SEC 424 ALTYAPI KADASTROSU Yabancı Ülkelerde 3B Kadastro

Yrd. Doç. Dr. H.Ebru ÇOLAK [email protected] Karadeniz Teknik Üniversitesi, Harita Mühendisliği, GISLab, Trabzon

1. Genel Değerlendirme Artan nüfusa paralel olarak arazinin yoğun kullanımı değişik kullanım türlerinin üst üste binmesine neden olmuştur. Bu süreçte, dünya genelinde birçok ülkede üst üste binen mülkiyet birimlerinin tesciliyle ilgili problemler yaşanmıştır.

Arazi üzerindeki mülkiyet bölümlemesi başlangıçta 2B sınırlar kullanılarak gerçekleştirildiğinden birçok kadastro sisteminde 2B kadastro parseli tescil için temel birimdir.

Bu nedenle kadastrolar 3B mülkiyet birimlerini tescil etmek için çözümler geliştirmek zorunda kalmışlardır.

1. Genel Değerlendirme Öte yandan, ülkelerin yasal altyapısı ve kadastro sistemleri farklı karakterlere sahip olabilirler. Örneğin bazı kadastro sistemleri senet tesciline dayanırken bazıları tapu tesciline dayanmaktadır. Bazı sistemler genel sınırlar ilkesini benimserken diğerleri mülkiyet birimlerini temsil eden sabitlenmiş sınırlarını kullanırlar. Benzer şekilde, binalardaki mülkiyetin ve sınırlı ayni hakların tesisinde de farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar 3B kadastro için geliştirilen çözümleri etkilemektedir. Bu nedenle, ülkelerin yaptıkları çalışmalara geçmeden önce kadastro sistemlerinin belirleyici özellikleri hakkında bilgi verilmek gerekir. Ayrıca, 3B kadastro ile yapılan bilimsel toplantılar ve bu toplantılardan elde edilen sonuçlar da önemlidir. Son aşamada, bir sonraki yansıda isimleri sayılan on ülke incelendikten sonra elde edilen sonuçlar değerlendirilmiştir.

1. Genel Değerlendirme

İnceleme Yapılan Ülkeler 1. 2. 3.

Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Danimarka,

4. 5. 6. 7. 8. 9. 10.

Hollanda, İsrail, İsveç, İsviçre, Kanada, Macaristan, Norveç

1. Genel Değerlendirme Kadastroda düşey boyuttaki problemlerin çözümü için yapılan çalışmalar, ilgili ülkenin yasal sistemine, kadastronun yapısına ve gelişmişlik düzeyine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Dünyada kabul gören iki temel arazi kayıt sistemi mevcuttur. Bunlar: Arazi Tescili (Land Recording) ve Arazi Kaydı (Land Registration) sistemleridir. Arazi tescili olarak adlandırılan sistem, tıpkı ülkemizde uygulandığı gibi, kadastro ve tapuya tescil esasına dayanır ve mutlaka tapunun kadastro haritasıyla bir bağı söz konusudur. Pratikte önce arazi sınırları tespit edilir, ölçülür ve üzerindeki mülkiyet haklarıyla birlikte parselin tapuya tescili yapılır. Türkiye, Almanya, Fransa, İsviçre gibi yazılı hukuk sistemine (civil law) dayalı ülkelerde bu sistem uygulanır. Bu yaklaşım dünyada “modern kadastro” olarak nitelendirilir. Oysa arazi kayıt sisteminde, kadastro zorunlu değildir, yani parsel ölçüm boyutu (Torrens sistemi hariç) yoktur. Sadece noter veya avukatlar eşliğinde yapılan sözleşmeler geçerlidir. Dolayısıyla bir şahsa ait arazi, onaylı sözleşmeye bağlı olarak envanter niteliğindeki bir arazi kayıt defterine kayıt edilir. İngiltere, ABD, Kanada, Avustralya gibi ülkelerde ve Avrupa dışındaki birçok dünya ülkesinde bu sistem uygulanmaktadır.

1. Genel Değerlendirme Birçok ülkede, 3B mülkiyet birimlerinin oluşturulması kat mülkiyeti kurulması ile gerçekleştirir. Almanya, Fransa ve diğer birçok Avrupa ülkesinde kat mülkiyeti ile ilgili yasa ikili sistem olarak adlandırılan bir sisteme dayanır. Bu sistemde her kat sahibi yapının bir bölümünde tam bir mülkiyet hakkına sahiptir. Asansör ve merdivenler gibi binanın ortak kullanım alanlarında ortak mülkiyet söz konusudur.

Bununla birlikte, Norveç, Avusturya, İsviçre ve Hollanda gibi bazı Avrupa ülkeleri birlikçi sistemi benimsemişlerdir. Bu sistemin farklılığı kat mülkiyetinin, binanın bulunduğu parseli ve bu parsel üzerindeki yapılar da dahil olmak üzere tüm binanın ortak mülkiyetine dayanmasıdır. Bu sistemde kat malikleri tüm yapının ve yapı altının müşterek sahipleridir. Bu sistemde kişiler yasal olarak ayrı bir apartman biriminin sahibi olamazlar. Binalarla ilgili hakların tescilinde farklı sistemler bulunmasına rağmen bugün bilinen hiçbir kadastral sistemde apartman birimlerinin konumsal bileşenleri kadastronun coğrafi veritabanında bulunmamaktadır. Sadece binanın bulunduğu parseller kadastronun konumsal veritabanında bulunmakta dolayısıyla binanın birimleri harita üzerinde gösterilmemektedir. Sonuç olarak mülkiyet bilgisi kadastro veritabanında bulunmasına rağmen bağımsız bölümler konumsal olarak sorgulanamamaktadır.

1. Genel Değerlendirme 3B mülkiyetin tesisinde diğer bir uluslararası çözüm irtifak hakkı veya üst haklarının kullanımıdır. Bu haklar konumsal olarak tapular veya senetler üzerinde planlar aracılığıyla tanımlanabilir. Ayrıca, Avustralya ve Danimarka gibi bazı ülkelerde bu haklar 2B kadastro haritaları üzerine de işlenmektedirler. Bununla birlikte, kadastronun konumsal veritabanının bir parçası olarak bu hakların üçüncü boyutunu yansıtabilecek bir kadastral tescil şimdilik bulunmamaktadır. 3B kadastro ile ilgili olarak bugüne kadar gerçekleştirilen tek uluslararası katılımlı toplantı FIG (Uluslararası Ölçmeciler Birliği)’nin yedinci komisyonu nezaretinde 2001 yılında Hollanda’nın Delft şehrinde gerçekleştirilmiştir. 25 ülkeden 80 katılımcının yer aldığı seminerde üçüncü boyuttaki mülkiyet haklarının etkili bir şekilde tescilini sağlayarak mülkiyet güvencesinin iyileştirilmesi ve bu şekilde düşey boyutun etkili kullanımının sağlanması ile ilgili değerlendirmeler yapılmıştır. Bu toplantının sonucunda 3B kadastro ile ilgili olarak ulaşılan bazı önemli sonuçlar aşağıdaki gibi özetlenmiştir:

