BA IMSIZ YA AM VE SINIRLARI OLANAKLARI

BAöIMSIZ YAùAM VE SINIRLARI B AKIMA M UHTAÇ Y AùLILAR VE Y AùAM O LANAKLARI A NTALYA VE Ç EVRESøNDE Y AùAYAN B AKIMA M UHTAÇ Y AùLILAR ÜZERøNE A MPøRø...
Author: Metin Usak
0 downloads 0 Views 416KB Size
BAöIMSIZ YAùAM VE SINIRLARI B AKIMA M UHTAÇ Y AùLILAR VE Y AùAM O LANAKLARI A NTALYA VE Ç EVRESøNDE Y AùAYAN B AKIMA M UHTAÇ Y AùLILAR ÜZERøNE A MPøRøK ARAùTIRMA

PROF. DR. øSMAøL TUFAN

1

ÖNSÖZ HastalÕk, engellilik veya zamanla ortaya çÕkan bedensel güçsüzlük nedeniyle günlük yaúam etkinliklerinde kÕsÕtlÕ, bu yüzden baúka kimselerin yardÕmÕna veya bakÕmÕna ihtiyaç duyan yaúlÕlarÕn durumuyla ilgili bilgiler ve onlarÕn durumunu açÕklayan uygun bir teorik perspektif, yaúlÕlara ve onlarÕn bakÕmÕ yapan bireylere daha iyi yaúam koúullarÕnÕn yaratÕlmasÕna katkÕ sa÷layacaktÕr. BakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn sayÕsÕ, demografik geliúmelere ba÷lÕ olarak artmaktadÕr. Bu yüzden nasÕl, hangi koúullarda ve kimler tarafÕndan bakÕmlarÕnÕn yapÕldÕ÷Õna bilimsel cevaplar verilmeye çalÕúÕlmaktadÕr. “Ba÷ÕmsÕz Yaúam ve SÕnÕrlarÕ” adlÕ bu araútÕrma, yaúlÕlarÕ odak noktaya koyarak bu sorularÕ, Antalya ve çevresinde yaúayan bakÕma muhtaç yaúlÕlar arasÕndan seçilen bir denek grubuna yöneltilen sorulardan elde edilen verilere dayanarak cevaplamaya çalÕúmaktadÕr. Kurumsal bakÕm altÕndaki yaúlÕlarÕn sayÕsÕ azdÕr. Ço÷u, burada gayri resmi sosyal destek a÷Õ olarak adlandÕrÕlan iliúkiler içinde bakÕlmaktadÕrlar. Bu yüzden sosyal destek a÷ÕnÕn kapsamÕ ve sa÷lamlÕ÷Õ, yaúlÕlar açÕsÕndan büyük önem taúÕmaktadÕr. KapsamÕ, yardÕmlarÕn türünü ve çeúitlili÷ini, sa÷lamlÕ÷Õ ise süreklili÷ini ifade etmektedir. Di÷er taraftan yaúlÕlara yönelik profesyonel bakÕm hizmetlerinin, yaúlÕlarÕn beklentilerine uygun úekillerde organize edilebilmeleri ve yürütülebilmeleri, bakÕm kurumlarÕnÕn bu destek a÷Õyla yapaca÷Õ iúbirli÷ine ba÷lÕdÕr. Kurumsal bakÕm hizmetleri, bu iúbirli÷i ile yaúlÕlarÕn ihtiyaçlarÕna daha iyi ve uygun úekilde tasarlanabilmektedir. YaúlÕ bakÕm hizmetlerinde baúlÕca hedef, bir taraftan daha masraflÕ olan kurumsal bakÕmlarÕ azaltmak, di÷er taraftan kurumsal bakÕm a÷ÕnÕ yaygÕnlaútÕrarak, gerekli olan durumlarda devreye girebilmesini sa÷lamaktÕr. Kurumsal bakÕmlarÕn ev dÕúÕnda ve evde olmak üzere iki boyuta sahip bir hizmet anlayÕúÕyla tasarlanmalarÕ gerekti÷i alÕnmalÕdÕr ve yaúlÕlarÕn evde bakÕmÕnÕ destekleyici nitelikte olmalarÕ sa÷lanmalÕdÕr. Böylece hem kamusal giderlerde tasarruf yaratÕlacaktÕr, hem de yaúlÕlarÕn beklenti ve ihtiyaçlarÕna daha iyi cevap verebilen kurumsal bakÕm hizmetleri ço÷alacaktÕr. AraútÕrmalar, bu yaúlÕlarÕn, kendi evlerinde bakÕlmayÕ tercih ettiklerini göstermektedir. Evdeki bakÕmÕn yetersiz kaldÕ÷Õ veya mümkün olmadÕ÷Õ durumlarda, bakÕm görevi kurumlara aktarÕlmalÕdÕr. Bu açÕdan bakÕldÕ÷Õnda, araútÕrma kapsamÕnda ulaúÕlan bulgularÕn, bakÕm kurumlarÕ açÕsÕndan da önem taúÕdÕ÷Õ anlaúÕlmaktadÕr. Öte yandan yeni bulgular toplum açÕsÕndan da anlamlÕdÕr. Çünkü yaúlÕlÕkta bakÕma muhtaçlÕk probleminden toplum çeúitli úekillerde etkilenmektedir. Sa÷lÕk, ekonomi, sosyal güvenlik sistemlerinin yanÕ sÕra, kadÕn, aile, çocuk gibi farklÕ sosyal gruplara 2

olumsuz etkiler yaptÕ÷Õ kanÕtlanmÕútÕr. Bu yüzden toplumun üstesinden gelmek zorunda oldu÷u, ça÷ÕmÕzÕn en önemli sosyal problemlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu araútÕrmanÕn nihai hedefi, bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn sosyal risklerini azaltmak ve buna yönelik bütün giriúimleri desteklemektir. Böylece yaúlÕlÕkta bakÕma muhtaçlÕk problemini mümkün olabildi÷ince “sosyal risk” çerçevesinin dÕúÕna çekmeye çalÕúmaktadÕr. Tabii ki bir tek araútÕrma ile bu hedefe ulaúmak mümkün de÷ildir. Buna ra÷men elde edilen yeni bilgiler, bu yöne do÷ru atÕlan ilk adÕmlardan biri olarak görülmelidir. Bu araútÕrmanÕn oluúturdu÷u temel üzerine, di÷er araútÕrmacÕlar sa÷lam bir teorik-pratik binanÕn inúasÕna baúlayabilirler. Böyle bir araútÕrma, çeúitli organizasyon, kurum, kuruluú ve uzmanlarÕn katkÕsÕ olmadan yapÕlamazdÕ. Bu yüzden araútÕrmaya çeúitli úekillerde katkÕ sa÷layan bütün kurumlara ve bireylere teúekkür ederim. Öncelikle T.C.BaúbakanlÕk Devlet Planlama TeúkilatÕ’na ve TÜBITAK’a sa÷ladÕklarÕ olanaklardan, Antalya ve çevresindeki sa÷lÕk ve sosyal hizmet kurumlarÕnda görev yapan uzmanlarÕmÕza bakÕma muhtaç yaúlÕlara ulaúabilmede yaptÕklarÕ yardÕmlardan ve Akdeniz Üniversitesi Hemúirelik Yüksekokulu ö÷rencilerinden oluúan anketör ekibimize araútÕrmanÕn baúarÕyla sonuçlandÕrÕlmasÕna katkÕsÕ olan çalÕúmalarÕndan dolayÕ teúekkür ederim. AraútÕrmada eme÷i geçen, burada adlarÕyla sayamadÕ÷Õm herkese teúekkür ederken, özellikle zor durumlarÕna ra÷men bizi evinde a÷Õrlayan, sorularÕmÕza sabÕr ve itinayla cevap veren, böylece araútÕrmanÕn gerçekleúmesinde en büyük pay sahibi olan yaúlÕlarÕmÕza ve onlarÕn ailelerine teúekkür eder, bu araútÕrmanÕn, onlarÕn hayatÕnda olumlu de÷iúimler yaratacak olan giriúimlere yol açmasÕnÕ temenni ederim. Doç. Dr. øsmail Tufan

3

Gçindekiler ÖNSÖZ ........................................................................................................................................................ 2 øÇøNDEKøLER .................................................................. HATA! YER øùARETø TANIMLANMAMIù. 1

GøRøù ................................................................................................................................................. 7 1.1 BøLøMSEL ÇALIùMALAR................................................................................................................. 10 1.2 GAYRø RESMø SOSYAL DESTEK AöI .............................................................................................. 10 1.3 BøLøMLER ARASI ÇALIùMALARIN ÖNEMø ...................................................................................... 12

2

ARAùTIRMANIN TASARIMI ..................................................................................................... 12 2.1 KONU ............................................................................................................................................ 13 2.2 TANIMLAR .................................................................................................................................... 13 2.3 METOT .......................................................................................................................................... 14 2.3.1 Görüúme ............................................................................................................................. 14 2.3.2 Görüúmeciler ...................................................................................................................... 15 2.3.3 Denekler ............................................................................................................................. 15 2.4 TEORøK POZøSYON......................................................................................................................... 16 2.4.1 Engellilik ve BakÕma MuhtaçlÕk .......................................................................................... 16 2.4.2 Demografik Geliúmeler....................................................................................................... 18 2.5 BAöIMIZ YAùAM KONSEPTø .......................................................................................................... 18 2.5.1 Tipik Günlük TEMEL Yaúam ETKøNLøKLERø ................................................................... 20 2.5.2 AraútÕrma EnstrümanÕnÕn TasarÕmÕ .................................................................................... 20

3

ÇEVRE VE YAùAM ALANLARI ................................................................................................ 22 3.1 3.2 3.3 3.4 3.5 3.6 3.7

4

øNSAN-ÇEVRE-øLøùKøSø .................................................................................................................. 22 BAKIMA MUHTAÇLARIN YAùAM ALANI: EVø! .............................................................................. 24 KONUTLARIN YÜZÖLÇÜMÜ VE ODA SAYISI .................................................................................. 26 KAMET BøÇøMLERø ......................................................................................................................... 27 BAKIMA MUHTAÇLIK SÜRESø........................................................................................................ 28 KONUTTA øKAMET SÜRESø ............................................................................................................ 29 TOPLUMSAL BÜTÜNLEùME VE BOYUTLARI ................................................................................... 30

BAKIMA MUHTAÇ YAùLILARIN SOSYAL DURUMU ........................................................ 30 4.1 SOSYODEMOGRAFøK ÖZELLøKLERø ................................................................................................ 30 4.2 GELøR DURUMU ............................................................................................................................ 31

5

BAKIMA MUHTAÇLIK SEBEPLERø ........................................................................................ 32 5.1 BAKIMA MUHTAÇLIKTA RUHSAL HASTALIKLAR .......................................................................... 32 5.2 MEDENø DURUM VE RUHSAL SAöLIK............................................................................................ 33 5.3 YAù FAKTÖRÜNÜN BAKIMA MUHTAÇLIöA ETKøSø ....................................................................... 34

6

GÜNLÜK YAùAM ......................................................................................................................... 34 6.1 6.2 6.3 6.4 6.5

7

GENEL DURUM ............................................................................................................................. 34 CEVAP SAYISINA GÖRE DEöERLENDøRMELER .............................................................................. 35 EKONOMøK BAöIMSIZLIK .............................................................................................................. 37 GÜNLÜK YAùAMIN ÖZEL DURUMLARI ......................................................................................... 38 øKAMET BÖLGESøYLE øLGøLø GÖRÜùLER ........................................................................................ 38

SOSYAL DESTEK AöI ................................................................................................................. 41 7.1 YARDIMCI TøPLERø ........................................................................................................................ 41 7.2 YARDIM KANALLARI .................................................................................................................... 44 7.2.1 YaúlÕlarÕn Cinsiyeti ve YardÕmlar ....................................................................................... 46 7.2.2 yaúlÕlarÕn Medeni Durumu ve yardÕmlar ............................................................................ 47

4

7.2.3 7.2.4 7.2.5 8

TARTIùMA VE ÖNERøLER ........................................................................................................ 51 8.1 8.2 8.3 8.4

9

YardÕmlardan Memnuniyet ................................................................................................. 47 Komúu YardÕmlarÕ............................................................................................................... 48 YardÕmlaúma A÷Õ Türleri .................................................................................................... 50

PANEL ARAùTIRMASI .................................................................................................................... 53 SOSYAL BAKIM SøGORTASI ........................................................................................................... 53 GERONTOLOJø ............................................................................................................................... 53 SON SÖZ........................................................................................................................................ 53

KAYNAKÇA ................................................................................................................................... 54

