TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 1

DÖRDÜNCÜ OTURUM 26 Haziran 2012 Açılma Saati: 17.37 BAŞKAN : Enver YILMAZ -----0----BAŞKAN – Değerli milletvekili arkadaşlarım, şimdi de 1960 darbesi ve 71 muhtırasına yönelik, özelinde, ama genelinde Türkiye’de darbelere ilişkin kurulan komisyonumuzda bilgisine başvurulmak üzere Komisyonumuza davet ettiğimiz Sayın Talat Turhan’la beraberiz. Kendisine hoş geldiniz diyorum. TALAT TURHAN – Çok teşekkür ederim efendim. BAŞKAN – Talat Bey, biz gelen konuklarımızdan öncelikle çok kısa bir öz geçmiş ve süreçle ilgili bir değerlendirme istiyoruz. Sonra, bizim arkadaşlarımızın, Komisyondaki arkadaşlarımızın o döneme ilişkin sizin bilginize, görgünüze başvuracağız. Kısaca kendinizi bir takdim ederseniz sonrasına yönelik soru-cevaplarla süreci götürelim. TALAT TURHAN – Şimdi, efendim, benim bir web sitem var: www.talatturhan.com. Orada altı ay bile kalınabilir, bütün benimle ilgili bilgiler orada var. Bu arada da biyografim de var. BAŞKAN – O biyografi var bizde fakat o biyografiyi biz kısaca sizin ağzınızdan duymak istedik. TALAT TURHAN – Ben 1924 yılında Elâzığ’da doğdum. Babam oranın savcısıydı, müdde-i umumiydi. Babamla annem orada evlendiler cumhuriyetin ilan günü; ben bir cumhuriyet çocuğuyum. Sonra, babam memur olduğu için yurdun çeşitli yerlerinde dolaştık. Sonra ben 1944 yılında subay oldum, ben de dolaştım. Dolayısıyla, Anadolu’nun görmediğim yeri kalmadı. Bu arada, bazı birinciliklerim var. Kuleli Lisesinin tarih birincisiyim. 1953 Kara Harp Akademisinin giriş birincisiyim, bütün subaylar içinde birinci oldum, objektif kriterler esastır orada, sübjektif değer yargıları yoktur. Kore’de bulunduğum batarya Birleşmiş Milletler birincisi oldu. On beş ülkenin uçaksavar birliği içinde birinci oldu benim birliğim ve de o zamanki 8’inci Ordu Komutanı Lemser bizim Genelkurmaya bir yazı yazdı “Böyle bir birliğe sahip olduğunuz için iftihar edebilirsiniz. Böyle bir numarayı -92 numara aldık biz Amerika’nın atış kampında- sekiz seneden beri Amerika’nın hiçbir birliği almamıştır.” diye.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 2

Ondan sonra, 60-62 arasında Millî Savunma Özel Kalem Müdürlüğünde görev yaptım. 22 Şubat olayları nedeniyle Afyon’a sürgün edildim. Afyon’da bir yıl sonra “Genç Kemalistler Ordusu” denilen bir dava nedeniyle altı ay Mamak Cezaevinde kaldım. O dava üç buçuk yıl sürdü, sekiz mahkeme birbirine pas verdi, selbi ihtilaf, hukuki ihtilaf… Aslında dava bitmişti, yani soruşturma olmadığına karar verilmişti, o gece 21 Mayıs oldu, Talat Aydın ve ayaklanması, dolayısıyla, “Bu adamı da bağlayın buna, bunun da hesabını görün.” diye bu dava sürdü gitti. Neyse, orada siyaset yapmaktan beş ay mahkûm oldum, Mamak Cezaevinde kaldım. Daha sonra da 72-74 yılında da “bomba davası” adlı bir davada Selimiye Ceza ve Tutukevinde kaldım. 65 yılından beridir yazıyorum. 86 yılından beri kitap üretiyorum, 30 kitabım var. 2 kitabım Amerikan Kongre Kütüphanesine girdi. Bir tanesi, “11 Eylül Baskın”; ikincisi de “Bohemian Club” adlı kitabım girdi; bir de “Mehmet Eymür” adlı kitabım girdi. Bohemian Club da mevcut zihin kontrol kitapları arasında 17’nci seçildi evvelki hafta. BAŞKAN – Evet, teşekkür ederiz. Bu girişten sonra… TALAT TURHAN – Yazdıklarım süreç içinde büyük bir haklılık kazandı. Tarihî bir haklılık üzerinde oturuyorum. Bu arada bomba davasının sonucunda 4.283 sayfalık bir savunma yaptım. Bu savunma, maalesef, elimde kaldı. Sadece giriş kısmını kapsayan böyle bir kitap yayınladım, diğerleri bende duruyor. İstanbul Üniversitesine vermek istedim, Alemdaroğlu oralı olmadı. Barolar Birliği Genel Başkanı dostumdu, ona vermek istedim; o da oralı olmadı. Böyle bir ülkede yaşıyoruz. BAŞKAN – Evet. Şimdi, 27 Mayıs 60 darbesinin olduğu gün siz Ankara’da Millî Savunma Bakanlığında Özel Kalem Müdürlüğü görevini yapıyordunuz. TALAT TURHAN – Hayır. 27 Mayıs darbesi olduğu gün… Ben zaten “darbe” demiyorum, “devrim” diyorum çünkü etimolojik olarak baktığımız vakit, devrimin tarifi “ani bir değişim” demektir. O ani değişim oldu çünkü bir parlamentoyu olduğu gibi kaldıran bir hareket, devrimdir. Artı, yüzde 62 kamuoyu desteğiyle bir Anayasa çıktı, 61 Anayasası. Ki o zamanki anayasa profesörlerinin kitaplarını okursak, hatta dünyadaki bütün kitapları okumuşsak, hatta bu konuda çok yetkin bir kitap var, Christian Rumpf’un Almanca bir doktora tezi var. Orada Türkiye’de gelmiş geçmiş, hatta dünyada gelmiş geçmiş en iyi anayasa olarak 61 Anayasası gösterilir.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 3

BAŞKAN – O zaman, 12 Eylül daha güzel bir devrim sizin kritere göre, yüzde 92’yle geçti. TALAT TURHAN – Hayır, hayır. Şimdi, şöyle düşünelim: Yüzde 62, yüzde 92. Şimdi, tabii, baskılar var, falan filanlar onlar söylenebilir ama halk iradesine saygı duyuyorsak “Bu devirde yine baskı var, öbür devirde yoktur.” diyemeyiz. Bugün böyle söylenir, yarın gelir, başkası da başka söyler, başka türlü söyler. Onun için, yani kuramsal olarak bir şeyle geçmiştir, yüzde 62 oyla geçmiştir. BAŞKAN – Şimdi, bende kronolojik duruma göre bir üç-beş soruyu ben arka arkaya size… TALAT TURHAN – Ben şeydeydim, İskenderun 39’uncu Tümen Harekâtı Eğitim Şube Müdürüydüm. 27 Mayısı yapanların tümüyle çok yakın dostluklarım vardı fakat onlar beni haberdar etmediler, haberim yoktu. “Niye haberdar etmediler?” derseniz, benim gibi bir adamı istemezler, ben kellem de gitse doğruyu söylerim. Fakat 27 Mayıs gününün şartlarını bilmek lazım. O yani bir meyve ağaçta olduğu vakit düşer. O tarihte kim ihtilal yapmaya kalksaydı o grup ihtilal yapardı. Şartlar öyleydi. Ben o şartlar içinde yaşadım, biliyorum, oradan geliyorum. Şimdi, görevim icabı o bölgeye ben müdahale ettim. Neresi o bölge? Toros Dağları’nın güneyi, Göksu Deresi, Fırat Nehri. Tabii, bölgeden rapor almam gerekti. O zaman, muhabere şartları yok, jandarma hattı var. Sekiz saat, durmaksızın, yerleşim birimlerinden rapor aldım, tıs yoktu. Yani şunu söylemek istiyorum: Halk seçmişti, halkın oylarıyla gelmişti Demokrat Parti fakat seçen kişilerin, seçmenlerin bir direnci yoktu, direnmesi yoktu. Bu arada, sanıyorum mart sonları yahut nisan ayı başlarında Menderes İskenderun’u ziyarete gelmişti, akıl almaz bir kalabalık vardı meydanda, belediye meydanında. Hatta inşaat hâlinde bir bina vardı, karkas duruyor, insanlar orayı doldurmuştu, anons ediyorlar: “İndirin, yıkılır, altta kalırsınız.” İnsanlar orayı terk etmediler. Yani o kadar yakın görünen insanlar iki ay sonra tıs çıkarmadılar. Dolayısıyla, böyle bir sessizlik oldu. Ne yaptık biz orada, İskenderun’da? Millî Birlik Komitesinden gelen emirleri uyguladık. Zaten görevimiz, hiyerarşide bunu yapmak zorundayız. 4 kişinin gözaltına alınma kararının uygulamasını bana emrettiler. Bunlar kimlerdi? Bir tanesi o dönemin Adana Valisi; ikincisi, o dönemin Adana Emniyet Müdürü Zülfü Ağar, Mehmet Ağar’ın babası; o bölgede Alevi cemaatin lideri Abdullah Çilli; bir de Kuseyri ailesinden bir kişi. Bunları gayet insani şartlar altında, hatta uçak vererek gönderdim gittiler.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 4