1. Genel Değerlendirme  Kadastro uygulamalarında yasal sistemlere göre ülkeler arasında farklılıklar olmakla birlikte ortak olan nokta, en azından her ülkede üçüncü boyutun kullanımı ile ilgili bazı haklar olduğu şeklindedir. Genel olarak kabul görecek bir 3B mülkiyet tanımı için pek çok ülkede yasal mevzuatta değişiklik yapmak gerekecektir.  Birçok ülkede kanunlara göre arazideki mülkiyet zaten 3B olarak tarif edilmiştir. Mülkiyet parsel yüzeyinden yerin merkezine kadar olan her şeyi ve parselin üzerindeki her şeyi kapsamaktadır. Bununla birlikte mevcut konumsal tescil iki boyuta indirgenmiş şekilde yapılmaktadır.  3B tescille ilgili problemlerin anlaşılabilmesi açısından gösterim oldukça önemlidir. Sanal ve yasal objeler 3B mülkiyetin nasıl olduğunun insanlara gösterilmesi için kullanılabilir.

1. Genel Değerlendirme  3B veri toplamak maliyetlidir. Bu nedenle, 3B verinin her yerde gerekli olmayacağını bilerek iş planı yapılmalıdır. Önemli olan, ihtiyaç duyulan yerlerde 3B verinin değişiminin mümkün olup olmaması ve bunun nasıl yapılacağının belirlenmesidir.  Sadece kadastral amaçlarla 3B veri setlerinin oluşturulması mantıklı olmayabilir. Bu noktada, kent planlama ve kent yönetimi gibi 3B gösterimi gerektiren çok amaçlı 3B veri kullanımı dikkate alınmalıdır. 3B verinin paylaşımı konumsal veri altyapıları kapsamında değerlendirilmelidir.  2B tescilde olduğu gibi mülkiyetin 3B tescilinde de asıl amaç yasal açıdan hakları güvence altına almak ve bu haklarla ilgili olarak yapılacak işlemler için yasal bir zemin sağlamaktır. Bu zeminin oluşturulması gerçek anlamda arazi piyasasında ilgi uyandıracak ve 3B mekânın etkili kullanımına imkân verecektir.

1. Genel Değerlendirme  Ekonomik faktörler de dikkate alınmalıdır. Ekonomik açıdan incelendiğinde 3B kadastronun bir anda oluşturulması mümkün değildir. Zaman içerisinde kurumsal karmaşıklık artmakla birlikte teknolojik imkânların da artacağı unutulmamalıdır.  3B kadastro kapsamında yapılacak yeni yasal düzenlemelerle sağlanacak imkânlar arazinin 3B kullanımını daha cazip hale getirebilir. Yüzey altındaki hacimsel mekânın yalnızca bir bölümünü kamu yararı için kamulaştırmak buna örnek olarak verilebilir.  Ülkelerin özel yasalara sahip olması kendilerine, her ülke için tamamen farklı sistemlerin geliştirilmesi sonucunu doğurmamalıdır. Aslında tüm ülkelerde objelerin geometrik ve topolojik temsili ortaktır. Sadece kişilerin mülkiyetle olan yasal ilişkileri farklılık göstermektedir.

1. Genel Değerlendirme Bu toplantının ardından FIG’in üçüncü (Konumsal Bilgi Yönetimi) ve yedinci (Kadastro ve Arazi Yönetimi) komisyonu işbirliği ile “Üç Boyutlu Kadastro” isimli bir çalışma grubu oluşturulmuştur. Daha sonraki yıllarda da FIG tarafından düzenlenen bilimsel etkinliklerde 3B kadastro konusuna yer verilmiştir. * 16–22 Nisan 2002 tarihleri arasında Washington’da, * 13–17 Nisan 2003 tarihleri arasında Paris’te , * 22–27 Mayıs 2004 tarihleri arasında Atina’da, * 16–21 Nisan 2005 tarihleri arasında Kahire’de, * 13–17 Mayıs 2007 tarihleri arasında Hong Kong’da, * 14-19 Haziran 2008 tarihleri arasında Stockholm’de, * 3-8 Mayıs 2009 tarihleri arasında Eilat’da, * 11-16 Nisan 2010 tarihleri arasında Sidney’de, * 18-22 Mayıs 2011 tarihleri arasında Marakeş’de düzenlenen yıllık çalışma toplantılarında “Üç Boyutlu Kadastrolar” başlıklı oturumlar düzenlenmiştir. Ayrıca, 8–13 Ekim 2006 tarihleri arasında Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen 23. uluslar arası FIG kongresinde de “Üç ve Dört Boyutlu Kadastrolar” başlıklı bir oturum yer almıştır.

1. Genel Değerlendirme 3B bir kadastronun gerçekleşmesi temelde üç aşamada tamamlanabilir. Bunları: hukuki, kurumsal ve teknik aşamalar olarak sıralamak mümkünüdür. Eğer 3B mülklerin yasal tanımı yapılmamışsa 3B nesne ve hakların ölçülerek tescil edilmesi anlamsız olacaktır. Bu nedenle, ilk aşama hukuki olarak 3B mülkiyet birimlerinin tesciline imkân sağlayacak yasaların tanımlanmasıyla başlar. Kurumsal aşamada yasal olarak tanımlanan 3B mülkiyet birimlerinin tescili için gerekli düzenlemeler belirlenir. Tescil için hangi bilgilere ihtiyaç olduğu, bunların nasıl yapılandırılıp tescil edileceği, saklanacağı ve sunulacağı bu aşamada ele alınır. Son olarak teknik aşamada, mülkiyet birimlerine ait 3B konumsal bilgiler mevcut kadastroya entegre edilir. Bugüne kadar, çeşitli ülkelerde 3B mülkiyet birimlerinin tesis edilmesine imkân sağlayacak bazı hukuki ve kurumsal düzenlemeler ayrıca teknik çalışmalar yapılmıştır.

2. Norveç Norveç’te arazi yüzeyinin altı sert bir jeolojik yapıya sahiptir. Yüzey altında tünel açılmak suretiyle inşa edilen ulaşım hatları ve yeraltı şebekeleri yüzeydeki mülkün ekonomik değeri üzerinde olumsuz bir etki yapmamaktadır. Bu nedenle Norveç’te yüzey altının herhangi bir bölümleme ve tescil işlemi yapmaksızın kullanımına mevcut durumda oldukça yaygın olarak karşılaşılmaktadır. Yüzeydeki mülklerin sahiplerine ancak yüzeydeki yapıda herhangi bir şekilde hasar meydana geldiğinde tazminat ödenmektedir. Mevcut hukuki yapı yüzey altı kullanımında yüzey parselinden ayrı olarak mülkiyet birimlerinin oluşturulmasına imkân vermediğinden bu yönde yasal düzenlemeler yapılması gerekli olmuştur. 1995 yılında kurulan bir komisyon üç farklı durum için 3B mülkiyet birimlerinin oluşturulmasını ve bu mülkiyetin parsel mülkiyetinden ayrılmasını önermiştir.

