ve KRIZ TAYLAND EKONOMISI

EKOI\IOMİK YAKLAŞlM 55 • • TAYLAND EKONOMISI • ve KRIZ Erol BULUT [ *] GiRiŞ 1997 yılının ilk çeyreğinde Tayland ve G.Kore'de şirket iflasları ...
Author: Ayşe Farhi
0 downloads 0 Views 809KB Size
EKOI\IOMİK YAKLAŞlM

55





TAYLAND EKONOMISI • ve KRIZ

Erol BULUT [ *] GiRiŞ

1997

yılının ilk çeyreğinde Tayland ve G.Kore'de şirket iflasları ile ilk sinyallerini vermeye başlayan, Temmuz ayında Tayland para birimi Baht'ın devalüe edilmesi ile zirveye tırmanan gerginlikler daha sonraları komşu ülkelere sıçramış ve dünyadaki birçok mali piyasayı derinden sarsmıştır. Yüzeysel olarak bakıldığında, krizin ortaya çıkması ve yayılmasında görünürdeki en önemli etken, yürürlükteki sabit kur rejimleri nedeniyle gerçek değerlerinden uzaklaşmış kurlar olmuştur. Ama Bölge ülkelerindeki temelli makro-ekonomik dengesizlikler ve Japonya'nın faiz hadlerini yükseltme girişimleri; Bölge ülkelerinden yüklü miktarda paranın kaçmasına neden olmuştur.

Bu durum etkilerini doğrudan mali piyasalarda ve bankacılık sektöründe göstermiştir. Buna bağlı olarak yaşanan ve yaşanınası beklenen iflaslar, ekonomik durgunluk, dövize olan aşırı talep ve sıcak paranın ülke dışına kaçması bu ülkelerin ekonomi yönetimlerinin çeşitli ekonomik tedbirleri almasına neden olmuştur.

.

Yaşanan bunalımın temelinde baştaTaylandolmak üzere Bölge ülkelerinin genelinde görülen bazı yapısal sorunlar yer almaktadır. Her şeyden önce bu ülkede ekonominin · temelde ihracata dayalı olması dolayısıyla ihracat yapılan ülkelerdeki konjonktürel durum ile buna bağlı olarak dış talep ve uluslararası piyasalardaki kur dalgalanmalan gibi ülke dışı faktörlerin yanında, işçi ücretleri ve verimliliği gibi ülke içi faktörler de önemli rol oynamaktadır. Nitekim krizin patlak vermesi yukarıda sayılan faktörlerin hepsinde görülen eşzamanlı olumsuz gelişmelerin sonucunda olmuştur. Çalışmada

önce Tayland'ın siyasi, ekonomik, sosyo-kültürel ve demografik yapısı hakkında bilgi verildikten sonra önemli sektörler incelenecektir. Kriz'den en çok etkilenen kesim olan bankacılık ve finans sektörü sermaye hareketleri bağlamında ele alınacaktır. En son olarak dış ekonomik ilişkiler ve iç piyasaya ilişkin bilgiler ele alınacaktır. * Araş. Gör., Gazi Üniversitesi, IIBF, Iktisat Bölümü

Ekonomik Yaklaşım, Cilt 10, Sayı 34, Sonbahar 1999

Erol BULUT

56

/. ÜLKE HAKKINDA GENEL BiLGiLER 1.1. Tayland'ın Genel Görünümü Tayland, Güneydoğu Asya'da Hinduçini Yarımadasının batı kesiminde yer almaktadır. Tayland Körfezine kıyısı olan bu ülke, 513.115 km2'lik bir alanı kaplar. Batı ve Kuzeybatı kesiminde Myanmar (eski adıyla Burma), Kuzeydoğu ve doğuda Laos, Güneydoğuda Kamboçya, güneyde de Tayland Köıfezi ile çevrilidir. Türkiye'nin yarısından biraz fazla bir yüzölçüme Türkiye'nin ki kadar nüfusu sığdıran Tayland'ın nüfusu 1997 yılı itibariyle yaklaşık 62.2 milyon kişidir. Nüfus'un %84'ü Day, %12'si Çin'li ve %4'ü Malezya'lı ve diğer etnik gruplardan oluşmaktadır. Nüfusun %25'i 0-14 yaşında, %69'u 1564 yaşında, %6'sı ise 65 ve üstü yaşlardadır. En büyük şehri başkenti Bangkok (5.8 milyon)' dur (İTO, 1998: 2-6). "Tay dili" resmi dildir. Bu dilin birkaç lehçesi vardır. Kuzeydeki Tayların konuştuğu lehçe Laos, Myanmar ve Çin'deki Day dillerine oldukça yakındır. Buna karşılık iç kesimlerde ve güneydoğu'da konuşulan Tay lehçesi, kuzey lehçesine göre belirgin farklılık gösterir. Güneydeki Tayların lehçesiMalay dilinden oldukça etkilenmiştir. Çiniiierin büyük çoğunluğu Çince konuşur. İdare şekli, Anayasal Monarşi'dir. Bugün Tayland halkının %93 'ü okuma yazma bilmekte, büyük kentlerde İngilizce yaygın bir dil olarak konuşulmaktadır. Toplam nüfusun %94.1 'i resmi din olan Budizme bağlıdır. Dinsel azınlıkların başında müslümanlar (%3.9), iç bölgede yaşayan Hindular ve Sihler ile Hristiyanlar (%2) gelmektedir (İTO, 1998: 2-6). Tayland ekonomisi özel sektör ağırlıklı serbest piyasa sistemine dayanır. Dünyanın her köşesinden yatırıma açık olan bu ülkede hükümet ülke ekonomisine yarar sağlayacak projelere güçlü teşvikler sağlar. Tayland'ın para birimi Baht, dolara bağlanarak dış ekonomik belirsizlik bertaraf edilmeye çalışılmaktadır. 1.2. Siyasal Yapı Orijinal ismi "Thai" olan Tayland, halkının 800 yıl boyunca özgürlük mücadelesi bir ülkedir. Bir Avrupa kolonisi olmamak için, bu Güneydoğu Asya ülkesi büyük mücadeleler vermiştir. 12.yy ile 20.yy arasında yabancılar Tayland'ı "Siyam" olarak tanımışlardır. Fakat Tayland halkı bu ismi bir ülke ismi olarak benimsememiştir. 19.yy'da Tayland Krallığı da bu ismi kabul etmek zorunda kalmıştır. Ancak halk bu ismi sevmediği için 1939 yılında ülkenin ismi "Thailand" olarak değiştirilmiştir. Taylandlılar ülkenin yeni isminin karakteristiklerine çok uygun olduğu düşüncesiyle bu ismi gururla taşıdıklarını çünkü "Thai"nin kendi dillerinde özgür anlamına geldiğini ifade etmektedirler (İTO, 1998: 9).

veımiş olduğu

Tayland'da üç politik süreç, ülkenin siyasi ve ekonomik hayatı açısından önemlidir. Bunlardan ilki, Monarşik yönetime karşı artan isyan hareketleri sonucunda 1932 yılında kralın anayasalı bir rejimi kabul etmeye zorlanmasıdır. Daha sonra iktidarı ele geçiren halk

