Kıdem Tazminatı Hakkında Bilmemiz Gerekenler

www.hukuksokagi.com ücretsiz aylık yayın organıdır Makaleler Hukuk Haberleri Nisan Ayı Hukuk Etkinlikleri Hukuk Fakültesi Taban Puan Analizi Burcu T...
Author: Osman Özker
3 downloads 0 Views 2MB Size
www.hukuksokagi.com ücretsiz aylık yayın organıdır

Makaleler Hukuk Haberleri Nisan Ayı Hukuk Etkinlikleri

Hukuk Fakültesi Taban Puan Analizi Burcu TUR YÜKSEL

Mart 2013 • Sayı: 2

Avukatlar Haftanız Kutlu Olsun

Kıdem Tazminatı Hakkında Bilmemiz Gerekenler Nevzat ERDAĞ

Avukat Stajyerlerinin Karşılaştıkları Problemler Staj. Av. Bahadırhan TABAK

İÇİNDEKİLER

3 5 6

UYAP sorgu ücretleri kaldırıldı TBB Avukatlar Haftası Etkinlik Takvimi

2B Arazilerinin Satışına Revizyon Anadolu Adalet Sarayı İzlenimleri Stj. Av. Bahadırhan TABAK

7 9

Kıdem Tazminatı Hakkında Bilmemiz Gerekenler Nevzat ERDAĞ

17

3

Haberler

Hukuk Fakültesi Taban Puan Analizi Burcu TUR YÜKSEL

14

HABERLER

4 Sınai Mülkiyet Mevzuatında Değişiklik Önergesi

Hukuk Eğitimi Üç Yıla Mı İniyor?

Avukat Stajyerlerinin Karşılaştıkları Problemler Stj. Av. Bahadırhan TABAK

Nisan Ayı Hukuk Etkinlikleri Takvimi

Hukuk Sokağı | www.hukuksokagi.com İmtiyaz Sahibi: Aydoğan TAN Yayın Kurulu: Aydoğan TAN Görkem TAN Bahadırhan TABAK Tasarım: Aydoğan TAN [email protected]

Haber Hukuk Sokağı

UYAP Sorgu Ücretleri Kaldırıldı Türkiye Barolar Birliği, 1 Mart 2013 günü avukatlara gönderdiği SMS ile, Bakanlık ile yapılan çalışmalar neticesinde UYAP Avukat Portal’da yapılan sorgulamaların ücretsiz hale geldiğini duyurdu. Böylece, uzun zamandan bu yana alınmakta olan UYAP sorgu ücretleri uygulamasına son verilmiş oldu.

2B Arazilerinin Satışına İlişkin Revizyon Getiren Kanun Yürürlükte 15.03.2013 tarih ve 28588 sayılı Resmi Gazete’de 2B olarak bilinen 6444 sayılı kanun yayınlandı. Yayın itibariyle yürürlüğe giren yasalar, pek çok önemli değişiklik getiriyor. Mera Kanunu’nda yapılan değişiklik ile, amaç dışı kullanılması nedeniyle vasıfları bozulan mera, yaylak ve kışlak gibi alanların tekrar eski haline getirilmesi için yapılacak olan masrafların, buna sebebiyet verenlerden tahsil edilmesi öngörülüyor. 6444 sayılı kanun ile geçtiğimiz aylarda yürürlüğe giren ancak satışı yeterli ilgiyi görmeyen 2B arazilerinin satışına ilişkin kolaylıklar geliyor. Orman vasfını yitirmiş arazilerin satışında peşinat şartı kaldırılırken, ödeme koşulları kolaylaştırılarak taksit sayısı arttırıldı.

TBB Android Uygulaması Yayınlandı Türkiye Barolar Birliği daha önce İOS işletim sistemli cihazlar için bir mobil uygulama hazırlamış ve yayınlamıştı. Android versiyonu da çok geçmeden yayınlanan uygulamayı Google Play üzerinden android işletim sistemli mobil cihazlara yüklemek mümkün. Uygulama üzerinden baro kartın ile ilgili işlemleri gerçekleştirmek, vekalet ücreti gibi bir takım hesaplamalar yapmak, seçilen barolar ile ilgili duyuruları takip etmek ve baro levhasından sorgulama yapmak mümkün.