5

1 ùekil 1: AraútÕrma kapsamÕnda gayri resmi sosyal destek a÷ÕnÕn yapÕsÕ...........................9 ùekil 6: YaúlÕ ve emeklilik hakkÕ bulunmayan dul kadÕnlarÕn sosyal güvenlik durumu (Kaynak: DøE 2002/Hesaplama: Tufan 2006).........................................................18 ùekil 11: Günlük tipik temel yaúam etkinliklerinde dikkate alÕnmasÕ gereken unsurlar. 19 ùekil 12: Günlük temel yaúam etkinliklerinde ba÷ÕmlÕ-ba÷ÕmsÕz ayrÕmÕ yapÕlÕrken dikkate alÕnmasÕ gereken önemli unsurlar (Schneekloth et.al. 1996, 37). ..............22 ùekil 13: BakÕma muhtaç yaúlÕ bireyin mikro sistemi (Hedderich’in 2003b aktardÕ÷Õ, Bronfenbrenner’in mikro sistem tanÕmÕndan hareket edilerek çizilmiútir). ............24 ùekil 20: Denek grubunda ruhsal hasta yaúlÕlarÕn medeni durumu. ................................33 ùekil 25: Günlük temel yaúam etkinliklerinde ba÷ÕmlÕlÕk durumlarÕ. .............................35 ùekil 26: Günlük temel yaúam etkinliklerinde ba÷ÕmlÕlÕ÷Õn cinsiyet faktörüyle iliúkisi. 36 ùekil 27: Deneklerin günlük temel yaúam etkinlikleriyle ilgili tüm cevaplarÕnÕn yaú gruplarÕna göre da÷ÕlÕmÕ. .........................................................................................36 ùekil 28: Günlük temel yaúam etkinliklerinde ba÷ÕmlÕlÕ÷Õn yaú faktörüyle iliúkisi. .......36 ùekil 29: Günlük temel yaúam etkinliklerinde ba÷ÕmlÕlÕ÷Õn yaú faktörüyle iliúkisi. .......37 ùekil 30: Ekonomik ba÷ÕmsÕzlÕk ve e÷itim düzeyi arasÕndaki iliúki. ..............................38 ùekil 31: Mezo sisteme örnek (e÷itim sistemi) ve deneklerin güncel ekonomik durumu. .................................................................................................................................38 ùekil 32: Deneklerin ikamet bölgesi ve ikamet biçimi arasÕndaki iliúki. ........................41 ùekil 33: BøRøNCø YARDIMCI tipi ile ilgili bulgular. ..................................................42 ùekil 34: øKøNCø YARDIMCI tipi ile ilgili bulgular. .....................................................42 ùekil 35: ÜÇÜNCÜ YARDIMCI tipi ile ilgili bulgular. ................................................43 ùekil 36: DÖRDÜNCÜ YARDIMCI tipi ile ilgili bulgular. ..........................................43 ùekil 37: YARDIMCI 1 ile ilgili de÷erlendirmeler. .......................................................48 ùekil 38: YARDIMCI 2 ile ilgili de÷erlendirmeler. .......................................................48 ùekil 39: YARDIMCI 3 ile ilgili de÷erlendirmeler. .......................................................48 ùekil 40: YARDIMCI 4 ile ilgili de÷erlendirmeler. .......................................................48 ùekil 41: Komúu yardÕmlarÕ ile ilgili de÷erlendirmeler ve yaúlÕlarÕn cinsiyeti. ..............48 ùekil 42: Komúu yardÕmlarÕ ile ilgili de÷erlendirmeler ve yaúlÕlarÕn yaú gruplarÕ. .........49 ùekil 43: Komúu yardÕmlarÕ ile ilgili de÷erlendirmeler ve yaúlÕlarÕn medeni durumu....49 ùekil 44: Komúu yardÕmlarÕ ile ilgili de÷erlendirmeler ve yaúlÕlarÕn e÷itim durumu. ....49 ùekil 45: Komúu yardÕmlarÕ ile ilgili de÷erlendirmeler ve yaúlÕlarÕn ikamet bölgesi. ....50 ùekil 46: Birincil yardÕmcÕlarÕn komúu yardÕmlarÕyla ilgili de÷erlendirmeleri. .............50 ùekil 47: YardÕm a÷Õ türleri. ............................................................................................51

2

6

GøRøù Tablo 6: Akdeniz Bölgesinde günlük temel yaúam etkinliklerinde ba÷ÕmlÕ yaúlÕ nüfusun hanehalkÕ reisine göre konumu ve günlük temel yaúam etkinliklerinde ba÷ÕmlÕ yaúlÕ nüfustan seçilen örneklemin hane halkÕ reisine göre konumu (Akdeniz Bölgesi’nde günlük temel yaúam etkinliklerinde ba÷ÕmlÕ nüfus ile ilgili kaynak: DøE 2002/Hesaplama: Tufan 2007). ...............................................................................16 Tablo 10: Deneklerin evlerinin yüzölçümüne göre da÷ÕlÕmÕ. .........................................27 Tablo 11: Deneklerin ikamet etti÷i evlerin oda sayÕsÕ.....................................................27 Tablo 14: BakÕma muhtaç yaúlÕnÕn oturdu÷u evin sahibi. ...............................................27 Tablo 15: Denek grubunda bakÕma muhtaçlÕk süresi. .....................................................28 Tablo 16: Deneklerin yaú grubuna göre bakÕma muhtaçlÕk süresi. .................................28 Tablo 17: økamet süresi. ..................................................................................................29 Tablo 18: Engelli insanlarÕn yaúam alanlarÕnÕ kÕsÕtlayan faktörler (Kaynak: Bernard, Hovorka 1992). ........................................................................................................30 Tablo 19: Deneklerin e÷itim durumu. .............................................................................30 Tablo 21: Türkiye’de bakÕma muhtaç yaúlÕ nüfusun e÷itim düzeyi ve yaú ortalamasÕ (Kaynak: DøE 2002; Hesaplama: Tufan 2007)........................................................31 Tablo 22: Ruhsal hasta deneklerin cinsiyete göre da÷ÕlÕmÕ.............................................33 Tablo 23: Yaú grubuna göre engellilik durumlarÕ (aynÕ zamanda bakÕma muhtaçlÕ÷Õn sebepleri). ................................................................................................................34 Tablo 24: Deneklerin günlük temel yaúam etkinliklerindeki ba÷ÕmlÕlÕk durumu. ..........35 Tablo 25: Günlük temel yaúam etkinliklerinin yerine getirilebilmesinde deneklerin genel ba÷ÕmlÕlÕk durumu. ........................................................................................35 Tablo 26: Deneklerin e÷itim durumuna göre aylÕk ortalama gelirleri. ...........................38 Tablo 27: UlaúÕm olanaklarÕyla ilgili görüúler. ...............................................................39 Tablo 28: Sa÷lÕk hizmetleriyle ilgili görüúler. ................................................................39 Tablo 29: AlÕúveriú olanaklarÕyla ilgili görüúler. ............................................................39 Tablo 30: Resmi kurumlarla ilgili görüúler. ....................................................................40 Tablo 31: Fiziksel çevreyle ilgili görüúler. .....................................................................40 Tablo 32: Mimari yapÕlaúma ile ilgili görüúler................................................................40 Tablo 33: økamet bölgesiyle ilgili genel memnuniyet. ....................................................40 Tablo 34: Birincil yardÕmcÕlar. ........................................................................................44 Tablo 35: YardÕm kanallarÕ. ............................................................................................45 Tablo 36: ardÕm kanalarÕnda yaúlÕlara aktarÕlan yardÕmlarda bakÕma muhtaç yaúlÕnÕ yaúÕ dikkate alÕnarak yapÕlan analizlerden elde edilen bulgular. ....................................45 Tablo 37: YardÕm kanallarÕndan yaúlÕlara aktarÕlan yardÕmlarÕn yaúlÕlarÕn cinsiyeti ve yardÕmcÕlara göre da÷ÕlÕmÕ. .....................................................................................46 Tablo 38: YardÕmcÕ tipleriyle ilgili de÷erlendirmeler. ....................................................47 Tablo 39: YardÕmcÕlardan memnuniyet düzeyi ve soruyu cevaplan kiúi arasÕndaki iliúki. .................................................................................................................................47

7

(…) YaúlÕlarÕn sayÕsÕ demografik de÷iúimlere paralel úekilde ço÷alÕrken, bakÕma muhtaç yaúlÕ sayÕsÕ aynÕ ölçüde artmamaktadÕr. BakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn sayÕsÕ, bakÕma muhtaç olmayan yaúlÕlardan belirgin úekilde daha azdÕr. AraútÕrmalar, 80 yaú ve üzerindeki nüfusun %85’in günlük temel yaúam etkinliklerini her türlü destek ve yardÕmdan ba÷ÕmsÕz úekilde tek baúlarÕna yerine getirebildiklerini göstermektedir (Lehr 2000,121)1. Bu, öncelikle genel yaúam koúullarÕnda yaratÕlan olumlu de÷iúimlerin bir sonucudur. Buna ra÷men yaúlÕlÕkta bakÕma muhtaçlÕk riski, göz önüne alÕnmasÕ gereken ça÷ÕmÕzÕn en önemli problemleri arasÕna girmiútir. BatÕ ülkelerinde, Türkiye’dekinin tersine, bu probleme yönelik pek çok araútÕrma yapÕlmÕú ve bilimsel çalÕúma yayÕnlanmÕútÕr. BakÕm risklerinin epidemiyolojisi ile ilgili olanlar, bireylerin yaúlanma biçimlerine ve sa÷lÕk durumlarÕna ba÷lÕ olarak yaúlÕlÕkta bakÕma muhtaçlÕ÷Õn azalÕp ço÷aldÕ÷ÕnÕ ortaya koymaktadÕrlar. Yaúam stillerinin hastalÕk ve bakÕma muhtaçlÕk yaratan etkileri, bugün Gerontolojide sa÷lÕ÷Õ korumaya yarayan faktörler ve uzayan yaúam süreçlerinde sa÷lÕ÷Õn mümkün olabilen en uzun süre korunmasÕna yardÕmcÕ olan koúullarÕn tespit edilmesine yönelik bilimsel çalÕúmalarÕn a÷ÕrlÕk kazanmasÕna yol açmÕútÕr. Bu giriúimlerin ardÕnda, yaúam kalitesinin yaúam boyunca yükseltilmesi hedefi yatmaktadÕr (Kruse 20022, Meier-Baumgartner, Dapp, Anders 20043: Bkz. Schulz-Nieswandt 2006, 219). (…) AraútÕrmalar, bakÕma muhtaçlÕk riskinin “orta yaú” döneminin sonlarÕnda arttÕ÷ÕnÕ göstermektedir. Bu yüzden aile politikalarÕnda bakÕma muhtaçlÕk riskini azaltan faktörlerin dikkate alÕnmalarÕ gerekmektedir (Schulz-Nieswandt 20044, Gerlach 20045: Bkz. Schulz-Nieswandt 2006, 219). (…)

Türkiye’de de yaúlÕ insanlarÕn nüfustaki payÕ sürekli ço÷alÕyor. YaúÕ 60 ve üzerindeki bireyler burada yaúlÕ olarak tanÕmlanmaktadÕrlar. BunlarÕn 1960 yÕlÕnda nüfustaki oranÕ %3 civarÕndaydÕ. Bugün yaklaúÕk %9’a yükselmiútir. Türkiye’deki demografik 1

Lehr, U. 2000. Psychologie des Alterns, 9.Aufl. Quelle&Mayer: Wiebelsheim. Kruse, A. 2002. Gesund altern. Nomos: Baden-Baden. 3 Meier-Baumgartner, H.P., Dapp, U., Anders, J. 2004. Aktive Gesundheitsförderung im Alter. Kohlhammer: Stuttgart. 4 Schulz-Nieswandt, F. 2004. Gesclechtsverhältnisse, die Rechte der Kinder und Familienolitik in der Erwerbsarbeitsgesellschaft. Lit-Verlag: Münster. 5 Gerlach, I. 2004. Familienpolitik. VS Verlag für Sozialwissenschaften: Wiesbaden. 2

8

de÷iúimlerle ilgili analizler 2020’li yÕllarda yaúlÕ oranÕnÕn %15-20 arasÕnda yer alaca÷Õna iúaret ediyor (Tufan 2006a)6. (…) "Ba÷ÕmsÕz Yaúam ve SÕnÕrlarÕ" baúlÕ÷Õ altÕnda yapÕlan araútÕrma, bakÕma muhtaç yaúlÕlara yardÕm ve bakÕm alternatifleri ile ilgili, ilk defa kendi bilgilerimize dayanan bir tartÕúma platformu yaratmaya çalÕúmaktadÕr. Bunu gerekli kÕlan baúlÕca üç sebep vardÕr: Profesyonel bakÕm ve yardÕm hizmetlerinin yetersizli÷i, bakÕm hizmetlerinin büyük kentlerde yo÷unlaúmÕú olmalarÕ ve profesyonel bakÕm hizmetlerini satÕn alacak ekonomik güce sahip ailelerin azlÕ÷ÕdÕr. Bu yüzden araútÕrmanÕn çÕkÕú noktasÕnda úu hipotezler yer almÕútÕr: x

BakÕma muhtaç durumdaki yaúlÕlarÕn ço÷una gayri resmi sosyal destek a÷Õ kapsamÕnda bakÕlmaktadÕr.

x

Bu a÷Õn içinde bakÕma muhtaç yaúlÕnÕn eúi, yetiúkin çocuklarÕ, gelinleri, damatlarÕ, akrabalarÕ, komúularÕ, arkadaúlarÕ ve iliúkide oldu÷u di÷er úahÕslar yer almaktadÕr.

x

BakÕmlarÕn türü ve kapsamÕ, sosyal destek a÷ÕnÕn olanaklarÕna ba÷lÕdÕr.

x

Destek a÷ÕnÕn bakÕma muhtaç yaúlÕya yardÕm olanaklarÕ, bakÕma muhtaç yaúlÕyla arasÕndaki fiziksel mesafe uzadÕkça azalmaktadÕr.