2. Norveç Bu durumlar: • Yeraltındaki parklar, alışveriş merkezleri ve tüneller, • Yüzey üzerinde, sütunlar veya faklı araçlar kullanılarak inşa edilen bina ve benzeri yapılar (çoğunlukla karayolu veya tren yolu üzerindeki binalar), • Deniz veya temiz su kaynakları üzerinde sütunlar üzerine inşa edilen yapılar. Komisyonun ‘3B yapı mülkleri’ olarak önerdiği bu tescil işleminde, yüzeydeki mülk yine temel mülkiyet nesnesi olarak muhafaza edilmekte ve tescil edilen ‘3B yapı mülkleri’ çıkartıldıktan sonra kalan tüm araziyi ve arazide sabit bulunan yapıları içermektedir.

2. Norveç

2. Norveç Şimdilik Norveç için düşünülen sistem; ölçme işlemlerini ve kurumsal düzenlemeleri içermemektedir. Yakın gelecekte, kadastronun 3B yapı mülklerinin yüzeydeki izdüşümlerinin temsili gibi pratik gösterim çözümlerini kabul edeceği öngörülmektedir. Bununla birlikte, detaylı ölçü planları tapu senetlerine eklenebilmektedir. Norveç’te Ulusal Haritalama ve Kadastro kurumu (NMCA) ulusal düzeyde coğrafi ve mülkiyet bilgilerinin yönetiminden sorumludur. Tapu ve Kadastro Müdürlüğü 2003 yılında kurulduktan sonra NMCA tescil işlemi sorumluluğunu da mahkemelerden devralmıştır. Bu müdürlük merkezi bir veritabanı oluşturarak toplam 434 belediyenin yürüttüğü kadastro çalışmalarıyla üretilmiş olan verileri depolamaktadır. 1980’li yıllardan itibaren kadastro haritaları sayılaştırılmakla birlikte bu çalışma altlıkların bir bölümünün yeterli doğrulukta olmaması nedeniyle tamamlanamamıştır. Sayısal ortamdaki tapu ve kadastro verileri entegre edilerek Internet üzerinden sunulmaktadır. Şekilde 3B bir kullanım durumuna ilişkin veritabanından elde edilen veriler görülmektedir. Şekilde sol bölümde bir iş merkezinin altında bulunan otoparkı temsil eden parsel kesikli çizgilerle yüzey parselleri ise düz çizgiyle bir arada gösterilmiştir. Sağ bölümde, iş merkezinin ölçü planı yer almaktadır. Bunlar yanında, 3B yapı mülkleri ile ilgili öneri yasalaşana kadar belediyeler yüzey altında veya üstünde bulunan mülkleri tescil etmek için kendi çözümlerini geliştirmişlerdir.

2. Norveç

3. İsveç 2004 yılından önce İsveç’te üçüncü boyutta mülkiyet bölümlemesi yapmak mümkün değildi. İsveç için 3B mülkiyet ihtiyacı özellikle apartman birimleri için söz konusu olmuştur. Bu ülkede apartmandaki bağımsız birimler bir bütün olarak sahiplenilirler. Örneğin tüm dairelerin sahibi bir konut kooperatifidir. Bu kooperatifteki her bir üyenin apartmanla ilişkili bir dairesi bulunur. Dairenin satılması hissenin satılması anlamına gelmektedir. Hem kooperatif hem de üye kredi için daireyi ipotek edebilir. Kooperatifin kullandığı krediden kaynaklanan ipotek tapuya kayıt edilip bütün yapıyla ilişkilendirilirken üye ile ilgili ipotek kooperatifin kayıtlarında saklanır.

Mülkiyet ve ipotek bilgilerinin farklı ortamlarda saklanmasına aynı binada konut ve işyeri gibi farklı kullanım türlerinin bulunması durumunda ortaya çıkan karmaşıklıklar da eklenince 3B mülkler için mülkiyet ayrımı yapma ihtiyacı gündeme gelmiştir. Bu sayede mülklerin belli bölümlerinin ayrı olarak sahiplenilebilmesi ve bağımsız olarak ipotek edilebilmeleri hedeflenmiştir.

3. İsveç 3B mülkiyet birimlerinin oluşmasına imkân sağlayan yasa 2004 yılının Ocak ayında yürürlüğe girmiştir. Bu kanun için ilk çalışma 1994 yılında bir komisyon tarafından, bir binadaki farklı kullanım durumlarında ortaya çıkan problemlerin çözümü için başlatılmıştır. Bunun yanında, 3B mülklerin tesis edilebilmesi için bazı kriterlerin karşılanması gerekmektedir Swedish Government, 2004): • Mülkiyet için bir zaman sınırlaması olmamalıdır, • 3B mülk kredi için kullanılabilir olmalıdır, • 3B mülkler inşa edilmiş bir yapı içermelidir. Boşlukta tanımlanmış 3B mülkiyet birimleri oluşturmak mümkün değildir, • 3B mülkiyet birimlerinin yüzeydeki parselle ilişkisi sağlanmalıdır. Bu ilişki, 3B mülkiyet oluşturulurken irtifak hakkı tesisi ile sağlanabilir, • Konut amaçlı olarak kullanılacak 3B mülkiyet birimleri ancak bina en az beş konut içeriyorsa tesis edilebilir. İsveç’teki mevcut durumda yeni yasa yalnızca yasal meseleleri ele almaktadır. 3B mülkiyet birimleri kadastro haritasında düzlem üzerindeki iz düşümleriyle temsil edilmektedir. 3B mülkiyet birimlerinin sınırları tanımlayan detaylar taranmış dosyalar şeklinde kadastro veritabanında saklanmaktadır. Böylece, bu raster dijital veriler bilgisayar ortamında depolanabilmektedir.

