KPSS KONU ANLATIMI

Web: http://www.rehberlik.biz.tr Mail: [email protected]

2. ÜNİTE ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

KPSS’de bu bölümden her ortalama 1-2 soru gelmektedir.

yıl

Bu bölümdeki sorular genellikle bilgi veya örnek verilerek sorulan yarı bilgi sorusu şeklindedir.

ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN TEMEL FAKTÖRLER 2-ÖĞRENME YÖNTEMİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER

3-ÖĞRENME MALZEMESİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER

Aralıklı veya toplu öğrenme

Telaffuz edilebilirlik

Bütün veya parça halinde öğrenme

İçerik (yaşama dönüklük, işlevsellik)

Genel uyarılmışlık hali

Geri bildirim/Dönüt

Ayırt edilebilirlik

Motivasyon

Aktif katılım

Transfer

Tekrar

Kavramsal basamaklar dizini

Ket vurma

Programlı öğretim, öğretim makineleri

Çağrışımsal basamaklar dizini

1-ÖĞRENEN İLE İLGİLİ FAKTÖRLER Türe özgü hazır oluş Yaş ve Zeka Olgunlaşma

Öncelik ve sonralık etkisi

Dikkat Fizyolojik durum

Çağrışımsal anlam

1-ÖĞRENEN İLE İLGİLİ FAKTÖRLER

Türe özgü hazır oluş Bir organizmanın, istenilen davranışı öğrenmek için gerekli biyolojik donanıma sahip olması türe özgü hazır oluştur. Organizma ancak genetik donanımının elverdiği davranışları öğrenebilir. Bu manasıyla biyolojik donanım bir davranışı öğrenmede temel belirleyicidir. Mesela; bir insana uçmayı öğretemeyiz. Her cins köpeği av köpeği olarak eğitemeyiz.

İyi birer tenisçi olmaları için üç yaşındaki oğluyla altı yaşındaki kızını çalıştırmaya başlayan bir baba, kısa sürede altı yaşındaki kızının raketi kavramayı ve temel hareketleri yapmayı daha çabuk öğrendiğini fark eder. Aşağıdakilerden hangisi, çocukların raketi kavrama ve temel hareketleri yapmayı öğrenme hızları arasında gözlenen farklılıkların nedeni olamaz? A) B) C) D) E)

Olgunlaşma Türe özgü hazıroluş Yaşantı farklılıkları Yetenek Güdülenme düzeyi

Bir papağana bazı kelimeleri söylemeyi öğretebilirsiniz; ancak ne kadar çabalarsanız çabalayın bir serçeye bir kelime bile öğretmeniz mümkün değildir. Öğrenme açısından papağanla serçe arasında görülen bu fark, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? A) Türe özgü hazır oluş B) Aşırı uyarılma C) Güdülenme D) Dikkat bozukluğu E) Büyüme

Yaş ve Zeka Öğrenme yeteneği 20 yaşa kadar artar, yaklaşık 50 yaşa kadar sabit kalır, ondan sonra düşmeye başlar. Yaşamın son dönemlerinde yeni şeyler öğrenmek iyice zorlaşır. Zekâ derecesi ile öğrenme doğru orantılıdır. Zekâ derecesi artıkça öğrenmede artar. Olgunlaşma Öğrenme için önkoşul faktörüdür. Organizmanın bir öğrenebilme yapabilmesi için, o öğrenmenin gerektirdiği olgunluk düzeyine sahip olması gerekir. Mesela; 6 aylık bebeğe yazı yazmayı veya bisiklet kullanmayı öğretemeyiz.

Matematik öğretmeni Arif Bey, gelecekte karşılaştığında öğrenmesini kolaylaştıracağını düşünerek 4 yaşındaki kızına bazı matematik formüllerini farklı yöntemler kullanarak ezberletmeye çalışır. Ancak bütün çabalarına rağmen çocuğuna matematik formüllerini ezberletmeyi başaramaz. Çocuğun matematik formüllerini ezberlemeyi başaramamasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)

Çocuğun matematiğe ilgisinin az olması Babasının uygun öğretim yöntemleri kullanmaması Çocuğun güdülenme düzeyinin düşük olması Çocuğun matematikte yeteneksiz olması Çocuğun yeterli bilişsel gelişim düzeyine ulaşmamış olması

Okula yeni başlayan öğrencilerine okuma yazmayı öğretmek isteyen bir anaokulu öğretmeni bunda başarılı olamaz. Ancak bu öğretmen, aynı grupla bir yıl sonra yapılan çalışmalarda öğrencilerin büyük bir bölümünün okuma ve yazmayı öğrenebildiklerine tanık olur. Yukarıda verilen örnekten hareketle varılabilecek en uygun sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Anaokulu öğretmeni öğrencilerin dikkatini çekmede başarılı olamamıştır. B) Davranışın ortaya çıkması için belli bir olgunluk düzeyine ulaşmak gerekir. C) Bireyin kapasitesinin üstünde davranışlara zorlanması, başarısını düşürür. D) Yeterince büyümeden yapılan çalışmalar çocuğu yorar. E) Büyüme, olgunlaşma sonucunu doğurur.