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Kuseyri aşiretinden birisi… TALAT TURHAN – Kuseyri ailesinden bir tanesi, evet. BAŞKAN – Buyurun siz. TALAT TURHAN – Şimdi, o bölgede 27 Mayısa karşı ordu içinde bazı infialler oldu. Mesela 28’i 29’a bağlayan gece bir grup genç subay, başta Turgut Sunalp olmak üzere, öldürme kararı aldılar. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Ne kararı? TALAT TURHAN – Öldürme kararı aldılar, evet, o şartları bilmek lazım. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Kimi öldürme kararı aldılar efendim? TALAT TURHAN – Başta Turgut Sunalp olmak üzere, 27 Mayısa karşı gelen bir kısım insanları öldürme kararı aldılar. Ben bunu engelledim. Çünkü… CENGİZ YAVİLİOĞLU (Erzurum) – Bunlar kimlerdi efendim, öldürülmek istenen kişiler? TALAT TURHAN – Başta Turgut Sunalp. CENGİZ YAVİLİOĞLU (Erzurum) – Kim öldürmek istediği… TALAT TURHAN – Turgut Sunalp albaydı. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Kim mi öldürmek istiyor diyorsunuz? CENGİZ YAVİLİOĞLU (Erzurum) – Evet. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Kimler öldürmek istiyordu? TALAT TURHAN – Bir grup genç subay. Turgut Sunalp albaydı ve de Kıbrıs Birlik Komutanıydı. NATO subayı olduğunu kendisi söyler, Amerikancı olduğu söyler. Demokrat Parti döneminde yedi yılını yurt dışında geçirmiştir. Onun gibi ayrıcalıklı bir adam yok. Tüm hayatının da on yedi yılını yurt dışında geçirdi. Yetmedi, aldılar götürdüler, büyükelçi yaptılar Moskova'da çünkü “Ben Amerikancıyım, NATO’cuyum, Amerika’yı çok severim, kucak kucağa otururum.” filan diyen bir adam. BAŞKAN – Husumetiniz mi var Turgut Bey’le? TALAT TURHAN – Efendim? BAŞKAN – Turgut Bey’le bir husumetiniz yok değil mi? TALAT TURHAN – O günden başlamak üzere husumetim var. Yani orada bana… BAŞKAN – Yok, ifade tarzınızdan o çıkıyor da o yüzden sordum. TALAT TURHAN – Hayır. Orada hiç tanımadığım bir adam, orada bir toplantıda bana biraz sert yapmaya kalktı, ağzının payını verdim, ondan sonra husumetimiz devam etti.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 5

Ziverbey işkence köşküne geldim, seyretti beni, oraya kadar getirdi şeyini, kinini, tatmin için oraya kadar getirdi. Şimdi, ben önledim. Nasıl önledim? Önledim, gücüm müsaitti. Genelkurmaydan bir heyet geldi. Bir hafta bir askerî hâkim -yüzbaşı rütbesindeydi o tarihte, sonra amiral olduTurgut Akan bu olayı inceledi, bana teşekkür etti, gitti. BAŞKAN – Evet… TALAT TURHAN – Neden? Çünkü Ankara kan dökmemişti. Ankara’nın kan dökmediği dönemde ben İskenderun’da kan dökülmesine izin verseydim, bu Türkiye’ye teşmil olurdu. Bunu engelledim. Sonra, Ankara’ya atandım. Ankara’da Genelkurmay Harekât Eğitim Daire Başkanlığı Plan Daire Şube Müdürü oldum. Nedir orası? Bütün NATO’nun planları benden geçiyor, bütün NATO devletlerinin planları benden geçiyor, onların koordinasyonu benden geçiyor. Aslında, 30 kişinin yapacağı yeri 1 kişiye vermişler. Başka yerde bir sürü insan var, iş yapmıyor. Gece burada kalacağım, çalışacağım. “Kalamazsın, burası yasak bölgedir.” dediler. Eve dosya götüreceğim, “Götüremezsin.” O zaman, orada benim durmamın bir manası kalmadı, oradan Millî Savunma Özel Kalem Müdürlüğüne geçtim. 4 Millî Savunma Bakanıyla çalıştım. Fahri Özyürek, Muzaffer Alankuş, Sancar… SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Çok önemli değil efendim bunlar. TALAT TURHAN – Evet, onlarla çalıştım. Burada, tabii, bir şey söylemek istiyorum: Demokrat Partiden kalma 5.500 lira örtülü ödenek aldım. Aşağı yukarı 28 Nisan olaylarından önce Millî Savunma Bakanlığı, Başbakanlık falan 60 bin lira talep etmiş, bu 60 bin liranın 55 bin lirasını Ankara Sıkıyönetim Komutanı Namık Argüç’e vermiş, 5 bin küsur lira da bana geçti. Normalde Millî Savunmanın örtülü ödeneği o zamanki parayla 500 bin lira, iki sene çalıştım, 1 milyon lira; daha da yetmezse Başbakanlık Özel Kaleminden isteyebilirsiniz. Ben bu iki yıllık süre zarfında 1.500 lira sarf ettim, 4 bakana çünkü “Devlet malı deniz, yemeyen domuz.” bizim felsefemizde yok ve her bakan başına bin lira sarf ettim, hepsi de kayıtlı. Nihayet beni Afyon’a sürgün ettiler, “Gelmiyorum, buyurun kasayı sayın, bana ibraname gönderin.” dedim. Bir ibraname geldi, 5.500 lira almış, 4 bin lira sarf edilmiş, 1.500 lira kasada… Öyle bir ahlaksız ülkede yaşıyoruz ki, ahlaksız insanların olduğu cemiyette yaşıyoruz ki benim ahlakımı tescil etmekten adam çekiniyor. Diyecek ki 5.500… BAŞKAN – “Ahlaksız ülke” demeyelim de “ahlaksızların olduğu ülke” diyelim. TALAT TURHAN – Ahlaksızların olduğu ülke… “5.500 liramı almış, makbuz vardı, 1.500 sarf etmiş; geri kalan 4 bin sarf etmiş, 1.500 lira kasada bulunmuştur.” diyecekken onu

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 6

bile demiyor. Neyse, Afyon’a sürgün gittim. İnsanlara da haksızlık yapmayacaksınız. Eğer haksızlık tevali ederse, çoğalırsa isyan tohumu olur, o da çoğalırsa devrime sebep olur. Haksızlık yapmayacaksınız. Şimdi, beni tayin ederken Millî Savunma Bakanı diyor ki: “Bütün silahlı kuvvetlere imza atarım, Talat Turhan’a atmam. Benim en yakın elemanımı nasıl bana sormadan atarsınız?” Neyse, pazarlıklar falan filan, emekliye sevk ediyorlar daha doğrusu beni. Neyse, Afyon’a sürgün gittik. O arada, ordu dil okulunda kursiyerim. Dediler ki: “Talat Turhan’ın Ankara’da durması sakıncalıdır, kursu bırakacak, terk edip gidecektir.” Gittim, dava açtım, dediler ki: “Haklısın, bir dahaki sene kaldığı yerden devam edeceksin.” Sen mi dava açıyorsun? Genelkurmaya dava açılır mı? Memduh Dalmaç’a, Cevdet Sunay’a dava açılır mı? Ertesi sene de genç Kemalistler davasından içeri aldılar beni. Şimdi, o süreç de geçti, bu sefer de 72’de içeri aldılar, iki sene kaldım, ağır işkence gördüm. O hapishane şartları dünyanın hiçbir yerinde yok, şu anda da yok. CENGİZ YAVİLİOĞLU (Erzurum) – O zaman niçin aldılar efendim? TALAT TURHAN – Niçin aldılar? ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – 71 mi, 72 mi? CENGİZ YAVİLİOĞLU (Erzurum) – 72’de… TALAT TURHAN – Şimdi, MİT yazıyor: “Talat Turhan ve şu kişiler, Türkiye’deki anarşinin planlayıcılarıdır ve bir darbe faaliyeti içinde oldukları tespit edilmiştir. Alın, büromuza getirin.” diyor. Bir kere MİT böyle bir şey yazamaz demokratik hukuk devletinde. Sorgulama hakkı yok. Sıkıyönetim emrinde olduğu için sıkıyönetime emir verme hakkı yok ama Türkiye burası, yazıyor. Ondan sonra, ben içerideyken Genelkurmay şöyle bir paçavra çıkarıyor. Beni daha sorgu yapmadan suçlu ilan ediyor. “Andıç” deniliyor ya hani Türkiye’de ilk andıçların adamı benim ki silah arkadaşım bunlar benim. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Hangi tarih efendim o? TALAT TURHAN – 30 Haziran 1973, yıkıcı faaliyetler. Burada diyor ki utanmadan… Tabii, bunu yazanın ismini bilmiyorum, küfredemiyorum onun için. Bir kere, 61 Anayasası’nı komünizmin başlangıcı olarak gösteriyorlar. “Genç Kemalistler ordusu adlı bir gizli örgüt kurmuştur.” Hayır. Siyaset yapmaktan mahkûm oldum, yalan.

“21 Mayıs olaylarına

katılmıştır.” 21 Mayıs olaylarında hapisteyim, yalan. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Siyaset yapmaktan mı yargılandınız? TALAT TURHAN – Evet, siyaset yapmaktan mahkûmum. Türkiye’de…

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 7

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Ne siyaseti efendim? TALAT TURHAN – “Siyaset yapmak” diye bir suç var. Askerî Ceza Kanunu’nun 148’inci maddesi. Dolayısıyla, oradan beş ay mahkûm oldum. Türkiye’de, siyaset yapmaktan mahkûm olan tek kişiyim. Türk Silahlı Kuvvetleri hiç siyaset yapmıyor! Sonra 10 bin tane bastılar, bölüklere kadar dağıttılar… AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – O kaç tarihli? TALAT TURHAN – O tarihlerde. İmza yok, imza yok. Benim içeride olduğum tarihlerde, şimdi belki bulabilirim, belki bulamam; o tarihlerde. Bedava dağıtıldı, bölüklere kadar. Yani hükümden evvel sizi medya suçluyor, bir medya infazından geçiyorsunuz; bir de Genelkurmayın infazından geçiyorsunuz. Zaten hâkimler Genelkurmayın emrinde. Burada o zaman nasıl adalet bekleyeceksiniz? Onun için, iki yıl içeride yattım, hiç tahliye talebinde bulunmadım. Bu demin bahsettiğim MİT emri okundu, dedim ki: “Bu yazıyı yazan Turhan Deniz’de şeref haysiyet varsa burada ispatını bekliyorum.” Tabii, ispat edilmedi, kararda da bu doğrulanmadı. Kitap yazdım, “Turhan Deniz, öleceğiz hepimiz.” dedim. Turhan Deniz diyor ki benim avukatıma: “Bana Nurettin Ersin’e emir verdim, Talat Bey üstüme gelmesin.” SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Ordudan kaç yılında ayrıldınız efendim? TALAT TURHAN – Ben 64 yılında ayrıldım. Ayrıldığım vakit 220 kurmay subay Meclisteydi. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – 64’te ordudan ayrıldınız. TALAT TURHAN – Müspet sicilim vardı. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – 72’de ise tutuklandınız. TALAT TURHAN – Tutuklandım. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Tutuklanmanızın gerekçesi, siyaset yapmak diye söylediniz. TALAT TURHAN – Hayır, hayır. Tutuklanmamın gerekçesi…. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Ben 73’ü sordum, 72-73’ü sordum. TALAT TURHAN – Tutuklanmamın gerekçesi… SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – “İki yıl tutuklu kaldım.” dedi. TALAT TURHAN – Tutuklanmamın gerekçesi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Kumandanı Orgeneral Muhsin Batur, Deniz Kuvvetleri Komutanı Kemal Karacan Marksist, Leninist bir cunta kurmuşlar, ben de bu cuntanın üyesiyim.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 8