4. Amerika Birleşik Devletleri ABD’deki yasal sistem daha önce sözü edilen ülkelerin yasal sistemlerinden önemli farklılıklar göstermektedir. Bu farklılık kadastral tescil sisteminde ve kurumsal yapıda da kendini göstermektedir. Bununla birlikte, yoğun nüfus ve birbiri altına/üstüne konumlanmış taşınmazlar ABD’de de 3B kullanım durumlarının ortaya çıkmasına ve bu 3B kullanımı tescil etmek için çözümlerin üretilmesine neden olmuştur. Bunlardan en bilineni, 20. yüzyılın başında New York kentindeki merkez tren istasyonun üzerine hava haklarının satılması suretiyle inşa edilen ticaret merkezidir. Louisiana eyaleti dışında ABD’de mülkiyet ilişkin yasalar geleneksel hukuk (Common Law) sistemine dayanmaktadır. Avrupa kıtasındaki yazılı hukuku (Civil Law) temel alan sistemdeki gibi geleneksel hukuk sisteminde de bir arazinin sahibi bu arazide kalıcı olarak bulunan yapıların da sahibidir ve arazi üzerindeki mülkiyet yer merkezinden gök yüzüne kadar uzanmaktadır. Ancak, farklı olarak bu sistemde yüzeyden bağımsız olarak taşınmaz mal mülkiyetine sahip olmak mümkündür. Bunun sonucunda farklı malikler yüzeyin altında ve üstünde farklı oranlarla bir mekânda (hacimde) hak sahibi olabilirler. Düşey boyuttaki mülkiyet bölümlemesi çoğunlukla sınırlamasız gayrimenkul mülkiyeti (freehold estate) tesisi yerine ayni hak olarak tescil olunan kira münasebeti (leasehold estate) ile gerçekleştirilir

4. Amerika Birleşik Devletleri ABD’de arazi tescili ofisleri için merkezi bir yapı söz konusu değildir. Arazi tescili ofisleri genellikle eyalet düzeyinde yapılandırılmıştır. Bu yapının bir sonucu olarak çok çeşitli tescil uygulamaları ve yasal farklılıklar mevcuttur. Mülkiyete ilişkin devir ve temlik işlemlerinin sürdürülmesi ve kontrolü yerel yönetimlerce veya eyalet yönetimince gerçekleştirilebilir (Onsrud, 1989). Mevcut durumda ABD’de 3B kullanım durumlarının tescil ve temsiline yönelik uygulanan metotları ve karşılaşılan zorlukları ortaya koymak için iki örnek seçilmiştir. Bulardan ilki Minnesota eyaletinde binalar arasında geçiş yapmak için kurulan köprüler sistemi ikincisi Carolina eyaletinde bağımsız bölümlerin 3B temsili için yapılan çalışmadır. Minnesota eyaletinde binalar arasında kurulan köprü sistemi sadece binaları havadan birbirine bağlayan köprüleri değil aynı zamanda cadde altından geçen tünelleri de içermektedir. Bu sistem insanların binalardan dışarı çıkmadan alışveriş mağazalarına, restoranlara ve çeşitli ofislere ulaşabilmelerini sağlamak için kurulmuştur. Toplam 165 bina bu sistem sayesinde birbirine bağlantılı hale getirilmiştir. Şekil 2.21’de bu köprülere ait örnekler gösterilmektedir. Binaların, caddenin ve köprülerin sahipleri farklı olduğundan bu köprü sistemi uygulaması 3B kullanım durumları için iyi bir örnek oluşturmaktadır. Şekil 2.22’de ayrıca bu bağlantı sisteminin bir bölümüne ait harita verilmektedir.

4. Amerika Birleşik Devletleri

4. Amerika Birleşik Devletleri Minnesota eyaletinde taşımaz malların tescili için iki farklı sistem vardır. Birinci sistem bir mahkeme kararı doğrultusunda tescil edilen arazileri içermekte olup bu arazilere Torrens arazileri adı verilmektedir. İkinci sistem böyle bir mahkeme kararıyla tescil edilmemiş arazileri içermektedir (Abstract Land). İkinci sistemde malikler ipotek vb mülkiyete ilişkin hakları tarih sırasına göre gösteren tapu senedi hülasası adında hukuki bir belgeye sahiptirler. 1901 yılında Torrens kanunun kabulünden önce tüm araziler ikinci gruba giren tescil edilmemiş arazilerden oluşmaktaydı. Torrens sistemindeki tescil sonucunda mülkiyet belgesi oluşturulur. Sicil memuru tescil için sunulan belgeleri incelemek ve mülkiyet transferi için gerekli hukuki şartların sağlanıp sağlanmadığını kontrol etmek zorundadır. Mülkiyet belgesi taşınmazı satın alan kişi için sahiplik kanıtı olup tapu ofisinde kayıt edilir.

4. Amerika Birleşik Devletleri Bunun yanında, tescil edilen Torrens arazilerinin ölçme işlemi gerçekleştirilir. Lisanslı harita mühendisi parselin doğru gösterimini belgelendirmek zorundadır. Ölçmeyle ilgili belgeler de tapu ofisinde saklanmaktadır. Ölçme işlemi parselin yasal durumunu göstermesi yanında parselde bulunan tamamlayıcı tüm yapıların da ölçmelerini içerir. Bu yapılar A harfinden başlayarak numaralandırılır. Ayrıca, yasal açıdan üst üste binen mülkiyet birimlerinin nasıl ölçülmeleri gerektiği de belirtilmiştir. Buna göre; düşey boyutta çok katmanlı bir kullanım olması durumunda, ulusal jeodezik düşey datumda tanımlanmış yüksekliklerle bu kullanımın alt ve üst sınırlarını gösteren bir harita düzenlenmektedir. Şekil 2.23’de iki bina arasındaki bağlantıyı sağlamak için inşa edilen bir köprünün tescili için gerekleştirilen ölçme işlemine ilişkin çizim ve değerler bir arada verilmektedir. Şekil 2.23’e göre köprünün alt ve üst sınırları için yükseklik değerleri sırasıyla 77.25 ft ve 104.91 ft’dir. Bu belgeler Minnesota tapu ofisinde saklanmaktadır. Bu ofis taşınmaz mal 122 nesnelerinin geometrik belgelerini depolaması yanında Internet üzerinden tapu verilerine ve kadastro haritalarına erişim sağlayan servisler de sunmaktadır. Bu servisler üzerinden 3B kullanım durumlarına ilişkin verilere ulaşmak mümkündür. Bu örnek üzerinden de anlaşılacağı gibi her ne kadar yasal sistem 3B mülkiyet birimlerinin tesciline imkân verse bile tapu ofisinde depolanan belgelerden yararlanılarak diğer kadastro verileriyle birlikte 3B bir temsilin gerçekleştirilmesi oldukça zordur.

4. Amerika Birleşik Devletleri

4. Amerika Birleşik Devletleri ABD’de Carolina eyaletinde yapılan çalışmadan seçilen ikinci örnek bir öncekine göre daha yaygın 3B nesneler olan bina ve bağımsız bölümlerin temsiline yöneliktir. Carolina eyaletinde bağımsız bölümlerin tescilinde ülkemizde ve bazı Avrupa ülkelerinde de benimsenen ikili sistem uygulanmaktadır. Yani, kişiler yapı içindeki her bağımsız bölümde tam bir mülkiyet hakkına sahipken ortak kullanım alanlarında ortak mülkiyet söz konusudur. Bağımsız bölümler bir ya da daha fazla odadan oluşan herhangi amaçla kullanılabilecek mülkiyet birimleridir. Bunlar aynı zamanda binanın dışında da olabilirler.