EKONOMiK YAKLAŞlM

57

ekonomik ve sosyal değişimler ordunun tepkisini çekmiştir. Bu duruma engel olmak isteyen ordu, yönetimin büyük bir kısmını denetim altına almıştır. İkinci önemli süreç, uluslararası politik ortamın değiştiği II.Dünya Savaşı sonrasıdır. Bu dönemde Tayland'ın uluslararası ortamda geçmişte bir koloni olmadığı mücadelesi verilmiş ve uluslararası örgütlere bu yönüyle katılmak istenmiştir; çünkü Tayland hiçbir zaman bir koloni olmamıştır. Üçüncü süreç ise, Çin'deki devrimin bir sonucu oluşmuştu. Bu dönemde Tayland'a Çinli tüccar sınıfının gelişi kesilmiştir. Bu Tayland'ın siyasi ve ekonomik profilini büyük ölçüde etkilemiştir (Jansen, 1990: 47). partisinin

yapmış olduğu kapsamlı

Yukarıda saydığımız gelişmeler

sonucunda, Tayland'da devlet gücü daha modern ellere geçmiş ve potansiyel bir lokal bürokrasi ortaya çıkmıştır. Bu üç süreç, daha sonra Taylandekonomik gelişmesinde belirleyici olmuştur. Tayland'da devlet ve lokal bürohasisi Çin orijinli olmuştur. 1950 ve 60'larda önemli firmaların yönetim kurullarında askeri ve bürokratik liderler yer almışlardır. Bu durum politik liderlere, ek bir gelir sağlayarak güç ve etkilerini arttırmalarını sağlamıştır. Diğer yandan burjuvazi kesimi de gücünü arttırmıştır (Jansen, 1990: 47). gibi Tayland'ın yönetim şekli "Anayasa! Monarşi" dir. Ülke anayasası sınırlı bir demokrasiye yer verir; geçmişte sık sık müdahalelerde bulunan ordunun yönelimde büyük ağırlığı vardır. Kraliyet ailesi ülke birliğinin ve geleneklerinin simgesi olarak kabul edilir. Soya bağlı bir veraset sistemiyle başa geçen kral, anayasa uyarınca devlet başkanı ve silahlı kuvvetler başkomutanıdır. Yasama yetkisini "ulusal meclis" kullanır. Bu meclis, 268 üyelisenato ile 357 üyeli Temsilciler Meclisi'nden oluşur. Senatörler, başbakanın tavsiyesi üzerine altı yıllık bir dönem için kral tarafından atanır. Temsilciler meclisi üyeleri ise dört yılda bir halk tarafından seçilir. Yürütme yetkisi başbakana aittir. Ulusal meclisin önerisi doğrultusunda kral tarafından atanan başbakanın oluşturduğu bakanlar kurulu, kralın onayından geçtikten sonra göreve başlar. Yönetimin başında sembolik de olsa bir kral vardır. Kralın altında ise bir parlemento ve seçimle işbaşma gelen bir hükümet bulunmaktadır. Halkın krala son derece bağlı olduğu bilinmesine rağmen, halkın yaşamına daha çok hükümetin kararlarının yön verdiği ifade edilmektedir(İTO, 1998: 10- ll). Daha öncede

belirttiğimiz

1.3. Ekonomik Yapı ürünleri ihracatına dayalı olan Tayland ekonomisi, son 25 en farklı ekonomilerinden biri haline gelmiştir. 1970'1i yıllarda izlenen ekonomi politikaları sonucunda; ithal ikamesine dayalı sınai bir yapı oluşmuş, 1980'lerde ise ihracata yönelik ekonomik politikalar ile emek-yoğun tekstil ve konfeksiyon sektörleri öne çıkmıştır. 1990 yılından itibaren ise, bilgisayar, bilgisayar parçaları ile yan sanayiinin kurulmasını sağlayan politikalar izlenmiştir (DTM, 1999: 5). Geleneksel olarak

tarım

yılda, Güneydoğu Asya'nın

Erol BULUT

58

Tayland ekonomisi tarım, sanayi, metalurji, ticaret ve turizm sektörlerinin bir imalat sektörünün öneminin artmasına rağmen, Tayland tarım sektörüyle birçok şekillerde bağlantılı olarak çalışan %50'lik işgücüyle bir tarım toplumudur. İşgücünün yaklaşık %40'i imalat ve metalurji kesiminde çalışmaktadır (İTO, 1998: 13).

mozayiğidir.

1996 yılından sonra, hükümetler, geri kalmış sanayilerin iyileştirilmesi ve daha yüksek eğitim olanaklarının sağlanması gibi yapısal reformlara duyulan ihtiyacı gözardı etmişlerdir. Diğer taraftan, sermaye girişimine olan bağımlılık, ticaret ve ödemeler açıklarına yol açarak, 1988-1998 döneminde kriz yaşamasına sebep olmuştur. Tablo 1'e baktığımızda 1998-1996 döneminde ortalama %9 oranında artan GSYİH, 1997 yılında %0.4 1998 yılında ise %8.0 oranında azalmıştır. Kişi başına gelir ve GSYİH değerleri de krize bağlı olarak büyük miktarda düşüş göstermiştir. Kişi başına gelir 1996'da 2800 dolar iken 1998 yılında 1913 dolara gerilemiştir. İşsizlik oranlarına baktığımızda Tayland'ın bu konuda oldukça başarılı olduğunu görüyoruz. 1998 yılında %3.1 olan işsizlik oranı 1992'de %1.4'e ve 1997 yılında ise %0.9 oranına indirilmiştir. Tayland ekonomisi, 1980'den itibaren düşük petrol fiyatları ve güçlü yen paritesi gibi olumlu dış etkenierin yanısıra, Ortadoğu'da yaşanan inşaat patlaması dolayısıyla ülkeye gelen işçi gelirleri ve turizm sektöründe yaşanan olağanüstü büyüme gibi beklenmedik olaylardan da yararlanmıştır (DTM, 1999: 6).

Tablo-1. Milli Gelir Göstergeleri Göstergeler

GSYİH

Büyüme

İşsizlik

Oranı(%)

Oranı(%)

Kişi Başına

Düşen

Yıllar

(Milyar Dolar)

1989

61.7

1000

13.3

3.1

1998

72.1

1260

13.2

1.4

1990

85.5

1420

11.6

2.2

1991

98.6

1570

8.4

2.7

1992

111.3

1840

7.9

1.4

1993

125.5

2147

8.4

1.5

1994

143.2

2434

8.7

1.3

1995

168.1

2740

8.8

1.1

1996

186.1

2800

5.5

1.1

1997

153.9

2556

-0.4

0.9

1998

117 .ı

1913

-8.0

-

Kaynak: World Development Report

Gelir

(Çeşitli yıllar)

EKONOMİK YAKLAŞlM

59

1980'lere kadar hızlı bir nüfus artışı olmasına rağmen, Taytand'da son 30 yıldaki yüksek büyüme oranları, kişi başına düşen reel gelir seviyesinde bir artışa yol açmıştır. Ancak, yine de, milli gelir dağılımında önemli dengesizlikler vardır. İş başına gelen son hükümetler, ekonomiyi merkeziyetçilikten kurtarmaya çalışmışlar, ancak, başarılı olamamışlardır. 1993 yılından bu yana, yatırımların %65'i Bangkok dışında gerçekleşmiş olmakla birlikte, yine de Bangkok'a çok yakın bölgelerde yoğunlaşmıştır. Bu nedenle, Yatırım Kurulu 1997 yılı sonunda, ülkenin en fakir 13 vilayetinde ilk özel ekonomik bölgelerin kurulmasını kararlaştırmıştır. Diğer taraftan, teknolojik sanayiler için de serbest bölgeler kurulmaktadır (DTM, 1999: 8).

