ihracatimizi ETKiLEYEN idari SORUNLAR (*)

iHRACATIMIZI ETKiLEYEN iDARi SORUNLAR (*) Selahattin ERTÜRK. O ve M Birimi Merkezı Uzmanı İhracatta ulaşım ve ulaşım esaslarının durumları, haberl...
Author: Ediz Büker
2 downloads 0 Views 1MB Size
iHRACATIMIZI ETKiLEYEN iDARi SORUNLAR (*) Selahattin ERTÜRK. O ve M Birimi

Merkezı

Uzmanı

İhracatta ulaşım

ve ulaşım esaslarının durumları, haberleşmenin istenilen dü­ maddelerin dış pazarlarda gereği gibi tanıtılınaması, kalite ve standartların tespit edilmeyişi, ambalaj ve ambalajlama biçimlerinin iyi olmayışı gibi, ulusal ihracatımızı etkileyen başlıca unsurların yanında ve bunlardan da önemli olarak, devletin güttüğü ticari ve mali politikanın dayandığı esaslar ve idari yönden konulan kayıtlamalar da yer almaktadır. zeyde

olmayışı,

İhracatın artması, kolaylıkla yapılabilmesi

için aşağıda özet olarak belirtilen konulara çözümlenmesinde zorunluluk vardır. i -

ve istenilen düzeye ulaşabilmesi öncelikle ele alınıp

ilişkin sorunların

İHRACATA İLİşKİN SORUNLAR

İhracatta Uygulanan Faiz ve Komisyon Hadlerinin Yeniden Düzenlenmesine Duyulan İhtiyaç:

Bugün ihracı öngörülen tarım ürünlerinin ekiminden, ihraç edilecek duruma getirilmesine kadar banka ile üretici ya da ihracatçı arasında kredi konusundaki ilişkiler kesiksİz olarak devam etmektedir. Şöyle ki, sözü edilen maddeler ekilme­ den önce, yetiştirme kredisi alınır, madde ekilip, tohum ya da meyva bağlama durumuna geldikten sonra, emtia avans ı istenir, madde hasat edilip, ihraç edile­ cek duruma geldikten sonra, daha önce açılmış olan emtia avansı kapatılır ve onun yerine geçerli olmak üzere vesaik karşılığı kredi müessesesi işlemeye baş­ lar. Alınan bu kredilerin faiz ortalaması, her biri için maddenin gerçek değeri üzerinde % 9 dur. Bunlardan ayrı olarak, % OS - % 1 komisyon, % OS ekspertiz, muamele gideri ve ardiye ücreti de ödenmektedir. Maddenin ötürü : (*)

Bu

yazı,

ihracına

kasım

aracılık

yapan bankalar,

1967 tarihinde derlenen bilgilere

yaptıkları

dayanılarak

bu hizmetlerinden

yazılmıştır.

129

Maddenİn satış faturasının FOB değeri üzerinden % 1 -2 komisyon, Tahsil ve tediyeden ötürü » » » % 05 - % 1 » Her türlü haberleşmeden ötürü FOB değeri» % 2 posta gideri, Yapılan işlemlerden ötürü »»» % 4 muamele vergisİ,

tahakkuk

ettirirleı.

Böylece, bir banka ödedikleri para, ihracı kabilmektedir.

aracılığı yapılan

Güdülen ticari politika,

ile yapılan ihracatta, ya da üretİcile~İn bankalara maddenin asıl değerinin % 35 - % 40 ına kadar çı­

ihracatın

bir banka aracılığı ile yapılmasını öngör­ her ne şekilde olursa olsun, ihraç edi­ bankaya ödenmesi gerekmektedir.

düğünden, yukarıda tanımlanan alıntıların

len her parti madde için, hizmet

Bu durum, ihraç maddelerimizi~ dış ülkelerde rekabetini önlemekte ve ihra­ konusu yapacak kişilerin bu isteklerini baltalamaktadıL

catı uğraşı

Bazı ülkelerde, özellikle ihraç maddelerimize rakip olan ülkelerde, bu kadar yüksek faiz hadlerine ve hizmet alıntılarına tesadüf edilmemektedir. Örneğin, Yunanistan, İsrail, İtalya, İspanya ve hatta İngiltere'de bile bu gibi hizmetlerden ötürü alınan komisyon ve diğer giderkr ottalaması % 5 i geçmemektedir. İhraç maddeleri için şu ya da bu nedenle açılan kredilerin faizleri de bize göre düşük bir oranda bulunmaktadır. Öte yaııdan, ülkem izden yapılan konsinyasyon ve müş­ terek hesap suretiyle ihracatta, Merkez Bankası sadece % 5,5 faiz ve komisyon almaktadır. Demek ki, eğer istenirse, diğer yetkili bankalar da, az bir faiz ve hiz­ met karşı1ığıyla maddelerin ihracına al--acılık edebilirlee.