4. Amerika Birleşik Devletleri Tescil işlemi için parsel ve binaların çizimlerine, her bağımsız bölümün numarası, alanını ve değerini belirten bilgilere, ortak kullanılacak nesnelere ve bunların kullanımındaki hak ve sorumluluklara ilişkin bilgilere gereksinim vardır. Ayrıca binanın yatay ve düşey konum bilgilerini içeren inşaat planı belgelere eklenir. Bu plan lisanslı harita mühendisi tarafından onaylanır. Binadaki her bağımsız bölüm bu planda bir harf veya rakamla temsil edilir (Şekil 2.24). Şekil 2.24’den de görüldüğü gibi çizim sadece binanın katlarını değil aynı zamanda bağımsız bölümlerin sınırlarını da göstermektedir. Tescil ofisinde depolanan veriler yükseklik bilgisi de içerebilmektedir. Tescil ofisinin Internet üzerinden sunduğu servisle bina ve bağımsız bölümlerin kadastro haritalarıyla birlikte 2B gösterimlerine ulaşmak ve sorgulamalar gerçekleştirmek mümkündür.

4. Amerika Birleşik Devletleri Bağımsız bölümlerin tescil ve temsilini iyileştirmek ve 3B bir kadastro modeli oluşturmak amacıyla örnek bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada bağımsız bölümler kendi 3B geometrik yapılarıyla temsil edilmiştir. Şekil 2.25’de sözü edilen çalışmayla üretilmiş bağımsız bölümler ve bunlara ait bilgileri gösteren ekran görüntüsü yer almaktadır. 3B kadastro için geliştirilen bu uygulamada dikkate alınması gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Örneğin, birçok parsele isabet eden yüzey altında konumlanmış tünel ve boru hattı gibi nesnelerin bulunması durumunda bağımsız bölümlerde benimsenen yaklaşım uygun olmayacaktır. Daha karmaşık 3B yapıların modellenmesinde problemler olabilecektir. Ayrıca, bağıl yükseklikler yerine mutlak yüksekliklerin kullanılması daha uygun olacaktır. Bunun için öncelikle parsellerin yükseklik yüzeylerinin mevcut olması gerekmektedir. Bu sayede parsellerle parsel yüzeyi altında ve üstünde bulunan diğer nesneler arasındaki konumsal ilişki belirlenebilir.

4. Amerika Birleşik Devletleri

4. Amerika Birleşik Devletleri

5. Avustralya Avustralya’da hukuki ve kurumsal yapı 3B kadastroya imkân vermektedir. Avustralya’nın ikinci büyük eyaleti olan ve ülke topraklarının yüzde 25’ini kaplayan Queensland’ta 1997 yılından beri 3B geometrik verilerle tanımlanan parsellerin oluşturulması mümkündür. Geleneksel hukuka dayanan yasal yapı 2B yüzey parselinden bağımsız olarak 3B parsellerin tanımlanmasını mümkün kılmaktadır. Ayrıca “hacimsel parseller” olarak tanımlanan bu mülkiyet birimlerinin nasıl ölçülüp tescil edileceklerine dair kurumsal düzenlemeler de mevcuttur. Yasal olarak tanımlanabilen hacimsel parsellere ait detaylı ölçü planları tapulara eklenmektedir. Bu ölçü planlarında hacimsel parseller açı ve mesafe değerleriyle temsil edilirler. Hacimsel parsellerin koordinat değerleri ise sadece konumsal veriler kadastro veritabanına aktarılacağı zaman belirlenmektedir (Queensland Government, 2007).

Queensland’ta tescil işleminin hem hukuksal hem de kurumsal boyutta 3B olarak yapılabildiğine ilişkin en önemli gösterge 3B parseller ve irtifak hakları için çizimlerin ve tescil işlemlerinin nasıl yapılacağına ait açıklamaların detaylı olarak örneklerle yönetmeliklerde belirtilmiş olmasıdır. Şekil 2.26 ve Şekil 2.27’de Queensland eyaletinde, kadastroda ölçü planlarının hazırlanmasına ilişkin yönetmelikte sırasıyla parsel ve irtifak hakları için örnek olarak hazırlanmış hacimsel ölçü planları gösterilmektedir.

5. Avustralya

5. Avustralya

5. Avustralya Bu iki şekil incelendiğinde parsel ve irtifak hakkı sınırlarının sadece 2B X ve Y değerleriyle değil aynı zamanda yükseklik değerleriyle birlikte hem koordinatlarıyla hem de çizimle belirtildiği görülmektedir. Yönetmelikteki bu temel çizimler yanında uygulamada daha karmaşık nesneler için hazırlanmış hacimsel ölçü planları Şekil 2.28 ve Şekil 2.29’da gösterilmektedir Şekil 2.28’de Avustralya’nın Queensland eyaletinde tescil edilmiş 3B hacimsel parsellere ait iki örnek gösterilmektedir (Stoter vd., 2004a).

5. Avustralya Quuensland eyaletinde özellikle su, gaz, elektrik, iletişim gibi altyapı tesisleri için tesis edilecek irtifak haklarında altyapı tesisinden dolayı parsel üzerine getirilen kısıtlama 3B olarak ölçü planında tanımlanabilmektedir. Bu şekilde, birçok parsele isabet eden bir nesne kendi geometrisi ile 3B ölçü planları kullanılarak parselden bağımsız olarak tescil edilebilmektedir. 3B irtifak için oluşturulan ölçü planında yükseklikler ulusal datuma göre belirlenmektedir. Ayrıca ulusal koordinat sisteminde koordinatı belli referans noktaları ölçü planları üzerinde gösterilir. Parsellerin şekil ve konumunu açık şekilde temsil için açı ve mesafe değerleri ölçü planı üzerinde yazılır. Ölçü planları, 2B ve izometrik çizimleri de içerecek şekilde düzenlenmektedirler. Şekil 2.29’da Avustralya’nın Queensland eyaletinde bir irtifak hakkının tescili için hazırlanmış 3B ölçü planı örnek olarak gösterilmektedir.

Gerek hacimsel parsellerin oluşturulabilmesi gerekse irtifak haklarının 3B tanımlanmasına imkân veriyor olması ile Avustralya’nın Queensland eyaletindeki kadastral yapı 3B bir tescil için gerekli altyapıyı sunmaktadır. Bununla birlikte, ölçü planları üzerinde tanımlanan 3B parsellerin ve irtifak haklarının kadastro veritabanında temsilini sağlayacak teknik çalışmalar yapılmamıştır.