Genel uyarılmışlık hali Zihinsel uyanıklık durumu olarak da adlandırılabilir. Bireyin, dışarıdan gelen uyarıcıları alma (fark etme) derecesidir. Birey, dışarıdan çok az uyarıcı alabiliyorsa genel olarak uyarıcılara kapalıdır ve uyarılma düzeyi düşüktür. Fakat çok fazla uyarıcı alabiliyorsa genel olarak uyarıcılara açıktır ve uyarılma düzeyi yüksektir. Mesela; yatakta ders çalışmak gibi gevşetici eğilim öğrenmeyi engelleyici bir durumdur. Çünkü böyle bir durumda uyarılma düzeyi düşüktür.

Öğrenme için organizmanın normal düzeyde uyarılmaya ihtiyacı vardır. Aşırı ve yetersiz uyarılma düzeyleri öğrenme için olumsuzdur.

Öğrenme

Genel Uyarılmışlık hali ve kaygı

Araştırma sonuçlarına göre, genel uyarılmışlık düzeyi ile öğrenme hızı arasında çan eğrisi biçiminde bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişkinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir? A) Genel uyarılmışlık düzeyi arttıkça öğrenme hızı da artmaktadır. B) Genel uyarılmışlık düzeyinin artması, öğrenme hızını bir noktaya kadar olumlu, bir noktadan sonra olumsuz etkilemektedir. C) Genel uyarılmışlık düzeyi yüksek ya da düşük olduğunda öğrenme en yüksektir. D) Genel uyarılmışlık düzeyi azaldıkça öğrenme hızı artmaktadır. E) En yüksek öğrenme hızına, genel uyarılmışlık düzeyinin en yüksek olduğu noktada ulaşılmaktadır.

Motivasyon (Güdülenme) Organizmanın bir davranışı yapmak için istek duymasına güdülenme denir. Yani öğrenmede istekli olmak demektir. Motivasyon; ihtiyaç, dürtü, güdü ve davranışı kapsayan genel bir kavramdır. İhtiyaç → Dürtü → Güdü → Davranış → Rahatlama

GÜDÜLENME

GÜDÜLENME DÖNGÜSÜ İhtiyaç: Organizmada bir eksikliğin duyulmasıdır. İhtiyaç organizmaya rahatsızlık veren ve giderilmesi gereken bir durumdur. Dürtü: İhtiyaçların karşılanması için organizmada oluşan itici güce denir. Fizyolojik bir ihtiyacın neden olduğu rahatsızlık ve gerginlik durumudur. Dürtü fizyolojik bir ihtiyacın psikolojik sonucudur. Dürtüler, birincil güdülerdir ve en ilkel güdü kaynağıdır. Açlık, susuzluk, cinsellik, annelik dürtüleri bilinen biyolojik (birincil) dürtülerdir. Güdü: Organizmanın bir ihtiyacını gidermek için, onu dürtü yönünde harekete geçiren eğilime ve isteğe güdü denir. Yani organizmayı harekete geçiren iç güçtür. Güdü organizmanın davranışını yönlendiren fizyolojik ve psiko-sosyal bir enerjidir. Güdü, her davranışın altında yatan nedendir. Davranış: Güdü sonucu ortaya çıkan her türlü tepkilerdir. Doyum (rahatlama): Organizmanın amacına ulaşması sonucunda oluşan rahatlama durumudur.

Güdülenme türleri 1. Davranışa kaynaklık yapan güdüler a) İçten güdülenme: Bireyi davranışa geçiren güç, etken (güdü kaynağı) kendisindedir. Yani bireyi güdüleyen etkenler dışarıdan değildir.

Mesela; bir gencin, sağlığına önem verdiği için dengeli beslenmeyle ilgili konuları öğrenmek istemesi, bir öğrencinin dersi sevdiği için çalışması gibi. b) Dıştan güdülenme: Bireyi davranışa geçiren etkenlerin bireyden kaynaklanmadığı güdülenmedir. Yani bireyi güdüleyen etkenler dışarıdan gelir. Mesela; bir gencin, eleştirmenler tavsiye ettiği için bir filmi izlemesi, bir öğrencinin ceza almak istemediği için sınıfta disiplin sorunu çıkarmaktan çekinmesi, bir öğrencinin öğretmenin vereceği ödülü kazanmak için sınavda başarılı olmak istemesi.