1.4. Başlıca Sektörler Tayland'ın

en önemli sektörleri tarım ve hayvancılık, imalat sanayi, enerji ve turizm sektörüdür. Ekonomiyi üç kesime ayırarak tarım, sanayi ve hizmetler diye bakarsak; tarım 1996 yılında %2.6, 1997'de ise yine %2.6 oranında büyümüştür. Sanayi sırayla %6.1 ve %6.6; hizmetler ise %6.9 ve %6.3 oranında büyümüştür. 1997 yılı itibariyle GSMH'in sektörlere göre dağılımına bakacak olursak; sanayi sektörünün %32.6 oranıyla önemli bir yer kapladığını görürüz. Bu sektörü sırasıyla tarım (%11.2), inşaat (%6.1), madencilik (%1.8), Hizmetler ve diğerleri (%48.3) takip etmektedir (İTO, 1998: 16).

1.4.1. Tanm ve Hayvancılık Tarım

ürünleri açısından zengin olan Tayland yıllardır pirinç, şeker, şekerkamışı, kauçuk, hindistan cevizi ve diğer tarım ürünleri ihraç etmektedir. Taze meyve ve sebzeterin yanısıra çiçek ihracatı da yapan bu ülke tam bir tropikal cennettir. Kısaca; çok verimli topraklara sahip bu ülkede çiftçilik, ormancılık, hayvancılık ve balkçılık ekonomide önemli bir rol oynar. Bol miktarda tropikal meyve yetiştirilen bu ülkede, sığır kümes hayvanları ve domuz besiciliği de yapılmaktadır. Ayrıca, Hint Okyanusu kıyısında balıkçılık sektörü de çok gelişmiştir. Bu alanda Tayland dünyanın ilk on ülkesi arasındadır.

mısır,

1970'lerden sonra ülkenin tarımdan sanayileşmeye doğru kaydığı görülmektedir. sektörü GSMH'den 1997 yılında %11.2'lik, sanayi sektörü ise %32.6'lık bir pay almıştır. Söylece sanayileşmeye doğru yol alan Tayland'da son zamanlarda mamul malların ihracatı artmıştır. Tayland ihracatının %10.2'si tarım ürünlerini kapsamaktadır (DTM, 1999: 12).

Tarım

Her ne kadar ülke, imalat ve hizmet sektöründe hızlı bir büyüme kaydetse de, tarım sektörü Tayland ekonomisinin kilit sektörü olarak kalacak gibi gözükmektedir. Tayland'ın sanayileşme politikası, tarım sektörüne dayalı olarak belirlenmektedir; çünkü imalat sanayinin %25'i tarım alanıyla bağlantılıdır. Dondurulmuş deniz ürünleri, kümes hayvanları, çeşitli taze ve işlenmiş meyve ve sebze gibi ürünlerin çeşitliliğinin arttırılması amacıyla sanayi yatırımları gerçekleştirilmektedir (İTO, 1998: 18-19).

so

Erol BULUT

1.4.2. İmalat Sanayi

Tayland'da hızla büyüyen imalat sektörleri arasında maden, çimento, otomobil, tarım sondaj ve kaynak makineleri, tekstil, seramik, mücevherat işlemeciliği yer almaktadır. Taytand'ın çimento endüstrisi Güneydoğu Asya'daki en büyük kollardan biridir. Alüminyum, cam ve seramik diğer gelişmeye yönelik endüstri kollarıdır. Tayland sanayi sektörü son 20 yıl içinde hızlı bir değişime uğramış olup, konserve yiyecek, kıymetli taşlar ve mücevherat, tekstil ve ürünleri, plastik ürünleri ve spor ayakkabılar ülke ihracatında önemli rol oynamaktadır. imalat sanayi GSYİH'nin yaklaşık %30'unu oluşturur. imalat sanayinin gelişmesi, iç talebin güçlü olması ve montaj sanayi dolayısıyla ara mallara uygulanan vergilerin düşürülmesi nedeniyle olmuştur. araçları,

Kilit sanayi sektörleri

arasında

elektrik ve elektronik tüketim

malları,

bilgisayar

parçaları, elektronik devreleri, otomobil ve yedek parçaları yer almaktadır. Örneğin; 1996 yılı

itibariyle yaklaşık 7.5 milyon T.V., 2 milyon radyo, 2 milyon buzdolabı, 150 bin otomobil, 400 bin ticari araç ve 1.5 milyon motosiklet üretimi yapılmıştır (İTO, 1998: 2730).

1.4.3. Enerji Sektörü Tayland'da petrol fiyatları genelde istikrarsız bir seyir izlemektedir. Bu nedenle hükümet, 1997 yılında petrol rafineri sanayisini serbestleştiı·me kararı almıştır. 1993 yılında 8.544 bin varil olan ham petrol üretimi 1996 yılında 9.197 bin varile yükselmiştir. Tayland'da petrolün yanında kalay, tungsten, demir cevheri, kurşun cevheri, mangerrez ve fosfat'ın yanında önemli miktarda doğal gaz da çıkarılmaktadır (İTO, 1998: 31-33). 1995 yılına kadar 12.267 megawatt (MW) olan elektrik üretim kapasitesi ülkenin büyüyen ekonomisi paralelinde 1997 Nisan'ında 16.282 MW'a ulaşmıştır. Kapasitenin 2006 yılına kadar 34566 MW'a çıkarılması hedeflenmiştir (İTO, 1998: 31).

1.4.4. Turizm Sektörü

80'li yıllarda hızlı bir ekonomik gelişme süreci gösteren Taytand'da turizm sektörü de bir gelişim göstermiştir. Tayland, Budist tapınakları, gizemli yaşam şekli ve sunduğu değişik turizm hizmetlerinden dolayı daha çok Avrupa ve ABD'den turist çekmektedir. En önemli turizm merkezleri başkenti Bangkok ve Phuket Adasıdır.

hızlı

Tayland turist varışları açısından 1985 yılında 26. sıradayken 1996 yılı itibariyle 7.201 ve dünya genelinde %1.2'lik payı ile 21. sırada yer almaktadır. Turizm kazançları açısından ise 1985 yılında 23., 1990 yılında 13. ve 1996 yılında 8.600 milyon ABD doları ve %2'lik payıyla dünya genelinde 14. sırada yer almıştır. Bu miktar Türkiye'nin turizm gelirinin (6 milyar dolar) üzerinde yer almaktadır (WTO, 1997: 148-149).

bin

kişi

EKONOMİK YAKLAŞlM

61

1.45.lnşaat Sektörü İnşaat

sektörü, 1996 yılında %6.1 oranında büyümesine rağmen, 1997 yılında, nakit sıkıntısının emlak sektörünü etkilernesi ve hükümetin bütçe kısıntısına gitmesi nedeniyle %7.9 oranında daralmıştır. 1998 yılında ise bu daralmanın %10-15 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu durumdan da, Avrupa, Asya ve Avustralya firmalarının rekabeti altında ezilen küçük çaplı Tayland inşaat firmalarının olumsuz yönde etkilerrecekleri düşünülmektedir (DTM, 1999: 12). Diğer taraftan, ekonomik kriz nedeniyle arz fazlası bulunan inşaat malzemeleri sektörü ciddi bir yeniden yapılanma sorunu ile karşı karşıyadır. Sektör içerisinde, sadece iki ya da üç çimento üretici ile birkaç çelik grubunun ayakta kalması beklenmektedir. Ülke çapında mevcut olan konut fazlasının 3-4 yıl boyunca eritilemeyeceği düşünülmektedir.

ll. MALi KESiM ve KRiZ Ülkede mali sistemi denetiernekten ve politika belirlemekten sorumlu ana kuruluşlar, Maliye Bakanlığı ve Bank of Thailand (Merkez Bankası)'dır. Merkez bankası ayrıca, bankalar ile finans ve kredi şirketlerinin denetlenmesinde ve piyasa reformlarının oluşturulmasında anahtar bir rol oynamaktadır. Merkez Bankasının, 1997 yılı ortasında Baht'ın çöküşüne yol açan olaylardaki rolü nedeniyle yeniden yapılandırılması yönünde çalışmalar başlatılmıştır.