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – O cuntanın üyesi iddiasıyla yargılandınız. TALAT TURHAN – Evet ve de mahkemenin sonucunda dedim ki: “Af kanunu çıkıyor, af kanununu kabul etmiyorum ve lehimde olan hiçbir hükmü de kabul etmiyorum.” Ona rağmen, “Affı kabul etmeye mecbursun.” dediler. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Mecbursunuz, evet. TALAT TURHAN – E, nasıl hakkınızı arayacaksınız? Neyse, yani böyle devrelerden geçiyorsunuz, yaşıyorsunuz. 54 metre bir koğuş, ranzaları çıkın, 35 kişi kalıyor, masayı da çıkın; adam başı 1 metrekare düşmüyor ve yedi yüz gün ayağımız toprağa değmedi, güneş görmedik. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Çok özür dilerim, Sayın Başkandan da özür dileyerek söylüyorum. Bu Komisyonun bir, psikolojik; iki, siyasi; üç, hukuki boyutları var. İnşallah, eğer yapabilirsek bu araştırmalardan sonra 60’ın, 70’in ve 80’in mahkeme kararlarını, siyasi suçlarla ilgili, kaldırtmak gibi bir düşüncemiz var. Ama tabii bunun hukuki boyutları nasıl, nasıl başarılır bilemiyorum ama bir diğer husus da iadei muhakeme talebimiz olacak, o zaman sizler de iadei muhakeme talebinde bulunabileceksiniz. TALAT TURHAN – Tabii, işiniz çok zor çünkü tarih yargılaması lazım bunları. Zamanınız da çok sınırlı. Bakın, bu, Meclis Faili Meçhul Araştırma Komisyonu Raporu, 93. Sonuç bölümünde diyor ki: “Başta Sayın Talat Turhan’ın bomba davası, bir; iki, Doruk Operasyonu, Kontrgerilla Cumhuriyeti, Özel Savaş ve Kontrgerilla kitaplarını okuyun.” Yani “Bu işleri çözmek için okuyun.” diyor, hiç kimse okumadı. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Okuyoruz. BAŞKAN – Hiç kimse demeyelim de… TALAT TURHAN – Hayır, şu anlamda… SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Az sayıda okunmuştur. BAŞKAN – Süreç okunmadığını gösteriyor. TALAT TURHAN – Bir Elif Şafak değilim ben. Medya pompalıyor kendi adamını. Anlatabildim mi? BAŞKAN – Başlayalım, soru-cevap… ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Efendim, Allah uzun ömürler versin. TALAT TURHAN – Teşekkür ederim. Seksen sekiz yaşındayım, bugüne kadar geldik. ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Ben Milliyetçi Hareket Partisi Ankara Milletvekiliyim.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 9

TALAT TURHAN – Biliyorum efendim. ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – İdealiniz ve kendi davanız ve inandıklarınız için kesintisiz bir mücadele vermişsiniz. Bu, her şeyden evvel saygıya değer. Şimdi, birinci sorum benim 27 Mayıs ve 12 Martta Masonların etkisi ne olmuştur? Ve Doktor Şekür Ökten olayını anlatabilir misiniz? TALAT TURHAN – Şimdi, efendim, bir kere, şurada bir resim var, bakın. Bu benim bir ay evvel çıkan kitabım. Şu bölme de darbeler hakkındadır. Eski yazdığım kitapları güncelleştirdim. Kitaplar, 92’de yazmışım mesela bunu, darbeler hakkında söyleyeceklerimi söylemişim. Şimdi, bu kitabın sonunda da… Bütün kitaplarımda Türkiye’de ilk defa ben koydum, ilk defa şunu ben koydum. Bilderberg’lerin listesini veriyorum. Türkiye’de 104 Bilderberg var, aşağı yukarı; bunun yarısı öldü, yarısı sağ. Maalesef, Türkiye’yi bunlar idare ediyor, bunlar üst mason örgütü. Mason, Rotary, Lyons bunun altındaki örgütler. Onlar da çok etkin konumlarını devam ettiriyorlar. Şimdi, şurada bir resim var, İngiliz Kraliçesiyle beraber çekilmiş bir resim var. Cemal Gürsel arkasında, sağında başyaver var, mason; solunda Dışişleri Bakanı var, mason. Şimdi, bir ülkede kabine oluştuğu vakit mason locaları toplanır. Acaba bu kabinenin ne kadarı bizden, ne kadarı değil? Dolayısıyla, ne kadar mason bir kabinenin içinde varsa, o kabine o kadar enternasyonalisttir bana göre, ne kadar mason yoksa o kadar millîdir. Bunlara gelince, buradaki ismini yazdığım insanlara gelince, bunlar küresel sistemin parçaları yani Amerikan derin devletinin Türkiye ayağı bunlar. Bunlar düzende ne kadar etkiliyse o düzen o kadar dışarıya hizmet eder, emperyalizme hizmet eder. Yazıyorum, iddia ediyorum. Bunu iddia ederken de bu kitaba vasiyetname olduğu için 850 kaynak koydum. Şimdi, dolayısıyla, masonlar her zaman etkilidirler ve de biliyorsunuz, 12 Eylülün Başbakanı mason. Krallar gibi büyük kulüpte ağırlanıyor. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Bülent Ulusu mu? TALAT TURHAN – Evet. Krallar gibi ağırlanıyor. Ondan sonra, ona böyle 480 metrekare dayalı döşeli bir daire verdiler, Göztepe Yeşiltepe sokakta. Orada da sermayeye yapmış olduğu hizmet karşılığında ağırlanıyor. Geliyor, ondan sonra diyor ki: “Bazı sırları kendime sakladım.” ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Efendim, şurada şöyle bir şeyiniz var, belki unutmuş olabilirsiniz, onun için ben…

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 10

TALAT TURHAN – Şimdi Şekür Ökten’e geliyorum. Şimdi, Şekür Ökten… Orhan Kabibay denilen ihtilalci… Ömrünün sonuna kadar, işte, “Halkımız arpalık.” diyor, ihtilalcilik yaptı, Halk Partisi milletvekilliği yaptı, sonra yönetim kurullarında sebeplendi ve öldü gitti, hepimiz gibi. O 27 Mayısta bir mason evinde kaldı. Yani Ankara’da evi yoktu, mason da Millî Eğitim Bakanlığında çalışıyordu, orada kaldı. Ondan sonra, 12 Mart döneminde “Şekür’e gittim, Şekür’e geldim, Şekür’e gittim, Şekür’e gittim.” falan filan diye Şekür’le irtibattaydı. Eğer 1968 yılında Yeni İstanbul gazetesinde yayımlanan mason listesine bakarsanız, orada Süleyman Demirel’in altında Şekür Ökten var. Orada Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu masonların isimlerini yayınladı, hatta bazıları para vererek kendi isimlerini yazdırmadılar. Şimdi, kitaplarımda diyorum ki: 1615 yılında kurulmuş, en büyük mason locası var, Gül-Haç Örgütü. İzmir Apartmanında oturuyor, niye orayı kimse basmıyor da bizim evlerimizi gelip basıyorsunuz? … AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Nerede oturuyor dediniz efendim? TALAT TURHAN – İzmir Apartmanında, Teşvikiye’de. Orayı basın, bizim evi de basın. ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Efendim, ikinci bir soru da bu kontrgerillayla ilgili, biliyorsunuz, ilk açıklamalar sizden gelmişti. TALAT TURHAN – Benden geldi, evet. ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Konuyla ilgili biraz daha bize bilgi verebilir misiniz? TALAT TURHAN – Şimdi, ben biraz evvel sözünü ettiğim, çok ağır şartlardan geçtikten sonra, dedim: “Ya, bir güç benim bu ordumun niteliğini bozmuş. Kim bozdu? Niye bozdu?” Üsteğmen bana “Kıçın kalktı.” diyor. Ya, yirmi beş sene sonrasının geleceğinim ben, geleceğine küfrediyor herif yani. Bunu şikâyet ediyorum Genelkurmay Başkanına, onun örgüt üyesiyim ben sözde, ses çıkmıyor. Çıktım hapishaneden, ne kadar kitap varsa Genelkurmayda, poliste, şurada burada, topladım önüme; üç kitap yakaladım ve o demin söz ettiğim 4.283 sayfa savunmanın esası o kitaptan oluştu. Türkiye’de kontrgerillayla öyle tanıştım. Birincisi: ST 31-15 Gayrinizami Kuvvetlere Karşı Harekât. Şimdi, o talimnameye baktığınız vakit, varsa o talimname hiçbir ülkede -bütün NATO ülkelerinde geçerli- ne demokrasi vardır ne demokratik hukuk devleti vardır ne insan haysiyet ve onuru vardır. Talimname bunu böyle yazıyor, Amerikan talimnamesi. Şu örgüt şeması, resmî talimname, resmî belge. Ne yaparmış bu? Adam öldürme, bombalama, silahlı soygunculuk, işkence,

