine nakledilmektedir. Hacıbektaş Taşı denilen oniks mermerlerden süs eşyası ve biblolar yapılarak yurdun her yerine gönderilmektedir. Tarım ve hayvancılık Mevsim ve yağış şartları sebebiyle tarım ürünleri fazla çeşitli değildir. Tahıl, patetes ve sanayii ürünleri başlıca tarım ürünleridir (Şekil 10). Patates üretiminde Nevşehir ili Niğde ve İzmir’den sonra üçüncü sırada bulunur (Şekil 11). İlde birçok yerde tüfler içine oyularak inşa edilen patetes depolama alanları bulunmaktadır. İlde kabak (Şekil 12), şekerpancarı, buğday, arpa, çavdar, bakla, nohut, fasulye, mercimek 35

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı yetiştiriciliği ve sebzecilik gelişmiştir. Özellikle bağcılık önemli yer tutar (Şekil 13). Meyvelerden başlıca, üzüm, elma, zerdali, armut, kayısı, ceviz, dut, iğde, ayva ve badem yetişir. Nevşehir ilinde arazinin ekime tahsis edilmesi sebebiyle yeterli otlak (çayır ve mer’a) yoktur. Fakat, besi hayvancılığı gelişmekte olup, bunun sonucunda sığır miktarı artarken, küçükbaş hayvan sayısı gittikçe azalmaktadır. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri).

Şekil 10- Nevşehir ilinin tarım ve hayvancılık haritası (Atlas, 2011).

36

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

C Şekil 11- A, B-Patetes tarımı, C-Tüfler içinde oyularak yapılmış olan patates depolama alanları.

37

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 12- Bağcılık.

A

C Şekil 13- A, B, C-Kabak yetiştiriciliği.

38

B

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Tarihi eserler ve turistik yerler Nevşehir yalnız Türkiye’nin değil dünyanın sayılı turizm merkezlerinden biri olabilecek özelliklere sahiptir. Peribacaları ve kayalara oyulmuş kiliseler, yer altı şehirleri (Şekil 14) Hacı Bektaş-ı Veli Dergahı ve birçok tarihi eser yabancı ve yerli turistin gezdiği yerlerdir.

A

B

C Şekil 14- A, B, C-Önemli bir turistik yer olan Uçhisar (A), Göreme (B) civarı.

39

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Nevşehir ilinin başlıca tarihi eserler ve turistik yerleri şunlardır: Nevşehir Kalesi: On ikinci asırda Selçuklular tarafından yapılan kaleyi Damad İbrahim Paşa tamir ettirmiştir. İl merkezinin güneybatısında yüksek bir tepe üzerindedir. Yontma taş ile yapılan kale iki kapılıdır. Damad İbrahim Paşa Külliyesi: On sekizinci asırda Sadrazam Damad İbrahim Paşa tarafından yaptırılan külliye; cami, medrese, kütüphane, sıbyan mektebi imaret ve hamamdan meydana gelmiştir. Caminin kubbesi kurşun olduğu için Kurşunlu Camii olarak da bilinir. Caminin mihrabı mermer işçiliğinin çok güzel örneklerindendir. Minberi çok güzeldir. Müezzin mahfilinin altı, altın yaldızla işlemelidir. Medrese 1961’de Vakıflar Genel Müdürlüğünce tamir ettirilerek Kütüphane olarak halka açılmıştır. İmaret kısmı 1949’da müzeye çevrilmiştir. Sibyan mektebinde minyatür, arkeolojik ve etnografik eserler sergilenir. Kütüphane kısmında çok kıymetli 40.300 eser bulunmaktadır. El yazması olan eserler çok değerlidir (http://tr.wikipedia.org/ wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Kara Camii: Sadrazam Damad İbrahim Paşa tarafından 1715’te yaptırılmıştır. Kesme taş ile yapılan sade bir yapıdır. Minaresi 19. asırda yaptırılmış olup, tek şerefelidir. Alaaddin Camii: Avanos ilçesinde 13. asırda yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Tamir ve eklerle ilk orijinalliğini kaybetmiştir. Minaresi 1950’de ilave edilmiştir. Ulu Cami: Avanos ilçesindedir. Yer altı Camii de denir. On sekizinci asır Osmanlı eseridir. Tabanı toprak seviyesinin altındadır. Düz damlıdır. Karavezir Külliyesi: Gülşehir ilçesinde Karavezir Seyid Mehmed Paşa tarafından 1779’da yaptırılan külliye; cami, medrese ve çeşmeden ibarettir. Camisi Kuşunlu Cami olarak da bilinir. Medrese 1960’ta tamir ettirilmiş olup, kütüphane olarak kullanılmaktadır. Kızılkaya köyü Camii: Gülşehir ilçesine bağlı Kızılkaya köyündedir. Kitabesinden 1293’te yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Görmüş olduğu tamirlere rağmen orijinalliğini kaybetmemiştir. Taş Camii: Gülşehir’in Türk köyündedir. On üçüncü asırda yapıldığı tahmin edilen cami yıkık vaziyettedir. Hacı Bektaş Veli Dergahı ve Külliyesi: On dördüncü asırda Hacı Bektaş-ı Veli tarafından yaptırılmıştır. Külliyede; çilehane, dergah, türbe, mescit ve çeşmeler yer alır. Mescit Sultan İkinci Mahmud Han tarafından yaptırılmıştır. Dergah 23 kısımdan ibarettir. Taşhunpaşa Külliyesi: Ürgüp ilçesinin Damsa köyündedir. Karamanoğulları zamanında yapılmış olan külliye cami, altıgen ve sekizgen kümbet ve medreseden meydana gelmektedir. Caminin kitabesi yoktur. On dördüncü asırda yapıldığı tahmin edilmektedir. Orjinal minber ve mihrabı Ankara Etnoğrafya Müzesindedir. Medrese,

40

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı camiye 3 km uzaklıktadır. Araştırmalar, medresenin daha önceleri saray olarak kullanıldığını ortaya koymuştur. Sarıhan: Ürgüp-Avanos karayolu üzerinde, Avanos’a 5 km uzaklıktadır. Selçuklular devrinde yapıldığı tahmin edilmektedir. Sultan hanlarının klasik planındadır. Beylikhanı: Cami-i Kebir mahallesindedir. 1726’da Damad İbrahim Paşa yaptırmıştır. Yapıdan günümüze sadece hayvanlara ait bölümü ulaşabilmiştir. Eski eserler: Tabii güzellikleri yanında tarihi eserleri de ünlüdür. Bu bölgede Göreme Kaya Kiliselerinin sayısı 365’dir. Erozyon (aşınma) yolu ile meydana gelen peribacası denilen kayaların içine oyularak yapılmıştır. 10-13.asırlar arasında Hıristiyan keşişler ve halk burada yaşamışlardır. Duvarları fresklerle dolu olan Tukalı Kilise ile Elmalı, Karanlık Çarıklı, Yılanlı, Saklı, Thedor ve St. Barbara kiliseleri en önemlileridir. Göreme ve Ürgüp civarı doğal yolla oluşan peri bacalarından ibarettir. Zelve Harabeleri: Göreme’ye 4 km mesafededir. Zelve vadisi tabanında Ürgüp formasyonunun kiltaşı, tüfit kayaları bulunmakta, Zelve Vadisinde ise Zelve ignimbriti yer almaktadır (Şekil 15). Tüm 9. ve 13. yüzyıl yerleşimi bu ignimbrit, tüfler içinde olmuştur. Zelve, 9. ve 13. yüzyılda Hıristiyanların önemli bir yerleşim ve dini merkezlerinden olmuş; aynı zamanda rahiplere ilk dini seminerler bu yörede verilmiştir. Yamaçların dibinde yer alan “Direkli Kilise”, Zelve’deki manastır hayatının ilk yıllarına aittir. Kilise süslemeleri daha çok kabartma harçlar olup, ikonoklastik düşünce ile yakından ilgilidir. İkonoklastik Dönem öncesine tarihlenen Balıklı, Üzümlü ve Geyikli Kiliseler, vadinin en önemli kiliselerdir. 1952 yılına kadar iskan edilmiş vadide manastır ve kiliselerden başka, yerleşim yerleri, iki vadiye açılan tünel, değirmen, cami ve güvercinlikler bulunmaktadır (Milliyet, 1983; Atabey ve Dirik, 2008).

Şekil 15- Zelve vadisi.

41

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Çavuşun Kilisesi: Avanos yakınındadır. Duvarlarında çeşitli figürler vardır. Açıksaray: Erozyon etkisiyle tepelerin oyulması ve kapı biçimli oyuklarla bir sarayı andırır. Balkon kiliseleri: Ortahisar’a 7 km mesafededir. Binlerce güvercinin yaşadığı bir patikadan gidilir. Yer altı şehirleri: Derinkuyu ilçesi ile Kaymaklı beldesinde bulunan yer altında kayalara oyulmuş şehir kalıntıları vardır. Derinkuyu’daki yer altı şehrinin manastırı, soğuk hava tesisi ve akıl hastanesi kalıntıları önemlidir. Uçhisar: İl merkezinin 8 km doğusunda kalesi ile dikkati çeken bir dinlenme ve eğlence merkezidir. 40 m yükseklikteki kale, çevrenin ve Göreme Vadisinin seyredildiği yerdir. Uçhisar bölgenin panoramik seyir noktası olan kalesi ile anılmaktadır. Kale ve çevresinde birçok odalar birbirine merdivenler, tüneller ve koridorlarla bağlanmıştır. Bazı peribacaları Romalılar Döneminde mezarlık amacıyla kullanılmıştır. Uçhisar yerleşim birimi ignimbrit kayaları üzerinde kurulmuştur. Uçhisar kalesinden kuzeye bakıldığında tüm Avanos, Ürgüp, Zelve ve Göreme yöresi görülebilir (Milliyet, 1983; Atabey ve Dirik, 2008) (Şekil 16).

A

B C Şekil 16- A-Üçhisar kalesinden Göreme, Ürgüp, Avanos, Zelve çevresinin görünümü (Atabey, 2000a), B, C-Uçhisar (B: Eşref Atabey, C: http://www.nevsehirlilerseyahat.com.tr).

42

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Kaymaklı (Eneği): İl merkezinin 20 km güneyinde yer alan yer altı şehrinin bulunduğu bir beldedir. Düşman saldırıları sırasında korunmak maksadıyla yapılan sığınaklardır. Karışık dehlizlerle 4 kat aşağıya inilir. Mesire yerleri: Nevşehir tabii güzellikler bakımından da zengindir. Mesire yerleri genelde vadi tabanlarıyla Kızılırmak kıyılarıdır. Göreme Vadisi: İl merkezine 14 km mesafede, Kızılırmak’a güneyden açılan bir vadidir. Vadinin yamaçlarında peribacaları vardır. Göreme yerleşim alanı kiltaşı, tüfit ve ignimbrit kayaları üzerinde kurulmuştur. Göreme Açık Hava Müzesi de bu tüfler üzerindedir. Açık Hava müzesinin yer aldığı Kılıçlar Vadisinde bir çok kilise yer alır. Tokalı Kilise, Rahibeler ve Rahipler Manastırı, Aziz Basil Şapeli, Elmalı Kilise, Azize Barbara Şapeli, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise, El Nazar Kilisesi, Saklı Kilise, Meryem Ana (Kılıçlar Kuşluk) Kilisesi, Aziz Eustathios Kilisesi, Durmuş Kadir Kilisesi Göreme Milli Parkı içindedir (Atabey ve Dirik, 2008). Göreme Vadisi ile Aktepe arasında Zelve ignimbriti, tüf kayalardan oluşan vadilere Büyük Küçük Kılıçlar denilmektedir. İçinde su yolu geçen peribacaları, tüneller, ilginç biçimli kayalıkları ile etkileyici bir görünümü olan vadide Kılıçlar Kilisesi bulunmaktadır. Göreme peribacaları ve birçok kilisenin bulunduğu geniş bir açık hava müzesidir (Milliyet, 1983, Atabey ve Dirik, 2008). Kadirah Deresi: İl merkezine 3 km uzaklıkta tabii güzelliği fevkalade olan bir mesire ve dinlenme yeridir. Bölgede Nevşehir Çayının bazalt kayalarını yararak açtığı çok sayıda delik ve çağlayanlar vardır. Üzengi Deresi: İl merkezine 14 km uzaklıkta güzel bir mesire yeridir. Duvar gibi yükselen vadi yamaçları, meyve bahçeleri ve madensuları ile tercih edilen bir dinlenme yeridir. Kazankaya: Gülşehir yakınındadır. Çeşitli şekil ve renkteki kayaların görünüşü çok güzeldir. Ballıkaya: İl merkezine 5 km uzaklıkta manzarası ile meşhur bir mesire yeridir. Kızılırmak kıyıları: Kızılırmak Vadisi Gülşehir ve Avanos ilçelerinin topraklarında genişleyerek tabii kumsallar ve ağaçlık dinlenme yerleri ortaya çıkarmıştır. İl merkezine yaklaşık 20 km’dir. İlde çok sayıda içme ve kaplıca vardır. Bunlardan en önemlisi Kozaklı kaplıcalarıdır. Kozaklı kaplıcaları: Kozaklı ilçesinin güneyinde dere yatağındadır. Konaklama tesisleri mevcuttur. Gümüşkent (Salanda) İçmesi: Gülşehir-Hacıbektaş karayolundan 3 km içeridedir. Yöre halkı tarafından içmece (madensuyu) olarak yararlanılır. Bölgedeki diğer kaplıcalar; Nevşehir İçmesi, Çorak İçmesi, Deliklikaya İçmesi, Kızıltepe Madensuyu, Sarıkaya İçmesi, Avanos Ballıca Kaplıcası, Ürgüp Çökek köyü İçmesi ve Ürgüp Üzengiçay içmesidir (kaplıcalar ve madensuları ile ilgili geniş bilgi 6. Bölümde verilmiştir).

43

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı NEVŞEHİR İLİNİN İLÇELERİ Nevşehir’in Merkez ilçesi, Acıgöl, Avanos, Derinkuyu, Gülşehir, Hacıbektaş, Kozaklı ve Ürgüp olmak üzere 8 ilçesi vardır (Şekil 17).

A

B

Şekil 17- A-Nevşehir yöresinin uydu görünümü, B-Nevşehir ilinin ilçeleri.

44

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Merkez ilçe Nevşehir merkez ilçesine bağlı 8 belde ve 9 köy vardır (Şekil 18, 19). Beldeleri: Çat, Göre, Göreme, Kavak, Kaymaklı, Nar, Sulusaray ve Uçhisar. Köyleri: Alacaşar, Balcın, Basansarnıç, Boğazköy, Çardak, Çiftlikköy, Güvercinlik, İcik ve Özyayla’dır.

Şekil 18- Nevşehir merkez ilçesi köyleri (Atlas, 2002’den düzenlenmiştir).

Şekil 19- Nevşehir

45

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Acıgöl Acıgöl, 1914 yılında bucak merkezi, 1952 yılında kasaba, 1987 yılında da 3392 sayılı kanunla Nevşehir iline bağlı bir ilçe olmuştur. Nevşehir-Aksaray karayolu üzerinde bulunan Acıgöl ilçesinin merkezi Nevşehir’e 20 km uzaklıktadır. Acıgöl ilçesinin 4 beldesi ve 8 köyü vardır (Şekil 20, 21). Beldeleri: İnallı, Karapınar, Kurugöl ve Tatların. Köyleri: Ağıllı, Bağlıca, Çullar, Karacaören, Karapınar, Kozluca, Topaç ve Yuva’dır.

Şekil 20- Acıgöl ilçesinin köyleri (Atlas, 2002’den düzenlenmiştir).

İlçenin ilk adının Topada olduğu, sonradan bu ismin Dobada olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. İlk çağlarda Kapadokya diye anılan bölgenin ortasında bulunan ilçe 3. ve 4. yüzyıllar arasındaki Hıristiyanlık aleminin buhranlı dönemlerinde önemli bir yerleşme alanı olmuştur. Hititlerin, Firiglerin, Perslerin ve İskender İmparatorluğunun hakimiyetinde kalmış, Roma idaresinde bulunmuş, bu İmparatorluğun ikiye 46

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı ayrılmasıyla da Bizans sınırları içerisinde kalmıştır. İslam ordularının İstanbul seferleri sırasında geçici olarak istila edilen bu topraklar, 1015’den itibaren Anadolu’ya başlayan Türk akınlarının tesirinde kalmış, 1071 Malazgirt zaferinden sonrada kesin olarak Türk toprağı olmuştur. Önceleri Danişmendlilerin hakim olduğu topraklar, 1175 yılından itibaren Anadolu Selçuklu Devleti’nin eline geçmiştir (http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri).

Şekil 21- Acıgöl

Bu devletin 1308’de yıkılmasından sonra İlhanlılar, Eretnaoğulları, Kadı Burhanettin ve Karamanoğullarının idaresinde bulunmuş, Yavuz Sultan Selim tarafından 1515’e Osmanlı topraklarına katılmıştır. Acıgöl ilçesi, Nevşehir ilinin batısında, Acıöz Çayı’nın çevresinde kurulmuştur. İdari sınırlar olarak doğusunda Nevşehir, batısında Aksaray, güneyinde Derinkuyu ilçesi ve kuzeyinde Gülşehir ilçesi ile çevrilidir. Deniz seviyesinden yüksekliği 1235 metredir. İlçenin çevresinde volkanik olaylar sonucu sönmüş yanardağlar mevcuttur. Bu dağlar lav ve tüf püskürmüş, bu püskürük maddeler çevrede kalın tabakalar halinde çökelmiştir. Şu anda içinde su bulunmayan ve ilçeye adını veren Acıgöl çukurluğu da aslında yanardağ ağzıdır. İlçenin tek akarsuyu Acıöz çayıdır. Bu çay Tepeköy’den çıkar (http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Tatların sulama barajından Kızılırmak Nehrine dökülür. Bitki örtüsü olarak İç Anadolu Bölgesi’nin tipik örtüsü, bozkır bitkileri yaygındır. Acıgöl ilçesi toprak yapısı ve iklim şartlarına uygun olarak üzüm bağları geniş yer kaplar. Tuzlu ve çorak topraklarda bitki örtüsü cılız ve seyrek olduğundan tarımsal faaliyetler verimli değildir. Ayçiçeği, soğan, hububat, baklagiller, patates, çekirdeklik kabak ekilmektedir. 12.800 dekar bağ tesis edilmiştir. Bu bağlarda genellikle çavuş, parmak, bulut üzüm çeşitleri ekilmektedir. İlçede az sayıda meyve bahçesi tesis edilmiş olup, yol ve tarla kıyılarında çok sayıda kayısı ağacı bulunmaktadır. İlçedeki sulu araziler çiftçilerin kendi olanakları ile tesis ettikleri sondaj kuyuları vasıtasıyla sulanır. Ayrıca Tatların beldesinde bir sulama barajı mevcut olup, barajdan 300 dekar arazi sulanmaktadır. İlçe merkez ve köylerinde hayvancılık yaygın olarak yapılmaktadır. Büyükbaş hayvancılıkta et ve süt verim yönlü hayvanlar beslenmektedir. İlçe merkezinde süt

47

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı birliğinin kurulması ile birlikte hayvanlardan elde edilen sütlerin pazarlama sorunu ortadan kalkmıştır. İlçede ayrıca koyun yetiştiriciliği yapılmakta ve yetiştirilen bu koyunların et, süt ve yağından yararlanılmaktadır. Avanos Nevşehir’in 18 km kuzeyinde olan yerleşimin, Antik devirdeki adı Venessa, Zuwinasa ya da Ouenasa’dır. Çok sayıda çanak çömlek atölyesi bulunan ilçede seramik yapım geleneği Hititlerden beri süregelmektedir. Avanos ilçesinin 8 beldesi ve 11 köyü vardır (Şekil 22, 23). Beldeleri: Akarca, Çalış, Göynük, Kalaba, Mahmat, Özkonak, Sarılar, Topaklı Köyleri: Aktepe, Altıpınar, Büyükayhan, Küçükayhan, Bozca, Çavuşin, İğdelikışla, Karacauşağı, Kuyulukışla, Paşalı ve Üçkuyu’dur.

Şekil 22- Avanos ilçesinin köyleri (Atlas, 2002’den düzenlenmiştir).

48

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 23- Avanos

Dilbilimci Emile Forrer 1926’da, Boğazköy Hitit Kraliyet Arşivler’inde yaptığı araştırmalar sırasında bir tablette Zuwinasa şehrinin adını önce Nenessa ve sonra da Zu-Winasa olarak okumuştur. Nicole Thierry’nin çalışmalarına göre Venassa ve Avanos’a dönüşmüştür. Osmanlı belgelerinde Avanos, Enes ve Evenez olarak geçer. Avanos yakınlarında, Kızılırmak’ın hemen kenarındaki bir Roma mezarlığında ele geçen mermerden lahit, merkez Kapadokya bölgesinde bugüne kadar ele geçen tek lahit olması açısından önemlidir. Lahit, 1971 yılında tesadüfen ortaya çıkmıştır. Avanos’un Sarılar Beldesi yakınlarındaki Zank Höyük’te Prof. Gökberk’in başkanlığındaki yapılan arkeolojik kazılarda, Eski Tunç Çağı’ndan Geç Roma Dönemi’ne kadar değişik kültürlere ait kalıntılar açığa çıkarılmıştır (http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ ilçeleri). Avanos’ta 13. yüzyıl Selçuklu Dönemi’ne tarihlenen Sarıhan Kervansarayı ve Alaaddin Camii bulunur. Avanos’ta da Hititler’den beri çarkla çanak-çömlek yapıldığı bilinir. Bu el sanatı kavimden kavime, babadan oğula geçerek günümüze kadar gelmiştir. Avanos’un dağlarından ve Kızılırmak’ın eski yataklarından yumuşak kil ve topraklar elenir, iyice yoğurularak çamur haline getirilir. Çark adı verilen ve ayakla döndürülen tezgah üzerindeki çamurun maharetle şekillendirilmesiyle istenilen çanak yapılmış olur (Şekil 24, 25). İşlik denilen atölyelerde üretilen çanaklar önce güneşte, daha sonra da gölgede kurutulduktan sonra, saman ve talaşla yakılan fırınlarda 800 0C ile 1200 0C sıcaklık arasında pişirilir. Türkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak, Avanos yakınlarında suladığı tüflü, killi topraklar nedeniyle eski zamanlarda adına yakışır bir kızıllığa bürünür. Barajlar yapıldıktan sonra bu özelliği genelde yok olmuştur (Şekil 26).

49

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 24- Avanos’ta çanak-çömlek yapımı.

Şekil 25- Avanos’daki atölyelerde yapılan çeşitli çanak ve seramikler.

Şekil 26- Kızılırmak Nehri ve Avanos köprüsü. 50

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı İlçede önemli uğraşlardan biri de bağcılıktır. Elde edilen üzümler sofralık olarak kullandığı gibi, mağaralarda, doğal depolarda şarap üretiminde kullanılır. Üzümlerin şeker oranı çok yüksektir. Bu nedenle özellikle el yapımı şarapları dünyanın her yerinden rağbet görmektedir. Şarap üretiminin yanı sıra bölge kurutmalık üzümleri, kayısı, elma ve kışlık besin maddeleri üretimi yapılır. Ayrıca ilçe ve köylerinde üzümden elde edilen şıra ile pekmez, köftür gibi geleneksel yiyeceklerdir. Avanos merkeze bağlı Büyükayhan ve Küçükayhan köylerinde patlıcan üretimi yaygındır. Avanos ile çevresindeki bölgenin taze sebze ürünleri ihtiyacının büyük bölümü bu köylerden sağlanır. Ayrıca Kızılırmak nehrinde yapılan balıkçılıkta yaygındır. Daha çok sazan balığı bulunmakla beraber yayın, çapak, öksürük gibi balık türleri de mevcuttur. Derinkuyu Tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, ilçenin eski bir yerleşim birimi olduğu, tarihinin M.Ö. 3000 yıllarına kadar ulaştığı sanılır. İlçenin eski adı, Malakopi, Melegobi ya da Melegobia’dır. Derinkuyu’nun ilk yerlileri Asur kolonilerine kadar uzanır. İz bırakanlar (dışarıda toprak altında) Romalılar, İlçe içerisinde ise Bizanslılar’ dır. Tarih boyunca bu toplum dışarıdan gelenlerle kaynaşmış, ad ve din değiştirerek Kapadokya adını almıştır. Türkler, 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra gelmeye başlamışlar, ilçenin doğusundaki Çekme, Kızılören, Şemşili, Bölören, Topaleyüp ve Melizlik yaylalarına yerleşerek hayvancılıkla geçimlerini sağlamaya çalışmışlardır. 1830’lu yıllarda Derinkuyu’da yeryüzünde konut olmadığı yaşlılarca söylenir (http://tr.wikipedia. org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Bugünkü adı olan Derinkuyu halkın içme suyunu 60-70 m derinliğindeki kuyulardan temin etmesinden dolayı verilmiştir. Kapadokya’nın 36 yer altı şehrinin en büyüğü olan Derinkuyu yer altı şehri 1967 yılında turizme açılmış olup, 8 katlıdır. İlçe; Erciyes, Hasan Dağı ve Melendiz Dağı arasında volkanik çanak şeklinde bulunan Misli ovasının içinde yer alır. Toprak kumlu olup, volkanik faaliyetlerin sona ermesi, yağmur ve rüzgar ile erozyon etkisi oldukça kuvvetlidir. Arazi genellikle düz olup, ormanlık alan bulunmamaktadır. Akarsu ve gölü olmayan ilçede geniş yer altı su kaynakları mevcuttur. Bitki örtüsü, ilkbahar yağışları ile yeşeren yaz ortalarında kuruyan, cılız otlardan oluşan bozkırdır. Derinkuyu ilçesi’nin güneyinde Niğde; doğusunda Kayseri, Yeşilhisar; kuzeydoğusunda Ürgüp; kuzeybatısında Acıgöl; kuzeyinde Nevşehir; batısında Aksaray ili bulunur. Niğde-Nevşehir karayolu üzerinde bulunan İlçe Nevşehir’e 30 km, Niğde’ye 50 km, Kayseri’ye 110 km, Aksaray’a 80 km uzaklıkta olup, bu illerin tümüne ilçenin doğrudan karayolu bağlantısı bulunur. İlçenin yüzölçümü 445 km², rakımı 1.300 metredir. Derinkuyu ilçesinin 2 beldesi ve 6 köyü vardır (Şekil 27, 28). Beldeleri: Suvermez ve Yazıhüyük. Köyleri: Çakıllı, Doğala, Güneyce, Kuyulutatlar, Özlüce ve Til’dir.

51

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 27- Derinkuyu ilçesinin köyleri (Atlas, 2002’den düzenlenmiştir).

Şekil 28- Derinkuyu

Gülşehir Nevşehir’e 20 km uzaklıkta, Kızılırmak’ın güney kenarında yer alan antik adı Zoropassos olan Gülşehir´in eski adı ise Arapsun’dur. Gülşehir ilçesinin, 7 beldesi ve 28 köyü vardır (Şekil 29, 30). Beldeleri: Abuuşağı, Gümüşkent, Karacaşar, Ovaören ve Tuzköy. Köyleri: Alemli, Alkan, Bölükören, Civelek, Dadağı, Eğrikuyu, Emmiler, Eskiyaylacık, Fakıuşağı, Gökçetoprak, Gülpınar, Gümüşyazı, Hacıhalilli, Hacılar, Hamzalı, Karahüyük, Kızılkaya, Oğulkaya, Şahinler, Terlemez, Yakatarla, Yalıntaş, Yamalı, Yeniyaylacık, Yeşilli, Yeşilöz (Cemel), Yeşilyurt ve Yüksekli’dir.

52

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 29- Gülşehir ilçesinin köyleri (Atlas, 2002’den düzenlenmiştir).

Şekil 30- Gülşehir

Damat İbrahim Paşa’nın Nevşehir’e yaptığı imarı, bir başka Osmanlı Sadrazamı Karavezir Mehmet Seyyid Paşa da Gülşehir’e yapmış, 30 haneli Gülşehir’i bir külliye ile donatmıştır. Külliye cami, medrese ve çeşmeden oluşur. Açıksaray ören yeri NevşehirGülşehir yolu üzerinde, Gülşehir’e 3 km uzaklıktaki Açıksaray ören yeri, tüf kayalar içine oyulmuş sayısız mekanları, Roma Dönemi kaya mezarları, 9. ve 10. yüzyıla tarihlenen kaya kiliseleri ile önemli bir piskoposluk merkeziymiş. Halk arasında Hacı Bektaş Veli

53

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Mescidi olarak adlandırılan mekanın mihrabı günümüze kadar korunmuştur (http:// tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Kareye yakın planlı mescidin batı kesiminde yüksekçe nişler yer alır. Bu ören yerinde bulunan mantar biçimindeki peribacalarının benzeri yoktur. Aziz Jean (Saint Jean Church: İsanın 12 havarisinden birisidir) Kilisesi Gülşehir’in hemen girişinde yer alan ve iki katlı olan Aziz Jean Kilisesi’nin alt katında kilise, şarap mahzenleri, mezarlar, su kanalı ve görevlilere ait mekanlar, üst katında ise İncil’den alınmış sahnelerle süslenmiş bir diğer kilise yer alır. Alt kata ait kilise, tek apsisli, haç planlı, haç kolları, beşik tonozludur. Merkezi kubbesi çökmüştür. Süsleme açısından direk ana kaya üzerine kırmızı asi boyası ile stilize hayvan, geometrik ve haç tasvirleri resmedilmiştir. Üst kattaki kilise ise tek apsisli ve beşik tonozludur. Ana apsisteki resimlerin dışında oldukça iyi korunmuş olan (kilise) siyah bir is tabakası ile kaplıymış (http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Kilise restorasyonu ve konservasyonu 1995 yılında Restoratör Rıdvan İşler tarafından yapıldıktan sonra bugünkü haline gelmiştir. Hacıbektaş Kapadokya’nın önemli merkezlerinden biridir. Doğuda Avanos, batıda Mucur, güneyde Gülşehir, kuzeyde Kozaklı ilçeleriyle çevrilidir. Hacıbektaş ilçesinin 2 beldesi ve 28 köyü vardır (Şekil 31, 32). Beldeleri: Karaburna ve Kızılağıl. Köyleri: Akçataş, Anapınar, Aşağıbarak, Aşıklar, Avuçköy, Başköy, Belbarak, Büyükburunağıl, Büyükkışla, Çiğdem, Çivril, Hasanlar, Hıdırlar, Hırkatepesidelik, İlicek, Karaburç, Karaova, Kayaaltı, Kayı, Killik, Kisecik, Köşektaş, Kütükçü, Mikail, Sadık, Yenice, Yeniyapan ve Yurtyeri’dir.

54

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 31- Hacıbektaş ilçesinin köyleri (Atlas, 2002’den düzenlenmiştir).

Şekil 32- Hacıbektaş

55

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Türk düşünürü Hacı Bektaş-i Veli’nin 13. yüzyılda, Horasan’ın Nişabur kentinden Anadolu’ya gelmesi ve Suluca Karahöyük’e yerleşmesinden sonra yedi hanelik Hacım köyünün çehresi değişti. Hacı Bektaş Veli, burada bir ilim yuvası kurarak düşüncelerini yaymış, ölümünden sonra da köyün ismi, adına ve anısına izafeten Hacıbektaş olarak değiştirilmiştir (http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Hacıbektaş, 1541 yılında Niğde’ye bağlı bir nahiye merkezi haline gelmiş, 1854 yılında belediye teşkilatı kurularak kasaba olmuştur. Daha sonra 01.01.1948 tarihinde, Kırşehir iline bağlı ilçe haline gelmiştir. Nevşehir’in, 24.07.1954 tarihinde il olması ile Hacıbektaş ilçesi Nevşehir’e bağlanmıştır. İlçenin bugün hala ayakta kalan tarihi yapılarından Hacıbektaş Veli Külliyesi, Kadıncık Ana Evi, Bektaş Efendi Türbesi, Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olup, Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nce müze olarak kullanılmaktadır (http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Karahöyük kazılarından çıkan eski çağlara ait eserler Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde sergilenmektedir. İlçe merkezinde Hacıbektaş Veli Müzesi ve Arkeoloji ve Etnografya Müzesi mevcut olup yerli ve yabancı turistlerce ziyaret edilmektedir. Kozaklı Nevşehir’in kaplıcaları ile ünlü Nevşehir’ in yaklaşık 100 km kuzeyinde olan bir ilçesidir. Kozaklı ilçesi, Ankara-Kayseri karayolu üzerinde bulunan Topaklı’ya yaklaşık 25 km uzaklıktadır. İlçeye bağlı 4 belde, 22 köy vardır (Şekil 33, 34). Beldeleri: Kalecik, Karasenir, Karahasanlı ve Kanlıca. Köyleri: Abdi, Aylı, Belekli, Büyükyağlı, Çağşak, Çayiçi, Doyduk, Dörtyol, Gerce, Hacıfakılı, İmran, Boğaziçi, Kapaklı, Kaşkışla, Kuruağıl, Küçükyağlı, Merdaali, Taşlıhüyük, Hazıruşağı, Küllüce, Özce ve Yassıca’dır.

56

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 33- Kozaklı ilçesinin köyleri (Atlas, 2002’den düzenlenmiştir).

Şekil 34- Kozaklı

Kozaklı ilçesi 1954 yılında birbirine yakın mesafede bulunan Hamamorta, Buruncuk, Bağlıca ve Kozaklı köylerinin birleşmesi ile kurulmuştur. İlçenin ismi kuruluşunda birleştirilen Kozaklı Köyü’nden gelir. Kozaklı ilçesinin ahalisi Türkmen kökenli olup (Kızılkoyunlu-Akçakoyunlu-Yabanlı) aşiretlerinden oluşur. Ayrıca 18.

57

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı yy sonlarında Toroslarda yaşayan yörüklerin iskan politikası sonrasında Nevşehir’in kuzey bölgelerine yerleştirilen Acıöğünlü (ya da acıön) aşireti de ilçenin önemli ve köklü yörük aşiretlerindendir (http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Kozaklı isminin nereden geldiği ise kesin olarak bilinmemektedir. Bu konu ile ilgili çeşitli rivayetler mevcuttur. Bu rivayetlerden bazıları ise şu şekildedir. İlçede halen türbesi bulunan Kozoğlu isimli şahıs, kayalarla sıcak suyun etrafını çevirerek burada bir hamam meydana getirmiştir. Hamamın çevre köylerin ortasında bulunması sebebiyle Hamamorta adını aldığı, Türbe taşlarındaki yazılardan anlaşılmaktadır. Taşların üzerinde yapılan incelemede, Kozoğlu adlı şahsın Selçuklu’lar devrinde yaşadığı, ilçenin adının bu kişiden geldiği rivayet edilmektedir. Bir diğer rivayet ise  Anadolu’nun her alanında yaşayan yörüklerden, Aydın yöresi yörüklerinden “Kozak” isminde bir yörük beyinin geniş aile efradı ile birlikte hayvanları için yurt ve otlak arayışına çıkması ile şimdiki ismiyle anılan ve zamanında ormanlık bir alan olan “Kozaklı Köyü”ne yerleşmiş olmasıdır. Kozaklı adına değişik il ve ilçelerde rastlanır (Örneğin İskenderun, Manisa gibi). İlk konaklama ve barınma yerlerinin Adana Kozan ilçesi (sis sancağı) olduğu ve buradan iç ve batı bölgelerine doğru yayıldıkları için Kozaklı isminin bu beyin adından geldiği yoğun olarak kabul görmektedir (http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Bugünkü Kozaklı ilçesi sınırları içinde bulunan kaplıcalardan yükselen buhar pamuk kozasına benzediğinden, ileriden kozaya benzetilerek burada konaklandığı, bazılarının burada kalıp, bazı ailelerin daha batıya ve kuzeye doğru göç ettikleri de rivayetler arasında bulunmaktadır. Kozaklı Kaplıcaları, Alman Kaplıcaları Birliği sınıflamasına göre sodyum, kalsiyum ve klor içermekte olup, A ve C grubu şifalı sular grubuna girmektedir. Su sıcaklığı 27 °C ve 93 °C arasında değişmektedir. Sağlık turizminde önemli bir yere sahip kaplıcalar ve içmeceler Kozaklı ilçesinde son yıllarda yapılan yatırımlarla kendini hissetirir duruma gelmiştir. Türkiye’nin en önemli Termal sağlık merkezlerinden biri olan Nevşehir’in Kozaklı ilçesi’ndeki turistik konaklama tesislerindeki sağlık turizmine yönelik faaliyetleri içeren 20 adet otel ve motel, 7700 yatak kapasitesi ile hizmet vermektedir (http://tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Nevsehir_ilinin_ilçeleri). Özel hizmet veren kaplıcaların yanı sıra Kozaklı belediyesine ait kaplıcalar da bulunmaktadır. İlçede bulunan Kozaklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Termal kaplıca suyunu hasta rehabilitasyon tedavisinde etkin bir şekilde kullanan hidrotermal bir sağlık kuruluşudur. İlçe ekonomisinde tarım önemli bir yer tutmaktadır. Ekilebilir alan miktarı 675,210 dekardır. Tarım alanlarının % 7’inde sulu tarım, % 93’ünde kuru tarım yapılır.

58

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Ürgüp Nevşehir ilinin 20 km doğusunda olan ilçesidir. Kapadokya bölgesinin en önemli merkezlerindendir. Göreme’de olduğu gibi tarihsel süreç içerisinde çok sayıda isme sahip olmuştur. Bizans döneminde Osiana (Assiana), Hagios Prokopios (Prokopi); Selçuklular dönemi’nde Başhisar; Osmanlılar zamanında Burgut kalesi; Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren de Ürgüp adıyla anılmıştır. Ürgüp ilçesinin 4 beldesi ve 20 köyü vardır (Şekil 35, 36). Beldeleri: Aksalur, Başdere, Mustafapaşa ve Ortahisar. Köyleri: Akköy, Ayvalı, Bahçeli, Boyalı, Cemilköy, Çökek, Demirtaş, İbrahimpaşa, İltaş, Karacaören, Karain, Karakaya, Karlık, Mazıköy, Sarıhıdır, Sofular, Şahinefendi, Taşkınpaşa, Ulaşlı ve Yeşilöz’dür.

Şekil 35- Ürgüp ilçesinin köyleri (Atlas, 2002’den düzenlenmiştir).

59

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 36- Ürgüp

60

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

3. BÖLÜM

NEVŞEHİR İLİNİN JEOLOJİSİ

61

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

62

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı NEVŞEHİR İLİNİN GENEL JEOLOJİ ÖZELLİKLERİ Nevşehir ili sınırları içinde metamorfik, plütonik (magmatik), sedimanter ve volkanik kökenli olmak üzere 4 kaya grubu yüzeylenir. Metamorfik kayalar; 542-251 milyon yıl yaşında olan şist, kuvarsit, mermer, fillat türü ve 299-251 milyon yıl yaşında olan mermer kayaları ile temsil edilir. Plütonik (derinlik) kayaları; Üst Kretase-Paleosen yaşında (70-54 milyon yıl) granitoyit, gabro, monzonit ve granit kayalarından oluşur. Metamorfik ve plütonik kayalar Avanos ile Gülşehir’in kuzeyinde Kayseri karayolu ile Kızılırmak Nehri arasındaki tepelerde ve Acıgöl’ün batısında bulunur (Şekil 37, 38, 39). Sedimanter kayalar farklı yaşta denizel ve karasal çökellerle temsil edilir. Bunların bir bölümü Alt-Orta Eosen yaşında (55-40 milyon yıl), bir bölümü Oligosen-Alt Miyosen yaşında (33-20 milyon yıl), bir bölümü ise Üst Miyosen-Pliyosen yaşında (112,5 milyon yıl), bir bölümü de Pliyosen yaşındadır (5-2 milyon yıl). Kızılırmak nehri kıyısında, Derinkuyu ovasında ve derelerde Kuvaterner yaşında (2,5-0,11 milyon yıl) eski alüvyonun çakıltaşı ve kumtaşları ile bir çok yerde traverten ve yamaç molozu yer alır (Şekil 38, 39). Volkanik kayalar ise geniş alanları kaplayan farklı türdeki kayalardır. Bunlar; Üst Kretase yaşında (70-65 milyon yıl) spilitik bazalt, Üst Miyosen yaşında (11 milyon yıl) piroklastikler, andezit, bazalt, dasit ve riyodasit kayaları, Üst Miyosen-Pliyosen yaşında (11-2,5 milyon yıl) piroklastik kayalarla, Pliyosen yaşında (5-2 milyon yıl) piroklastik kayalar, Kuvaterner yaşında (2,5-0,011 milyon yıl) piroklastikler ve andezit kayalarıdır. Genel olarak 4 kayaç grubunun dağılımına bakıldığında ilin orta kısmında metamorfik ve plütonik (magmatik), kuzey bölümü ile batı bölümünde sedimanter, güney yarısında ise volkanik kayaların yaygın ve egemen olduğu görülür (Şekil 38, 39). Nevşehir ilinin Kızılırmak nehri güneyinde kalan bölümün genel jeolojisi ayrı bir özellik taşır. Bu bölümde daha çok volkanik kaya birimleri egemendir (Şekil 38, 39). Bunlardan 24-5 milyon yıl yaşında olan Miyosen dönemine ait çamurtaşı, kumtaşı, kiltaşı, killi kireçtaşı, tüfit ve şeyl ardalanmalı istiften oluşan göl ortamında depolanmış kaya birimi yüzeylenir. Volkanik kaya birimlerinden Kuvaterner yaşında olanları tüf, aglomera, volkanik kül, ignimbrit, bazalt kayalarından oluşur. KD-GB doğrultu ve 250-300 km uzunluğa sahip olan Kapadokya Volkanik Alanı Türkiye’deki Neojen-Kuvaterner volkanik kuşaklarından biridir. Nevşehir ile güneyde yer alan Hasan Dağı ile Melendiz Dağı arasında yüzlerce volkanik çıkış konileri ve kraterleri yer alır (Şekil 37, 38, 39, 40). Bölge aktif tektonizmanın etkisi altındadır. Kızılırmak Nehri boyunca doğu batı yönünde devam eden aktif Kızılırmak ana Fayı yer alır. Bu ana faya verev ve parelel olan bir çok fay gelişmiştir.