İhraç

maddelerinin maliyetini yükselten, dış pazarlarda rekabet etme ola­ önleyen ve ihracatla uğraşmuk isteyenleri engelleyen faiz, komisyon ve her türlü banka alıntılarını, günün gereklerine uygun bir düzeye indirmede zo­ runluluk vardır. naklarını

İhracatta

Güdülen Madde Politikasının Yeniden Tespitine Duyulan İhtiyaç

Ülkemizden yabancı ülkelere yapılan ticari anlamdaki ihracata ilişkin işlem ve eylemlerin esasını teşkil eden «İhracat Rejimi Kararı» ile ona dayanılarak çı­ kartılan ve Ticaret Bakanlığınca yayınlanr.n «Yönetmelik» te güdüJen madde po­ litikasının, yeniden düzenlenmesinde, ihracatın gelişmesi bakımından zorunluluk vardır.

Adı geçen yönetmelikte saptanmış olan maddeler ve maddelerin ihraç biçim­ leri, günümüzün ticaret anlayışı ile çelişik bulunmakta ve varılması istenen plan hedeflerine karşıt düşmektedir. Yönetmeliğin 14. maddesinin (a) bendine göre, - ihracının yapılması isteni­ len ve sadece bilgi için tescil işlemine bağlı bulunan, yönetmeliğe ekli listedeki ihraç maddeleri - dünya pazarlarında tutulan ve döviz getiren klasik ihraç mad­ delerimizin başlıcalarını teşkil etmektedir. Bu liste kapsamında bulunan madde­ lerin ihraçları sırasında fiyat kontrollerinin yapılmaması, kötü niyetli kişilerin maddelerin asıl değerlerini yurda döviz olarak getirmemelerine sebep teşkil ede­ bilir.

130

Aynı yönetmeliğe ekli liste II'de gösterilen ve konsinyasyon ya da nıüşterek hesap suretiyle yapılacak ihracata ilişkin maddeler bugün, dış ülkelerde ve özel­ likle Avrupa ülkelerinde aranan ve kolaylıkla alıcı bulan maddeleri kapsamakta­ dır. Sözü edilen listede gösterilen maddelerin konsinyasyon ya da müşterek hesap yolu ile ihracı, 1955 -1960 yılları arasmdaki devrelerde belki geçerli olabilir ve öl­ çülü bir davranış olarak görü]ebilirdi. Çünkü, o tarihlerde, bu gibi ihraç madde­ lerinin nitelikleri Avrupa alıcıları tarafından hemen hemen bilinmiyordu ve ül­ kemizden bu gibi maddelerin ihracatına da henüz yeni başlanmıştı. Halbuki bu­ gün bütün şartlar değişmiş, alıcı firmalar maddelerimizi tanımışlar, ihracatçı ları­ mızla devamlı ilişkiler kurmuşlardır. Ayrıca, tüketici durumda olan halk, madde­ lerimizin tüm niteliklerini tanımış ve söz konusu maddelerimizi arar duruma gel­ mişlerdir.

Bunlardan yaş meyvalar, yaş sebze ve konserveler, narenciyeler kat'i satış yolu ile ve henüz bağ ve bahçede iken satış bağlantıları yapılmakta ya da alivre yolu ile hemen satılmaktadır. Durum bu iken, adı geçen maddelerin, halen kon­ sinyasyon listelerinde gösterilmesi yadırganacak bir husustur. Bugün konsinyasyon ya da müşterek hesap suretiyle yapılan ihracat, genel hemen hemen 0,'025 ine ulaşmakta, buna karşılık yurda bu yolda yapı­ lan satışlar sonucu giren dövİz, genel ihracatın % 5 ine ancak varmaktadır. Bu da gösteriyor ki, konsinyasyon ve müşterek hesap suretiyle yapılan satışlarda elde edilen dövizler maalesef maddelerin asıl değerini gerektiği gibi yansıtmamaktadır. ihracatın

Yukarıdan bu yana belirtilen uygulamanın değiştirilmesi ya da önlenmesi, yurda bugün tüm ihracattan ötürü giren dövizlerin % 15 - O,lı 20 oranında artması demek olacaktır.