2. Davranışa yönelten güdüler a) Fizyolojik (Öğrenilmemiş, Birincil, İçdürtüler) Güdüler: Organizmanın içinden gelen ve onu harekete geçiren güdülerdir. Organizmanın yaşamasına ve neslin devamına hizmet ederler. Bu nedenle birincil güdülerdir. Doğuştandır yani öğrenilmemişlerdir. Hem hayvanlarda hem de insanlarda görülür. Bu nedenle evrenseldir. Yaşamın ilk yıllarında davranışları daha çok etkiler. Mesela; açlık, susuzluk, cinsellik, merak, korunma, dinlenme, uyku, oksijen ihtiyacı, annelik güdüsü vb. b) Sosyal (Öğrenilmiş, İkincil, Dışsal) Güdüler: Toplum içerisinde ortaya çıkan güdülerdir. Yani kişinin toplumsallaşma süreciyle beraber kazandığı güdülerdir. Kültürden kültüre, kişiden kişiye ve zamanla değişir. Bu güdüler sadece insana özgüdür ve öğrenilmiştir. Yaşamın ileriki yıllarında davranışları daha çok etkiler.

Mesela; başarılı olma, saygınlık kazanma, statü kazanma, toplumda kabul görme, ilgi çekme.

6.2. Güdülenmiş davranışın özellikleri 1) İlgi duymaya ve dikkat etmeye isteklidir.

2) Konuya kendini verir yani odaklanır. 3) Karşılaştığı güçlükler karşısında yılmaz. 4) Davranışta bulunmaya çaba gösterir. 5) Kapasitesine uygun hedefler belirler. 6) Özgüveni ve öz yeterliği gelişmiştir.

7) Sonuca ulaşmada kararlıdır. 8) Risk alabilirler. 9) Enerjisini ve zamanını harcamada isteklidir.

Öğrencilerin verimli bir öğrenme gerçekleştirebilmeleri için güdülenmenin çok önemli olduğunu bilen bir öğretmen, derse öğrencilerinin güdülenme düzeylerini artırarak başlamak ister. Öğretmenin, aşağıdakilerden hangisini yapması öğrencileri güdülemede yetersiz kalır? A) Derse gündemdeki konulardan bahsederek başlaması B) Derse konuyla ilgili ilginç ve şaşırtıcı bir soruyla başlaması C) Dersin konusuyla öğrencilerin hoşlandıkları etkinlikler arasında bağlantı kurması D) Dersin konusuyla ilgili merak uyandırması E) Dersi görsel ve işitsel materyal yardımıyla işlemesi

Başarı güdüsü düşük bir öğrencide gözlenebilecek özellik aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)

Güçlükleri aşmaya çalışması Çaba göstermesi Kendisine üst düzeyde amaçlar koyması Özyeterliğin gelişmiş olması Dışsal faktörlere yükleme yapması

Öğretme-öğrenme sürecinde öğrencinin başarı güdüsünün yüksek olması, etkili öğrenmenin sağlanmasında oldukça belirleyici bir etkendir. Aşağıdakilerden hangisi, başarı güdüsü yüksek olan bir öğrenci tarafından genellikle gösterilen bir davranıştır? A) B) C) D) E)

Karşılaştığı güçlüklerden yılmama Kolaylıkla ulaşabileceği hedefler seçme Dışsal etkenlere sığınma Herkes her şeyi öğrenemez düşüncesini benimseme Öğrenmiş gibi görünerek karşılaştığı öğrenme sorunlarını geçiştirme

Transfer (aktarma) Öğrenmelerin birbiri üzerindeki etkisine (olumlu ya da olumsuz yönde etkilemesine) transfer denir. İkiye ayrılır.

Öğrenmelerin kolaylaştırmasıdır. İki türlü gerçekleşir. 1.

Olumlu

(Pozitif)

transfer:

birbirini

İleriye etkili kolaylaştırma (ileriyi etkin destekleme): Önceki öğrenmenin sonraki öğrenmeyi kolaylaştırmasıdır. Mesela; bisiklet sürmesini bilen birisinin motosikleti kullanmayı daha kolay öğrenmesi. Geriye etkili kolaylaştırma (geriye etkin destekleme): Sonraki öğrenmenin önceki öğrenmeyi desteklemesidir (daha ustaca ve etkili kılmasıdır). Mesela; bireyin yeni öğrendiği basketbol önceki öğrenmesi olan futbolu daha ustaca oynamasını sağlaması.

Aşağıdaki örneklerden hangisinde öğrenmenin aktarılması söz konusudur? A) Bilgisayarda iki parmakla yazmaya alışık bir kişinin, on parmakla yazmayı yeni başlayan birine göre daha güç öğrenmesi B) Bir öğrencinin psikoloji öğretmenini sevdiği için psikolojiye ilgi duymaya başlaması C) Sigara içen birinin, içmeyen birine göre kibriti daha kolay yakması D) Bir yabancı dili öğrenmede güçlük çeken birinin bir başka yabancı dili öğrenirken de aynı ölçüde güçlük çekmesi E) Tiyatroya ilgi duyan bir gencin aynı zamanda sinemaya da ilgi duyması