63

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 37- Nevşehir yöresinin uzay görüntüsü (Dirik ve Göncüoğlu, 1996).

64

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 38- Nevşehir ilinin 1/500.000 ölçekli jeoloji haritası (MTA, 2009).

65

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 39-Nevşehir ili 1/500.000 ölçekli Jeoloji haritası açıklamaları (MTA, 2009).

Şekil 40- Miyosen ve sonrası volkanitlerin genel dağılımı (Dönmez ve diğerleri, 2003).

66

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Nevşehir ili, Türkiye 1/100.000 ölçekli jeoloji haritaları ağında Kırşehir-J33, Aksaray-K32, Kayseri-K33, Kayseri-K34, Aksaray-L32 ve Aksaray-L33 paftaları içinde kalır (Şekil 34). Nevşehir ili jeoloji haritası 1/100.000 ölçekli olarak ve bölümler halinde, ilin kuzeyinden başlayarak Derinkuyu’ya kadar aşağıda sırayla verilmiştir (Şekil 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54). Ayrıca, Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından hazırlanan 1/250.000 ölçekli Nevşehir çevresine ait jeoloji haritası verilmiştir (Şekil 55). A

Şekil 41- Nevşehir ilinin Türkiye 1/100.000 ölçekli harita dağılımındaki yeri.

67

Şekil 42- Kırşehir-J33 paftasının kuzey bölümünün (Karahasanlı çevresi) jeoloji haritası (MTA, 2010).

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

68

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 43- Kırşehir-J33 paftasının güney bölümünün (Kozaklı ile Kayseri karayolu arası) jeoloji haritası (MTA, 2010).

69

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 44-Kırşehir-J33 paftasının açıklamaları (MTA, 2010).

70

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 45- Aksaray-K32 paftası kuzey bölümünün (Karaburna-Tuzköy batısı) jeoloji haritası (Atabey, 1989a).

71

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 46- Aksaray-K32 paftası güney bölümünün (Karadağ-Bozdağ çevresi) jeoloji haritası (Atabey, 1989a).

72

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 47- Aksaray-K32 paftasının stratigrafik kesiti (Atabey, 1989a).

73

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 48- Kayseri-K33 paftası kuzey bölümünün (Kızılırmak Nehri kuzeyi) jeoloji haritası (Atabey, 1989b).

74

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 49- Kayseri-K33 paftası güney bölümünün (Nevşehir çevresi) jeoloji haritası (Atabey, 1989b).

75

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 50- Kayseri-K33 paftası kaya birimlerinin stratigrafik kesiti (Atabey, 1989b).

76

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A B Şekil 51- A-Kayseri-K34 paftasının kuzeybatı bölümünün (Kalaba civarı), B-Kayseri K-34 paftasının güneybatı bölümünün (Aksalur çevresi) jeoloji haritası (B şekli A şeklinin alt kısmıdır) (Türkecan ve diğerleri, 2005).

77

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 52- Kayseri K-34 paftası açıklamaları (Türkecan ve diğerleri, 2005).

78

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 53- Kayseri-L33 paftası kuzey bölümünün (Derinkuyu çevresi) jeoloji haritası (Atabey, 1989c). 79

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 54-Kayseri-L33 paftası stratigrafi kesiti (Atabey, 1989c).

80

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 55- Nevşehir yöresi 1/250.000 ölçekli jeoloji haritası (ilin güney yarısı): Miyosen öncesi; Metamorfik kayaçlar (Pm), Ofiyolitik kayaçlar (Mko),Paleosen-Eosen kayaçları (Te), Oligosen yaşlı kayaçlar (To), Yeşilhisar formasyonu (Tmy), Üst Miyosen; Ürgüp Formasyonu (Tmü), Kavak İgnimbiriti (Tmük), Zelve İgnimbiriti (Tmüz), Sarımadentepe İgnimbiriti (Tmüs), Mustafapaşa Üyesi (Tmüm), Sarıca Volkanitleri (Tmüsa), Cemilköy İgnimbriti (Tmüc), Tahar İgnimbiriti (Tmüt), Gördeles İgnimbiriti (Tmüg), Aksalur Çakıltaşı Üyesi (Tmüa), Andezitik Domlar (Tma), Tekkedağ Volkanitleri (Tmat), Erdaşdağ Volkanitleri (Tmaer), Dasidik Domlar (Tmd), Göztepe Domu (Tmdg), Hodul Dağı Domu (Tmdh), Aşikidağ Domu (Tmda) , Bazaltik Lav akıntıları (Tmb), Çataltepe Volkaniti(Tmbç), Topuzdağ Volkaniti (Tmbto), Keçikaletepe Bazaltı (Tmbk), Alt Pliyosen; Kızılkaya ignimbiriti (tpk), Üst Pliyosen; İncesu İgnimbiriti (Tpkoi), Kışladağ kireçtaşı (Tpkı), Oyludağ Volkaniti (Tpo), Kızıldağ lav akıntısı (Tpkz), Kuvaterner; Acıgöl volkanitleri (Qa), Alt Acıgöl Tüfü (Qaa), Cüruf Konileri (Qac), Bazik Lav Akıntıları (Qab), Boğazköy Obsidiyeni (Qabo), Üst Acıgöl Tüfü (Qaü), Maar Piroklastikleri Üst Acıgöl Tüfünü üzerleyen Tefralar (Qam), Kaldera Sonrası Domlar (Qakd) (Dönmez ve diğerleri, 2003’den alınmıştır)

81

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı METAMORFİK KAYAÇLAR PALEOZOYİK YAŞTA OLAN METAMORFİK KAYAÇLAR Metamorfik kaya birimleri Tamadağ Formasyonu olarak isimlendirilen şistler ile Bozçaldağ Formasyonu olarak isimlendirilen kalkşist ve mermerlerden oluşur. Bunlar Paleozoyik yaştadırlar (Seymen, 1981). Gülşehir’in kuzeyindeki Hırka Dağı, Avanos’un kuzeyindeki İdiş Dağı, Kalaba’nın güneybatısında, Mahmat’ın doğusundaki Küpelidağ’da ve Kalaba kuzeyindei tepeciklerde yüzeyler. Bu kayaçlar jeoloji haritasında; kahverengi renkte, dik çizgiler ve açık kahverengi renkte, verevine dalgalı çizgili (Şekil 45, 48, 49) ve yatay tuğla dizilimi şeklinde (Şekil 51) gösterilmiştir Tamadağ formasyonu Tamadağ Formasyonu genelde; fillat, serizitşişt, kloritşist, kalkşist, çört ve kuvarsit ile orta ve kalın tabakalı, gri ve beyaz renkli mermer ardalanımından oluşur (Şekil 56). Tabakalar kıvrımlanma gösterir. Kayaçlarda biyotit, diyopsit, kalsit, amfibolit, muskovit, feldispat, zirkon, epidot, turmalin, granat, titanit, kuvars mineralleri gözlenir. Kalınlığı 350 m kadardır. Haritada Pmt simgesi ile gösterilmiştir.

Şekil 56- Şist ve kalkşist istifi.

82

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Bozçaldağ Formasyonu Bozçaldağ Formasyonu genelde gri-boz, beyaz, iri kristalli mermer kayasından oluşur. Kalınlığı 250 m dolayındadır. Hırka dağı ile (Şekil 57) İdiş Dağı’nda geniş yüzeylenmeleri vardır (Şekil 58). (Atabey ve diğerleri, 1987, Atabey,1989a; 1989b). Haritada Pmb simgesi ile gösterilmiştir.

Şekil 57- Resmin üst kısmında Hırka dağı, orta kısmında Tuzköy formasyonu (açık renkte), ön kısımda bazalt kayaları (siyah) görülmektedir.

Şekil 58- Avanos kuzeyindeki metamorfik kayaçlar (İdiş Dağı).

83

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı PLÜTONİK (MAGMATİK) KAYAÇLAR ÜST KRETASE-PALEOSEN YAŞTA OLAN PLÜTONİK (MAGMATİK) KAYAÇLAR Plütonik kayaçlar; başlıca granit, granodiyorit, siyenit, tonalit, gabro türü kayaçlardan oluşur. Gabro kayaları, Bozdağ, Akmezar köyü arasında, Derinkuyu civarında kafalar şeklinde yüzeyler. Granit türü kayalar ise Sarıhıdır köyü kuzeyinde doğu batı yönünde uzanan İdiş dağının doğu bölümünde, Akçataş köyü çevresinde, Karaburna beldesi doğusunda bulunur. Ortaköy Granitoyidi Atabey ve diğerleri (1987) tarafından Ortaköy çevresindeki yüzeylenmeleri dikkate alınarak adlandırılmıştır. Gabro, bantlı gabro, diyorit porfir, monzonit, siyenit, monzodiyorit, lökogranit, granit porfir kayaçlardan oluşur (Atabey (1989a) (Şekil 59, 60). Granit kayaçları içinde gabro, gnays, mermer anklavları vardır. Yer yer iri ortoklas kristalleri içerir. Göncüoğlu (1986) tarafından yaşı 74-54 milyon yıl saptanmıştır.

A

84

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

B Şekil 59- A, B-Ortaköy granitoyidi.

Kızıldağ volkaniti Aydın (1984) tarafından; Karaburna beldesi kuzey doğusundaki Akçataş köyünün güneyinde yüzeyleyen, Ortaköy Granitoyidi olarak adlandırılan granit kayalarının yüzey kayaçlarını temsil eden kayaçlara Kızıldağ volkaniti olarak adlandırmıştır. Bunlar; riyolit, porfirit, trakit, traki andezit, latit ve litik tüflerden oluşur (Şekil 60). Aynı birim, MTA (2010) tarafından Alimpınar volkanit üyesi diye ayırtlanmış ve simgesi Teça verilmiştir.

85

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 60- Akçataş köyü ile Karaburna arasında yüzeylemeleri bulunan granitoyit ve volkanik kayaçlar.

SEDİMANTER VE VOLKANİK KAYAÇLAR ALT-ORTA EOSEN YAŞTA OLAN SEDİMANTER KAYAÇLAR Ayhan formasyonu Ayhan formasyonu, Atabey ve diğerleri (1988), Atabey (1989b) tarafından adlandırılmıştır. Kıyı, akarsu ve göl çökellerinden oluşur. Ayhan köyü çevresinde, Karaburna kuzeyinde, Hacıbektaş kuzeyindeki tepelerde, Hacıbektaş ilçesi Çilehane mevkii ile Aşağıbarak köyü arasında, Büyükayhan ve Küçükayhan köyü kuzeydoğusunda, Altıpınar köyü çevresinde, İsmailsivrisi tepede, Kozaklı ilçesi Karahasanlı beldesi Yassıca köyü çevresinde gözlenir. Denizel çökellerin oluşturduğu kırmızı, kiremit rengi çakıltaşı, çamurtaşı, örgülü akarsu ve kanal bar çökellerinin oluşturduğu kırmızı, gri, yeşilimsi renkte kumtaşı, çamurtaşı, sığ denizel kökenli çört yumrulu killi kireçtaşı ve marn ile temsil edilir. Yer yer marn ve şeyl gibi çökellere, yer yer de nummulitesli kireçtaşı ile temsil edilen kayaçlara geçiş gözlenir. MTA (2010) tarafından aynı kaya birimi Baraklı formasyonu adı altında tanımlanmış ve haritada Teb simgesi ile gösterilmiştir. Ayhan formasyonunun çakıltaşı, çakıllı kumtaşı ve çamurtaşından oluşan alüvyon yelpazesi ortamında çökelmiş bölümü Saytepe üyesi (Tas), kumtaşı ve laminalı silttaşından oluşan kıyı ovası ve sığ göl ortamında çökelmiş bölümü Esefin üyesi (Tae), çörtlü kireçtaşı, laminalı kumtaşı, silttaşı, bitümlü şeylden oluşan sığ su ortamında çökelmiş bölümü Kubaca üyesi (Tak), çakıltaşı, kumtaşı ve silttaşından oluşan üst menderesli nehir çökeli İlicek üyesi (Tai) ve çörtlü kireçtaşı, kumtaşı, kumlu marn, şeylden oluşan göl ortamında çökelmiş olan bölümü Lalelik üyesi (Tal) ayrılmıştır.

86

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Altıpınar formasyonu Altıpınar formasyonu Atabey ve diğerleri (1988), Atabey (1989b) tarafından adlandırılmıştır. Haritada Ta simgesi ile gösterilmiştir. Kaya birimi tabanda çakıltaşı, kalın, orta tabakalı kumtaşı, gri, boz renkte marn, üstte yeşilimsi renkte şeylden olşur. Yaklaşık kalınlığı 350 m’dir. Yaşı Lütesiyen’dir. Altıpınar köyü, çalış ve Akarca arasında görülür. Killi kireçtaşı, Nummulites fosilli kireçtaşı ve marndan oluşan kısmı Boztepe üyesi (Tab) olarak tanımlanmıştır. Belbarak köyü batısında ve doğusunda, altıpınar köyü kuzeydoğusundaki İsmailsivrisi tepede yüzeyler. Aynı kaya birimi, Kara (1991) ve MTA (2010) tarafından Çevirme formasyonu olarak tanımlanmış ve Teç simgesi ile gösterilmiştir. Boztepe üyesi Büyükayhan ve Küçükayhan kuzeydoğusundaki Boztepe’de ve Altıpınar köyünün doğusundaki İsmailsivrisi tepede tipik yüzeylemeleri vardır. Ayrıca, Avuç köyü güneyinde, Belbarak köyü doğusunda ve batısında, Hacıbektaş ilçesinin Çilehane mevkiinde,Topaklı’nın batısında ve Karaburna beldesinin kuzeyinde yüzeylenir. Genel özelliği, nummulitesli, alveolinalı, pelesipodalı kireçtaşıdır. Kalınlığı 50 m’dir. Harita simgesi Tab’dır (Atabey ve diğerleri, 1988; Atabey, 1989b). Aynı kaya birimi, Kara (1991) ve MTA (2010) tarafından Dulkadirli kireçtaşı üyesi olarak tanımlanmış ve simgesi haritada Tecd gösterilmiştir. OLIGOSEN-ALT MİYOSEN YAŞTA OLAN SEDİMANTER KAYAÇLAR Kızılöz formasyonu Yörede yüzeylenen Oligosen yaşta olan kayaçlar; Atabey ve diğerleri (1988), Atabey (1989a, 1989b) tarafından Kızılöz formasyonu olarak adlandırılmıştır. Bunlar, karasal kökenli, kırmızı, şarabi renkte, kumtaşı, silttaşı ve çamurtaşından oluşur. Harita simgesi Tk’dır. Küçükayhan, Büyükayhan ile Dadağı köyü arasında, Avanos ile Yeşilöz köyü arasında, Büyükkışla, Hacıbektaş arasında, Hacıbektaş’ın batısında, Ulaşlı ve Çökek köylerinin güneybatısında geniş bir alanda yüzeyler (Şekil 61). Yaklaşık kalınlığı 800 m’dir. Bu kaya birimi yapılan bazı stratigrafik istiflerde Üst Miyosen-Pliyosen yaşı olarak tanımlanmıştır. Tuzköy batısındaki kaya tuzunun bulunduğu kaya birimi Atabey ve diğerleri (1988) tarafından Tuzla üyesi olarak tanımlanmıştır. Kara (1991) ve MTA (2010) tarafından; Kozaklı ilçesi Karaşenir köyü arasında ve Karahasanlı Beldesinin kuzeybatısındaki Kartal tepe, Hüyük tepe çevresinde yüzeyleyen kırmızı, şarabi, kahverengi renkte çakıltaşı, kumtaşı, çamurtaşı kaya birimi İncik formasyonu olarak tanımlanmış ve haritada simgesi Toi olarak gösterilmiştir.

87

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 61- Kızılöz formasyonuna ait çakıltaşı, kumtaşı ve çamurtaşı.

Tuzla üyesi Harita simgesi Tkt’dir. Tuzla üyesi, 20-30 cm tabaka kalınlığında, gri, beyazımsı, sert, kristalli masif kayatuzu, belirsiz tabakalı, iri kristalli yer yer jips ve beyaz-gri, mat görünümlü alçıtaşından oluşur (Atabey, 1989a). Kesiktepe üyesi Harita simgesi Ttk’dır. Tuzköy batısında yüzeyler. Gözenekli, sert, sarı, pembe renkte süngertaşıdır. Hareli tüflerle birlikte yer alır. Göl ortamına gelen volkan külünün depolanmasıyla oluşmuştur. Kalınlığ yaklaşık 20 m’dir (Atabey, 1989a). Arafa üyesi Atabey (1989b) tarafından haritada Tka simgesi ile gösterilmiştir. Orta, kalın tabakalı, sarımsı renkli, orta, ince taneli kuvarslı kumtaşı ile linyitli marn ve kiltaşlarından oluşur. Linyitli marn ve kiltaşları üste doğru gri renkte çakıllı, çapraz ve paralel tabakalı kumtaşlarına geçer. Taşkın düzlüğü ve bataklık ortamı çökellerinden oluşan kaya birimi, Dadağı köyü ile Gümüşyazı (Arafa) köyü arasında yüzeyler. Kalınlığı yaklaşık 100 m’dir. Linyit düzeyleri ise 20-80 cm kalınlığındadır. ÜST MİYO SEN-PLİYO SEN YA ŞTA OL AN SEDİM ANTER VE VOLK ANİ K K AYAÇL AR Üst Miyosen-Pliyosen yaşta sedimanter kayalardan; Ürgüp ve çevresinde olanlar Pasquare (1968) tarafından Ürgüp formasyonu, Tuzköy çevresinde olanlar Atabey ve diğerleri (1988; Atabey, 1989b) tarafından Tuzköy formasyonu, Yüksekli köyü çevresindekiler Aydın (1984) tarafından Yüksekli formasyonu olarak tanımlanmıştır. Her üç şekilde tanımlanan kaya birimleri; yeşil, mavi, sarımsı ve açık renkli kiltaşı, marn, silttaşı ile gri, kahverengi, sarımsı çakıltaşı, kumtaşı, killi kireçtaşları ve yer yer kömür düzeyli gölsel çökellerle, kalın ara seviyeli ignimbiritler, bazaltik lav ve piroklastikler ile paleosol (eski toprak seviyeleri) düzeylerinden oluşur (Şekil 62). 88

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 62- Üst Miyosen-Pliyosen yaşındaki gölsel, sedimanter kayaların görünümü (Ürgüp kuzeyi).

Kızılırmak çevresinde Avanos, Tuzköy çevresinde derin göl, güney kesimlerde ise ise sığ göl, kıyı ve akarsu ortamlarında çökelmiş kayaç toplulukları ile temsil edilir. Doğu-batı yönlü Kızılırmak Nehri vadisi boyunca uzanan dar ve uzun bir havzada çökelmiştir. İlin batı kısmında yer alan Emmiler, Hamzalı köyleri, Abuuşağı ve Tuzköy Beldeleri çevresinde, Gülşehir’in kuzeyinde, Eskiyaylacık, Yeniyaylacık, Civelek, Alkan köyleri ile Kızılırmak nehri arasında, Avanos’un doğusunda, Avanos ile Ürgüp arasında, Zelve vadisinde, Kozaklı ilçesi Karahasanlı beldesi çevresinde yaygın mostraları vardır. Nevşehir çevresindeki mostraları; çakıltaşı, kumtaşı, kiltaşı, marn ve killi kireçtaşı egemen kayaçlarla, Kozaklı, Karahasanlı çevresindeki mostraları ise gölsel kireçtaşları ile temsil edilir. Bu kayaç topluluğu içinde ardalanmalı olarak ve girik şekilde gölsel ignimbrit ve tüfit düzeyleri yer alır. Ürgüp, Avanos, Tuzköy, Tahar, Cemilköy ve Zelve çevresinde kiltaşı, marn, killi kireçtaşından oluşan göl çökelleri egemendir. Göl çökeliminin olmadığı yerlerde ignimbritler doğrudan birbirleri üzerine gelir. Atabey (1989b) tarafından yöredeki üst Miyosen-Pliyosen sedimanter ve volkanosedimanter kayaçlar; Tuzköy formasyonu, Kızılöz formasyonu, Yüksekli formasyonu ve Ürgüp formasyonu olarak ayırtlanmıştır. Kızılöz formasyonu içerisinde Arafa üyesi, Büyükkaletepe Andeziti, Ürgüp formasyonunun içerisinde Kavak, Hatlarpınar, Cemilköy, Tahar, Karadağ, İncesu, Salur üyeleri ile Çataltepe Bazaltı anlatılmıştır. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından Nevşehir çevresinde yüzeyleyen kayaçlar; yeşil, beyaz renkli kiltaşları, marnlar, sarı renkli ince tabakalı kumtaşları, yer yer jips kristalli düzeyler, sarı, beyaz renkli killi kireçtaşları, çok sayıda ignimbirit seviyeleri 89

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Kavak, Zelve, Sarımadentepe, Cemilköy, Tahar, Gördeles ignimbiritleri olarak, kiltaşı, tüf, sarı kumtaşları Mustafapaşa Üyesi ve bunlarla girik olarak bulunan, bazaltik ara düzeyler Sarıca Volkaniti, en üst kesimde yer alan bazaltik çakılların oluşturduğu yersel çakıltaşı düzeyleri de Aksalur Çakıltaşı olarak anlatılmıştır. Tuzköy formasyonu (Yüksekli formasyonu) Tuzköy çevresinde görülen sarı renkte, ince tabakalı ve laminalı, bol biyoturbasyonlu (canlı eşeleme izli) silttaşı, laminalı silisli kiltaşı, ince tabakalı ve laminalı kumtaşı ve tüfit ardalanmasından oluşan kaya birimi, Atabey ve diğerleri (1988) tarafından Tuzköy formasyonu olarak adlandırılmıştır. Haritada Tmt simgesi ile gösterilmiştir. Kiltaşları içinde jips kristalleri görülür. Ortalama kalınlığı 100 m’dir. Tuzköy formasyonunun benzeri olan istif, Yüksekli köyü çevresinde Aydın (1984) tarafından Yüksekli formasyonu olarak adlandırılmıştır. Atabey (1989a, 1989b) tarafından haritada Tmy simgesi ile gösterilmiştir. Ürgüp formasyonu Geniş bir alanda yüzeyleyen volkanik çökeller, Pasquare (1968) tarafından Ürgüp Formasyonu olarak adlandırılmıştır. Atabey (1989b) tarafından haritada Tmü simgesi ile gösterilmiştir. Ürgüp Formasyonunda; Kavak Üyesi, Hatlarpınar Üyesi, Sarımadentepe Üyesi, Cemilköy Üyesi, Tahar Üyesi, Karadağ Üyesi, İncesu Üyesi ve Kışladağ Üyesi tanımlanmıştır. Ayrıca, formasyon içinde Damsa Bazaltı, Topuzdağı Bazaltı ve Çataltepe Bazaltı ayırtlanmıştır. Kavak üyesi (Kavak ignimbriti) Kaya birimi; açık kahve, beyazımsı renkte homojen ignimbirit ve pomza içerir. Tipik olarak peribacaları şeklinde erozyon şekilleri sunan, beyaz, sarımsı beyaz, sarı, açık gri renklerde ve birkaç faz halinde gözlenen ilk ignimbiritik aktivite ürünleridir (Şekil 63). Adını Kavak Beldesi’nden alır. Ancak en iyi Göreme yöresinde izlenir. Gülşehir, Tuzköy, Nevşehir, Cemilköy, Avanos civarlarında yaygındır. Birim, Pasquare (1968) tarafından Kavak üyesi, Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından ise Kavak ignimbriti adıyla haritalanmıştır. Atabey (1989b) tarafından haritada Tük simgesi ile Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından ise Tmük simgesi ile gösterilmiştir. Kaya birimi, Alt ve üst Göreme İgnimbiriti olarak ikiye ayrılmıştır. Avcılar’da (Göreme) her iki ignimbirit birbirinden türbülanslı akıntı çökelleri ile ve 1-2 m kalınlığında küçük laharik çökeller ile ayrılırlar ve her iki kısım 20-25 m kalınlıktadır (Schumacher ve diğerleri, 1990). Kavak İgnimbiriti genellikle homojen bir yapıya sahip olup, biyotit ve hornblend mineralleri içeren andezit ve dasit türü yabancı kayaç 90

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı parçalarıyla, matrikste önemli miktarda biyotit içerir (Pasquare, 1968). Pomzalar, mineral içermelerinin yanısıra, köpüksü bir yapı gösterir. Karadağ’da alterasyona uğramış ve yer yer silisleşmiştir. Kavak ignimbritinin toplam kalınlığı 10-150 m arasında olup, Göreme’de 93 m’dir (Temel, 1992). Gerek stratigrafik konumu, gerekse bazı araştırmacılar tarafından yapılan radyometrik yaş tayinlerine dayanılarak Üst Miyosen yaşta aktivite gösteren volkanik etkinlik sırasında oluştuğu bilinmektedir. Bu birime ait tüf akmalarından, biyotitlerde K/Ar yöntemiyle İnnocenti ve diğerleri, (1975) tarafından 8,6 ± 1,7 milyon yıl, Temel (1992) tarafından 11,2 ± 2,5 milyon yıl, Schumacher ve diğerleri (1992) tarafından 8,96 ± 0,2 milyon yıl ortalama yaşları saptanmıştır.

A

B Şekil 63- A, B-Kavak ignimbriti (Atabey, 2000b).

91

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Hatlarpınar üyesi Genelde lateritik toprak, kumlu, siltli, killi karışımlar halindedir. Atabey (1989b) tarafından haritada Tüh simgesi ile gösterilmiştir. Büyük çapta omurgalı yığışımlar gözlenir. 30 metre kalınlığındadır. Bağcalı köyünün güneydoğusundaki Hatlarpınar mevkiinde yüzeyler. Bu birim Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından kavak ignimbritine dahil edilmiştir. Zelve İgnimbiriti Kaya birimi, pembe, beyazımsı-sarımsı renklerde döküntü pomzaları ve pomza akıntısından oluşur. Birim adını tipik olarak görüldüğü Zelve Vadisi’nden almıştır (Şekil 64). Zelve, Çavuşini, Sarıhıdır, Çökek ve Ulaşlı köyleri ile Avanos’un güneyinde, güneydoğusunda ve kuzeyinde, Kızılırmak’ın güneyinde yüzeylenir. Le Pennec ve diğerleri (1994)’e göre 4200 km2 den daha fazla bir alana yayılmıştır. Bölgedeki ikinci büyük piroklastik akıntı ürünü olan Zelve İgnimbiriti, kaynaklanmamış olup, bazalt, andezit ve diyabaz türü yabancı kayaç parçaları ile yoğun pomza içermektedir. Pomzaları ters derecelenme gösterir (Temel, 1992). Pomzalar oldukça hafif, feldispat, kuvars gibi minerallerce fakir olup, afirik-subafirik bir özellik gösterir (Temel, 1992). Pomzaların lifleri ince uzun olup, bazılarındaki tüp şeklinde boşluklar inci parlaklığındadır. Zelve İgnimbiriti’nde kırık zonlarına bağlı hidrotermal etkiler ile gölsel ortama gelmesinden kaynaklanan, silisleşme ve zeolitleşme şeklinde kendini gösteren alterasyon izleri gözlenir (Dönmez ve diğerleri, 2003). Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tmüz simgesi ile gösterilmiştir. Zelve İgnimbiriti’nin çıkış kaynağının Nevşehir güneyinde ve Kavak İgnimbiriti’ne yakın bir kaynak olabileceği Le Pennec ve diğerleri, (1994) tarafından belirtilmektedir. Zelve İgnimbiriti deformasyona uğramış ve kıvrımlanmış gölsel çökeller ile Kavak İgnimbiriti’nin üzerinde akmıştır. Üzerine ise Sarımadentepe İgnimbiriti gelir. En iyi gözlendiği yer Zelve olup, kalınlığı 118 m’dir (Temel, 1992).

92

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 64- A-Zelve ignimbriti, Tuzköy formasyonu ve kışladağ kireçtaşı.

Sarımaden tepe üyesi (Sarımadentepe İgnimbiriti) Birim; masif, iyi kaynaklanmış, gri, siyah, koyu kahverengi renklerde gözlenmekte olup, tabanında pomza döküntüleri bulunur. Bağcalı köyü güneybatısı ve güneydoğusunda Sarımaden tepe, Orta, Kepez tepe, Üçhisar Dağı ve Ayvalı köyü güneyinde görülür. Tabanında pliniyen türü pomza döküntüleri bulunan birim iyi kaynaklanmış, sütunsal yapıların izlendiği bir ignimbirit akıntısı olarak gözlenir (Dönmez ve diğerleri, 2003). Özellikle üst kesimleri pomza ve camsı parçalar bakımından alt kesimlerine göre daha yoğundur. Birimin rengi alt seviyelerde daha açıkken ve açık renkli pomzalar içerirken, üst seviyelerde hem kendi rengi hem de pomzaların rengi, koyulaşır ve koyu gri, siyah renge kadar ulaşır. İçindeki pomza parçaları genellikle küçük boyuttadır. Plajiyoklas, kuvars, biyotit, ender olarak da amfibol ve opak minerallerince zengindir (Temel,1992). İçinde yoğun olarak izlenebilen kayaç parçacıkları ise, volkanik kökenli olup, andezit ve dasit türündedir. Atabey (1989b) tarafından simgesi haritada Tüs, Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından ise haritada Tmüz simgesi ile gösterilmiştir. Sarımadentepe İgnimbiriti’nin çıkış kaynağının Nevşehir güneyinde Derinkuyu havzasında Kayırlı ile Kaymaklı arasında olabileceği Le Pennec ve diğerleri, (1994) tarafından belirtilmektedir. Kalınlığı 10 m olup, Uçhisar Dağı’nda ise 15 m’yi bulur. Innocenti ve diğerleri (1975) tarafından biyotitler üzerinde K-Ar yöntemi ile yapılan yaş tayininde; 8,0 ± 1,6 milyon yıl, 8,2 ± 1,6 milyon yıl, 8,5 ± 1,6 milyon yıl yaş saptanmıştır.

93

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Mustafapaşa üyesi Kaya birimi, akarsu-göl karışık bir fasiyeste çökelmiş olup, genellikle gri, grimsi sarı, yeşilimsi sarı renkli, masif, kalın tabakalı, yer yer çapraz tabakalanmalı, pomza parçaları, temel kayaçlarından türeme çakıllar, akarsu çökelleri ve tüf-tüfit şeklinde piroklastik çökel araseviyeleri içeren, killi tüflü kum, tüflü kumtaşı ve kiltaşı ardalanmasından oluşur (Dönmez ve diğerleri, 2003). Mustafapaşa, Ürgüp, Cemilköy arasında görülür (Şekil 65). Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tmüm simgesi ile gösterilmiştir. Ayvalı köyü doğusunda, tabanda kırmızı kil ve kumlu tüfle başlar. Bu bölümde fazla kalın olmayan, fakat sık sık tekrarlanan pomzalı seviyeler ve akarsu kökenli ara seviyeleri gözlenir. Üste doğru grimsi sarı, yeşilimsi sarı renkli, killi tüflü kum, kumtaşı, marn ve kiltaşı ardalanması şeklinde devam eder. Mustafapaşa civarında ise Kavak İgnimbiriti üzerinde pembe, sarı renkli tüflü, killi kumtaşı ile başlar ve pomza parçaları ve çakıl içeren tüfit-tüflü kiltaşı-şeyl ardalanması şeklinde devam eder (Dönmez ve diğerleri, 2003).

Şekil 65- Mustafapaşa üyesi (Dönmez ve diğerleri, 2003).

Mustafapaşa Üyesi çökellerinin oluşumu esnasında havzada gelişen olivin bazalt bileşimli volkanik aktiviteye ait ürünler (Sarıca Volkanitleri), bu çökellerin arasına yerleşmiştir. Ürgüp-Cemilköy arasında Kavak İgnimbiriti üzerine gelir. Ayvalı köyü civarında Sarımadentepe ignimbiriti üzerinde kırmızı killi, kumlu tüfler olarak gözlenir. Mustafapaşa Üyesi çökellerinin arasında Sarıca Volkanitleri’ne ait bazik ürünler yer alır (Dönmez ve diğerleri, 2003). Mustafapaşa Üyesi’nin üst dokanağı kırmızımsı kahve 94

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı renkli, çakıllı, pomza parçalı, tüflü kumtaşı, çakıltaşı ve kiltaşından oluşan akarsu-göl arası ortamlara ait kırıntılı çökellerle uyumludur. Pasquare (1968) tarafından birimin iyi gözlendiği Aliyetepe kesitinde yaklaşık 88,5 m kalınlık ölçülmüştür. Sarıca Volkanitleri (Damsa Bazaltı) Birim, Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından bazalt, bazaltik andezit, piroksen andezit, olivin bazalt olarak tanımlanmıştır. Bazı kesimlerde tamamen piroklastiklerle temsil edilirler (Sarıca köyü) (Şekil 66). Kül ve blok akmaları şeklindeki bu piroklastikler gri, kırmızı, kahve renkli bazalt, bazaltik andezit parçaları içerir. Atabey (1989b) tarafından Damsa Vadisi boyunca yüzeylenen bazaltlar Damsa Bazaltı olarak adlandırılmış ve harita simgesi Tüd olarak gösterilmiştir. Aralarında yer yer lav dilleri mevcuttur. Lavlar, bazı yörelerde (Damsa Vadisi soğansı ayrışmalar ve sulu ortamda çökelme izleri gösterir. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tmüsa simgesi ile gösterilmiştir. Ürgüp ilçesi Damsa Vadisi içerisinde görülür. En iyi gözlendiği yer Sarıca ve Öksüt köyleridir. Volkanizma birçok yerde Ürgüp Formasyonu çökelleriyle ara düzeyli olarak izlenir. Sarımadentepe İgnimbiriti ile Mustafapaşa Üyesi’nin gölsel çökelleri arasında yer alır. Damsa Lavı olarak da bilinen bazaltlarda Temel (1992) K/Ar yöntemiyle 8.2 ± 0,2 milyon yıl yaş saptamıştır.

Şekil 66- Sarıca volkanitleri (Tmüsa), Ürgüp fm. (Tmü) (Dönmez ve diğerleri, 2003).

Cemilköy üyesi (Cemilköy İgnimbriti) Damsa ve Karlık vadilerinde, Cemilköy, Karain, Karacaören, Basansarnıç köyleri civarında, Ayvalı ve Bağcalı köyleri güneyinde, Tatlarin köyü civarında, yüzeyleyen, pomzalı, inci grisi renginde pumisli ve litik karekterli volkano sedimanter bir birim (Şekil 67), Pasquare (1968) tarafından Cemilköy üyesi olarak adlandırılmıştır. Atabey 95

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı (1989b) tarafından haritada Tüc simgesi ile Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından ise haritada Tmüc simgesi ile gösterilmiştir. Yer yer ofiyolitik kayaç ve bazaltik lav çakılları içerir. En iyi gözlendiği Cemilköy civarında kalınlığı 110 m’dir (Dönmez ve diğerleri, 2003) Gri-beyaz renkli, pomza, volkanik ve ofiyolitik kayaç parçaları içeren Cemilköy ignimbritinin alt kesimleri önemli miktarda matriks içermekte ve bu matriks içerisinde küçük taneli pomzalar dağılmış durumdadır (Temel 1992). Birimin üst kesimlerine doğru içerdiği pomza parçalarının boyutu artmakta ve 40-50 cm’yi bulmaktadır. Birimin içerdiği pomza parçaları lifsi yapıda olup, sedefsi parlaklık göstermekte ve pomzalarının tipik olan bu özelliği yardımıyla diğer ignimbirit seviyelerinden ayrılabilmektedir (Dönmez ve diğerleri, 2003). Cemilköy İgnimbiriti içerisinde yoğun oranda gaz kaçış bacaları gözlenir. Temel (1992) tarafından pomzalar üzerine gerçekleştirilen optik mikroskop incelemeleri bunların genelde lifsi dokuda olduğunu ve plajiyoklas, kuvars, amfibol, biyotit ve opak mineral içerdiğini ortaya koyar. İçindeki kayaç parçacıkları ise volkanik ve ofiyolitik kayaç kökenli olup heterojen bir dağılım göstermektedir. İgnimbrit kütleleri içinde iri gövdeli çok sayıda peribacaları gelişmiştir. Cemilköy İgnimbriti’nin çıkış kaynağı olarak Temel (1992)’e göre Kaymaklı civarı, Le Pennec ve diğerleri (1994)’e göre Derinkuyu civarıdır. (Pasquare, 1968). Schumacher ve diğerleri (1992) tarafından K/Ar yöntemi ile yapılan yaş tayinlerinde 6,78 ± 0,2 milyon yıl ve 6,51 ± 0,2 milyon yıl yaşında olduğu belirtilir.

Şekil 67- Cemilköy ignimbriti

Tahar üyesi Kaya birimi, Alttan üste doğru kumlu matriks içinde yer alan pomza ve lav parçalarından oluşan, pembemsi beyaz renkli tüfit; ince taneli, riyodasit, hyaloandezit ve bazalt parçalarından oluşur. Orta, kalın tabakalı olup, toplam 80 m kalınlığındadır.

96

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Pasquare (1968) tarafından adlandırılmıştır. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tmüt simgesi ile Atabey (1989b) tarafından Tahar üyesi adı ile tanımlanmış ve haritada Tüt simgesi ile gösterilmiştir. Tahar köyü’nden (Yeşilöz) adını alır. Tahar, Karlık, Karain, Ulaşlı, Çökek ve Alkan köyleri, Hacıbektaş ilçesi batısındaki Mikail, Altınyazı, Küçükkavak, Kayı köyü, Asmakaradan köyleri, Yeşilli ile Büyükkayapa köyü arasında, Tatlarınköy, Çiftlikköy, Abuuşağı, Fakıuşağı, Hacıhalilli, Emmiler ve Tuzköy batısında görülür. Pembe, pembemsi beyaz renkli, pomza ve andezitik, bazaltik kayaç parçacıkları içeren piroklastik akıntıdan oluşur. Pomzalar yuvarlak bir şekle sahip olup, esas olarak feldispat ve kuvars, az miktarda da biyotit ve piroksen mineralleri içerir. Kayacın matriksinde ise feldispat, kuvars ve az miktarda da biyotit bulunur (Temel, 1992). Tahar köyü civarında yüzeyleyen kaya birimi, 50 m kalınlığında olup, pomzalı, andezitik ve bazaltik kayaç parçacıkları içerir. Bu mevkide pembe renkli ve peribacalarının gelişmesine uygun olan piroklastik akıntı özelliğindedir. Sofular köyü civarında birimin tabanındaki killi karbonatlı kesimde, gölsel ortama gelmesinden kaynaklanan deformasyon izlerine rastlanır. Bu bölgedeki ignimbritler yer yer prizmatik, sütunsal bir yapıya sahip olması nedeniyle, Pasquare (1968) tarafından İncesu İgnimbriti olarak haritalanmıştır. Birimin kaynak alanının dasitik domdan oluşan Hodul Dağı’nın altında olabileceği varsayılır (Temel, 1992; Le Pennec ve diğerleri, 1994). Karadağ üyesi Genelde tüfitik karekterli olup, karışık lahar tipinin kaolitik akıntıları şeklinde çökelmiştir (Pasquare,1968). Beyaz, gri ve sarı renkli, kalın tabakalıdır. Nevşehir yapı taşı olarak tanınır ve kolayca işlenebilir niteliktedir. Kalınlığı 150 m’ye yaklaşır. Gördeles İgnimbiriti Birim, pembe, mor renkli tek bir piroklastik akıntıdan oluşan birimin alt kesimleri daha ince taneli olup, matriksi bol miktarda biyotit içerir. Üst kesimlere doğru pomzaların tane boyu artar. Birim yer yer gaz kaçış boruları içerir. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tmüg simgesi ile gösterilmiştir. Akıllı ve Avladağ yamaçlarında, Cemilköy, Ayvalı, Tahar (Yeşilöz) köyleri civarında, Ulaşlı ve Sofular köyü civarında, Basansarnıç köyü civarında, Şahinefendi, Taşkınpaşa köyleri civarında görülür (Ayhan ve diğerleri, 1988). Sofular Köyü civarında Pasquare (1968) tarafından Sofular İgnimbriti olarak ayrılmış olan birim, Gördeles İgnimbriti ile eşdeğerdir. Pomzaların içerisindeki iri feldispat ve kuvars minerallerinin lifsi, kıymıksı mineraller tarafından bir gözü andıracak şekilde sarılması ve ignimbiritlerin gri, mor rengi, oldukça tipiktir. Pomzalar bol miktarda feldispat, biyotit, kuvars ve amfibol içerir. Birim Sofular köyü civarında ince taneli olup, içerdiği pomza ve kayaç parçaları nispi olarak daha küçük, yuvarlak

97

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı veya yarı yuvarlak şekillidir (Dönmez ve diğerleri, 2003). Gördeles İgnimbriti’nin kaynak alanının Temel (1992) Kaymaklı Bölgesi’ni, Le Pennec ve diğerleri (1994) ise Derinkuyu ile Kayırlı arası olduğu belirtilir. Birimin kalınlığı 7-20 m arasıdır. İnnocenti ve diğerleri (1975) tarafından yapılan yaş tayinlerinde 6,8 ± 1,4 ve 7,8 ± 1,6 milyon yaşında olduğu saptanmıştır. Salur üyesi (Aksalur Çakıltaşı üyesi) Birim, koyu gri-siyahımsı renkli, kalın tabakalı, tüflü çakıltaşı, piroksen bazalt ve andezit çakıl ve bloklarından oluşmuş çakıltaşı, tüf, bazen pomzalı kum arakatkılı çakıltaşı, kumtaşı ve üst kesimlere doğru bazalt çakıllı, kumlu tüf seviyeleri ile temsil edilir. Pasquare (1968) tarafından adlandırılmıştır. Atabey (1989b) tarafından Salur üyesi adı ile tanımlanmış ve haritada Tüs simgesi ile Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından ise Aksalur çakıltaşı üyesi olarak adlandırılmış ve haritada Tmüa simgesi ile gösterilmiştir (Şekil 42). Topuzdağ, Karakaya köyü ve Valibaba Tepe arasında yayılım gösterir (Dönmez ve diğerleri, 2003). Topuzdağ civarında birimin üzerine, Topuzdağı Volkanitleri, Kışladağ ve Sofular köyü civarında ise gölsel karakterli Kışladağ Kireçtaşı gelir. Kaya birimi ortalarına doğru kalınlığı 100 m’yi bulur. Kenarlarında ise kalınlığı özellikle batıda azalır. Topuzdağı Volkaniti örtüsü altında birim bazalt bloklu tüfden ibaret olup, yaklaşık 10 m kalınlığında bir seviye ile devam eder (Pasquare,1968). Andezitik domlar Nevşehir yöresinde yüzeyleyen volkanit kayaları; Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından Tekkedağ Volkanitleri ve Erdaşdağ Volkanitleri olarak ayrılmış ve bunlar andezitik domlar adı altında tanımlanmıştır. Haritada simgesi Tma olarak gösterilmiştir. Tekkedağ Volkanitleri İncesu yöresinin önemli bir volkanik merkezini oluşturur. Kuzeybatı-güneydoğu istikametinde yaklaşık 13 km’lik bir uzanım sunar. Yaklaşık 50 km²’lik bir alanı kaplar. En yüksek noktası 1852 m’dir. Diğer volkanik merkezlerde olduğu gibi çok sayıda çıkış merkezleri yer alır. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tmat simgesi ile gösterilmiştir. Tekkedağ, Tepebaşı Tepe, Ulugüney Tepe, Büvelekkaya Tepe, Kırağbaşı Tepe, Üçkaya Tepe’dir. Bu tepelerin tamamı bir bütünsellik gösterirler ve birbirleri ile iç içe, birbirlerinin devamı şeklindedirler. Tekkedağ Volkanitlerinin kayaçları bazı yerlerde ince taneli iken bazı alanlarda siyah renkli ve afanitiktirler. Yer yer ise gri renkli ve levhamsı ayrışmalar gösterir. Tekkedağ volkanik merkezinden alınan örnekler kimyasal içeriklerindeki bazı farklılıklarından dolayı bazaltik andezit, bazalt ya da olivin bazalt olarak tanımlanmıştır (Dönmez ve diğerleri, 2003) (Şekil 68).