Bu hipotezler, yaúlÕlÕkta bakÕma muhtaçlÕ÷Õ, bir taraftan yaúlÕlarÕn, di÷er taraftan gayri resmi sosyal destek a÷Õnda yer alan bireylerin problemi olarak kabul etmektedir. Bu yardÕm sisteminin en önemli elementi olarak kabul edilen “aileyi”, yaúlÕnÕn yaúamÕna direkt etki eden bir faktör olarak görmektedir. BakÕma muhtaç yaúlÕlara ba÷ÕmsÕz bir yaúamÕ mümkün kÕlacak olanaklarÕn, ailenin olanaklarÕyla ba÷lantÕlÕ oldu÷u görüúünden hareket edilmektedir. Bu olanaklar ço÷aldÕkça ailenin ba÷ÕmsÕzlÕ÷ÕnÕn artaca÷Õ, bakÕma muhtaç yaúlÕlar günlük yaúam etkinliklerinde ne kadar ba÷ÕmsÕz hale gelirlerse, ailelerin bundan maddi-manevi çeúitli kazançlar elde edecekleri kabul edilmektedir.

ùekil 1: AraútÕrma kapsamÕnda gayri resmi sosyal destek a÷ÕnÕn yapÕsÕ.

6

Tufan, ø. 2006a. Birinci Türkiye YaúlÕlÕk Raporu. BasÕm hazÕrlÕklarÕ devam ediyor.

9

2.1 BøLøMSEL ÇALIùMALAR (…) YaúlÕlÕkta bakÕma muhtaçlÕ÷a sosyal politikalarÕn ilgisi de artmaktadÕr. Hükümetler, bu problemi kontrol altÕna alabilmenin yollarÕnÕ ararken bilimsel araútÕrmalardan yararlanmayÕ tercih etmektedirler. Böylece bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn ihtiyaçlarÕna uygun hizmetlerin tasarÕmÕnda önemli avantajlar sa÷lanmaktadÕr. Özellikle evde bakÕlan yaúlÕlar sosyal politikalarda odak noktaya konulmaktadÕr (Schneekloth et.al. 19967; Blinkert, Klie 19998; Schulz-Nieswandt 20069). Çünkü daha pahalÕ olan kurumsal bakÕmlar azaldÕkça, bundan toplumun da finansal kazançlarÕ olmaktadÕr. Bütün bunlar úunu gösteriyor: BakÕma muhtaçlÕk artÕk bireysel problemlerden biri olarak de÷il, aksine toplumsal bir problem olarak görülmektedir. Böylece yaúlanan toplumlarÕn risklerinden biri olarak kabul edilmektedir ve uzun vadeli yaúlÕlÕk politikalarÕ içinde de÷erlendirilmektedir. YaúlÕlÕk politikalarÕnÕn güncel temasÕ “yapÕsal eksikliklerin giderilmesi ve yaúlÕ yardÕm sisteminin geliútirilmesi” (Niederfranke 2000, 391)10 olarak tanÕmlanmaktadÕr. (…)

2.2 GAYRø RESMø SOSYAL DESTEK AöI BakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn ço÷u gayri resmi sosyal destek ve yardÕmlaúma iliúkileri kapsamÕnda bakÕlmaktadÕr. Aile, bu sosyal destek sisteminin en önemli parçasÕdÕr. YaúlÕlar açÕsÕndan anlam ve önemi giderek artmaktadÕr. Aile yapÕsÕ endüstrileúme sürecinde de÷iúmektedir. Bir taraftan “büyük aile” azalmakta, yerine “çekirdek aile” geçmektedir. Di÷er taraftan ailenin co÷rafi alana yayÕlma e÷ilimi hÕzla artmaktadÕr (örne÷in: göç). Bunun yanÕ sÕra endüstrileúme sürecinde ailesel ve kamusal alanlar birbirinden ayrÕlmaktadÕr. Aile biçimlerinde ve yapÕsÕnda ortaya çÕkan de÷iúimler (Doer, 7

Schneekloth, U., Potthoff, P. Piekara, R., Rosenbladt, B.v. 1996. Hilfe- und Pflegebedürftige in privaten Haushalten. Bericht zur Repräsentativerhebung im Forschungsprojekt "Moglichkeiten und Grenzen selbständiger Lebensführung"- Endbericht. Schriftenreihe des Bundesministerium für Familie, Senioren, Frauen und Jugend. Band 111.2. Kohlhammer: Stuttgart, Berlin, Köln. 8 Blinkert, B., Klie, T. 1999. Pflege im sozialen Wandel. Eine Untersuchung von häuslich versorgten Pflegebedürftigen nach Einführung der Pflegeversicherung. Unter Mitarb. von S. Herscher… Im Auftrag des Sozialministeriums Baden-Württemberg. FIFAS, Freiburger Institut für Angewandte Sozialwissenschaft e.V., Vincentz: Hannover. 9 Schulz-Nieswandt, F. 2006. Sozialpolitik und Alter. Kohlhammer: Suttgart. 10 Niederfranke, A. 2000. “Altenpolitik” Pp. 386-392 in Angewandte Gerontologie in Schlüsselbegriffen edited by H.-W. Wahl, C. Tesch-Römer. Kohlhammer: Stuttgart.

10

Schneider 1990, 88ff.)11, bakÕma muhtaç yaúlÕlar açÕsÕndan bir takÕm olumsuz sonuçlar do÷urmaktadÕr. (…) “Çekirdek aile, sadece iki kuúaktan meydana gelmektedir; ebeveyn ve çocuklar” (Doer, Schneider 1990, 91). Ders kitaplarÕnda da bu úekilde tanÕttÕ÷ÕmÕz ailenin yapÕsÕnda yaúlÕlarÕn bulunmadÕ÷Õ görüúü gençler arasÕnda yayÕlÕr ve bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn bakÕmÕndan gençlerin sorumlu tutulamayaca÷Õ söylenirse, bu görüúüyle gençler tamamen haksÕz olmayacaktÕr. Ya ailenin bu tanÕmÕna uygun giriúimler yapÕlmalÕdÕr ya da aileyi yeniden tanÕmlayÕp yeni giriúim alanlarÕ tasarlanmalÕdÕr. Her ikisinde de sorumluluk, topluma ve toplumsal organlara düúmektedir. Çünkü Doer ve Schneider’in (1990, 91) belirtti÷i gibi “artÕk günümüzde suni bir (Familismus) yoktur, buna karúÕn özel ve kamusal alanlar birbirinden ayrÕlmÕúlardÕr.” BakÕma muhtaçlÕk, kamusal bir problem olarak görülmektedir. Ama bunun anlamÕ, ailenin bu ba÷lamda hiçbir fonksiyona sahip olmadÕ÷Õ demek de÷ildir. Daha ziyade sosyal kurumlardan biri olarak ailenin kendisi, hala bu görevi üstlenebilir, ama bu iúlevini yerine getirebilmesi için yaratÕlacak olanaklarda kamusallÕk özelli÷i bulunmalÕdÕr. Ailenin, özel ve kamusal olmak üzere çift boyutlu niteliklerine bu ba÷lamda daha çok dikkat edilmesi gerekmektedir. (…) YaúlÕlÕkta bakÕma muhtaçlÕk probleminin “kadÕn” açÕsÕndan do÷urdu÷u sonuçlarÕn da önemi artmaktadÕr. Daha sonra görülece÷i gibi ailede bakÕm görevini öncelikle ailenin kadÕn üyeleri üstlenmektedir. BakÕmlarda en büyük pay %21,6 oranÕyla yaúlÕlarÕn kÕzlarÕndadÕr. BunlarÕ %20,2 ile yaúlÕ kadÕnlar (eúler) takip etmektedir. Üçüncü sÕrada %15,3 ile akrabalardan veya tanÕdÕklardan oluúan yardÕmcÕlar yer almaktadÕr. Eúlerin yanÕ sÕra, bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn “anneleri” sosyal destek a÷Õnda %11,8’lik payla dördüncü sÕrada gelmektedir. BunlarÕ %10,7 ile yaúlÕ erkekler (eúler) izlemektedir. Gelinleri tarafÕndan bakÕlan yaúlÕlarÕn oranÕ %7,6’dÕr. Erkek çocu÷u, bayan arkadaúÕ veya kÕz kardeúi tarafÕndan bakÕlan yaúlÕlarÕn (her grup için) oranÕ %3’ün altÕndadÕr. Kimlerden meydana geldi÷i detaylÕca incelenmeyen “di÷er” úahÕslarÕn gayri resmi sosyal destek a÷Õndaki payÕ ise %4,6’dÕr (Schneekloth, Potthoff et.al. 1996,134). (…) Sosyal pozisyonlarÕ farklÕ bireylerden meydana gelen bu sosyal destek a÷ÕnÕn içinde cinsiyete özgü görevlerin yürütüldü÷ü görülmektedir. Türkiye’de bulunmayan, ama gerekli oldu÷unu gösteren sebeplerin ço÷aldÕ÷Õ “BakÕm SigortasÕ” (Tufan 2006b)12 11

Doer, H., Schneider, G.W. 1990. Soziologische Bausteine. Eine Einführung für Schüler und Studenten, 11.Aufl. Univ. Verlag Dr. N. Brockmeyer: Bochum. 12 Tufan, ø. 2006b. YaúlÕlÕkta BakÕma MuhtaçlÕk ve Yeni Bir BakÕm Kültürü - Sosyal BakÕm SigortasÕ: Demografik De÷iúimlerin YarattÕ÷Õ Bir Sorun ve TartÕúmaya AçÕk Bir Konsept.

11

kapsamÕnda, para yardÕmÕ alternatifinde karar kÕlan yardÕmcÕlarÕn, bu kararlarÕnda rol oynayan sebepleri ve parasal yardÕmÕn hangi amaçla kullanÕldÕ÷Õ sorusunu inceleyen Evers, Rauch (1996)13, destek a÷ÕnÕn içinde yer alan erkeklerin, bakÕmlara hem daha az katÕldÕklarÕnÕ, hem de bakÕm görevini farklÕ koúullarda yürüttüklerini tespit etmiúlerdir. “KadÕnlar, kendilerini bakÕmlarÕn yürütülmesinden sorumlu görürken; erkekler, daha çok bakÕmlarÕn organizasyonu ile ilgilenmektedirler” (Bkz. Entzian 1999,25)14. (…)

2.3 BøLøMLER ARASI ÇALIùMALARIN ÖNEMø BatÕ ülkelerinde Geriatri (Zenneck, Ungerer, Liedtke 2002)15, Gerontopsikoloji (Howe et.al. 1991)16 veya Sosyal Gerontoloji (Entzian, Giercke, Klie, Schmidt 2000)17, yaúlÕlarÕn genel ve bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn özel sorunlarÕna kendi yöntemleriyle farklÕ açÕlardan ortak yanÕtlar ararken, Türkiye’de bu olanaklarÕn yeterince algÕlanamadÕ÷Õ dikkat çekmektedir. (…) Bilimler arasÕ ortak çalÕúmalar, sadece Gerontolojinin bir talebi de÷ildir. Bütün bilim kollarÕnda disiplinler arasÕ çalÕúmalar giderek yaygÕnlaúmaktadÕr. Hekim-mühendis iúbirli÷inden ortaya tÕbbi teknoloji çÕkmÕútÕr. Biyoloji ve Kimya iúbirli÷i Biyokimya do÷muútur. Gerontolojide de Gerontopsikoloji, Gerontopsikiyatri, Gerontososyoloji, UygulamalÕ Gerontoloji, øntervensiyon Gerontolojisi gibi çeúitli alt kollar ortaya çÕkmÕútÕr. Türkiye’de ise bilimler arasÕ iúbirli÷i yaygÕn de÷ildir. Ortak çalÕúmalarla çözülebilecek problemler çözümsüz hale gelmeden, bu yönde adÕmlar atÕlmalÕdÕr.