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 11

kötürüm hâle getirmek, adam kaçırma, misilleme, kundakçılık, sabotaj, propaganda, zorbalık, şantaj. Şimdi, devletin, 1965 yılında yürürlüğe konulmuş olan devletin resmî talimnamesinde “Bir örgüt bunları yapar.” diyor. Bu örgütün başkanlığını yapmış olan adam, Sabri Yirmibeşoğlu, yazmış olduğu bir makalede “Bizim örgüt bunları yapar.” diyor. Kaldı ki biliyorsunuz, 6-7 Eylül olaylarında bu örgütün parmağı olduğu ortaya çıktı, hatta kendileri ifade ettiler. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – “Biz yaptık.” dediler. TALAT TURHAN – Evet. Ondan sonra, o işi yapan adam valilik yaptı ömrünün sonuna kadar. Sonra, 1966 yılında bu örgüt Cemal Tural’ın aleyhinde yazıyor diye kaçırdı, götürdü, öldürdü, vurdu, parçaladı, attı “öldü.” diye. İlhami Soysal ölmedi. Bu işi yapanlar kimdi? Örgütün başında Recai Engin diye bir adam vardı, kurmay albay, hiç lisan bilmediği hâlde ataşeliğe, Londra’ya tayin ettiler. Oradan geldi, Kenan Evren’in darbesi oldu, köşkte oldu. Köşkten bitti, bir yerde yönetim kurulu üyesi oldu, bankada. Orada suistimal ortaya çıktı, o suistimalda suçlu görüldü, Kenan Evren’in emriyle suçu da kaldırıldı. Recai Engin. Öbür adam, döven adam, aldılar götürdüler Kıbrıs’a tayin ettiler. Kıbrıs’ta biraz para falan bol, imkân daha bol. Şimdi, böyle bir ülke yani şimdi, vatandaşı da dövüyorsunuz, sokağa çıkarıyorsunuz… Ben ne yapıyorum? Ben şimdi 1965 yılında -sitemde var- Cemal Tural’a açık mektup yazıyorum. Cemal Tural, böyle, bütün her yeri teftiş ediyor, herkes tir tir titriyor, sivili askeri falan filan, darbe yapacak diye. Ben canına okuyorum. Bavulumu da alıp Ankara’ya gidiyorum beni tutuklasın diye. Şimdi, yani Cemal Tural’la benim bir alışverişim yok. Ama yani böyle aptalca broşürler yazarsanız, yayınlarsanız falan filan, böyle, demir adamlarla hayat boyunca demir bunlar. Bunları okuyorum yani ben, o kadar şey okuyorum, bunları da okuyorum. Neyse,

uzatmayalım,

birincisi:

Ayaklanmaları

bastırma

harekâtı.

Orada

Cumhurbaşkanına bile görev veriliyor. 1986 yılında Nokta dergisine demeç verdim. “Yalan söylüyorsunuz, ‘Kontrgerilla yoktur.’ diyor herkes, siyasisi, askeri, paşası ‘Yoktur.’ diyor, ya var işte Amerikan talimnamesi.” Ama yöntem bu, teorik değil o, yöntem. Burada Cumhurbaşkanına görev yüklüyor. Bunu da yazdım, yayımlandı, bugüne kadar hiç kimseden ses seda çıkmadı. Kaç Cumhurbaşkanı değişti o günden bu yana. Şu anda anayasa yapılıyor. Anayasa Komisyonu böyle bir talimnamenin Cumhurbaşkanına görev verdiğinden haberdar, olmaz böyle bir şey. Biz yazıyoruz ki buradan faydalansınlar.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 12

Şimdi, 12 Marta gelelim. 12 Mart hakkında, ben mesela bir kanala on saat konuştum. Oradan on cümle falan aldılar. Ama o konuşmayı yapmak için üç ay çalışma yaptım. Tarif, ağyarını mâni, etrafını cami olmalıdır. Bu işleri anlamak için bu tip çalışmalar yapmak lazım. Yoksa sübjektif değer yargılarıyla günün modası içinde kalır gideriz. Bu tamamen objektif, bir yıllık aktüaliteyi koydum oraya ki oradan yorumumu doğru yapayım. BAŞKAN – Evet. Mukayeseli bir çalışma yapmışsınız. TALAT TURHAN – Başka türlü olmaz. Şimdi, birinci kitap: ST 31-15. Amerika’dan aynen tercüme edilmiş. Bulduğum ikinci kitap: Ayaklanmaları Bastırma Harekâtı. Genelkurmay tercüme etmiş, dağıtmış. Orada da bir sahtekârlık var, David Galula diyor ismine, hayır David Galula değil. Aslını getirdim Amerika’dan, CIA denetiminde Harvard Üniversitesi basmış kitabı, başında Kissinger var. Bir darbenin manifestosu, “Darbeden evvel nasıl anarşi yapacaksınız? Darbeden sonra ne yapacaksınız? Kimi ne yapacaksınız? Kime ne yapacaksınız?” orada belli. Hatta öldürüleceklerin sırası da var. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Bizim darbelere benziyor. TALAT TURHAN – Bizim darbeler oradan geçiliyor, tamamen o. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – 60’a devrim dediniz. TALAT TURHAN – 60’ta yok, bu 65’te çıkmış. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – 65’ten itibaren… TALAT TURHAN – Yani bu özel savaş yöntemleri 63 yılında Amerika’da başladı. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Buna 71 de dâhil mi efendim? BAŞKAN – Bunu kitaplarınızda yayınladınız mı? TALAT TURHAN – Hayır, bende duruyor. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – 71 de dâhil buna. BAŞKAN – Bunun suretini alma imkânımız var mı? TALAT TURHAN – Tabii, alırsınız. BAŞKAN – Biz bunu CD ortamı da olur, bir… TALAT TURHAN – Bana da gönderirseniz sevinirim. BAŞKAN – Bunu biz alalım. TALAT TURHAN – Acaba bir fotokopi yok mu? BAŞKAN – Fotokopisi çekilmez burada da…

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 13

TALAT TURHAN – Şimdi, efendim, birinci kitap bu. İkinci kitap, Ayaklanma Bastırma Harekâtı… Orada darbenin öncesinde, sonrasında ne yapılacak yazılı. Hatta “Adam öldürmeye başladığınız vakit polisten başlayın.” diyor. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Polisten… TALAT TURHAN – “Polisten başlayın.” diyor çünkü “Büyük adamı zaten halk sevmez.” diyor. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Kime veriyor bu talimatı efendim? TALAT TURHAN – Darbe yapacaklara veriyor. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Türkiye’de bazı böyle aşırı uç örgütler sürekli polis öldürüyorlar. Onlar da böyle talimat almış olabilirler mi? TALAT TURHAN – Şimdi, mesela TİKKO… SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Evet, asker ve polis öldürür sürekli. TALAT TURHAN – TİKKO’yla beraber içeride yattım. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Ben de kaldım, evet, asker ve polis öldürür sürekli. TALAT TURHAN – “Niye bekçiyi öldürüyorsun, garibanı?” diyorum, diyor ki: “Yahu, bu düzenden en az yararlanan bu, düzene en fazla çomar köpekliği yapan bu. Bu ölecek ki iş olsun.” Bu da bir mantık tabii, felsefe. Ama işin arkasına bakarsanız, bir de azmettirme var. Yani şimdi, Özel Harp Dairesinin Başkanı Cihat Akyol diyor ki: “Sahte operasyon yapın, başkasına mal edin.”

O zaman, yapılan eylemin hangisi sahte, hangisi doğru; nereden

bileceğiz? Hangisini devlet yaptı, hangisini anarşist yaptı? Bilemeyiz. Dolayısıyla, bu ortamdan arınmak lazım. Şimdi… SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – “Tüm illegalitelerin arkasında iç ve dış istihbarat örgütleri vardır.” derler. Doğru mudur? TALAT TURHAN – Kesinlikle var. Çünkü mesela Süleyman Demirel geldi, dedi ki: “CIA yoktur.” Şu kitapta da resmini koydum. Kendi Dışişleri Bakanı -toplumsal bellek bu kadar şey değil ki, geri zekâlı değil ki- Çağlayangil Politika gazetesine vermiş olduğu demeçte “12 Martta CIA vardı ” dedi, “CIA gelir, ağaç kurdu gibi koltuğunuzu kemirir, fark etmezsiniz.” dedi. Buraya girmeye lüzum yok. Graham Fuller diye bir CIA ajanı var, burada herkesin bağrına bastığı bir adam, televizyonlara çıkar, konuşur, geberdi gitti. Bir kitap yazdı bundan dört beş sene evvel, Yeni Türkiye Cumhuriyeti. Türkiye’de ne olacağını yazıyor. Adam bizi yönlendiriyor yani. Yeni Türkiye Cumhuriyeti… SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Manipülasyon yapıyor.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 14