Bu durum da açıkça göstermektedir ki, ihracat rejimi ve ona ilişkin yönet· melik düzenlenirken buradaki listelerin kapsamına alınacak maddelerin satış bi­ çiminin saptanmasında çok dikkatli olmak gerekmektedir. Aksi halde ve bugünkü uygulama devam ettiği sürece, ihraç edilecek maddelerin hakiki değerleri hiç bir zaman tam olarak ülkeye girmeyecektir. Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 17 Sayılı Karar ve Ona İlişkin Teb­ liğin İhracatı Düzenleyen Kısmının Yeniden Düzenlenmesine Duyulan İhtiyaç 1962 yılında yayınlanan Türk Parasının Kıymetini Koruma 17 Sayılı Karar ve ona ilişkin tebliğ, çok yönlü amaçlarla çıkarılmış olup, daha çok, devletin ekonomik ve mali politikasının gereklerine göre düzen­

Maliye

Bakanlığınca

Hakkındaki

lenmiş bulunmaktadır.

Bu tebliğ, zaman zaman değiştirilmekle birlikte, bu değişiklikler, hiç bir za­ man temele dayanmamış ve daha çok şekıı düzeyde kalmıştır. Söz konusu tebliğ, ülkemizden yapılacak her türlü ihracatın dış ticaret rejimi esasına göre yapıla­ cağını, bunun karşılığında elde edilecek dövizlerin Maliye Bakanlığınca saptana­ cak esas ve usullere göre ülkeye getirileceğini göstermektedir. Genelolarak bir parti ma1ın ihracında bu karara ilişkin zenlenmesi öngörülen belgelerin dökümü aşağıya çıkarılmıştır.

tebliğ uyarınca

dü·

131

-

4 nüsha, beyanname - taahhütname, her biri 5 TL. damga pulu ile onaylı), 4 nüsha, çıkış gümrüklerine verilen acenta mektubu, (her biri 25 kuruşluk damga pulu ile onaylı), 4 nüsha, yetki bankaların Merkez Bankası şubelerine hitap eden mektu­ bu, her biri 25 kuruşluk damga pulu ile onaylı), 1 nüsha, muvakkat kabul yoluyla yapılan ithalata ilişkin taahhütname, (maddenin POB değeri üzerinden % 4 damga pulu ile onaylı), 3 nüsha, Merkez Bankası şubelerince gümrüklere hitaben ve ihracatçılara verilen taahhüt mektubu, 3 nüsha, karayolu ile ve acentasız vapurlar ile yapılacak ihracat için güm­ rüklere verilen - K başlıklı mektup, 2 nüsha, bankalarca düzenlenip kambiyo müdür!üklerine hitap eden ga­ ranti mektubu, 3 nüsha, ihracatçı tarafından düzenlenip kambiyo müdür!üklerine verilen taahhütname.

(Bankalarca düzenlenen ve ilgililer ile resmi yerlere verilen taahhütname ve garanti mektuplarından alınan ücretlerin ne olduğu, bankalarca gizli tutulduğun­ dan öğrenilememiştir.) Bugün ihracat işlemlerinde uygulanan formalitelerin hemen hemen yarısı, geçen tebliğ hükümlerinin uygulanmasından ileri gelmektedir. Bu durum, ih· racatçıları her türlü tahminlerin üstünde uğraştırmakta formalitelerden ötürü alınan alıntılar, ihraç maddelerinin maliyetini çok yükseltmekte ve dış pazarlarda maddelerin rekabet etme imkanlarını ortadan kaldırmaktadır. adı

Bir parti malın ihracında, söz konusu formalitelerin tamamlanması için ih· günlerce hatta haftalarca uğraştıkları olmaktadır. Bu konuda harca­ nan harçlar, noter onay ücretleri ve banka alıntıları her türlü tahminin üstünde. dir. Ne var ki, tebliğ hükümlerinin uygulanması ne ihraç maddelerinin asıl de­ ğerlerinin ülkeye getirilmesini ve ne de getirilmeyen dövizlerden ötürü ilgililerin sorumlu tutulabilmesini sağlamıştır. Aksine, tebliğ hükümleri gereğince uygula­ nan formaliteler, ulusal ihracatın gelişmesine adeta ayak bağı olmuştur. Şayet, ihraç edilen maddelerin tam dövizi, belirtilen süre içinde şu ya da bu nedenle ül­ keye getirilmezse, kambiyo makamları kovuşturmaya başlayacak ve bu kovuştur­ ma aylar hatta yıllar sürecek ve fakat sonunda döviz gelse de gelmese de ihra­ catçı aynı tebliğ hükümleri uyarınca takipsizliğe uğrayacaktır. racatçıların