5. Avustralya

5. Avustralya 3B veriler kadastronun konumsal veritabanı ile entegre değildir. Mevcut kadastro paftalarında 3B parsellerin ve irtifak haklarının yalnızca yüzey üzerindeki izdüşümleri temsil edilmektedir. Dolayısıyla kadastro haritası bu hakların uygulandığı mekâna ait konumsal bilgi sunmamaktadır. Şekil 2.30’da kadastro haritasının 3B hacimsel parsellerin ve irtifak hakkının izdüşümleriyle ve izdüşümleri olmadan gösterimi yer almaktadır. Şekil 2.30’dakine benzer şekilde Şekil 2.31’de birçok parselin altından geçen bir tünelin kadastro veritabanında temsili görülmektedir. Her ne kadar tünele ait 3B ölçü planları mevcut olsa da Şekil 2.31’de de görüldüğü gibi gerçek durumun kadastroda temsili 2B’dur. Şekil 2.31’de parsellerin altından geçen tünelin konumu yüzeydeki izdüşümlerle mor renkli olarak kadastro haritasında görülmektedir. Aynı şekilde yeşil renk parselleri, kahverengi renk yolları, sarı renk diğer çeşitli irtifak haklarından etkilenen parselleri, kırmızı renk ise üzerinde bina bulunan parselleri temsil etmek için kullanılmıştır. Şekil 2.32 ise bu tünelden etkilenen 837 numaralı parsel için hazırlanmış 3B ölçü planıdır.

5. Avustralya

5. Avustralya

5. Avustralya

5. Avustralya Dolayısıyla, incelenen Quuensland eyaletindeki kadastro sistemi için 3B kadastronun hukuki ve kurumsal gereksinimlerini karşılarken teknik anlamda yeterli fonksiyon sunmadığı sonucuna varılabilir. Bununla birlikte son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda parsel ve sınırlı ayni haklarla ilgili hacimsel planların mevcut 2B verilerle entegre edilerek 3B kadastro verisinin gösterimine yönelik örnek çalışmalar da gerçekleştirilmektedir (Thompson, 2005a). Bu çalışmalardan biri neticesinde oluşturulan bir gösterim Şekil 2.33’de verilmektedir. Şekil’de A harfi ile gösterilen 3B parsel ve E harfi ile temsil edilen 2B parsel bir restorandı oluşturmaktadır. Ayrıca, şekilde gösterilen bu restoran B, C ve D harfleriyle temsil edilen yolların üzerine isabet etmektedir.

6. Kanada Özellikle arazi tescilinde ‘Senet Tescili’ sistemini benimseyen bazı batı ülke ve eyaletlerinde “hava hakları” ya da “hava-mekân hakları” modeli kullanılmaktadır. Bu model mülkiyet hak ve işlemleri için ayrı bir nesne oluşturarak bağımsız 3B mülkiyet birimlerinin tesciline olanak vermektedir. Birimler arasındaki ilişki yasal düzenlemelerle yüzeyi kesen mülkiyet birimleriyle uyumlu olacak şekilde oluşturulur. Yasal düzenlemeler irtifak hakkı, kira sözleşmesi veya karşılıklı yan sözleşmeler (collateral reciprocal aggrements) şeklinde olabilir. Hava-mekân parselleri kullanılarak 3B mülkiyet birimlerinin oluşturulmasının mümkün olduğu yerlerden biri, Kanada’da, British Columbia eyaletidir. Bu eyalette, bir parsel sahibi yasal olarak arazisini düşey boyutta parsellere bölme hakkına sahiptir. Bu hava-mekân parseller yüzeyin altında da olabilmektedir. Bu tür bir parselin oluşturulabilmesi için tapuda parsele ait planın olması gereklidir. Bu plana ilave olarak 3B bir çizimin de tapu senedine eklenmesi zorunludur. Ayrıca, bu çizimde ulusal yükseklik datumu referans olmak üzere 3B parselin en az bir köşesinde yüksekliği belirtiliş olmalıdır. Şekil 2.34’de British Columbia eyaletinde oluşturulabilecek hava mekân parsellerine ait örnekler gösterilmektedir.

6. Kanada Düşey boyutta bölümleme yapabilmek için hava-mekân parselinin tek bir yüzey parseli üzerinde tesis edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Hava-mekân parseli birden çok parsele isabet edememektedir. Bunun yanında, yüzey parselinin kiralama yoluyla kullanılmıyor olması gerekmektedir. İrtifak hakları yüzey parselinin sahibinin mülkiyetinde kalırken, hava-mekân parselinin sahibi yüzey parseli sahibini kısıtlayacak herhangi bir irtifak hakkı tescili veya akit gerçekleştirememektedir. Hava-mekân parselleri içinde bölümleme yapmak gerekli olduğunda kat mülkiyeti hükümleri uygulanır. Böylece katlar hava mekân parsel katmanları şeklinde bölünebilir. Bu bölümlemede bina planından yararlanmak da mümkündür. Columbia eyaletinde ölçü planları tapu senedine eklenerek tescil edilmektedir. Bununla birlikte, tüm parselleri bir arada gösteren bir kadastro haritası mevcut değildir. Sadece belirli alanları tanımlayan planlar mevcuttur. Bu nedenle, 3B (ayrıca 2B) mülklere ait veriler yalnızca tapu birimindeki dokümanlarda bulunabilir. Parsellerin birbirlerine göre geometrik durumlarını bir bütün olarak görmek mümkün değildir. Hukuki durum hakkında detaylı bilgi isteyen kişinin ölçü planlarına bakması gerekmektedir.

6. Kanada

7. Hollanda Hollanda’da 3B kadastro kapsamında ele alınabilecek önemli çalışmalardan birisi altyapı tesislerinin bağımsız nesneler olarak kadastroda tescil edilebilmesi için yapılan düzenlemelerdir. Hollanda’da iletişim, enerji, su ve atık su transferi gibi amaçlarla tesis edilen altyapı tesisleri tıpkı parseller gibi bağımsız bir kod numarası (ID) ile tescil edilmektedir.

Böylece altyapı nesnesi bir bütün olarak sorgulanabilmekte isabet ettiği parseller belirlenebilmektedir.

7. Hollanda Hollanda’da uygulamalarda değişik altyapı tesisleri için farklı tescil prosedürleri takip edilmiştir. Yargıtay’ın verdiği bu kararın ardından altyapı tesislerinin tescili ve mülkiyet haklarının devri durumunda noter senedi düzenlenmesi ve bu senedin kadastroda kaydı (Hollanda’da kadastro sistemi senet tesciline dayandığından) zorunlu hale gelmiştir. Kadastro yasası açık bir ifade içermediğinden, 2007 yılına kadar bir altyapı tesisinin tescili için bu altyapı tesisinin başlangıcı olan parselin numarası referans alınmıştır. Bununla birlikte, bu altyapı tesisinin sahibinin aynı zamanda parsel sahibi de olması gerekmemektedir. Dolayısıyla bu parsel sadece altyapı tesisinin idari tescili için kullanılmaktadır.