TALAT TURHAN – Üçüncü kitap: FM 31-16 Counter Guerilla Operation, şu, İngilizce. Şimdi, burada öyle bir örgütlenme içinde sanıyor ki bizde askerler var. Hayır, asker yok. Savcı da var, polis de var, hâkim de var, iş adamı da var, medya patronu da var, yani ne kadar katakulli varsa onların hepsi var. Dolayısıyla, bunların hepsini komuta eden bir derin devlet var. İşte, bu masonik bir devlet. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Demirel de şöyle söyledi: “Derin devlet Türkiye’de askeriyedir.” TALAT TURHAN – O, tabii, hep saptırdığı için orada da saptırıyor. Şimdi, Demirel “12 Martın rövanşını aldık.” dedi. Nasıl aldı? Adam on sene “Bu Anayasa’yla devlet devrilmez.” dedi, askerlere bunu yaptırdı bir kere. Ona destek öyle verdi, onun için destek verdi. Ondan sonra da hasımlarını bertaraf etmek için Ziverbey’e aldı, işkence yaptırdı bize Faik Türün’e. Faik Türün ona hizmet etti, devlete hizmet etmedi. Nasıl etti? Çünkü oradan çıkar çıkmaz Cumhurbaşkanı yaptı. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Neyle yargılanıyordunuz? TALAT TURHAN – İdam talebiyle yargılanıyordum. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Suçunuz neydi? TALAT TURHAN – Söyledim işte. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Sadece siyaset miydi? TALAT TURHAN – Yahu, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları bir cunta kurmuş, Marksist, Leninist; hayatta Marksizm’in, Leninizm’in m’sini bilmezler bu adamlar, ben o örgütün İstanbul Başkanıyım. Bütün buradaki patlama çatlamayı ben yapıyorum. Onları iktidara taşımak için. Bu mahkeme sonucunda tamamen bunun gerçek olmadığı karara bağlandı ama bu da yaşandı yani bu ülkede. Şimdi, mason locasının dünyadaki etkisini tanımak için bu adamı tanımak lazım. Bu adam, İtalya P2 Mason Locasının Başkanı. Bologna katliamı oldu 70’li yıllarda, 80 kişi öldü, altından bu çıktı. Yanında Askerî İstihbarat Şefi General … çıktı. Aldılar, yargıladılar, bunlara ceza verdiler. Kendini savunurken dedi ki: “Benden ne istiyorsunuz ya? Ben bu işleri CIA’den her ay 10 bin dolar alarak yaptım. Ondan sonra, bana talimat verdiler, bilmem ne, Leone’yi 1980 yılında İtalya’ya Cumhurbaşkanı seçtirdim. Gene bana talimat verdiler, gittim, Arjantin’de Peron’u Cumhurbaşkanı seçtirdim.” AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Nasıl oluyor efendim yani bu? Arjantin’de Peron’u İtalya’dan birisi gidiyor, Cumhurbaşkanı seçtiriyor.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 15

TALAT TURHAN – Mason locası… Derin dünya devletinin bir adamı bu. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Yani insanların iradelerinin, dünya görüşlerinin, okumuş yazmışlarının, dünya fark edişlerinin hiç mi etkisi olmuyor yani? TALAT TURHAN – Herhâlde oluyor da… AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Bir mason locası gidiyor, İtalya’dan kalkıyor, Arjantin’de Cumhurbaşkanı seçiyor. TALAT TURHAN – Kendisi söylüyor, ben onu naklediyorum. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Yani onun söylemesi… TALAT TURHAN – Ama somut olarak da onlar orada Cumhurbaşkanı olmuş. Dahası var, “Yaptığım hizmet karşılığında Reagen beni çağırdı, Beyaz Saray’da ödül verdi.” diyor. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – E, bir hizmet ediyordur mutlaka yani karşılığını alıyordur. TALAT TURHAN – Yani Beyaz Saray bu adama yani Bologna’da katliam yapmış bir adama niye ödül veriyor? ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Tabii, tek faktör değil o da birçok faktör… AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Hayır, şimdi, bunu, böyle bir olguyu böyle koyduğumuz zaman yani “Masonlar her şeye o zaman o kadar egemen ki biz ne yaparsak yapalım bunlar isterse Türkiye’ye de gelir, bilmem ne de yaparlar; Arjantin’e gider, bilmem ne de yaparlar.” noktasında bir şey… TALAT TURHAN – Yok. Mesela şimdi… SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Sizi hiç tehdit ettiler mi masonlar? TALAT TURHAN – Beni herkes tehdit eder, ben bir şeyden korkmam ki. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Masonlar tehdit ettiler mi sizi hiç? Somut belgeli çalışmalarınızın karşılığında bir engellemeyle karşılaştınız mı? TALAT TURHAN – Masonlar… bana masonluk teklif ettiler 65 yılında. ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – Kabul etmediniz mi? TALAT TURHAN – “Camianıza layık gördüğünüz için teşekkür ederim. Ne yazık ki, Türk’üm, kabul edemeyeceğim.” dedim. “Ne demek o?” dediler, “Siz orada locada oturuyorsunuz, elinde de Rum, Fransız, İngiliz kardeş diyorsunuz. Dışarı çıkarsınız, kendi kardeşinize onlar kadar itibar etmiyorsunuz. Ne işim var benim burada!” dedim. ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Efendim, bir de bu, Talat Aydemir’le sizin bir görüşmeniz, konuşmanız var. Onunla ilgili bir bilgi verir misiniz?

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 16

TALAT TURHAN – Peki efendim. Şimdi, o, biraz evvel yıkıcı faaliyetler diye bir şey verdim ya, orada diyor ki: “Talat Turhan 21 Mayıs olayına katılmıştır.” Ben 21 Mayısta hapisteydim. Artı, Aydemir’in 21 Mayıs harekâtının Türkiye için başarılı olmadığını bildiğim için üç ay çok yoğun çabayla engellemeye çalışmışımdır. 21 Mayıs duruşma zabıtlarında bunlar var. Şimdi, buna rağmen, Genelkurmay bir şey çıkardı. Talat Aydemir’i ben tanımam. Tesadüf, Ankara’da aynı lojmanda oturduk, o tesadüfle tanıştık. Arkadaşlık yaptık. Namusuna, şerefine, haysiyetine bugün de yemin ederim. Çünkü mahkemede, ilk duruşmada “Bu adamı çekin buradan.” dedi. Sanıyorum, Ali Cesur diye bir hâkimdi. Kore’de kaçakçılık yapmış, mahkemeye vermiş. Yani siz eğer yurtseverseniz sizin kaçakçılık yapan hasmınızı karşınıza getirebilirler ve o oradan kalktı gitti. Ama, tabii, 21 Mayısın hiçbir mantığı yoktu. Zaten 27 Mayıstan sonra çok dalgalar var, buna “artçı sarsıntılar” diyebilirsiniz. Nedir onlar? 13 Kasım, 14’lerin sürülmesi, 6 Haziran… 6 Haziranda masonlar iktidara el koymak istedi, Hava Kuvvetleri Komutanını sürgün ettiler, kendi adamlarını getirdiler Hava Kuvvetlerine, Agasi Şen. Buna karşı başka bir grup onu oradan attı… AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Tansel’i getirdi. TALAT TURHAN – Tanseli attı, yerine başka birisini getirdi masonlar. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Tekrar Tansel mi geldi? TALAT TURHAN – Tekrar atıldı, o geldi. İşte, bunlar hep artçı sarsıntılar ve ondan sonra, Çankaya protokolü, artçı sarsıntı. 20 Şubat artçı sarsıntı, 21 Mayıs artçı sarsıntı. Bir hareket olduğuna göre bir dakikada bitmiyor, sosyal olayların bir süreci var, o sürece bütün içinde bakmak lazım. Ne yapıyor bunlar? Makam, mevki mi falan istiyorlar? Bir yere mi gelmek istiyorlar? Cep mi doldurmak istiyorlar? Yani o kendi şeyine göre, kafasına göre vatanseverliği böyle algılıyor, ona göre “Bir yere katkıda bulundum.” diyor. Yanlış katkıda bulunuyor, doğru bulunuyor; ayrı mesele. Şimdi, Talat Aydemir itilmiştir yani itilmiştir, oraya doğru itilmiştir. ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Olayların içerisine… TALAT TURHAN – Yani başındaki adamlar onu sıvazladılar, sıvazladılar, sıvazladılar; ondan sonra yalnız bıraktılar. ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Siz konuşurken hiç bahsetti mi? Yani ikna edememe nedeni bu muydu?

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 17

TALAT TURHAN – Şimdi, mesela o dönemde Cevdet Sunay’a devlet başkanlığı teklif ediyor bu cunta yahut da o zamanki adıyla Silahlı Kuvvetler Birliği. Cevdet Sunay diyor ki: “Ben içi boş bir kabağım. Kandilimin yağı çoktan tükendi. Siz kendinize başka birisini seçin.” Bu adam bu tarihten dört sene sonra Cumhurbaşkanı oldu. Ben bunu yazdım, 70 yılında yazdım. Sitemde var: Cevdet Sunay’a açık mektup. “Ya, sen filan tarihte kandilden şundan bundan bahsediyordun. Şimdi nasıl oldu da oluyorsun?” dedim. ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – Yeni bir ikmal yapılmıştır. TALAT TURHAN – Ve orada bir şey daha yazdım: “Şimdi, Erdelhun suçlanıyor, sen ondan daha suçlusun, sen onun ikinci başkanısın.” Ve de Erdelhun’un bir sözü var, 58 yılında ... NATO karargâhında söylenmiş, 60 NATO generaline söylenmiş bir sözü var, “Bu vatan bizim değildir, sizindir.” diyor Erdelhun. ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Kime? TALAT TURHAN – 60 NATO generaline. Şimdi, ben bunu yazdım, yayınlandı bu mektup, açık mektup, Erdelhun bana cevap verdi. O da benim yazdığıma belge değeri kazandırdı yani. “Sayın Yazarın hassasiyetine teşekkür ederiz.” diyor. “Ben bu lafı söyledim ama hava savunması sadedinde söyledim.” ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Aşağısı bizim, yukarısı sizin. TALAT TURHAN – Bakın, yani Memduh Tağmaç’la beraber çalıştım, IQ’su en düşük adamdır. Geldi Türkiye’yi idare etti. Nereden biliyorsun? Tekâmül kısmında 14 numara aldı atıştan, topçular, en temel atış. …den 40 aldı. Öğretim kurulu kararıyla çıktı, adam geldi, Genelkurmay Başkanı oldu Amerikancı olduğu için, oradan darbe başkanı oldu adam yahu. Şimdi, bu adamlarla nereye götürürüz biz ülkeyi? BAŞKAN – Bu çerçevede, şu isimleri bir irdeleyebilir miyiz… Hızlı bir şekilde okuyacağım size. Cevdet Sunay’la ilgili bir değerlendirme yaptınız. TALAT TURHAN – Mektup yazdım. Şimdi, niye ben Cevdet Sunay’a karşıyım? Genç subayım, idealistim, en tepemde olan insan, saygı duyuyorum… BAŞKAN – Memduh Tağmaç’la ilgili yaptığınız değerlendirme tipinde, şöyle kısaca bir isimler var, onları hızlı hızlı okuyayım ben. TALAT TURHAN – Şimdi, saygı duymam gereken bir adam değil mi? Yani benim mesleğimin en tepesindeki adam. Cumartesi günü bir araba geliyor, saat 11.00’de. Bir şey çıkıyor, Amerikan subayı, pick up’la, bir şişe viski, bir kutu puro getiriyor. Yani şimdi, benim