3

ARAùTIRMANIN TASARIMI

Sosyal problemlere bakÕú açÕsÕ, probleme yaklaúÕm tarzlarÕ ve problemin algÕlanÕúÕ, araútÕrma sürecindeki giriúimleri do÷rudan etkilemektedir. “Özne-nesne ba÷ÕntÕsÕ” (Hug 13

Evers, A., Rauch, U. 1996. Geldleistungen in der Pflegeversicherung. Motive und Mittelverwendung bei Personen, die im Rahmen des Pflegeversicherungsgesetzes die Geldleistungsalternative in Anspruch nehmen. Gießen. 14 Entzian, H. 1999. Altenpflege zeigt Profil. Ein berufskundliches Lehrbuch. Beltz: Weinheim, Basel. 15 Zenneck, H.-U., Ungerer, O., Liedtke, C. 2002. Altenpflege - Geriatrie, 4.Aufl. Büchner/Handwerk und Technik: Hamburg. 16 Howe, J. et.al.1991. Lehrbuch der psychologischen und sozialen Alternswissenschaft, Band 3: Hilfe und Unterstützung für ältere Menschen. Asanger: Heidelberg. 17 Entzian, H. Giercke, K. I., Klie, T., Schmidt, R. 2000. Soziale Gerontologie. Forschung und Praxisentwicklung im Pflegewesen und in der Altenarbeit. Mabuse Verlag: Frankfurt am Main.

12

2001)18, bu giriúimlerde önemli rol oynamaktadÕr. Bunlar seçilen konulara ve konuyu incelerken kullanÕlan kavramlara kadar yansÕyan etkilerle ba÷lantÕlÕdÕr. Bu açÕdan bakÕldÕ÷Õnda Gibson’un (1979)19 “direkt algÕlama” dedi÷i, çevredeki nesnelerin ve olgularÕn bedensel duyular veya algÕlama sistemleriyle bilincine varÕlmasÕ arasÕnda sÕkÕ ba÷lantÕlarÕ dikkate almak gerekir (Bkz. Wandmacher 2002)20. Bunun, bu araútÕrma açÕsÕndan anlamlarÕ “teorik pozisyon” ele alÕnÕrken anlaúÕlacaktÕr. Buna geçmeden önce, araútÕrmanÕn tasarÕmÕ hakkÕnda bilgiler sunulacaktÕr.

3.1 KONU (…)

3.2 TANIMLAR Ba÷ÕmsÕzlÕk ve ba÷ÕmlÕlÕk: “VarlÕklarÕn belirli davranÕú düzenleri” (Reinhold 1997, 1)21, yani belirli durumlarda gösterdikleri tipik davranÕúlar ba÷ÕmlÕlÕk kavramÕyla ilgilidir. Ancak “düzen” (disposition) kavramÕ, psikolojik ba÷ÕmlÕlÕklarda daha sÕk kullanÕlmaktadÕr. Konumuzla olan ilgisi úöyle özetlenebilir: VarlÕklar (burada: bakÕma muhtaç yaúlÕlar), sadece kendilerine bakan sosyal destek a÷Õ içindeki psikolojik ba÷ÕmlÕlÕklara sahip de÷ildirler, aynÕ zamanda yaúadÕklarÕ semtle, evleriyle ve bunlarla iliúkili birçok úeyle, duygusal ba÷ÕmlÕlÕklara girmiúlerdir. (…) Güçsüz veya YardÕma Muhtaç: Güçsüz, yardÕma muhtaç kavramÕndan daha geniú bir anlam ifade etmektedir. YardÕma muhtaçlÕk, günlük etkinliklerin yerine getirilmesinde arada sÕrada baúka kimselerin yardÕmÕna ihtiyaç duyan, ama bunun dÕúÕnda yaúamÕnÕ kendi gücüyle sevk ve idare edebilecek durumda olan bireyleri kastetmektedir. (…) BakÕma ve yardÕma muhtaçlÕ÷Õn ayÕrt edilmesinde yaúanan zorluklarÕn ardÕnda, hem objektif hem de sübjektif faktörler yatmaktadÕr. TutumlarÕn ve yaúam tecrübelerinin bakÕma ve yardÕma muhtaçlÕkta oynadÕ÷Õ roller yüzünden "bazÕ kimselerin çaresizlik 18

Hug, T. 2001. “Erhebung und Auswertung empirischer Daten” Pp. 11-29 in Wie kommt Wissenschaft zum Wissen? Einführung in die Forschungsmethodik und Forschungspraxis, Band 2, edited by T.Hug, Schneider Verlag: Baltmannsweiler. 19 Gibson, J.J. 1979. The ecological approach to visual perception. Hillsdale, NJ: Lawrence Erlbaum Associates., Publishers. 20 Wandmacher, J. 2002. Einführung in die Methodenlehre. Spektrum Akademischer Verlag: Heidelberg, Berlin.

13

olarak yaúadÕ÷Õ durumlar, di÷erleri için yaúamÕnÕ devam ettirebilece÷i, sadece kendisini buna göre ayarlamasÕ gereken bir engelliliktir" (Geuß 1990, 53-54)22. (…). Günlük Temel Yaúam Etkinlikleri: Sosyokültürel faktörlerden büyük ölçüde ba÷ÕmsÕz, modern toplumlarÕn ço÷unda rastlanÕlan, genellikle her gün veya sÕkça tekrarlanan, günlük yaúam ödevlerinin üstesinden gelmeye yarayan "tipik" davranÕúlara, günlük temel yaúam etkinlikleri (kÕsaca: etkinlik, aktivite, günlük aktiviteler) denilecektir. Gayri Resmi YardÕmlaúma ve DayanÕúma Sistemi: Kurumsal olmayan, yaúlÕnÕn sosyal iliúki içinde oldu÷u bireylerden meydana gelen bir sosyal sistemdir. Bu sistem tarafÕndan yapÕlan yardÕmlar ve bakÕmlarda öncelikle aile üyeleri önemli roller üstlenmektedirler. Bunun yanÕ sÕra akraba, komúu, tanÕdÕk ve arkadaúlar, yardÕmlaúma a÷Õna dahil olurlar. Aile üyeleri kavramÕ burada bakÕma muhtaç yaúlÕnÕn eúi, çocuklarÕ, gelini, damatlarÕ ve torunlarÕdÕr. Di÷er akrabalar, aileye dahil edilmemektedirler. Bunlar akraba olarak tanÕmlanmÕúlardÕr. “Di÷er úahÕslar” kavramÕ arkadaú, komúu ve akraba dÕúÕnda kalan bireyleri ifade etmektedir.

3.3

METOT

(…) AraútÕrma, 1996 ve 1999 yÕllarÕnda Almanya'da yapÕlan iki araútÕrmadan esinlenerek tasarlanmÕútÕr. Bunlardan biri nüfusta bakÕma muhtaçlÕ÷Õ incelerken (Schneekloth et.al. 1996), di÷eri bakÕmÕ evde yapÕlan yaúlÕlarla ilgilidir (Blinkert, Klie 1999). økinci araútÕrmanÕn hedef grubu, bu araútÕrmayla aynÕ oldu÷undan, Blinkert ve Klie'nin kavramÕndan (konsept) daha çok yararlanÕlmÕútÕr. Ama di÷er araútÕrmanÕn da önemli katkÕsÕ olmuútur. økisinin de çÕkÕú noktasÕnÕ günlük temel yaúam etkinlikleri meydana getirmektedir.

3.3.1 GÖRÜùME

AraútÕrma öncesi 20 kiúiyle bir ön araútÕrma (odak grup araútÕrmasÕ) yapÕldÕ. Bu görüúmeler sÕrasÕnda bakÕma muhtaç yaúlÕlardan ço÷unun sosyoekonomik statüsü düúük bireylerden meydana geldi÷i görülmüútür. YaúlÕlarÕn "bakÕcÕlarÕyla" tanÕúmak ve onlarla 21 22

Reinhold, G. 1997. Soziologie-Lexikon, 3.Aufl., Oldenbourg: München, Wien. Geuß, H. 1990. "Pflegebedürftigkeit im Alter" Pp. 53-65 in Lehrbuch der psychosozialen und sozialen Alternswissenschaft, Band 2: Psychosoziale Probleme älterer Menschen edited by J.Howe et.al. Asanger Verlag: Heidelberg. 14

konuúma úansÕ da yakalanmÕútÕr. BunlarÕn ço÷unu yaúlÕlarÕn yetiúkin kÕz çocuklarÕ (12 kiúi) ve gelinleri (3 kiúi) meydana getirmekteydi. Geriye kalan 5 kiúi yaúlÕnÕn "eúi" (4 kadÕn, 1 erkek) idi. Böylece henüz ön görüúme safhasÕnda yaúlÕlara genellikle kÕz çocuklarÕnÕn ve gelinlerin baktÕ÷Õ, ama bakÕmlara erkeklerin de katÕldÕ÷Õ anlaúÕlmÕútÕr. AyrÕca bakÕmlara iútirak eden baúka bireylerin bulundu÷u da saptanmÕútÕr. Görüútü÷ümüz "bakÕcÕlar", di÷er aile üyelerinin kendilerine destek olduklarÕnÕ belirttiler. BakÕmlarÕn genellikle tek kiúi üzerinden yürütüldü÷ü, ama di÷er kiúilerin çeúitli úekillerde bakÕmlarÕ veya bakÕcÕlarÕ destekleri anlaúÕldÕ. (…)

3.3.2 GÖRÜùMECøLER

Akdeniz Üniversitesi Hemúirelik Yüksekokulu'nda ö÷renim gören ö÷rencilerden seçti÷imiz görüúmecilerin hepsi bayandÕr. Görüúmeci ekibinin bunlarÕn arasÕndan seçilmesinin sebebi, bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn durumlarÕnÕ daha iyi anlayan, duyarlÕ bir anketör grubuyla çalÕúma iste÷inden kaynaklanmÕútÕr. AraútÕrma kapsamÕnda 25 anketör görev yapmÕútÕr. (…).

3.3.3 DENEKLER

AraútÕrmaya katÕlan deneklerin hepsini evde bakÕm altÕndaki yaúlÕlar meydana getirmektedir. YaúlÕ kavramÕnÕn buradaki anlamÕ, yaúÕ 60 ve üzerindeki kiúilerdir. AralarÕnda do÷uútan bakÕma muhtaç hiç kimse yoktur. Hepsi yaúamlarÕnÕn belli bir döneminde bakÕma muhtaç hale gelen yaúlÕlardÕr. BakÕma muhtaçlÕ÷Õn sebepleri, araútÕrma konusunun dÕúÕnda oldu÷undan incelenmemiútir. (…) Hane halkÕ reisine göre konum

Akdeniz Bölgesi’nde Günlük Temel Yaúam Etkinliklerinde “Ba÷ÕmlÕ” YaúlÕlarÕn Hane halkÕ Reisine Göre Konumu SayÕ (Kiúi)

Hane halkÕ reisi Eúi Çocu÷u

Oran (%)

10.380 4.233 141

53,3 21,7 0,7 15

Örneklemde Günlük Temel Yaúam Etkinliklerinde “Ba÷ÕmlÕ” YaúlÕlarÕn Hane halkÕ Reisine Göre Konumu SayÕ (Kiúi)

157 106 5

Oran (%)

43,3 29,2 1,4

Ebeveyni KayÕnpeder/KayÕnvalide Kardeúi Di÷er akraba Toplam (sütuna göre)

2.732 1.675 306 19.466

14,0 8,6 1,6 100,0

45 8 12 30 363

12,4 2,2 3,3 8,3 100,0

Tablo 1: Akdeniz Bölgesinde günlük temel yaúam etkinliklerinde ba÷ÕmlÕ yaúlÕ nüfusun hanehalkÕ reisine göre konumu ve günlük temel yaúam etkinliklerinde ba÷ÕmlÕ yaúlÕ nüfustan seçilen örneklemin hane halkÕ reisine göre konumu (Akdeniz Bölgesi’nde günlük temel yaúam etkinliklerinde ba÷ÕmlÕ nüfus ile ilgili kaynak: DøE 2002/Hesaplama: Tufan 2007).

(…)

3.4 TEORøK POZøSYON (…). Her dönemde ve her toplumda engellilere ve bakÕma muhtaç insanlara rastlanmaktadÕr. Türkiye’de bugün günlük teorilerden hareket edilerek, bu insanlarÕn toplumla bütünleúmeleri sa÷lanmaya çalÕúÕlmaktadÕr. Fakat bu “pratik giriúimler” bu ba÷lamda yeterli de÷illerdir. Albert Einstein’in dedi÷i gibi “sorular aynÕdÕr, ama verdi÷imiz cevaplar de÷iúmektedir” (von Werder 1993, 30-35)23. Bu yüzden bizim de artÕk de÷iúen nüfus yapÕsÕna ve buna ba÷lÕ olarak de÷iúen koúullara uygun ve engelli insanlarÕn beklentileriyle uyumlu yeni cevaplar aramamÕz gerekir.