İhracata İnşldn işlemlerde Kambiyo Makamlannın Kovuştunna Yapmaları

Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 17 Sayılı Karara İlişkin İhra­ cat Tebliği» nin 44 üncü maddesi gereğince, ihracat hesaplarını süresi içinde ka­ patmayan ihracatçılar, yetkili bankalar tarafından ilgili Merkez Bankası şubeleri­ ne bildirilmekte ve Merkez Bankası şubeleri tarafından durumlarını düzeltmeleri için ihracatçılara ihtamame gönderilerek 15 günlük bir süre verilmektedir. Bu sü­ re içinde durumlarını düzeltmeyen ihracatçılar, kambiyo mercilerine ihbar edilmek­ tedir. Bu ihbar üzerine kambiyo mercileri harekete geçmekte ve kovuşturma yapıl­ ması için ilgililerin dosyalarını kaza mercilerine intikal ettirmektedir.

132

Kaza mercileri, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlara dayanarak işlem yapmakta ve bu gibi dosyaların pek çoğu hakkında takipsizlik karan vennekte­ dirier. Örneğin 1966 yılının ilk altı ayında Ege bölgesinde sekiz bine ulaşan ihra­ cat işlemi yapılmıştır. 120 ihracatçı geçerli sebep göstererek, dövizleri süresi için­ de ülkeye getirmemiş, 47 ihracatçıya Merkez Bankası tarafından hesaplannı ka­ patmaları için ihtarname gönderilmiştir. İhtarname gönderilen ihracatçılardan 27 si süresi içinde hesaplarını kapatmışlar, öbür 20 ihracatçı hakkında da kovuşturma ,vapılmak üzere dosyaları kaza mercilerine intikal ettirilmiştir. Fakat bu davaların hemen hepsi, delil yetersizliği ve bilirkişi raporlarının lehte olması nedeniyle ta­ kipsizlik kararı ile neticelenmiştir. Bu da gösteriyor ki, ihracata ilişkin kambiyo işlemleri ülkemizde gereği gibi Kambiyo kontrolörleri, kambiyo mercileri, bilirkişiler ve kaza mercilerinin uğraşıları hep fuzuli olmakta ve istenilen amaca yöneltilememekte­ dir. Buna karşılık ihracatçılar, bütün bu uğraşılardan ötürü gereksiz emek ve za­ man harcanmakta ve maddi zarara uğramaktadırlar. işlememektedir.

Bütün bunlar sonunda ya ihracat dövizlerinin ülkeye geldiği anlaşılmakta, ya da gelmemesinin nedenleri kaza mercilerince haklı görülerek işlem takipsiz­ likle son bulmaktadır. Ama ne var ki, böyle durumlarla karşı karşıya kalan dürüst bundan böyle ihracat yapmaktan kaçınmaktadırlar.

ihracatçılar

da

1567 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki Kanun ve buna göre alınan Bakanlar Kurulu Kararı ile ona ilişkin Maliye Bakanlığı Tebliğinin ihracata ilişkin kısmının tüm hükümleri, ulusal ihracatın maliyetini artırıcı, ih­ racatçılar için zaman ve emek kaybettirici nitelikte olduğu gibi Maliye Bakanlı­ ğının çeşitli kuruluşları ile binlerce elemanı ve kaza mercilerini fuzulen uğraş tır­ makta ve devletin milyonlarla ifade edilen para, emek ve zaman kaybına sebep olmaktadır. Adı geçen kanun, karar ve tebliğlerin hükümlerini günün gereklerine göre değiştirmekte zorunluluk vardır. İhracatta Fiyat Tespiti ve Fiyat Kontrolünde Görülen Dağınıklık

Halen ihracatta fiyat tespiti ve kontrolü görevi, Ticaret Bakanlığının Kuru­ Kanununun kendisine verdiği, - ticari faaliyetleri yürütme - ana görevine da­ yanılarak İhracatçı Birlikleri, 5590 Sayılı Kanunla Ticaret ve Sanayi Odalan ve Borsalarına verilmiştir. Ayrıca, 5383 Sayılı Gümrük Kanunu ve ona dayanılarak yayınlanan Yönetmelik gereğince tescile bağlı olmayan maddelerin fiyat kontrol görevi de çıkış gümrüklerine aİt bulunmaktadır. luş

Bu dağınık durum ve özellikle bu yetkinin, özel teşebbüs yönü ağır basan kurumlara verilmiş olması iç ve dış piyasalarda uygun ve ölçülü bir fiyat tespit ve tesciline imkan vermemektedir. Bunun sonucu olarak da, maddeler çok düşük fiyatla ihraç edilmekte fakat gene de karşılığı döviz olarak ülkeye getirilememek­ tedir. Özel anlaşmalarla aradaki fark kişiler adına ülke dışında ve yabancı ban­ kalarda kalmaktadır. Yukarıda

ve denetleyen

belirtilen tescil mercileri, yani ihraç maddelerinin fiyatlarını tespit kişiler, bu mercilere kayıtlı üyeler arasından seçilen Yönetim Ku­

133

ruHarıdır.