2.1. Bankacılık ve Finans Sektörü Tayland'da ticari, ihtisas bankaları ile yabancı bankaların çok sayıdaki şubeleri de faaliyet göstermektedir. Ticari bankalar, her tür bankacılık hizmetini vermekte olup, tasarrufların toplanması ve yatırımların finansmanında önemli rolleri vardır. Yerel ticari bankalar, daha çok ufak ölçekli ve bölgesel olarak etkili faaliyetlerini sürdüren kurumlardır. ihtisas bankaları sadece belli sektördeki faaliyetleri finanse ederler. Bu bankalar yalnızca kamu kuruluşlarının belirli faaliyetlerini finanse ederler. Ülkede çeşitli ihtisas bankaları

Bankası,

mevcuttur. Bunlar, Hükümet Tasarruf Bankası, Hükümet İskan Bankası'dır (İTO, 1998: 34).

Tarım

ve

Tarım

Kooperatifleri

Tayland'da yerel bankalar ve finans kurumlarının, iç kredi faiz oranlarından daha faiz oranına sahip olması nedeniyle yurt dışından aldıkları borçlar, pratikte verimli olmayan yatırımlara kanalize edilmiştir. 1997 Temmuz ayında Baht'ın çöküşünden hemen önce, 84 mali firmadan 58'inin faaliyetleri askıya alınmış, 56'sının kapatılacağı duyurulmuştur. 1998 yılı başlarında kapatılan sözkonusu 56 firmanın mal varlığının birleştirilmesi ile de Tayland'ın 16. ticari bankası açılmıştır. Hükümet, 1998 Şubat ayında, yüksek miktarlardaki işlemeyen kredileri nedeniyle 4 ticari bankanın faaliyetlerini düşük

62

Erol BULUT

durdurmuştur.

1998 Mayıs ayında da, 5 finans kurumu daha Merkez Bankasınca devralınmıştır. IMF ile yapılan görüşmelerin ardından Hükümet, bankaların ve finans kurumlarının sermayelerinin yeniden belirlenmesi ile ilgili katı kurallar getirmiştir. Finans kurumlarına, 2000 yılı itibariyle, sermaye yeterliliği vb. alanlarda uluslararası standartiara uymazorunluluğu getirilmiştir (DTM, 1999: 10). Finans kurumlarının çoğunun kapanması, kiralama, satınalma ve emlak gibi piyasalarda bir boşluk yaratmıştır. Yüksek kredi faiz oranları ve yeni sermaye koşulları nedeniyle, bankalar bu boşluğu dolduramamışlardır. Sadece, Bank of Asia ve Thai Danu Bank dışarıdan kaynak bulmayı başarabilmiştir. 1998 Temmuz ayı sonu itibariyle, işlemeyen krediler, toplam kredilerin %28'ini oluşturmuştur. Ancak, emlak fiyatlarının düşmeye devam etmesi nedeniyle, sözkonusu oranın %40'a ulaştığı ve mali sektörün eski haline kavuşturulabilmesinin 30 milyar dolara ınal olacağı tahmin edilmektedir (DTM, 1999: 10).

2.2. Uzakdoğu Krizi'nin Gelişimi ilk çeyreğinde özellikle Tayland ve Güney Kore'de yaşanınaya başlanan şirket iflasları ile birlikte vermeye başlamıştır. Özellikle Ocak ve Şubat aylarında doların yen karşısında güçlenmeye devam etmesi sonucunda; Tayland'ın dış rekabet gücünün daha da zayıflaması, uluslararası bankalara olan yüksek miktarlı kısa vadeli borçlar, siyasi belirsizlikler, gayrimenkul fiyatlarında yaşanan şok düşüşler ve ülkenin ihracat artış hızının yavaşlaması gibi gelişmelerin sonucunda Tayland bahtı çok ciddi olmasa da birtakım spekülatif saldırılara maruz kalmıştır. Kriz, ilk sinyallerini 1997

yılının

Mayıs ayına gelindiğinde,

krizin gelişiminde psikolojik olarak önemli bir rol bir gelişme yaşanmıştır. Yen in dolar karşısında sürekli olarak değer yitirmesinden endişe duyan Japon hükümeti, ülkede faiz hadlerinin yükseltilebileceği yönünde piyasalara birtakım mesajlar vermeye başlamıştır. Bu söylentiler daha sonra hayata geçmemesine rağmen, portföy sahiplerinin yerel paralardan dolara geçmelerine neden olmuştur. Bu durum döviz ve hisse senedi piyasalarında dalgalanmalara neden olmuştur. Tayland ve Singapur merkez bankaları Baht'ın değer kaybını önlemek için ortak hareket etmişler ama Tayland merkez bankası 6 milyar dolar rezerv kaybına uğramıştır.

oynarlığına inanılan

Bu gelişmelerin ışığında; sermaye girişine getirilen sınırlama ile birlikte kontroller daha da sıkılaştırılmıştır. Döviz krizi patlak verinceye kadar firmaların birçoğu, sabit kur sisteminin devam edeceğine güvenerek kur riskine karşı herhangi bir korunma önlemine başvurmamışlardır. Krizin ilk sinyallerinden sonra 1994'e göre hisse senetleri %65 oranında değer yitirmiştir. Diğer yandan çeşitli yollarla yükümlülük altına giren ekonomik ajanlar, krizden sonra bunu geri ödemek için dolara hücum etmişler ve bu durum krizi daha da derinleştirmiştir. Bir başka kötü gelişme de bu ülkedeki firmalarca çıkartılan tahvillerin

EKONOMİK YAKLAŞlM

63

büyük bölümünün "Junk bond" haline gelmiş olmasıdır. Bankalarca ve finans kurumlarınca verilen kredilerin yaklaşık dörtte biri Bangkok'u aşırı yapılaşmaya iten inşaat patlamasının finansmanında kullanılmıştır. Kredilerin bir diğer dörtte birlik kısmı ise bireysel tüketicilere verilmiştir. Yakın geçmişte ekonominin durgunluğa girmesi ve ülkenin ihracat hacminin daralması gibi nedenlerle sözkonusu kredilerin büyük bölümünün ana para ve taksitleri vadelerinde ödenememiş ve bu krediler batık kredi halini almışlardır (HM, 1998: 46-48). ve uygulanan sıkı kambiyo kontrollerine rağmen kriz, giderek derinleşmiştir. Ancak, hükümet, ortada ciddi anlamda bir kriz olmadığını, durumun gelip geçici olduğunu savunmuştur. Ama merkez bankasının dayanacak gücünün kalmaması sonucunda 2 Temmuz ı997'de Baht dalgalanmaya bırakılmıştır. Böylece Tayland yıllardır uyguladığı dolara bağlı pariteyi, yönetimli dalgalanma şekline çevirmiştir. Tüm bu