98

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 68- Tekkedağ Volkaitleri (Tmat), Dasidik Domlar (Tmd) (Dönmez ve diğerleri, 2003).

Erdaşdağ Volkanitleri Acıgöl güneyinde yüzeyleyen, pembe, gri andezitik karakterli volkanitler, Erdaşdağ Volkanitleri olarak tanımlanmıştır. Erdaşdağ aynı zamanda volkanizmanın çıkış merkezi olup, volkanitler, Kevencetepe, Karacaören ve Ağıllı köyleri civarında yüzeyler. Andezitik lav ve piroklastiklerinden oluşur (Dönmez ve diğerleri, 2003). Lavlar belirgin feldispat fenokristalli, grimsi-sarımsı renklidir. Ağıllı köyü civarında ince taneli piroklastiklerden oluşur. Andezitik lavlar porfirik dokulu olup, camsı ve mikrokristalen hamur maddeleri bol plajiyoklas ve piroksen mikrolitlerinden oluşmuştur. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tmaer simgesi ile gösterilmiştir. Sivri tepe’de yüzeylenen Erdaşdağ Volkanitlerinin, Olanca (1994) tarafından K/Ar yöntemiyle 4,51 ± 0,17 milyon yıl yaş saptamıştır. Dasitik domlar Çok ince taneli, gri, beyaz, açık pembe renkli domların oluşturduğu volkanitler Derinkuyu, Kaymaklı yöresinde yaygın olarak gözlenir. Bunlar; Üvez tepe, Garipçe köyü Kabak tepe, Sivri tepe, Hamurcu köyü kuzeybatısı, Kocadağ, Allıdağ, Tüllüce tepe, Hodul Dağı , Kaleköy, Büyükkale tepe, Nevşehir güneyi Aşikidağı, Sivri tepe , Göztepe, Berçene tepe Büyük tepe, Koç tepe, Meşeli tepe ve Söğdele tepe domlarıdır. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tmd simgesi ile gösterilmiş olup, Göztepe Domu, Hodul Dağı Domu, Aşikidağ Domu diye ayrılmıştır.

99

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Göztepe Domu Göztepe Domu, Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından 1599 m yüksekliğinde, yaklaşık 1 km çapında dairesel bir koni görümündedir. Çevresinde 5 adet küçük çaplı domun daha var olduğu belirtilir. Lavları makroskobik olarak gri renkli, belirgin feldispat ve hornblend fenokristallidir. Kaymaklı Beldesi kuzeybatısında yer alır. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tmdg simgesi ile gösterilmiştir. K/Ar yöntemiyle gerçekleştirilen radyometrik yaş tayininde Göztepe domunun yaşının 7,3 ± 0,7 milyon yıl olduğu belirtilir (Türkecan ve diğerleri, 2003). Hodul Dağı Domu Hodul Dağı Domu; 1949 m yüksekliğinde, elips şeklinde yaklaşık 10 km2’lik bir alana yayılan kuzeybatı-güneydoğu uzanımlı bir domdan oluşur (Dönmez ve diğerleri, 2003) (Şekil 69). Tüllücetepe domunu oluşturan lavlar ile benzer özellikte, gri, soluk pembe renkli, ince taneli lavlardan oluşur. Lavlar iki noktadan çıkmış ve fazla yayılım göstermemiştir. Piroksen andezit olarak tanımlanmıştır. Hodul Dağı Domu’ndan alınan örnekler genel olarak, hipokristalen-porfiritik dokuda olup, fenokristal olarak, plajiyoklas ve piroksen içerir (Dönmez ve diğerleri, 2003). Haritada Tmdh simgesi ile gösterilmiştir. K/Ar yöntemiyle gerçekleştirilen radyometrik yaş tayininde Hodul Dağı Domunun yaşının 7,0 ± 0,9 Milyon yıl olduğu belirtilir (Türkecan ve diğerleri, 2003).

Şekil 69- Hodul Dağı Domu (Tmdh), Ürgüp formasyonu (Tmü) (Dönmez ve diğerleri, 2003).

Aşikidağ Domu (Büyükkaletepe Andeziti) Nevşehir’in güneyi, Güvercinlik köyü kuzeyinde 1700 m yüksekliğe ulaşan, gri, pembe ve mor renkli afanitik lavların yığılması ile oluşmuş bir domdur (Dönmez ve diğerleri, 2003) (Şekil 70). Aşikidağ Domu’nun lavları çıplak gözle Hodul Dağı’nın lavlarına benzer. Latit, andezit olarak tanımlanmıştır. Kayaç örnekleri afanitik, fenokristal içermeyen, hipokristalen trakitik dokuya sahip bir matrikse ve matriks içinde yer alan plajiyoklas ve piroksen mikrofenokristallerinden oluşan bir mineralojik bileşime sahiptir (Dönmez ve diğerleri, 2003). Haritada Tmda simgesi ile gösterilmiştir.

100

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Gri, pembe kahverengi ince taneli ve homojen andezitlerde merkezi doma yakın olan yerlerde porfirik doku ve sıkça zonlu yapı gösteren kaya birimi, Pasquare  (1968) tarafından Büyükkale tepe Andeziti olarak adlandırılmıştır. Atabey (1989b) tarafından da aynı şekilde Büyükkale tepe Andeziti olarak tanımlanmış ve haritada Tmb simgesi ile gösterilmiştir. Andezitler içinde ojit, hornblend ve labrodorit fenokristalleri vardır. En önemli özelliği matriksdeki   feldispat   mikrolitleriyle, mikrofenokristallerin  çokluğudur. Yöredeki andezitlerde K/Ar yöntemine göre yapılan yaş tayinleri sonucunda 13,7-0,3 ile 6,5-0,2 milyon yıl (Üst Miyosen-Ponsiyen) zaman aralığı verilmiştir. (Batum, 1978) .

Şekil 70- Aşıki Dağı Domu (Tmda) (Dönmez ve diğerleri, 2003).

Bazaltik Lav akıntıları Bazaltik-andezit, bazalt ve olivin-bazalt karakterindedirler. Çıktıkları noktadan çevreye yayılarak geniş alanları kaplamıştır (Dönmez ve diğerleri, 2003). Haritada Tmb simgesi ile gösterilmiştir. Birim, Çatal tepe, Topuzdağ, Keçikale tepe, Niğde kuzeydoğusundaki Tepeköy Volkanitleri ve Erkilet civarı Fotulca Bazaltı bu döneme ait başlıca volkanitleri oluşturur. Çataltepe Volkaniti (Çataltepe Bazaltı) Bu volkanitler, gri renkli, gözenekli ve toleyitik bazalt lavıdır (Şekil 71). Hamur içine gömülmüş labradorit ve ojit fenokristalleri, olivin fenokristalleri izlenir. Genelde hipersten ojit bazalttır. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tmbç simgesi ile Atabey (1989) tarafından Çataltepe Bazaltı adı ile tanımlanmış ve haritada Tüç simgesi ile gösterilmiştir. Çataltepe Volkanitleri, Hoduldağ’ın güneyinde yer alır. Gülbayır köyü kuzeyi, Çataltepe doğusu Büyükçiç tepe ve Gammaz tepe’dir. Çataltepe, en önemli çıkış noktasıdır. Fakat bölgede üç önemli çıkış noktası daha mevcuttur. Bu üç noktadan çıkan lavlar yer yer birbirlerine karışmıştır (Dönmez ve diğerleri, 2003). Lavlar gri, siyah renkli, akma yapılıdır. Volkanizmanın en büyük ve en önemli çıkış merkezini ise Çatal Tepe oluşturur. Genellikle gri ve siyah renklidir. Yer yer

101

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı akma yapıları gösterir. Çıkış noktasından güneydoğuya doğru akmıştır. Çataltepe Volkanitleri’nin çıkış noktasının hemen kuzeyinde Hodul Dağı’na ait lavları keserek çıkmıştır. K/Ar yöntemiyle yapılan yaş tayinlerinde Çataltepe Volkanitlerinin yaşının 5,29 ± 0,46 milyon yıl yaşında olduğu saptanmıştır (Dönmez ve diğerleri, 2003).

Şekil 71- Çataltepe Volkaniti (Tmbç) (Dönmez ve diğerleri, 2003).

Topuzdağ Volkaniti (Topuzdağı Bazaltı) Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından Tekkedağ’ın batısında, kuzeybatıgüneydoğu istikametinde akarak yüzeylenen bazik volkanitler Topuzdağ Volkaniti olarak adlandırılmış ve haritada Tmbto simgesi ile gösterilmiştir. Aynı kaya birimi Atabey (1989b) tarafından Topuzdağı Bazaltı olarak tanımlanmış ve harita simgesi Tüt1 verilmiştir. Ana çıkış merkezi Ürgüp kuzeydoğusudur. Oldukça akışkan karakterli bir lavdır. Koyu siyah, gri renkli, bantlı yapıda yer yer levhamsı ayrışmalı, çoğu zaman makro olarak fenokristal gözlenmeyen bazik karakterli lav ve piroklastiklerden oluşur (Şekil 72). Piroksen andezit olarak tanımlanmıştır (Dönmez ve diğerleri, 2003).

Şekil 72- Topuzdağı Volkaniti (Tmbto), Ürgüp formasyonu (Tmü) (Dönmez ve diğerleri, 2003).

102

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Keçikaletepe Bazaltı Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından Nevşehir batısında, Balcın köyü’nde yüzeylenen siyah ve kırmızı renkli bazik lavlar Keçikaletepe Bazaltı olarak adlandırılmış ve haritada Tmbk simgesi ile gösterilmiştir. Kızılkaya İgnimbiriti’nin altında yer alır. Tabanındaki 2 m’lik kırmızı cüruflu bir seviyenin üzerine 8 m kalınlığında siyah bazaltlar gelir ve bunlar daha sonra bazaltik bir breşe geçerler (Pasquare, 1968). Lavlar, toleyitik bazalt olarak tanımlanmıştır. Genel görünümü ile afirik bir lav olup, intersertal dokulu matriks içinde plajiyoklas ve ortopiroksen mikrofenokristallerinden oluşan bir mineralojik bileşime sahiptir (Dönmez ve diğerleri, 2003). ALT PLİYO SEN YA ŞTA OL AN VOLK AN İ K K AYAÇL AR Kızılkaya İgnimbiriti Ürgüp’te mostraları vardır. Bazı çalışmalarda Kızılkaya İgnimbriti, İncesu İgnimbriti ile karıştırılmıştır (Pasquare, 1968). Dönmez ve diğerleri (2003)’e göre birim, alttan üste doğru farklı ignimbirit ile tüflü düzeyler içerir. Altta, kırmızı, kahve renkli akarsu çökellerinin yer aldığı bir istif yer alır (Şekil 73). Bunu taban türbülans çökelleri izler ve bu çökeller üzerine geçişli olarak gri ve pembe renkli, ince, orta ve iri taneli pomzaların yer aldığı, pliniyen türü döküntülerden oluşan gevşek bir düzey gelir. Bu birim her yerde çizgisel bir geçişle kırmızı, kahve renkli iyi pekişmiş ignimbiritlere geçer. Kızılkaya İgnimbriti’nin önceki tüm birimleri örter. Birim, Ürgüp dolayında Ürgüp Formasyonu’na ait gölsel çökeller üzerine gelir. Kimi yerlerde Gördeles İgnimbriti, kimi yerde Cemilköy İgnimbritleri üzerinde yer alır. Beekman (1966) tarafından Kızılkaya köyünden adı verilmiştir. Atabey ve diğerleri (1989b) ve Atabey (1989a) tarafından haritada Tk1 simgesi ile Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tpk simgesi ile gösterilmiştir. Kızılkaya İgnimbritinin yaşını; İnnocenti ve diğerleri (1975) Karahöyük’de 4,4 ± 0,1 ve Başköy’de 5,4 ± 1,1 ve 5,1 ± 0,3 Milyon yıl, Schumacher ve diğerleri (1990) 4,3 Milyon yıl olarak saptamışlardır.

103

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 73- Cemilköy ignimbriti üstünde yer alan Kızılkaya ignimbriti.

ÜST PLİYO SEN YA ŞTA OL AN VOLK AN İK K AYAÇL AR İncesu üyesi (İncesu İgnimbiriti) İncesu İgnimbiriti’nin alt seviyesini, gri ve beyaz, pomzalı, üst kesimlere göre daha az kaynaklanmış bir düzey oluşturur (Dönmez ve diğerleri, 2003). Bunun üzerine ise çoğu zaman siyah renkli, iyi kaynaklaşmış, fiyammeli yağlımsı görünümlü bir ignimbirit düzeyi gelir. En üst kesimde ise yaygın olarak gözlenen, kahve-gri-kırmızı renkli, yer yer boşluklu ve yer yer sütunsal ayrışmalı bir düzey görülür (Şekil 74). Bunlar geniş düzlükleri ve platoları oluşturur. Kalınlığı 60 m’dir. Pasquare (1968) ve Atabey (1989b) tarafından İncesu üyesi Üst Miyosen-Pliyosen yaşta Ürgüp formasyonunun bir üyesi olarak tanımlanmış ve haritada Tüi simgesi ile gösterilmiştir. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından ise İncesu İgnimbriti olarak adlandırılmış ve haritada Tpkoi simgesi ile gösterilmiştir. İncesu Tilköy ve Mazıköy arasında yüzeyler. Tekkedağ-Topuz Dağı kütlesini aşamayan ignimbiritler, Tekgözköprü civarında Kızılırmak Volkanitlerini aşamamış, buradan Süksün köyü-Himmetdede Beldesi istikametine yönelmiştir. İncesu İgnimbiritinin yaşını; İnnocenti ve diğerleri (1975) İncesu’da 3,0 ± 0,1 milyon yıl, ignimbritlerdeki biyotitlerden ise K/Ar yöntemi ile Batum (1978) 4,9-5-50,2 milyon yıl olarak saptamışlardır.

104

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 74- İncesu üyesi (Tpkoi) (Dönmez ve diğerleri, 2003).

Ağıllı üyesi Ağıllı köyü çevresinde yüzeyler. Aglomera, kumtaşı, kiltaşı ve tüfitten oluşur. Aglomera içinde andezit, bazalt ve ofiyolit çakıllı tüfit ve gevşek kumtaşı yer alır. Yaklaşık kalınlığı 40 m’dir (Atabey, 1989c). Kışladağ üyesi (Kışladağ Kireçtaşı) Kaya birimi, ince tabakalı, gri-boz renkte, sert kireçtaşıdır. Kalınlığı 1-3 m’dir. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tpkı simgesi ile gösterilmiş ve Kışladağ Kireçtaşı denmiştir. Gölsel kireçtaşından oluşur. Taban kısımlarında kiltaşı, killi kireçtaşı düzeyleri vardır. Kireçtaşları çoğu yerde gözeneklidir. Hacıbektaş ilçesi Karakuyu ve Küçükkavak köyleri doğusunda, Zelve Vadisi tepelerde, Karain köyü batısındaki tepelerde, Şahinefendi ile Güzelöz köyü arasında yüzeyler. Yörede özellikle Ürgüp doğusu ve güney doğusunda alttaki ignimbrit kayası üstünde masa gibi düzlük ve platoları oluşturur. Atabey (1989b) tarafından haritada Tük2 simgesi ile gösterilmiştir. İsmi Kışladağ’dan verilmiştir. Pasquare (1968) tarafından Kışladağ üyesi olarak adlandırılmıştır. Oyludağ Volkaniti Siyah renkli, bazaltik lav ve piroklastiklerden oluşan birim Oyludağ Volkanitleri olarak tanımlanmıştır (Şekil 75). Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tpo

105

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı simgesi ile gösterilmiştir. Birim, Nevşehir güneyinde yer alır. Burada asıl çıkış noktasını Sivri Tepe oluşturur. Buradan çıkan lavlar batı yönünde akarak Nevşehir’e kadar ulaşmışlardır. Nevşehir Kalesi de bu volkanitlerden oluşur. Lavlar alt kesimlerde levhamsı ayrışmalı ve ince tanelidir. Üste doğru ise bloklu ayrışmalı ve gaz boşlukludurlar Lavlar çoğu yerde afanitik ve siyah renklidir (Dönmez ve diğerleri, 2003). Toleyitik bazalt olarak tanımlanmış olup, Çataltepe Volkanitlerine benzer. Kayaç bazik karakterli afirik olup, intersertal dokulu bir matriks içinde plajiyoklas, ortopiroksen ve klinopiroksen mikrokristallerinden oluşan bir mineralojik bileşime sahiptir. Kayacın matriksi, çubuksu plajiyoklas mikrofenokristalleri ile bunların arasını dolduran klinopiroksen mineralleri ve cam materyalden oluşur. Oyludağ Volkaniti’nin yaşı Nevşehir Kalesi’ndeki mostrada K/Ar yöntemiyle yapılan yaş tayinlerinde 1,91 ± 0,20 milyon yıl, Sivritepedeki mostrada ise 2,1 ± 1,5 milyon yıl olarak saptanmıştır (Dönmez ve diğerleri, 2003).

Şekil 75- Oyludağ Volkaniti (Dönmez ve diğerleri, 2003).

Kızıldağ Bazaltı (Kızıldağ Lav Akıntısı) Birim, Tuzköy doğusu Eğrikuyu köyü ile Tatların köyü arasında, Suvermez ile Çakıllı köyü arasında, Zeynelboğazı mevkiinde, Kuyulutatlar kuzeybatısında ve güneyinde yüzeyler. Kalınlığı 10 m kadardır. Yuvaköyü kuzeyinde Kızıldağ Tepe ile Tatların köyü yakınlarından çıkan, kırmızı, kahverengi ve siyah lav akıntılarından oluşan birim Kızıldağ lav akıntısı olarak adlandırılmıştır (Sassano, 1964) (Şekil 86). Atabey (1989b) tarafından Üst Pliyosen yaşta ve harita simgesi QK2 olarak gösterilmiştir. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Tpkz simgesi ile lavların alt kesimleri boşluklu, üst seviyeleri ise sert ve siyahtır. Lavların tabanında pişmiş 106

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı çamurtaşı yer alır. Olivin bazalt olarak tanımlanmıştır. Porfirik hiyalopilitik ve ofitik dokuya sahip olan kayacın başlıca fenokristallerini plajiyoklaslar (labrador) ve olivin oluşturur (Dönmez ve diğerleri, 2003). Ercan ve diğerleri (1991) Kızıldağ lav akıntısının yaşını Basansarnıç köyünün 5 km batısındaki lav akıntısından K/Ar yöntemiyle yapılan analizde 2,16 ± 0,28 milyon yıl olarak saptamıştır.

A

B Şekil 86- A, B-Kızıldağ Bazaltı 107

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı KUVATERNER YAŞTA OLAN KAYAÇLAR Nevşehir ilinde yüzeyleyen ve Kuvaterner yaşta olan volkanik kayaçlar; Atabey (1989b) tarafından Alaşar Tüfü, Kumtepe Külü, Boğazköy Opsidiyeni, Korudağ Andezitik Cam ve Karnıyarık tepe Bazaltı olarak tanımlanmıştır. Dönmez ve diğerleri tarafından ise aynı kayalar, Acıgöl volkanitleri, Alt Acıgöl tüfü, Cüruf konileri, Bazaltik lav akıntıları, Boğazköy opsidiyeni, Üst Acıgöl Tüfü, Maar Piroklastikleri Üst Acıgöl tüfünü üzerleyen Tefralar ve Kaldera Sonrası Domlar olarak tanımlanmıştır. Acıgöl Volkanitleri Nevşehir batısında Kuvaterner boyunca etkin olmuş tüfler, curuf konileri, bazik lav akıntıları, obsidiyenler, riyolitik domlar, maarlar ve maar piroklastikleri ile temsil edilen kayaç topluluğu Acıgöl Volkanitleri olarak ayırtlanmıştır. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Qa simgesi ile gösterilmiştir. Birim, Nevşehir güneyinde yer alır. Burada asıl çıkış noktasını Sivri Tepe oluşturur. Buradan Acıgöl Volkanitleri Nevşehir ve Acıgöl arasında uzanır. Güneyde Erdaş Dağı Neojen volkanik kütlesi ve batıda Holosen yaşlı olabilecek genç bazaltik ve andezitik lavlarla sınırlanmıştır. Acıgöl yöresi son 1,5 miyon yıl içinde iki büyük volkanik püskürmeye sahne olmuştur (Dönmez ve diğerleri, 2003). Acıgöl Volkanizmasının gelişim evresi Duritt ve diğerleri (1995)’e göre 180.000 yıldan daha önceki bir dönemde Kocadağ Tepe yanındaki bir çıkış merkezinden Alt Acıgöl Tüfü püskürmüştür. Püskürme ana pliniyen fazı ile başlamış, ignimbiritle gelişmiştir. Bu dönemde pomza, kül döküntüleri ve ignimbiritler olmak üzere toplam olarak 13 km3 tefra boşalmıştır. Kaldera çökmesi ya bu püskürmeye eşlik etmiş ya da hemen arkasından olmuştur. Günümüzden 150.000 ile 180.000 yıl önce; Boğazköy Obsidiyeni Taşkesik Tepe Obsidiyeni, Viğla Tepe Domu, Tepeköy Domu oluşmuştur. Bu dönemde küçük patlamalarla etkin olan bazaltik tefralar Alt Acıgöl Tüfü üzerinde yer almaktadır. Günümüzden 150.000 ile 70.000 yıl önce ise Kocadağ’dan 15 km3 civarında Üst Acıgöl Tüfü püskürmüştür. Bu büyük püskürme pliniyen pomza, ignimbirit ve döküntü geçiş ürünlerinden oluşur. Püskürme Boğazköy obsidiyenini parçalamış ve Acıgöl kalderasının çökmesine neden olmuştur. Günümüzden 70.000 yıl önce ise Kocadağ Domu yerleşmiştir. Yaklaşık 20.000 yıl önce ise; Güney Dağı, Korudağ, Kaleci, Kuzey, Karnıyarık domları ve onlarla birlikteki tüf konileri püskürmüştür. Bu arada çok sayıda özellikle mafik volkanik kayaçlar yüzeylemiştir. Alt Acıgöl Tüfü (Kumtepe Külü) Alt Acıgöl Tüfü, lav parçaları ve obsidiyence zengin, pembe renkli külle karışmış, camsı ve pomzalı tüflerden oluşur. Bazen breşli tüfle alterasyonlu, beyazımsı ince 108

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı kum ara düzeyleri görülür. Tabanda Kavak tüfü ile İncesu İgnimbiritleri üstünde uyumsuz olarak yer alır. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Qaa simgesi ile gösterilmiştir. Atabey (1989b) tarafından pumisce zengin, obsidiyen, vitrofir, plajiyoklas kristallerinden oluşan volkanik küllere Kumtepe Külü adı verilmiş ve haritada Qk ile gösterilmiştir. Alt Acıgöl Tüfü pliniyen pumis döküntüleri ile üzerinde pliniyen kül döküntüsü ve ignimbirit ara katkılı birimden oluşur. İgnimbiritler kül döküntüleri ile birliktedir. Fenokristalce fakir bazalt, andezit ile az miktarda porfiritik lav ve masif pembe ya da gri renkli riyolit türü kayaç parçaları bulunur. Çok az miktarda obsidiyen de içerir (Dönmez ve diğerleri, 2003). Boğazköy, Güvercinlik, Çardakköy, Uçhisar, İbrahimpaşa köyleri civarıda geniş yayılım gösterirler ve 550 km2’lik bir alan kaplar. Saraç (2003) tarafından yapılan çalışmalarda Acıgöl maarı çökellerinde Holosen yaşı veren Cervus Elaphus Omurgalı fosili bulunmuştur. K/Ar yöntemiyle küllere ilişkin pomzaların yaşı 1,50 ± 0,090 milyon yıldır (Yazman ve diğerleri, 1987). Kalınlığı 17 m’dir. Cüruf Konileri (Bazaltik cüruf kanileri) Kızıldağ Lav akıntısını oluşturan volkanik evrenin sonunda bazaltik cüruflar meydana gelmiş ve yığışarak çeşitli cüruf konileri oluşturmuştur. Kızıl ve siyah renkli bu bazaltik cüruflarla birlikte yer yer de bazaltik tüfler, lapilliler ve volkan bombaları bulunur. Bu bazaltik cüruflar, bazaltik lavların çıktıkları Kızıldağ tepe ile İnallı köyü yakınlarındaki Aşağı Kızıltepe ve Yukarı Kızıltepe’de ve Karapınar köyü yakınlarındaki tepede yığışmışlardır. Bazalt cürufu konilerinin yükseklikleri 70 m’yi geçmez ve olasılıkla bu 4 koni de eşzamanlı olarak oluşmuşlardır. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Qac simgesi ile Atabey (1989c) tarafından Qc simgesi ile gösterilmiştir. Bazik Lav Akıntıları (Karnıyarıktepe Bazaltı) Bazalt kayaları, Kızılırmak Nehri ile Tepeköy arasında, Alaşar ile Basansarnıç köyü arasında geniş bir alanda yüzeyler (Atabey, 1989b). Kırıklı, sert ve dayanımlıdır. Keskin kenarlı plato şeklinde yüzeyler. Karnıyarık tepeden ve Karakepez tepeden çıkan, siyah, pembe renkli bazalt, bazaltik andezit, trakiandezit türü lavlardan oluşan birim Bazik Lav Akıntıları adı altında toplanmıştır. Karnıyarık Tepe, Susamsivrisi tepe ile Karakepez tepe’den çıkarak bölgeye yayılan siyah renkli, sert, iri gözenekli, yer yer cüfurumsu nitelikte bazaltik lavlar olup, daha yaşlı tüm volkanik birimler üzerinde km’lerce akarak, siyah “aa” tipli lavların oluşturdukları kalın bir örtü meydana getirmişlerdir (Dönmez ve diğerleri, 2003). Patlama merkezlerinden çıkan lavlar genellikle kuzeye doğru akarak, Kızılırmak kıyılarına kadar ulaşmıştır. Yer yer lav tünelleri ve çok iri gaz boşlukları göze çarpar. Yapılan petrografik çalışmalarla, bunların bazaltik türde, porfirik, ofitik, hiyalopilitik dokuya sahip oldukları; camsı ve mikrokristalen hamur maddelerinin plajiyoklas, ojit

109

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı ve opak mineral mikrolitlerinden oluştukları; hamur maddesi içinde bol plajiyoklas (genellikle labrador) ve ojit fenokristalleriyle, ender olarak da hipersten ve olivin fenokristallerinin yer aldıkları saptanmıştır. Karnıyarıktepe’den akan lavlar ile Kızıldağ Lav Akıntısı benzer olup, Karnıyarıktepe lavları, diğerlerinden biraz daha fazla gözeneklidirler. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Qab simgesi ile gösterilmiştir. Atabey (1989b) tarafından harita simgesi QK3 olarak gösterilmiş olup, Karnıyarıktepe Bazaltı ile aynıdır. Radyometrik yaş tayini sonucunda bazaltın yaşını Batum (1978) 0,9-0,34 milyon yıl olarak saptamıştır. Boğazköy Obsidiyeni Acıgöl kalderasının kuzey duvarında yer alan obsidiyenlere, en yoğun bulundukları inceleme alanı doğusundaki Boğazköy’den isim verilmiştir. Gri, siyah ve kahve renklerde olup, bantlı bir yapı gösterirler. Yer yer mercimek ve fındık iriliklerinde konsantrik ve küresel kristobalit, feldispat ve allofan dolgulu amigdollere sahip olup, ince kesitlerinde feldispat, biyotit ve hornblend mikrolitlerinden ve plajiyoklas fenokristallerinden oluştukları saptanmıştır (Dönmez ve diğerleri, 2003). Özellikle Acıgöl, Gülşehir karayolu yarmasında tipiktir. Alt Acıgöl Tüfü’nden sonra oluşmuştur. Gri, siyah ve kahverenkli volkanik cam özelliğindedir. İçersinde gri renkli inci büyüklüğünde perlit boncukları vardır. Kaldera çökme parçaları Boğazköy Obsidiyeni’ni kuzeyde ve doğuda keser. Acıgöl Kalderası’nın oluşmasıyla kalderanın kuzey duvarında yer yer kayma yüzeyleri meydana gelmiştir (Dönmez ve diğerleri, 2003). Duritt ve diğerleri (1995)’ne göre Boğazköy Obsidiyeni’nin, güneyindeki Kocadağ Tepe yakınındaki bir çıkıştan boşaldığını belirtir. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Qabo simgesi ile Atabey (1989b) tarafından ise harita simgesi Qb olarak gösterilmiştir. Opsidiyenlerin yaşı 182.000 ± 20.000 yıl, 179.000 ± 24.000 yıl ve 150.000 ± 21.000 yıldır (Bigazzi ve diğerleri, 1993). Üst Acıgöl Tüfü (Alaşar Tüfü) Üst Acıgöl Tüfü; Nevşehir, Alaşar, Gülşehir ve çat arasında kalan alanda yüzeyler. Alacaşar köyü, Balçın, Çat Beldesi, Sulusaray Beldesi ile Gülşehir güneyinde geniş alanlarda yayılım gösterir. Opsidiyence zengin, pembe renkte, gri külle karışmış, camsı ve pomzalı tüflerden oluşur (Atabey, 1989b). İçerisinde lav parçaları, obsidyen parçaları, pomza parçaları yer alır (Duritt ve diğerleri, 1995). Bazen breşli tüfle kum ara düzeyleri gözlenir. Boğazköy Obsidiyeni ve Taşkesik Tepe, Viğla tepe ve Tepeköy riyolitleri Üst Acıgöl tüfünün tefraları tarafından örtülür (Dönmez ve diğerleri, 2003). Üst Acıgöl Tüfü’nün litik topluluğu pembe, gri renkli akma bantlı riyolit, siyah obsidiyen ve obsidiyen breşleri olarak görülürler. Siyah obsidiyen bol miktarda görülmekte olup karakteristiktir (Dönmez ve diğerleri, 2003). Duritt ve diğerleri (1995)’e göre pomza ocaklarındaki kesitlerin kalınlığı 80 metre civarında olup, dört

110

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı tip piroklastik ardalanmanın varlığını gösterir. Piroklastik surge depozitleri, ignimbirit (kaynaklanmamış), laminalı kül yatakları ve pumis döküntüleridir (Şekil 87). Pliniyen fazında litik bloklar 70 cm’ye kadar ulaşabilir. Bu piroklastiklerin çıkış yeri olarak Kocadağdır (Duritt ve diğerleri, 1995). Pasquare (1968) tarafından adlandırılan Alaşar tüfü ile aynıdır. Atabey (1989b) tarafından harita simgesi Qa olarak gösterilmiştir. Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından haritada Qaü simgesi ile gösterilmiştir.

A

111

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

B Şekil 87- Üst Acıgöl tüfü (Qaü) (A-Dönmez ve diğerleri, 2003; B-Eşref Atabey).

Maar Piroklastikleri Üst Acıgöl Tüfünü Üzerleyen Tefralar Bunlar, İcik köyü yakınlarında, Acıgöl maarının kuzey ve güneyinde, Karapınar Köyü’nde, Tepeköy’de ve Susamsivrisi Tepe’deki patlama merkezlerinden çıkarak çevreye yayılan, daha çok riyolitik türde küller ve tüflerdir (Dönmez ve diğerleri, 2003) (Şekil 88). Genellikle beyaz ve gri renklerde olan bu tüfler, camsı malzeme ve süngertaşı parçacıklarından oluşmuştur. Gerek Acıgöl Kalderası içinde, gerekse kaldera dışında yüzlekleri bulunmakta olup, Güneydağ, Kuzey ve Kaleci domlarının her biri tamamen ya da kısmen korunmuş tüf halkaları ile obsidiyen içeren surge depozitlerine sahiptir. Üst Acıgöl Tüfü’nün blokları Güneydağ surge depozitleri içinde görülür. Acıgöl maarları hemen Güneydağ kuzeyinde yersel piroklastik surgeler olarak gelişmiştir. Bununla beraber en fazla yayılım gösteren Üst Acıgöl sonrası surge kesitleri Korudağdan püskürmüştür. Haritada Qam simgesi ile gösterilmiştir.

112

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B Şekil 88- Maar Piroklastikleri üst Acıgöl Tüfünü üzerleyen Tefralar Üst Acıgöl tüfü (A-Dönmez ve diğerleri, 2003; B-Eşref Atabey).

Kaldera sonrası Domlar (Korudağ Andezitik Cam) Acıgöl yöresinde kaldera sonrası oluşmuş (~ 20.000 yıl civarı) vitrofirik riyolit domları yer alır. Bunlar, Dönmez ve diğerleri (2003) tarafından Kaldera sonrası Domlar olarak tanımlanmış ve haritada Qakd simgesi ile gösterilmiştir. Yayılım alanı, Güneydağ, Karnıyarık, Kuzey, Kaleci, Korudağ olup, kaldera çökmesinden sonra oluşmuşlardır. Afirik dokulu ve riyolitik bileşimde olup bazıları bölgenin güzel 113

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı obsidiyen kaynaklarıdır. Her domun tüf halkası/konisi bulunur. Genel olarak gri renkli, inci parlaklığındadır. Soğuma sırasında çok küçük soğansı çatlaklar ve camsal hamurun sonradan kristallenmesi ile oluşan mikro ve makro sferolitlere rastlanır. Makro sferolitler 2-3 mm çapında olup, feldispat liflerinden oluşmuştur. Kayaçlarda perlitik doku gözlenir. Koru Dağ Acıgöl bölgesindeki en büyük domdur. İyi korunmuş tüf halkasına sahiptir. Kuzey Tepe Domu da tüf halkası ve kale hendeği’ne sahiptir. Aynı birim, Sassano (1964) tarafından Acıgöl çevresinde, Kaldere Gölü içinde oluşan kaldera çökmesinden sonra ilk volkanik aktivite ile yüzeylenen andezitik, piroklastik ürünler Korudağ Andezitik cam adı altında tanımlanmıştır. Atabey (1989b) tarafından harita simgesi QK2 olarak gösterilmiştir. Piroklastik bileşenler, pomza, kül, temel kazıntısı parçalarıdır. Camsı hamur içinde kristal parçalı plajiyoklas, hornblend ve biyotit, az miktarda litik parçalı cam, andezit, porfirit parçaları görülür (Şekil 89). Güney dağı domu Bigazzi ve diğerleri (1993) tarafından 18.000 yıl olarak yaşı saptanmıştır.

Şekil 89- Kaldera sonrası Domlar (Qakd) (A-Dönmez ve diğerleri, 2003).

Kızılırmak Çakıltaşı Kızılırmak Nehri yatağının her iki yamacında eski nehir taraça çakıltaşları yer alır. Bu çakıltaşları Atabey (1989b) tarafından Kızılırmak Çakıltaşı olarak adlandırılmış ve harita simgesi Qç olarak gösterilmiştir. Bu çakıltaşları; 2-15 cm boyutunda çakıl malzemesi egemen olup, ince, orta kum tane boyutlu gevşek tutturulmuş kumtaşı ile miltaşından oluşur (Şekil 90). Teknesel çapraz tabakalanma sık görülür. Tabanda kil gecikme çökelleri izlenir. Çakıltaşı karbonat çimentoludur. Ortalama kalınlığı 12 m’dir.

114

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B Şekil 90- A-Kızılöz formasyonu çamurtaşları üzerinde yer alan çakıltaşı, B-Kavak ignimbriti üzerinde yer alan çakıltaşı.

Traverten Fay zonlarından çıkan sıcak yer altı suyu çökelleridir. Kırmızı, kahverengi, sarımsı, beyazımsı ve gri renklerde olup, damarlı ve gevrek yapıdadır. Kıvrımlı ve ince tabakalıdır. Hacıbektaş Taşı olarak da tanımlanmaktadır. Atabey (1989) tarafından harita simgesi Qt olarak gösterilmiştir. Eski alüvyon Kızılırmak Nehri kıyısı boyunca Kızılırmak Nehrinin bıraktığı çakıltaşı, kumtaşı ve silttaşıdır. Karacaören ovasında ve Domsa Deresi boyunca, Derinkuyu ovasının tamamı eski alüvyon örtüsüdür. Bu alanlardaki kaya tipi köşeli çakıltaşı, genellikle andezit, tüf çakılı, kaliş karbonat parçaları, kum ve silt karışımı malzemedir. Yaklaşık kalınlığı 10 m’dir. Harita simgesi Qe’dir. 115

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Yamaç molozu ve Güncel alüvyon Yamaç molozları yüksek topografyalı dağ ve tepe yamaçlarında görülür. Güncel alüvyon ise Kızılırmak Nehri boyunca ve nehre kavuşan dere boylarınca, kuzeyde Karasu dere ve Çarşaközü dere boyunca görülür. Çakıl, kum, mil, silt ve topraktan oluşur. Harita simgeleri Qy ve Qal olarak gösterilmiştir.

116

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

4.BÖLÜM

NEVŞEHİR İLİNİN MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

117

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

118

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı NEVŞEHİR İLİNİN MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI MADEN KAYNAKLARI Nevşehir maden kaynaklarını; metalik madenler ve endüstriyel hammaddeler oluşturur. Metalik madenlerin önemi yoktur, ancak endüstriyel hammadde yönünden önemli kaynaklara sahiptir (Şekil 91). Metalik madenler Nevşehir’de ekonomik olmayan demir, bakır ve kurşun cevherleşmeleri tesbit edilmiştir. Demir Avanos kuzeyi ve batısında Yel değirmeni tepe kuzey yamacında hematit yatağı vardır (Atabey ve diğerleri, 1988). Ziyaret tepe güneybatısı, Gümüşdeliği tepe batısında, Karadağ batısı Elmadere’deki tüfler içinde volkanosedimanter hematit cevherleşmesi bulunur. Burada 1000 ton stok olduğu belirtilir (veri 1988 yılına aittir). Yeşilöz (Civelek köyü kuzeyinde) 3 m uzunluğunda, 2 m genişliğinde ve 1 m derinliğinde mermerler içinde demir mevcuttur (Oygür ve diğerleri, 1988). Bakır ve kurşun Yeşilöz köyü kuzeyinde dere içinde çakıltaşı-kumtaşı içinde bantlar halinde, Kızboğan derede, Yukarıkalın tepede yüzeyleyen çakıltaşlarının tabanında, silttaşı kayaçları içinde malakit minerali zenginleşmesi vardır. Ayrıca, Gümüşkent (Salanda) kuzeyinde Orta tepede metamorfik kayaçlar içinde ve Angut dere içinde kurşun madeni işletilmiştir (Atabey ve diğerleri, 1988; Oygür ve diğerleri, 1988). Endüstriyel hammaddeler Nevşehir, yörenin jeolojisi nedeniyle endüstriyel hammaddeler açısından büyük bir zenginliğe sahiptir. Bölgedeki yaygın olan volkanik malzeme, ilde önemli ponza, perlit, kaolen ve kil, kum-çakıl yataklarının oluşumuna neden olmuştur (Şekil 91). Kükürt Ürgüp ilçesi Sarıhıdır köyü Avcılar mevkiinde %0,55-43 tenörlü, 500 t muhtemel rezervli kükürt vardır. Gülşehir ilçesi Cemel mevkii Reyhanlı tepe civarında (Okut ve Mehmet, 1972) ve Kükürtlü derede faylara bağlı gelişmiş olan sümple kükürt bulunur (Atabey ve diğerleri, 1988). Yeşilöz (Cemel)-Gümüşyazı (Arafa)’daki kükürt %28

119

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı tenörlü, 200 t muhtemel rezervlidir (MTA, 2009). Ayrıca, Avanos Ballıca sırtı ile Kayalı tepe arasında kükürtlü sular çıkmaktadır (Oygür ve diğerleri, 1988). Barit Gülşehir ilçesi Arafa sahasında; % 92,75 BaSO4 tenörlü, 2.000-2.500 ton görünür barit rezervi vardır. Civelek köyü kuzeydoğusunda, şist ve mermer kayaçları içinde barit minerali bulunur (Atabey ve diğerleri, 1988). Kaolen Avanos ilçesi Kayahamamı, Çakmaklı, Başağılın, Çakmakkaya sahalarında; % 1334 Al2O3, % 0,54-2,5 Fe2O3 tenörlü, 1.325.000 t görünür, 2.325.000 t muhtemel kaolen rezervi vardır. Yataklar alunitli olup, kağıt sanayii hammaddesi olarak zaman zaman işletilmektedir (MTA, 2009). Karaburna beldesi kuzeydoğusunda granit kayaları içinde, seramik sanayii hammaddesi olarak kullanılabilecek 3-4 cm kalınlığında damarlar halinde aplit oluşumları bulunur. Karadağ güneybatısında düşük demiroksitli ve düşük alüminyumlu seramikte kullanılabilecek kaolen vardır. Avanos ilçesi Killi tepe mevkiindeki kaolen, seramik ve refrakter hammaddesi için uygundur (Kırıkoğlu, 1999). Avanos Beşağılın mevkii kaolen oluşumu kalınlığı 50-100 cm arasında olup, %30’dan fazla Al2O3 içerir (Alp, 1978).