3.4.1 ENGELLøLøK VE BAKIMA MUHTAÇLIK

(…) YaúlÕlÕ÷Õ, hastalÕk ve bakÕma muhtaçlÕkla ba÷daútÕrÕlmamayÕ gerektiren ampirik bulgular, yaúlÕlara ve bunlar arasÕnda yer alan bakÕma muhtaçlara sosyal yetilerini yitirmiú gözüyle bakÕlmasÕnÕn yanlÕú olaca÷ÕnÕ kanÕtlamaktadÕr. YaúlÕlarÕn ço÷u sa÷lÕklÕ ve günlük yaúamÕnda yardÕma ihtiyaç duymamaktadÕr. Buna ra÷men engelli ve yaúlÕ insanlarla ilgili önyargÕlarÕn silinmesi mümkün olamamÕútÕr. Palmore (1977)24 ABD’de yaptÕ÷Õ bir araútÕrmayla toplumda yaúlÕlÕk ve yaúlÕlar hakkÕnda pek çok eksik ve yanlÕú bilginin bulundu÷unu saptamÕútÕr (Bkz. Oerter, Montada 2002, 963)25. 23

Werder, L. von. 1993. Lehrbuch des wissenschaftlichen Schreibens. Schibri: Berlin.

24

Palmore, E. 1977. “Facts on aging: A short quiz” in The Gerontologist, 17, 315-320. Oerter, R., Montada, L. 2002. Entwicklungspsychologie, 5. Aufl., Beltz: Weinheim, Basel, Berlin.

25

16

Di÷er taraftan ampirik verilerden hareket ederek, engellilik ve bakÕma muhtaçlÕ÷Õn, öncelikle yaúlÕlÕkta ortaya çÕkan sorunlar olduklarÕ da kanÕtlanabilir. Bunun sebebi, sadece “biyolojik yaúlÕlÕk” de÷ildir. Aksine biyografik süreçlerle ba÷lantÕlÕdÕr. YaúÕ 2059 arasÕnda olan 36 milyon Türk vatandaúÕnÕn e÷itim durumu, biyografileri hakkÕnda bir fikir vermektedir. %50’si en fazla 5 yÕl e÷itim almÕútÕr. Sadece 1000’de 3’ü üniversite mezunudur (Tufan 2006b, 148)26. Bu yüzden biyografilerinden kaynaklanan beklentileri arasÕnda e÷itim düzeyine ba÷lÕ büyük bir uçurum vardÕr. Yaúam ve çalÕúma koúullarÕnÕn a÷ÕrlÕ÷Õ öncelikle e÷itim düzeyi düúük olan kesimden engelli ve bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn çÕkmasÕna yol açmaktadÕr. Bu yüzden gelecekte bugünkünden daha fazla engelli ve bakÕma muhtaç yaúlÕ insanlarÕn yaúadÕ÷Õ bir toplumun ortaya çÕkma olasÕlÕ÷Õ dikkate alÕnmalÕdÕr. BunlarÕn sadece bir öngörü olmadÕ÷ÕnÕ, yaúlanmakta olan engelli ve bakÕma muhtaçlarÕn durumundan anlaúÕlmaktadÕr. Ço÷u sosyoekonomik statüsü düúük olan sosyal kesimin mensuplarÕdÕrlar (Tufan 2006a, Tufan 2006b). Bu sosyal gerçeklik, engellilik tanÕmÕnÕ yeniden gözden geçirmeyi gerekli kÕlmaktadÕr. (…)

Engellilikle ilgili görüúlerin de÷iúmesinde Dünya Sa÷lÕk Organizasyonu’nun (WHO, 199927 ve 198028) 1999 yÕlÕnda ortaya koydu÷u sÕnÕflandÕrma úemasÕ önemli rol oynamÕútÕr (International Classification of Impairments, Activities and Participation, ICIDH-2). Son úekli verilerek “International Classification of Functioning, Disability and Health” (ICF) olarak adÕ de÷iútirilmiútir. 1980’deki ilk tasarÕmda “impairment” (hasar), “disability” (bir yetene÷in hasardan dolayÕ kÕsÕtlanmasÕ) ve “handicap” (engellilik) arasÕnda ayÕrÕm yapÕlÕyordu. Yeni tanÕmda, hasardan dolayÕ birey açÕsÕndan ortaya çÕkan sosyal sonuçlar göz önüne alÕnmaktadÕr. WHO’nun tanÕmdaki perspektif de÷iúiminin önemi “disability” yerine “activity” ve “handicap” yerine “participation” kavramlarÕnÕn konulmasÕnda yatmaktadÕr. “Çok eleútirilen, kayba yönelik bakÕú açÕsÕnÕn yerine, genel anlamÕyla pozitif bir paradigma de÷iúimi ortaya çÕkmÕútÕr; bunda aktif ve sosyal yetilere sahip bireyler algÕlanmaktadÕr” (Hedderich 2003a, 11ff.). Buna karúÕn Türkiye’nin “özürlü insan” tanÕmÕ, engellili÷in birey açÕsÕndan de÷il, daha ziyade toplum açÕsÕndan yarattÕ÷Õ sosyal sonuçlara daha çok ilgi duyuldu÷u izlenimini yaratmaktadÕr. Bu tanÕma göre “özürlüler”, çeúitli sebeplerden ötürü çeúitli derecelerde 26

Tufan, Ý. 2006b. Türkiye’de Yaúlanmak ve YaúlÕlÕk. BasÕm hazÕrlÕklarÕ devam eden çalÕúma. World Health Organization.1999. ICIDH-2 - International Classification of Functioning and Disability. Beta-2, Full Version. Genf. 28 World Health Organization.1980. ICIDH-1 - International Classification of Impairments, Disabilitis and Handicaps. Genf. 27

17

sosyal yetilerini yitirmiú insanlardÕr. DolayÕsÕyla uluslararasÕ tanÕm ile tam bir tezatlÕk yaratmaktadÕr. Bu tanÕm, sosyal politikalarÕn güncel hedefleriyle, özellikle engelli ve bakÕma muhtaç bireylerin toplumla bütünleúmesi hedefiyle uyumlu de÷ildir. (…)

3.4.2 DEMOGRAFøK GELøùMELER ùekil 2: YaúlÕ ve emeklilik hakkÕ bulunmayan dul kadÕnlarÕn sosyal güvenlik durumu (Kaynak: DøE 2002/Hesaplama: Tufan 2006).

(…) “Biz, grileúen bir toplumda yaúÕyoruz” (Hedderich 2003a, 13), yani yaúlÕlarÕn nüfustaki oranÕ ve sayÕsÕ devamlÕ yükseliyor. Bunun sebeplerinden biri yaúam süresinin uzamasÕdÕr, di÷eri ise do÷umlarÕn azalmasÕdÕr. Türkiye’de 1960’lÕ yÕllarÕn sonlarÕnda bir kadÕn ortalama 6,1 çocuk dünyaya getiriyordu. Bugün ortalama 2,5 çocuk dünyaya getirmektedirler (DøE 2005)29. BatÕ ülkelerinde “nüfus piramidi” yok olurken, Türkiye’de klasik úeklini korumaktadÕr. Bu yüzden nüfusu artmaya devam edecektir. Ama yaúlanma hÕzÕ da giderek yükselecektir. Çünkü “ölümler 60 ile 80 yaúlarÕ arasÕnda yo÷unluk kazanmaktadÕr” (Hedderich 2003a, 15). Nitekim analizler “ileri yaúlÕlÕk” olgusunun Türkiye’de de ortaya çÕktÕ÷ÕnÕ göstermiútir. YaúÕ 60 ve üzerindeki bireyler dikkate alÕnarak yapÕlan analizler, geride kalan yarÕm asÕrda, yaúÕ 80’in üzerindeki bireylerin %266’lÕk artÕú gösterdi÷ini ortaya koymuútur (Tufan 2006a). (…)

3.5 BAöIMIZ YAùAM KONSEPTø BakÕma muhtaçlÕ÷Õn çok boyutlu bir problem oldu÷u, akla gelen bütün sorulara bir tek araútÕrmayla cevap vermenin mümkün olamayaca÷Õ, buraya dek ortaya konulan düúüncelerden de anlaúÕlmaktadÕr. Bu yüzden alan daraltmasÕ yapmak gerekiyor. Günlük yaúamÕn “tipik” temel etkinlikleri ve bu ba÷lamda bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn yaúadÕ÷Õ sorunlar, bu araútÕrmanÕn sÕnÕrlarÕnÕ çizmektedir. Metodik a÷ÕrlÕk noktasÕnÕ tanÕmlanmÕú günlük temel yaúam etkinlikleri meydana getirmektedir. Bireylerde bunlar açÕsÕndan ortaya çÕkan kÕsÕtlamalar, araútÕrmanÕn ilgi alanÕdÕr. 29

T.C. BaúbakanlÕk Devlet østatistik Enstitüsü. 2005.Ankara.

18

BakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn durumunu belirlemek üzere tasarlanan bu araútÕrmanÕn amacÕ, hangi günlük temel yaúam etkinliklerinde yardÕma veya bakÕma ihtiyaç duyuldu÷unu belirlemektedir. Bu ihtiyaçlarÕn karúÕlanmadÕ÷Õ durumlarda bireyler ba÷ÕmlÕ hale gelmektedir. (…) Monika Krohwinkel, yaúamÕn temel tecrübelerine bütün etkinliklerin eúlik etti÷i düúüncesinden hareket ederek "Etkinlikler Modeli ve YaúamÕn Temel Tecrübeleri" (AEDL) adlÕ bir bakÕm modeli geliútirmiútir. Federal Almanya Sa÷lÕk BakanlÕ÷Õ'nÕn verdi÷i görevle apopleksi hastalarÕ örne÷inden hareket ederek 1991'de bu modeli tanÕtmÕútÕr. ønsanÕn, bir “bütün” olarak kavranmasÕnÕ; bilinç, beden ve fonksiyonlar úeklinde parçalara ayrÕlamayaca÷ÕnÕ, her insanÕn karar verebilecek, giriúim yapabilecek, sorumluluk üstlenebilecek, kendisini geliútirebilecek ve kendini yaratabilecek güce ve (…) Ba÷ÕmsÕz yaúam, herhangi bir kültürde, insanlarÕn "tipik ve normal günlük etkinlikleri" (Schneekloth et.al. 1996, 35) göz önüne alÕnarak tanÕmlanabilir. Herhangi bir kültürde tipik ve normal kabul edilen etkinlikler, bir baúka kültürde farklÕ olabilirler. BatÕ ülkelerindeki bireylerin tipik ve normal günlük etkinlikleriyle, Türkiye'deki bireylerin tipik ve normal günlük etkinlikleri arasÕnda benzerlikler bulundu÷u gibi farklÕlÕklar da vardÕr. Örne÷in BatÕ ülkelerinde çalÕúan kadÕnlarÕn sayÕsÕ Türkiye’dekinden fazladÕr. DolayÕsÕyla BatÕ ülkelerindeki kadÕnlarÕn Türk kadÕnlardan daha farklÕ bir tipik ve normal günlük etkinlik repertuarÕna sahip olduklarÕnÕ göz önüne almak gerekir. (…) Günlük etkinliklerin bazÕlarÕna bütün toplumlarda rastlanmaktadÕr. BakÕma muhtaç bireylere ba÷ÕmsÕz yaúam olanaklarÕ sunabilme açÕsÕndan, bunlarÕn üzerinde durmak daha mantÕklÕdÕr. Böylece toplumdan bakÕm modellerini tanÕmlama olanaklarÕ da artmaktadÕr. Günlük temel yaúam etkinlikleri arasÕndan seçim yaparken, úunlarÕn dikkat alÕnmasÕ önerilmektedir (Schneekloth et.al. 1996,36): Biyolojik ve sosyal faktörlerden ba÷ÕmsÕz, bunlarla ilgili saptanacak enformasyonlarÕn sosyal politik ve bilimsel açÕdan önemli olmalarÕ gerekmektedir. Bu úartlara uygun olanlar günlük yaúam akÕúÕndaki basit davranÕú biçimleridir. Bilimsel literatürde bunlara kÕsaca ADL ve iADL denilmektedir. Bu harflerin ardÕnda “activities of daily living” cümlesi yatmaktadÕr “i” harfi “instrumental” kavramÕnÕ ifade etmektedir.

ùekil 3: Günlük tipik temel yaúam etkinliklerinde dikkate alÕnmasÕ gereken unsurlar.