Haber Hukuk Sokağı

Sınai Mülkiyet Mevzuatında Değişiklik Öngören Tasarı Mecliste Marka, patent, endüstriyel tasarım gibi sınai mülkiyet hakları mevcut mevzuatımızda kanun hükmünde kararnameler ile düzenlenmiş durumda. Türk Patent Enstitüsü tarafından ilgili kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik öngören bir çalışma hazırlandı ve TBMM’ye sunuldu. Eğer ilgili çalışma yasalaşırsa hem sınai mülkiyet hakları açısından bir gelişim sağlanmış olacak hem de değişiklik kanunu sayesinde kararnamelerde yer alan yaptırımlar suçta ve cezada kanunilik ilkesine paralel bir şekilde kanun ile güçlendirilmiş olacak. İlgili kanuni düzenleme ile kararnamelerin ülkemizin taraf olduğu uluslararası andlaşmalara uyumlu hale getirilmesi, Türk Patent Enstitüsü’nün kurumsal yapısının güçlendirilmesi, uygulamada ortaya çıkan problemlerin çözümü amaçlanmış. 92 maddeden oluşan Kanun Tasarısı ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında KHK, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında KHK, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında KHK ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK ile 5147 sayılı Entegre Devre Topoğrafyalarının Korunması Hakkında Kanun ve 5000 Sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda değişiklik yapılması öngörülüyor

Hukuk Eğitimi 3 Seneye Mi İniyor? Çalışmaları süren yeni YÖK taslağı ile içinde hukuk fakültesinin de bulunduğu bir takım lisans programlarının sürelerinin değiştirilmesi planlanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın planladığı bu değişiklik gerçekleşirse Hukuk Fakültesi lisans programından dört yerine üç yılda mezun olunabilecek.

Blog Stj. Av. Bahadırhan TABAK

Anadolu Adalet Sarayı İzlenimleri

D

ünya’nın en büyük adliyesi ünvanına sahip olan Anadolu Adalet Sarayı Mimar Haldun Erdoğan’ın 11 ayda hazırladığı bir mimari proje olarak hayata geçirildi, 2006′da yapımına başlanan adliye Ocak 2013′te faaliyete başladı. Anadolu yakasının adliyelerini bir araya getiren Anadolu Adalet Sarayı’nda 326 savcı, 298 mahkeme salonu, 25 icra dairesi yer alırken, 500 ve 180 kişilik 2 tane konferans salonu, 2 bin 400 araçlık otopark, 2 bin kişilik yemekhane, kafeteryalar ve 180 kişilik kreş bulunmakta. Üsküdar, Kadıköy, Ümraniye, Kartal, Pendik, Tuzla, Sultanbeyli adliyelerinin taşındığı Anadolu Adalet Sarayı avrupanın en büyük adalet saray olan Çağlayan Adliyesi’nden daha büyük olan kapasitesi ile dünyanın en büyük adliyesi ünvanına sahip oldu. Kiralık binalarda, çağın gereklerini karşılamayan sağlıksız ortamlarda faaliyet göstermek durumunda kalan adliyelerin daha modern bir binada faaliyet gösterecek olmaları olumlu bir gelişme gibi gözükse de mevzcut durum bir takım olumsuzlukları da beraberinde getirdi. Mimarı yapıda atlanan bir takım mühim ayrıntılar da eklenince Anadolu Adliyesi pek çok haklı eleştrinin odağı oldu. Mimar Haldun Erdoğan, projesini hazırlarken veya proje için hazırlanan yarışmayı kazanmasının ardından adliye çalışanlarından, avukat, hakim, savcı temsilcilerinden oluşturulacak bir komisyona danışsaydı veya en azından Çağlayan Adalet Sarayı’nı inceleyip notlar alsaydı ve projesini bu doğrultuda revize etseydi eminin çok daha kullanışlı ve amaca uygun bir proje ortaya çıkardı. Adalet Sarayına daha ilk gidişte dahi bariz olarak insanı rahatsız eden bir takım ayrıntılar mevcut. Bunların içerisinde kalemler ile mahkeme salonları arasındaki mesafe başı çekiyor olsa gerek. Çağlayan’daki gibi mahkeme salonları arasından kalemlerin olduğu koridora ara