120

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 91- Nevşehir endüstriyel hammadde kaynakları (MTA, 2009).

121

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Kil Avanos ilçesi merkezi; Killik, Sivri, Kayaharman mevkileri ile Karadağ-Killit tepe, Topraklık sırtı, Ağtepe, Kemercik Dağlar mevkiinde kil bulunur. Killik mevkii kili, plastik olup, kalıplanabilir özelliktedir. Sivri mevkiindeki kil, ince seramik hammaddesi olarak kullanılamaz. Kayaharman mevkiindeki kil ise döküm kalıplarında ve plastikliği arttırmak için ince seramikte sınırlı miktarda kullanılır. Karadağ Killik tepedeki kil; %15 camsı malzeme (sanidin, albit, oligoklas), %85 killi malzeme montmorillonit türüdür. Topraklık sırtındaki kil ise; limonitleşmiş killi maddi olup, %20 kalsit, %10 sanidin ile kuvars içeren marnlıdır. Bu kil 4 km genişliğinde horizonlar halinde olup, kiremit yapımında kullanılır (MTA, 1980). Kemercik Dağlar mevkiindeki kilde %20 vitrofir, oligoklas ve kuvars, %60 killi toprak malzeme vardır. Bu kil ancak inşaatlarda kullanılır. Bunlardan başka, Ürgüp ilçesi Topuzdağ Bekillikaya mevkiinde, Sarıhıdır köyü Ketirtaş mevkiinde kil oluşumları vardır. Bekillikaya mevkii kili, %5 camsı malzemeli, %95 montmorillonit cinsidir. Ketirtaş mevkii kili ise %5 oligoklas, %25 montmorillonit ve %70 kalsit içerir. Bu kilden bentonit elde edilebilir (MTA, 1980). Kaya tuzu Gülşehir ilçesi, Tuzköy beldesinin batısında Kayatuzu yatağı bulunur (Şekil 92). Bu kayatuzu oluşumu iki adet fay sistemi ile denetlenmektedir. Kayatuzu bu alandaki bir antiklinal ekseninde yer alır. Tuz tabakalarının doğrultuları N38W, eğimleri ise 770 güneydoğudur. Tabaka kalınlıkları 5-50 cm olup, kiltaşı tabakaları ile ardalanım gösterir (Kayakıran, 1979). Kayatuzu örnekleri analizlerinde (analizler 1978 yılına aittir): suda çözünmeyen madde % 0,36, asitte çözünmeyen madde % 0,18, Na % 38, K 11 ppm, Cl % 59, B 1 ppm, Ca 1770 ppm, Mg 303 ppm ve sülfat da % 0,39 saptanmıştır. Daha sonraki yıllarda yapılan analizde, %96,75 NaCl, %1,5 CaSO4, %0,28 rutubet, %1,2 suda erimeyen madde, %0,25 diğer maddeler saptanmıştır (MTA, 1980).Tuzköy beldesinde % 96 NaCl tenörlü, 75.046.649 ton görünür, 96.384.456 ton muhtemel, 959.411.250 ton mümkün olmak üzere kayatuzu rezervi vardır. Bir özel şirket tarafından işletilen kayatuzunun 1 milyar 200 milyon t’luk rezervi olduğu ve yıllık 30- 45 bin t arasında üretim yapıldığı belirtilmektedir.

122

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B Şekil 92- Tuzköy kayatuzu işletmesi (galeriler kışın suyla dolmakta ve yazın kurumaktadır).

123

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Perlit Perlit; izolasyon olarak, filtrasyonda, beton agregada, gevşek yalıtım dolgularda, toprağı nemlendirici olarak kullanılmaktadır. Perlit yatakları Acıgöl ile Derinkuyu ilçelerinde yer alır. Alacaşar köyü Susan sivrisi tepesinin güney ve kuzey yamaçlarında 40 m, Tepeköy’de 30 m, Kaleci tepede 20 m, Acıgöl ile Karapınar arasında 30 m, Korudağ’da 50 kalınlıklarında, Kocadağ’da, Karacaören ile Bağcılar arasında, Taşkeksi tepe çevresinde perlit oluşumları vardır. Tüm yataklardaki perlitler, koyu ve açık gri renkte, ince taneli olup, silisyum dioksit oranı % 71-75 civarındadır (Özkuzey, 1973). Acıgöl ilçesindeki perlitlerin genleşme oranları 2,3 ile 16 arasındadır. Yatakların toplam rezervi 450 milyon t civarındadır. Derinkuyu ilçesindeki sahalar Kayışkıran, Büyük ve Küçük Göllüdağ ve Bozdağ’da bulunur. Orta kaliteli perlitlerin genleşme oranı 3,2-4,5 arasında değişmekte olup, sahaların toplam rezervi 320 milyon t civarındadır (MTA, 2009). Ponza Ponza, abrazif sanayide aşındırıcı, parlatıcı olarak, boya ve kimya sanayinde katalizör taşıyıcısı olarak kullanılır. Ülkemizin önemli ve iyi kalitede pomza yataklarına sahip olan Nevşehir ilinde, il merkezi ve Ürgüp ilçesinde çok sayıda işletilen ve işletilmiş pomza yatakları yer alır (Çizelge 1) (Şekil 93, 94, 95). Bu yatakların toplam rezervi yaklaşık 450 milyon m3 civarındadır. Ülkemizde tekstil sektöründe kullanılan iyi kalitedeki pomzaların büyük bir bölümü bu ilden karşılanır (MTA, 2009). Sulusaray, Mustafapaşa, Ürgüp, Cemilköy, Derinkuyu, Suvermez, Acıgöl, Alacaşar, Çatköy çevresinde, Mustafapaşa Ağtepe bağları, Çallıbel, Kavaklıbaşı, Nar Beldesi Topraklık sırtı, Sulusaray Commuz sırtında ve bir çok alanda 0,5-5 m kalınlıkta örtü halinde ve açık renkli volkanik cam kırıntılı kül içlerinde pomza oluşumları bulunur. Yöreden alınan pomza örneklerinin SiO2 oranları %65-69 saptanmıştır (Açıkgöz, 1980).

124

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Çizelge 1- Nevşehir ili ponza yatakları (MTA, 2009). YATAĞIN BULUNDUĞU YER

Rezerv (m3) Görünür

Muhtemel

Nevşehir-Merkez-Kavak

9.468.500

2.708.000

Nevşehir-MerkezÇardak

82.612.500

87.592.000

Nevşehir-Merkez-Göre

7.226.500 28.498.500

KALİTE Mümkün

Yatağın durumu İşletiliyor

İyi

+

İyi

+

6.688.000

İyi

+

28.140.000

İyi

+

21.117.709

İyi

+

1.235.000

İyi

+

68.445.000

Nevşehir-MerkezKaymaklı Nevşehir-MerkezBağcalı Nevşehir-MerkezTaşlıbel Nevşehir-MerkezAşıklıdağ Nevşehir-MerkezGüvercinlik Nevşehir-MerkezBahçeli Nevşehir-MerkezNarköy Nevşehir-ÜrgüpMustafapaşa Nevşehir-ÜrgüpMerkez

46.337.500

İyi

+

19.152.500

İyi

+

1.199.750

İyi

+

İyi

+

İyi

+

İyi

+

TOPLAM

233.564.822

800.000

1.356.250

1.000.000

2.000.000

457.500

4.906.572 239.321.836

Şekil 93- Ponza parçaları.

125

95.590.500

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B Şekil 94- A-Ponza işleme fabrikası, B-İri ve ham pomza malzemesi.

126

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B Şekil 95- A-İşlenmiş ponza yığını, B-İnce pomza malzemesi.

127

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Zeolit Tuzköy çevresinde Üst Miyosen yaşlı tüfler içerisinde zeolit mineralleri vardır. Sarıhıdır köyü güneyi, Tuzköy beldesi batısında, Sulusaray kuzeyinde ve Gülşehir dolayında zeolit oluşumları vardır (Yılmaz, 1990). Diyatomit Ürgüp ilçesi doğusunda Karain köyü yeni yerleşim alanı kuzey kıyısında diyatomit oluşumu vardır. Diyatomit tabakası arasında siyah opsidiyen düzeyleri görülür (Şekil 96). Diyatomitin bir kısımı alınmış olup, şu anda işletilmemektedir.

A

B Şekil 95- A-Diyatomit (beyaz, açık kahverengi kısımlar, siyah kısmlar opsidiyendir), B-Terk edilmiş diyatomit ocağı (Ürgüp).

128

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Doğal taşlar İl kapsamında bir çok yerde yüzeylenen bazalt, tüf, ignimbrit ve kireçtaşları yapı malzemesi olarak değerlendirilmektedir (Şekil 97, 98, 99). Örneğin sarı, kahverengi, bej ve gri renkte, hareli yapıda ve kesilebilir özellikte olan tüf kayaları ilde ‘’Nevşehir taşı’’ adı altında ün yapmış olup, Nevşehir dışına da gönderilmektedir.

A

B Şekil 97- A, B, C-Farklı renkte tüf kayaları (Nevşehir taşı).

129

C

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B Şekil 98- A, B, C-Nevşehir taşı ocakları.

130

C

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 99- Ürgüp’te bir doğal taş işleme atölyesi.

Kozaklı ilçesi Yiğitler, İmran köyü, Abdiköy, Özkonak, Avanos ilçesi Sarıhıdır köyünde, Mahmat, Aksalur, Gümüşkent’te mermer olarak değerlendirilecek zuhurlar vardır. Avanos Yapraklıseki, Aksalur’da Nevşehir taşı, Sarıhıdır, Sofular, Karakaya köyü civarı, Gümüşkent, Özkonak, Kozaklı ilçesi Büyükyağlı’da traverten zuhurları bulunur (Erkanol ve diğerleri, 2102). Sarıhıdır Kemer mevkiinde, Avanos Yanlıyurt mevkii, Ürgüp İçmece dere mevkiinde oniks zuhurları, Topaklı Çalıgediği mevkiinde kireçtaşı yer alır (Avşar, 1972). Buradaki kireçtaşı mıcır ve kireç yapımında kullanılmış olup, halen mıcır üretilmektedir. Kışladağ formasyonuna ait gastropodalı gölsel kireçtaşları Kozaklı yöresinde mermer olarak değerlendirilmektedir. İl kapsamında bir çok yerde oluşumu bulunan traverten kayaları da yörede mermer olarak işletilmektedir (örneğin; Sarıhıdır) (Şekil 100). Bundan başka yöredeki volkanik çakılı, kumlu, volkan külünden oluşan malzeme BİMS briket ve tuğla yapımında kullanılmaktadır.

Şekil 100- Sarıhıdır köyünde işletilen traverten ocağı.

131

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Kum-çakıl Kızılırmak Nehrinde depolanmış olan çakıl ve kum yörede en önemli inşaat malzemesi kaynağını oluşturur (Şekil 101). Avanos’da orta kalitede 20.153.750 m3 mümkün rezervli kum çakıl vardır.

Şekil 101- Kızılırmak Nehri yatağında bulunan çakıl-kum ocakları.

ENERJİ KAYNAKLARI Nevşehir ili enerji kaynakları yönünden zengin değildir. İlin en önemli enerji kaynağı bir yerde çıkartılan linyit kömürüdür. Ayrıca, Kızılırmak Nehri’nde elektrik enerjisi üretmek için hidroelektrik santral yapımı devam etmektedir. Linyit kömürü Nevşehir ilindeki linyit kömürü Gülşehir ilçesine bağlı Dadağı, Alemli ve Gümüşyazı (Arafa) köyü arasında bulunur. Kömür, Kızılöz formasyonu, Arafa üyesine ait kumtaşı, kumlu marn ve marn düzeyleri içinde damarlar şeklindedir. Bu alanda, İnekdere ile Alemli arasında 1 km genişliğinde, 15 km uzunluğunda uzanan kaya birimi kömürlüdür. Damar kalınlığı 0,80-1,20 m, 5000 Kcal/kg ortalama alt ısıl değerine sahiptir (Şekil 102, 103, 104). Linyit kömürü sahaları özel şirketçe işletilmektedir. Kömürün su oranı: % 33,2, kül: % 19,38, kükürt: % 6,05’dir. 2.300.000 t görünür, 700 t mümkün ve 3.000.000 t toplam rezerv vardır (veriler 1980 yılına aittir) (MTA, 2009). Kömür şu anda işletildiğinden verilen rezerv değerleri azalmış olacaktır.

132

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 102- Nevşehir linyit kömürü sahaları (MTA, 2009).

133

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B Şekil 103- A, B-Linyit kömürü işletmesi.

134

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B Şekil 104- A, B-Linyit kömürü.

135

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Hidroelektrik (HES) santralları Kızılırmak Nehri’nin, Nevşehir ili sınırları içinde kalan Bozcu köyü mevkiinde 1 adet (Bayramhacılı HES), Sarıhıdır köyü mevkiinde 1 adet (Sarıhıdır HES), Avanos batısında 3 adet (Cemel-1 HES, Cemel-2 HES ve Cemel-3 HES), Gülşehir ilçesi Tuzköy Beldesi mevkiinde 1 adet (Tuzköy HES) olmak üzere toplam 6 adet hidroelektrik santralı vardır. Bayramhacılı Barajı ve HES Projesi, İç Anadolu Bölgesi’nde Kayseri ili sınırları içerisinde Kızılırmak Havzası’nda, Nevşehir Avanos ilçesi Göynük Beldesi ve Bozca köyü ile Kayseri İncesu ilçesi Bayramhacılı köyü ve Yuvalı köyü toprakları içerisinde yer almaktadır (Şekil 105A). 45 m yükseklikte inşa edilen baraj 25 Ekim 2010 tarihinde hizmete girmiştir. Hidroelektrik santralı 60 MW güçte ve yılda 170 GWh elektrik üretecek kapasitededir. Avanos mevkiinde inşa halinde olan Cemel-1, 2, ve 3 HES’ler ise 21 MW kurulu gücünde yılda 80 GWh enerji üretmek üzere, 2013 yılında hizmete açılması planlanmıştır. Sarıhıdır HES, 2 üniteli olup, ünite kurulu güçleri: (2x3,2) MWm/ (2x3) MWe, tesis toplam kurulu gücü: 6,4 MWm/ 6 MWe, ortalama yıllık üretim miktarı ise 23.000.000 kWh’dır. Tuzköy HES ise 8,25 MW kurulu güce ve yıllık ortalama 69,67 Gwh/yıl enerjinin üretileceği hidroelektrik santralı olup, her iki santral 2011 yılında hizmete girmiştir (Şekil 105B).

A

B

Şekil 105- A-Bayramhacılı-Bozca HES, B-Tuzköy HES

136

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

II. KISIM

NEVŞEHİR İLİ TIBBİ JEOLOJİK UNSURLARI VE HALK SAĞLIĞI

137

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

138

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

1.BÖLÜM

NEVŞEHİR İLİNDE DOĞAL AFETLER VE RİSKLER

139

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

140

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı NEVŞEHİR İLİNDE DOĞAL AFETLER VE RİSKLER Deprem, sel baskını, kaya düşmesi, heyelan, çığ gibi olaylar doğal afetleri oluşturmaktadır. Bunlar arasında depremsellik konusuna önem verilerek Nevşehir ili depremselliği geniş bir şekilde aşağıda verilmiştir. Nevşehir ilinin farklı yerlerinde kaya düşmesi, sel baskını ve heyelan gibi doğal afetler olmaktadır. Sayılan doğal afetler dışında bu yöredeki volkanik tüf kayaları içindeki mineral tozu doğal afet olarak nitelendirilmiştir. Volkanik tüfler içindeki eriyonit minerali tozlarının etkili olduğu Tuzköy beldesi ile Karain köyünde yaşayanların taşınması önceki yıllarda gündeme gelmiştir. Bayındırlık Bakanlığının taşınma işlemini uygulayabilmesi için eriyonit mineral tozlarının da 2004 yılında Bakanlar kurulu kararıyla doğal afet kapsamına alınmasına karar verilmiştir. Bu sayede Tuzköy’ün taşınması gerçekleşmiş ve Karain köyünün de taşınma işlemi devam etmektedir. Eriyonit mineral tozunun etkileriyle ilgili geniş bilgi II.Kısım (jeolojik unsurlar ve halk sağlığı), 2. Bölümde verilmiştir. Nevşehir ilinde heyelan olayları az olmakla birlikte, Kozaklı ilçesinde yerel heyelan olayları gözlenmektedir. Kaya düşmesi olayı il genelinde yoğun olup, Ürgüp, Avanos ve Merkez ilçesine bağlı yerleşim birimlerinde gözlenmektedir. 2007 yılında Ürgüp Merkez’de meydana gelen kaya düşmesi olayında 3 kişi hayatını kaybetmiş, 5 kişi yaralanmıştır. Kaya düşmeleri olayları, derin vadiler arasında bulunan plato şekilli ignimbrit ve bazalt kayalarının parçalarının kopmasına vadi yamaçlarından aşağıya ve yuvarlanmaları ile olmaktadır. Bu tür vadiler daha çok Ürgüp’ün güneyi, doğusu ve kuzey doğusunda, Avanos’un güneybatısı, Gülşehir’in güneyi, Nar ve Sulusaray’da bulunur. Başta kaya düşmesi olmak üzere, Kızılırmak Nehrinin su baskınına karşı da önlem olarak, Sarıhıdır köyü 1960 yılında şu andaki yerine taşınmıştır. Su baskını olayları, Kızılırmak havzasında yer alan Avanos ve Gülşehir ilçeleri merkez ve köyleri, Hacıbektaş ve Ürgüp ilçeleri köylerinde zaman zaman olabilmektedir. NEVŞEHİR İLİNİN DEPREMSELLİĞİ Nevşehir ilinin güney bölümü önemli tektonik ve aktif durumda bulunan faylarla çevrilidir. İlin sol tarafında kuzey batı-güneydoğu yönde uzanımlı yaklaşık 200-300 km uzunluğunda Tuz gölü fayı, sağ tarafında kuzeydoğu güneybatı yönde uzanımlı yaklaşık 160 km uzunluğunda Ecemiş fayı ile yaklaşık 200 km uzunluğunda Erciyes fayı yer alır (Şekil 106, 107) Derinkuyu civarında düşey yönlü Derinkuyu fayı ile ili ortasından ikiye bölen, Kızılırmak vadisi boyunca doğu batı yönünde uzanan, aktif olan Karaburç-Gümüşkent fayı bulunur (Şekil 106,107). Karaburç-Gümüşkent fayı 60 km uzunluğunda ve 40 m düşey atımlı olan ve deprem oluşturabilecek diri bir faydır. Diri fay; çakıl, kum, mil, kil ve çamur yığınlarından oluşan ve alüvyon olarak tanımlanan, henüz yeterince sıkılaşmamış ve sıkılaşmaya devam eden, çoğunlukla en genç yaşta olan çökelleri kesen faylardır (Atabey, 2000b). Karaburç köyü, Karaburna Beldesi, Eskiyaylacık, Yeniyaylacık, Alkan, Civelek ve Yeşilöz köyleri bu fay hattının üzerinde yer alır. Söz konusu fay, Yeşilöz (Cemel) köyünden güneye doğru bir kola 141

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı ayrılır ve Sulusaray kuzeyine kadar uzanır. Karaburç-Gümüşkent fayı Sarıhıdır köyü 500 m kuzeyinden (İdiş dağı güneyi) geçerek doğuya doğru devam eder. Gümüşkent’te yüzeylenen traverten, Yeşilöz’ün kuzeybatısındaki traverten, Balkaya mevkiindeki traverten ile Sarıhıdır köyündeki (işletilen) traverten oluşumları hep bu fayın üzerinde gelişmiştir (Atabey ve diğerleri 1988). Karaburç-Gümüşkent fayı MTA tarafından hazırlanan Türkiye Diri Fay haritasında Gümüşkent fayı adıyla gösterilmiştir (http:// www.mta.gov.tr). Çökek, Ulaşlı köylerinin batı kısmında kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan aktif olan bir başka fay yer alır. Bundan başka, Acıgöl civarında yer alan bir çok volkanik çıkış merkezleri aktif kırıklar üzerindedir. İldeki jeotermal kaynaklar birbirini kesen aktif kırıklar üzerinde oluşmuştur. Bunların başlıcası Kozaklı jeotermal kaynaklarının oluşumuna neden olan Kozaklı fayıdır. Bu fay kuzeybatı-güneydoğu yönlüdür. Ayrıca, Arafa (Gümüşyazı) ile Küçükayhan-Büyükayhan köyü kuzeyinde Boztepe’nin kuzey kenarından geçen ve doğu batı yönünde uzanan 12 km uzunluğunda, 50 m düşey atımı olan bir fay bulunur.

Şekil 106- Nevşehir yöresi çevresindeki fay sistemleri (Toprak, 1998). 142

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A B Şekil 107- Nevşehir yöresi; A- Uzay görünümü, B-Fay hatları (Dirik ve Göncüoğlu,1996).

Türkiye deprem zonları haritasında Nevşehir ilinin konumu III.derecede gösterilmiştir (Şekil 108, 109, 110). Bu genel bir derecelendirme olup, yukarıda belirtilen aktif faylar dikkate alındığında bu kırık hatlarının üzerinde yer alan yerleşim yerlerinin ve çevresinin 1. ve 2. derece deprem zonu üzerinde oldukları açıkça görülecektir. Bir başka deyişle gösterilen faylar üzerinde bulunan yerleşim birimleri olabilecek bir depremde en riskli yerlerdir. Bölgede tarihsel ve aletsel dönemde hasar yapıcı deprem kayıt edilmemiştir. Ancak Afet İşlerinin son bir yıldaki deprem dağılım haritasına bakıldığında Nevşehir yöresinde 2 ila 3 arasında değişen 47 deprem ve 3 ile 4 büyüklüğünde değişen 3 deprem, yani bir yıl içerisinde Nevşehir’de 50 deprem meydana gelmiştir. Bütün bunlara rağmen Nevşehir’de sadece Avanos’ta 1 tane deprem kayıt istasyonu bulunmaktadır (http://nevsehirjeofizik.blogspot.com/2012/04/nevsehirde-depremistasyon-says.html). Bölge aktif olmayabilir, ancak gelecekte aktif olmayacak anlamına da gelmez. Bir tane istasyonla bir yıl içerisinde 50 tane deprem yeri kaydı yapılmıştır. Bu bölgede eğitim amaçlı, deprem bilinci açısından deprem istasyon sayısı arttırılmalı ve buradaki mikro deprem aktiviteleri izlenmelidir (http://nevsehirjeofizik.blogspot. com/2012/04/nevsehirde-deprem-istasyon-says.html).

143

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 108- Türkiye deprem bölgeleri haritası (Özmen ve diğerleri, 1997).

Şekil 109- İç Anadolu bölgesinin deprem bölgeleri haritası (Özmen ve diğerleri, 1997).

144

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 110- Nevşehir ili deprem zonu haritası.

145

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

146

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

2. BÖLÜM

ERİYONİT VE DİĞER MİNERAL TOZLARI VE HALK SAĞLIĞI

147

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

148

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı ERİYONİT VE DİĞER MİNERAL TOZLARI VE İNSAN SAĞLIĞI İnsan sağlığı açısından asbest, eriyonit, kuvars gibi bir çok mineral tozları maruziyet yaratabilmektedir. Sağlığımızı olumsuz yönde etkileyen bazı mineral tozlarından; Eriyonit tozu: Mezotelyoma (akciğer kanserlerine), asbest tozu: Akciğer, plevra, periton, üst sindirim yolu ve solunum yolu kanserlerine, Kuvars gibi kristal yapılı silis tozları: Pnömokonyoza, silikozise, Kömür tozu: Akciğerde pnömokonyozuna, Uranyum, toryum, radyum gibi radyoaktif mineraller: Kemik ve kemik iliği, deri ve akciğer kanserlerine, Talk, Mika, Kaolen ve bazı silikat mineralleri tozları: Hyalinize kalsifiye plevral kanserlerine, Kromit, hematit ve nikel gibi mineral tozlarnını ise: Akciğer ve nazal sinüs kanserlerine yol açtığı bilinmektedir (Barış, 1987; 2005; 2008a, Barış ve diğerleri, 2007, Atabey, 2005a, 2006). Asbest lifleri ve tozlarının akciğer kanserine neden olduğu bilinmektedir. Nevşehir yöresinde asbest oluşumuna elverişli kayaçlar bulunmadığından asbest maruziyeti yoktur. Bu yörede volkanik kayaların oluşumuna bağlı gelişen eriyonit mineral tozu maruziyeti söz konusudur. Ayrıca yörede önemli bir ekonomik değeri olan ve bünyesinde silis bulunan perlit ile ponza tozlarından ‘’Diğer Mineral Tozları ve Halk Sağlığı’’ adı altında bölüm içinde bahsedilecektir. Nevşehir yöresinde, bazı yerlerdeki volkanik tüf kayaları içinde zeolit grubu minerali olan eriyonit bulunur. Bu mineralin mikroskopik boyuttaki tozlarının akciğer kanserine yol açtığı bilinmektedir. Bu bölümde bu mineralin özellikleri, oluşumu, bulunduğu yerler, sağlığa etkileri ile alınan önlemler anlatılmıştır. Konunun anlaşılması için, önce eriyonit mineralinin bulunduğu zeolit grubu minerallerinin, özelliklerini, oluşumunu ve kullanım alanlarını açıklama gereği duyulmuştur. Zeolit grubu minerallerinin tanımı ve sınıflaması Kelime anlamı ‘kaynayan taş’ olan zeolit, 1756 yılında İsveçli mineralog Freiherr Axel Fredrick Cronstedt tarafından adlandırılmıştır. Zeolit, alkali ve toprak alkali metallerin sulu alümina silikatları olarak tanımlanır. SiO4 ve AlO4 dört yüzeylilerin üç boyutta sonsuz bağlanmaları ile oluşan temel silikat yapısına sahiptir (Meier, 1968; Breck, 1974; Gottardi ve Gali, 1985; Bish ve Ming, 2001). Zeolitler endüstriyel hammadde olarak yaygın biçimde kullanılmaktadır. El örneğinde genellikle beyaz, sarı, bej renklerde, gözenekli bir yapı gösterir (Şekil 111). Zeolit minerallerinin sınıflaması çizelge 2’de özetlenmiştir (Meier, 1968; Breck, 1974).

149

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

Şekil 111- Zeolit kayası el örnekleri (Atabey, 2007a; 2008a, 2009a) Çizelge 2-Zeolit minerallerinin sınıflaması (Meier, 1968; Breck, 1974) Kimyasal bileşimi

Boşluk hacmi (%)

İyon değişimi (meq/g)

Na16 (Al16Si32O96). 16H2O

18

4,54

(Na,K)10 (Al10Si22O64)20H2O)

31

3,87

Ca 4,5 (Al9Si27O72). 27H2O)

35

3,12

Na12 (Al12 Si12O48). 27 H2O

47

5,48

Şabazit

Ca2 (Al4Si8O24). 13H2O

48

3,81

Zeolit-Y (zeolit, gmelinit, wilhendersonit, zeolit-l, faujasit)

Na56 (Al56Si136O384). 250H2O

50

4,73

Na16 (Al16Si24O80). 16H2O

23

5,26

Zeolit türü Grup-1 Tek 4 halkalı Analsim Fillipsit (Laumonit, yugavaralit, gismondin, harmatom, leonhardit, roggianit, vairakit) Grup-2 Tek 6 halkalı Eriyonit (offerit, omega, levynit) Grup-3 Çift 4 halkalı Zeolit- A (paulinkit, mazzit, merlionit) Grup-4 Çift 6 halkalı

Grup-5 Kompleks 4-1 Natrolit (tomsonit, edingtonit, mesolit, skolesit, gonnardit)

150

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Kimyasal bileşimi

Boşluk hacmi (%)

İyon değişimi (meq/g)

Na8 (A8Si40O96). 24H2O

28

2,29

Höylandit

Ca4 (Al8Si28O72). 24H2O

39

 

Klinoptilolit (stilbit, brevsterit, barreit)

(Na,K)6 (Al6Si30O72). 24 H2O

34

2,54

Zeolit türü Grup-6 Kompleks 5-1 Mordenit (ferrierit, epistilbit, bikitait, dahiyardit) Grup-7 Kompleks 4-4-1

Zeolit minerallerinin kimyası Zeolitlerin dört yüzlüler bileşimi ile çok yüzlüler ve bunların da ikincil yapı ile bağlanmaları sonucunda üç boyutlu, boşluklu iskelet yapıları ortaya çıkar. Yapı içerisinde tek tip kanal olabileceği gibi farklı boyutlarda birkaç tip kanal olabilir (Albayrak, 2005). Kanal ve boşluklarda katyonlar ve su molekülleri ile bulunur. Bazı katyonlar kolay yer değiştirir bazıları ise zor değişimlidir. Su molekülleri 100-4000C sıcaklıklarda yapıdan uzaklaşır, ancak zeolit türünün iskelet yapısı bozulmaz. Su moleküllerinin sistemden atılmasıyla hacmin yarısına yakın boşluk elde edilmiş olur (Meier, 1968; Breck, 1974; Gottardi ve Gali, 1985; Bish ve Ming, 2001). Dörtyüzlülerin oluşturduğu iskelet yapı, katyon ve su molekülleri hep birlikte ‘’(Na, K, Li, Ca, Mg, Fe, Ba, Sr) (AlSi2-5)6-12O12-24. nH2O’’ şeklinde genel zeolit yapısı oluşur. Mikro gözenekli yapısıyla zeolit molekülü Şekil 112’de gösterilmiştir. İdeal zeolit kimyasında Si ile yer değiştiren Al kadar katyon bulunur. Genellikle Si/Al oranı 2 ile 5 arasındadır. Kimyasal olarak katyon türleri ve Si/Al oranı değişik zeolitler de bulunabilir (Meier, 1968; Breck, 1974; Gottardi ve Gali, 1985; Bish ve Ming, 2001).

151

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 112- Mikro gözenekli yapısıyla zeolit molekülü (Zeolite-ZSM-5-3D-vdW.png)

Zeolit minerallerinin oluşum ortamları Bish ve Ming’e (2001) göre zeolit mineralleri yüzeysel ayrışma, diyajenez, hidrotermal şartlarında ve düşük derece metamorfizma koşullarında oluşabilmektedirler. Zeolit oluşumunu ortamın; pH’sı, ilksel materyalin mineralojisi, gözenekliliği, geçirimliliği, kimyası, ortamın sıcaklığı, tuzluluğu ve basınç şartları denetlemektedir. Mumpton’a (1973) göre zeolitler; 1-Kapalı göllerde biriken volkanik malzemenin göl suyu ile kimyasal tepkimesi sonucu oluşan zeolit mineralleri Örneğin, Batı ABD ve Doğu Afrika rift vadisindeki tuzlu eski göl yataklarında oluşanlar. Burada göl ortamına gelen piroklastik malzeme alkali tuzlu göl suları ile tepkimeye girerek geniş kanal yapısına sahip zeolitlerden fillipsit, analsim, klinoptilolit, şabazit ve eriyonit mineralini oluşturmuştur. Nevşehir’deki Karain, Sarıhıdır ve Tuzköy’de kansere neden olan eriyonit mineralinin oluşumu bu tip oluşuma dahil edilmektedir (Atabey, 2002a, 2003a; 2009a). 2-Kıyı ve derin denizel ortamlarda biriken volkanik malzemenin deniz suyu ile kimyasal tepkimesi sonucu oluşan zeolit mineralleri. Bu tipte klinoptilolit, mordenit ve az miktarda montmorillonit oluşur. Örneğin, Ada yayı kuşağı üzerinde bulunan tüm ülkelerde bulunma olasılığı vardır. En sık görülen ülke Japonya’dır. Bulgaristan ve Yugoslavya’da vardır. Pasifik Okyanusundaki sondajda 348 m’de eriyonitce zengin bir tabaka bulunmuştur.

152

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı 3-Düşük sıcaklık, gömülme metamorfizması ile volkanik malzemeden veya kalın çökel dizi içindeki diğer alüminyum ve silisyumlu malzemeden oluşan zeolit mineralleri. Bu tipte analsim, höylandit ve klinoptilolit oluşmaktadır. Örneğin, Japonya, Yeni Zelanda, Avustralya, Rusya. 4-Hidrotermal suların veya sıcak kaynak sularının etkisi ile alüminyum ve silisyumlu malzemenin bozunması sonucu oluşan zeolit mineralleri. Bu tipte şabazit ve fillipsit oluşur. Zeolit minerallerinin kullanım alanları Zeolitler; yüksek ısı tutma kapasiteleri, düşük yoğunlukları, gözeneklerdeki sularını bıraktıklarından sonra yüksek gözenek hacimlerine sahip oluşları, katyon değişim özellikleri, sularını bırakan kristallerde uniform moleküler kanalları, gaz ve buhar absorpsiyon yetenekleri, katalitik özellikleri, elektriksel iletkenlik özellikleri nedeniyle vazgeçilemeyen endüstriyel minerallerdir. Tortul zeolitlerin açık renkli, hafif ve çok ince kristalli ve silikat bileşiminde oluşu; zeolit oldukları bilinmeden tarih boyunca yapı taşı, çimento malzemesi ve tarım alanında kullanılmıştır (İleri, 1978; Atabey, 2003a; 2003b; 2009a). Yapı taşı: 2000 yıldan bu yana hafif, dayanıklı ve kesilip işlenmeleri kolay olmaları nedeniyle yapı taşı olarak kullanılmıştır. Pozzolan çimentosu: Zeolit tüfler, İtalya Napoli’de pozzolan çimentoda kullanılmıştır. Su ile temastaki yapılarda kullanılan çimento da yaygın olarak kullanılmaktadır. Hafif yapı malzemesi: Klinoptilolit, perlit gibi 1200-1400 0C ısıtıldığında, içerdiği su buharlaşmakta ve genleşerek ve bu anda soğuma sağlanırsa hafif ve gözenekli bir yapı malzemesi oluşmaktadır. Kağıt endüstrisi: Beyaz ve parlak olan zeolitler, kağıt endüstrisinde de kullanılmaktadır. İyon değişimi: 1970’li yıllarda ABD nükleer tesislerde artık sulardaki kaçak radyoaktif stronsiyum ve sezyum iyonları zeolitler tarafından tutulmuş ve izole edilmiştir. Radyoaktif iyonlar zeolitlerce tutulup, zararsız şekilde saklanabildikleri gibi kimyasal yollarla zeolitlerden arıtılabilirler. Oksijen ayırımı: 1960’lı yıllarda Japonya’da geliştirilen yöntemle zeolit havanın oksijeninin ayrılması ve demir çelik endüstrisinde ikincil eritmede kullanılmıştır. Tesislerde oksijen nitrojen ayrımı yapılmakta, şarap ve bira üretiminde gerekli nitrojen sağlanmaktadır. Durgun göletlerin zeolit kullanılarak oksijenleştirilerek temizlenmesinde, hastanelerde %60 saflıkta oksijen üretiminde, balık üretim havuzlarına oksijen sağlamada, hava kirliliğinin azaltılmasında oksijen üretilerek kullanılmaktadır. Oksijen üretimine en uygun zeolit mineralleri mordenit ve klinoptilolittir. 153

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Hayvan yemi: 1965 den bu yana hayvan yemlerine karıştırılarak da kullanılmaktadır. Yemin nemini azaltmaktadır. Zeolit katkılı yemlerden beslenen hayvanlar kısa sürede gelişmekte, bunların etleri, dışkıları zeolitin amonyağı soğurması nedeniyle kokmamaktadır. Tarım: Zeolitler asit volkanik toprakları nötrleştirmede de kullanılmaktadır. Gübre ile birlikte kullanıldığı zaman amonyum ve diğer iyonları soğurup daha sonra bitkilere yavaşça geçirmesinden ve gübrenin daha etkin kullanımına olanak sağlamasından dolayı tarımda etkin olarak da kullanılmaktadır (Atabey, 2009a). Gaz soğurucu ve katalizör: Gaz hidrokarbonların yüze ve dışa soğurma özelliği ile arıtılması aşamasında, petrol rafinerisinde katalizörlerin kullanılmasında. Kirlilik kontrolü: Radyoaktif atıkların, atık suların, içme sularının, havuz sularının, baca gazlarının, petrol sızıntılarının ve çöp depolanma alanlarının temizlenmesinde kullanılmaktadır. Enerji alanı: Kömürün, doğal gazın saflaştırılması ve depolanması, güneş enerjisinden faydalanma, petrol ürünleri üretiminde. Madencilik ve metalurji: Maden yataklarının aranmasında ve metalurjide kullanılır. Diğer taraftan sağlık ve antibakteriyel uygulamalarda, deterjan sektörü uygulamalarında tümünde zeolit mineralleri kullanılmaktadır. Türkiye’de zeolit mineralleri Gölpazarı, Göynük, Polatlı, Oğlakçı, Ayaş, Bigadiç, Şaphane, Emet, Kırka, Gördes, Urla, Kırkağaç, Nevşehir, Bolu, Kars yörelerinde bulunmaktadır (Ataman, 1977; Temel ve Gündoğdu, 1996). Zeolit mineralleri genellikle volkanik kaya birimlerinin gölsel çökellerle ilişkili olduğu alanlarda yaygınlaşmaktadır (Şekil 113). Zeolitlerin hammadde olarak işletildiği yatakların başında Manisa Gördes ile Balıkesir Bigadiç yatakları ön plandadır (Albayrak, 2008). Birleşik Amerika’nın Oregon eyaleti, İtalya’nın Napoli bölgesi, eski Yugoslavya, Yeni Zelanda, bazı Afrika ülkeleri, Japonya’nın belirli bölgelerinde zeolit yatakları vardır. Kayıtlara göre buralarda kanser olaylarının görülmemiş olmasının nedeni, yatakların yakınında yerleşim yeri olmamasındandır.

154

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Kars

İstanbul

Bolu Çanakkale Balıkesir Manisa İzmir

Eskişehir Afyon

Ankara

Sivas

Kırşehir Kayseri Nevşehir

Elazığ Malatya

Şekil 113-Türkiye’de zeolit mineralleri ve potansiyel zeolit mineralli tüf alanlarının dağılımı (Albayrak, 2008; Atabey, 2009a).

ERİYONİT MİNERALİ Nevşehir yöresinde bir halk sağlığı sorunu olan eriyonit mineralin özellikleri, oluşumu, sağlığa etkisi aşağıda verilmiştir. Eriyonit mineralinin tanımı ve analiz yöntemi Eriyonit, zeolit grubu minerallerden birisi olup, ilk defa Eakle (1898) tarafından adlandırılmıştır. Eriyonit zeolitlerin grup-2’nin tek ve 6 halkalı, lifsel, demetsel üyesini oluşturur. Genel formülü: Ca4,5 (Al9Si27O72). 27H2O)35’dir (Atabey, 2009a). Eriyonit mineralinin kristal yapısı dolayısıyla epidemiyolojik olarak insan ve hayvanlar için kanserojen olduğu bilinmektedir (Barış, 1987). Eriyonit minerallerinin tayininde farklı yöntemler uygulanmaktadır. Bunlar optik mikroskopi (OM), taramalı elektron mikroskopisi (SEM), enerji dispersiv spektroskopi (EDS), XRD ve indüktiv çift plazma kütle spektrometresi (ICP-MS) yöntemleridir. Optik mikroskopisi (OM) ile fibroz (lifsi) malzemenin varlığını, taramalı elektron mikroskopisi (SEM) ile mineralin morfolojisini, enerji dispersiv spektroskopi (EDS), SEM birlikte mineralin element bileşim tayini, x-ray difraksiyon (X-RAY) ile fibroz taneciklerinin mineralojisini ve son olarak indüktiv çift plazma kütle spektrometresi (ICP-MS) ile sonuçlar test edilmektedir. Şekil 114 ve 115’de eriyonit minerali içeren volkanik kayaçlar, Şekil 116’da eriyonit minerali iğneciklerinin SEM görüntüsü, Şekil 117’de ise eriyonit minerali içeren volkanik tüf kayasından yapılmış ev, depo ve bahçe duvarı görülmektedir.

155

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 114- Eriyonit mineralleri içeren sarı renkli, pomza parçalı volkanik tüf kayası (Tuzköy Gülşehir) (Atabey, 2009a).

Şekil 115- Pomza parçalı, sarı, bej renkli, gözenekli eriyonit minerali içeren volkanik tüf kayası (Karain köyü-Ürgüp) (Atabey, 2009a).