19

3.5.1 TøPøK GÜNLÜK TEMEL YAùAM ETKøNLøKLERø

Tipik günlük temel yaúam etkinlikleri (Wahl 198830:Schneekloth et.al. 1996; Pousset 2002), WHO’nun engellili÷i sÕnÕflandÕrma sisteminde de kullanÕlmaktadÕr. “Activities of daily living” (ADL), bireylerin toplumsal yaúama katÕlmasÕnÕ sa÷layan, her gün veya neredeyse her gün yerine getirilen basit davranÕú biçimleridir (Hesse - Schiller 1996)31 . Bu tanÕma uyan ba÷ÕmsÕz yaúam konsepti, 1963 yÕlÕnda Katz, Ford, Moskowitz et.al (1963)32 tarafÕndan tasarlanmÕútÕr. Bu araútÕrmacÕlarÕn asÕl amacÕ kronik hasta yaúlÕlardan rehabilitasyona ihtiyacÕ olanlarÕ belirlemekti. Standart bir ölçekle bunu belirlemek ve rehabilitasyonun gereklili÷ini objektif úekilde ortaya koymak istemiúlerdir. Kronik hasta yaúlÕlarÕn iyileúme sürecini üç aúamaya dayandÕrmaktadÕrlar (Kovar, Lawton 1994)33: (1) Yeniden kendi baúlarÕna yemek yiyebilme ve idrar/ba÷Õrsak sistemleri üzerindeki kontrolü kazanmalarÕ, (2) Yeniden yürüyebilmeleri ve tek baúlarÕna tuvalete gidebilmeleri, (3) Yeniden tek baúÕna giyinme soyunma, banyo yapabilme yeteneklerini kazanmalarÕ. (…)

3.5.2 ARAùTIRMA ENSTRÜMANININ TASARIMI

Günlük temel yaúam etkinlikleri bireyle do÷rudan iliúkili (ADL) ve enstrümantal etkinlikler (iADL) olmak üzere ikiye ayrÕlmaktadÕr (Lawton ve Brody 1969: Schneekloth et.al.1996, 36). Bireyle direkt ba÷lantÕlÕ etkinlikler arasÕnda en çok dikkate alÕnanlar úunlardÕr: x

Tuvaleti kullanmak

x

Beslenmek

x

Giyinmek

x

Beden bakÕmÕ

x

Bedensel hareketlilik

30

Wahl, H.W. 1988. "Alltägliche Aktivitäten bei alten Menschen: Konzeptionelle und methodische Überlegungen" in Zeitschrift für Gerontopsychologie und- pszchiatrie, 75-81. 31 Hesse - Schiller, W. 1996. "Das Pflegeversicherungsgesetz, Pflegebedürftige, Pflegekassen, Pflegeeinrichtungen" Pp. 2 - 17 in Pflegeversicherung - Konsequenzen für die Reorganisation, Finanzierung und Qualitätsicherung edited by G. Junkers, B. Moldenhauer, U. Reuter. Schattauer Verlag: Stuttgart, New York. 32 Katz, S.C., Ford, A.B., Moskowitz, R.W., Jackson, B. A., Jaffee, M.W. 1963. “A standardized measure of biological and psychosocial function” in Journal of the American Medical Association 185,914-919.

20

x

Banyo, yÕkanmak

Enstrümantal etkinlikler (iADL): x

Telefon etmek

x

AlÕú veriú yapmak

x

Besinlerin hazÕrlanmasÕ

x

Ev idaresi

x

ÇamaúÕr yÕkamak

x

TaúÕt araçlarÕnÕ kullanmak

x

Tek baúÕna ilaç alabilmek

x

Parasal iúleri tek baúÕna yapabilmek (Bkz. Schneekloth 1996).

BunlarÕn anlamlarÕ gayet açÕk ve net gibi görünseler de, günlük etkinliklerde ba÷ÕmsÕzlÕk veya ba÷ÕmlÕlÕ÷Õn, sadece iki sÕnÕftan meydana gelen durumlarla açÕklanamayaca÷Õ bellidir. Daha ziyade bu listede yer alan etkinliklerin bazÕlarÕ yaúlÕ birey tarafÕndan tek baúÕna yerine getirilebilirken, bazÕlarÕnda yardÕma ihtiyaç duyulacaktÕr. Örne÷in bakÕma muhtaç yaúlÕ bir insan yeme÷ini tek baúÕna piúirebilir, ama alÕú veriú yapacak durumda olmayabilir. Bu yaúlÕ, yemek piúirme etkinli÷inde ba÷ÕmsÕzdÕr, ama alÕú veriú konusunda yardÕma ihtiyacÕ vardÕr. Ev iúlerini tek baúÕna yapabilen, ama sa÷Õr oldu÷u için telefon edemeyen bir yaúlÕnÕn telefon edebilmede ba÷ÕmsÕz olabilmesi için, örne÷in iúitme cihazÕna (enstrümana) ihtiyacÕ vardÕr. Günlük yaúam etkinlikleri bu úekilde tespit edilebilseler de, ba÷ÕmlÕlÕk ve ba÷ÕmsÕzlÕk "bütünsel" olarak kavranmalÕdÕr. BakÕma ve yardÕma muhtaçlÕkta günlük temel yaúam etkinlikleri teker teker de÷il, bunlarÕn toplamÕndan ortaya çÕkan sonuçlarla ölçülmeye çalÕúÕlmalÕdÕr. DolayÕsÕyla ba÷ÕmlÕ-ba÷ÕmsÕz ayrÕmÕnda úu sorulara yanÕt aranmalÕdÕr (Schneekloth et.al. 1996,37):

33

x

Hangi giriúimler sayesinde bireyin ba÷ÕmsÕzlÕ÷Õ korunabilir?

x

Hangi yardÕmcÕ araç-gereç ba÷ÕmlÕlÕ÷Õ ortadan kaldÕrabilir?

x

Ba÷ÕmsÕz yaúamÕ mümkün kÕlan etkinliklerden ne kadarÕ kÕsÕtlanmÕútÕr?

x

KÕsÕtlÕlÕ÷Õ ortadan kaldÕrmak için hangi yardÕm ve bakÕm hizmetlerinin hangi aralÕklarla sunulmalarÕ gerekir?

Kovar, M.G., Lawton, M.P. 1994. “Functional disability, activities and instrumental activities of daily living” in Annual Review of Gerontology and Geriatrics 14, 57-75.

21

Ba÷ÕmsÕz yaúam kavramÕnÕ tanÕmlamak üzere yapÕlan bu incelemelerden, úu sonuçlar ortaya çÕkmaktadÕr: Günlük yaúamÕn sevk ve idaresi, bireylerin tipik davranÕú repertuarÕndan hareket edilerek tanÕmlanabilir. Bireyin tek baúÕna yapabilece÷i etkinliklerin belirlenmesi ve baúkasÕnÕn yardÕmÕna gerek kalmadan bu etkinliklerini yapabilmesi için gerek duydu÷u yardÕmcÕ aletlerin tespit edilmesi gerekir. Ba÷ÕmsÕzlÕ÷Õn ne kadar kÕsÕtlandÕ÷Õna karar verilirken, etkinliklerin ne ölçüde kÕsÕtlandÕklarÕ ve hangi zaman aralÕklarÕyla yardÕma ihtiyaç duyuldu÷u dikkate alÕnmalÕdÕr. Ba÷ÕmlÕlÕ÷Õn boyutlarÕ ve kapsamÕ ön plana çÕkarÕlmalÕ, ba÷ÕmlÕlÕ÷Õn nedenleri (hasarlar) ikinci planda kalmalÕdÕr.

ùekil 4: Günlük temel yaúam etkinliklerinde ba÷ÕmlÕ-ba÷ÕmsÕz ayrÕmÕ yapÕlÕrken dikkate alÕnmasÕ gereken önemli unsurlar (Schneekloth et.al. 1996, 37).

4

ÇEVRE VE YAùAM ALANLARI

4.1 øNSAN-ÇEVRE-øLøùKøSø Ekoloji, çeúitli ba÷lamlarda sürekli kullanÕlan kelimelerden biri haline geldi. Herhalde en güncel konulardan biri olan dünya ikliminin de÷iúmesi ve buna ba÷lÕ olarak ortaya çÕkan problemlerle bunun bir iliúkisi vardÕr. Ekoloji, canlÕ varlÕklarÕn çevreyle olan iliúkilerini inceleyen bilimdir. 1970’li yÕllardan bu yana çevre araútÕrmacÕlÕ÷Õ tarafÕndan yeniden tartÕúmaya açÕlmÕútÕr ve insanÕn, do÷al çevresine ba÷ÕmlÕlÕ÷ÕnÕ ifade etmektedir. Club of Rome endüstrileúme, nüfus artÕúÕ, çevrenin bozulmasÕ ve çevre kirlili÷i, do÷al kaynaklarÕn bonkörce tüketilmesi, açlÕk, yoksulluk, sefalet ve dünya nüfusunun sÕnÕrlarÕna devamlÕ dikkat çekmektedir (Reinhold 1997, 475). “Hümanekoloji”, Ekolojinin özel bir alanÕdÕr. ønsanÕn çevreyle, toplumla ve do÷ayla olan özel (úahsi anlamÕnda de÷il) iliúkilerini incelemektedir. Çok boyutludur ve ekonomi, toplum, kültür ve Ekoloji ile ilgilenmeyi gerektirir (Reinhold 1997, 271). AraútÕrma kapsamÕnda elde edilen bulgularÕn denek grubunun özelli÷i olarak kalmamasÕ için “ønsan-Çevre-øliúkisini” (Hedderich 2003c, 37ff.) göz önüne alan bir perspektif oluúturmaya ve U. Bronfenbrenner’in (1981)34 teorik çalÕúmalarÕndan yola çÕkarak, bakÕma muhtaçlÕk gerçekli÷ini anlamak yerinde bir giriúim olacaktÕr. (…) 34

Bronfenbrenner, U. 1981. Die Ökologie der menschlichen Entwicklung. Stuttgart.

22

Sosyoloji, Hedderech’in (2003c, 37) deyimiyle Ekoloji kavramÕnÕ Biyolojiden "ödünç" almÕútÕr. Ekolojinin kurucusu Zoolog Ernst Haeckel oldu÷u kabul edilir. Ekoloji ö÷retisi en genel tanÕmÕyla, organizmanÕn, çevresiyle karúÕlÕklÕ etkileúimlerini incelemektedir (Höger 1985, 1095)35. Ekolojik sistemler ö÷retisi olarak da adlandÕrÕlmaktadÕr. “EkoSistem, biyotik ve abiyotik elementlerden meydana gelen alansal etki dokusu ve enerjik açÕdan kendi kendini ayarlama yetene÷ine sahip bir sistemdir. Do÷al úartlar altÕnda, az veya çok stabildir” (Kleber 1985, 1194)36. (…) Ekoloji kavramÕnÕn buradaki anlamlarÕ organizmalar ve çevreyle olan iliúkilerdir. Kurt Lewin'in (1936)37 "yaúam alanÕ” ve “Setting" terimleri, bu ba÷lamda önemli kavramlar arasÕnda yer almaktadÕr. Yaúam alanÕ, varlÕ÷Õn sübjektif perspektifinden çevreyi yorumlayÕúÕdÕr. Çevrenin, insan yaúamÕndaki sübjektif anlamlarÕnÕn dikkate alÕnmasÕnÕ gerektirir. Yaúam alanÕ sübjektif olgularÕ vurgularken, Setting, yaúam dünyasÕnÕn objektif durumlarÕnÕ kastetmektedir. Piaget'in (1974) fikirlerinden yararlanan Bronfenbrenner’in ilgilendi÷i asÕl nokta, çevreden koparÕlan varlÕk de÷il, aksine çevreyle ba÷lantÕlÕ sübjektif realitenin geliúmesidir. "ønsan geliúiminin Ekolojisi" ile ilgilenmektedir. Bu teoriye göre varlÕklar, sosyal ve maddi koúullar zamanla birbirlerine uyum sa÷lamaktadÕrlar. Geliúim "tarz ve biçimlerin süre÷en de÷iúimi" anlamÕna gelmektedir (Bronfenbrenner 1981, 19). Çevre, dört sistemden meydana gelen, içi içe geçmiú bir yapÕya sahiptir: Mikro, Mezo, Ekso ve Makro olmak üzere dört ayrÕ sistem tanÕmlanmaktadÕr (Hedderich 2003b, 38). Mikro sistem, bir dizi aktiviteler ve giriúimlerden, rollerden ve insanlar arasÕ iliúkilerden meydana gelmektedir. Geliúim halindeki varlÕk fiziksel ve maddi özellikleriyle, mevcut yaúam alanÕyla ilgili yaúantÕlar elde etmektedir (Bronfenbrenner 1981, 38). (…) Roller, geliúmenin bir parçasÕdÕr. Terimlerle ifade edilirler ve belli bir kültürde bireylerin sosyal pozisyonlarÕnÕ ifade etmek üzere kullanÕlÕrlar; herhangi bir bireyden di÷er bireylerin beklentilerine dayanan çeúitli etkinliklerden ve iliúkilerden oluúmaktadÕrlar. Rol de÷iúimi ve rol pazarlÕklarÕ sayesinde, rollerin terk edilmesinden geliúme ve büyüme ortaya çÕkar. Buna karúÕn rollerin sabitleútirilmesi, geliúmeyi frenler. Bu ba÷lamda geliúme, rol repertuarÕnÕn büyümesi anlamÕna gelmektedir.