geçişler konabilirdi. Aynı durum savcılık kalemleri ve savcıların odalarının bulunduğu bölüm için de geçerli. Diğer can sıkan ayrıntı ise bloklar arası geçişlerin sadece bir noktadan sağlanabiliyor olması. Her katta diğer bloklara geçmek için bağlantılar olması gerekirdi. Mevcut yapıda örneğin A blok ile B blok arasındaki geçisi ancak zemin kata inerek sağlayabiliyorsunuz. Bu da hem mahkeme ve bürolar arasında büyük bir mesafe kat edilmesini zorunlu kılıyor, hem de gidilecek mahkeme veya kalemin bulunmasını da zorlaştırıyor. Çoğu vatandaşın adliyeye uzun aralıklarla belki de bir kere gideceğini düşünürsek ilk defa geldiği böyle bir yapıda büyük zorluk çekeceğini öngörmek hiç de zor değil; kaldı ki sürekli adliyede çalışmak durumunda olan kişiler için dahi adliyenin yerleşimine alışmak gerçekten çok zor. Diğer dikkatimi çeken nokta ana bloklar olarak adlandırabileceğimiz A blok ile B blok ortasında, asansörlerin bulunduğu kısımda merdiven olmaması. Örneğin 1. katta asansörlerin bulunduğu orta kısımdasınız ­söz gelimi kalemlerin bulunduğu koridordan çıktınız­ ve zemin kata inip adliyeden çıkacaksınız; bu durumda bir kat için asansöre binmeniz gerekiyor; aksi halde blokların uç kısımlarında bulunan merdivene kadar yürüyüp bir alt kata inmeniz ve çıkış için tekrar orta kısma gelmeniz gerekmekte. Vaktinin büyük bir kısmını adliyelerde geçiren hukuk çalışanları için bu ayrıntılar gerçekten önemli; ufak ayrıntılar gibi gözükse de gün içerisinde kişinin çok daha fazla yorulmasına sebep olmakta. Bu konuda Çağlayan Adalet Sarayı’nın çok daha başarılı bir mimari proje olduğunu söylemek mümkün. Esasında durumun böyle olduğunu Anadolu Adalet Sarayı’nın faaliyete başlaması ile daha iyi görmüş olduk. İşin kötü tarafı ise Anadolu Adalet Sarayı açısından bu ayrıntıların artık telafisinin mümkün olmaması.

Blog Burcu TUR YÜKSEL

Hukuk Fakültesi Taban Puan Analizi

H

ukuk, üniversite adayları tarafından en fazla tercih edilen programlar arasında yer alıyor. Türkiye’deki Hukuk fakültelerinin toplam kontenjanının tamamen dolması, bölümün yüksek taban puanlarına sahip olması ve adaylar arasındaki yüksek rekabet, programın popülerliğinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Hukuk programlarını tercih etmek isteyen adayların, doğru bir tercih listesi hazırlamaları ve kendi performanslarını değerlendirmeleri amacıyla Parlakbirgelecek.com, 2008 ile 2012 yılları arasında kontenjan, kontenjan doluluk oranı ve adaylar arasındaki rekabet gibi çeşitli özellikler Hukuk programları için değerlendirdi. Hukuk programlarının toplam kontenjanı, 2008 ile 2012 yılları arasında 5.744’ten 12.095’e yükseldi. Hukuk programlarındaki ortalama yıllık bileşik büyüme oranı %20 oldu. Bu büyüme ise ülke ortalamasının neredeyse iki katına denk geliyor. Hukuk fakültelerinin kontenjanında yüksek bir artış olmasına rağmen ilk yerleştirmelerin ardından kontenjanların tamamen dolduğu gözlemleniyor. 2008 yılında, 34 üniversitenin 59 Hukuk programı 150.000’den fazla tercih alırken, 2012 yılında ise 68 üniversitenin 162 Hukuk programı 306.000’den fazla tercih edildi. Programın kontenjanı ile tercih edilme sayısı karşılaştırıldığında adayların, her bir kontenjan için ortalama 20 adayla rekabet ettiği görülüyor. Hukuk programlarının en düşük başarı sıraları, son 5 yıl içinde 210.000 ile 290.000, en yüksek başarı sıraları ise ilk 30 ile 150 arasında değişti. Programın 2012 yılında, taban puan aralığı 280.894 ile 529.626 arasında oldu. Hukuk programlarının kontenjanları daha