Bir öğrenci, matematik dersindeki öğrenme eksiklerini tamamlayarak başarı düzeyini yükseltiyor. Bu öğrenci fizik dersindeki çabalarında bir değişiklik yapmadığı hâlde, bu dersteki başarısında da yükselme oluyor. Bu durum aşağıdakilerden hangisine örnektir? A) Zihinde canlandırma B) Bilişsel öğrenme C) Bütün hâlinde öğrenme D) Olumlu aktarma E) Pekiştirme

İyi bir masa tenisi oyuncusu olan Aylin tenise başlamaya karar vermiştir. Aylin masa tenisi raketini kullanma becerisi sayesinde tenis raketiyle yapması gereken bazı vuruşları kolayca öğrenmiştir. Aylin’in bazı vuruşları kolayca öğrenmesi aşağıdakilerden hangisinin sonucudur? A) Aralıklı öğrenme B) İleriye ket vurma C) Öğrenmenin aktarılması D) Parçalara bölerek öğrenme E) Alışma

2. Olumsuz (Negatif) transfer (alışkanlık çatışması): Önceki öğrenmenin sonraki öğrenmeyi zorlaştırmasıdır.

Mesela; - direksiyonu soldan olan arabaları uzun süre kullanan birisi, direksiyonu sağdan olan arabayı kullanırken zorlanması - Q klavye kullanan birisinin, F klavye kullanmakta zorlanması - iki parmak klavye kullanan birinin 10 parmak klavye kullanmakta zorlanması.

Günlük kullandığı çayı, kapağı çekilerek açılan bir kavanozda saklayan ancak bu kavanoz kırıldığı için çayı kapağı çevrilerek açılan bir kavanoza koymak zorunda kalan bir ev hanımı, ne zaman kavanozu eline alsa kapağı çekerek açmaya çalışmış, yeni kavanozun kapağını çevirerek açmayı öğrenmesi uzun zaman almıştır. Bu ev hanımının yeni kavanozun kapağını çevirerek açmayı öğrenmesinin uzun zaman almasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)

Sonralık etkisi Olumsuz aktarım Öncelik etkisi Geriye ket vurma Bozucu etkiler

Seda Hanım yeni taşındığı evde mutfağının uygun olmaması nedeniyle, sağa doğru açılan buzdolabı kapağını sola doğru açılacak şekilde değiştirtmiştir. Ancak kapağı açması gerektiğinde, uzun bir süre dolap kapağını önce sağa doğru açmaya çalışmıştır. Seda Hanım’ın uzun süre dolabın kapağını sağa doğru açmaya çalışmasını en iyi açıklayan kavram aşağıdakilerden hangisidir? A) Sönme B) Ket vurma C) Öğrenilmiş çaresizlik D) Olumsuz aktarma E) Öncelik etkisi

Ket vurma (unutma) Öğrenilen bilgilerin birbirini etkileyerek unutturması veya hatırlamasını zorlaştırması olayıdır. Ket vurma iki türlüdür.

a) Geriye ket vurma: Yeni öğrenilen bilgilerin eskilerini unutturması ya da hatırlamasını zorlaştırmasıdır. Mesela; lokantada siparişleri alan garsonun sonradan aldığı siparişlerden dolayı ilk siparişleri hatırlayamaması. b) İleriye ket vurma: Eski bilgilerin yeni bilgileri unutturması veya hatırlamasını zorlaştırmasıdır. Mesela; Hasan yeni aldığı bir telefonun numarasını arkadaşına verirken, eski telefon numarasını vermesi. Yeni evlenen Demet’in, yeni soyadını yazacağına eski soyadını yazması ve evrakları bu şekilde imzalaması.

Ket vurma ile transfer farklı durumlardır.  Transfer öğrenme öncesi ve öğrenme sırasında devam ederken, ket vurma öğrenme sonrası yani öğrenme bittikten sonra gerçekleşir.  Transferin öğrenmeye, hatırlamaya etkisi vardır.

ket

vurmanın

30

Yalçın Bey, sıklıkla İnternet bankacılığı kullanmaktadır ve bankanın isteği üzerine her altı ayda bir şifre değiştirmektedir. Fakat her şifre değişiminden sonraki ilk günlerde önce eski şifresini sisteme girmektedir. Yalçın Bey’in bu davranışı aşağıdakilerden hangisiyle açıklanır? A) Karışma C) Bozulma

B) İleriye ket vurma D) Geriye ket vurma E) Yanlış yerleştirme

Bir üniversitenin su ürünleri bölümünde öğrenim gören Pelin aldığı bir derste balık isimlerinin önce İngilizce karşılıklarını, daha sonra aynı balık isimlerinin Latince karşılıklarını öğrenir. Öğretmen derste balık resimlerinin olduğu slaytları göstererek öğrencilerinden balıkların Latince isimlerini söylemelerini ister. Pelin çoğu balık türünün Latince ismini söylerken bazılarını karıştırır, İngilizce karşılıklarını söyler. Pelin’in bazı balık türlerinin Latince karşılıklarını söyleyememesi aşağıdakilerden hangisiyle en iyi açıklanabilir? A) B) C) D) E)