156

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

C D Şekil 116- A-Eriyonit mineral iğneciklerinin taramalı elektron mikroskop (SEM) görüntüsü (Atabey, 2008a), B-Eriyonit demetleri, C-Daha fazla büyütmeli eriyonit demetleri, D-Eriyonit (iğnemsi), klinoptilolit, kristobalit mineralleri birlikteliği (Barış ve diğerleri, 2007; Atabey, 2009a).

Şekil 117-Eriyonit minerali içeren tüf kayasından yapılmış evler ve eklentileri (Atabey, 2008b; 2009a).

157

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Fiziksel Özellikleri Eriyonit mineralleri tüf kayalarında farklı şekillerde ve nadir olarak bulunmaktadır. Bunlar genellikle kısa ve uzun iğnecikler şeklindedir. Genel yapısı alümina silikat 2 tetrahetral arasındaki oksijen atomlarından oluşur. Halka şeklinde 6 tetrahedra her köşede 1 tane olmak üzere tanımlanır. Kimyasal Özellikleri Si/Al oranlarındaki doğal farklanma lifsi eriyonit minerali yüzeylerinde değişiklik yaratabilir. Coombs ve diğerlerine (1997) göre, eriyonit mineralleri eriyonit-Ca, eriyonit-Na ve eriyonit-K şeklinde tanımlanmıştır. Eriyonit-Ca: Bunda Ca2+ en çok bulunur. Tsi aralığı 0,68-0,79’dur. Harada ve diğerleri (1967) göre Japonya Honşu Adası’ndaki özel tipte (Ca2.28K1.54Na0.95Mg0.86) Si26.90Al8.8O72.31.35H2O bileşimlidir. Eriyonit-Na: Na+ en sık bulunan katyondur. Tsi 0,74-0,79 arasındadır. USA Kaliforniya’daki Cady dağlarındaki özel tipi Sheppard ve Gude (1969) tarafından (Na5.59K2.00Ca0.11Mg0.18 Fe0.02)Si28.27Al7.57O72.24.60H2O bileşimli olduğu ortaya konmuştur. Eriyonit-K: Katyonların %58’ini K+ oluşturur. Tsi 0,74-0,79 arasındadır. Almanya Ortenberg’deki özel tipi Passaglia ve diğerleri (1998) tarafından (K3.32Na2.31Ca0.99Mg0.06 Ba0.02) Si28.01Al8.05O72.31.99H2O bileşimli olduğu belirtilmektedir. Eriyonit mineralinin oluşumu Eriyonit minerali kapalı tuzlu sulu göllerde çökelen volkanik malzemenin göl suyu ile kimyasal tepkimesi sonucu oluşmaktadır. Bu tür oluşumlar, Batı ABD ve Doğu Afrika rift vadisindeki tuzlu eski göl yataklarından bilinmektedir. Bu bölgelerde havadan göl ortamına kül yağmuru olarak dökülen volkanik küller, alkali tuzlu göl suları ile tepkimeye girerek geniş kanal yapısına sahip zeolitlerden; fillipsit, analsim, klinoptilolit, şabazit ve eriyonitin oluşmasını sağlamıştır (Mumpton,1973). Nevşehir Karain, Sarıhıdır köyleri ile Tuzköy beldesinde kansere neden olan eriyonit mineralinin oluşumu, bu tip bir oluşum özelliğine dahil edilmektedir (Atabey, 2002b, 2003b; 2009a). NEVŞEHİR YÖRESİNDE ERİYONİT MİNERALİ İÇEREN VOLKANİK TÜF KAYALARININ DAĞILIMI Türkiye’de eriyonitli volkanik tüflerin dağılımı Şekil 118’de verilmiştir. Eriyonitli volkanik tüf kayaları; Nevşehir Ürgüp ilçesine bağlı Karain, Sarıhıdır, Taşkınpaşa, Şahinefendi, Cemilköy, Yeşilöz, Boyalı, Karacaören, Çökek, Ulaşlı, Mustafapaşa Beldesi, İbrahimpaşa, Ortaköy köyleri, Ürgüp merkezi ve çevresinde, Uçhisar, Göreme, Çavuşini 158

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı arasında, Zelve vadisinde, Nevşehir merkeze bağlı Sulusaray ve Nar Beldeleri arasında, Gülşehir ilçesi Tuzköy, Kızılköy, Çiftlikköy, Hamzalı, Hacıhalil, Fakıuşağı köyleri ve Abuuşağı Beldesinde, Hacıbektaş ilçesine bağlı Yeşilli, Şahinli, Karahüyük köylerinde görülmektedir (Şekil 119, 120).

Şekil 118- Türkiye’de eriyonit minerali içeren volkanik tüf kayalarının bulunduğu yerler (http://www.mta.gov.tr’den alınan maden yatakları haritası üzerine işaretlenmiştir) (Atabey, 2009a).

159

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

K

Şekil 119- Nevşehir yöresi eriyonit minerali içeren volkanik tüf kayalarının bulunduğu alanların

Şekil 119-konumu Nevşehir yöresi eriyonit minerali içeren tüf kayalarnn bulunduğu alanlarn (yerler MTA, 2002, 1/500.000 ölçekli volkanik jeoloji haritası üzerine işaretlenmiştir) konumu (yerler MTA, 2002, 1/500.000 ölçekli jeoloji haritas üzerine işaretlenmiştir) (Atabey, 2009a). (Atabey, 2009a).

160

21 

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Büyükkayapa

Küçükkayapa Aydoğmuş

Fakıuşağı

İl

TTopçu

Şahinli

Abuuşağı

Karahüyük Yeşilli

Köy

İlçe Eriyonit

Ölçek: 1/250.000

Hacıhalil

Emmiler

Hamzalı

Kapadokya Havaalanı

TUZKÖY

Sulusaray

Kızılköy Çiftlikköy

Sarıhıdır

AVANOS

GÜLŞEHİR

Nar

Zelve

Çökek

Çavuşini

Ulaşlı

Üçhisar ÜRGÜP

Ortaköy NEVŞEHİR İbrahimpaşa Mustafapaşa

Karacaören Boyalı Karain

Cemilköy Yeşilöz

Şahinefendi Kırbayır AKSARAY

Güzelöz Soğanlıköy YEŞİLHİSAR

Kızılkaya Selime Yaprakhisar Bellisima

GÜZELYURT

Şekil 120- Nevşehir, Kırşehir, Kayseri ve Aksaray arasında bulunan eriyonitli volkanik tüf kayalarının dağılımı (kırmızı alanlar) (Atabey, 2008b; 2009a).

Eriyonit minerali içeren volkanik tüfler; gri, beyaz, sarımsı, bej pomza ve volkanik kayaç parçaları ile amfibol, piroksen, plajiyoklas, kuvars, biyotit ve opak minerallerinden oluşmaktadır. Pomza parçaları sedef parlaklığında ve lifsi yapıdadır. Ürgüp ve Gülşehir çevresi ile Kızılırmak vadisi boyunca gözlenen eriyonitli volkanik tüf düzeyleri; orta-ince tabakalı kumtaşı, ince tabakalı killi kireçtaşı ve kiltaşı ile ardalanmalı, bazı yörelerde ise bu litoloji birimleriyle de yanal ve düşey geçişlidir. Nevşehir ile Aksaray arasında akarsu ortamında depolanmış olanlar kalın tabakalı ve masif, karasal alanlarda depolananlar ise masif yapıdadır (Atabey, 2009a). Yapılan jeolojik araştırmalarda akciğer kanserinin daha yoğun tesbit edildiği Karain, Sarıhıdır, Çökek, Ulaşlı, Karacaören, Tuzköy yerleşim alanlarının bulunduğu volkanik tüf kayalarının diğer yerleşim yerlerine göre, göl ortamında çökelmiş kumtaşı, kireçtaşı ve kiltaşı litolojisinden oluştuğu ve bazen merceksi bir yapıya sahip olduğu ortaya konmuştur. Eriyonit mineralinin zenginleşmesinde, volkanik küllerin çevredeki var olan tuzlu göl suyu ile kimyasal reaksiyona girmesinin rol oynadığı da 161

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı belirtilmektedir (Atabey, 2002a; 2002b; 2002c; 2009a). Ian Steele tarafından Nevşehir yöresinde; eski Sarıhıdır köyü yerleşim alanından alınan 19 örnekte, Tuzköy’de alınan 10 örnekten 7’sinde, Karain köyünde alınan 9 örnekten 7’sinde, Karlık’da 6 örnekten 1’inde eriyonit minerali bulunmuş olup Ürgüp şehir merkezi, Boyalı ve Yeşilöz köylerinde alınan 3’er örnekte eriyonit saptanmamıştır (Y. İzzettin Barış sözlü görüşme). Nevşehir ve yöresinin eriyonit minerali içeren volkanik tüf kayalarının bulunduğu riskli yerleşim alanları: Tuzköy, Karain ve Sarıhıdır’dır. Nevşehir yöresi Kızılırmak Nehri kuzeyinde 250 milyon yıl önce oluşmuş metamorfik kayalar ile 80-65 milyon yıl arasında oluşmuş magmatik kayalar ve 5025 milyon yıl arasında oluşmuş sedimanter kayaları yer alır. Kızılırmak nehrinin güneyinde ise yaygın olarak 14-2 milyon yıl arasında göl ortamında çökelmiş kumtaşı, kiltaşı, tüfit ve kireçtaşı kayaları bulunur (Şekil 121) (Atabey, 2009a). Tuzköy’ün kuzeybatısında kaya tuzu, çamurtaşı ve kiltaşından oluşan 30-20 milyon yıl arasında oluşmuş kaya birimi mevcuttur. Kumtaşı, kiltaşı, tüfitten oluşan ve masif yapıda erionitli tüf bulundurmayan birim, yaygın olarak Tuzköy çevresinde, Sarıhıdır, Çökek, Ulaşlı, Karacaören, Karain, Karlık köyleri ve Ürgüp çevresinde bulunmaktadır (Atabey, 2002a; 2002b; 2002c) (Şekil 121). Tüm bu kayalar, Nevşehir çevresinde 2 milyon yıl ve arkeolojik zamanlar arasında volkanik kül, ignimbrit, bazalt tipinde kayalarla örtülmüştür. Hasandağı’nda ilk volkanik etkinlik yaklaşık 13,5 milyon yıl önce başlamış ve 6 milyon yıl devam etmiştir. Erciyes Dağı ile Melendiz Dağı’nda ise ilk volkanik etkinlik 7 milyon yıl önce başlamış ve 2 milyon yıl devam etmiştir (Atabey, 1989a; 1989b; 2009a). Daha sonra her üç püskürme merkezinde de volkanizma bir süre yavaşlamış, yaklaşık 5 milyon yıl önce ise yeniden şiddetlenmiş ve bu kez ikinci volkanik evre ile kül, tüf, ignimbrit ve pomza gibi küçük taneli volkanik ürünler şiddetli patlamalarla, rüzgarın da etkisiyle havadan çok uzak mesafelere (100 km’ye kadar) saçılarak çevreye yayılmışlar ve Nevşehir, Ürgüp dolaylarında yaklaşık 300 km2 lik bir alanda, o devirde mevcut olan yersel göllerde ve vadilerde yığışarak birikmişlerdir (Atabey ve diğerleri, 1987; 1988), Atabey ( 2009a).

162

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Kızılır

mak N e

hri

Tuzköy Sarıhıdır

NEVŞEHİR Karain

Şekil 121- Nevşehir yöresi, Tuzköy, Sarıhıdır ve Karain çevresi jeoloji haritası. Eflatun alanlar: metamorfik ve magmatik kayaçlar, yeşil alanlar: gölsel çakıltaşı, kumtaşı, kiltaşı, kireçtaşı ve tüfit kayaları, gri alanlar: çakıltaşı, kumtaşı, çamurtaşından oluşan alüvyon, kırmızı alanlar: Eriyonitli volkanik tüf kayası bulunan Tuzköy, Karain ve sarıhıdır yerleşim yerleri (Atabey, 2001; 2005b; 2007a; 2009a).

Hasandağ ve Erciyes Dağı’nda volkanik etkinlik daha sonra küçük çapta püskürmelerle zamanımızdan yaklaşık 2000 yıl öncesine kadar devam etmiş olup, günümüzde ise sadece sıcak su ve volkanik gaz çıkışlarıyla süregelmektedir (Ercan, 1986). Son patlama ürünü malzeme Nevşehir merkezli 20 km yarıçaplı bir daire içinde kalan alanda kalın bir örtü bırakmıştır. Tuzköy ve Sarıhıdır köyleri, yaklaşık 13,5 milyon yıl önce başlamış ve 6 milyon yıl aralıklarla devam etmiş olan Hasan dağının tüfleri ile daha sonra 7 milyon yıl önce ilk volkanik patlamayı yapan Erciyes ve Melendiz dağlarının tüfleri üzerinde Bizans dönemlerinde kurulmuştur (Atabey, 2009a). Kapadokya bölgesinde 30-20 milyon yıl önce karasal ortam egemendi. Yazın kuruyan geçici göllerde tuz tabakaları oluşmuştur. Daha sonra bu göl alanlarına yaklaşık 13,5 milyon yıl önce ilk defa patlayarak volkanik etkinliğine başlayan Hasandağı volkanizmasının tüfleri yöreye atmosferik olarak ulaşmış, göl suyuna karışan bu tüfler su ile kimyasal reaksiyona girerek eriyonit mineralleri oluşmuştur (Atabey, 2002a, 2002b; 2002c; 2009a). Günümüzde sözü edilen kayatuzu oluşumları ve onun üzerine gelen tüf tabakaları Tuzköy’de gözlenir. Dünyada en yaygın kanser türünün rastlandığı yöre olarak bilinir. Benzer oluşum Karain ve Sarıhıdır köyleri içinde de söz konusudur.

163

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Ancak Karain ve Sarıhıdır köylerinde Tuzköy’de (Şekil 85) olduğu gibi tüflerin altında kayatuzu yer almamakta, tüfler doğrudan gölsel evaporitli kiltaşı ve tüfit tabakaları ile örtülmektedir. Bu yöredeki tüfler de göl suyu ile reaksiyona girmiş ve bünyelerinde eriyonit zenginleşmesi oluşmuştur. Ardından sözü edilen bu göl çökelleri, Nevşehir ve çevresinde olan tüf ve bazalt türü volkanik kayalarla örtülmüştür. Daha sonra yöre kayaları genç faylarla kırılmış ve kıvrımlanmış olup, erozyon vd. bir dizi jeolojik olaylarla vadiler oluşturarak aşınmış, aşınmayan alanlar ise orijinal konumunda korunmuştur (Atabey, 2001, 2002a, 2002b; 2002c; 2009a). TUZKÖY BELDESİ ERİYONİT MİNERAL TOZU MARUZİYETİ VE YENİ YERLEŞİM ALANI Tuzköy beldesi yerleşim merkezi eriyonitli volkanik tüf kayasından oluşur. Belde merkezi çevresi ise kumtaşı, kiltaşı ve kireçtaşından oluşan gölsel birimden ibarettir. Tuzköy’deki jeolojik yapıya bakıldığında; en altta kayatuzundan oluşan seviye, onun üzerinde erionitli tüf, ignimbrit ve onun üzerinde de gölsel kiltaşı, kumtaşı bulunur. Tuzköy beldesi Karain ve Sarıhıdır köylerine göre engebesiz bir arazi üzerine kurulmuştur (Şekil 122). Belde merkezi erionit içeren ve Kavak ignimbriti olarak nitelendirilen, pembe, sarımsı, gri, beyaz renklerde pomza, andezit, ve bazalt çakılları içeren kayalardan oluşur. Ayrıca piroksen, feldspat, kuvars ve biyotit mineralleri bulunur. Bu tüfler ve ignimbrit kayaları zengin eriyonit minerali içermekte olup, kanser nedenidir (Barış, 1987). İgnimbrit üzerine çakıltaşı, kumtaşı, çamurtaşı, kiltaşı, tüfit ve killi kireçtaşından oluşan Tuzköy formasyonu gelir. Şekil 123, 124, 125 ve 126’da Tuzköy beldesine ait eriyonit minerali içeren kayalarla ve bunlardan yapılan evler ve eklentileri ile Tuzköy yerleşim alanındaki eriyonitli tüfler içinde var olan eriyonit iğneciklerinin SEM görüntüleri ve element grafiği Şekil 117’de gösterilmiştir.

164

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 122- Tuzköy çevresinin jeoloji haritası: Mavi alanlar çakıltaşı, kumtaşı, çamurtaşı ve Kaya tuzundan oluşan Oligosen yaşındaki birimi, yeşil alanlar kiltaşı, kumtaşından oluşan Miyosen yaşındaki birimi, sarı alan kumtaşı, kiltaşından oluşan Pliyosen yaşındaki birimi, kırmızı alan kanser nedeni eriyonitli tüfleri, turuncu ve beyaz alanlar Kuvaterner yaşındaki bazalt ve aglomera kayalarını, gri alanlar Kuvaterner yaşındaki alüvyonu göstermektedir (Atabey, 2001; 2005a; 2009a).

165

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 123- Tuzköy beldesinin yerleşim konumu (orta kısım eriyonitli tüfler üzerindedir) (Atabey, 2007c)

A

B

Şekil 124– A-Eriyonitli tüf kayaları, B- Yakından görünümü (Atabey, 2000; 2005b; 2009a).

A

B

Şekil 125- Eriyonit içeren bozuşmuş volkanik tüf (A) (Atabey, 2001). Tüf kayasından alınan örneğin SEM görüntüsü (B) (şabazit-eriyonit=eriyonit kristalleri iğnemsi şekilde olanlar) (Temel ve Gündoğdu, 1996)

166

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A



B

C

Şekil 126– A, B, C-Tuzköy merkezinde bulunan eriyonitli tüf kayaları içine oyularak yapılmış ve eriyonitli tüf kullanılmış mekanlar (Atabey, 2001; 2005a; 2009a).

A

B

Şekil 127- A-Tuzköy yerleşim alanındaki eriyonitli tüfler içinde var olan eriyonit iğneciklerinin SEM görüntüleri, B-Element grafiği (Atabey, 2009a).

Tuzköy’deki eriyonit mineral tozu maruziyetinde olan, merkezi kısımdaki volkanik tüf kayaları üzerindeki konutlarda yaşayanlarla ilgili önlem alınması için, 2000, 2001, 2005 yıllarında yeni yerleşim alanı tesbit edilerek (Şekil 91), Bayındırlık Bakanlığınca 2004 yılında doğal afet kapsamına alınmış ve Tuzköy’ün bir kısmı yeni yerlerine taşınmıştır. Şekil 128, 129, 130, 131’deTuzköy beldesi yeni yerleşim alanında oluşturulan yeni konutlar, sağlık ocağı, ilköğretim okulu görülmektedir.

167

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 128- Tuzköy’de evlerin duvarlarında yapılan inceleme.

Şekil 129- Yeni yerleşim alanında inşa edilen konutlar (Atabey, 2007c; 2009a).

Şekil 130- Yeni yerleşim yerinde inşaa edilen yeni konutlar.

168

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 131- Tuzköy (Gülşehir-Nevşehir) eriyonitli tüften yapılmış eski konutlar ile yeni yerleşim alanında oluşturulan afet konutları.

KARAİN KÖYÜ ERİYONİT MİNERAL TOZU MARUZİYETİ VE YENİ YERLEŞİM ALANI Karin köyünün kurulduğu zemin kayaları, 6-5 milyon yıl yaşında olan Cemilköy İgnimbriti adı verilen volkanik tüf kayasıdır (Şekil 132). Bu tüflerin kalınlığı 40-60 m arasında olup, falezler oluşturur. Gri, beyaz, pomza ve volkanik kayaç parçaları ile amfibol, piroksen, plajiyoklas, kuvars, biyotit ve opak mineral içerir. Pomza parçaları lifsi ve sedef parlaklığındadır. İgnimbrit üzerine kiltaşı, kumtaşı, tüfitten oluşan gölsel Tuzköy formasyonu gelir. Onun üzerinde Tahar ignimbriti, daha sonra Kızılkaya ignimbriti yer alır. İstifin en üstünde ise gölsel kireçtaşı (Kışladağ kireçtaşı) bulunur (Atabey, 2000b). Karain köyü yerleşim alanı tamamen eriyonitli volkanik tüf kayaları üzerindedir (Şekil 96). Karain köyünde bazı evler, Akköy’den getirilen ve Geçit Taşı diye bilinen taştan yapılmıştır. Köy kütüphanesinin duvarları ise köyün Karlık köyüne çıkış istikametinin arka kısmında bulunan Akkuşak mevkiindeki taştan yapılmış olup, buna da Akkuşak taşı denir (Duru, 2010). Karain köyü girişindeki bir evin duvar taşında; eriyonit, kristobalit, amorf silika, kuvars, feldispat mineralleri saptanmıştır (Atabey ve Ünal, 2008). Şekil 133, 134, 135, 136’de Karain köyündeki eriyonitli alanlar, eriyonit minerali içeren tüf kayalarından yapılmış olan evler ve eklentileri, tüfün SEM görüntüsü Şekil 137’de verilmiştir.

Şekil 132-Karain köyünün kurulduğu Cemilköy ignimbriti (A), Ürgüp formasyonu (B) (Atabey, 2000b).

169

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 133- Karain köyü jeoloji haritası; turkuaz ve kırmızı alanlar: Erionitli tüf kayaları (kırmızı alan Karain köyü yerleşim yeri); sarı alanlar: Kiltaşı, kumtaşı, kireçtaşı kayaları, gri alanlar: Alüvyon malzemesi, yeşil alan: Mezarlık (Atabey, 2004b; 2007b).

170

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 134- Eriyonitli tüfler üzerinde kurulmuş Karain köyü (Atabey, 2004b; 2007b; 2009a).

A

B

C

Şekil 135– A-Karain köyü, B, C-Eriyonitli tüfler içine oyularak yapılmış yerleşim alanları (Atabey, 2009a).

Şekil 136- Karain köyü’nde eriyonitli tüflerin duvar taşı malzemesi olarak kullanıldığı konutlar (Atabey, 2007b).

171

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A B C Şekil 137- A, B- Karain köyündeki duvar taşlarından alınan örnekte eriyonit minerallerinin SEM görüntüsü, C-Element grafisi (B) (Atabey, 2008b; 2009a).

Karain köyünün taşınacağı yeni alan olarak, Ürgüp ilçe merkezi doğu kıyısındaki bir alan seçilmiştir (Atabey (2007c). Yeni yerleşim alanı içerisinde ve çevresinde, Üst Miyosen-Pliyosen yaşında olan 4 ayrı kaya birimi yüzeyler. Bu kaya birimleri volkanosedimanter olan (A) birimi, onun üzerinde yer alan bazalt-andezit lav akıntılı, silisifiye tüf (B) birimi, bunlarla uyumsuz olan sedimanter kökenli (C) birimi ile bazalt (D) biriminden oluşur (Şekil 138).

C

Gölsel kireç taþý

B Silisifiye tüf andezitik lav akýntýsý

Volkanik kumtaþý, breþ A

Şekil 138- Karain köyü yeni yerleşim aklanı ve alanda bulunan kaya birimleri. volkanosedimanter birim (A), bazaltik lav akıntısı ve silisifiye tüf birimi (B), gölsel kireçtaşı birimi(C) (Dölecek Dere kuzey yamacı, Çakmak mevkii). (Atabey, 2007b; 2007c)

172

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı SARIHIDIR KÖYÜ ERİYONİT MİNERAL TOZU MARUZİYETİ Sarıhıdır köyü eski yerleşimi (1958 yılından önce) falezli ve sarp kayalık bir alan ile Kızılırmak Nehri arasındaki dar şerit üzerinde kurulmuştur (Şekil 139). Sel taşkınlarına ve kaya düşmelerine maruz kalması dolayısyla, 1958 yılında Kızılırmak Nehrine köprü yapılarak nehrin karşı kıyısında yeni köyün oluşması sağlanmıştır (Şekil 139). Köyün önceki yerleşim alanı pomza parçaları içeren ignimbrit kayaları üzerinde kurulmuştur (Atabey, 2009a). Bu kayalar içine oyulmuş Bizans dönemi yerleşim alanlarını da görmek mümkündür (Şekil 140A). Bu ignimbrit kayaları Zelve ignimbriti olarak tanımlanmış olup içerisinde ponza parçaları bulunur. Ponza lifleri uzun ve incedir. Kayalarda, silisleşme ve zeolitleşme şeklinde olan hidrotermal zonlar gelişmiştir. İgnimbritin kalınlığı 15-30 m’dir. İgnimbrit birimi üzerine gölsel Tuzköy formasyonu kiltaşı, tüfit kayaları gelir. Volkanik tüf kayaları; kolay işlenebilen ve yapı için uygun olması dolayısıyla, evler ve değişik mekanlar için kullanılmıştır (Şekil 140B). Bu volkanik tüf kayaları alterasyona uğramakta, yağmur suyu ile ıslanmakta ve daha sonra kuruyarak kaya yüzeyinde ince bir kabuk oluşmaktadır. Bu kabuk rüzgarlarla küçük küçük parçalara ayrılmakta, tozlaşmakta ve havaya karışmaktadır. Mikroskopik boyuttaki bu eriyonit tozları nefes yolu ile alındığında, akciğerde tahribata yol açtığı bilinmektedir. Volkanik tüf kayası içindeki eriyonit mineral tozlarının insanlar üzerindeki sağlık etkileri yıllardan bu yana hekimlerce incelenmiş ve akciğer kanserine yol açtığı kanıtlanmıştır. Sarıhıdır köyü eski yerleşim alanı temel kayasından x: 60057, y: 82066, x: 67917, y: 89091 ve x: 67920, y: 89107 koordinatlarından 2007 yılında test etmek amacıyla üç adet örnek alınmıştır. Örneklerin ilki harabe halindeki evin duvarından, ikincisi ponza parçalı, beyaz, bej, altere, sarımsı renkli hareli tüften, üçüncüsü de hala depo olarak kullanılan, koyun, eşek gibi hayvanların barınağı ve çocukların oyun alanı olarak kullanılan tüfler içindeki mağara kısımdan (Şekil 140C) alınmıştır. Her üç örneğin analiz sonucunda: eriyonit minerali saptanmıştır (Şekil 141) (Atabey ve Ünal, 2008). Burada yapılan tıbbi çalışmalarda ignimbrit, tüfler içinde insanlarda akciğer kanseri vakaları tesbit edilmiştir (Barış, 1987). Sarıhıdır köyünün şu anda bulunduğu alanda eriyonitli volkanik tüf kayaları bulunmamaktadır. Ancak, eriyonitli tüf kayalarının buraya karşı taraftaki taş ocağından taşınarak evlerin duvarlarında kullanıldığı görülmektedir (Şekil 142). (Atabey, 2002b; 2007b; 2009a). Yeni yerleşim yerinde yaşayanlarda, daha önce eski Sarıhıdır köyünde doğmuş ve bir süre yaşamış olmalarından dolayı akciğer kanseri vakaları görülmüştür. Ancak kansere yakalanma oranı yeni yerleşim alanında eriyonitli kayaların olmayışı nedeniyle azalmaktadır. Tıbbi araştırmalara göre; yeni Sarıhıdır köy sakinlerinde akciğer kanseri riskinin azaldığı, eski köy yerleşim alanında doğup da belli süre orada yaşamış olanlarda hastalık tesbit edildiği, yeni köyde doğanlarda riskin saptanmadığı görülmüştür. Bunun nedeni yeni yerleşim alanında kanser nedeni eriyonitli volkanik tüf kayasının olmayışı, eskisi kadar tozlara maruz kalınmamasıdır.

173

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 139- Kızılırmak nehri sağ kanadında kurulmuş olan eski Sarıhıdır köyü (Atabey, 2007b, 2009a).

A



B

C

Şekil 140- A- Bizans dönemi erionitli tüfler içine oyularak oluşturulan yerleşim alanları, BEriyonitli tüf kayası kullanılan evler, C-Tüfler içine oyulmuş mağaralar (Atabey, 2002b; 2007b; 2009a)

A



B

C

Şekil 141- A, B-Sarıhıdır köyü tüflerden alınan örneğin SEM görüntüsü, C-Element grafisi (Atabey, 2009a).

174

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

C

Şekil 142- A, B-Sarıhıdır köyü evlerin duvarlarında kullanılan eriyonitli tüf kayalarının alındığı taş ocağı, C-Bu taşların kullanıldığı evler (Atabey, 2009a).

Araştırmalara göre kanser olaylarının Tuzköy, Karain ve Sarıhıdır’da yoğunlaştığı belirtilmektedir. Jeolojik yönden bakıldığında bu yerleşim yerlerinin gölsel ortamda oluşan çökeller ve bu çökellerin altında yer alan tüflerin üzerinde kuruldukları görülmektedir. Özellikle Dünya’da milyonda bir olan mezotelyoma Tuzköy’de 1000 kat fazla görülmesinin nedeni, Tuzköy’ün üzerinde kurulduğu alanın yaklaşık 3020 milyon yıl önce, kışın suyla dolan ve yazın kuruyan tuzlu göl çanağı olması ve bu gölde erionitin zenginleşmesindendir. Tuzköy, Karain ve Sarıhıdır’da tüflerin üzerine killi, evaporitli kayaların gelmesi eriyonitin zenginleşmesine yol açmıştır. Oluşum anındaki göl suyunun asitliği ve bazikliği, tuzluluğu, iyon alış verişi, gözenek oranı ve gömülme derinliği erionitin oluşmasında önemli rol oynamıştır. Sarıhıdır ve Karain’e yakın Avanos, Çökek, Ulaşlı, Karacaören, Boyalı, Karlık köyleri ile Tuzköy’e yakın olan Kızılköy, Kızılkaya, Eğrikuyu, Sığırlı ve Salanda da ise kanser olayı görülmediği belirtilmiştir. Bunun en önemli nedenlerinden birisi bu yerleşim yerlerinin eriyonitli tüf kayaları üzerinde kurulmamış olmasındandır. Nevşehir, Ürgüp, Acıgöl çevresinin tamamen volkanik kayalarla örtülmüş olmasına karşın, kanser olayının görülmemesi, bu alanlarda tüflerin göl ortamına girememiş olması ve göl suyu ile tüflerin Na, K, Al, Ca, Si, ile kimyasal reaksiyona girerek lifsi erionit mineralinin oluşmasına fırsat verilmemiş olmasındandır (Atabey, 2002a; 2002b; 2002c). Erionitli volkanik kökenli kayalar nedeniyle kanser riski altında olan yerler Tuzköy ve güneyindeki Kızılköy ile, Karain, Karacaören ve Sarıhıdır köyleridir (Atabey, 2009a). ERİYONİT MİNERALİ BULUNAN DİĞER VOLKANİK TÜF KAYALARININ BULUNDUĞU YÖRELER Nevşehir, Kırşehir, Kayseri ve Aksaray arasında kalan bölgedeki eriyonitli tüf kayalarının dağılımı Şekil 107’de verilmiştir. Bu alanlar içinde kalan ve yukarıda anlatılan Tuzköy Beldesi, Karain ve Sarıhıdır köyleri dışında kalan yerleşim alanları aşağıda açıklanmaıştır.

175

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Şahinefendi köyü ve Cemilköy Şahinefendi köyünün batı yakınında bir hat boyunca yüzeyleyen gri, bej renkli tüfler (Şekil 143) ile Cemilköy’deki tüflerde eriyonit minerali içerir (Şekil 144). Şahinefendi köyünden alınan iri ponza parçalı ve bol andezit çakıllı ignimbritik tüf örneğinde (koordinatı: x: 71011, y: 50281), Cemilköyden alınan ponza parçalı ignimbritik tüf örneğinde de (koordinatı x: 68698, y: 65537) eriyonit minerali saptanmıştır (Atabey ve Ünal, 2008).

A

B

Şekil 143- A-Şahinefendi köyü, B-Eriyonit minerali içeren pomzalı tüf (Atabey, 2009a).

Şekil 144- Cemilköy (Atabey, 2009a).

176

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Karlık ve Yeşilöz köyleri Ürgüp ilçesi Karain köyü güneyinde yer alan Karlık ve Yeşilöz köyleri, Karain köyü doğusundaki Boyalı köyü, Karain Ürgüp yolu üzerinde bulunan Karacaören köylerine ilişkin yerleşim alanları eriyonitli volkanik kayalar üzerinde kurulmuştur. Karlık köyünün 250 m batısı yamaçta, kuzey güney yönlü bir seviye halinde açık renkli eriyonitli tüf yer alır (Şekil 145). Bu seviye yeşilöz köyünde ise vadi köyün aşağı kotlarında vadi tabanındadır (Şekil 145). Karlık köyünün bulunduğu vadinin her iki yamacında belirgin bir topoğrafyayı takip eden eriyonitli tüf zonu, bunun altında pomza kırıntılı kahverengi tüf zonu, onun da altında beyaz tüf tabakası, en üst zonda da sütunsu yapılı ignimbritik kayalar yer almaktadır. Karlık köyü batı yamacında izlenen eriyonitli tüf katmanı 1-2 m kalınlığında olup, köye yaklaşık 200 m uzaklıktadır. Bu zonun altında ve üstünde beyaz bir tüf tabakası bulunmaktadır (Şekil 146). Yeşilöz köyü eriyonitli tüf katmanı üzerinde bulunmamaktadır. Diğer taraftan köy konutları da eriyonitli tüflü yapılmamış olup yeşillendirme ve doğal bitki örtüsü nedeniyle tozlaşma nisbeten önlenmiştir. Köyün yerleşim merkezi aglomera kayaları üzerindedir.

Şekil 145- Karlık köyü (Atabey, 2009a).

177

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 146- Yeşilöz köyü (Atabey, 2009a).

Boyalı köyü Boyalı köyünde, temelde ignimbritik tüf kayaları üzerinde kurulmuş konutların yanı sıra eriyonitli tüf kayaları, yer yer kazılarak oluşturulan konutların temellerinde de görülmektedir. Konut duvarlarında malzeme olarak bir kısmında ignimbrit, bir kısmında da bazalt kayası kullanılmıştır. Eriyonitli volkanik tüf kayası zonu, Boyalı köyü yerleşim alanının tabanında kalmaktadır. Boyalı köyü merkezinde bir evin duvar taşından alınan örnekte, eriyonit minerali saptanmıştır (Atabey ve Ünal, 2008). Boyalı köyünde Karain’deki gibi geniş alanda tüf yüzeylemesi ve bu kayaların yaygın kullanımı söz konusu değildir (Şekil 147). Barış (1987) tarafından Boyalı köyünde mezotelyoma saptanmıştır.

A

B

Şekil 147- A-Boyalı köyü, B-Eriyonitli tüften yapılmış evler (Atabey, 2009a).

178

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Karacaören, Ulaşlı ve Çökek köyleri Çökek, Ulaşlı ve Karacaören köyleri, Sarıhıdır ve Karain köylerinde olduğu gibi eriyonitli tüfler üzerinde kurulmuştur (Şekil 148). Bu köyler Karain kadar kayalık değildir, ancak kayalar oyularak mesken, ahır, samanlık gibi kullanım alanları oluşturulduğundan eriyonit tozundan olumsuz bir etkilenmenin olduğu da belirtilmiştir (Barış, 1987). Ulaşlı ve Çökek köyleri eski konutların duvarlarında ponzalı, altere, sarı, kahverengi tüf kullanılmış olup eriyonit mineralleri de içermektedir (Şekil 149, 150, 151). Aynı şekilde Karacaören köyü (Şekil 152) de ponzalı tüf üzerindedir ve tüfler eriyonit içerirler. Barış (1987) tarafından Karacaören, Çökek ve Ulaşlı köyleri halkında mezotelyoma saptanmıştır. Ulaşlı köyünden alınan ponza parçalı, beyaz, bej, altere tüf örneğinde (koordinatı: x: 67920, y: 89107) eriyonit minerali saptanmıştır (Atabey ve Ünal, 2008).

Şekil 148- Eriyonitli volkanik tüfler üzerinde kurulmuş Karacaören, Ulaşlı, Çökek ve Sarıhıdır köylerinin konumları (Atabey, 2009a).

Şekil 149- Ulaşlı köyü (Atabey, 2005a). 179

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 150- Çökek köyü (Atabey, 2005a; 2009a).

Şekil 151 - Çökek köyü yerleşim yerindeki tüflerden alınan örneğin SEM görüntüsü (A-İğnemsi eriyonit kristalleri) (Temel ve Gündoğdu, 1996).

180

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 152- Karacaören köyü (Atabey, 2009a).

Zelve Zelve vadisinde yamacın alt seviyesinde, gölsel kireçtaşı, kiltaşı, kumtaşı birimi altında yer alan ve bir zon oluşturan (Şekil 153A), yine Paşabağında yüzeyleyen tüflerde (Şekil 153B) zeolit minerallerinden analsim, eriyonit mineralleri saptanmıştır (Atabey, 2009a).

A Şekil 153– A-Zelve vadisi, B- Paşabağı mevkii (Atabey, 2009a).

181

B

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Çavuşini köyü Çavuşini köyü eski konut duvarlarında alınan örnekte eriyonit minerali saptanmıştır. Eski evlerin duvarlarında eriyonitli volkanik tüf kayası kullanıldığı görülür (Şekil 154) (Atabey, 2009a). Çavuşini köyü çeşme yakınındaki eski evlerin duvarından alınan ponza, andezit, bazalt çakıllı, beyaz, bej, kahverengi volkanik tüf örneğinde (koordinatı: x: 61022, y: 82801) eriyonit minerali saptanmıştır (Atabey ve Ünal, 2008).

Şekil 154- Çavuşini köyü (Atabey, 2009a).

Sulusaray ve Nar Beldeleri Nevşehir Sulusaray beldesi merkezi, pomzalı, andezit çakıllı altere tüf (Şekil 155) ile Nar Beldesi merkezi (Şekil 156) iri pomza ve andezit çakıllı, tüf kayalarıdır. Sulusaray beldesi batı girişi çeşmenin yakınından alınan ponzalı, andezit çakıllı altere tüf örnekte (koordinatı: x: 48539, y: 85133), Nar beldesi merkezi kısmında eski yerleşim alanında bir evin duvarından alınan, iri pomza ve andezit çakıllı, gri, beyaz, sarımsı renkli örnekte (Kayacı sokak) de eriyonit minerali saptanmıştır (Şekil 157) (Atabey ve Ünal, 2008).

182

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

Şekil 155– Sulusaray beldesi, A, B-Eriyonit minerali içeren duvar taşı (Atabey, 2009a).

A

B

Şekil 156- A-Nar Beldesi, B- Kahverengi, sarı, bej renkli, pomza parçalı, altere tüf kayaları (Atabey, 2009a).

A

B

Şekil 157– A-Nar beldesi tüf içinde saptanan eriyonit mineral iğnecikleri, B-Element grafisi (Atabey, 2009a).

183

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Özkonak ve Göynük Beldeleri Avanos ilçesi Özkonak ve Göynük yerleşim merkezinde eriyonitli tüf kayaları yüzeylenir. Özkonak beldesi şehir merkezinden alınan tüf örneğinde eriyonit minerali saptanmıştır (Atabey ve Ünal, 2008). Abuuşağı, Fakıuşağı, Hacıhalilli, Hamzalı ve Emmiler köyleri Kızılırmak Nehri güneyinde yer alan Gülşehir ilçesi Abuuşağı, Fakıuşağı, Hacıhalilli, Hamzalı, Emmiler yerleşim alanları gri, beyaz pomza parçalı, ignimbritik tüf üzerinde kurulmuştur. Pomza parçalı, gri, beyaz tüf kayasının Abuuşağı köyünde evlerin ve bahçe duvarlarında yaygın olarak kullanılmıştır (Şekil 158) (Atabey, 2009a). Abuuşağı köyünden alınan ponza parçalı, gri, beyaz tüf örneğinde (koordinatı: x: 14474, y: 01333) eriyonit minerali saptanmıştır (Şekil 159) (Atabey ve Ünal, 2008).

Şekil 158- Abuuşağı köyü (Atabey, 2009a).

A

B

Şekil 159– A-Tüfler içinde saptanan eriyonit mineral iğneciklerinin SEM görüntüsü, B-Element grafisi (Atabey, 2009a). 184

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Şahinli, Küçükkayapa ve Sığırlı köyleri Hacıbektaş ilçesi Şahinli, Küçükkayapa ve Sığırlı (Yeşilli) köyleri de iri pomza parçalı, pembe, gri, beyaz tüf üzerindedir. Konutların ve bahçe duvarlarında eriyonitli tüf kullanılmış, depo, samanlık, ahır gibi eklentiler tüfler içinde oyularak yapılmıştır. Şahinli köyünden alınan iri ponza parçalı, pembe, gri, beyaz tüf örneğinde (koordinatı: x: 20265, y: 01413) eriyonit minerali saptanmıştır (Atabey ve Ünal, 2008). Burada, yapıtaşı olarak kullanılmış ve bu amaçla açılmış eski taş ocakları vardır. Sığırlı köyü içinde yer alan volkanik tüf kayasından alınan örneklerde eriyonit minerali saptanmamıştır. Gülpınar köyü Gülşehir ilçesi Gülpınar köyü tüfler üzerinde kurulmuş, konutların ve bahçe duvarlarında tüfler yapı malzemesi olarak kullanılmıştır (Şekil 160, 161). Barış (1987) tarafından Gülpınar köyü halkında mezotelyoma saptanmıştır.

A

B

Şekil 160– A-Gülpınar köyü, B-Eriyonitli tüf kayası (Atabey, 2009a).

A

B

Şekil 161- A-Duvar taşlarından alınan bir örnekte saptanan eriyonit iğneciklerinin SEM görüntüsü, B-Element grafisi (Atabey, 2009a).