detaylı incelendiğinde %54’lük bir bölümünün devlet üniversitelerinde bulunduğu görülüyor. Kontenjanların çoğunluğu devlet üniversitelerinde bulunmasına rağmen vakıf üniversitelerinin kontenjanı, 2008 yılında, 1.700 civarındayken 2012 yılında 5.500’ü aştı. Devlet üniversitelerinin toplam kontenjanı ise 4.000’e yakınken 6.500’ü geçti. Bu da vakıf üniversitelerinin Hukuk programlarının, devlet üniversitelerinin hukuk programlarından pay aldığını göstermekte. Artan kontenjanın yanında dikkati çeken bir başka nokta ise 5 yıllık dönemin 3’ünde, Hukuk programlarının en yüksek taban puanı vakıf üniversitelerinin tam burslu programları tarafından oluştuğu. 2012 yılında vakıf üniversitelerinin en düşük ve en yüksek taban puan aralığı 280.894 ile 528.784, devlet üniversitelerinin ise 419.471 ile 529.676 arasında olduğu görülüyor. Hukuk programlarında vakıf üniversitelerinin tam burslu programları ile burssuz programları arasında ciddi farklar olduğu göze çarparken tam burslu programların devlet üniversitelerinin programları ile rekabet halinde olduğu görülüyor. 2012 yılında tam burslu programların taban puan aralığı aralığı 408.905 ile 528.784, %75 burslu programların 405.368 ile 442.998, %50 burslu programların 381.529 ile 521.370 ve %25 burslu programların 337.382 ile 421.525 arasında değişti. Vakıf üniversitelerinin burssuz programlarında ise en düşük ve en yüksek taban puanlar 280.894 ile 425.119 arasında değişti. Hukuk programı taban puanları ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve tüm programların listesi için Parlakbirgelecek.com’da hukuk taban puanları analizini okuyabilir; program ve kariyer seçeneklerini tanımak için hukuk kariyeri ve hukuk ana dalı profillerini inceleyebilirsiniz.

Facebook sayfamıza da bekleriz.

Blog Nevzat ERDAĞ

Kıdem Tazminatı Hakkında Bilmemiz Gerekenler

K

ıdem tazminatı, İş Kanununda gösterilen fesih hallerinde, en az bir yıllık çalışması olan işçiye veya işçinin ölümü halinde de işçinin geride kalanlarına işveren tarafından ödenmesi gereken paradır. Kıdem tazminatı müessesesi; İş Kanunu’na işçilerin gelir ve iş güvenliğini sağlayıcı , gereksiz işten çıkarmaların işçiyi olumsuz etkileyecek durumların ortaya çıkmasını önleyici, işverenlerin sıradan ve önemsiz nedenlerle işçi çıkarmalarını frenleyici ve aynı zamanda iş yerinde liyakat la, sadakatle, özveri ve başarı ile çalışarak hizmet etmesi nedeniyle işçiye yıpranması karşılığı bir ödül olması bağlamında getirilmiştir. Bilindiği üzere 10.06.2003 tarih ve 25134 nolu Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanununun 120. maddesi, 1475 sayılı eski İş Kanununu “kıdem tazminatının düzenleyen 14. madde hariç “ yürürlükten kaldırmıştır. Yani, kıdem tazminatı halen eski 1475 Sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesindeki esaslara göre ödenmektedir. Zira, 4857 Sayılı Yeni İş Kanununun Geçici 6. maddesi “ Kıdem tazminatı fonunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri eski İş Kanununun 14. maddesi hükümlerine göre saklıdır.” hükmüne yer vermiştir.