35

Höger, D. 1985. "Ökopsychologische Aspekte schulischen Lernens" pp. 1095-110 in Handbuch Schule und Unterricht, Bd. 7 edited by W. Twellmann. Duesseldorf. 36 Kleber, E.W. 1985. "Ökologische Erziehungswissenschaft - ein neues meta-thoeretisches Konzept?" pp. 11671194 in Handbuch Schule und Unterricht, Bd. 7 edited by W. Twellmann. Düsseldorf. 37 Lewin, K. 1936. Principals of topological psychology. New York. 23

ùekil 5: BakÕma muhtaç yaúlÕ bireyin mikro sistemi (Hedderich’in 2003b aktardÕ÷Õ, Bronfenbrenner’in mikro sistem tanÕmÕndan hareket edilerek çizilmiútir).

(…).

4.2 BAKIMA MUHTAÇLARIN YAùAM ALANI: EVø! “Yeni-paleolitik ça÷a ait evlerle ilgili ilk yayÕnlar ortaya konuldu÷unda, buzul ça÷ insanÕnÕn 30.000 yÕl önce mimari yönden iyi düúünülmüú konutlar inúa ettiklerine nerdeyse inanmak mümkün de÷ildi” (Rust 1961, 200)38. Görüúülen bakÕma muhtaç yaúlÕlardan bazÕlarÕnÕn evlerini gördükten sonra benzer bir duygu bu araútÕrmanÕn yürütücüsü ve personelinde de ortaya çÕkmÕútÕr. BakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn en önemli yaúam alanÕ olan evlerde, iyi düúünülmüú bir mimariye rastlanÕlmamÕútÕr. AraútÕrma sÕrasÕnda yapÕlan gözlemlerden elde edilen sonuç úudur: BakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn evleri kesinlikle onlarÕn durumlarÕna uygun de÷illerdir. Bunun önemli bir göstergesi 38

Rust, A.1961.”Der primitive Mensch” Pp. 155-226 in Weltgeschichte, Band 1: Vorgeschichte frühe Hochkulturen. Propyläen Verlag: Berlin.

24

yÕlda ortalama 80.000 yaúlÕnÕn ev kazalarÕ sonucunda (DøE 2002 verilerinin analizi: Tufan 2007) sakat kalmalarÕdÕr. Evler, fiziksel özelliklerine ba÷lÕ olarak sakat insanlarÕ ya “içeri” alÕr, ya da “dÕúarÕda” bÕrakÕr. Bu yüzden evlerin bakÕma muhtaç yaúlÕlar açÕsÕndan anlamlarÕna bakÕlmasÕ gerekmektedir. "Ev fiziksel, sosyal ve psikolojik iúlemleri tanÕmlar. Bireyler, bunlar sayesinde yaúam bulur, baúkalarÕnÕn yaúamÕnÕ paylaúÕr, yeni yaúamlar ve kategoriler yaratÕr ve bu süreçlere bir anlam verirler. Bu úekilde bir kimlik duygusu ve dünyada kendisine bir yer edindi÷i hissini kazanÕrlar" (Harloff 199539: Loer 2003, 5540). ønsanlar kendilerini evleriyle ba÷daútÕrÕrlar. Ev, bir "yuva" duygusu yaratÕr ve bu "vatan" duygusu ile ba÷lantÕlÕdÕr (Duden 198941, Mitscherlich 1980, 9042: Loer 2003). ønsandaki bir yere ait olma duygusu, uzun süre aynÕ evde yaúayanlarda evini ve çevreyi “vatan” olarak görme e÷iliminin ortaya çÕkmasÕna yol açmaktadÕr. Semt sakinleri arasÕnda gözlemlenen dayanÕúmanÕn ortaya çÕkmasÕnda evlerin rolü vardÕr. Ama evler sadece vatan duygusu aúÕlamakla kalmaz, aynÕ zamanda insana dünya ile köklü bir iliúki içersinde oldu÷u hissini de verirler (Weinwurm-Krause 1999, 15)43. Ortaça÷da bakÕma muhtaçlara dinsel inançlardan hareket edilerek bakÕlmaktaydÕ. Avrupa’da manastÕrlar, kurumsal bakÕmlarÕ üstlenmekteydiler (Thesing 1998, 61)44. O zamanlar engellilik “úeytanÕn gönderdi÷i bir kötülük” olarak kabul ediliyor ve tanrÕsallÕ÷a karúÕ gelmenin sonuçlarÕndan biri oldu÷una inanÕlÕyordu. TÕbbÕn ilerlemesi ile engellilikler bir hastalÕk gibi görülmeye baúlandÕ. O zamanlar hastanelerde engelli insanlar, hastalar gibi tedavi edilmeye çalÕúÕlÕyorlardÕ. Dinsel ba÷lantÕlarÕn yanÕ sÕra, büyü korkusu da, sakat insanlarla karúÕlaúmaktan korkan insanlarÕn ço÷almasÕna yol açÕyordu. SakatlarÕn, engellilerin ve bakÕma muhtaçlarÕn toplumdan soyutlanmasÕ tÕbbi kÕstaslara göre yapÕlÕyordu. Pedagojik gerekçelere dayanan kurumsallaúmalara ender de olsa rastlanmaktaydÕ (Klee 1980)45. (…) Bunlar yaúam olanaklarÕnÕ kÕsÕtlayan ve zorlaútÕran önlemler, davranÕúlar, geliútirilmemiú toplumsal yapÕlar úeklinde olursa, insanÕn geliúme olanaklarÕnÕ 39

Harloff, H.J. 1995. "Der Transaktionale Ansatz der Wohnpsychologie - Transaktion des Menschen in und mit seinem Wohnmilieu" pp. 21-35 in Wohnen Behinderter - behindertes Wohnen edited by E.M.Weinwurm-Krause. Aachen. 40 Loer, H. 2003. "Wohbedürfnisse und Wohformen" pp. 55-77 in Körperbehinderte Menschen im Alter, edited by I. Hedderich, H. Loer. Klinkhardt: Badheilbrun/Obb. 41 Dudenredaktion. 1989. Etymologie. Herkunftswörterbuch der deutschen Sprache, Bd.7, 2.Aufl. Mannheim. 42 Mitscherlich, A. 1980. Die Unwirklichkeit unserer Städte. Anstiftung zum Unfrieden. Frankfurt/main. 43 Weinrum-Krause, E.M. 1999. Autonomie im Heim. Auswirkungen des Heimallltags auf die Selbstverwirklichung von Menschen mit Behinderung. Heidelberg. 44 Thesing, T. 1988. Betreute Wohngruppen und Wohngemeinschaften für Menschen mit geistiger Behinderung. Freiburg. 45 Klee, E. 1980. Behindert. Ein kritisches Handbuch. Fischer: Frankfurt/M.

25

kÕsÕtlayan özellikler kazanÕrlar. Engelli ve bakÕma muhtaç bireylerin yaúam alanlarÕ, baúkalarÕ tarafÕndan daraltÕlan veya tümüyle elinden alÕnan durumlarÕn ortaya çÕkmasÕna (…) Endüstri öncesi dönemde yaúlÕlarÕn temel özelli÷i, geriden gelen kuúaklardan ba÷ÕmsÕz olabilmekti. ÇokkuúaklÕ haneler demografik ve ekonomik sebeplerle oluúuyordu (miras, geç evlenmek, do÷umlar arasÕnda büyük zaman aralÕklarÕ ve düúük bir yaúam süresi beklentisi). YaúlÕ insanlar "ayÕrÕcÕ duvarlar" aramakla meúgul oluyor ve çocuklarÕndan ayrÕ bir yerde yaúamayÕ tercih ediyorlardÕ. Evleri ayÕrmak, kuúaklarÕn birbiriyle karúÕlÕklÕ iliúkiye girmesine engel olmamaktaydÕ (Rosenmayr 1996)46. (…)

4.3 KONUTLARIN YÜZÖLÇÜMÜ VE ODA SAYISI (…) Denklerin %4,4’ü 40-50 metrekarelik evlerde ikamet etmektedir. En büyük grubu 71-80 metrekarelik evlerde oturanlar meydana getirmektedir (%29,5). økinci sÕrada %26,5 oranÕyla 81 ve daha büyük metrekarelik evlerde oturanlar yer almaktadÕr. BunlarÕ 61-70 metrekarelik evlerde oturanlar takip etmektedir (%23,7). %15,9’u 51-60 metrekare yüzölçümüne sahip konutlarda ikamet etmektedir. Evlerin oda sayÕsÕ 1 ile 5 arasÕnda de÷iúmektedir. Sadece 10 kiúi (%2,8) tek odalÕ evde ikamet etmektedir. 135’i iki odalÕ evlerde oturmaktadÕr. Buna karúÕn 171 dene÷in 3 odalÕ evlerde oturduklarÕ belirlenmiútir.44’ü dört odalÕ ve 5’i beú odalÕ evde oturmaktadÕr. Evin oda sayÕsÕ objektif bir kriterdir. Bu kriterden hareket edilerek, oda sayÕsÕ azaldÕkça bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn konuttaki yaúam alanlarÕnÕn daraldÕ÷Õkabul edilebilir.

Yüzölçümü (Metrekare)

SayÕ (Kiúi)

Oran (%)

40-50

16

4,4

51-60

58

15,9

61-70

86

23,7

71-80

107

29,5

46

Rosenmayr, L. 1996. Altern im Lebenslauf. Soziale Position, KOnflikt und Ziele in den spaeten Jahren. Göttingen.

26

81 ve daha büyük Toplam

96

26,5

363

100,0

Tablo 2: Deneklerin evlerinin yüzölçümüne göre da÷ÕlÕmÕ.

Oda SayÕsÕ 1 2 3 4 5 Toplam (sütuna göre)

SayÕ (Kiúi)

Oran (%) 10 135 171 44 3 363

2,8 37,2 47,1 12,1 0,8 100,0

Tablo 3: Deneklerin ikamet etti÷i evlerin oda sayÕsÕ.

AraútÕrma kapsamÕnda yapÕlan gözlemler, bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn evlerinin bakÕmlara ve sosyal iliúkilerin geliúmesine uygun olmadÕklarÕnÕ göstermiútir. Ço÷u ziyaretçi kabul etme olana÷Õ kÕsÕtlÕ konutlarda yaúamaktadÕr. Evlerin ortalama oda sayÕsÕ 2,7’dir. Medeni durum ve konutun yüzölçümü arasÕndaki olasÕ iliúkilerin göz önüne alÕnmasÕ gerekmektedir. Ancak denek grubunda bu ba÷lamda istatistiksel anlamlÕ farklara rastlanÕlmamÕútÕr (p>0,05). (…)

4.4 KAMET BøÇøMLERø Deneklerin ikamet ettikleri evlerin mülkü kime ait? Çocuksuz 50 yaúlÕnÕn 28’i mülkü kendine ait olan bir evde oturmaktadÕr. Geriye kalan 313 çocuk sahibi yaúlÕdan 167’si çocuklarÕyla aynÕ evde oturmaktadÕr. BunlarÕn 61’inin evi kendi malÕdÕr. ÇocuklarÕndan ayrÕ evde oturan 146 yaúlÕdan 54’ü yine mülkü kendisine ait olan bir evde ikamet etmektedir. Evin Sahibi

Çocuksuz SayÕ (Kiúi)

Kendi malÕ de÷il Kendi malÕ Toplam (sütuna göre)

28 22 50

Oran (%)

56,0 44,0 100,0

Tablo 4: BakÕma muhtaç yaúlÕnÕn oturdu÷u evin sahibi.

27

ÇocuklarÕyla aynÕ evde SayÕ (Kiúi)

106 61 167

Oran (%)

63,5 36,5 100,0

ÇocuklarÕndan ayrÕ evde SayÕ (Kiúi)

92 54 146

Oran (%)

63,0 37,0 100,0

(…)

4.5 BAKIMA MUHTAÇLIK SÜRESø (…) BakÕma muhtaçlÕk süresi ve bireyin yaúÕ arasÕnda istatistiksel anlamlÕ farklara rastlanmadÕ (p>0,05).

BakÕma MuhtaçlÕk Süresi 1 yÕldan az 1 – 3 yÕl 3 yÕldan fazla Toplam (sütuna göre)

SayÕ (Kiúi)

Oran (%) 142 119 102 363

39,1 32,8 28,1 100,0

Tablo 5: Denek grubunda bakÕma muhtaçlÕk süresi.

Üç yÕldan daha uzun süredir bakÕma muhtaç durumdaki yaúlÕlarÕn %34’ü 60-69 yaúlarÕ arasÕndaki bireylerden meydana gelmektedir. DolayÕsÕyla birço÷u 60 yaúÕna basmadan önce bakÕma muhtaç hale gelmiútir. Üç yÕldan daha uzun süreden beri bakÕma muhtaç durumdaki yaúlarÕn %25’i 80 yaúÕnda veya daha yaúlÕdÕr. Bu da bakÕma muhtaçlÕ÷Õn ileri yaúlara eriúmeyi önleyemedi÷ine ve gelecekte bakÕma muhtaç yaúlÕlar arasÕnda daha çok ileri yaúlÕ bireylerle karúÕlaúÕlaca÷Õna iúaret etmektedir.