185

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Ürgüp ilçesi ve Mustafapaşa Beldesi Ürgüp ilçesi Kayakapı mahallesinde altere olmuş, sarı, kahverengi, bej, ponza, andezit, bazalt çakılcıklı, beyaz tüfler (Şekil 162, 163) ile Mustafapaşa’daki altere tüflerde eriyonit mineralleri saptanmıştır. Kayakapı mahallasinde, altere olmuş, sarı, kahverengi, bej, beyaz tüf örneğinde, aynı şekilde Mustafapaşa beldesi merkezinde altere tüf kayasından alınan örnekte de eriyonit, minerali saptanmıştır (Şekil 164) (Atabey ve Ünal, 2008).

Şekil 162- Ürgüp ilçe merkezi Kayakapı Mahallesi (Atabey, 2009a).

A

B

Şekil 163- A, B-Ürgüp ilçe merkezi Kayakapı Mah. sarı, kahverengi, bej renkli altere tüfler (Atabey, 2009a).

186

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

Şekil 164- A-Altere tüf kayasından saptanan eriyonit iğneciklerinin SEM görüntüsü, B-Element grafisi (Atabey, 2009a).

NEVŞEHİR YÖRESİ ERİYONİT MİNERALİ İÇEREN VOLKANİK TÜF KAYALARININ JEOLOJİK EVRİMİ Nevşehir yöresinde, Geç Oligosen-Erken Miyosen devresinde kapalı bir tuzlu göl ortamı koşulları egemendi (Şekil 165A), Orta-Geç Miyosen devresinde bölgedeki volkanik aktivite nedeniyle çevreye yayılan volkan külleri ve tüfleri mevcut göl ortamına ulaşarak sedimentlerle birlikte tabakalar halinde çökelmiş (Şekil 165B) ve tuzlu ortamda eriyonit minerali zenginleşmesi gerçekleşmiştir (Atabey, 2002a). Geç Miyosen-Erken Pliyosen devresinde ise volkanik faaliyetlere bağlı olarak yörede göl ortamı koşullarında oluşan göl sedimanları, mevcut eriyonitli volkanik tüf kayaları ile aratabakalı ve örtü şeklinde depolanmıştır (Şekil 165C). Pliyosen-Kuvaterner devresinde de Nevşehir ve çevresini etkisi altına alan volkanik aktivite sonucunda da volkan külleri depolanmıştır (Şekil 165D). Jeolojik süreçte tektonik hareketler, kırılma, kıvrılma ve faylanmalarla kaya kütleleri şekillenmiş, erozyon etkisiyle vadiler, drenajlar biçimlenmiş ve bunlar peribacalarının oluşumunu da sağlayarak bugünkü topoğrafya şekillenmiştir (Atabey, 2002b) (Şekil 165E). Şekillenen kaya kütleleri erozyonun etkisiyle gölsel istifler altında yer alan eriyonitli volkanik tüf kayaları zaman içinde yüzeylenerek günümüze ulaşmıştır. Yüzeylenen bu volkanik tüf kayaları üzerinde kurulmuş olan köyler ve oralarda yaşayan halk eriyonit mineral tozlarının etkisinde kalmışlardır. Süreç devam etmektedir. Eriyonit mineralinin oluşum koşulları, yukarıda verilen Şekil 121’deki Jeoloji haritası dikkate alındığında, Nevşehir yöresinin her alanında bir sağlık riski olmadığı sadece gölsel istiflerin bulunduğu alanlar içindeki yerleşim yerlerinde tüflerden kaynaklanan akciğer kanser risklerinin var olabileceği söylenebilir (Atabey, 2002a; 2002b; 2002c; 2009a).

187

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Kuvaterner-Güncel (1.8 my- )

K

Kızılırmak

Tuzköy

G D C

A

B

5 Volkanizma

K

Geç Pliyosen-Kuvaterner (6-2my)

G

D C B A 4 Volkanizma Geç Miyosen-Erken Pliyosen (16-11my)

K

G

C B A

3

Volkanizma Orta-Geç Miyosen (20-16my)

K

B A

2 K

1

G

Geç Oligosen-Erken Miyosen (28-24my)

G

A

Şekil 165- Nevşehir yöresi eriyonit minerali içeren volkanik tüf kayalarının jeolojik evrim modeli (Atabey, 2002a; 2005a; 2009a). 188

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı ERİYONİT MİNERALİNİN SAĞLIĞA ETKİLERİ Eriyonit mineral iğneciklerinin (tozları) (Şekil 166A) solunum yollarına kolayca girip, derinliklere kadar gidebilmesi, orada hiç değişmeden kalabilmesi ve kimyasal yapıları nedeniyle akciğer ve karın zarında mezotelyoma denilen kanser türünü yaptığı kabul edilmektedir (Barış, 1987, 1994, 2002a, 2003, 2004, 2005; 2008a; 2008b, Barış ve diğerleri, 2007; Göktepeli ve diğerleri, 1983). Eriyonitin kanser yapıcı özelliği Dünya Sağlık Teşkilatına (WHO) bağlı, Uluslararası Kanser Araştırma Kurumu tarafından kabul edilmiştir. Lifsel (iğnemsi) yapılı mordenit ile lifsel yapıda olmayan diğer zeolit cinslerinin sağlığa zararlı olduğu gösterilememiştir. Belirli ölçülerde (çapı yarım mikrondan az, boyu 5 mikrondan fazla) ve akciğerde erimeden uzun süre kalabilen lifsel yapıdaki minerallerin kanser yapıcı olduğu Stanton isimli Amerikalı bir araştırmacı tarafından ortaya atılmıştır (Barış, 1987). Şekil 166B’de akciğer dokusunda eriyonit cisimciği görüntüsü, Şekil 167’de eriyonit mineralinin solunma yoluyla akciğerlere ulaşması ve akciğerlerde yaptığı tahribat ve iğneciklerin bozulmadan korundukları görülmektedir. Şekil 168’de Karain köyünde bir hastaya ait akciğer filminde kalsifiye plevral plaklar ve karında su toplanması gösterilmektedir (Barış,1987). Benzer minerallerin sebep olduğu mezotelyoma vakaları İrlanda, İzlanda, Yeni Zelanda ve Japonya ile birlikte Kaliforniya, Nevada ve Oregon’da da bulunduğu bilinmektedir (Barış, 2008a).

A

B

Şekil 166- A-Eriyonit iğnecikleri SEM görüntüsü (Atabey, 2009a), B-Eriyonit cisimciği; a-Morfolojik görünümü, b-Tipik EDS spektrumu, c-SAED örneği görünümü (0002) ve (1120) eriyonit yansıması (Sebastian ve diğerleri, 1984).

189

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

Şekil 167- A-Akciğer kanseri olan hastaların akciğer dokularında tesbit edilen eriyonit iğneleri, A’daki resmin sağ alt köşesinde diyatome fosilinin silisli olan kavkısının parçası görülmektedir. B-Akciğerde eriyonit iğneciğinin yaptığı harabiyet (akciğer kanseri) (Barış, 2003a, 2005).

A

B

Şekil 168- A-Karain köyünde bir hastaya ait akciğer filminde kalsifiye pleral plaklar, B Mezotelyoma hastası karında su toplanması (Barış, 1987).

ERİYONİT MİNERAL TOZUNA BAĞLI HASTALIKLAR Barış ve diğerlerine (2007) göre eriyonit mineral tozu ile ilgili hastalıklar beniğn ve malign adı altında iki grup altında aşağıda verilmiştir. Beniğn hastalıklar Kalsifiye, hyalinize plevral plaklar (Şekil 169A, 169B, 170A, 170B), kostal plevra, diafrağmatik plevrada, mediastinal plevrada, perikartta, kronik diffüz fibröz plöritis, 190

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı beniğn plevral effüzyon, yuvarlak atelektazi, üst lobda plevra ve parankimayı içine alan ilerleyici değişiklikler, kuş bacağı, pnömokonyosis ve küçük hava yolu hastalığıdır. Malign hastalıklar Malign hastalıklar; malign plevral mezotelyoma (Şekil 170A), malign peritonal mezotelyoma, akciğer kanseri, diğer organ kanserleri (sindirim sistemi, larenks, ürojenital sistem, hematolojik tümörler) olarak sayılır.

A

B

Şekil 169- A-Tuzköy’lü malign plevral mezotelyomalı bir hastanın filmi, B-Tuzköy’lü bir hastaya ait torakal CT’de yaygın kalsifiye plaklar plaklar (Barış ve diğerleri, 2007; Barış ve Atabey, 2009).

A

B

Şekil 170- A-Karain’li bir hastaya ait akciğer filminde kalsifiye plevral plaklar, B-Sarıhıdır’lı bir hastaya ait akciğer filminde yaygın kalsifiye plaklar (Barış ve diğerleri, 2007; Barış ve Atabey, 2009).

191

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı ERİYONİT MİNERAL TOZU MARUZİYETİ İLE İLGİLİ EPİDEMİYOLOJİK ÇALIŞMALAR Barış (2008a) Tuzköy, Karain ve Sarıhıdır köylerinde yaptığı tıbbi araştırmalara göre, Karain ve Sarıhıdır köylerinde 661 ölümün %44,5’inin mezotelyomadan kaynaklandığını açığa çıkarmıştır. Bu durum herhangi bir şekilde eriyonit etkisinde olmayan yakındaki Karlık köyünde 230 ölümden sadece ikisinin mezotelyoma vakası olmasıyla kıyaslanabilir. Grandjean bu durumun kanser epidemiyolojisinde bugüne kadar kaydedilen en yüksek risklerden biri olduğunu söylemektedir (Barış, 2008a). Seattle, Washington Üniversitesi’nde epidemiyolog olan Jonathan Mayer, dünyanın başka hiçbir yerinde bu kadar yüksek bir mezotelyomadan ölüm sayısını duymadığını söylemektedir. Nüfustaki ölüm yüzdesine bakıldığında bu oranın, yalnızca ölüm oranının %50 olduğu Botsvana’daki AIDS ile kıyaslanması mümkündür. Buradaki fark eriyonit kaynaklı mezotelyomanın Türkiye ile sınırlı kalması ve AIDS’e oranla toplam ölü sayısının düşük olmasıdır (Barış, 2008a). Ancak Meksika’da 47 yaşındaki bir erkek hastada eriyonite bağlı mezotelyoma, akciğer fibrosizi ve plevral kalınlaşma vakası yayınlanmıştır (Kliment ve diğerleri, 2009). Barış’a (1987) göre, Verem Savaş Teşkilatı’nın daha önceki yıllarda Nevşehir ve çevresinde çekmiş olduğu 50.000 in üstündeki mikrofilmler teker teker incelendiğinde, lifsel iğnemsi eriyonitin sebep olduğu akciğer zarında kalınlaşma ve kireçlenme gibi hastalıkların en yoğun bir şekilde Tuzköy, Karain ve Sarıhıdır’da olduğu görülmüştür. Barış’a (1987 ve 2002) göre Nevşehir bölgesinden gelen Mezotelyomalı hastaların en genci 26, en yaşlı olanı 75, ortalama yaşı 50 olarak belirlenmiştir (Barış, 2002 ve 2003). Bu gözlemler kanserin oluşmasında esas etkenin eriyonit olduğunu göstermekle birlikte genetik yatkınlığın da ek faktör olarak etkili olabileceğine işaret etmektedir (Barış, 2003). Karain köyü, Tuzköy Kasabası ve Sarıhıdır Köyü’nde yapılan oransal ölüm çalışmalarında, ilk iki köyde ölenlerin % 70’inin kötü huylu hastalıktan öldüğü gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Sarıhıdır Köyü, Kızılırmak Nehri taşkınları ve kaya düşmelerinden kurtarmak için 1958 yılında nehrin kuzey yakasına taşınmış olup, yeni evlerde tuğla, briket gibi malzeme kullanılmıştır. Sarıhıdır’daki ölüm oranının %50’nin altında olmasının buna bağlı olduğu ve bu köydeki hastaların birisi hariç tümünün eski köyde doğmuş bireyler olduğu belirtilmektedir (Barış, 2003). Bu olay bu köylerdeki kanser sorununun, ancak köy yerlerinin değiştirilmesiyle çözülebileceğini göstermektedir (Barış, 2003a). Nevşehir yöresinde 1970 yılında başlayan epidemiyolojik çalışmalar ile Karain köyünde malign plevral mezotelyomadan ölenlerin sayısının 1970’de 6 kişi, 1974’de 11kişi, 1975 ile 1981 yılları arasında malign plevral mezotelyoma hastasının 38 kişi, 1 Ocak-31 Aralık 2004 tarihleri arasında malign mezotelyomadan ölenlerin sayısının ise 18 kişi olduğu belirtilmektedir (Barış, 1987, Barış ve diğerleri, 2007). Tuzköy’de 1980 ile 1994 yılları arasında malign plevral mezotelyomadan 105 kişi, malign peritonal mezotelyomadan 60 kişi hayatını kaybetmiştir. Sarıhıdır köyünde ise 1980 ile 2001 arasında toplam 94 kişi hayatını kaybetmiş olup, bunlardan 23 kişinin ölüm 192

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı nedeni malign plevral mezotelyoma, 9 kişinin ölüm nedeni de malign peritonal mezotelyomadan olmuştur (Barış ve diğerleri, 2007). Barış ve diğerleri’ne (2007) göre Ürgüp ilçesi Karacaören köyünde 19801987 arasında 2 kadın ve 3 erkek, 2002 yılında ise 2 erkek ile 1 kadın malign plevral mezotelyomadan ölmüş, 1998-2000 arasında Karain, Karacaören, Boyalı, Yeşilöz, Sarıhıdır ve Çökek köylerinde yapılan araştırmada, Karain’de 18 kişi, Sarıhıdır’da ise 7 kişi malign plevral mezotelyomadan, Karain’de 1 kişi ve Karacaören’de 1 kişi malign peritonal mezotelyomadan ölmüştür. Karain, Sarıhıdır ve Karlık köylerinde yapılan alan araştırmalarına göre, 1979 yılında Karain köyünde 70 kişi, Sarıhıdır köyünde 23 kişi, Karlık köyünden aslen Karain’li 1 kişi malign plevral mezotelyomadan, Karain köyünden 6 kişi, Sarıhıdır köyünden 9 kişi, Karlık köyünden aslen İncesu’lu 1 kişi malign peritonal mezotelyomadan, Tuzköy’de 2002 yılında ölen 35 kişiden 12 kişi malign plevral mezotelyomadan, 8 kişi de malign peritonal mezotelyomadan ölmüştür (Barış ve diğerleri, 2007). ERİYONİT MARUZİYETİNE KARŞI ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER Genel olarak eriyonitli alanlarda alınması gerekli önlemler 1- Ayrıntılı jeolojik çalışma yapılmalıdır, 2- Ön çalışma sonucunda eriyonit minerali tesbit edilen yerlerde, evlerde, samanlık, kiler, depo gibi eklentilerde duvar taşı olarak eriyonit içeren tüf kayası kullanılmamalıdır, 3- Sokak araları olabildiğince nemli tutulmalı, tozlaşma önlenmelidir, 4- Tozlu ortamda maske kullanılmalıdır, 5- Özellikle bebekler tozdan uzak tutulmalıdır, 6- Evlerin içleri, odalar, evin eşikleri, sokaklar süpürülürken ıslatılmalıdır, 7- Eriyonitli tüften yapılmış duvarlar sıvanmalı, badana ve boya yapılmalıdır, 8-Sokak araları ve giriş yolları asfaltlanmalıdır, 9- Tozdan korunmak için zemin ve çevre yeşillendirilmelidir, 10-Köy halkının eriyonitli tüf kayalarının evlerin yapımında kullanımı önlenmelidir, 11-Köy halkı eriyonit mineral tozlarının sağlığa etkileri bakımından eğitilmelidir, 12- Mezotelyoma (akciğer kanseri) riski olup, olmadığı hakkında yukarıda sayılan yerlerde tıbbi araştırma yapılmalıdır, 13-Epidemiolojik, akciğer grafisi çalışması, erken tanı merkezli çalışmalar yapılmalıdır,

193

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı 14- Yapılacak her türlü tesis, yapı, yerleşim yeri zemini için eriyonit minerali ve diğer jeolojik unsurlarla ilgili konunun uzmanlarından görüş alınmalıdır. Tuzköy Beldesi eski yerleşim alanında alınması gerekli önlemler Atabey’e (2001, 2005b) göre, yeni yerleşim alanına taşınan, eriyonitli tüf kayalarının bulunduğu alan tamamen yıkılıp, tesviye edilerek, üzeri 1-2 m kalınlığında toprak ile örtülmelidir. Şevli ve falezli kısımlar önüne istinat duvarları örülüp, arkası toprakla doldurulmalıdır. Zemini eriyonitli tüf kayası olmayan, ancak duvarlarında eriyonitli tüf kayası bulunan evlerde yaşayanlarında taşınması işleminden sonra, bu mekanlarda yıkılarak, malzemesi dolgu alanına taşınıp, üzeri toprakla örtülmelidir. Her türlü çalışma sırasında zemin ıslatılıp, nemlendirilmeli ve toz maskesi kullanılmalıdır. Karain köyü eski yerleşim alanında alınması gerekli önlemler Karain köyü tamamen yaşamdan arındırıldıktan sonra bir takım önlemler alınmalıdır. Köyün tahliyesi yapılıp, yeni yerleşim yerine ikamesi sağlandıktan sonra eski Karain köyünü oluşturan tüm yapı ve tesisilerin yıkılarak alanın düzleştirilmesi, kayaların parçalanması, Tuzköy Beldesinde uygulanması söz konusu olduğu gibi bir çözüm yolu olarak görünmemektedir. Köy yerleşim alanı falezli, kayalık, yüksek eğimli bir yamaç eteğinde kurulu olduğundan, buranın yıkılarak düzleştirilmesi olanaklı değildir. Ancak yol ile dere arasındaki ve yolun sol tarafındaki dar bir şerit düzleştirilebilir. Yıkım ve tesviye işlemi toz yoğunluğunun artmasına neden olacaktır. Köyün yaslandığı dik ve falezli ve 45 derece yamaç eğimi olan bir yüzeyi tesviye etmek demek, tüm dağı yok etmek anlamına gelecektir. Çünkü kazıldıkça aynı seviyeden eriyonitli tüf kayası yüzeye çıkacaktır. Yamacı kaya yapısını örtmek ya da bir malzemeyle kaplamak çözüm olmayacaktır. Çünkü eriyonitli tüf kayası; sadece köyün merkezinde olmayıp, kuzey ve kuzeybatı yönünde de mevcuttur. Köy yaşamdan arındırıldıktan sonra insanların eriyonitli tüflerle teması kesilmiş olacağından, artık tüm kayaların kaplanması gibi bir sorun ortadan kalkacaktır. Köy yaşamdan arındırıldıktan sonra tüm yerleşim yapı ve mekanların çevresine bir tel örgü ya da yüksekçe bir duvar örülerek, insanların eski yapılarla irtibatlarının kesilmesi sağlanmalıdır. Karain köyü yeni yerleşim alanına taşındıktan sonra, eski evler ve eklentilerinin yıkılmayıp, tahrip edilmeden koruma altına alınarak, gelecek nesillerin ‘’jeolojik ortamın; bazı kayalar içinde bulunan minerallerin insan sağlığına olumsuz etkileri hakkında’’ yerinde görmeleri amacıyla bir doğal anıt olarak kalmalıdır. Ayrıca Bizans, Pers, Hitit, Selçuklu, Osmanlı ve son olarak Cumhuriyet Dönemi kültürünün izlerini taşıyan köy dokusu tümüyle korunmalıdır.

194

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Köyün içinden geçen ve Karlık, Yeşilöz köylerine geçişi sağlayan yolun her iki yanı boyunca duvar ya da tel örgü yapılabilir ya da her iki köye başka bir yerden ulaşım sağlanabilir. Karain köyü halkının mezarlığı ziyaretlerinin sağlanması için uygun bir yol bulunmalıdır. Sarıhıdır köyü eski ve yeni yerleşim alanında alınması gerekli önlemler 1- Sarıhıdır köyü eski yerleşim alanı tamamen yeni yerine (Kızılırmak Nehri kuzey yakasına) taşınmıştır. Terk edilen evlerin bir kısmı eski halini korumakta olup, bir kısmı yıkılmış, harabe haldedir. Kayalar arasından Ürgüp’e giden bir asfalt yol bulunmaktadır. Köy mezarlığı Kızılırmak Nehri güney kıyısında, eski köyün 200 m batısında yer alır. Bu alanda eski Osmanlılar döneminden kalan mezarlık ile yeni mezarlık yan yanadır. Yeni mezarlık mermer kayalarından yapılmıştır. Eski köy evlerinin duvarlarından sökülerek taşınmış olan eriyonitli tüf olan duvar taşları görülmüştür. 2- Eski yerleşim yerinde bazı eski evlerin depo, samanlık olarak kullanıldığı görülmüş olup, sağlık yönünden buna müsaade edilmemelidir, 3- Kayalara oyularak yapılmış olan mağara tipi mekanların da samanlık, depo ve özellikle koyunların barınağı olarak kullanıldığı görülmüş olup, insanların etkileneceği düşünülerek buna izin verilmemelidir (Şekil 171A), 4- Çocuklar eski yerleşim alanındaki harabe evler arasında, tozlu yolda oynamaktadırlar. Çocukların sağlığı ön planda tutularak, buna izin verilmemelidir, 5- Köprünün güney ucundan başlayarak eski köy yerleşim alanı içinden geçen, Kızılırmak Nehri boyunca uzanan, batı yönde, mezarlığa giden yol-mezarlığa kadar asfaltlanarak tozdan korunmalıdır, 6- Köprünün güney ucundan başlayarak, doğu yönde, eski köy yerleşim alanı içinden geçen, Kızılırmak Nehri boyunca uzanan, köyün bağ, bahçe, tarlalarına giden yolun Sarı dereye kadar olan kısmı asfaltlanmalıdır (Şekil 171B). 7- Mezarlığa giden yol ile Kızılırmak Nehri ile kayalıklar arasında doğu yönünde giden yol asfaltlandıktan sonra yolun kayalıklar tarafında kalan kısmı, insanların kayalardan etkilenmemesi için, yol boyunca tel örgü ya da uygun malzeme ile girişler sınırlanmalıdır, 8- İnsan ve hayvanların eski yerleşim alanına girmemesi için, köprünün güney ucundan itibaren Ürgüp’e giden asfalt yolun her iki tarafı tel örgü ya da uygun bir malzeme ile sınırlanması gerekmektedir. Bu şekilde eski alana çocukların ve hayvanların girmesi engellenmelidir, 9- Sarıhıdır köyü yeni yerleşim alanındaki samanlık, ahır, depo ve evlerde genellikle karşı taraftaki terk edilen evlerin duvarlarından ve kayalardan sökülen eriyonitli tüf kayası kullanılmıştır. Evlerin içleri sıvalı olmasına karşın bazı ahır ve depoların içlerinin sıvalı olmadıkları görülmüştür. 195

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı 10- Evlerin ve eklentilerinin inşasında eriyonitli volkanik tüf kayası kullanılmamalıdır. İnşaatlarda beton, tuğla, kiremit, kum, çakıl, bazalt, kireçtaşı, mermer, Nevşehir taşı türünde kayalar tercih edilmelidir. 11- Köy sokakları geçmeli taş, doğal parke taşı ya da asfalt ile kaplanmalıdır, 12- 1958 ve 1960 yıllarında yeni yerlerindeki evlerini yapmak için eski evlerindeki duvar taşlarını ya da karşı taraftaki taş ocaklarından (mezarlık doğusunda) taşınan eriyonitli tüf kayaları kullanılmıştır. Son yıllarda tek katlı ve tüften inşaa edilen önceki evlerinin üzerine briket, tuğla veya bazalt, Nevşehir taşından (ignimbrit) ek katlar inşa edilmiştir. Evlerin çatıları da genellikle kiremit damdır. Bahçe duvarlarında erionitli tüf kullanılmıştır. Eriyonitli tüf olan kısımlar izole edilmeli, mümkünse kaldırılmalıdır, 13- Sıvalı olmayan evlerin duvarları sıvanmalı, bahçe duvarlarındaki eriyonitli kayalar mümkünse kaldırılmalı ya da sıvanmalıdır. Mezarlık doğusunda eskiden işletilen ve evlerin yapımında kullanılan taş ocağının 1980 yılından sonra terk edildiği belirtilmektedir. Ancak yapılan incelemede taş alınmış olan yeni kazılan yerlere rastlanılmıştır. Buradaki kayalar gölsel ortamda çökelmiş olup, eriyonitli tüf, kiltaşı, kumtaşı, tüfit tabakaları arasında masif ve kalın olan bir seviyede bulunmaktadır. Duvarlarda kullanılan yapı taşı da yıllarca bu seviyeden çıkartılmış olup, hala ara sıra buradan taş alınmaktadır. Bu alandan taş alınması ve kullanılması kesinlikle önlenmelidir.

A

B

Şekil 171- A-Sarıhıdır köyü eski yerleşim yerinde bulunan mağara tipi mekanlar, B-Eriyonit minerali tozu olan toprak yol.

NEVŞEHİR İLİ DİĞER MİNERAL TOZLARI VE ETKİLERİ Asbest, eriyonit mineral tozlarından başka kuvars gibi minerallerin tozlarının insan sağlığına olumsuz etkileri bulunmaktadır. Nevşehir ilinde eriyonit mineral tozları dışında da risk taşıyan, kullanımı sırasında dikkat edilmesi gereken unsurlar bulunmaktadır. Bunlar; ponza, perlit ve diyatomit sayılabilir.

196

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı PONZA Volkan patladığında çevreye dağılan malzeme çok gazlı ve fazla dağılmakta ise içindeki gazı kaybederek çabuk soğuyan bu malzemeden riyolit, trakit, bazalt, andezit gibi kayaçlar yerine, çok gözenekli, hafif kayaçlar oluşur. Bunlara ponza diğer adıyla süngertaşı denir. Bunlarda bünye suyu bulunmamaktadır. Püsküren kütle asitik bileşimli ise kirli beyaz, beyaz ponza oluşur. Ponza kayaçlarının sertliği 5-6’dır. Asidik ponzaların yoğunluğu 0,5-1 g/cm3’dür. Bileşiminde %60-70 silisyum dioksit vardır. Amorf bir yapısı olup, içinde feldispat, ojit, hornblend ve zirkon bulunur. Bazik ponzaların bileşiminde %49, 20 oranında silisyum dioksit vardır (Önem, 2000). Ülkemizde bulunan pomza sahaları içerisinde en iyi kalitede ve en fazla kullanım alanı bulunan (inşaat sektörü dışında) Nevşehir ili ponzalarıdır. Ponza ihracaatının büyük bölümü bu ilden yapılmaktadır (Şekil 172, 173).

A

B

Şekil 172- A-Ponza taneleri, B-Ponzanın fabrikada işlenmesi.

A



B

Şekil 173- A-Ponza yığını, B, C-İşlenmiş ponza.

197

C

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Ponzanın kullanım alanları ve sağlığa etkisi İnşaat: Ponza çakıl ve kumdan hafif olduğundan inşaat sektöründe yaygın kullanılmaktadır. Tekstil: Ponza tekstil sanayiinde çok kullanılır. Taş yıkama ponzası denen 8-12 cm büyüklüğünde, temiz asit ponzalardan yararlanılır (Önem, 2000). Kozmetik alanında: Öğütülmüş ponzanın sıkıştırılıp ve hiçbir yapıştırıcı kullanmadan pişirilmesiyle kozmetik ponzası elde edilir. Ponza, topuk, el vb. yerlerdeki nasırları sürtünmeyle yok eder. Balkon kebap ocaklarında (barbekü): batı ülkelerinde her bir balkon ocağında 2-3 kg ponza kullanılmaktadır. Bunlar 3-5 yılda bir değiştirilir. Tarımda: Ponza karıştırılarak yüzeye serpilen böcek ilaçları hafifliklerinden dolayı yüzeyde kalmakta ve sürekli yüzeyde hareketli olan böceklere etkili olmaktadır. Ponza tarım toprağının özelliğinin korunmasında kullanılmaktadır. Metal dedektörlerde: Metal dedektörleri koruyan kutuyu ya da sandığı elektrikten etkilenmeyecek hale getirmek için, öğütülmüş ponza tutkala karıştırılarak kutunun iç ve dış yüzeyine sıvanır (Önem, 2000). Ponza; ayrıca elektroliz yöntemi ile kaplamada, kükürtlü kibritlerin üretiminde, toz halde el sabunu ve piyano tuşlarının yapımında, resim çerçevelerinin üstlerine kabartmalı motifler vermede, deri ve kösele eşyanın cilalanmasında, taş basma kalıpların ve elktrik devre levhalarının temizlenmesinde, titreşim özelliği olan malzeme yapımında, kimyada filtrasyonda, seramikçilikte dolgu maddesi işlerinde kullanılmaktadır (Önem, 2000). Önlemler: Ponza bileşiminde %60-75 oranında bazen daha gfazla silisyum dioksit bulunur. Ponzanın bileşiminde bulunan silis SİLİKOZİS (akciğerlerin tahribi) yol açabilir. Bunun için ponza ocaklarında ponza çıkrtılması sırasında ve öğütme, eşleme, torbalama sırasında tozlardan korunmalıdır. Silikozis hastalığına alfa kuvars tozlarının yol açtığı bilim insanlarınca belirtilmektedir (Göymen ve diğerleri, 2008). Bu yönde ponza malzemesi incelenmeli ve gerekli koruyucu tedbirler alınmalıdır. PERLİT Ponzaların oluşum evresinde, eğer asidik lavın aktığı ortamda su mevcutsa ve lav orta nisbette gaz içeriyorsa farklı olay gelişir ve yeni bir cevher oluşur. Göl, bataklık, akarsu kolları olan ortama yayılan lav akıntıları hızla soğuyacak ve fazla ve basınçlı gaz içermediğinden soğuyan lavın bünyesinde boşluklar yerine, kılcal parçalanmalarla çok ince boşluklar oluşacaktır. Taşın bünyesinde su olabilecektir. Bu tür kayaç oluşumuna perlit denir (Önem, 2000). Perlitin % 90-97’si volkanik camdır. Geri kalanı feldispat ve biyotittir. Bir ham perlitin % 73, 8’i silisyum dioksittir. Serbest silis en fazla % 4’tür. Perlitin rengi açık gridir.

198

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Genleşen perlitin rengi ise beyaz olur. Özgül ağırlığı 2,2-2,4 g/cm3’tür. Isıtıldığında 841100 0C arasında yumuşar. 1315-1332 0C arasında ise ergir. Perlitin kullanımı ve sağlığa etkisi İnşaat alanında: perlit sıvaları, perlit agregalı hafif yalıtım betonu, perlit agregalı hafif yapı elemanları, ısı ve ses yalıtım betonu, ısı ve ses yalıtıcı yüzey panoları ve özel amaçlı perlit betonları yapımında kullanılır (Önem, 2000). Tarımda: Mantar yetiştiriciliğinde, bahçecilik ve seracılıkta, çim sahaların canlılığının korunmasında ve tarla ziraatında kullanılır. Sanayide: Metalurji alanında, katkı maddesi olarak seramik ve cam üretiminde, dolgu maddesi olarak ilaç ve kimya alanında, sıvılaştırılmış doğal gaz tanklarının sıcağa karşı korunmasında, yardımcı madde olarak süzme işlemlerinde, su kaçaklarını önlemek üzere petrol sondaj çamurunda, petrol ve diğer kimyasal atıklarla kirlenmiş ortam suyunun temizlenmesinde, montaj işlerinden doğan titreşimlerin azaltılmasında, yangın ortamına girebilecek değerli çelik eşyanın yalıtılarak sıcağa karşı korunmasında kullanılır (Önem, 2000). Önlemler: Ponzada olduğu gibi perlitin bileşiminde de silis bulunur. Ocaklarda ve perlit işleme sırasında silis tozuna karşı önlem alınmalıdır. DİYATOMİT Diyatoma denilen kök, gövde ve yaprakları bulunmayan, silis veya kalsiyum karbonattan oluşan mikroskopik su canlılarının (algler) sıkışarak, taşlaşması olayına diyatomit (kizelgur) denir. Diyatoma kavkısı sulu amorf silistir. Diyatomit kayaçları ise % 86-94 silis içerir (Önem, 2000). Kullanımı ve sağlığa etkisi Diyatomitin en fazla kullanıldığı alan filtrasyon sektörüdür. İşlenmiş cevherin % 8590’ı gözenekliliği, şeker sektörünün, bira, şarap, viski gibi içkilerin, yüzme havuzlarının, meyve ve sebze sularının artık malzemeden ayıklanmasında en etkili bir madde olarak yararlanılmaktadır. Diyatomit üretimi yetersiz olan ülkeler, bunun yerine asbesti kullanmaktadırlar. Asbest sağlığa zararlı olduğundan, diyatomit kullanımı tercih edilmektedir. Diyatomit; endüstri sahalarındaki atıkların, şehir sularının, kimyasal ara maddelerin, madeni ve nebati yağların filtresyonunda kullanılır. Diyatomit hafif, dayanıklı, kimyasal yönden nötrlüğü, ısı, ses ve elektriğe karşı duyarsızlığı nedenleri ile, boyalarda, plastik ve lastik eşyalarda, kağıtta, ilaçlarda, kozmetik alanda, cila, kibrit, diş macunu ürünlerde dolgu maddesi olarak kullanılır. Bazı diyatomitlerin %94 oranında yüksek silis içermeleri, kimyasal reaksiyonlara dayanıklı kılar. Ergime sıcaklığı 1430 0C’dır. Onun için bu tür diyatomitler ısıyı, sesi ve elektriği hapsedebilmekte ve izolasyon maddesi olarak kullanılmaktadır (Önem, 2000). 199

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Diyatomit kendi ağırlıklarının 3-4 katı sıvı emebildiği için, kedi, köpek gibi hayvanların atıklarını iyi absorbe ederler. Kimyasal işlemlerde katalizör taşıyıcı, bazı ortamlar için aşındırıcı ve yüzey temizleyici olarak kullanılır, hafif yapı malzemesi ve bazı reaktörler de bunlardan imal edilir. Betona %3 oranında katıldığında, betonun basınç direnci %20, çekme direnci ise %10 oranında artar (Önem, 2000). Önlem: Diyatomit bileşiminde yüksek oranda silis bulunur. Ocaklarda çıkartılırken ve işleme sırasında silis tozlarına karşı önlem alınmalıdır. VOLKAN KÜLÜ Volkan külü; gevşek, tutturulmamış, iri, orta ve küçük ve orta, ince, çok ince kum boyutlu ponza çakılları ile volkan camı, andezit, tüf çakılcıkları ve kumundan oluşur (Şekil 174A, 174B). Nevşehir güneyi, batısı ve kuzeybatısında geniş yayılımları vardır. Bu malzeme briket yapımında kullanılmaktadır. Nevşehir ile Kaymaklı arasında, Niğde karayolu üzerinde hafif yapı malzemesi üreten bir çok BİMS fabrikası bulunmaktadır (Şekil 174C). Ana hammadde olarak volkan külü kullanılmaktadır. Ponzanın ve volkan camının bileşiminde silisyum bulunur. Silis tozu ve silikozis riskine karşı gerekli önlemler alınmalıdır.

A

C Şekil 174- A, B-Volkan külü, C-BİMS

200

B

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı KUVARS TOZU-SİLİKOZİSE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER 1-Silikozise maruz kalınan işyerleri, meslekler ve maden ocaklarında uzmanların önerileri dikkate alınmalıdır. 2-Zemin ıslatılmalı, nemlendirilmeli tozun havaya karışması önlenmelidir. 3-Maske gibi koruyucu önlemler mutlaka alınmalıdır. 4-Son zamanlarda taşlanmış kot kullanımı artmıştır ve kot taşlamacılığı küçük iş yerlerinde yapılmaktadır. 5-Silikozisin tedavisi olmaması nedeniyle iş yerlerinin çalışma şartlarının düzeltilmesi hastalığın önlenmesi için önemlidir (Bilir, 2008). 6-Bilir’e (2008) göre, solunum sistemi hastalığı olan kişiler bu tür işlerde çalıştırılmamalı, bunun için işe giriş muayenesi yapılmalı, en geç yılda bir, kot kumlama gibi yoğun maruziyetlerde 6 ayda bir kontrol muayeneleri yapılmalı, akciğer filmleri çekilmelidir. 7-Mümkünse tamamen kapalı alanlarda, kolların dışarıdan robot, yapay kol gibi bir mekanizma içinden kullanıldığı sistemlerde yapılmalıdır. Bilinen maskeler yetersizdir. 8-Astronot kıyafetlerine benzer dışarıdan havalandırılan ya da hava tüpleri kullanılan tüm vücudu örten özel giysiler giyilmeli, aynı zamanda kumlama yapılan alandan toz yayılması engellenmelidir (Bilir, 2008). Daha fazla bilgi için ‘’Eşref Atabey. 2009. Türkiye’de Asbest, Eriyonit, Kuvars ve Diğer Mineral Tozları ve Etkileri’’ MTA Yerbilimleri ve Kültür serisi, 6, ISBN: 978-605-4075-44-7 kitabına başvurulabilir.

201

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

202

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

3. BÖLÜM

NEVŞEHİR İLİNİN İÇME SUYU KALİTESİ VE HALK SAĞLIĞI

203

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

204

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı İÇME SUYU KALİTESİ İçme suyu; tortusuz, kokusuz, renksiz, berrak ve içimi hoş olmalıdır. İçme sularında fenoller, yağlar gibi suya kötü koku ve tat veren maddeler ve hastalık yapan mikroorganizmalar bulunmamalıdır. Suda bulunan vibriyo kolera, salmonella tipi, hepatit virüsü gibi mikroorganizmalar sudan geçerek hastalığa sebep olabilirler. İçme sularının kesinlikle bakteriyolojik kirlilik taşımaması gerekir. Suda sağlığa zararlı kimyasal  maddelerin bulunabilir. Arsenik, kadmiyum, krom, kurşun, cıva gibi bazı elementler zehirli etki yapabilir. Bunun yanında baryum, nitrat, florür, radyoaktif maddeler,  amonyum, klorür gibi maddeler sınır değerlerinin üzerinde sağlığa olumsuz etkileri olabilir. Aynı zamanda bazı metallerin varlığı suya kirli suların karıştığının göstergesidir. Beslenme kaynağı doğrudan yağışlara ve yüzeysel akışlara bağlı olan barajlar, kuraklık halinde ihtiyacı karşılayamaz duruma gelebilir. Dolayısıyla herhangi bir kuraklık halinde barajların çokluğu bir anlam ifade etmeyebilir ve böyle dönemlerde yer altı suları (YAS) tek içme ve kullanma suyu kaynakları olur. İnsan etkinliğinden kaynaklanan kirlenmenin yanında yer altı suları ve yüzey sularının kayalarla kimyasal etkileşiminden doğal kirlilik olabilmektedir. Sudaki doğal hareketliliğe bağlı elementlerin konsantrasyonları, içilebilir suların önerilen maksimum değerlerinin üzerine çıkmakta veya kullanım için genel kabul gören sınır değerlerini aşabilir. Yer altı sularıyla ilgili bu doğal sorunlar son 20 yılda yer altı suyu kaynaklarının kırsal kaynaklardan elde edilmesiyle birlikte artmıştır. Sağlığa uygun olmayan yüzey kaynaklarının yerini alan kuyu ya da sondajla sağlanan suların çoğu, arsenik, krom, demir, mangan, antimon, alüminyum veya florür gibi zehirleyici ya da istenmeyen elementlerden aşırı düzeylerde bulunduğu tabakalarda yer alır. Çizelge 8’de insani tüketim amaçlı sularda bazı element limitleri, Çizelge 9’da kimyasal parametreler, Çizelge 10 ve 11’de ise içme ve kullanma suları için mikrobiyolojik parametreler verilmiştir. Çizelge 8- İnsani tüketim amaçlı sularda bazı element limitleri (Resmi Gazete: 17.02.2005 tarih, 25730 sayı). Element Antimon Arsenik Bor Kadmiyum Krom Bakır Kurşun Cıva Nikel Selenyum

Limit değer 5,0 10 1 5,0 50 2 10 (içme-kullanma suları için 31 Aralık 2012 tarihine kadar 25 μg/l olarak uygulanır) 1,0 20 10

205

Birim μg/l μg/l mg/l μg/l μg/l mg/l μg/l μg/l μg/l μg/l

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Çizelge 9-Kimyasal parametreler (Resmi Gazete: 17.02.2005 tarih, 25730 sayı). Parametre Akrilamid Antimon Arsenik Benzen Benzo (a) piren Bor Bromat Kadmiyum Krom Bakır Siyanür 1,2-dikloretan Epikloridin Florür Kurşun Cıva Nikel Nitrat Nitrit Pestisitler Toplam pestisitler Polisiklik aromatik hidrokarbonlar Selenyum Tetrakloreten ve trikloreten Trihalometanlar-toplam Vinil Klorür

Parametrik değer 0,1 5,0 10 1,0 0,010 1 10 5,0 50 2 50 3,0 0,10 1,5 10 (içme-kullanma suları için 31 Aralık 2012 tarihine kadar 25 μg/l olarak uygulanır) 1,0 20 50 0,50 0,10 0,50

Birim μg/l μg/l μg/l μg/l μg/l mg/l μg/l μg/l μg/l mg/l μg/l μg/l μg/l mg/l

0,10

μg/l

10 10 100 (içme-kullanma suları için 31 Aralık 2012 tarihine kadar 150 μg/l olarak uygulanır) 0,50

μg/l μg/l

206

μg/l μg/l μg/l mg/l mg/l μg/l μg/l

μg/l μg/l

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Çizelge 10- İçme suları için mikrobiyolojik parametreler (Resmi Gazete: 17.02.2005 tarih, 25730 sayı). Parametre Escherichia Coli ( E. Coli ) Enterokok Koliform bakteri P. aeruginosa Fekal koliform bakteri Salmonella Clostridium Perfiringens Patojen Staphylococlar 22 °C’de koloni sayısı 37 °C’de koloni sayısı Parazitler Diğer mikroskobik canlılar

Parametrik değer sayı/ ml 0/250 ml 0/250 ml 0/250 ml 0/250 ml 0/250ml 0/100ml 0/50ml 0/100ml 100/ml 20/ml 0/100ml 0/100ml

Çizelge 11- Kullanma suları için mikrobiyolojik parametreler (Resmi Gazete: 17.02.2005 tarih, 25730 sayı). Parametre

Parametrik değer sayı/ ml

Escherichia Coli ( E. Coli ) Enterokok Koliform bakteri P. aeruginosa Fekal koliform bakteri Patojen Mikroorganizmalar Anaerobik sporlu sülfat redükte eden bakteriler Patojen Staphylococlar Kaynaktan alınan numunede maksimum:

0/250 ml 0/250 ml 0/250 ml 0/250 ml 0/250ml 0/100ml 0/50ml 0/100ml

22 °C’de 72 saatte agar-agar veya agar-jelatin karışımında koloni sayısı 37 °C’de 24 saatte agar-agar karışımında koloni sayısı

20/ml

5/ml

Ambalajlanmış sularda ambalajlandıktan sonra maksimum: (Numune, ambalajlanmayı takiben 12 saat içerisinde alınmak ve bu süre içerisinde 4oC ±1 oC’de saklanmış olmak kaydıyla) : 22 °C’da 72 saatte agar-agar veya agar-jelatin karışımında 100/ml koloni sayısı 37 °C’da 24 saatte agar-agar karışımında koloni sayısı 20/ml Parazitler 0/100ml

207

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı NEVŞEHİR İLİNİN İÇME SUYU KALİTESİ Nevşehir ili Türkiye su havzaları haritasındaki bölümlemeye göre, Kızılırmak havzası içinde kalır (Şekil 175). Nevşehir ili içme suyu yer altından kuyular vasıtasıyla, birkaç yerde ise göletlerden (yüzey suyu) karşılanmaktadır. Yer altı suyunun kimyasal bileşimi diğer bir deyişle içerdiği mineraller, içerisinde hareket ettiği ya da depolandığı kayaçların kimyası ile yakından ilgilidir. Kayaçları oluşturan mineral ve elementler erime ve çözünme ile bünyesinde bulunan sulara geçerler. İçme suları da bulundukları kayacın özelliğine göre çok mineralli ya da az mineralli olabilir. Eğer kayacın bünyesinde inorganik arsenik, florit gibi mineraller varsa doğal olarak bu minerallerce içme suları da zenginleşecektir.