1. KIDEM TAZMİNATININ ÖDENEBİLMESİNİN KOŞULLARI NELERDİR? 1475 sayılı eski İş Kanunu’nun bugün yürürlükte olan 14. maddesine göre, kıdem tazminatına hak kazanma şartları şöyle sıralanabilir: 1­ 4857 Sayılı İş Kanuna tabi bir işçinin bulunması, 2­ İşçinin o işveren emrinde en az bir yıl çalışmış olması, 3­ İş akdinin, İş Kanununda belirtilen biçimde sona ermesi, İşveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunun 25. Maddesinin II numaralı bendinde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenlerle dışında hizmet akdinin feshedilmesi durumunda, İşçi tarafından 4857 Sayılı İş Kanunun 24. maddesinde sayılan nedenlerden dolayı iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda, Muvazzaf askerlik hizmetinin ifası için iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda, İşçinin bağlı bulunduğu kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme alması amacıyla iş

Blog Nevzat ERDAĞ

sözleşmesinin feshedilmesi durumunda, Kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde kendi rızası ile iş akdini sona erdirmesi durumunda, İşçinin ölümü sebebiyle iş sözleşmesinin son bulması durumunda Kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.

İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır. İşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır.

İşyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir 4­ 506 Sayılı Kanunun 60 ıncı esnasındaki işçinin aldığı ücret maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin seviyesiyle sınırlıdır. (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya 12.07.1975 tarihinden evvel işyeri aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine devrolmuş veya herhangi bir suretle el göre yaşlılık aylığı bağlanması için değiştirmişse devir mukavelesinde öngörülen sigortalılık süresini ve prim aksine bir hüküm yoksa işlemiş kıdem ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi tazminatlarından yeni işveren istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle sorumludur. işçi kıdem tazminatı almaya hak kazanır. Bu maddeyi şöyle açabiliriz T.C. Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununa veya yalnız Sosyal Kadın ya da erkek en az 4500 günü Sigortalar Kanununa tabi olarak sadece olanlar, işlerinden ayrılıp evlerinde aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında emekliliği beklemek için SGK’dan yazı geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi alıp işverene vererek aynı gün suretiyle Sosyal Sigortalar Kanununa işyerlerinden kıdem tazminatlarını alıp göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da ayrılabilirler. toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet İster kadın olsun ister erkek en az 15 sürelerinin toplamı üzerinden son kamu yıldan beri sigortalı olması ve en az 3600 kuruluşu işverenince kıdem tazminatı gün sayısını tamamlayanlar, emeklilik ödenir. Bu maddede belirtilen kamu yaşlarını beklemek için SGK’dan yazı alıp kuruluşlarında işçinin hizmet akdinin işverene vererek aynı gün işi bırakıp evvelce bu maddeye göre kıdem işyerinden kıdem tazminatı alarak tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek ayrılabilirler. şekilde sona ermesi suretiyle geçen hizmet süreleri kıdem tazminatının hesabında dikkate alınmaz. ÖNEMLİ NOKTALAR Aynı kıdem süresi için bir defadan fazla

Blog Av. Serhat TUĞRAL

kıdem tazminatı veya ikramiye ödenmez. Kıdem tazminatının hesaplanması, son ücret üzerinden yapılır. Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur.

Kıdem tazminatının hesaplanması son brüt ücret üzerinden yapılır. Kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında, son brüt ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün olup bu son ücrete tekabül eden menfaatler hem ayni hem de nakdi olanları göz önünde bulundurulmalıdır.

Tazmi nata esas ücret, işçinin işten ayrılma tarihi ile hesaplanır. Kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur. Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak davanın sonunda hâkim gecikme süresi için, ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder. İşçinin mevzuattan doğan diğer hakları saklıdır. Kıdem tazminatı ile ilgili 30 günlük süre hizmet akitleri veya toplu iş sözleşmeleri ile işçi lehine değiştirilebilir. İşçinin ölümü halinde yukarıdaki hükümlere göre doğan tazminat tutarı, kanuni mirasçılarına ödenir. Kıdem tazminatından doğan sorumluluğu işveren şahıslara veya sigorta şirketlerine sigorta ettiremez.