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 18

zirvedeki adamım Amerikan subayından rüşvet olarak bir viskiyle bir puro alırsa ben ona karşı gelirim, hayat boyu da geldim. BAŞKAN – Memduh Tağmaç, Faruk Gürler… TALAT TURHAN – Faruk Gürler’i hiç tanımadım, aynı örgüt üyesi olarak yargılandım. BAŞKAN – Muhsin Batur... TALAT TURHAN – Muhsin Batur çok kıvrak hareket etti, ona da bir açık mektup yazdım, yirmi bir gün sonra kalp krizi geçirdi, kitaplarımda var. BAŞKAN – Celal Eyiceoğlu... TALAT TURHAN – Celal Eyiceoğlu, altı tane kotrası olan bir mutlu amiraldi, öldü. Kitaplarımda yazıyorum, vaktiniz var mı? BAŞKAN – Yani çok yok. O zaman devam edelim biz. TALAT TURHAN – Celal Eyiceoğlu Tokyo’ya Büyükelçi gönderildi. Giderken talimatı Sabancı’dan aldı Atlı Köşk’ten. Aldığı komisyon karşılığında –bunları tabii ben söylüyorum ama… Sabancı Grubuyla Japon ilişkisi başladı. Gittikten üç ay sonra 300 bin Toyota lastiği girdi, sonra devam etti. BAŞKAN – Kemal Karacan... TALAT TURHAN – Kemal Karacan, mert, dürüst bir adamdır, babayiğit bir adamdır ama babayiğitlik yetmiyor, emekli olduktan sonra bir evde, bir kokteylde kitaplarında Türkiye'nin tehlike alanı olarak yazıyorum Selahattin Beyazıt çünkü İngiliz ayağını temsil ediyor Bilderbergci ve 30’uncu derece mason, İskoç locasında kraliyet davetlisidir. BAŞKAN – Galatasaray Eski Başkanı mı? TALAT TURHAN – Eski Başkanı, Bilderberglerin de başkanı. BAŞKAN – Turgut Sunalp. TALAT TURHAN – O diyor ki: “Ya, Paşam emekli olduk bir arabamız bile yok.” Diyor ki: “Paşam ne demek?” Ertesi gün bir araba gidiyor. Yani insanları bir yerden yakalamak mümkün. Şimdi Turgut Sunalp... BAŞKAN – Onu değerlendirmiştiniz ilk başta, ilave varsa... TALAT TURHAN –

Turgut Sunalp, açıkça demeçleri var, ben de kitaplarıma

alıyorum. “Ben NATO subayıyım, 40 kişi gitti NATO kurulurken.” diyor. “Amerikalıları çok

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 19

severim, içli dışlıyımdır, onların içerisinde arkadaşlarım vardır.” diyor. Dolayısıyla, o sistemin adamı, korundu Demokrat Parti döneminde. Neden korundu? Çünkü Mükerrem, galiba Sağlık Bakanının akrabasıydı, hısmıydı, korundu, yurt dışında geçirdi hayatını. BAŞKAN – Celil Gürkan... TALAT TURHAN – Celil Gürkan, benim tanıdığım en namuslu, şerefli adam, en dürüst adam. O kendi kuşağının yetenekli adamı; iki lisan bilir, kafası çok çalışır. O dönemde öne çıktı ve maalesef harcandı. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Yaşıyor değil mi? TALAT TURHAN – Çok yaşlandı. BAŞKAN – Vedii Bilget... TALAT TURHAN – Vedii Bilget de amiraldir, çok dürüsttür, hiç ödün vermemiştir, ödün vermeden ölmüş gitmiştir. BAŞKAN – Aydın Kirişoğlu... TALAT TURHAN – Aydın Kirişoğlu, Hava Kuvvetlerinin beyniydi. O, 12 Martın sola evrilmesinde başat rol oynayacak kabiliyette bir adamdı, süratle gönderdiler. Galiba bir kansere yakalattırdılar, öldürdüler. BAŞKAN – Mehale Akar... TALAT TURHAN – Tanımıyorum. BAŞKAN – Ömer Çokgör... TALAT TURHAN – Ömer Çokgör, o dönemde Tuğgeneraldi Hava Kuvvetlerinde ve de Hava Kuvvetlerine sormadan 12 Mart gecesinde Hava Kuvvetlerine alarm veren kişidir ama emekli olduktan sonra bir hafta sonra Cevdet Sunay’ın karşısına çıkmış, tazallümi hâlde bulunmuştur eski tabirle. İşte ben şu kadar para alacağım da, karımın kuaför parası şu kadar da makyaj parası bu kadar da falan filan... İş istemiştir. BAŞKAN – Memduh Ünlütürk... TALAT TURHAN – Memduh Ünlütürk, affedersiniz ben öyle tabir ediyorum birisinin kıçına yapışanları hemoroididir, Faik Türün’ün. O sayede tümgeneral rütbesine kadar gelmiştir. Binlerce kişiye, on binlerce aydına, yurtsever gence işkence edilmesine fiilen nezaret etmiştir. BAŞKAN – İlyas Albayrak...

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 20

TALAT TURHAN – İlyas Albayrak, Hava Kuvvetlerinde bir albay, işte orada o günün hevesatı içinde olayın içinde gözükmüştür ama işte bir içeri aldılar beş-altı gün, ondan sonra işi bitti. BAŞKAN – Fakih Özfakih... TALAT TURHAN – Fakih Özfakih bir madrabaz, Orhan Kabibay’ın hemoroidi oldu. Yani demek ki Parlamentoda iş görmedi, dedi ki: Hani ihtilalciler öne çıkıyor, ben de bunlara katılayım, bir şey yapayım falan... BAŞKAN – Numan Esin... TALAT TURHAN – Ondan sonra Fakih Özfakih, 3 Mart günü evinde yapmış olduğu bir toplantıda bu işlerin tersine dönmesine katkı vermiştir. Numan Esin, genç bir 27 Mayısçı, daha sonra yurt dışına gitti, Madrid’e gitti galiba. Geldi, ticaret hayatına atıldı, bir ara MHP’de çalıştı. Ondan sonra bu 12 Martta bizim grubun içinde gözüktü. Ondan sonra da iş hayatına atıldı. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – On ay kadar hapis yattı. TALAT TURHAN – Yani aynı örgütten yatıyoruz, o benim bir üst örgüt üyesi, benden bir sene sonra geldi, altı ay evvel çıktı. BAŞKAN – Doğan Avcıoğlu... TALAT TURHAN – Doğan Avcıoğlu kendisini kanıtlamış, eserler bırakmış, eserleri yankı bırakmış bir yazardır ama o zamanki düzen onu tehlikeli gördüğü için içeri aldı, sorguladı ama Doğan Avcıoğlu’nun ihtirası da vardı iktidar için. O dönemde, yani “Orduda bir kıpırdama var, ben de fikir üreterek böyle bir paralellik içinde acaba orada bir şey olabilir miyim?” diye düşünmüş olabilir. BAŞKAN – İlhan Selçuk... TALAT TURHAN – İlhan Selçuk, o da eser bırakmış, kendini kanıtlamış, benim gibi her devirde içeri girmiş bir kişidir. BAŞKAN – Son, İlhami Soysal... TALAT TURHAN – İlhami Soysal, işte biraz evvel de söyledim “Cemal Turan aleyhinde yazı yazıyor.” diye dövüldü, içeriye atıldı ve her dönemde de içeri atılan bir kişidir. BAŞKAN – Bu kontrgerillayla ilgili kitaplarınız dışında bize verebileceğiniz bir mesaj, bir bilgi, not... TALAT TURHAN – Şimdi, efendim, bir kere darbeyi ve kontrgerillayı bilebilmek için bu mekanizmayı bilmek lazım.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 21

Şimdi, dünyada kontrgerilla okulları var, bu okulları ve bu okulların faaliyetlerini bilmeden bunları incelemek biraz havada kalır. Nedir bu okullar? 1945 yılında Panama’da Amerikan okulu kurulmuş, SOA, The School of the Americas. Bu okul ne yapıyor? Darbe öğretiyor, işkence öğretiyor, cinayet öğretiyor, provokasyon öğretiyor, propaganda öğretiyor, işte bu biraz evvel söylediğim şeyleri öğretiyor. İlk alanı neresi? Güney Amerika. Neden Güney Amerika? Çünkü Monroe demiş ki 19. yüzyılın başında “Amerika Amerikalılarındır.” Monroe doktrini. Yani bütün Amerika bizim olacak demiş ve onun için de... Zaten orada bir örnek var Simon de Bolivar Bolivya’da darbe yapmış, İspanyol Genel Valisi, o darbe geleneğini oraya yaymak için okul açıldı Panama’da ve Şili, Arjantin, Brezilya, oradaki bütün darbelerin liderleri bu okulda yetişmiştir. Bunları kitaplarımda ismen yazıyorum. Şimdi, o okulun işlevi bitti, ondan sonra Amerika aldı ama 1963 yılında Kennedy Amerika’da Fort Bragg’ta aynı maksatla bir okul kuruyor, özel savaş okulu, Kennedy Özel Savaş Okulu, 75 kilometrekarelik bir alanda. Bütün dünyanın özel savaşçılarını yetiştiriyor ve tek amaç “Bize hizmet edecek.” Hangi ülkede olursa olsun Amerikan emperyalizmine hizmet edecek adam yetiştirecek. Sonra Panama’daki okul 1984 yılında Fort Benning’e geliyor. Amerikan piyade okulunun olduğu yer, Georgia eyaletinde. Dolayısıyla bir darbecilik okulu var. Amerika’da bazı senatörler falan önerge veriyor Meclise –kitaplarımda var- “Amerikan yüksek menfaatleri bu okulun varlığını gerektirir.” diyor, hatta papazlar falan başkaldırıyorlar ama o cinayet, hıyanet, sabotaj her şey orada var. Şimdi, bunun ayağı bizi... Burada da bizim adamlar gidiyor. Yani şimdi eğer darbeleri inceleyeceksek bu işi bileceksek, buradaki hangi adamlar gitti, kimler gitti, ne öğrendi, hangi eylemde bulundu? Çorum’da bunların hangisi vardı, bilmem Maraş’ta hangisi vardı, bunları bilmeden doğrulara varamayız, mümkün değil. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Sizin var mı bilginiz? TALAT TURHAN – Şimdi, arz edeceğim, bir örnek arz edeceğim. Dolayısıyla, bunun Alman ayağı da var, Almanya’da. Kalktım, gittim, filmlerini çektim falan filan.. “Oberammergau” denir, kitaplarımda isimleri var. Almanya’da Münih civarında Oberammergau denilen bir yerde... ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – NATO Okulu olarak geçen yerde mi? TALAT TURHAN – Şimdi, üzerinde levhalarda bazı yerde NATO Okulu yazıyor, NATO School yazıyor. Resimlerini çektim hepsinin. ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – Ben gittim, orada iki hafta kaldım.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 22