Bellek izlerinin bozulması İleri doğru ket vurma Güdüsel unutma Olumsuz aktarma Sırasal bağımlılık

Bir öğrenme deneyinde, katılımcılara bir kelime dizisi verilerek ezberlemeleri sağlanır. Aradan birkaç gün geçtikten sonra kendilerinden bir başka kelime dizisini ezberlemeleri istenir. Daha sonra katılımcılardan ilk öğrendikleri listedeki kelimeleri tekrarlamaları istendiğinde, akıllarına sürekli ikinci listedeki kelimelerin gelmesi nedeniyle ilk listedeki kelimeleri hatırlamada güçlük çektikleri görülür. Katılımcıların ilk listedeki kelimeleri hatırlamada güçlük çekmeleri aşağıdaki süreçlerden hangisiyle açıklanabilir? A) Sönme B) Algısal set oluşturma C) Otomatik kodlama D) Geriye doğru ket vurma E) Engellenme

Yeni yılın ilk günlerinde tarih atarken, bir önceki yılın tarihinin yazılması sık karşılaşılan bir hatadır. Bu hata aşağıdakilerden hangisinin sonucudur?

A) Tepki genellemesi B) Sonralık etkisi C) Geriye doğru ket vurma D) Alışma E) İleriye doğru ket vurma

Bir tiyatro oyuncusu, birkaç yıl önce oynadığı bir oyunda tekrar rol almıştır. Aklına, sürekli olarak, aradan geçen yıllarda oynadığı öteki rollerin sözleri geldiği için, rolünün sözlerini yeniden öğrenmede güçlük çekmektedir. Bu durum aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? A) Geriye ket vurma B) Bastırma C) Güdüsel unutma D) Sonralık etkisi E) Episodik bellek

Bir öğrencinin sürekli olarak bir yıl önceki müsamerede okuduğu şiiri hatırlaması nedeniyle, bu yılki müsamerede okuyacağı şiiri öğrenmekte güçlük çekmesi aşağıdakilerden hangisinin sonucudur?

A) Örtük (gizil) öğrenme B) Bastırma C) Geriye ket vurma D) Amnezi E) İleriye ket vurma

Öncelik ve sonralık etkisi Biliş psikolojisinde, öncelik etkisi ilk öğrenilen bilgilerin sonra öğrenilenlere göre daha iyi hatırlanmasıdır. Sonralık etkisi, son öğrenilenlerin ilk öğrenilenlere göre daha iyi hatırlanmasıdır. Mesela; uzun bir kelime listesi ezberlendiğinde, listenin başında bulunan kelimeleri daha çok hatırlarsak öncelik etkisi, listenin sonunda bulunan kelimeleri daha çok hatırlarsak sonralık etkisidir. Bir öğretmenin sınıftaki öğrencilerin adlarını sorup öğrendiğinde, adını ilk söyleyenleri daha çok hatırlarsa öncelik etkisi, adını en son söyleyenleri hatırlasa sonralık etkisidir.

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni öğrenmiş bir kişi, yıllar sonra Hitabe’yi tekrar hatırlamaya çalıştığında sadece ilk birkaç cümlesini hatırlamakta, geri kalanını hatırlayamamaktadır. Bu durum, öğrenmede aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?

A) B) C) D) E)

İleriye ket vurma Yakınlık etkisi Olumsuz transfer Geriye ket vurma Öncelik etkisi

Dikkat Dikkat bilincin veya zihinsel enerjinin belli bir noktada toplanmasıdır. Uyarıcılar üzerinde bilinçli bir odaklaşma sürecidir. Bir bilgiyi öğrenmek için dikkat etmek gerekir. Duyusal kayda gelen birçok uyarıcıdan ancak dikkat edilenler kısa süreli belleğe geçer (algılanır). Fizyolojik durum Öğrenmeyle ilgili fizyolojik yapının tam olması gerekmektedir. Özellikle görme, işitme gibi duyum bozuklukları, sakatlıklar veya bedensel bir hastalık gibi sağlık bozukluğu durumlarında öğrenmenin tam gerçekleşmesi mümkün değildir. Mesela; kolları olmayan birine basketbol oynamayı öğretemeyiz.