Kıdem tazminatına eklenecek tutar hesaplanması için işçinin işten ayrıldığı tarihten geriye doğru bir tam yıl içinde ödenmiş olanları toplanıp 365 güne bölünür ve sonra çıkan rakam 30 ile çarpılarak brüt ücret ilave edilir. Ancak, süreklilik arzetmeyen, cep harçlığı, bayram harçlığı gibi ödemeler kıdem tazminatına yansıtılacak nitelikteki ödemelerden değildir ve hesaplamaya dâhil edilmemelidir.

KIDEM TAZMİNATININ HESAPLANIR?

KIDEM TAZMİNATINDA BRÜT ÜCRETE EKLENECEK ÜCRET EKLERİ NELERDİR? 1­ Sürekli olarak ödenen İkramiyeler, 2­ Sürekli olarak yapılan Yemek yardımı,

3­ Sosyal yardım zammı niteliğinde sürekli yapılan yardımlar.(Yıllık izin harçlığı, konut yardımı, aile yardımı, eğitim yardımı, giyim yardımı, sağlık NASIL yardımı, çocuk zammı, yakacak yardımı, erzak yardımı, Ulaşım yardımı, v.s.)

1475 sayılı İş Kanunu’nun halen 4­ Sürekli olarak verilen primler, yürürlükte olan kıdem tazminatı ile ilgili 14 üncü maddesinde; “…işçinin işe 5­ Kasa tazminatı, başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler içinde aynı oran üzerinden ödeme yapılır.“ hükmü vardır.

Blog Av. Serhat TUĞRAL

KIDEM TAZMİNATINA EDİLMEYECEK ÖDEMELER

Kıdem tazminat DAHİL kesilecektir. ödemesinden gelir vergisi kesilmez.

Askerlik yardımı, Bayram harçlığı, Bir defalık verilen ikramiyeler, Devamlılık göstermeyen primler, Doğal afet yardımı, Doğum yardımı, Evlenme yardımı, Fazla çalışma ücreti, Genel tatil ücreti, Hafta tatil ücreti, Hastalık yardımı İş arama yardımı, İzin harçlığı, jestiyon ödemeleri, Ölüm yardımı, Seyahat primleri, Teşvik ikramiyesi ve primleri, Yıllık izin ücreti, Yolluklar. ÖRNEK KIDEM TAZMİNAT HESABI

KIDEM TAZMİNATINDA YAPILMASI PLANLANAN DEĞİŞİKLİKLER 1475 sayılı iş kanunun 14. Maddesinin değişik son fıkralarında; İşveren sorumluluğu altında ve sadece yaşlılık, emeklilik, malullük, ölüm ve toptan ödeme hallerine mahsus olmak kaydıyla Devlet veya kanunla kurulu kurumlarda veya %50 hisseden fazlası Devlete ait bir bankada veya bir kurumda işveren tarafından kıdem tazminatı ile ilgili bir fon tesis edilir. Fon tesisi ile ilgili hususlar kanunla düzenlenir denmektedir. Bu konuda 9. Kalkınma planı stratejisi içinde yer alan işgücü piyasası reformları olarak kıdem tazminatında değişiklik çalışmaları bulunmakta buna göre;

Bir kıdem tazminatı fonu oluşturulacak. Kıdem tazminatı almayı hak eden bir Fon içinde herkesin kendi hesabı ayrı işçinin 1 yıl 1 ay 1 gün hizmeti ayrı tutulacak. bulunmaktadır. İşçinin kıdem tazminatı Tüm çalışanların kendi şahsı adına açılmış bir hesapta kıdem tazminatı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır birikecek. İşçinin aylık brüt maaşı: 950 TL Günlük ücreti: 950/30= 31,66 TL İşçiye yılda iki aylık brüt maaş tutarında ikramiye verilmektedir: 950 x 2 = 1.900 NE AMAÇLANIYOR? TL Tasarruf oranlarına faydası olması. Günlük ikramiye: 1.900: 365 = 5,20 TL Giydirilmiş günlük ücret: 31,66 + 5,20 = (bireysel emeklilik sistemi üzerinden çalışacak, tasarruf oranlarının 36.86 TL 1 yıl için: 36.86 x 30 gün x 1 yıl = artmasında faydalı olacak) Şirketlerin mali tablolarında reel olarak 1.105,80 TL 1 ay için: 36.86 x 30 gün x 1/12 ay = yer almasını sağlamak. 92,15 TL 1 gün için: 36.86 x 1 gün x 1/365 gün = 3,07’ TL Toplam = 1201,02 TL İşçiye yapılacak 1.201,02 TL kıdem tazminatı ödemesinden sadece 0,006 oranında (7,20 TL) damga vergisi