Yaú Grubu 60-64 65-69 70-74 75-79 80-84 85+ Toplam (sütuna göre)

1 yÕldan az N=142 28,2 14,8 14,1 16,2 15,5 11,2 100,0

Tablo 6: Deneklerin yaú grubuna göre bakÕma muhtaçlÕk süresi.

28

1 – 3 yÕl N=119 24,4 17,6 21,0 18,5 10,1 8,4 100,0

3 yÕldan fazla N=102 13,7 19,6 26,5 15,7 18,6 5,9 100,0

4.6 KONUTTA øKAMET SÜRESø ønsan açsÕndan evin zamanla derinlik kazanan anlamlarÕna dikkat çekildi. BakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn kaç yÕldan beri aynÕ evde oturduklarÕ sorusu da bu açÕdan önemlidir. AraútÕrma kapsamÕnda elde edilen bulgular, çocuksuz yaúlÕlardan %14’ün 1-5 yÕl, %26’nÕn 6-10 yÕl, %36’nÕn 11-15 yÕl ve %24’ün 15 yÕldan daha uzun süreden beri aynÕ evde ikamet ettiklerini ortaya koymaktadÕr. ÇocuklarÕyla birlikte yaúayanlarÕn %15’i 15 yÕl, %37’si 6-10 yÕl, %38’i 11-15 yÕl ve %10’u 15 yÕldan daha uzun süredir bugünkü evinde oturmaktadÕr. ÇocuklarÕndan ayrÕ evde oturanlarÕn %15’i 1-5 yÕl, yaklaúÕk +42’si 6-10 yÕl, %36’sÕ 11-15 yÕl ve %6,8’i 15 yÕldan daha uzun süredir aynÕ evde ikamet etmektedir. Konutta økamet Süresi (YÕl)

Çocuksuz SayÕ (Kiúi)

1…5 6…10 11…15 ! 15 Toplam (sütuna göre)

Oran (%)

ÇocuklarÕyla aynÕ evde SayÕ (Kiúi)

Oran (%)

ÇocuklarÕndan ayrÕ evde SayÕ (Kiúi)

Oran (%)

7 13 18 12

14,0 26,0 36,0 24,0

25 62 64 16

15,0 37,1 38,3 9,6

22 61 53 10

15,1 41,8 36,3 6,8

50

100,0

167

100,0

146

100,0

Tablo 7: økamet süresi.

(…) Baúka ülkelerde yapÕlan araútÕrmalardan, engelli ve bakÕma muhtaç insanlar açÕsÕndan konut ve mimari unsurlarÕn birçok yönden problem yarattÕ÷Õ bilinmektedir. Örne÷in engelli insanlarÕn %80’inin ikamet biçimleri ve mimari bariyerler yüzünden yaúam alanlarÕnÕn kÕsÕtlandÕ÷Õ bilinmektedir (Bernard, Hovorka 1992)47. Yaúam AlanlarÕnÕ KÕsÕtlayan Faktörler Mimari Bariyerler Soyutlanmak øú PiyasalarÕ Resmi Kurumlar, Yasal Düzenlemeler Toplumsal De÷erler Kamuoyu YardÕm Sistemleri, Uzmanlar Bireysel ArÕzalar 47

Oran (%) 80,0 70,0 62,0 45,0 35,0 32,0 32,0 28,0

Bernard, J., Hovorka, H. 1992. Behinderung: ein gesellschaftliches Phänomen. Befunde, Strukturen, Probleme, Wien.

29

Kendini Organize Edebilme Düzeyi

15,0

Tablo 8: Engelli insanlarÕn yaúam alanlarÕnÕ kÕsÕtlayan faktörler (Kaynak: Bernard, Hovorka 1992).

(…)

4.7 TOPLUMSAL BÜTÜNLEùME VE BOYUTLARI (…)

5

BAKIMA MUHTAÇ YAùLILARIN SOSYAL DURUMU

(…)

5.1 SOSYODEMOGRAFøK ÖZELLøKLERø 363 dene÷in %56,7'si erkek (206 kiúi), %43,3'ü kadÕndÕ (157 kiúi). BunlarÕn e÷itim durumu ve medeni durumu karúÕlaútÕrÕlÕnca bazÕ gruplarÕn di÷erlerinden daha riskli yaúam koúullarÕ altÕnda yaúadÕ÷Õ görülmektedir. Hiç evlenmemiú olan 7 dene÷in hepsi, evlilerin %69’u ve dullarÕn %10’u okuma yazma bilmemektedir. Eúinden ayrÕ yaúayan 17 yaúlÕ arasÕnda ise okuma yazma bilmeyenlere hiç rastlanmamÕútÕr. (…) Denklerin %45'ini okuma yazma bilmeyenler meydana getirmektedir. Okuryazar, ama okul bitirmemiú yaúlÕlarÕn oranÕ %18’dir. Beú yÕllÕk temel e÷itim almÕú yaúlÕlarÕn oranÕ ise %31 civarÕndadÕr. Böylece %95'i “hiç” ve “5 yÕl” arasÕnda kalan bir süre okula gitmiútir. Ortaokul, lise ve üniversite mezunlarÕnÕn oranlarÕ ise her birinde %2'yi aúmamaktadÕr. Tablo 9: Deneklerin e÷itim durumu.

(…)

30

BakÕma muhtaç yaúlÕlara daha çok e÷itim düzeyi düúük gruplarda rastlanmasÕ, Türk yaúlÕsÕnÕn e÷itim düzeyinin düúük oluúundan ileri gelmektedir. Bu yüzden e÷itim düzeyi yüksek bireylerde bu bulgularÕn bir rahatlÕk duygusu yaratmamasÕ özellikle önerilir. Çünkü “yaúama úansÕ” daha fazla olan e÷itim düzeyi yüksek bireylerin ileri yaúlarda bakÕma muhtaçlÕkla karúÕlaúma riskleri artmaktadÕr. Uluslar arasÕ bulgular 100 kiúiden 15’inin yaúamÕnÕn son safhasÕnÕ bakÕma muhtaç olarak geçirdi÷ini göstermektedir (Bzk. Lehr 2000). E÷itim düzeyi sürekli yükselen Türk toplumunda, gelecekte bakÕma muhtaç yaúlÕ nüfusun içinde e÷itim düzeyi yüksek olan bireyler ço÷alacaktÕr. Bu tezi destekleyen durumlara denek grubunda da rastlanmÕútÕr. Okuryazar olmayanlarÕn yaú ortalamasÕ 70, diplomasÕz okuryazarlarÕn 71,6, ilkokul mezunlarÕnÕn 77,5, ortaokul mezunlarÕnÕn 73,2, lise mezunlarÕnÕn 78,3 ve üniversite mezunlarÕnÕn 65’tir. Üniversite mezunlarÕnÕn ortalama yaúÕnÕn di÷erlerinden belirgin úekilde daha düúük oluúu, denek grubunun bir özelli÷idir. Türkiye’nin genel istatistikleri üzerinde gerçekleútirilen analizler, bakÕma muhtaç bireylerin e÷itim durumu göz önüne alÕnarak hesaplanan yaú ortalamalarÕnÕn, e÷itim düzeyine paralel úekilde yükseldi÷ini göstermiútir. Tablo 10: Türkiye’de bakÕma muhtaç yaúlÕ nüfusun e÷itim düzeyi ve yaú ortalamasÕ (Kaynak: DøE 2002; Hesaplama: Tufan 2007).

Denek grubunda evlilerin yaú ortalamasÕ 69, hiç evlenmemiú ve eúinden ayrÕ yaúayanlarÕn 75, dullarÕn 78’dir. Yaú yükseldikçe dullar ço÷almaktadÕr. Bu da bakÕma muhtaçlÕkta medeni durumun önemini atmaktadÕr. Eúiyle yaúayanlarÕn daha avantajlÕ bir konumda olduklarÕndan hareket edilmesi gerekir. Buna karúÕn evlenmemiú, eúinden ayrÕ yaúayan ve dul statüsüne sahip bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn sosyal, psikolojik ve ekonomik yönden büyük zorluklarla karúÕ karúÕya olduklarÕnÕn dikkate alÕnmasÕ gerekmektedir. Özellik kadÕnlarda bunun çift yönlü dezavantajlar yarattÕ÷Õ gözden kaçÕrÕlmamalÕdÕr. Bir taraftan cinsiyetinden, di÷er taraftan yalnÕzlÕ÷Õndan kaynaklanan problemler, bakÕma muhtaç yaúlÕ kadÕnlarÕn yaúam alanlarÕnÕn daha da daralmasÕna yol açmaktadÕr.

5.2 GELøR DURUMU BakÕma muhtaçlÕkta, bireyin gelir durumu büyük önem kazanmaktadÕr. øhtiyaç duyulan hizmetler, gelir durumu iyi de÷ilse, soyutlanma mekanizmalarÕ hÕzla devreye girmektedir. Sa÷lÕk denetimlerinden dinlenme olanaklarÕna kadar her yaúam alanÕndan soyutlanma riski artmaktadÕr.

31

Denek grubunda yer alan yaúlÕlarÕn %41'i hiçbir yerden geliri olmadÕ÷ÕnÕ belirtmiútir. BakÕma muhtaç hale gelmeden önce çalÕúÕp çalÕúmadÕklarÕ sorusuna yaklaúÕk %44'ü “çalÕútÕm” cevabÕnÕ vermiútir. Erkeklerin %78'i kadÕnlarÕn sadece %27'si çalÕúmÕútÕr. Bu tespitler bakÕma muhtaçlÕ÷Õ yoksullu÷un sebebi de÷il, daha ziyade yoksullu÷u bakÕma muhtaçlÕ÷Õn sebebi olarak görmek gerekti÷ine iúaret etmektedir. ÇalÕúmÕú olmanÕn, bakÕma muhtaç yaúlÕlar açÕsÕndan, yoksulluktan kurtuluú anlamÕna gelmedi÷i de saptanmÕútÕr. Denklerden 204’ü 60 yaúÕndan önce çalÕútÕ÷ÕnÕ belirtmiútir. ÇalÕúmÕú ve düzenli bir gelire sahip oldu÷unu belirtenlerin %55'i erkek, %45'i kadÕndÕr. ÇalÕúmÕú olmalarÕna ra÷men yaklaúÕk %50’nin herhangi yerden geliri bulunmadÕ÷Õ belirlenmiútir. ÇalÕúmÕú ve gelir sahibi erkeklerin aylÕk ortalama geliri 131 TL, kadÕnlarÕn sadece 84 TL’dir. Fakat erkekler açÕsÕndan bunun büyük bir avantaj oldu÷u söylenemez, çünkü bu gelir ile bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn kimseye ba÷ÕmlÕ olmadan geçimlerini sa÷lamalarÕ mümkün de÷ildir. Ekonomik durumlarÕ kötü bir görünüm sunmaktadÕr. Bu yüzden bakÕm sektörü açÕsÕndan piyasa de÷eri çok düúük olan bir sosyal grubun mensuplarÕdÕrlar. Profesyonel bakÕm hizmetlerinin geliúebilmesi için bu sektörün ilgisini uyandÕracak bir gelir düzeyine sahip olmalarÕ gerekir.

(…)

6

BAKIMA MUHTAÇLIK SEBEPLERø

(…)

6.1 BAKIMA MUHTAÇLIKTA RUHSAL HASTALIKLAR Ruhsal hasta oldu÷unu söyleyen 64 kiúiden 36’nÕ kadÕndÕr (%56,3). Ruhsal hatalÕk ve cinsiyet arasÕnda istatistiksel anlamlÕ fark vardÕr. Ruhsal hasta olmadÕ÷ÕnÕ belirten 299 kiúiden yaklaúÕk %60’Õ erkektir. Di÷er kategorilerde cinsiyet ve bakÕma muhtaçlÕk arasÕnda istatistiksel anlamlÕ farklara rastlanmamÕútÕr. (…)

Erkek

32

KadÕn

SayÕ (Kiúi)

Ruhsal hasta Ruhsal hasta de÷il Toplam (sütuna göre)

Oran (%)

28 178 206

43,8 59,5 56,7

SayÕ (Kiúi)

Oran (%)

36 121 157

56,3 40,5 43,3

Tablo 11: Ruhsal hasta deneklerin cinsiyete göre da÷ÕlÕmÕ.

(…)

6.2 MEDENø DURUM VE RUHSAL SAöLIK (…) Ruhsal hastalÕklara sahip bakÕma muhtaç yaúlÕlarÕn öncelikle dul ve hiç evlenmemiú yaúlÕlarda yaygÕn oldu÷u, evli olup eúinden ayrÕ yaúayanlarÕn üçüncü sÕrada yer aldÕ÷Õ ve ruhsal hastalÕklara en az rastlanÕlan grubu evlilerin meydana getirdi÷i saptandÕ (p