gelişmelere

Tayland 28 Temmuz'da IMF'ye başvurmuş ve hazırladığı ve IMF'nin tavsiyeleri doğrultusunda mali kesimde yapılacak reformları açıklamıştır. ll Ağustos'ta IMF yetkilileri Tokyo'da Tayland için bir kurtarma paketi açıklayarak IMF ve diğer Asya ülkeleri ile birlikte Tayland' a toplam 17.2 milyar dolar kredi verileceğini belirtmişlerdir (Bkz. Tablo-2). Bu

gelişmelerin ardından

programı

Liderliğinde Hazırlanan Yardım

Tablo-2. Tayland'a IMF'nin

Miktarları

ve

ı7 ,2

TOPLAM IMF

Paketlerinin

Kaynakları

Milyar dolar

4 Milyar dolar ı ,5

Dünya Bankası

Milyar dolar

Asya Kalkınma Bankası

1,2 Milyar dolar

Japonya

4 Milyar dolar

Avustralya

ı

Milyar dolar

Çin

ı

Milyar dolar

HongKong

1 Milyar dolar

Malezya

ı

Milyar dolar

Singap ur

ı

Milyar dolar

Endonezya

0,5 Milyar dolar

Kore

O,5 Milyar dolar

Brunei

0,5 Milyar dolar

Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

(ı998),

s.77.

Erol BULUT

64

Tayland hükümeti tarafından gelip geçici olarak görülen bu kriz, daha sonra bölge ülkelerinin hepsine sirayet etmiştir. Daha sonra ise global bir krize dönüşmüş ve Rusya ile Latin Amerika ülkelerini etkilemiştir. Tayland'ı krize götüren nedenlere bakacak olursak; uzun süredir başarılı bir ekonomik performans gösteren Tayland'da krize doğru gidişin 1993 yılında başladığı görülmektedir. Tayland ekonomisinde reel kur değerlenınesi sonucu ihracat yavaşlamış, cari işlemler açığı artmış ve bu açık yoğun olarak kısa vadeli portföy yatırımları ile finanse edilmiştir. Giderek büyüyen cari işlemler açığının GDP'ye oranı %8'e yükselmiş, yüzde 40 oranında kısa vadeli borçlardan oluşan toplam dış borç stokunun GDP'ye oranı %60'lar seviyesine ulaşmıştır. ı 998 yılında 20.530 milyon dolar olan dış borç miktarı 1993 'te 50 milyar dolar olmuş ve 1997 krizinde en yüksek noktası olan 104 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır. Dış dengelerdeki bozulma ekonominin diğer kesimlerine de yansımış ve finansal kesimde bazı sorunlar ortaya çıkmıştır. B u durum olumsuz dış şoklada daha da kötüleşmiştir (DPT, ı 997: 51). Yukarıdaki gelişmelerle

birlikte krizin nedenleri dört temel

başlık altında

toplanabilir

(DPT, 1997: 52):

kısa

- Yabancı sermaye yatırımlarının verimli alanlara yönlendirilmesindeki sorunlar ve vadeli borçlardaki artış, - Dış faktörler -Son

yıllardaki tutarsız

-Finans kesimindeki

makroekonomi ve döviz kuru

politikaları,

zayıflıklar.

Yukarıdaki temel başlıkların yanında; ülkeye sermaye girişleri doğrudan yatırımlar ve uzun vadeli sermaye girişlerinden ziyade kısa vadeli kredilerde yoğunlaşmıştır Diğer taraftan, ABD dolarının ı995 yılının ortalarından itibaren değer kazanmaya başlaması ve özellikle Yen karşısında değer kazanması parasını dolara bağlayan Tayland'ın ve diğer uzakdoğu ülkelerinin diğer rakip ülkelerine göre rekabet gücünde azalmaya ve cari işlemlerinde açık vermesine neden olmuştur. CİB açıklarına neden olan bir diğer gelişme; finans sektörünün iç tüketim talebini arttıracak krediler vermesi sonucu iç talebin, dolayısıyla enflasyonun artmasına neden olmasıdır. Bu durum ihracatın yavaşlamasına neden olmuştur. Son olarak; Çin'in ı994 yılında %45 'lere varan oranda devalüasyon yapması ülke rekabet gücünü sekteye uğratan bir diğer gelişmedir.

2.3. Kriz'de Sermaye Hareketlerinin Rolü Güneydoğu Asya ülkelerinde son 20 yıldır yaşanan finansal reformlar, büyük ölçüde finansal serbesti sağlamıştır. Tayland'da 1993 yılından itibaren BIBF (Bangkok International Banking Facilities) aracılığı ile yabancı bankaların ülkede şube açıp faaliyette

EKONOMiK YAKLAŞlM

65

bulunmaları

serbest bırakılmıştır. Bu gelişmenin ardından birçok yabancı banka bu ülkedeki "Off-Shore" faaliyetlerini genişletip tüm bankacılık faaliyetlerinde bulunabilecek şubeler açabilmek için amansız bir rekabete girmişlerdir. Bankalar arasındaki bu rekabet Tayland'da yerleşik kişi ve kuruluşlara BIBF aracılığıyla çok düşük faizli krediler sağlanması ile sonuçlanmıştır. Durum öyle bir hal almıştır ki yabancı bankaların ülkedeki faaliyetlerini geliştirebilmeleri verdikleri döviz kredilerinin miktar ve faizi ile doğrudan ilişkili olmuştur. Özellikle 1995-96 yıllarında verilen kısa ve orta vadeli kredilerin büyük bölümü bu kanaldan sağlanmıştır (HM, 1998: 32).

halihazırdaki

Bunlara ilave olarak mali piyasalarda derinliği arttırmaya yönelik birtakım gelişme1er gözlenmiştir. 1979-1990 yılları arasında piyasanın yaklaşık tamamına hakim olan repo işlemlerinin yerini 1990'dan itibaren diğer yatırım piyasası araçları almıştır. 1992'den önce kısıtlanmış bulunan ikincil piyasalarda devlet tahvili alım-satımı ve özel firmaların piyasaya tahvil ihraç etmeleri önemli hale gelmiştir. Mali sektör reformlarının yanısıra yabancı yatırımcıları çekmek için mevzuatta gereken değişiklikler yapılmış, ülkede doğrudan yatırım yapacak kalıcı sermayeye olduğu kadar sıcak paraya da kapılar ardına kadar açılmıştır. Yabancı sermaye girişi ve çıkışı serbest hale getirilmiştir (HM, 1998: 33). Tayland'da yaşanan ihracat artışındaki yavaşlamanın da etkisiyle giderek artan cari açıkları finanse edebilmek için dış sermaye akışları oldukça önem kazanmıştır. Bir ekonomi açısından kısa vadeli sermaye akımları uzun vadeli olanlara nazaran çok daha tehlikelidir. Bu açıdan bakıldığında büyük miktarda doğrudan yabancı sermaye, ülkede kalması ekonomik ve siyasi konjoktüre sıkı sıkıya bağlı olan kısa vadeli sıcak para akımiarına göre çok daha sürdürülebilir bir nitelik arzetmektedir. Yabancı sermaye girişlerinin kriz ekonomilerinin verdikleri cari açıkların miktarından daha fazla olması Asya'da 1990'ların başlarında sıkça görülen bir olgudur. Bu akımlar cari açıkları finanse etmekte kullanıldığında avantaj sağlarken, terse dönülebilecek portföy yatırımları haline dönüşerek ekonomi için bir tehdit unsuru haline dönüşebilir. Cari açıklardan daha fazla olan sermaye girişleri nominal kur değerlenmesine neden olabilir ki bu da ülkenin ihraç mallarının rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyecektir. Bu durumda cari açıkları daha da büyütecektir.