7. Hollanda Birçok ülkeden farklı olarak Hollanda’da tescil verileri ve kadastro haritalarının tamamı sayısal ortamdadır. Parsel ve binaların detay noktalarına ait koordinatlar ise 2B’dur. Ayrıca, 1996 yılından itibaren kadastro kurumu tarafından sağlanan bir kullanıcı adı ve şifre sayesinde Internet üzerinden verilere erişmek ve sorgulama yapmak mümkündür. Şekil 2.35’de verilen ekran görüntüsü tescil edilen bir telekomünikasyon şebekesini ve buna ait kadastroda tutulan idari bilgileri göstermektedir.

Hollanda’da yapılan bu yasal düzenlemeler aslında 3B kadastroya yönelik olarak atılmış önemli adımlar olarak kabul edilmektedir. Bunun nedeni, Madeni Kanun ve Kadastro Yasası’ndaki değişikliklerle ilk kez bağımsız bölümler haricinde arazinin düşey boyutundaki nesneler 2B kadastro parselinden bağımsız olarak kendi tanımlayıcı numaralarıyla tescil edilebilmektedir. Şuan için Medeni Kanunda tarifi verilen 3B nesneler için gerçekleşen bu tescil işleminin gelecekte başka nesneleri de tescil etmek amacıyla genişletilebileceği düşünülmektedir. Özerk bir kurum olan Hollanda kadastro teşkilatı (Netherland Kadaster) 2000 yılından sonra gerçekleştirdiği projelerde 3B kadastroyu hayata geçirebilmek amacıyla yasal ve teknik çözüm yolları arayışı içindedir. 2007 yılından sonra yapılan değişiklikler de yapılan bu çalışmaların sonucunda ortaya çıkmıştır.

7. Hollanda

7. Hollanda

7. Hollanda

Altyapı tesisleri (dijital formatta)

8. İsrail Özellikle belli bölgelerdeki arazinin yoğun şekilde kullanılmasından kaynaklanan baskı İsrail’in 3B kadastro ile ilgili çalışma başlatmasına neden olmuştur. İsrail’de bu konuda yapılan çalışmalar henüz araştırma aşamasındadır. Modi kentinde başlatılan büyük çaplı bir proje mevcut durumu değerlendirmek ve 3B tescil için olanakların araştırılması amacıyla kullanılmıştır. Bu proje kapsamında, bir bölümü yerin altında bulunan binalar, yollar, tren istasyonu gibi yapıların inşasına başlanmıştır. Projede yer alan bir yeraltı parkının 3B olarak modellenerek tescili için örnek bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Detaylı bir CAD modeli hazırlanarak yüzey parseli ile kesiştirilmiş ve bunun sonucunda 3B bölümleme gerçekleştirilmiştir (Şekil 2.41).

8. İsrail

9. İsviçre Kadastro sistemi incelenebilecek ülkelerden bir diğeri İsviçre’dir. İsviçre 3B servislerin kadastrosunu yürütmektedir. Bu bağlamda, diğer pek çok ülkeden farklı olarak tüm altyapı servisleri kadastro sınırlarını, binaları ve parsel içindeki yapıları da içerecek şekilde haritalanmaktadır. İsviçre kadastro modelinin bir diğer önemli özelliği de, kadastro 2014 raporunda öngörülen yasal arazi nesnesi modelini temel alan bir yaklaşımla gelişim göstermiş olmasıdır. Her ne kadar kadastro 2014’de üçüncü boyuta doğrudan atıf yapılmasa da, mevcut (2B) fiziksel arazi parselinin arazi üzerinde üst üste binen birçok kamu ve özel hak, kısıtlama ve sorumlulukları yönetmede yetersiz olduğu vurgulanmıştır. İsviçre’de bu temelde geliştirilen nesne tabanlı kadastro veri modeli kontrol noktaları, arazi kullanımı, çizgisel nesneler, yerel isimler, mülkiyet ve idari birimler dışında arazi yükseklik modelini ve boru hatlarını da içeren toplam sekiz katmandan oluşmaktadır. AV93 olarak adlandırılan bu veri modelindeki sekiz katman Şekil 2.42’de şematik olarak gösterilmektedir. Şekil 2.43’de, bazı 3B kadastral nesnelerin planlanan yeni 3B kadastro modelinde nasıl temsil edileceklerine ilişkin örnekler yer almaktadır. kadastrosuna entegre edilmesini öngörmektedir.

9. İsviçre

9. İsviçre İsviçre’de kadastro çalışmaları toplam 26 bağımsız Kanton’un sorumluluğunda yürütülmektedir. Bu kantonlar kadastro çalışmalarını, sonuç ürününün içeriğini açık bir şekilde tanımlayan federal yasaya bağlı kalarak yürütmek zorundadırlar. Bununla birlikte, yerel ihtiyaçlar ve öncelikler çalışmalarda dikkate alınabilmektedir. Bu bağlamda, Cenevre Kanton’u bir adım daha ileri giderek sorumlu olduğu arazi sınırları üzerinde 3B bir kadastro çalışması gerçekleştirmiştir. Ulaşım, iletişim, güvenlik, planlama ve adresleme gibi alanlarda 3B veriye olan artan ihtiyaca karşılık vermek amacıyla Cenevre kadastrosu bir proje başlatmıştır. Proje kapsamında binaların, tünel ve köprü gibi ulaşım altyapısının, tarihi eserlerin, sinyalizasyon sisteminin ve bitki türlerine ait kadastroda mevcut olan 2B verilerin 3B hale getirilmesi amaçlanmaktadır. İlk etapta 76000 binaya ait yükseklik bilgilerinin elde edilmesi işleminin 30 santimetrelik hassasiyeti sağlayacak şekilde hava fotoğrafları kullanılarak 2009 yılının temmuz ayına kadar bitirilmesi planlanmıştır.

9. İsviçre

10. Danimarka Danimarka’da yasal, kurumsal veya teknik olarak 3B kadastroya dönük somut bir çalışma henüz ortaya konmamıştır. Bununla birlikte, tescil sisteminin mevcut yapısı ve hak ve nesnelere ait bilgilere erişimdeki zorluklar 3B kadastral tescil konusunun tartışılmasına neden olmuştur. Danimarka’da taşınmazlara ilişkin dört farklı tescil işlemi farklı kurumların sorumluluğunda gerçekleştirilmektedir. Kadastro, Çevre Bakanlığı’na bağlı olan Ulusal Ölçme ve Kadastro Kurumu tarafından yürütülürken tapu kayıtlarının tutulması Adalet Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Bina ve meskenlerin tescili ise belediyelerin sorumluluğundadır (Toplam 275 belediye). Sonuç olarak, Danimarka’da taşınmazlara ait birçok bilgi tescil edilebilmekle birlikte bu bilgiler birçok kurum arasında dağıtıldığından taşınmazlara ait bilgilerin organizasyonu ve erişimi oldukça karmaşıktır. Mevcut durumda 2B kadastro verilerine erişim dahi çok zayıfken, 3B mülkiyet birimlerinin takibi ve bunlarla ilgili hakların sorgulanması neredeyse imkânsızdır. Kadastroda, bir parsel üzerindeki farklı kullanım türleri söz konusu olduğunda ancak parselin ana kullanımına ait bilgilere erişilebilmektedir. parsellerle ilişkili haklar ve bu hakların sahiplerine ait bilgiler kadastroda mevcut değildir. Ayrıca, bina ve bağımsız bölümlere ait bilgiler kadastroda bulunmamaktadır. Tüm bunların neticesinde, kadastro 3B mülkiyete ilişkin herhangi bir veri sunamamaktadır.