Bizi Twitter'da da takip edin.

Blog Stj. Av. Bahadırhan TABAK

Avukat Stajyerlerinin Karşılaştıkları Problemler

H

emen hemen her şehirde benzer problemler yaşandığını öngörmekle birlikte yazıda okuyacağınız problemlerin İstanbul Barosu’na kayıtlı stajyerlerin yaşadıkları problemler gözlenerek hazırlandığını bilmenizi isterim. Kendi stajımı da gerçekleştirdiğim İstanbul Barosu özelinde stajyer avukatların sıkıntılarının İstanbul’a paralel olarak hemen hemen her ilde benzer şekilde geliştiğini tahmin ediyorum.

da bir takım problemlere sebep oluyor.

Bildiğiniz üzere avukatlık stajı ilk altı ayı adliyede ikinci altı ayı büroda olmak üzere toplam 12 ay sürüyor. Adliye stajında kanunda öngörülen sırayla çeşitli mahkemelerde staj gerçekleştiriliyor. Adliye stajının stajyer avukatlar için verimli geçtiğini söylemek çok güç. Dört yıllık hukuk fakültesini bitirip stajını başlatan stajyer avukatın mahkeme kaleminde staj yapmak konusundaki isteksizliğine kalemin ve mahkemenin ilgisizliği de eklenince; Her yıl katlanarak artan hukuk fakültesi stajın ilk altı ayı adeta formaliteye sayısı ve bunun doğal sonucu olarak dönüşüyor. çoğalan mezun sayısı malesef kalitesizleşme başta olmak üzere çeşitli Kimi mahkemeler ve kalemler stajyerin sıkıntıları da beraberinde getiriyor. her gün gelmesini beklerken, kimisi Mezunlar avukatlık stajında adeta tercihi stajyere bırakıyor, kimisi de imza hayatın gerçekleri ile soğuk bir duş atıp gidebileceğini söylüyor. Mahkemeler alarak mesleğe ilk adımlarını atıyorlar. arasındaki uygulama farklılıkları ve belli bir disiplinin ve standart uygulamanın Mevcut mevzuata göre avukatlık stajını olmaması stajın ilk altı ayının stajyer başlatmanın herhangi bir sınava tabi açısından verimsiz geçmesine sebep olmaması avukatlık düşünsün, oluyor. düşünmesin hemen her mezunun avukatlık stajını başlatması sonucunu Stajyer avukatların adliyelerde doğuruyor. Önemli bir kısım bir yandan yaşadıkları sıkıntıların bazıları da stajın hakimlik savcılık sınavına hazırlanırken ikinci altı ayında, çalıştığı büronun avukatlık stajını da adliyedeki işlemlerini başlatıyor; diğer önemli bir takip ederken kısım da avukatlık stajında gerçekleşiyor. Bunların karşılaştıkları sıkıntılar başında mahkeme sonrası hakimlik savcılık kalemlerinin stajyer sınavlarına hazırlanırken avukatların yapabileceği buluyor kendisini. işler konusunda mevzuata aykırı tutumları Öyle ya da böyle hemen her geliyor. Ayrıca mevzuatta hukuk fakültesi mezunun herhangi bir yasaklama yolu avukatlık stajından olmamasına rağmen geçiyor. Bu da stajyer stajyer avukatların icra sayısının bir hayli ceza duruşmalarına artmasına, sayının çokluğu alınmaması; stajyer

artmasına, sayının çokluğu

alınmaması;