1990 yılında cari açıkların yaklaşık üçte birini karşılarken; bu oran, önce 1993 yılında %27.18'e sonra da 1990 yılında %16.88'e gerilemiştir. Tablo 3 'teki verileri inceleyecek olursak Tayland' a yabancı doğrudan sermayenin giriş, çıkış ve net olarak sürekli arttığını görürüz. Cari açıkları finanse etmede yetersiz kalmasının nedeni cari açıkların sürekli büyük açıklar kaydetmesidir. Tayland'da

doğrudan yabancı yatırımlar

66

Erol BULUT

Tablo-3.

Doğrudan Yabancı Yatırımlar Doğrudan Yabancı

Doğrudan Yabancı

Yıllar

Sermaye Girişleri (Milyon Dolar)

Sermaye Çıkışları (Milyon Dolar)

1988

1.105

24

ı

1989

1.776

50

1.726

1990

2.444

140

2.304

1991

2.014

167

1.847

1992

2.113

147

1.966

1993

1.804

233

1.571

1994

1.366

493

873

1995

2.068

886

ı .182

1996

2.336

931

1.405

1997

3.029

532

2.497

Göstergeler

Net Sermaye (Milyon Dolar) .081

Kaynak: IFS Yearbook (1998)

Tablo 3'den de görüldüğü gibi 1988'de 1.105 milyon dolar civarında olan sermaye on yıl gibi bir sürede 3 milyar dolarlar seviyesine yükselmiştir. Diğer yandan yabancı sermaye çıkışları 24 milyon gibi çok düşük bir seviyeden çok hızlı bir artış göstererek 1997 yılında 532 milyon dolar seviyesine yükselmiştir. Asya ülkelerinde sermaye çıkışları genelde kendi aralarında olmaktadır. girişleri

Diğer

taraftan ileride bir çok yükü doğuracak net sermaye akımları (portföy vb.) cari açıklarla karşılaştırıldığında bunların doğudan yabancı yatırımlara oranla çok yüksek miktarlarda olduğu göze çarpmaktadır. yatırımları

Yabancı

kaynaklardaki bu artışların kısa dönemde cari denge üzerinde olumlu etkileri olmasına karşılık, kısa dönemli spekülatif sıcak para akışları genellikle cari açıklardan daha büyük miktarlarda olmuştur (Bkz. Tablo 4-5). Bu durum Tayland açısından aşağıdaki olumsuz sonuçları doğurmuştur: - Genellikle ülkeye giren yüksek miktardaki sermaye kaybetmesini önlemiş, Baht aşırı değerli hale gelmiştir.

akışları

- Sermaye girişleri yeterince sterilize edilmemiştir. Bu durum para ve enflasyonda fazla olmasa da artışa yol açmıştır.

kurun

arzı,

değer

kredi hacmi

EKONOMİK YAKLAŞlM

67

Tablo.4- Sermaye Hareketi Yıllar

1988

1989 1990 1991

(Varlıklar)*

1992 1993

1994

1995 1996 1997

1998

Göstergeler Toplam Portföy

Yatırımları

Hisse Senetleri Borç

Kağıtları

Toplam

Diğer Yatırımlar

-

-

-

-5

-2

-41

-446

-

-

-

-

-

-

-5

-2

-41

-446

-

-

-

-

-

-

-

-

-

-

-

-

269

-

Para Otoriteleri Gene\ Kamu

250

Sektörler

-313 -\64

-

-

-337 -220

352

247

-

-

-

-

19

23

57

105

Bankalar Diğer

-

104 -3.26 -1.027 -2.738 2.661 -1.588

-

-

-

-

-

-

-

-

-

-

104 -3.26 -1.027 -2.737 2.741 -1.618

-

-

-



-80

30

-

-

-

-

Kaynak: IFS Yearbook (1998) * : Milyon dolar

Tablo.5- Sermaye Hareketleri (Yükümlülükler)* Yıllar ~oplam

Portföy

Yatırımları

Hisse Senetleri Borç

1988

1989 1990 1991

1992 1993

530

1.486 -38

-81

924 5.456 2.486 4.083 3.585 4.302

-

444

\.424 440

37

455 2.679 -389 2.123 1.164 3.441

-

469 2.776 2.875 1.960 2.421

-

Kağıtları

Toplam

86

Diğer Yatırımlar

63

-478 -118

1995 1996 1997

86\

1.960 3.701 6.997 9.642 6.48( 6.739 9.839 19.383 ı ı .87 -20.20

Para Otoriteleri

-

-

-

-

-

-

-

-705

9

-6ı ı

-464

213

1.75

6.590 14.29f

3.207 6.969 9.420 5.33

614 -3.751

penel Kamu

-51

-206 -999

Bankalar

984

700

Diğer

ı.027

Sektörler

1994

ı.027

46

-

-9.483

-

-58

524

-

2.909 -3.286

-

18 9.025 -7.961

-

ı3.2ı9 6.ı

\998

Kaynak: IFS Yearbook (1998) * : Milyon dolar çok büyük bir bölümü sıcak para ve vadeli banka kredileri şeklinde olduğu için 1997 yılında krizin patlak vermesinden sonra sermaye kaçışları çok hızlı ve büyük miktarlarda olmuştur. - Sermaye

akımlarının

Tayland'da kısa vadeli borçların oranının yükselmesi krize neden olan etkenlerden biridir. Ancak yerel bankaların, yabancı bankalardan yoğun bir şekilde borçlanması ve elde edilen fonların yerel banka cinsinden kredi olarak yerel yatırımlara verilmesi krizin tetiğini çeken bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Dış borçlanmanın ABD doları olarak yapılmasına karşılık, ülke içi kredilerin yerel para ile verilmiş olması devalüasyonun etkisini doğrudan borçlanan yerel şirketlere ve yerel bankalara yüklemiştir.

68

Erol BULUT

Bölge ülkelerinin ve Asya ülkelerinin sahip bulunduklan dış yükümlülüklerin vade vadeli yükümlülüklerin oranındaki yüksekliğin durumun ciddiyetini destekler nitelikte olduğu görülmektedir (Bkz. Tablo 5).

yapısına bakıldığında kısa

Tayland'ın yabancı

bankalara olan toplam kısa vadeli yükümlülüklerinin, toplam dış yükümlülükler içerisindeki payı 1996 sonu itibariyle %65 oranında iken, yabancı bankalara olan toplam kısa vadeli yükümlülüklerinin rezervlerine oranı %169 civarındaydı (HM, 1998: 28-29). Tablo-4 ve 5'e baktığımızda varlıklara nazaran ülkenin yükümlülüklerinin çok fazla görürüz. 1997 yılında krizin patlak vermesinden sonra verilerde o yıl itibariyle büyük değişiklikler gözükmektedir.

olduğunu

Varlıklar açısından hisse senetleri varlıkları -41 milyon dolardan hızla -446 milyon dolara gerilemiştir. Bankaların ise 2.741 milyon dolar olan varlıkları negative dönüşerek1.618 milyon dolara inmiştir. Bu durumun varlıkların değerinde meydana gelen düşüşle açıklanması ihtimali yüksektir.