Şekil 175- Türkiye su havzaları içinde Nevşehir ilinin konumu (http/:www.dsi.gov.tr).

Nevşehir ili jeoloji haritasına baktığımızda farklı kaya tiplerinin yer aldığını görürüz. İlin güney yarısı tamamen volkanik kayalar, orta ve batı kesimlerinde yer yer metamorfik ve magmatik kayalar ve geri kalan kısımda da sedimanter kayalar egemendir (Şekil 176). Özellikle Kızılırmak havzası kısmı gölsel ortamda çökelmiş killi, kömür bantlı ve jipsli kayalardan, Hacıbektaş ile Kozaklı arası ise gölsel kireçtaşlarından oluşan bir plato şeklindedir. Derinkuyu çevresi ise alüvyondan oluşur. İdiş Dağı, Hırka Dağı mermer ve granitoiyit kayalardan ibarettir. Bu kaya tiplerinin dağılımlarına bakarak ilin yer altı suyunun gruplandırmasını da yapabiliriz (Şekil 176). Özellikle I No ile gösterilen alanların yer altı suyu bakımından yeterli ve genelde tatlı su akiferleri olduğu düşünülür. II No ile gösterilen alanlar ise volkanik ve volkanosedimanter alanlar olup, yer altı suyunda doğal kirlenme olabilecek riskli alanlardır. Bu alanlardaki yer altı suyu, kayaçların özelliğine bağlı olarak sodyum, klor, florür, arsenik, bor bakımından zenginleşebilecektir. Suların elektriksel iletkenlikleri de belirgin oranda fazla olabilecektir. Nevşehir ili içme sularındaki arsenik ve florür konusu 4. ve 5. Bölümlerde anlatılmıştır.

208

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 176- I-Tatlı su havzaları, II-Başta arsenik, florür, bor, sülfat, klor bakımından zenginleşebilmeye uygun yer altı su havzaları.

209

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Nevşehir ilinin içme suyu kalitesini ortaya koymak için bir çok merkezin içme suyunda örnekleme yapılmıştır. Nevşehir merkez, Avanos, Derinkuyu, Gülşehir, Hacıbektaş, Kozaklı, Ürgüp ilçeleri içme suları, Özkonak Beldesi (Avanos), Gümüşkent köyü (Gülşehir), Tuzköy Beldesi (Gülşehir), Killik köyü (Hacıbektaş), Karaburna Beldesi (Hacıbektaş), Karahasanlı Beldesi (Kozaklı), Çökek köyü (Ürgüp), Sarıhıdır köyü (Ürgüp), Karain köyü (Ürgüp) ile Ulaşlı köyü içmece suyu analiz değerleri Çizelge 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, ve 27’de verilmiştir. İçme suyu analiz değerlendirmeleri 2006, 2007, 2008, 2009 yıllarına aittir. Bir çok merkezdeki analizler bir defa yapılmıştır. Bu değerlere bakılarak yerleşim yerleri içme sularıyla ilgili bir fikir edinilebilecektir. Sıcaklık, tuzluluk ve iyot değerleri kaynak başı yerinde ölçüm değerleridir. Türkiye’de içme suyu kalitesi değerlendirmesi “İnsani Tüketim Amaçlı Sular hakkındaki Yönetmelik”te belirtilen parametrelerden bazıları için yapılmıştır. Eğer bu tarihlerden sonra içme sularında iyileştirmeler yapıldı ise sorun bulunmamaktadır. Ancak hala bahsedilen yıllara ait içme suyu kullanılıyor ise mutlaka iyileştirmeler yapılamıldır. Nevşehir merkez ilçesi İçme suyu örneği 22 Ekim 2009’da şehir şebeke suyundan alınmıştır. İçme suyu kuyular vasıtasıyla temin edilmekte olup, yer altı suyu volkanik kayaçlardan beslenmektedir. 2009 yılında arsenik arıtma tesisi kurulmuştur. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 12’de verilmiştir. Çizelge 12- Nevşehir merkez içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

210

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı İyot (mg/l) 2,14

Tuzluluk (NaCl) 0,253

Sıcaklık(oC) 21

Analiz değerlerine göre, Nevşehir merkez ilçe içme suyu kalsiyum sodyumlu bikarbonatlı sudur. Avanos ilçesi İçme suyu örneği 22 Ekim 2009’da ilçe şebeke suyundan alınmıştır. Yer altı suyu gölsel kumtaşı, kiltaşı, tüfit ve killi kireçtaşından oluşan kaya biriminden beslenmektedir. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 13’de verilmiştir. İçme suyu kuyular vasıtasıyla temin edilmekte olup, 2009 yılında arsenik arıtma tesisi kurulmuştur (177). Çizelge 13- Avanos içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

İyot (mg/l) 1,36

Tuzluluk (NaCl) 0,214

Sıcaklık (oC) 21

Avanos içme suyu kalsiyum sodyumlubikarbonatlı sudur.

211

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 177- Avanos ilçe merkezine içme suyu arsenik arıtma sistemi.

Özkon İçme suyu örneği 3 Ekim 2007’de belde şebeke suyundan alınmıştır. Yer altı suyu gölsel kumtaşı, kiltaşı, tüfit, killi kireçtaşı ve tabanda metamorfik ve granitoiyit kayalarından beslenmektedir. Beldenin şebeke suyu, merkeze 4 km güneydeki kuyulardan sağlanır. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 14’de verilmiştir. Çizelge 14- Özkonak içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

Özkonak beldesi içme suyu, kalsiyumlu sodyumlu bikarbonatlı sudur.

212

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Derinkuyu ilçesi İçme suyu örneği, 22 Ekim 2009’da ilçe şebeke suyundan alınmıştır. Yer altı suyu volkanik tüf, kül ve alüvyon kaya biriminden beslenmektedir. İlçe merkezine içme suyu, kuyular vasıtasıyla temin edilmektedir. Analiz sonuçları Çizelge 15’de verilmiştir. Çizelge 15- Derinkuyu içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

İyot (mg/l) 1,64

Tuzluluk (NaCl) 0,192

Sıcaklık (oC) 19

Derinkuyu içme suyu kalsiyumlu sodyumlu bikarbonatlı sudur.

213

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Gülşehir ilçesi İçme suyu örneği 22 Ekim 2009’da ilçe şebeke suyundan alınmıştır. Yer altı suyu gölsel kumtaşı, kiltaşı, tüfit, killi kireçtaşı ve üstte bazalt kayasından oluşan kaya biriminden beslenmektedir. İlçenin şebeke suyunu, ilçe merkezine 6 km güneyindeki Pınarbaşı kaynağı ile batısındaki Araplı mevkiindeki kuyu suyunun karışımından oluşur. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 16’da verilmiştir. Çizelge 16- Gülşehir içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

İyot (mg/l) 1,98

Tuzluluk (NaCl) 0,309

Sıcaklık (oC) 20

Gülşehir şebeke suyu kalsiyum sodyumlu bikarbonatlı sudur. İçme suyunda 20 µg/l arsenik saptanmıştır.

214

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Gümüşkent (Gülşehir) İçme suyu örneği şebeke suyundan 3 Ekim 2007’de alınmıştır. Yer altı suyu metamorfik ve magmatik kayalardan beslenir. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 17’de verilmiştir. Çizelge 17- Gümüşkent içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

Gümüşkent içme suyu kalsiyumlu magnezyumlu bikarbonatlı sudur.

215

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Tuzköy Beldesi İçme suyu örneği 9 Ekim 2009’da beldenin şebeke suyundan alınmıştır. İçme suyu, beldenin güneyindeki gölet suyu (yüzey suyu) ile Araplı mevkiinde bazalt kayaları tabanından yüzeylenen kaynak suyu karışımından sağlanır. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 18’de verilmiştir. Çizelge 18- Tuzköy içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

İyot (mg/l) 0,90

Tuzluluk (NaCl) 0,358

Sıcaklık (oC) 19

Tuzköy Beldesinin içme suyu kalsiyumlu sodyumlu magnezyumlu bikarbonatlı sudur. Suyun mineral içeriği 719 µmho/cm’dir. Nitrat, 33 mg/l değeri ile limit değer olan 50 mg/l’ye yakındır.

216

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Hacıbektaş ilçesi İçme suyu örneği 13 Haziran 2007’de ilçe şebeke suyundan alınmıştır. Eosen yaşında kırmızı kumtaşı, çamurtaşı, şeyl ve kireçtaşından oluşan kaya biriminden beslenmektedir. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 19’da verilmiştir. Çizelge 19- Hacıbektaş içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

İyot (mg/l) 4,25

Selenyum (mg/l) 1,75

Hacıbektaş ilçesi içme suyu kalsiyumlu sodyumlu bikarbonatlı sudur.

217

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Karaburna beldesi (Hacıbektaş) İçme suyu örneği 29 Mayıs 2007’de belde şebeke suyundan alınmıştır. Yer altı suyu Eosen yaşında kırmızı kumtaşı, çamurtaşı, şeyl ve kireçtaşından oluşan kaya biriminden beslenmektedir. İçme suyu, beldenin kuzeyinde bulunan 90-95 m derinliğindeki kuyulardan sağlanır (Şekil 178). İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 20’de verilmiştir. Çizelge 20- Karaburna içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

İyot (mg/l) 6,4

Selenyum (mg/l) 6,3

Şekil 178- Karaburna Beldesine içme suyu sağlayan kuyular.

218

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Karaburna Beldesi içme suyu sodyumlu kalsiyumlu klorlu sudur. Elektriksel iletkenliği 2750 µmho/cm, nitrat değeri 31,8 mg/l, florür ise 1,3 mg/l’dir. Elektriksel iletkenliği, sodyum ve klor içeriği yüksektir. Florür limit değer olan 1,5 mg/l’ye, nitrat da limit değer olan 50 mg/l’ye yakındır. Dolayısıyla Karaburna beldesi şebeke suyu insan sağlığı bakımından risk taşımaktadır. Killik köyü (Hacıbektaş) İçme suyu örneği 29 Mayıs 2007’de köy şebeke suyundan alınmıştır. Yer altı suyu Miyosen yaşında kırmızı kumtaşı, çamurtaşından oluşan kaya biriminden beslenmektedir. Köyün içme suyu, köyün 1 km kuzeyindeki kaynak ile 2010 yılında köyün 2 km güneyinde açılan kuyu suyu karıştırılarak temin edilmektedir. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 21’de verilmiştir. Çizelge 21- Killik köyü içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

İyot (mg/l) 21,6

Selenyum (mg/l) 5,60

Killik köyü içme suyu, kalsiyumlu sodyumlu bikarbonatlı sudur. Elektriksel iletkenliği 882 µmho/cm, nitrat değeri 96,3 mg/l, florür ise 2,1 mg/l’dir. Elektriksel iletkenliği fazla olup, klorür, limit değer olan 1,5 mg/l’den, nitrat da limit değer olan 50 mg/l’den fazladır. Dolayısıyla Killik köyü şebeke suyu insan sağlığı bakımından risk taşımaktadır. 219

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Kozaklı ilçesi İçme suyu örneği 9 Ekim 2009’da ilçe şebeke suyundan alınmıştır. Yer altı suyu Eosen yaşında kırmızı kumtaşı, çamurtaşı, şeyl ve kireçtaşından oluşan kaya biriminden beslenmektedir. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 22’de verilmiştir. Çizelge 22- Kozaklı içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

İyot (mg/l) 1,01

Tuzluluk (NaCl) 0,517

Sıcaklık (oC) 19

Kozaklı içme suyu, kalsiyumlu magnezyumlu bikarbonatlı sudur. Elektriksel iletkenliği 990 µmho/cm, nitrat değeri 33 mg/l’dir. Elektriksel iletkenliği fazla olup, nitrat limit değer olan 50 mg/l’ye yakındır.

220

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Karahasanlı beldesi (Kozaklı) İçme suyu örneği 9 Ekim 2009’da beldenin şebeke suyundan alınmıştır. Yer altı suyu Eosen yaşında kırmızı kumtaşı, çamurtaşı, marn ve kireçtaşından oluşan kaya biriminden beslenmektedir. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 23’de verilmiştir. Çizelge 23- Karahasanlı içme suyu analiz değerleri (değerler 22 Ekim 2009 yılına aittir).

İyot (mg/l) 1,72

Tuzluluk (NaCl) 0,328

Sıcaklık (oC) 17

Kozaklı içme suyu, kalsiyumlu magnezyumlu bikarbonatlı sudur. Elektriksel iletkenliği 990 µmho/cm, nitrat değeri 33 mg/l’dir. Elektriksel iletkenliği fazla olup, nitrat limit değer olan 50 mg/l’ye yakındır.

221

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Ürgüp ilçesi İçme suyu örneği 22 Ekim 2009’da ilçe şebeke suyundan alınmıştır. Yer altı suyu Miyosen yaşında gölsel ortamda çökelmiş kumtaşı, kiltaşı, çamurtaşı ve kireçtaşından oluşan kaya biriminden beslenmektedir. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 24’de verilmiştir. Çizelge 24- Ürgüp içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

İyot (mg/l) 1,46

Tuzluluk (NaCl) 0,395

Sıcaklık (oC) 20

Ürgüp ilçesi içme suyu kalsiyumlu sodyumlu bikarbonatlı sudur.

222

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Çökek köyü (Ürgüp) İçme suyu örneği 20 Ekim 2009’da şehir şebeke suyundan alınmıştır. Yer altı suyu gölsel kumtaşı, kiltaşı, çamurtaşı ve killi kireçtaşından oluşan kaya biriminden beslenmektedir. İçme suyu kuyudan sağlanmakta olup, 2009 yılında arsenik arıtma tesisi kurulmuştur (Şekil 182). İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 25’de verilmiştir. Çizelge 25-Çökek köyü içme suyu analiz değerleri (değerler 16 Ekim 2009 yılına aittir).

İyot (mg/l) 1,24

Tuzluluk (NaCl) 0.192

Sıcaklık (oC) 19

Çökek köyü şebeke suyu kalsiyumlu sodyum ve magnezyumlu bikarbonatlı sudur.

223

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Karain köyü (Ürgüp) İçme suyu örneği 31 Mayıs 2007’de şebeke suyundan alınmıştır. Yer altı suyu gölsel kumtaşı, kiltaşı, çamurtaşı ve killi kireçtaşından oluşan kaya biriminden beslenmektedir. İçme suyu kuyudan sağlanmaktadır. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 26’da verilmiştir. Çizelge 26- Karain köyü içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

İçme suyu, kalsiyumlu magnezyumlu bikarbonatlı sudur.

224

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Sarıhıdır köyü (Ürgüp) İçme suyu örneği 31 Mayıs 2007’de şebeke suyundan alınmıştır. Yer altı suyu gölsel kumtaşı, kiltaşı, çamurtaşı ve killi kireçtaşından oluşan kaya biriminden beslenmektedir. İçme suyu kuyudan sağlanmaktadır. İçme suyu analiz sonuçları Çizelge 27’de verilmiştir. Çizelge 27- Sarıhıdır içme suyu analiz değerleri (Atabey, 2012).

İyot (mg/l) 4,5

Selenyum (mg/l) 15

Köyün içme suyu, magnezyumlu sodyumlu sülfatlı sudur. Suda, sülfat, klor, sodyum, nitrat ve elektrik iletkenliği fazladır. İçme suyu bakımından kaliteli değildir. İçme sularının halk sağlığı yönünden değerlendirilmesi İçme sularının değerlendirilmeleri 2006, 2007, 2008 ve 2009 yılı verilerine göre yapılmıştır. Analiz değerlerine göre, Nevşehir merkez, Avanos, Çökek köyü (Ürgüp), Derinkuyu, Gülşehir, Gümüşkent (Gülşehir), Hacıbektaş, Karahasanlı beldesi (Kozaklı), Karain köyü (Ürgüp), Killik köyü (Hacıbektaş), Kozaklı, Özkonak beldesi (Ürgüp), Tuzköy beldesi (Gülşehir), Ürgüp içme suları kalsiyum magnezyum bikarbonatlı sulardır. Karaburna beldesi (Hacıbektaş) içme suyu sodyum magnezyumlu klorlu su, Sarıhıdır köyü (güneydeki kaynak) magnezyum sülfatlı su, Çökek köyü içmece suyu sodyum klorlu su niteliğindedir. 225

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Nevşehir merkez, Gümüşkent, Hacıbektaş, Karaburna, Karahasanlı, killik köyü, Kozaklı, sarıhıdır köyü, Tuzköy, Ürgüp içme sularının elektrik iletkenlikleri yüksektir. Killik köyü içme suyunda 2,1 mg/l limitin üstünde flor bulunmaktadır. Ulaşlı köyü içmece suyunun elektrik iletkenliği 13760 olup, asidik sudur. Kesinlikle içilmemesi gerekmektedir. Scholler diyagramına göre yöredeki sular kalsiyum bikarbonatlı, sodyum klorlu sular olup, köken bakımından kireçtaşı akiferi ile ilişkili sulardır (Şekil 180).

Şekil 180- Nevşehir ili içme suyu özellikleri (Atabey, 2012).

Nevşehir bölgesinde öncelikli olarak halkın insani tüketim amaçlı kullandığı sular değerlendirilmiş olup, bu bölgede kullanılması riskli olan su kaynaklarında bulunan kimyasal parametrelerin doğruluğundan daha emin olmak, indirgenme, yükseltgenme ve çökelme gibi olayları önlemek, seyrelme faktörlerini belirlemek ve bazı kimyasal dönüşümlerini önlemek ve kirlilik parametrelerini daha doğru elde etmek için iki dönem ölçüm yapılmıştır. Sonuçta suların fiziksel ve kimyasal özelliklerinden anlaşılabileceği üzere Ürgüp Sarıhıdır köyünün su kaynaklarından Sarıca deresinden gelen su, kahvede kullanılan su, Devebağırtan dereden gelen su, köyün içinde bulunan Yukarı mahalle su kaynaklarında su kimyası çalışmaları yapılmış olup, buradaki suların elektrik iletkenlik değerleri (2200-766 µmho/cm) arasında değişmektedir. Bu da bize suların kondaktivite değerleri yönünden insani kullanıma uygun olmadığını göstermektedir. 226

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Bu kaynaklardan Sarıca Deresinden gelen su en yüksek elektrik iletkenlik değerine sahiptir ve kullanılması en sakıncalı sudur. Bölgedeki suların klor değerleri (18-60 mg/l) arasında değişmekte olup, bu sular sığ bir sirkülasyon sonucu değil, belirli bir dolaşım sonucu oluşmuş sulardır. Aralarındaki klor değerlerinin farklılıkları ise dolaşım ve seyrelmeden kaynaklanmaktadır. Klor değerleri yönünden de tüketim amaçlı kullanılmaları tercih edilmeyen sulardır. Sarıhıdır köyü bölgesinde bulunan suların pH değerleri (8,18- 7,66) mertebesinde olup, Devebağırtan dan gelen su hariç diğer suların hepsi bazik sulardır. Devebağırtan suyu ise nötr özelliktedir. Sarıhıdır köyündeki su kaynakları içerdikleri anyon ve katyon parametreleri bakımından da yüksek değerlere sahip olup, bunların içinde Sarıca dereden gelen su en yüksek değerlere sahip olup, kullanılması tercih edilmeyen sudur. Ayrıca B (bor) değerleri yönünden de Sarıca dere kaynağı sulamada doğrudan kullanılması sakıncalıdır ( B, 1,8 mg/l). Sarıhıdır köyündeki su kaynaklarından yapılan su kimyası çalışmaları sonucunda insani tüketim amaçlı kullanılan sularda As (arsenik) değerleri de çok yüksek olup (116, 100 µg/l ) kesinlikle kullanılmamalıdır. Ayrıca Ürgüp Bölgesinde Ürgüp merkeze çok yakın olan ve zaman zaman halk tarafından kullanılan ve şifalı olduğuna inanılan Ulaşlı köyü İçmece Çeşmenin elektrik iletkenlik değerleri 16500 µmho/cm olup kesinlikle içmece olarak kullanılmamalıdır. Ayrıca bu suyun klor, sülfat, sodyum, amonyum ve arsenik değerleri de insani tüketim amaçlı kullanmasınırlarının üzerinde olup, kesinlikle kullanılmamalıdır. Hacıbektaş ilçesinde bulunan tüketim amaçlı su kaynaklarının kondaktivite değerleri (576-522 µmho/cm) arasında değişmekte olup pH değerleri (8,46-7,40) arasındadır ve bu sular bazik sulardır. Klor değerleri ise (50-19,6 mg/l) arasında değişmektedir. Hacıbektaş ilçesindeki su kaynakları gerek fizikokimyasal gerekse kimyasal (organik parametreler anyon ve katyon parametreleri) yönünden insan tüketim amaçlı parametreleri içermektedir. Arsenik yönünden kullanılmaları sakıncalıdır (As 19,76 µg/l). Dolayısıyla Hacıbektaş suyunun arsenik değerleri sık sık kontrol edilmeli ve bölgede arsenik içermeyen başka bir suyla seyreltilip arsenik değeri limitin (As 10.00 µg/l) altına düşürülüp kullanılmalıdır. Hacıbektaş bölgesinde bulunan Killik Köyünün su kaynaklarının elektrik iletkenlik değerleri (1511-1083 µmho/cm) arasında değişmekte olup, içme amaçlı tercih edilmeyen sulardır. Bu bölgede bulunan sular nötr sular olup klor değerleri (9750 mg/l) arasında değişmektedir. Bu sular sığ bir sirkülasyon sonucu değil belirli bir dolaşım sonucu oluşmuş sulardır. Killik köyünde bulunan su kaynakları anyon katyon ve inorganik parametreler bakımından kullanılmalarında sakıncalı parametreler içermezken arsenik değerleri yönünden çok yüksek değerlere (182-137 µg/l) sahiptir. Bu nedenle insani tüketim amaçlı kesinlikle kullanılmamalıdır. Hacıbektaş bölgesinde bulunan Karaburna Kasabası sularının elektrik iletkenlik değerleri 1787-421 µmho/cm arasında değişmekte olup, 1000 µmho/cm elektrik iletkenlik değerinin üzerinde olan kaynaklar içme amaçlı tercih edilmeyip, klor değerleri 354-10 mg/l arasındadır. Suların bazıları bazik bazıları ise nötr karakterdedirler.

227

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Kızılırmak Nehri suyunun özellikleri Kızılırmak Nehrinin bir bölümü Nevşehir ili içinde kalmaktadır (Şekil 181). Nehrin bu bölümünün suyu tarımda kullanılmaktadır. Avanos köprüsü, Avanos’un 5 km batısı ile Gülşehir köprüsü altı nehir suyundan 2005 yılı Temmuz, Ekim ve Aralık aylarında Genç ve diğerleri (2006) tarafından örnekleme yapılmış ve analiz sonuçları Çizelge 28, 29 ve 30’da verilmiştir.

Şekil 181- Kızılırmak Nehrinin Avanos bölümü.

228

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Çizelge 28-Kızılırmak Nehri su analizi (Avanos doğusu Avanos-Kalaba köprüsü) (Genç ve diğerleri, 2006).

Bu noktada nehir suyunda sülfat, klor ve bor’un belirgin oranda fazla olduğu görülmektedir.

229

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Çizelge 29- Kızılırmak Nehri su analizi (Avanos 5 km batısı ) (Genç ve diğerleri, 2006).

Bu noktada nehir suyunda sülfat, klor ve bor’un belirgin oranda fazla olduğu görülmektedir.

230

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Çizelge 30- Kızılırmak Nehri su analizi (Gülşehir köprüsü ) (Genç ve diğerleri, 2006).

Bu noktada nehir suyunda sülfat, klor ve bor’un belirgin oranda fazla olduğu görülmektedir. 9 Temmuz 2008 tarihinde Gülşehir Araplı mevkii nehir suyunun; elektriksel iletkenliği 1681, tuzluluk oranı 0,770, pH’ı 8,32 olarak, Avanos köprüsü 100 m aşağısında ise nehir suyunun elektrik iletkenliği 724, tuzluluk oranı 0,364, ph’ı 8,2 olarak ölçülmüştür. Gülşehir köprüsü altında nehir suyunda alınan örnekte 13 µg/l arsenik saptanmıştır. Daha fazla bilgi için ‘’Eşref Atabey. 2012. Türkiye’de İçme Suyu Kalitesi ve Halk Sağlığı’’ Sağlık Bakanlığı …kitabına başvurulabilir.

231

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

232

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

4. BÖLÜM

NEVŞEHİR İLİNİN İÇME SUYUNDA ARSENİK VE SAĞLIĞA ETKİSİ

233

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

234

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı İÇME SUYUNDA ARSENİK Nevşehir ili içme sularında arsenik başlıca bir sağlık sorunudur. Bu bölümde Nevşehir ili içme sularında arsenik konusuna değinilecektir. Ancak önce arseniğin tanımı, özellikleri, bulunuşu ve sağlığa etkileri konusunda genel bilgiler vermek gerekecektir. Arsenik tanımı ve özellikleri Arsenik; renksiz, kokusuz ve doğada yaygın olarak bulunur. Nadiren saf element niteliğinde, kimyasal olarak; kararsız kalsiyum, sodyum ve potasyum arsenatları ile sülfit ve oksitleri şeklindedir. Yüksek toksisite gösteren bir özelliğe sahiptir. Anthony ve diğerleri (2000) tarafından arsenik mineral grupları, elementel arsenik, arsenik (+3) oksitleri, arsenik (+5) oksitleri, arsenik sülfitleri, arsenik sülfotuzları ve arsenitler olarak gruplandırılmıştır. Arseniğin yaygın olan üç inorganik formundan realgar kırmızı arsenik (Şekil 182A), orpiment sarı (Şekil 182B) arseniktir. Halk arasında realgar (AsS) kırmızı zırnık, orpiment (As2S3) ise sarı zırnık olarak anılmaktadır. Bunlar toksik, kararsız ve karmaşık sülfitlerdir. Beyaz arsenik (As2O3) endüstride arsenik içeren madenlerin yanması ve dumanının temizlenmesi sırasında ortaya çıkmaktadır. Arsenik; topraklarda: 0,1-0,5 mg/kg, bitkilerde: 0,1-1,0 mg/kg olarak bulunur. Maden cevherli alanlarda en yaygın arsenik mineralleri, yukarıda belirtilen realgar ve orpiment dışında, arsenikli pirit (Fe(S,As)2), arsenopirit (FeAsS) (Şekil 183A, kobaltit (CoAsS), nikolit (NiAs) ve skorodittir (FeAsO4.2H2O). En önemli arsenik kaynağı ise arsenikli pirittir (Fe(S,As)2) (Nordstrom, 1999). Realgar; kurşun, gümüş ve altın içeren damarlarda orpiment ve diğer arsenik mineralleriyle birlikte bulunur. Orpiment; düşük sıcaklıklardaki hidrotermal damarlarda ve sıcak su kaynaklarında oluşur. Arsenopirit ise altın, gümüş, kalay, tungsten yataklarında, sfalerit, galenit, pirit, kalkopirt ve kuvars ile birlikte bulunabilir. Arsen (As) elementel arsenik olup, doğal halde bulunur (Şekil 183B). Organik arsenik; arsenobetain, arsenokolin ve trimetil arsenik tetrametilarsonyum katyondur. Arsenobetain denizel yosunlarda >10,000mg/kg, arsenoşoline ise yine denizel yosunlarda 6,000 mg/kg olarak bulunabilir.

235

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

Şekil 182- A- Realgar (S. Özkümüş’den), B- Orpiment (Atabey, 2008b; 2009b).

A

B

Şekil 183- A-Arsenopirit, B-Arsen (Şahin ve diğerleri, 2009).

SUDA ARSENİĞİN KAYNAĞI Arsenik doğal sularda: 0,2-1,0 µg/l olarak bulunur. Yer altı suyunda zehirleyici (toksik) eser elementlere göre arsenik, hem yükseltgen, hem de indirgen koşullarda ve doğal sularda pH değerlerinde (pH 6,5-8,5) tipik olarak bulunan görece hareketli bir elementtir. Arsenik pek çok yükseltgen halde (-3, -1, 0. +3 ve +5) bulunabildiği halde, doğada inorganik olarak en çok üç değerlikli arsenit (As (III)) ya da beş değerlikli arsenat (As (V) oksianyonları şeklinde bulunmaktadır (Smedley ve Kinniburgh, 2005).

236

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Arseniğin antropojenik kaynakları Arsenik konsantrasyonu etkin olarak insan kaynaklı kirlenmeden de kaynaklanabilmektedir; 1- Arseniğin yer altı sularında zenginleşmesinden; 2-Uzun yıllar yoğun gübrelemeden, 3-Arsenikli tohumlardan, 4-Böcek ve ot öldürücü ilaçlardan, 5-Jeotermal işletme ve kaplıcaların atık suyundan, 6-Madencilik faaliyetleri yapılan alanlarda, asit maden drenajı yoluyla, 7-Çöp depolama alanlarından, 8-Fabrika atıklarından, 9-Kimyasallardan, 10-Kömürün yakıt olarak kullanılmasından olabilir. Jeotermal (sıcaksu) kaynaklar Jeotermal enerji çoğunlukla “temiz” bir ürün şekli olarak bilinmektedir. Bununla beraber, birçok jeotermal alan volkanik faaliyetle ilişkili olan sıcaksu kaynaklarına sahiptir. Bunların çoğu etkin biçimde bor, antimon, cıva ve talyum ürünler çökeltirken, bazı jeotermal sular da çok yüksek konsantrasyonlarda arsenik içerir. Bu bağlamda Yeni Zelanda’da olduğu gibi jeotermal enerji üretmek için kullanılan sıcak sular, drenaj olarak kullanılan alıcı nehirlere ciddi çevre sorunları oluşturan çok yüksek arsenik konsantrasyonları deşarj etmektedir (Fuge, 2005). Gübreleme Fosfat gübrelerinin uzun süreli kullanımı ile toprağa önemli miktarda arsenik ilave edilmektedir. Tarım alanınlarında kullanılan gübrelerdeki arsenik konsantrasyon değerleri, fosfat gübresinde 1-1200, nitrat gübresinde 2-120 mg/kg’dır (Alloway, 1995, Atabey, 2005a; 2010c). Arsenikçe zengin yer altı sularını barındıran jeolojik ortamlar (hazne kayalar) Arsenikçe zengin yer altı suları başlıca 4 jeolojik ortamda bulunabilir; 1- Sülfür minerallerinin bozunması ve maden alanlarındaki sülfürce zengin mineraller rol oynar,

237

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı 2-Jeotermal alanlardan kaynaklanan arsenik, 3-Alüvyon düzlükleri ve deltalardaki genç akiferlerden (birkaç bin yıllık) gelen anerobik yer altı suları, 4-Başlıca kurak ve yarı kurak bölgelerdeki iç havzalar olmak üzere genç akiferlerden yüksek pH’lı havadar yer altı suyu ortamlarıdır. ARSENİĞİN SAĞLIĞA ETKİLERİ TS 266 Haziran 1984’e göre sularda arsenik sınırı 50 µg/l’dir.10 Ekim 1997 Resmi Gazetede bu değer 10 µg/l olarak belirlenmiştir. Toksisite (zehirlenme) açısından inorganik arsenik, organik arseniğe göre, arsenik (+3) formu ise arsenik (+5) formuna göre daha toksiktir. Organik arsenik bileşikleri genelde vücutta daha az değişikliğe uğrarlar ve daha hızlı atılırlar (Klaassen, 2001). Ayrıca içme sularındaki inorganik arsenik bileşiklerinin besinler içerisinde bulunan organik arsenik bileşiklerine göre çok daha zehirli olduğu kabul edilmektedir (Arsenic,1981). Arsenikce zengin ortamlarda solunum yoluyla arsenik alımı yanında, arsenik derişimi yüksek içme sularının uzun süreli tüketimi halinde insan sağılığını olumsuz yönde etkilemesi günümüzde küresel boyutta önem taşımaktadır. Ağız yoluyla alınan 60,000 mg/l’den yüksek dozlar ölüme neden olmaktadır. Ölüme neden olmayan dozlarda kırmızı ve beyaz kan hücrelerinde azalma, kalp ritminde anormallik, kan damarlarında bozukluk, el ve ayak fonksiyonlarında zayıflık ve ensefalopati görülmektedir (Klaassen, 2001). Ani başlayan kusma, karın ağrısı, kanlı ishal, fazla miktarda beden sıvı kaybına bağlı, kan basıncı düşmesi olmakta ve şok ile kişi kaybedilebilmektedir. Bu tür zehirlenmelerden kurtulanlarda sonradan kansızlık, karaciğer büyümesi, sinir iltihabı, idrar miktarında azalma ve derinin dövülmüş bakır gibi bir görünüm alması sekel olarak kalabilmektedir (NRC, 2001). Çoğu kez uzun yıllar arsenik içeren suların içilmesi, altın, çinko, kalay, gümüş gibi minerallerin arıtılması sırasında, iç ortamda ve çevreden arsenik solunması kronik arsenik zehirlenmesine yol açabilir. İnsanda arseniğin kronik toksik etkilerine ait veriler başlıca kanser dışındaki toksik etkiler (hematolojik sistem, üreme ve gelişimsel sistem, damarsal sistem, deri lezyonları, diabetes mellitus ve solunum sistemi) ve kanserojenik etkiler (akciğer, mesane, deri, böbrek ve karaciğer) olarak ortaya çıkmaktadır (NRC, 2001). Bunlar; Deri hastalıkları: Uzun süre 50 mg/l’den fazla arsenikli su içen insanlarda; deri kanserleri türü, egzema, folliküler dermatit, ülserler ve saç dökülmesi, keratozis, hiper/hipopigmentasyon olabilmektedir (Şekil 184, 185). İnorganik arseniğe ağız yolu ile kronik maruziyet sonucu ortaya çıkabilecek karsinojenik olmayan etkiler (başlıca hiperpigmentasyon, keratozis ve bazı damarsal sorunlar için) için Referans doz (RfD) 0,0003 mg/kg/gün olarak hesaplanmıştır (USEPA,1993). Yani, yaşam 238

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı boyu vücut ağırlığı başına 0,3 µg inorganik arseniğin ağız yolu ile alınmasının deride hiperpigmentasyon, keratozis ve damarsal sorunlar açısından önemli bir risk taşımayacağı kabul edilmektedir. Solunum sistemi hastalıkları: Mesleksel ve çevresel etkileşim ile üst solunum sisteminde, burun bölmesinde delinme, alt-üst solunum yolu enfeksiyonu, akciğerde fibrosis denilen sertleşme, akciğer ödemi ve akciğer kanseri. Kalp ve damar sistemi hastalıkları: Hipertansiyon, aritmiler, EKG değişiklikleri, Blackfoot denilen ayak damarların hasarı ile ayakların siyah renk alması. Sindirim sistemi hastalıkları: Su ve gıdalarla vücuda giren arsenik, karaciğer kanseri, karaciğerde hemanjiyosarkom, karaciğer büyümesi, siroz, karaciğer fonksiyonlarında bozulma yapmaktadır. Santral sinir sistemi hastalıkları: Sinir iltihapları, felçler, işitme kaybı, ensefalopati, Hematolojik sistem hastalıkları, Üreme ve gelişimsel sistem hastalıkları: Düşükler, erken doğum, ölü doğum. Endokrin sistemi hastalıkları: Diabetes Mellitus (Tip 2 diyabet)

A

B

Şekil 184- A-Ayak tabanlarında gelişen keratozis, B-Tırnaklarda gelişen keratozis (Atabey, 2009b).

239

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

Şekil 185- A-Vücutta gelişen keratozis (A- Courtesy of Richard Wilson, Harvard University and Dhaka Community Hospital; Hopenhayn, 2006. B - Finkelman ve diğerleri, 2001).

NEVŞEHİR İLİNİN İÇME SUYUNDA ARSENİĞİN KAYNAKLARI Nevşehir yöresinde içme sularındaki arseniğin kaynağını açıklayabilmek için genel jeoloji özelliklerine tekrar bir göz atmamız gerekmektedir. Nevşehir ili kapsamında, I. Kısım, 3. Bölümde de açıklandığı gibi; genel olarak volkanik ve volkanosedimanter kaya birimleri yüzeylemektedir. Kızılırmak Nehri kuzeyinde, Paleozoyik yaşlı şist ve mermerlerden oluşan metamorfik birim, Kretase yaşlı granitoidik kayaçlar, Eosen devreye ilişkin kireçtaşı, marn, şeyl, kumtaşı ve çakıltaşı, çamurtaşından oluşan denizel kökenli birim, Oligosen devresine ait çakıltaşı, kumtaşı ve kırmızı çamurtaşından oluşan karasal kökenli birim ile Miyosen devresine ait çamurtaşı, kiltaşı, killi kireçtaşı ve şeylden oluşan gölsel birimler yer almaktadır (Atabey, 1989a, 1989b; Atabey 2009b). Kızılırmak güneyi ve Nevşehir çevresinde daha çok volkanik kaya birimleri egemendir. 24-5 milyon yıl yaşında olan Miyosen devresine ait çamurtaşı, kumtaşı, kiltaşı, killi kireçtaşı, tüfit ve şeyl ardalanmalı istif göl ortamında depolanmıştır. Volkanik kaya birimleri Kuvaterner yaşlı (1,7 milyon yıl ve günümüz) tüf, aglomera, volkanik kül, ignimbrite, bazalt kayalarından oluşmaktadır. kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu ve 250-300 km uzunluğa sahip olan Kapadokya volkanik alanı Türkiye’nin önemli Neojen-Kuvaterner volkanik kuşaklarından birisidir. Yöredeki jeotermal kaynaklardan tatlı yer altı sularına arsenik bulaşabilmektedir. Şekil de Nevşehir ili tatlı havzaları (I no ile gösterilen) dışında kalan havzalar (II no ile gösterilen) aynı zamanda arsenik kirliliğinin yoğun olduğu alanlardır (Şekil 186). Arsenik bulunduran kaya türleri Nevşehir yöresindeki volkanik kayalar ve özellikle siyah şeyller bünyelerinde inorganik arsenik barındırmaktadırlar. Bu kayaçlardaki inorganik arsenik kimyasal olarak yer altı sularında zenginleşmektedir. Nevşehir yöresindeki içme ve kullanma 240

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı suları genellikle kuyulardan temin edilmekte olup, Atabey (2009b), Atabey ve Ünal (2008) ve Atabey ve Şahan (2009) tarafından ve Nevşehir Valiliği ve değişik yerel yönetimlerin yaptırmış oldukları arsenik analizlerinde bu içme sularında arsenik derişiminin Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) tesbit etmiş olduğu sınır değer olan 10 µg/l üzerinde olduğu ortaya çıkmıştır. Bu içme sularındaki arsenik değerleri 30 ile 120 µg/l arasında değişmekte olup, bir lokasyonda 410 µg/l, başka bir lokasyonda ise 500 µg/l üzerinde değerler elde edilmiştir. Arseniğin kaynağı insan kökenli (antropojenik) kirlenmeden olmayıp, jeolojik formasyonlardan kaynaklanan doğal bir kirlenme olup, buna bağlı olarak yörede yüzeyleyen kayalarda yapılan analizlerde de arsenik saptanmıştır (Atabey ve Ünal, 2008). Arseniğin bir bölümü bu jeotermal getirimlerden, bir kısmı kömürlü şeyl ve demirli, manganlı, piritli sedimanter ve volkanik kayaçlardan kaynaklanmaktadır (Şekil 187, 188, 189) (Atabey, 2008a, 2008b, Atabey, 2009b).

Şekil 186- I-Tatlı su havzaları, II-Başta arsenik, florür, bor, sülfat, klor’ca konsantra yer altı su havzaları.

241

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 187- Bünyesinde arsenik bulunan kırmızı çamurtaşları (Atabey, 2009b).