Ayla Öğretmen dersin başında; dersin hedefleri, derste işlenecek konular ve uygulamalar konusunda öğrencilere bilgi vermiştir. Ayla Öğretmen’in bu uygulaması, öğrenmede hangi bilişsel sürece yöneliktir? A) B) C) D) E)

Algılama Dikkat Anlamlandırma Kodlama Hatırlama

2-ÖĞRENME YÖNTEMİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER

a) Aralıklı veya toplu öğrenme: Öğrenmeyi zamana yayarak kısa

çalışma süreleri ile öğrenmeyi yapmak aralıklı öğrenmedir. Mesela; 50 dakika ders çalışıp 10 dakika dinlenerek yapılan çalışma aralıklı öğrenmedir veya bir sınava hazırlanırken bu çalışmayı 4 güne yayma. Çalışma süresince hiç ara vermeden, dinlenmeden yapılan çalışma ise toplu öğrenmedir. Mesela; son gün sınava hazırlanma veya 3–4 saat aralıksız ders çalışma gibi. b) Bütün halinde veya parçalara bölerek öğrenme: Öğrenilen konunun tümünün bütün olarak öğrenilmesine bütün öğrenme denir. Öğrenilen konuyu bölümlere ayırarak, her bölümü tek tek öğrenmeye de parçalara bölerek öğrenme denir. Konuların yapısal düzenlenmesinde genel kural önce bütün, sonra parça ve daha sonra tekrar bütün olarak öğrenilmesidir. Fakat öğrenilecek konu zor, uzun, anlamsız ve soyut ise parçalara bölerek öğrenme, öğrenilecek konu kolay, kısa, anlamlı ise bütün halinde öğrenme daha avantajlıdır.

Öğretmenlerin, genellikle öğrencilerine sınav öncesinde yoğun bir biçimde çalışma yerine dönem boyunca günde bir iki saat çalışmalarını tavsiye etmelerinin temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Aralıklı öğrenme stratejisinin öğrencinin güdülenme düzeyini artırması B) Toplu öğrenme stratejisinde olumlu aktarmanın daha güç gerçekleşmesi C) Toplu öğrenme stratejisinde öğrencinin çalışma hızını kendi kapasitesine göre düzenlemesinin mümkün olmaması D) Aralıklı öğrenme stratejisiyle öğrenilen bilgilerin daha sağlam ve kalıcı olması E) Aralıklı öğrenme stratejisinin öğrenciye ne ölçüde doğru öğrendiği hakkında dönüt alma olanağı tanıması

Bir hafta sonra gireceği sınava hazırlanan öğrencisine “Her gün yarım saatini ayırıp çalışman sınavdan bir gün önce 15 saat çalışmandan daha yararlı olur.” biçiminde öneride bulunan bir öğretmen, öğrenmeyle ilgili aşağıdaki etkenlerden hangisine vurgu yapmaktadır? A) Aralıklı ya da toplu öğrenme B) Parçalara bölerek ya da bütün hâlinde öğrenme C) Öncelik etkisi D) Genel uyarılmışlık durumu E) Tekrar

Yapılan araştırmalarda uzun vadede, aralıklı öğrenmenin toplu öğrenmeye göre daha iyi sonuçlar verdiği belirlenmiştir.

Çünkü toplu çalışmada öğrenilen bilgiler kısa sürede unutulmaktadır. Uzun süreli ve kalıcı bir öğrenme için aralıklı öğrenme daha etkilidir.

44

Öğrencilerinden İstiklal Marşı’nın tüm kıtalarını ezberlemelerini isteyen bir öğretmenin onlara tavsiye edebileceği en uygun çalışma stratejisi aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)

Aralıksız çalışma Toplu çalışma Bütün-parça-bütün Parça-bütün-parça Tümdengelim

c) Sonucun bilinmesi (geri bildirim, dönüt verme): Öğrenene konuyu ne derece öğrendiği bildirilirse öğrenmenin derecesi artar. Sonuçların bildirilmesi, hataların görülüp düzeltilmesi imkânı verdiğinden öğrenmeyi olumlu etkilemektedir. Yapılan sınavların cevaplarının verilmesi, hangi soruların doğru veya yanlış olduğunun söylenmesi öğrenmeyi olumlu etkiler. Geri bildirim anında yapılmalıdır.

ç) Öğrencinin aktif katılımı (Okuma, dinleme, yazma, anlatma, uygulama): Kişinin aktif olarak öğrenmeye katılması öğrenmeyi kolaylaştırır. Aktif öğrenmede kişi dikkatini daha kolay ve daha çok toplar. Tüm bu süreçlerin birlikte yapılması ise öğrenmenin çok kalıcı hale gelmesini sağlar. Çünkü en etkili öğrenme, tüm duyu organlarının öğrenme sürecinde aktif olduğu, yaparak-yaşayarak öğrenme durumudur.