Tablo 5'de yükümlülükler kısmına baktığımızda, çok büyük miktarlada karşılaşırız. Daha öncede bahsettiğimiz gibi, daha sonra borç doğuracak işlemleri kapsadığı ve aktiflere plase edilirken verimsiz alanlara yatırılması dolayısıyla ülke ekonomisine zarar verecek işlemler oldukları için yükümlülüklerin hacmi, ekonomik kriz yaratmada belirleyici olabilir. Hisse senetlerine karşı gelen 1.164 milyon dolarlık yükümlülük miktarı bir sene sonra 1997'de 3.441 milyon dolara çıkmıştır. Borç kağıtları ise 2.421 milyon dolardan 861 milyona gerilemiştir. Tayland'da sıcak paranın esas kaynağı olan bankaların yükümlülükleri 2.909 milyon dolardan -3.286 milyon dolara inmiştir. Diğer sektörlerde de 9.025 milyon dolar olan yükümlülük -7.961 dolara düşmüş ve para otoritelerinin 1997 'de yükümlülüklerinde -9.483 milyon dolar azalma görülmüştür. Bu ülkelerde sıcak paranın miktarının hesabında; bankalar, diğer sektörler ve para otoritelerinin varlık ve yükümlülükleri arasındaki farkı alıp bir hesap yapmak mümkündür. Toplam olarak bu miktar yaklaşık 22.842 milyon dolar olarak gözükmektedir. Yukarıda da söylediğimiz gibi bankaların kısa vadeli yükümlülüklerinin yani sıcak paranın, toplam yükümlülüklere oranı %65'tir. Burdan yola çıkarak bankacılık sektöründeki sıcak paranın yaklaşık 3.200 milyon dolar olduğunu söyleyebiliriz. Diğer yandan para otoritesinin 1997 yılında krizi hertaraf etmek için, 9.483 milyon dolarlık rezervlerinde bir azalmaya yani bir sermaye çıkışına göz yumması; söz konusu miktarın, sıcak para miktarına tekabül ettiğini düşündürmektedir. Bu oranı da eklersek 12.600 milyon dolarlık bir sıcak paranın ülkeden çıktığını söyleyebiliriz. Daha önce Tablo 2'de Tayland IMF aracılığı ile 17.2 milyar dolar yardım aldığı gözönüne alınırsa bu miktarın (12.600 milyon dolar) mütevazi kaldığı bile söylenebilir.

EKONOMiK YAKLAŞlM

69

Tablo 4 ve 5 ve yukarıdaki tablolar bize kriziere yol açan sıcak paranın sanal bir cenneti kısa sürede olsa bu ülkeye yaşattığı ama herhangi bir ekonomik ve siyasi istikrarsız bir gelişmenin sıcak para sahiplerince algılandığından itibaren bu ülkeyi terk ettiği görülmektedir. Bunun için Tobin'in ortaya attığı gibi sermaye hareketlerinin giriş ve çıkışında denetim uygulanması bu dengesizliklere çözüm olabilir. En azından krize neden olan sıcak paranın dizginlenmesi için vadesi uzun olan ve yatırım için gelen para hariç tutularak kısa vadeli sermaye giriş ve çıkışiarına vergi ve tahditler konulabilir(Tobin vd., 1995:163-166).

lll. DIŞ EKONOMiK iLiŞKiLER Tayland'da mal ve hizmet ihracatının cari fiyatlar ile GSYİH içindeki payı, 1984 yılında %22 iken, ülkenin yeni üretim alanlarına yönelmesi sonucu, 1996 yılında %38.5 olarak gerçekleşmiştir. 1990'ların başından itibaren ileri teknoloji ürünleri emek-yoğun ürünlerin yerini almış sa da 1997-98 döneminde para birimindeki değer kaybının ithal hammadde fiyatlarını arttırması nedeniyle, Tayland'daki işgücü daha rekabet edebilir bir hale gelmiştir. Ayrıca, ileri teknoloji ihracatının bağımlı olduğu ithal girdilerin maliyeti arttırması ile, geleneksel ihraç ürünlerine bir dönüş yaşanmıştır (DTM, 1999: 13). Ülkenin ihracatı, 1996 yılında, Baht'ın dolara bağlı olması nedeniyle %1.9 oranında daralmıştır. 1997 yılında, Baht'ın dalgalanmaya bırakılmasıyla birlikte, ihracat gelirlerinde %4.1 'lik bir iyileşme olmuş, ancak, bu oran, 1990'ların başında elde edilen %18-20'lik oranların çok altında kalmıştır. Tablo 6 'ya baktığımızda ihracatın 1988 'den itibaren çok hızlı artarak 15.782 milyon Dolar'dan 1988 yılında krizin olumsuz etkisine rağmen 53.117 milyon Dolara yükselmiştir. İthalat ise 17.856 milyon Dolardan 1997 yılında 55.101, 1998 yılında krizle birlikte 38.713 milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir. Tayland'da ihracatın ithalatı karşılama oranı ortalama %80'ler civarındadır. Tayland genellikle ÖB fazlası veren bir ülke olmasına rağmen krizle birlikte hem cari işlemlerdeki olumsuzluklar hem de büyük ölçüde sermaye çıkışlarından dolayı, 1997'de 18.250, 1998'de ise 3.449 milyon dolar açık vermiştir.

1997 yılında, sanayi malları, tüm ihracatının %82'sini, işlenınemiş tarım ürünleri de %11 'ini oluşturmuştur. Sanayi malları içerisinde %15'lik payı ile ilk sırayı bilgisayarlar ve parçaları almaktadır. 1994-96 döneminde, kauçuk esas tarım ürünü olarak pirincin yerini almıştır. Taytand'ın ihracatında yer alan başlıca ülkeler sırayla; ABD (% 19 .6), Japonya (%14.9), Singapur (%ll), Hog Kong (5.9) ve Malezya (%4.3)'dır (DTM, 1993: 13).

70

Erol BULUT

Tablo.6- İhracat ve İthalat 1988

Yıllar

1989

1990

199ı

1992

1993

1994

ı995

ı996

32.10ı

36.399

1997

1998

Ihracat (F.O.B) 15.782

ı9.834 22.8ıı

28.233

44.479

55.449

54.4ıo

56.665 53.127

ı7.856

22.75ı

29.562

34.223 36.262 40.696 48.266

63.4ı7

63.899

55.ıoı

3\\.713

88.4

87.1

77.1

82.5

88.5

89.4

92.ı

87.4

85.ı

102.8

ı37.2

ÖB Dengesi Milyon dolar)

2.596

5.030

3.235

4.6ı9

3.029

3.907

4.169

7.159

2.ı67

-ı8.250

-3.449

Baht-Dolar Kuru

33.966

33.761 35.979

36.628

37.445 36.826 63.748 51.662

Milyon dolar) Ithalat (F.O.B) Milyon dolar) Ihracatın, Ithalatı Karşılama Oranı(%)

36.161 35.090 35.081

Kaynak: IFS Yearbook (1998).

Diğer taraftan,

mal ve hizmet ithalatı, 1984 yılında GSYİH'nin %27'sini oluştururken,

bu oran 1996 yılında %45'e ulaşmıştır. Tayland'ın sanayileşme süreci ilerledikçe, ara ve

sermaye maliarına olan bağlılığı artarken, hammadde ithalatı azalmıştır. 1997 yılında sermaye malları ithalatı, toplam mal ithalatının %49'unu oluşturmuş ve bunun içerisinde, elektrikli ve elektrikli olmayan makineler ve parçalarının payı yaklaşık olarak %60 olmuştur. Entegre devre ve bileşenlerinin ithalatı ise, bilgisayar sektöründe yaşanan büyüme sonunda artmış ve ı 997 yılında toplam sermaye malı ithalatının o/o 13 'ünü oluşturmuştur. Tayland'ın ithalatında başı çeken ülkeler sırayla; Japonya (%25.6), ABD (%13.9), Singapur (%5), Malezya (%4.8) ve Almanya (4.7)'dır. Tayland'ın dış ticareti genelde bölge ülkeleri ağırlıklıdır. Bu durum bölge içi ticaretin çok yaygın olduğunu ve ASEAN'ın büyük bir rol oynadığını göstermektedir (DTM, ı993: 13-ı4).