A

B

Şekil 158- Bünyesinde arsenik bulunan, tabakalı kumtaşı, kiltaşı ve tüfitten oluşan kaya birimleri. Koyu renkli tabakalar piritli, demirli olup, arseniğin kaynağını oluşturur (A-Avanos 2 km batısı, B-Sarıhıdır köyü güneyi kayseri yolu kıyısı) (Atabey, 2009b).

A

B

Şekil 189- Bünyesinde arsenik bulunan, tabakalı kumtaşı, kiltaşı ve tüfitten oluşan kaya birimleri. Kahverengi, koyu renkli seviye piritli olup, arseniğin kaynağını oluşturur (Ürgüp kuzeyi-kayseri yolu kıyısı) (Atabey, 2009b).

242

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Sarıhıdır köyü güneyinde yer alan ve köye içme suyu sağlayan yer altı suyunda yüksek oranda limitin çok üzerinde 120 µg/l arsenik saptanmıştır (Şekil 190). Şekil ’de görüldüğü üzere kaynağın depolandığı ve yüzeylendiği kaya birimi kumtaşı, kireçtaşı, kiltaşı, siyah şeyl ve kalkarenitten oluşan göl istifidir. Sarıhıdır güneyi sarı Dere mevkiinden içme suyu sağlayan kaynağın koordinatları: X:88850, Y: 69200 olup, suyun yüzeylendiği çökel istifi şöyledir. Tabanda, 4-6 m kalınlığında yapraklanmalı, çok ince tabakalı, piritli, siyah şeyl tabaksı vardır. Şeyl tabakası içinde aratabakalı olarak 10 cm kalınlığında düzeyler siyah, kahve renkli, kumtaşı-silttaşı düzeyleri mevcuttur. Sonra gri, beyazımsı şeyl tabakası ile beyaz, midye kabuğu kırılmalı 20 cm marn seviyesi yer alır. Sonra ise 20 cm hareli tüf tabakası bulunur. Bu seviye 5 m gevşek tuttturulmuş çakıltaşı, kumtaşı, silt, toprak karışımı düzey vardır. En üstte ise tarım toprağı gelir. Su kaynağı kiltaşı ile siyah şeyl düzeyi arasından çıkmakta olup, arsenik içermektedir (Şekil 190, 191) (Atabey ve Ünal, 2008). Alttan üste doğru farklı litolojilerden alınan örneklerde yapılan jeokimyasal analiz sonucunda kiltaşı, kumtaşı, kireçtaşında arsenik saptanmamış, ancak kaynağın temasta olduğu siyah şeyl kayasında yüksek oranda arsenik (%75) saptanmıştır. Analiz sonucunda ayrıca siyah kalkarenit, şeyl tabakalarında bakır (%28), krom (%25), çinko (%34), vanadyum (%55) tesbit edilmiştir (Atabey ve Ünal, 2008).

Şekil 190- A, B- Bünyesinde arsenik barındıran kayaçlar (Sarıhıdır köyü güneyi Sarı Dere mevkii) (Atabey, 2009b).

A

B

Şekil 191- A-Sarıhıdır köyü güneyindeki ve köye içme suyu sağlayan kaynak, B-Kaynağın ana kayası olan kumtaşı, marn ve şeyl biriminden siyah şeyl arsenik içermektedir (Sarıhıdır köyü güneyi Sarı Dere mevkii) (Atabey, 2008b, Atabey, 2009b). 243

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Killik köyü X: 08000, Y:44650 koordinatlarından alınan toprak örneğinde; % 20 krom, %21 bakır, %21 nikel, %36 çinko, %44 vanadyum (Şekil ), Avanos çanakçömlek hammaddesini oluşturan Y: 56200, X:90100 koordinatlı noktadan, kırmızı çamurtaşından alınan örnekte ise %25 krom, %16 bakır, %24 nikel, %47 çinko, %62 vanadyum ile %37 arsenik saptanmıştır (Şekil 192) (Atabey ve Ünal, 2008)

A

B

Şekil 192- A-Killik köyü içmesuyunda arsenik kaynağını oluşturan kırmızı renkli kumtaşı, çamurtaşı birimi, B-Çanak-çömlek hammaddesini oluşturan arsenik içeren kırmızı çamurtaşı (Atabey, 2008; Atabey ve Ünal, 2008).

Sedimanter kayaların bünyesinde bulunan inorganik arsenik mineralleri piritli, kömürlü tabakalar inorganik arseniğin başlıca kaynağını oluşturur (Şekil 193). Bu tip kayalar içinde açılabilecek içme suyu kuyularında tedbir alınmaz ise içme suyu arsenikçe zenginleşebilecektir (Şekil 194). Ya da kapalı bir alüvyonda açılan su kuyularında indirgenme ve yükseltgenme olaylarına bağlı arsenik zenginleşmesi olabilecektir (Şekil 195). Kızılırmak Nehri havzası ve çevresinde açılan içme suyu kuyuları genellikle bu tür risk altındadır. Arsenik anlizi için su örneği alınırken 0,5-1 l’lik polietilen şişelere konularak ph’ı 2-3 mertebesine indirilmelidir. Bunun için kaynak başında mutlaka suya bir pipet yardımıyla 3-4 damla nitrik asit konmalıdır (şekil 195).

244

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 193- Piritli zondan geçen bir içme suyu kuyusu.

A

B

Şekil 194- Arsenik konsantrasyonu bulunan içme suyu kuyuları; A-Kırmızı kumtaşı, çamurtaşı kayası içinde açılan bir su kuyusu, B-Alüvyonda açılmış bir su kuyusu.



245

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 195- Arsenik analizi için su örneği alımı.

Nevşehir yerleşim yerlerinin içme sularındaki arsenik düzeyleri Nevşehir ili, ilçe ve köyleri içme sularında alınan su örneklerinde saptanan arsenik değerleri Çizelge 26’da verilmiştir (değerlerin bir kısmı Nevşehir Valiliğinden 2 Aralık 2008’de alınmıştır).

246

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Çizelge 26- Nevşehir ili, ilçe ve köyleri içmesularında saptanan arsenik değerleri. Değerlerin bir kısmı 2 Aralık 2008 tarihinde Nevşehir Valiliğinden alınmıştır (Atabey, 2009b). İçme sularında arsenik konsantrasyonu (µg/l) (limit 10 µg/l)

ilçe ve köyler

Nar Sulusaray Çat Balcın köyü Alacaşar köyü Basansarnıç Boğaz köyü Çiftlik köyü Merkez Aksular Mustafapaşa Ulaşlı köyü Çökek köyü Sofular köyü Karakaya köyü Sarıhıdır köyü Karain köyü Karacaören köyü Kanlıca Karahasanlı Küllüce köyü Boğaziçi köyü Gerce

15, 16, 17, 22, 29, 44 14 29, 65 22.7 16.6 32 125,5 26,2 80,1 16, 37, 44, 45, 49 27 15 51 84, 111 52 34 87, 116, 128 23, 20 38 26 >500 32,6 18,4 18,7

Akpınar köyü

20,8

Büyükyağlı köyü Kaşkışla köyü

14,2 14.2

Hacıfakılı köyü

28,2

Doyduk köyü Cağşak köyü Aylı köyü Çayiçi köyü Yassıca köyü Belekli köyü

12,8 38 22,5 56,2 44 12,6

Merkez

Nevşehir Merkez

Ürgüp

Kozaklı

ilçe ve köyler

µg/l)

Gülşehir

Avanos

Derinkuyu

247

İçme sularında arsenik konsantrasyonu (µg/l) (limit 10

Merkez

36, 22, 55, 105

Tuzköy Gümüşkent Karacaşar Abuuşağı Gülpınar Kızılkaya Bölükören Yakatarla Emmiler Oğulkaya Şahinler Hacılar Eğrikuyu köyü Gökçetoprak Hamzalı Yeşilli köyü Karahüyük köyü Dadağı köyü Merkez Kalaba Göynük Özkonak Mahmatlar

75, 154 13,6 22 29 146,8 33,3 45 30 133 35 13 22 33,93 13 53 11,6 11,3 401,9 41, 45, 46, 56, 61 14 22, 24 24,7 16

Büyükayhan köyü

29

Bozca köyü Kuyukışla köyü Küçükayhan köyü Aktepe köyü Çavuşin köyü Suvermez Yazıhüyük

20 52

Kuyulutatlar

28

111 32 12 12 11

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

İçme sularında arsenik konsantrasyonu (µg/l) (limit 10 µg/l)

ilçe ve köyler

Acıgöl

Hacıbektaş

Tatların

19.68

İnallı

İçme sularında arsenik konsantrasyonu (µg/l) (limit 10

ilçe ve köyler

µg/l) Kayı köyü

32,4

36

Aşıklar köyü

35.8

Karacaören

35,5

Karahöyük köyü

32.8

Tepeköy

51.7

Akçataş köyü

24

Bağlıca Köyü

51

Anapınar köyü

18.4

Çullar

48

Yenice köyü

12

İlicek köyü

38

Başköy

42

Çiğdem köyü

35

Dedebağ

24

Çivril köyü

41

Killik köyü

150, 182, 197, 212

Mikail köyü

72

Hasanlar köy

14.8

Kisecik köyü

38

Hacıbektaş

Büyükkışla köyü Aşağıbarak köyü

56 69, 84

Ürgüp ilçesi Sarıhıdır köyü, Sarıhıdır-1 nolu örnek (köye içme suyu temin edilen kaynak suyu) Arsenik değeri (27. 12. 2006): 116,10 µg/l Aynı kaynak (31.07.2007): 128,4 116,10 µg/l Ürgüp ilçesi Karain köyü, Karain-1 nolu örnek (içmesuyu) arsenik değeri (27. 12. 2006): 20,44 116,10 µg/l Ürgüp ilçesi Çökek köyü içmece suyu arsenik değeri (31. 07. 2007): 111,6 µg/l Avanos ilçesi Göynük Beldesi içmesuyu arsenik değeri: (tek kaynak 10. 10. 2007): 24,56 µg/l Avanos ilçesi Özkonak Beldesi içmesuyu arsenik değeri: (tek kaynak 10. 10. 2007): 24,77 µg/l Avonos ilçesine içmesuyu sağlayan kuyu suları arsenik değerleri:

Avanos-1 (10. 10. 2007): 45 µg/l



Avanos-2 (10. 10. 2007): 46 µg/l



Avanos-3 (10. 10. 2007): 41 µg/l

248

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Avanos-şebeke suyu (10. 10. 2007): 36 µg/l Hacıbektaş ilçesi Killik köyü içmesuyu arsenik değerleri:

Killik-1 (27. 12. 2006): 182,5 µg/l

Aynı kaynak (31. 07. 2007): 197,7 µg/l Killik-2 (27. 12. 2006): 150,6 µg/l Aynı kaynak (31. 07. 2007): 137,70 µg/l Hacıbektaş ilçesi Aşağıbarak köyü içmesuyu arsenik değeri: Aşağıbarak köyü (31. 07. 2007): 69,6 µg/l Hacıbektaş ilçesi çilehane çeşme suyu arsenik değeri (27. 12. 2006): 19,76 µg/l Hacıbektaş ilçesi Dedebağ çeşmesi arsenik değeri: 24,40 µg/l Kızılırmak suyu (Gülşehir mevkiinden alındı) arsenik değeri: (10. 10. 2007 tarih): 12,5 µg/l Gülşehir ilçesi şebeke suyu arsenik değeri: (10. 10. 2007): 22 12,5 µg/l Gülşehir ilçesi, Tuzköy Beldesi şebeke suyu (10. 10. 2007): 55 12,5 µg/l İnallı Beldesi yer altı suyunda, arsenik miktarlarının 17.02.2009 tarihli yönetmelikte izin verilen değerler içerisinde kaldığı görülmüş (maksimum, 4-6 μg/l), Suvermez’de maksimum 8 μg/l, buna karşılık fiziksel ve kimyasal alterasyona uğramış eski alüvyon içerisinden alınan yer altı suyunda ise arsenik oranlarının, ilgili yönetmelikte izin verilen değerleri aştığı tespit edilmiştir. Bu değerler; Suvermez Beldesinde minumum 12 μg/l, İnallı Beldesinde ise minumum 36 μg/l saptanmıştır. Bir birine çok yakın lokasyonlardan (~1 km kadar) elde edilen yeraltı suyunda, arsenik miktarlarının değiştiği gözlemlenmiştir (Üzeltürk, 2009). Nevşehir ili arsenikli su içilmesinden kaynaklanan sağlık sorunları Nevşehir ilinde bir çok merkezin içme suyu yüksek oranda arsenik içermektedir. Bu suları uzun süre içen insanlarda bazı vakaları tesbit edilmiştir. Bunlar genellikle deride pigmentasyon değişimleri, keratozis şeklindedir (Şekil 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203).

249

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

Şekil 196- A, B-Ellerde ve ayak tabanlarında görülen kerotozis benzeri vakalar.

A

B

Şekil 197- A-Ayak tabanlarında, B-Ellerde görülen kerotozis benzeri vakalar.

A

B

Şekil 198- A-Ayak tabanlarında, B- Vücutta görülen kerotozis benzeri vakalar.

250

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

Şekil 199- A-Ellerde, B-Vücutta görülen kerotozis benzeri vakalar.

A Şekil 200- A-Vücutta, B- Ellerde görülen kerotozis benzeri vakalar.

Şekil 201- Dilde görülen kerotozis benzeri vaka.

251

B

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

C

Şekil 202- A-Ayak tabanlarında, B- Elde, C-Yanakta görülen kerotozis benzeri vakalar.

Şekil 203- Ayak tabanlarında görülen kerotozis.

Nevşehir çarşısındaki bazı aktarlarda, baharatlarla birlikte satışa sunulan zırnık diğer adı ile arsenik bulunmaktadır. Bu halk arasında hamam tozu adı altında, hamamlarda tüy dökücü olarak kullanılmakta ve bu amaçla halk tarafından satın alınmaktadır (Şekil 204, 205). Bunun sağlık bakımından çok sakıncalı olduğu, dikkat edilmezse ölüme varan sonuçları olabileceği bilinmelidir.

252

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 204- Satışa sunulan hamam tozu (zırnık=arsenik) tozu (Atabey, 2010b).

Şekil 205- Zırnık (arsenik) hamam tozunun satışa sunulduğu aktarlar (Atabey, 2010b).

ARSENİKLE İLGİLİ ÖNERİLER Nevşehir’de kimyasal ve biyolojik bulaşmalarına yönelik epidemiyolojik çalışmalar yapılmalıdır. Bu alanda son yıllarda çalışmalar yapılmış olup, bazı sonuçları yayımlanmıştır (Kadıoğlu ve diğerleri, 2012). İçme sularındaki arsenik sorunu ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Problemin çözümünde disiplinlerarası işbirliği yapılmalı ve öneriler uygulamaya konulmalıdır. Nevşehir’in içme sularının çoğu yer altından

253

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı sağlanmakta olup, gün geçtikçe artan oranda kullanılmaktadır. İçme ve kullanma suyuna olan ihtiyaç artmaktadır. Yer altı sularının aşırı kullanılması, kuyular yoluyla suyun daha derinlerden temin edilmesine neden olmaktadır. Bazı bölgelerde kuyular kurumuş durumdadır. Kuyu sularından kapasitesinin üzerinde su çekilmesi ile birlikte yer altı suyunun kalitesi ve miktarı aşırı derecede düşmeye başlamıştır. Kalitesi düşen yer altı sularını kullanma alanları sınırlıdır. Yer altı suları havzaları korunmalı, özellikle havza için rezerv oluşturabilecek kireçtaşı gibi kayaların değişik amaçlarla kaldırılmamasına dikkat edilmelidir. İçme suyu şebeke sisteminde arsenik miktarı sürekli olarak izlenmelidir. Bir yerleşim yeri, alanı ya da yörenin yer altı suyundaki arsenikle ilgili aşağıdaki tedbirleri almadan önce, jeolojik ve hidrojeolojik etüt yapılmalıdır. Öncelikle arseniğin kaynağının antropojenik mi yoksa inorganik kökenli bir kaynak mı olduğu ortaya konulmalıdır. Bu nedenle kayaçlardan, içme ve kaynak sularından, topraktan ayrıntılı örnekleme yapılarak alınan örneklerin analizleri yapılıp, sorun net bir şekilde belirlenmeli ve çözüm bulunmalıdır. Tüm yöre düşünüldüğünde yaklaşık 1 milyon insanın arsenikli su içmekte olduğu ve risk altında olduğu tahmin edilmektedir (kesin bilgi için araştırılmalıdır). Gerek üniversitelerdeki araştırmacılar ve gerekse Sağlık Bakanlığının ilgili kurumları aracılığıyla jeolojik yapısında ve içme sularında arsenik bulunan bölgelerde epidemiyolojik çalışmalar çok disiplinli biçimde (Jeoloji mühendisleri, epidemiyologlar, dermatologlar, onkologlar, toksikologlar) yapılmalıdır. Bu sağlık riskinin ne derecede olduğunun bilinmesi, spekülasyon yaratılmaması gerektiği, ayrıntılı bilimsel araştırmaların yapılarak, sorunun ve çözüm yollarının bilimsel temele oturtularak ortaya konulması gerekmekte, bu yönde ilgililer ve halk bilgilendirilmelidir. Yüksek oranda arsenikli yer altı sularının iyileştirilmesi İçme ve kullanma sularına arsenik başlıca antropojenik ve doğal olmak üzere iki kaynaktan kirlenebilir. 1-Arsenik insan kaynaklı kirlenme; a-Gübrelemeden, arsenikli tohumdan, b-Böcek ve ot öldürücü ilaçlardan, c-Jeotermal işletme-kaplıcaların atık suyundan, d-Maden işletmeleri çevresinden, asit maden drenaj yoluyla, e-Çöp depolama alanlarından, f-Fabrika atıklarından, g-Kimyasallardan olabilir.

254

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Yukarıdaki unsurlardan kaynaklanan arsenik derişimi önlenebilir. Bunun için yukarıdaki insan kökenli nedenlerin ortadan kaldırılması yeterlidir. 2-İnorganik arsenik kaynağı ise jeolojik formasyonlar olup, bunlar doğal kaynaklardır. Arseniğin derişimi jeolojik yapıya göre değişmekte olup, zaman zaman azalabilir ya da çoğalabilir, ancak arsenik derişiminde genelde bir devamlılık vardır. Bunun için şu önlemler alınmalıdır. a-İçme ve kullanma suları için öngörülen üst sınırınüzerinde arsenik içeren sular, arsenik içermeyen temiz su kaynağıyla karıştırılarak, arsenik derişim miktarı düşürülmelidir. b-Temin edilen su bir kaç kaynaktan sağlanıyor is eve bunlardan hangisinde arseniğin olduğu tesbit edilerek, arsenikli su kaynağı iptal edilmelidir. c-Bu iki seçenek mümkün değil ise bu kaynaklar iptal edilerek, başka kaynaklardan tatlı su getirilmelidir. d-Yukarıdaki üç seçenek mümkün değil ise içme suyu arsenikten arıtılmalıdır. Arsenik içeren suların arıtılması teknolojileri İçme ve kullanma suyu olarak kullanılacak yüzeysel ve yer altı suları sınır değerinin üzerinde arsenik içeriyorsa gerekli jeolojik, hidrojeolojik etütler yapılıp, arıtmaya karar verildikten sonra, bu suların arıtılması gerekmektedir. Arseniğin hangi metotla ne oranda arıtılabileceği Çizelge 27‘de özetlenmiştir. Bu metotların bir kısmı zaten içme suyu arıtma tesislerinde uygulanmaktadır (Öztürk, 2008). İçme ve yer altı sularından arsenik giderimi için geliştirilmiş birçok teknoloji mevcuttur (Şekil 206). Arseniğin içme ve yer altı sularında giderimi fizikokimyasal ve aynı zamanda biyolojik teknikler vasıtasıyla gerçekleştirilmektedir. Bu tekniklerin bir kısmı suyun yüzeyde arıtılmasını, bir kısmı ise yer altı suyunun yerinde ıslahını kapsamaktadır (Yolcubel, 2009). Yer yüzeyinde yaygın olarak uygulanan arıtma teknolojileri; 1-Demir ve alüminyum bileşikleri ile adsorbsiyon-çökelme, aktif aluminyum, aktif karbon ve aktif boksit tarafından absorblanma, 2-Ters ozmos, 3-İyon değişimi şeklinde özetlenebilir (Viraraghavan ve diğerleri, 1999; Chakravarty ve diğerleri, 2002). Bu teknikler klasik arıtma tesisi ölçeğinde yaygın uygulandığı gibi daha küçük ölçeklerde de (ev tipi gibi) başarıyla uygulanmaktadır. Bu teknolojiler ile en fazla elde edilen arsenik uzaklaştırma oranları %90’nın üzerindedir (Çizelge 27). Arsenikli yer 255

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı altı sularının yer altında arıtılmasında kullanılan teknikler ise geçirimli reaktif duvarlar, elektrokinetik arıtma, fitoremediasyon ve mikrobiyal arıtmadır. Bu teknolojilerden geçirimli reaktif bariyer haricinde olanlar yeni ve gelişmekte olan teknolojilerdir (EPA, 2000).

Şekil 206- Arseniğin sudan uzaklaştırılmasında kullanılan arıtma teknolojileri uygulamaları (EPA, 2000). Çizelge 27- İçme veya kullanma suyu temin edilecek sularda arsenik arıtımı (Öztürk, 2008). Arıtma metodu

Verimlilik

Sorpsiyon arıtma süreçleri İyon değiştirme Aktifleştirilmiş alümina Demir esaslı absorbentler Membran arıtma süreçleri Ters osmoz Çöktürme filtrasyon süreçleri Koagulasyon destekli mikrofiltrasyon Geliştirilmiş koagulasyon/filtrasyon Alüm ile Demir 3 klorürle Geliştirilmiş kireçle sertlik giderme Oksidasyon-fitrasyon- yeşil kum

%95 %95 %98’e kadar >95 (%15-20 su kaybı) %90 %10 mg/l

Sınırlı gelişme ve doğurganlık Diş çürümesi Diş sağlığını artırır, diş çürümesini önler Diş florozu (hareli dişler) Diş florozisi, iskelet florozisi Sakat bırakan florozis

Florozisin tipik belirtileri; diş florozisi veya diş minesinin lekelenmesi ya da hareli yapı kazanması (Şekil 164), eklem hareketsizliği, bacakta çarpıklaşma (Şekil 165), belkemiği ile ilgili kamburlaşma gibi dış görüntüler içeren değişik oluşumları içerir. Çocuklarda beslenme eksikliği ile birleşen florozis, kemikte şiddetli bozulmalara neden olabilir. Hayvanlarda da tüylerinde ve yünlerinde kabarma ve dökülmeler, zayıflama, ishal görülmektedir (Şekil 182). Türkiye’de içme suyunda florür bulunan yerler Yurdumuzda florca zengin yer altı sularının bulunduğu yerler ile insan ve hayvan sağlığına etkileri ve jeokimyasal ilişkileri çeşitli araştırmacılar tarafından incelenmiştir (Oruç, 2005, 2008; Atabey, 2005a, 2008a; Atabey ve Ünal, 2008; Atabey, 2010a; Karagül, 2008, Fidancı ve diğerleri 1998). Florit cevherleşmesinin bulunduğu ve yer altı suyu flor konsantrasyonu sınırın üstünde (sınır 1,5 mg/l) olan ve bugüne kadar yapılan çalışmalar sonucunda ülkemizin florozis belirlenen bölgeleri; Oruç (1973, 1976, 1983, 2005, 2008), Uslu (1980), Uslu ve Göğüş (1981), Fidancı ve diğerleri (1994), Pamukcu ve Sel (1995), Işıklı ve Kalyoncu (2000; Dodurka ve Kayar (2002), Karagül (2008), Atabey (2005a, 2008a), Atabey ve Ünal (2008) tarafından, Kırşehir Kaman ilçesi İmancı, Bayındır ve Yeniyapan köyleri, Çiçekdağı ilçesi Pöhrenk köyü, Akpınar ilçesi Karaova köyü, Nevşehir Ürgüp ilçesi Sarıhıdır köyü, Hacıbektaş ilçesi Karaburna Beldesi ile Killik köyü, Isparta il merkezi, Deregüme ile Yakaören köyleri, Uşak Eşme ilçesi Güllü köyü, Van Gökçekaynak

264

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı köyü, Çaldıran ilçesi, Eskişehir Beylikova Kızılcaören köyü, Ağrı Doğubayezıt olarak saptanmıştır. Şekil 213A’da Isparta merkez Deregümü köyünde diş florozisi, Şekil 213B’de Tendürek volkanı çevresinde yaşayan insanlarda diş florozisi, Şekil 214’de iskelet florozisi, şekil 215A’da Aşağıyılanlı köyündeki 2 yaşındaki bir koyunda yapağı kabarması ve zayıflık, şekil 215B’de aynı yerde dananın tüylerinde kabarma ve danada zayıflama görülmektedir (Şendil ve Bayşu, 1973).

A

B

Şekil 213- A-Isparta merkez Deregümü köyünde görülen diş florozisi ( Atabey, 2010), B Çaldıran (Van) yaşayanlarda görülen diş florozisi (Demirel, 2009).

Şekil 214- Tendürek volkanı çevresinde yaşayanlarda görülen iskelet florozisi

(Öztopçular, 1977).

265

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 215- Tendürek volkanı çevresi Aşağıyılanlı köyündeki hayvanlarda görülen florozis vakaları (Şendil ve Bayşu, 1973).

NEVŞEHİR İLİNİN İÇME SULARINDA FLORÜR KONSANTRASYONLARI Nevşehir yöresi içme suyu kaynaklarında limitin üstünde (limit 1,5 mg/l) flor bulunan ve florozis vakaları olan yerler arasında olup, bunlar arasında Ürgüp ilçesi Sarıhıdır köyü, Hacıbektaş ilçesi Karaburna Beldesi ile Killik köyü sayılabilir. Sarıhıdır köyü içme suyu sağlayan kaynaklardan, köyün kuzeyinde yer alan kaynak suyu flor bakımından zenginleşmiş durumdadır. Kaynak, florit minerali bulunduran magmatik kayalar içinde yer almaktadır (Şekil 216). Ürgüp ilçesi, Sarıhıdır köyünün 1 km kuzeyinden gelen kaynak suyunda 15.06.2007’de alınan su örneğinde: 2,8 mg/l, aynı kaynaktan 31.07.2007’de alınan örnekte 2,24 mg/l florür saptanmıştır (Atabey ve Ünal, 2008). Florca zengin suyun içilmesi sonucunda insanların dişlerinde florozis gelişmiştir (Şekil 217).

A

B

Şekil 216- A, B-Sarıhıdır köyü kuzeyinde (Ürgüp-Nevşehir) florürlü suyun kaynağını oluşturan magmatik kayalar (Atabey, 2008c; 2010a).

266

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

A

B

Şekil 217- A, B-Sarıhıdır köyünde diş florozisi vakaları görülen genç yaşta olan insanlar (Atabey, 2008c; 2010a).

Hacıbektaş ilçesi Karaburna köyü içme suyu temin edilen kuyuların bulunduğu kayalar, kiltaşı egemen olup, florun kaynağı da bu kiltaşı kayalarıdır (Şekil 218). Suda limitin üstünde flor bulunması dişlerde orta ve ileri derecede florozise neden olmuştur (Şekil 219).

Şekil 218- Karaburna Beldesine içme suyu sağlanan kuyular.

267

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 219-Bir kadında görülen diş florozisi (hareli yapı) (Atabey, 2008c; 2010a).

Hacıbektaş ilçesi Killik köyü içme suyu köy içindeki çeşmeden ve kuyulardan sağlanmaktadır. Kuyular kırmızı renkte kumtaşı, çamurtaşı kayalarında açılmıştır (Şekil 220). Bu kayaların bünyesinde arsenik olup, bu suda arsenik konsantrasyonuna yol açmaktadır. İçmesuyunda 15.06.2007’de alınan örnekte: 2,1 mg/l florür saptanmıştır (Atabey ve Ünal, 2008). Yüksek konsantrasyonlu florlu suyun tüketilmesi sonucunda dişlerde lekelenme ve beneklenme oluşmuştur (Şekil 221).

A

B

Şekil 220-A-Florürün kaynağını oluşturan kırmızı renkli kiltaşı, B-Florürlü suyun neden olduğu renk değişimi (Atabey, 2010a).

Şekil 221-Killik köyünde (Hacıbektaş) bir kadının dişinde gelişen orta derecede florozis (Atabey, 2010a).

268

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Killik köyünde özellikle gençlerin dişlerindeki lekelenmeyi çıkartmak için çamaşır suyu, çeşitli cisimlerle dişleri sürtme gibi çarelere baş vurdukları, dişçiye giderek ön iki dişlerini aldırdıkları ya da dişçiden dişdeki lekeyi çıkartmaları istendiği belirtilmektedir. Araştırma sırasında bu dramatik sağlık sorunu hakkında, insanları florür konusunda bilgilendirmek ve önlemler için bilgi verme gereği duyulmuştur (Şekil 222).

Şekil 222- İçme suyunda florürün bulunuşu ve etkileri, önlemlerle ilgili halkı bilgilendirme.

Ayrıca, Dadağı köyü (Şekil 223), Küçükayhan köyü (Şekil 224) ve Yassıca köyünde (Şekil 225) yaşayan insanlarda diş florozisi tesbit edilmiştir. Dodurka ve Kayar (2002) tarafından yapılan araştırmada Nevşehir yöresinde değişik kaynaklardan alınan su örneklerinin florür konsantrasyonları Çizelge 6’da verilmiştir.

Şekil 223- Diş florozisi (Dadağı).

Şekil 224- Diş florozisi (Küçükayhan).

269

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 225- Diş florozisi (Yassıca). Çizelge 6- Nevşehir yöresinde değişik kaynaklardan alınan su örneklerinin florür konsantrasyonları (Dodurka ve Kayar, 2002).

270

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Çizelge 5’e bakıldığında, Kapadokya bölgesinde Dodurka ve Kayar (2002) tarafından içme suyu kaynaklarında yapılmış ve inceledikleri örneklerde florür değerinin 0,11-0,960 mg/l arasında değiştiği görülmektedir. Bütün bunlar bir arada değerlendirildiğinde Kapadokya bölgesi volkanik bir bölge olmasına rağmen, bölge litolojisinin mineralojik ve jeokimyasal özelliklerinden dolayı, su kaynaklarındaki florür düzeyine etkisi, araştırma sonuçlarına göre düşük bulunmuştur. Özellikle gençlerin dişlerindeki lekelenmenin giderilmesi için çamaşır suyu, toz gibi malzemeleri kullandıkları belirtilmektedir (köy halkı ile sözlü görüşme-Temmuz, 2006). İçme suyunda florürün bulunuşu ve etkileri, önlemlerle ilgili halkı bilgilendirme gereği duyulmuştur. Florürlü içme sularının iyileştirilmesi ve önlemler Flor eksikliğini gidermek için; -Özellikle çocuklar florlu diş macunları kullanmalı, -Şehir suyuna flor eklenmeli, -Okul sularına flor eklenmeli, -Tuza ve süte flor eklenmeli -Flor tabletleri kullanılmalıdır (Ökte, 2008). Litrede 1,5 miligramdan fazla florür bulunduran tüketim amaçlı suların iyileştirilmesinde yapılması gerekenler: 1-İlk önce içme suyundaki florür konsantrasyon değerleri belli periyotlarla takip edilmelidir. Kurak ve yağışlı mevsimlere göre florür konsantrasyonunda azalma mı, yoksa artış mı vardır, bilinmelidir. 2-Farklı kaya türleri, sıcak su kaynakları florun kaynağı olabilir, bu durum araştırılmalıdır. 3-Florozis konusunda epidemiyolojik (istatistiki) çalışma yapılmalıdır. 4-Birkaç kaynaktan su temin ediliyor ve bu kaynaklardan biri ya da bir kaçı florürlü olduğu tesbit edilmiş ise, florürlü olanı iptal edilmelidir. 5-Olanaklı ise bulunabilecek tatlı su kaynağı ile florürlü su karıştırılmalıdır. 6-Tüm bunlar olanaklı değilse arıtma yöntemi ile florür oranı limitin altına düşürülmelidir.

271

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı İçme suyunda florun giderilmesi teknikleri Şekil 226‘da Sri Lanka’da yüksek oranda florlu su bulunduran 13.000 kuyu suyunun iyileştirilmesi yönünde geliştirilen basit bir yöntem gösterilmektedir. Bu sistem Dünya Sağlık Örgütü ile Bangkok Chulalongkorn Üniversitesi Diş Hek. Fak. Sağlık merkezinde geliştirilmiştir (Phantumvanit ve diğerleri’nden,1988, Dishanayake, 1996). Geliştirilen sistem basit olup, bir haznenin en alt bölümü 300 g kömür kırıntısı, orta bölümü 1000 g kemik parçaları ve kırıntısı ve en üst bölümü ise 200 g çakılcık olacak şekilde hazırlanmaktadır. İyileştirilecek olan su bir plastik boru ile saatte 4 litre olacak şekilde hazneye verilmekte ve en altta flordan arındırılmış su temin edilmektedir. Kemiğin bünyesinde hidroksi florapatit bulunduğundan bu kısımda flor tutulmaktadır. Çizelge 7’de içme suyunu flordan arındırmak için çeşitli yöntemler verilmektedir (Edmunds ve Smedley, 2005). İçme sularındaki florun çeşitli yöntemlerle giderilmesi konusunda Girgin (1975), Arceivala (1977), Köşklü (1995) ve Azbar ve Türkman (2000) tarafından detaylı çalışmalar yapılmıştır.

Saatte 4 lt düşük hızda su verilen plastik tüp

İyileştirilmeden önceki kuyu, kaynak suyu

Suyun dışarı taşmasını önleyen plastik koruyucu 200 g çakıl

1000 g kemik parçaları, kırıntısı 300 g kömür parçası, kırıntısı

İçilebilir su

Şekil 226-Florlu suyun iyileştirilmesi için yapılmış olan basit bir arıtma sistemi (Phantumvanit ve diğerleri’nden,1988, Dishanayake, 1996). 272

273

Değişken

300mgF/kg

Aktive karbon

Bitkisel karbon

ABSORBSİYON/ İYON DEĞİŞİMİ

3mg CaCl2/mgF

Kalsiyum klorid

7

7

5.5

Belli değil

Belli değil

Belli değil

pH

Bulanık

Bulanık

Arsenik

Arsenik

Alkali

-

Alkali

-

Karışım

Kötü renk verebilir.

Yerel elde edilebilir Yüksek kapasiteli

Diğer iyonları kaldırabilir. Yüksek tuzluluk için kullanılır.

Diğer iyonları kaldırabilir. Yüksek tuzluluk için kullanılır.

Tecrübeli operatör gerekli yüksek maliyetli, çok kullanılamaz.

Düşük

Çok test yapılmalı bozulmayı şirket kabul etmez

Yerel elde edilebilir

Çok yüksek

Çok yüksek

Düşük

Orta

Etkili, iyi kurulum

Operatörlerin eğitimi gerekli, kimyasallar sürekli temin edilemez

Orta

Kimyasalı gidermek için reçine oluşturma Düşük

Yüksek

Maliyeti

Zayıf kapasiteli

Dezavantajları

Düşük kapasite, yavaş

Yerel elde edilebilir

Avantajları

Daha fazla bilgi için ‘’Eşref Atabey. 2010. Türkiye’de İçme Suyunda Flor ve Etkileri’’ MTA Yerbilimleri ve Kültür serisi, 9, ISBN: 978-605-4075-80-5 kitabına başvurulabilir.

Yüksek

Elektrodiyaliz

DİĞERLERİ

1000gF/m3

100mgF/kg

Zeolitler

Kemik kırıntısı

Kapasite/ dozu

İyileştirme yöntemi

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

6. BÖLÜM

NEVŞEHİR İLİNİN JEOTERMAL (SICAKSU) VE MADENSUYU KAYNAKLARI VE HALK SAĞLIĞI

275

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

276

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı NEVŞEHİR İLİNİN JEOTERMAL (SICAK SULARI-TERMAL) KAYNAKLARI VE SAĞLIK Jeotermal kaynak; yer kabuğunun derinliklerindeki, sıcaklığı atmosferik ortalama sıcaklığın üzerinde olan çevresindeki yer altı sularına göre daha fazla erimiş madde ve gaz içeren, doğal sıcak su kaynaklarıdır. Jeotermal kaynaklar, tektonik, aktif volkanik kuşaklar üzerinde bulunmaktadır. Ülkemizde genç tektonizma ve volkanizma yaygın olarak gelişmiştir. Aktif faylarla sınırlandırılmış grabenler ve yaygın genç volkanizmaya bağlı gelişen doğal buharların, hidrotermal alterasyonların, sıcaklığı 25-103 0C arasında değişen 600’ün üzerinde sıcak su kaynağı bulunur (MTA, 2005) (Şekil 227). Şekil 227’de sıcaklığı 70-100 0C arasındaki kaynaklar kırmızı, 50-69 0C arasındakiler yeşil ve 25-49 0 C arasındaki kaynaklarda lacivert renkte gösterilmiştir. Jeotermal enerji bakımından ülkemiz Avrupa’da birinci, dünya’da yedinci sıradadır. Jeotermal kaynakların; enerji, ısı, endüstriyel ve kimyasal amaçlı kullanımından dolayı bir takım artıklar açığa çıkmakta ve bunlar çevre kirliliğine yol açmaktadır. Jeotermal kaynaklar genellikle etkin biçimde bor, antimon, cıva ve talyum vb. ürünler çökeltirken, diğer bazı jeotermal sular da çok yüksek konsantrasyonlarda arsenik içerir. Jeotermal enerji üretmek için kullanılan sıcak sular, drenaj olarak kullanılan alıcı nehirlere ciddi çevre sorunları oluşturan çok yüksek arsenik konsantrasyonları deşarj etmektedir (Fuge, 2005). En önemli kirleticilerden birisi de CO2 ile radon gazı çıkışı olmaktadır. İnsanlar önlem alınmadan balneolojik ve yüzme havuzlarını kullanımları sırasında bu gazlardan olumsuz yönde etkilenebilirler. Yukarıda sayılan elementlerden bor, tarım toprağı ve sulama suyu bakımından, toksik olan arsenik ise yer altı su kaynaklarını kirletmesi yönünden tehlike oluşturabilirler. Jeotermal kaynak sıcaklık derecelerine göre geniş bir kullanım alanı bulmaktadır (Çizelge 31). Çizelge 31- Jeotermal (sıcaksu) kullanım alanları (MTA, 2005). Sıcaklık (0C)

Kullanım Alanları

180

Yüksek konsantrasyonlu solüsyonların buharlaştırılması

170

Diyatomitlerin kurutulması, ağır su ve hidrojensülfit elde edilmesi

160

Kereste, balık ve benzeri yiyeceklerin kurutulması

150 140 130 120 110 100 90 80 70

Bayer’s metodu ile alüminyum elde edilmesi Konservecilik, çiftlik ürünlerinin çabuk kurutulması Şeker ve tuz endüstrisi Distilasyonla temiz su elde edilmesi Çimento kurutmacılığı Organik maddeleri kurutma, yün yıkama ve kurutma Balık kurutma Yer ve sera ısıtmacılığı Soğutma

277

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Sıcaklık (0C)

Kullanım Alanları

60

Sera, ahır ve kümes ısıtmacılığı

50

Mantar yetiştirme, balneolojik kullanımlar

40

Toprak ısıtma

30

Yüzme havuzları, fermantasyonlar, damıtma ve soğutma

20

Balık çiftlikleri.

NEVŞEHİR İLİNİN JEOTERMAL KAYNAKLARI Nevşehir il sınırları içinde birçok jeotermal ve madensuyu kaynağı bulunur. Bunlardan en önemlisi dünyaca önem kazanmış olan Kozaklı kaplıcalarıdır. Bunun dışında Acıgöl ve Avanos yörelerinde jeotermal kaynaklar bulunur. Şekil 228‘de Nevşehir ilinin Türkiye jeotermal kaynaklar ve mineralli sular haritasındaki konumu, Şekil 229’da ise sıcaksu (termal) ve madensuyu kaynakları verilmiştir.

Şekil 227- Türkiye jeotermal kaynakları haritası (Akkuş ve diğerleri, 2005).

278

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı

Şekil 228- Türkiye’de genç tektonik hatlar, sıcak mineralli su ve maden suyu kaynaklarının dağılımı haritasında Nevşehir’in konumu (Şimşek, 2007’den düzenlenmiştir).

Şekil 229- Nevşehir ili sıcaksu ve madensuyu kaynakları (Erzenoğlu, 1995). 279

Nevşehir İli Tıbbi Jeolojik Unsurları ve Halk Sağlığı Kozaklı kaplıcası Kaplıca yakın çevresinde Pliyosen yaşta kayaları da etkileyen kuzeybatı-güneydoğu ve kuzeydoğu-güneybatı uzanımlı faylar ve bu faylara bağlı olarak tali fay sistemleri gelişmiştir. Sıcaksuların yüzeye çıkışını Eşe deresi ve Bağlıca dere vadilerinden geçen bu faylar sağlar (Şekil 230) (Erzenoğlu, 1995). Kaplıcalardan turizm, balinoloji ve ısıtma amaçlı olarak yararlanılır. Kozaklı kaplıca suyu analiz değerleri Çizelge 32, 33, 34’de verişlmiştir.

Şekil 230- Kozaklı kaplıcası jeoloji haritası (Erişen ve Özgür, 1999).

280

Debi (l/sn) 0,1 HCO3 (mg/l) 250

7,3 SO4 (mg/l) 483

pH

Elektriksel iletkenlik (µmho/cm) 2600 Cl (mg/l) 609

Sertlik (AS) 11,4 I (mg/l) 0,5

281

30 HCO3 (mg/l) 38

93 Li (mg/l) 0,8

7,5 SO4 (mg/l) 505

pH

Elektriksel iletkenlik (µmho/cm) 2700 Cl (mg/l) 619 15,9 I (mg/l)