Öğretmen Cecilia Paim, kendi bulduğu bir cümleyi yazmak için tahtaya gelmek isteyen olup olmadığını sorunca, hiçbir öğrenci yerinden kımıldamadı. Zeze bir şey düşündü ve parmağını kaldırdı. Öğretmen “Gelmek mi istiyorsun Zeze?” diye seslendi. Zeze sırasından kalktı ve tahtanın yarısına bile ulaşamamasına rağmen tebeşiri eline alıp “Bir kaç gün sonra tatile gideceğiz.” diye yazdı. Zeze tam o sırada Bayan Paim’in yüzüne baktı ve onun gülümseyen yüzünü izledi. Zeze başarısından hoşnut, sırasına oturdu. Şeker Portakalı adlı eserde geçen bu olayda öğretmenin gülümsemesi, öğrenmeyi etkileyen aşağıdaki faktörlerden hangisiyle açıklanır? A) Dikkat C) Geri bildirim

B) Olumlu aktarma D) Uyarılma E) Odaklanma

Bir öğretmen öğrencisine sınava çalışırken konuları yüksek sesle bir arkadaşına anlatmasını ve arkadaşının konuyu kitaptan ya da notlardan izleyerek nerede hata yaptığını hemen kendisine söylemesini tavsiye eder. Öğretmenin bu tavsiyeyi yapmasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Yapılan hataların söylenmesinin bu hataları öğrenciler için algısal olarak ayırt edilebilir hâle getireceğini, bunun da hataların daha kolay hatırlanmasını sağlayacağını düşünmesi B) Öğrencilerin arkadaşlarına anlatırken konuyu bir kez daha tekrar edeceklerini ve tekrar sayısı arttıkça konunun daha iyi öğrenileceğini düşünmesi C) Öğrencinin konu anlattığı arkadaşının da bir şeyler öğreneceğine böylelikle aynı anda iki öğrencinin birden sınava hazırlanmasının söz konusu olabileceğine inanması D) Arkadaşlarına konu anlatırken öğrencilerin öğrenme sürecine aktif bir biçimde katılacaklarını, bunun da öğrenmeyi kolaylaştıracağını düşünmesi E) Sözel bir malzemenin öğrenilmesini kolaylaştıran sonuçlar hakkında bilgi edinme stratejisinden yararlanılmasını sağlamak istemesi

Bir öğretmen, kızının 23 Nisan törenlerinde okuyacağı şiiri daha çabuk öğrenmesine nasıl yardımcı olabileceğini soran bir anneye, kızına şiiri yüksek sesle okutmasını ve hata yaptığı zaman hemen ona yaptığı hatanın ne olduğunu söylemesini tavsiye eder. Öğretmen yaptığı bu tavsiyeyle sözel bir malzemenin öğrenilmesini kolaylaştıran aşağıdaki süreçlerin hangisinden yararlanmasını amaçlamaktadır? A) B) C) D) E)

Sonuçlar hakkında bilgi edinme Pekiştirme Parçalara bölerek öğrenme Anlamsal basamaklar dizisi oluşturma Olumlu aktarma

d) Tekrar: Öğrenme sonrası yapılan tekrarlar pekiştirmeyi sağlar. Tekrar hafızayı güçlendirir. Fakat aşırı tekrar motivasyonu düşürür ve ket vurmaya sebep olur.

e) Programlı öğretim ve öğretim makineleri: Öğretme araçları kullanılarak gerçekleştirilen yöntemdir. Programlı öğretimde öğretim makinelerinden yararlanılmaktadır. Programlı öğretimde her birey kendi hızına göre ilerlediğinden öğrenmeyi olumlu etkiler. Zaman açısından ekonomiktir. Öğrencinin aktif katılımını sağlar. Anında dönüt ve pekiştirme imkânı vardır. Bol tekrar mümkündür.

a) İçerik

3-ÖĞRENME MALZEMESİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER

- Öğrenilecek konu (malzeme) öğrenenin beden ve zihin gelişimine uygun olması gerekir.

- Öğrenilecek konu öğrenenin ilgisini çekiyorsa ve ihtiyacını karşılıyorsa daha kolay öğrenme olur.

- İçeriğin yaşama dönük ve işlevsel olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.

b) Telaffuz edilebilirlik: Öğrenme malzemesinin öğrencinin anlayacağı bir dilde sunulması ve kavramlarının telaffuz edilebilir olması gerekir. Telaffuz edilemeyen ya da edilmesi güç olan kavramların öğrenilmesi de zor olacaktır.

c) Çağrışımsal anlam: Zihinde birtakım çağrışımlara yol açan öğrenme malzemesi öğrenmeleri kolaylaştırır. Bireye bir şey ifade etmeyen, bir şey çağrıştırmayan öğrenme malzemesinin öğrenilmesi daha zor olur. Çağrışım genellikle benzerlik, zıtlık, ardışıklık, zamanda ve mekânda yakınlık gibi faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar.