IV. YURTiÇi PiYASANIN DURUMU ı 997 yılının

ikinci yarısında başlayan ekonomik krize kadar, son on yılda hızlı ekonomik gelişme tüketici pazar yapısını tamamen değiştirmiştir. Artan kişi başı gelir düzeyi ile beraber toplam harcamalar üç kattan fazla artmış, iyileşmenin getirdiği gelir artışı ile halk, kaliteli mal ve hizmete yönelmiş, özellikle orta gelir grubu harcamalarını ev ortamının iyileştirilmesi ile sağlık harcamalarına yöneltmiştir. Bangkok'da yaşayan nüfusun harcamaları modern ev aletleri, bilgisayar, videokamera, disk çalar, mobil telefon vb. ürünlere yoğunlaşırken, kırsal kesimlerde özellikle buzdolabı, fan gibi ürünlerin tüketimi katlanarak artmıştır (İTO, ı998: 84). Tayland'lı

bir ailenin en büyük harcama kalemini gıda ürünleri oluşturmaktadır. ürünleri oluşturur. İkinci en büyük harcamayı konfeksiyon ve

Harcamaların %40'ını gıda

EKONOMiK YAKLAŞlM

71

iskana yönelik yapmaktadırlar. Diğer yandan taşıt alımı için de maddi durumu uygun olanlar harcama yapmaktadırlar. Tayland yurt içi piyasasıyla ilgili fiyat artış oranları Tablo 7'den izlenebilir. Toptan fiyat artışı 1988'de %8.1 iken bu oran 1993'de deflasyona dönüşerek -0.37 olmuştur. 1997 yılında %3.9 olan artış 1998'de krizin etkisiyle %13.8'e yükselmiştir.

eşya

Tablo-7. Kamu Dengesi ve Enflasyon Oranları TEFE (%)

TÜFE (%)

1988 1989

8.1 4,6

3.8 5.3

10.643 54.732

1990

5.9

99.360

1991

3.4 6,8

5.7

118.414

1992

0.18

4.1

71.793

1993

-0.37

3.4

55.618

1994

3.9

5.1

101.239

1995

8.2

5.8

134.965

1996

4.7

5.9

43.303

1997

3.9

5.6

-15.061

1998

13.8

8.1

-128.951

Göstergeler' Yıllar

Kamu Dengesi (Milyon Baht)

Kaynak: IFS Yearbook (1998)

TÜFE'de ise 1998'de %3.8 olan enflasyon oranı, 1993'de %3.4 olmuştur. 1997'de %5.6 bir enflasyon yaşanırken 1998 yılında krizle birlikte %8.1 'lik bir enflasyon yaşanmıştır. Kamu dengesi açısından ise; sürekli fazla veren Tayland, krizle beraber 1997 yılında -15.061, 1998'de ise -128.951 milyon Baht açık vermiştir.

SONUÇ Asya ülkesini derinden etkileyen bu kriz, piyasalarda yol açtığı sarsıntıların yanında, çeşitli çevrelerde IMF'nin görev tanımı, küreselleşme süreci ve kur sistemleri konularında bir çok tartışmanın doğmasına neden olmuştur. Bir çok

Doğu

72

Erol BULUT

önündeki engellerin kaldırılması, daha verimli bir şekilde tahsis edilmeleri ile sonuçlanacaktır. Böylece büyük boyutlarda yatırım ihtiyaçlan bulunan gelişmekte olan ülkeler aradıklan sermayeyi daha kolay elde edebileceklerdir. Öte yandan tasarruf sahipleri kendi piyasalarıyla sınırianmaktan kurtulacak, daha yüksek getirili yatırımlara yönelme ve risklerini daha etkili bir biçimde dağıtarak azaltma imkanlarına kavuşacaktır. Tayland için son yıllar hariç bu durum geçerlidir. Ama sermaye akımlarının üretken kapasiteden ziyade spekülatif akımlara yönelmesi krizdeki en büyük etkenlerden biridir. Bir

görüşe

göre;

uluslararası seımaye akımlarının

tasarrufların yatırımlara

Bütün bu olası faydalara rağmen, bir çok iktisatçıya göre ise, mali piyasaların entegrasyonu tehlikeli ve istikrar bozucudur. Bu görüşe sahip olanlar, tahvil alım-satımı yapanların ve döviz spekülatörlerinin politik liderlerin makro-ekonomik politika oluşturma serbestisini kısıtladıklarını iddia etmektedirler. Yaşanmakta olan kriz sırasında bir çok ülke yönetiminin krize tepki olarak aldıkları kararlardan, piyasaların ve IMF'nin baskısı sonucu vazgeçmeleri de bu görüşü desteklemektedir. Bu durum, artık önemli miktardaki fonların hızla bir yerden bir yere aktarılmasının mali piyasaları gelişmelere karşı daha hassas bir duruma getirmiş olmasının bir sonucudur. Bu durum Tayland gibi gelişmekte olan ülkelerde daha yıkıcı etkilere sahiptir. Tayland ekonomisi krizden önceki bir iki yılda temelli makro-ekonomik dengesizliklerle karşı karşıya bulunmasına rağmen, bunun gelip geçici olduğu düşüncesiyle hükümetler, durumu görmezden gelmişlerdir. Bu krizde mali piyasalardaki dengesizliğin yanısıra önemli bir etken, kapasite fazlaları dolayısıyla yaşanan talep yetersizliğidir.

KAYNAKÇA DPT ( 1997), Konjonktür Değerlendirme Raporu,

Sayı:11, Aralık,

Ankara.

DTM (1998), Tayland Ülke Notu, Ankara. HAZİNE MÜSTEŞARLIGI (1998), Güneydoğu Asya Krizinin Nedenleri, Gelişimi ve Olası

Etkileri, Araştırma ve İnceleme Dizisi: 17, Ankara. IMF (1998), International Financial Statistics Yearbook. İTO (1998), Tayland Ülke Etüdü, Yayın No:1998-51, İstanbul.

JANSEN, Kare! (1990), Finance, Growth and Stability, Pinaneing Economic Development in Thailand, 1960-1986, England. TO BİN J .ve diğerleri .(1995), "Two Cases For Sand In The Wheels of International Finance",The Economic Journal(January), s.l62-172.

EKONOMiK YAKLAŞlM

73

WORLD BANK (1989-1997), World Development Report. WTO (1997), Tourism Market Trends Europe (1986-1996), WTO Commission For Europe, Madrid.

ABSTRACT THE ECONOMY AND THE GRISES OF THAILANO This paper analyzes the economic erisis which influenced Thailand economy in 1997. The erisis in Thailand economy is usually taken asa part of the Far East Asia crisis. In this paper, ten years' data was used for Thailand economy.The erisis in Thailand is investigated by means of the finance sector, especially the impact of the hot money on the erisis was taken into consideration together with data on trade balance and money market. As a result, it is observed that Thailand economy is damaged by hot money, free capital movements and unproductive investments.