TALAT TURHAN – Bazı yerlerde NATO Schule yazıyor, bazı yerlerde Yönetim Okulu yazıyor, bazı yerde de Chief School yazıyor. Şimdi, aslında istihbarat okulu ama istihbarat okulu adı altında bu bahsettiğim her işi yapıyor. İçinde bir tünel var, Hitler’den kalma, orada da her türlü vurma, kesme, öldürme, sessiz adam öldürme, falan filan... Bunların kitapları da var, onların. ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – Biz hepsini görmedik tabii... TALAT TURHAN – Evet. ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Sessiz adam öldürme. TALAT TURHAN – Evet, “Bıçakla öldürün.” diyor, kitabı var bende. Şimdi, yani NATO’yu sorgulayacağız, Pentagon’u sorgulayacağız, Amerika’yı sorgulayacağız bir yere varmak için, başka türlü olmaz bu işler. Şimdi, ben bir konferans verdim, 12 Ekim 1992, Kissinger’in iç yüzü. Kissinger’i tanımadan dünyayı tanımak mümkün değil. Enteresandır, bizim liderlerimizin hepsi onun tezgâhından geçiyor, resimlerini de koyuyorum. Bizim liderlerimizden onun tezgâhından geçmeyen adam yok. Şimdi bu adam kadar ahlaksız bir adam yok, niye çağırıyorsunuz TÜSİAD’a diyorum. Dolayısıyla yani etkin olmak için de bir saate 98’de dipnotu koydum. Kissinger o okulda müdürlük yapmış, Oberammergau’da tarih doçentliği yapmış. Kissinger’ı her yerde, dibinde bulabilirsiniz bu tezin. Şimdi, ben araştırdım, araştırdım, Fort Bragg’ta okumuş bir adam yakaladım, Ahmet Yıldız. SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) – Milli Birlik Komitesi üyesi, 14’lerden değildi değil mi? TALAT TURHAN – 14’lerden değil. Yakaladım, rica ettim, dedim: Ya, Ahmet benim bir konferansım var gel de şu okulu anlat. Ahmet, bu Fort Bragg’ta 1958 yılında psikolojik savaş kursuna gitmiş. Psikolojik savaş dediğiniz anda şu anda hepimiz savaş altındayız, yani sivil-asker yok. Yirmi dört saat bizim beynimizi yıkamak için o medyayı yöneten güçler bizle uğraşıyorlar. Ahmet Yıldız, orada kurs görmüş ama dörtte 3 sokmuyorlar Amerikalılar. Bir yerden bir yere otobüsle gidiyorsun kapıya “only US officer” sadece Amerikan subayları giriyor, diğerleri kapıda bekliyor. Ona rağmen Ahmet Yıldız o kursta birinci olmuş. Ahmet Yıldız’a demişler ki: “Sen gel, Amerikan vatandaşı ol, Amerikan yüzbaşısı ol, burada çalış.” Ahmet reddetmiş. Sonra, 27 Mayıs olunca, Amerikalılar geliyorlar, bizim adamımız diye

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 23

Ahmet Yıldız’a temas ediyorlar. Ahmet Yıldız’dan hiç ses alamayınca bu sefer de çekip gidiyorlar. Yani Ahmet Yıldız orada okumuş, onu tespit ettim, o kadar. Bir de, bir komiserle konuşuyorum, “Ben Münih’e gittim.” dedim, benim yanımda. “Yok ya, Münih’e gitmedin, Oberammergau’ya gittin.” Nereden biliyorsun dedim, demek ki o da Oberammergau’dan geçmiş. Yani bizim güvenlik işlerimizin seçilmiş insanları oradan geçiyor. Bir de CIA’in ve AID’nin yönettiği Uluslararası Washington Polis Akademisi var. Seksen dört ülkenin polisleri orada aynı metotları öğrenerek yetişiyorlar. Şimdi, bizim polislerimizin hangisinin Uluslararası Polis Akademisinden geçmişi, geçmemişi bilmemiz lazım ki bu işlerin altındaki şeyi çözelim. BAŞKAN – Şimdi, isterseniz biraz toparlayalım, iki saate yakın oldu. Soru var mı? AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Ben şeyi merak ediyorum Sayın Turan, bu kontrgerillayı anlatıyorsunuz. İşkencesini de gördünüz bunun, Ziverbey Köşkü’nde sizinle birlikte yüzlerce insan da gördü, değil mi? TALAT TURHAN – Ben, şimdi, bu kitabımda hangi gün, ne işkence gördüm, yazıyorum. Şimdi, bak, insanlar havadan dolayı birbirini öldürdüler Şanlıurfa’da. Beni temmuz ayında bir köşke koydular. Elim kolum zincirli, kıpırdamak yok, kapı pencere kilitli, gece mi gündüz mü bilmiyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi ya? Amerikan işkencesi bu, bu metotlar Amerika’dan geliyor. Şimdi, yani, orada hava alamıyorum yani boğulacağım. Bir ara tuvalete götürdüler, orada soba vardı, sobanın kapısını açtım, bir hava sirkülasyonu mutlu etti beni. Yani, şimdi, burada yazıyorum, ne gün ne yaptılar, yazıyorum. Olmaz böyle bir şey. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Peki bir de şeyi soracağım size: Bu bomba davalarında, ben aslında geçmişte yazdığınız kadar kısmını okudum. O serüveni de okudum ama sizin kendinizden dinlemek istiyorum. Yani bu senaryolar nasıl yazılmış? Kimler yazıyor bu senaryoları? TALAT TURHAN – Şimdi, bakın, Cevdet Sunay ve Memduh Tağmaç benim hasmım, bu yetti benim hayatımın kararmasına. Millî Savunma Özel Kalem Müdürüyüm, Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı, yanıma geldi, dedi ki: “Filanı nöbete yazmışsın, kadın, bu kadını nöbetten çıkart.” dedi. Dedim: “Komutanım, siz benim amirim değilsiniz, muhatabım da değilsiniz, Müsteşara gidin söyleyin, Müsteşar bana söylesin.” Müsteşara söyledi, yaptığım şey yasal yani maiyetindeki bir adama nöbet yazıyorum. Bu benim yasal hakkım. Müsteşar bana bir şey söylemedi. Bakana söylemişler, Bakan bir şey söylemedi. Bir

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 24

baktım, beni Paris’e gönderiyor, on gün sonra gittim, geldim. NATO karargâhına gidiyorum yani hiçbir gerekçesi yokken. Geldim, nöbetten çıkarmışlar. Tekrar yaz. O suretle bizim Memduh Tağmaç’la şeyimiz hayat boyu çatışmaya başladı. Sonra, 22 şubat gecesi MİT Başkanı rica etti benden, benim eski komutanım, “Git Memduh Tağmaç’la konuş.” dedi. Kaçmış, yok, nerede olduğu belli değil. Gittim, böyle panik halindeler. Ortada duruyor, koridorda, etrafında 8-10 kişi var. Çok sert bana “Sen ne biçim kurmaysın.” dedi. Ben de “Sayfa 105’teki talimatın 8’inci maddesinde yazdığı gibi, Kurmayım, fikir ve kanaatlerimi aynen söylerim. Sizin de kabul etme ya da etmeme hakkınız vardır.” dedim. Oradan da adam şey etti, koydu. Dolayısıyla birkaç adamın husumeti bir adamın hayatını söndürmeye yetiyor. ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – Hep dikine gitmiş. TALAT TURHAN – Tabii, gideceğim yani, şimdi, doğru olan yerde gideceğim yani. ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – Bir şey sorabilir miyim? Şimdi, bu çektiğiniz sıkıntılarda mason localarına üye olmamanızın bir etkisi de olabilir mi, öyle bir değerlendirmeniz var mı? Size teklif yapıldığında reddettiniz ya… TALAT TURHAN – 65’te teklif edildi, evet, reddettim. ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – Sıkıntılarınız 65’ten sonra başlamış anladığım kadarıyla, hapse girmeden çıkmadan. Önce de var mıydı? TALAT TURHAN – Yok, 62’de sürgün etmeye başladılar, oradan aldım gidiyorum başımı. ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – Bir de Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhuriyet tarihinde şöyle bir bilgi var: Atatürk mason localarını yasaklamıştı. Onun ölümünden sonra İsmet İnönü Millî Şef olduğunda tekrar açıldığı falan şeklinde… TALAT TURHAN – Tabii, kayıtlarda bu var. Atatürk, kendi İçişleri Bakanı Şükrü Kaya da mason, ona kapattırıyor, gider gitmez de açıyorlar. Yani Atatürk de talihsiz. Şükrü Kaya mason, Tevfik Rüştü Aras mason, Celal Bayar mason. Yani şimdi nasıl millî olacaksınız? Bu enternasyonal güçlerin bu kadar her şeye hakîm olduğu yerde millî değerlerimizi nasıl koruyacağız, ulusal çıkarlarımızı nasıl koruyacağız? Biz bunun kavgasını verdik bütün hayat boyu. CENGİZ YAVİLİOĞLU (Erzurum) – Ben de bir soru sormak istiyorum: 27 Mayıs darbesine içeride ve dışarıda en büyük desteği kimler vermiştir? En fazla da kimler fayda sağlamıştır? Tamamlayıcı bir şey olarak da ikisini birlikte cevaplayabilirseniz…