stajyer

Blog

Stj. Av. Bahadırhan TABAK

da tanınmalı, bu hak zorunlu sigortalılık kapsamında değerlendirilerek gerekli hukuki sorumluluk ilk altı ayda adalet bakanlığı, ikinci 6 ayda ise barolar birliği ve yanında staj yapılan avukata Bürolarda karşılaşılan sıkıntıların başında yükletilmeli, bu hakka riayet etmeyenler da stajyer avukatların ucuz iş gücü hakkında yasal yaptırım uygulanmalı. olarak görülmesi ve sürekli angarya olarak nitelendirilebilecek işlerde Stajın ilk altı ayını kapsayan adliye stajı kullanılması geliyor. Avukatların süresince adalet bakanlığı tarafından uğraşmak istemedikleri icra ve adliye stajyer avukatlara ödenek ayrılmalı, işlerinde stajyerleri kullanmaları; stajın ikinci altı ayında ise yanında staj dilekçe, ihtarname yazımı, dosya yapılan avukat tarafından hakkaniyete bir ödenti sağlanmalı, bu incelemesi, mesleğin incelikleri uygun konularında yeterli tecrübenin ödentinin asgari ücreti Barolar Birliğince edinilememesi de stajyerlerin başlıca belirlenmeli. sıkıntıları arasında yer almakta. Talep eden ve ödeme zorluğu çeken Her avukatın tecrübe etmek durumunda stajyer avukatların avukatlık ruhsatı olduğu stajyerlik süreci; diğer masrafları Avukatlık Kanunu’nun 27. düzenlenen bütçeden mesleklere görece daha ağır ve sıkıntılı maddesinde geçiyor. Öyle ki bu artık normal karşılanmalı. karşılanır, stajyer avukatlığın amacının da esasen bu olduğu anlayışı hakim Stajın ilk altı ayının geçirildiği mahkeme olmuş durumda. Stajyer avukatlığın kalemlerine, bu kalemlerden ve adliye daha mesleğin başında avukat adaylarını stajının seyrinden sorumlu olan hakim­ yönelik bir genelge avukatlıktan soğutmak yerine avukatlık savcılara mesleğini icra etmeye teşvik etmesi için yayınlanmalı, bu genelgede avukatlık yanında staj yapılan avukatların daha stajının adliye stajını içeren ilk altı aylık anlayışlı olması, stajyer avukatlık asgari kısmının işlevi ve içeriği ayrıntıları ile ücret tarifesi belirlenmesi, bürolar için anlatılarak, bu süreç boyunca esas stajyer avukat bulundurma alınması gerekenin stajyerlerin mesleki yükümlülükleri ile ilgili düzenlemeler eğitim ve gelişiminin sağlanması olduğu yapılması şart. belirtilmeli. avukatların dosya inceleme, fotokopi alma gibi bir takım işlemlerinde zorluklar çıkartılması adliyede yaşanan sıkıntıların bazıları.

Bu kapsamda 03.06.2009 tarihinde Stajyer Avukatlar İnsiyatifi tarafından İstanbul Barosu önünde 50 kişilik stajyer avukat grubunun katılımıyla gerçekleştirilen eylemde okunan basın bildirisini, avukat stajyerlerinin sıkıntılarını ve beklentilerini ifade etmesi açısından değerli görüyor ve burada paylaşmak istiyorum.

Bünyelerinde stajını ifa etmekte olan avukat stajyerlerine mesleki gelişim ve eğitimleriyle bağdaşmayan işler yaptırılarak staj döneminin gereğine aykırı davranılması halinde bu uygulamaları yaptırıma tabi kılacak bir disiplin hukuku unsuru oluşturulmalı.

Staj döneminde kullandırılan krediler geri ödemeli olmaktan çıkarılarak burs Gerek yargının diğer eşit unsurları olan olarak kullandırılmalı ve daha önce kredi hâkim­savcı stajyerlerine, gerekse diğer kullanmış olup henüz geri ödememiş avukatların borçları silinmeli. mesleklere mensup stajyerlere tanınan olan sosyal güvenlik hakkı stajyer avukatlara

Etkinlik Takvimi Nisan ayı hukuk etkinlikleri