11. Macaristan 2004 yılında Avrupa Birliği üyesi olan Macaristan’da birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi özellikle kent merkezlerinde yeni yapılacak yapılar için yer bulmak büyük bir problemdir. Bu durum, yeni taşınmaz mallar için yatırımcıların daha çok yüzey altındaki ve yüzey üstündeki mekânın kullanımına ilgi duymalarına neden olmaktadır. Kat mülkiyetinin tescili de yine kadastronun sorumluluğunda gerçekleştirilmektedir. Karşılaşılan temel problemlerden biri yol, meydan, cadde gibi kamuya ait olan yerlerin tescil dışı olması, yeraltında bulunan park, metro istasyonları, altyapı tesisleri gibi yapıların bu kamu arazileri altında konumlandırılmış olmalarıdır. Az sayıda uygulamada, yeraltı yapılarına ilişkin problemleri mek için kat mülkiyeti tesisinden yararlanılmıştır. Yeraltında bulunan taşınmazların bir binanın bölümü olması durumunda tescillerinde herhangi bir problem olmamaktadır. Bunun yanında, binanın bir parsel üzerinde olması zorunludur. Macaristan’da 3B bir çözüm için, öncelikle temel nesnelerin yasal olarak belirlenmesi ve bunlara bağımsız ID numaralarının atanması daha sonrada yüzey altında veya üstünde bulunan bu nesnelerin geometrik tanımlamaları ile dijital kadastro haritasında 3B gösterilmeleri öngörülmüştür.

12. Diğerleri

12. Diğerleri

12. Diğerleri

Almanya Ölçme Ofisi verilerine Internet üzerinden erişim için tasarlanan ara yüz

13. Değerlendirme Birçok ülkede arazinin yoğun kullanımı nedeniyle üst üste binen farklı kullanım türlerinin kadastroda tescil ve temsilinde problemlerle karşılaşılmıştır. Karşılaşılan problemlerin çözümü için kat mülkiyeti sisteminden yararlanma, irtifak ve üst hakkı gibi sınırlı ayni haklar tesis etme veya özel yasalarla mülkiyetin sınırlandırılması yöntemlerinin en çok başvurulan çözüm yolları olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, yapılan çalışmalar o ülkenin yasal yapısına, kadastro teşkilatının kurumsal yapısına ve kadastronun teknik uygulanış biçimine bağlı olarak farklılık göstermektedir. .

13. Değerlendirme Bu ülkeler içerisinde, proje bazında problemi ele alarak teknik çözüm yolları arayan üç ülke Hollanda, İsrail ve İsviçre olarak göze çarpmaktadır. Bunun temel nedeni, bu ülkelerin yüzölçümlerinin küçük oluşu ve birim alana düşen nüfusun yıllar içerisinde sürekli olarak artması şeklinde açıklanabilir. Sınırlı arazi üzerindeki artan baskı ve mülkiyetin tescilinde karşılaşılan problemler yüzeyin hem altını hem de üstünü etkili bir şekilde kullanmayı mümkün kılacak projelerin gerçekleştirilmesini bu üç ülke için zorunlu kılmıştır. Şekil 2.47’deki grafikte, incelenen ülkelerdeki birim alana düşen kişi sayısı gösterilmektedir.

13. Değerlendirme Hollanda, İsveç ve Norveç’te 3B kadastroya dönük olarak yasal düzenlemeler yapılmıştır. Hollanda’da altyapı tesislerinin bağımsız bir ID numarasıyla parselden ayrı olarak tescilini gerçekleştirmek, medeni kanun ve kadastro kanununda yapılan değişikliklerle mümkün olmuştur. Norveç ve İsveç’te yapılan yasal düzenlemele ise yapılardaki mevcut durumda, özellikle yüzey altındaki 3B mülkiyeti iyileştirmeye dönüktür. Norveç ve İsveç’teki bağımsız bölümlerin tescilinde birlikçi sistem uygulanmaktadır. Bu iki ülkedeki yasal düzenlemeler daha çok bu sistemin iyileştirilmesine yönelik olmuştur.

Danimarka ve Macaristan’da ortaya konmuş somut bir çalışma olmamakla birlikte bu iki ülkede özelikle kent merkezlerindeki arazi kıtlığı nedeniyle 3B mülkiyet birimlerinin tescil edilerek daha iyi yasal güvence sağlanması yönünde düşünceler ortaya atılmıştır.

13. Değerlendirme Gerçek anlamda 3B bir kadastronun geliştirilebilmesi için üç farklı aşamadaki gerekliliklerin karşılanmış olması zorunludur. Bunlar sırasıyla hukuki, kurumsal ve teknik aşamalardır. Hukuki aşamanın tamamlanması için 3B mülkiyet birimlerinin tesis edilmesine imkân verecek yasal düzenlemeler yapılmış olmalıdır. Kurumsal aşamada, yasal olarak tanımlanan 3B mülkiyet birimlerinin oluşturulması için hangi bilgilerin toplanması gerektiği, bunların nasıl sağlanacağı, yapılandırılacağı, saklanacağı ve sunulacağı belirlenir. Teknik aşamada ise, 3B mülkiyet birimlerinin geometrik olarak temsil edilmeleri ve bunların mevcut kadastro verileri ile entegrasyonu sağlanmalıdır.Ancak bu üç aşama beraber tamamlandığında 3B kadastro mümkün olacaktır. Yukarıda belirtilen ülkelerin yaptıkları çalışmalar incelendiğinde, üretilen çözümlerin hukuki, kurumsal ve teknik aşamaları bir bütün olarak ele almadıkları bunlardan biri veya ikisi üzerinde çalışmaların odaklandığı ortaya çıkmaktadır. Yasal ve kurumsal yapıda yapılan düzenlemeler ülkenin kendisine özgü olduğundan 3B bir kadastro için genel olarak kabul edilebilecek bir çözüm mevcut değildir. Tablo 2.7’de, bu bölümde 3B bir kadastroya yönelik çalışmaları için incelenen ülkelerdeki kadastronun hukuki/ kurumsal yapısını ve teknik durumunu ortaya koyacak bazı temel veriler sunulmuştur. Karşılaştırma yapma olanağı sağlaması amacıyla tabloya Türkiye de eklenmiştir.