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 25

TALAT TURHAN – Meclis Kütüphanesi’nde bulabilirsiniz. “27 Mayıstan Sonra Dış Basında 27 Mayıs” diye bir kitap var. O kitapta, aşağı yukarı o günün dış basınının tümü 27 Mayısa destek vermiştir. CENGİZ YAVİLİOĞLU (Erzurum) – Peki, öncesinde devlet bazında destekler mevcut mu? Yani Rusya’yla veya Amerika’yla ilişkileri, bunu bir destek noktasında… TALAT TURHAN – Büyük devletlerin etkisi olmayan hiçbir hareket hiçbir ülkede olmaz da, onu kaydıihtiyadı içinde tutalım. Yalnız, Menderes’in Amerika’dan kredi alamayıp Rusya’ya gitmesinin Menderes’ten Amerika’nın vazgeçmesinde büyük rolü olduğunu söyleyebiliriz, bu konuda yayın da var. Bir 9 subay olayı oldu. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – O yayın dediğiniz hangi yayındır efendim? Bu Menderes Amerika seyahatiyle ilgili yayın? TALAT TURHAN – Amerika değil, Rusya seyahati. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Veya Rusya seyahati, pardon. TALAT TURHAN – Birçok yayınlar var efendim. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Onu biliyoruz. TALAT TURHAN – Amerika’dan kredi alamadı, Rusya’ya gitti. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Ben özel bir yayın mı var diye… TALAT TURHAN – Hayır, hayır, birçok yayın var. Şimdi, 9 subay olayı oldu. 9 subay, Samet Kuşçu denilen bir Kurmay Binbaşı bir kısım insanlar ihtilal yapacak diye onları ihbar etti. Bunlar yargılandı. Yargılandı, beraat etti hepsi. Kimdi mahkeme başkanı? Cemal Tural. Cemal Tural orada o beraat kararını vermeseydi hayatta öyle orgeneral, korgeneral falan olamazdı diye düşünüyorum. Beraat etti. CENGİZ YAVİLİOĞLU (Erzurum) – 100 kişi tutuklandı, tabii, orada. TALAT TURHAN – Biraz içeride kaldılar. Sonra ihbar ettiği için Samet Kuşçu’yu içeri aldılar. Orada ismi karışanların bir kısmının adı 27 Mayısa karıştı ama direkt değil, endirekt olarak katıldı ve bazı yazarlar, eğer 9 subay olayı sonuna kadar gitseydi 27 Mayıs olmazdı diyorlar. Bu bana göre biraz uç bir yorum. O tarihte de 9 subayın avukatı İlhami Sancar. İlhami Sancar da Halk Partisinin önde gelen bir kişisi. CENGİZ YAVİLİOĞLU (Erzurum) – Hep bu dışarıdan doğrudan desteğin olduğu bir şey yok, değil mi, elimizde? Net bir belge, bilgi çünkü kimseden böyle bir şey alamadık.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Sayfa : 26

Grup : Yunus

TALAT TURHAN – 27 Mayıs için böyle bir şeye ben rast gelmedim ama diğerleri için, mesela şu kitapta koyuyorum, ilk defa da ben koydum Türkiye’de, ben getirttim koydum çünkü herkes Amerika’da aradı bunu, bu Avrupa baskısı. 12 Eylülden on gün sonra, 29 Eylül Time Dergisi kapağı. Şimdi, burada Kenan Evren’e tabii, onlar hizmet edecek, metheder durumda da, bana göre önemli ikinci bölümü. …bürokrat diyor. … bürokrat, bir bürokratın... Kim o? Turgut Özal.

Turgut

Özal’ı

getiriyorlar,

Kenan

Evren’in

yanına

yamıyorlar,

oradan

alıp

Cumhurbaşkanı yapıyorlar. ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – 1965’te sizi mason localarına kim davet etti? TALAT TURHAN – Nezih Topçu. ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) – O zaman genel Başkan mıydı? TALAT TURHAN – Hayır, hayır, bir sanayi nakliye şirketinin muhasebecisiydi. ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) – Bu Hür Masonlara mı? TALAT TURHAN – Mason locası dedi, anında kapattım ağzını. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Nezih Topçu ünlü bir vatandaş mıdır? TALAT TURHAN – Yok, emekli topçu subayı. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) – Rütbesi nedir efendim? TALAT TURHAN – Valla ne zaman ayrılmış bilmiyorum, Nezih Topçu. BAŞKAN - Sizin evinizde, telefon görüşmemizde onu söylemiştiniz bana. İlk ben sizi telefonla aradığımda ciddi bir birikim ve kaynak olduğunu söylemiştiniz, bir kütüphane edası içinde olduğunu söylemiştiniz. TALAT TURHAN – Şimdi, tabii, beni epeyce meşgul ettiniz. Bir haftadan beri ne gecem var ne gündüzüm var. Dağınık arşımı toparladım, elli iki yıllık darbe arşivim var yirmi klasör, MİT’te bulamazsınız. Ondan sonra… BAŞKAN - Ne zaman dönüyorsunuz tatilden siz? TALAT TURHAN – Türkiye'nin genelinde de her konuda dünya ve Türkiye benden soruluyor amatör olarak, 700 klasör de her konuda arşiv var. BAŞKAN - Bunu Meclis Kütüphanesi ya da Meclisteki resmî kayıtların içinde görmek isteriz. TALAT TURHAN – E, Meclis teklif getirsin. Bakın, elli yıldan beri… BAŞKAN - Meclis getiremez onu da biz komisyon olarak o türlü bir teklifle gelelim size.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 27

TALAT TURHAN – Elli yıldan beri bir daireyi tutuyorum, elli yıldan beri masraf yapıyorum, elli yıldan beri günde altı saat çalışıyorum. BAŞKAN - Talat Bey, biz şöyle bir yazıyla başvuralım size Darbe Komisyonu olarak, tüm milletvekili arkadaşlarımızın talebi doğrultusunda. Elinizdeki tarihî nitelikteki bu arşivi Meclis kayıtlarına da geçme anlamında ve bizim de istifademize sunma anlamında biz sizden yazılı olarak isteyelim. TALAT TURHAN – Anlaşalım çünkü TESEV adam gönderdi ağız yoklamaya, bundan beş sene evvel. BAŞKAN - Biz ağız yoklamıyoruz, Meclis adına istiyoruz bunu. TALAT TURHAN – Hayır, hayır. Siz Meclis adına konuşuyorsunuz, ben başka bir şey söylüyorum. AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Elli yılın ürünü diyor bu, günde altı saat çalışıyorum diyor. BAŞKAN - Ama yani çoğunu herhâlde kitap olarak… TALAT TURHAN – Yok, yok, oradan daha yüz kitap üretirdim ben, sponsorum olmadığı için Soros’tan falan para almadığım için şey yapamadım. Şimdi, neyse, TESEV ağız yokladı. Fotokopisine 200 bin lira verdiler, hemen defettim. Ben TESEV’e verir miyim, Soros’tan para alan bir kuruluşa? BAŞKAN - Biz o şekliyle bir talepte bulunalım. Sizin uygun göreceğiniz hangi bölümler varsa onu gerekirse Meclis devreye girmek suretiyle kayıt altına alınabilir, bir CD ortamı olabilir. Önemli bir… TALAT TURHAN – Otuz kırk seneden beri Kürt sorunu bizi mahvetti, Türkiye’yi mahvetti. Elli yıldan beri otuz beş klasör Kürt sorunu toplamışım. BAŞKAN - Nedir onunla ilgili görüşünüz? Çok kısaca… TALAT TURHAN – Ne söyleyeyim? Bir yazı yazdım 1993’te o konuda, Genelkurmay bir hafta toplantı yaptı, beni içeri alıyordu. BAŞKAN -

Şimdi öyle bir ortam yok şimdi. Biz, dediğimiz gibi o yazıyı size

göndeririz. Hanımefendi de nezaret etsin bu bilgimize. TALAT TURHAN – Tabii, onun daha fazla sırrı var, bir tek varisim o, canım, ciğerim, hayatım o. BAŞKAN - Çok teşekkür ediyoruz. TALAT TURHAN – Ben teşekkür ederim, sağ olun efendim.

TBMM Tutanak Müdürlüğü Komisyon : Dar.Ar.Kom

Giriş :11.00

Tarih : 26/6/2012

Grup : Yunus

Sayfa : 28

BAŞKAN - Biz teşekkür ederiz, iyi tatiller dileriz. Talat Bey tatilini bölmek suretiyle, iki gün tehir etmek suretiyle buraya geldi, uçak biletlerini falan da hep yakmıştı. Biz kendisine teşekkür ediyoruz. TALAT TURHAN – Ben teşekkür ederim efendim. BAŞKAN

-

Ben

kızınıza

da

birkaç

bilgili

söyledim.

Siz

kendi

içinizde

değerlendirirsiniz. Bizim istifademize sunulacak ne varsa belge olarak almak isteriz. Gerekirse, uygun görürseniz, program da uygun olursa bir heyetimizi o değerli kütüphanenize, bilginize… TALAT TURHAN – Bir de bunun görseli var yani yüz konferans verdim dünyada ve Türkiye’de hep bu konular. Bir de bunların görselleri de var. BAŞKAN - Belki o amaçla arkadaşlarımızın arasından bir heyet de gönderebiliriz. Teşekkür ediyoruz. TALAT TURHAN – Ben teşekkür ederim. BAŞKAN – Kapatıyoruz. Kapanma Saati:19.00