Yemek masasının yemeği veya tren düdüğünün ayrılığı hatırlatması, aşağıda verilen öğrenme durumlarından hangisiyle en iyi açıklanır? A) B) C) D) E)

İçgörüsel Çağrışımsal Örtük Sosyal Dolaylı

Bir İngilizce öğretmeni kelime öğrenmede güçlük çektiğinden yakınan bir öğrencisine öğrenmesi gereken her kelimeyi geçmişte yaşadığı bir olayla ilişkilendirmesini tavsiye eder. Öğretmen bu tavsiyeyi yaparken öğrencisinin sözel bir malzemenin öğrenilmesini kolaylaştıran aşağıdaki özelliklerin hangisinden yararlanacağını düşünmüştür? A) B) C) D) E)

Çağrışımsal anlam Kavramsal anlam Kavram kategorileri Çağrışımsal basamaklar Kavramsal benzerlik

d) Kavramsal basamaklar dizini: Kavramların kapsamları göz önüne alınarak birbirleriyle ilişkili olan kavramların gruplandırılmasıdır. Kavramsal gruplandırma, bir konunun ana başlık ve o ana başlığı oluşturan alt başlıklar şeklinde hiyerarşik bir düzende gruplamaktır. Kavramsal gruplandırma bireye özgü değil, konuya (içeriğe) özgüdür. Kavramsal gruplandırma bireye özgü değil, konuya (içeriğe) özgüdür.

e) Çağrışımsal basamaklar dizini: Kavramların kapsamları göz önüne alınmadan birbirleriyle ilişkili olan, birbirini çağrıştıran kavramların gruplandırılmasıdır. Çağrışımsal gruplama konuya (içeriğe) göre değil, çağrışıma (dolayısıyla bireye) göre yapılmaktadır ve bu nedenle gruplandırma özneldir.

KAVRAMSAL BASAMAKLAR DİZİNİ

ÇAĞRIŞIMSAL BASAMAKLAR DİZİNİ

f) Algısal Ayırt Edilebilirlik: Öğrenme malzemesinin (konusunun) etrafındaki diğer uyarıcılardan ayırt edilebilmesidir. Çevredeki malzemeden kolayca ayırt edilebilen şeyler daha kolay öğrenilir.

Öğrenilecek metindeki bazı cümlelerin diğerlerinden farklı olarak “altının çizilmesi, renkli, koyu, BÜYÜK, başka yazı karakterinde” yazılması da algısal ayırt edilebilirliği artırır. Öğretmenler bazı konuları diğerlerinden ayırt etmek için konunun önemli olduğunu, sınavda çıkabileceğini söyleyerek o öğrenme malzemesini diğerlerinden ayırır.

Ders kitaplarında bazı cümlelerin altının çizilmesi veya koyu ya da italik harflerle yazılması bu cümlenin önemli olduğuna işaret etmenin yanı sıra öğrenilmesini de kolaylaştırmaktadır. Ders kitaplarında altı çizilen, koyu ya da italik harflerle yazılan cümlelerin daha kolay öğrenilmeleri, öğrenilecek malzemeye ilişkin aşağıdaki özelliklerden hangisiyle ilgilidir? A) B) C) D) E)

Kavramsal kategori Çağrışımsal anlam Kavramsal benzerlik Örgütlülük Algısal ayırt edilebilirlik

Sözel bir içerik, aşağıdakilerden hangisine sahip olursa öğrenilmesi zorlaşır? A) B) C) D) E)

Çok sayıda çağrışımsal anlam içermesi Algısal ayırt edilebilirliğinin düşük olması Sık kullanılması Birden fazla duyuya hitap etmesi Kavramsal kategoriler hâlinde örgütlenmiş olması

Ders kitaplarında bazı cümlelerin altının çizilmesi veya koyu ya da italik harflerle yazılması bu cümlenin önemli olduğuna işaret etmenin yanı sıra öğrenilmesini de kolaylaştırmaktadır. Ders kitaplarında altı çizilen, koyu ya da italik harflerle yazılan cümlelerin daha kolay öğrenilmeleri, öğrenilecek malzemeye ilişkin aşağıdaki özelliklerden hangisiyle ilgilidir? A) B) C) D) E)

Kavramsal kategori Çağrışımsal anlam Kavramsal benzerlik Örgütlülük Algısal ayırt edilebilirlik

4-ÖĞRENMENİN YAPILDIĞI ORTAM

a)

a) Fiziki ortam: Öğrenmenin yapıldığı ortamın ısı, ışık, gürültü gibi özellikler bakımdan normal olması gerekir. Mesela; çok soğuk, sıcak veya çok gürültülü bir ortamda öğrenme zor gerçekleştirilir. b) Sosyal ortam: Öğrenciyi ders çalışmaktan uzaklaştıracak uyaranlar olmamalıdır. Mesela; arkadaş çevresi, aile ortamı, kültür, ekonomik şartlar bu sosyal faktörlerdendir.

Çocukluğunu köyde kuzularla, koyunlarla geçiren Hasan, liseden sonra veterinerlik fakültesinde öğrenim görmeye başlamıştır. Hasan bazı derslerde, diğer öğrencilerden daha çabuk ve daha iyi öğrenmektedir. Hasan’ın diğer öğrencilerden daha iyi öğrenmesine temel oluşturan etken aşağıdakilerden hangisidir?

A) B) C) D) E)

İlgi Olgunlaşma Zekâ düzeyi Performans düzeyi Kültürel-çevresel etki