Maddesini ihraç etmek isteyen bir Yönetim Kurulu üyesi ya da bu ku­

ıuk yakın çevreler, ihraç edilecek maddenin fiyatlarının, ülke çıkarından çok ki· şi:->el çıkarına uygun olmasını sağlamak için, kurul toplantılarından önce geniş

bir kulis çalışması göstermekte ve bu çalışma sonunda ihraç edeceği maddelerin kendi arzularına uygun bir biçimde tespit ve tescil ettirmektedirler.

iiyatını

'Bunun ötesinde, kurul üyeleri arasında olması çok muhtemel hizip çatışma­ ötürü, maddenin fiyatı, kuvvetli bulunan hizbin görüş ve isteğine uygun bir şekilde tespit edilmektedir. Durumu denetleyecek başka biI' nıerci ya da üst makam bulunmadığından, tescil mercilerinin bu şekilde tespit ve tescil ettik· leri fiyatlar, ihraç edilen maddenin asıl fiyatı olmaktadır. larından

Bugünkü fiyat tespit sisteminin uygulandığı ve bunun doğal bir sonucu olan Nylon satış faturası düzenlenmesi devam ettiği sürece, ihracat mekanizmasında ne kadar kontrol yapılırsa yapılsın, ne denli tedbirler alınırsa alınsın, ihraç mad­ delerinin gerçek değerlerine tekabül edecek dövizler hiç bir zaman tam olarak ülkeye getirilmeyecek ve fiyat tespitleri gerçek olmayacaktır. Tescil mercilerinden ayrı olarak 5383 Sayılı Kanun ve ona dayanılarak dü­ zenlenen Gümrük Yönetmeliği uyarınca da ihraç maddelerinin fiyat kontrolü ya­ pılmaktadır. Çıkış gümrük müdürlüklerince yapılan bu kontroller, tescil merci· leri dışında tekrar bir işlem niteliği taşımaktadır ve etkili olmamaktadır. Çünkü, adı geçen kontrol için gerekli veriler Odalar Birliğince onaylanmış olan borsa fi­ yat listelerinden alınmaktadır. Bu bilgilerin zamanında alınmayışı, bu kontrolü de etkisiz bırakmaktadır. Esasen gümrük personeli, madde bilgisinden yoksun olduklarından, tescil mercilerince tespit edilmiş fiyatı, tekrar onaylamaktan baş­ ka bir işlem yapmamaktadırlar. Yukarıdan beri açıklanan durum karşısında, ihracatta fiyat kontrolünün ve fiyat tespitinin devletçe ele alınarak daha makul, daha ciddi ve daha resmi bir işlem haline sokulması gerekmektedir. Fiyat tespit işinin yarı resmi kuruluşların da temsil edildiği bir kamu kurumu tarafından yapılıp, merkezi hükümet kuru­ luşlarınca denetUmesi, bu konudaki kötü tutum ve uygulamayı kısmen olsun ön­ leyecektir.

Bunun için ihraç edilecek maddelerin ihraç fiyatlarının tespitinin, Bölge Ti­ caret Müdürlüklerinin koordinatörlüğünde Ticaret ve Sanayi Odaları ile Ticaret Borsalarının ve İhracatçı Birlik ve Derneklerinin üyelerinden oluşacak ve Bölge Ticaret ,Müdürlüklerinin başkanlığında çalışacak fiyat tespit kurullarınca yapıl­ ması, ulusal ihracatın gelişmesi için gerekli görülmektedir. Ayrıca, fiyat kontro­ lÜne bağlı ihraç maddelerinin satış fiyatlarının, borsalarda kayıtlı maddeler için, maddenin tescil işleminin yapıldığı gündeki borsa fiyatı üzerine, madde için ya­ pılacak FOB giderlerle, ölçülü bir kar yüzdesinin eklenmesi suretiyle tespit edil­ mesi, özel anlaşmalarla aradaki döviz farkının kişiler adına ülke dışında ve ya­ bancı bankalarda kalmasını da bir nebze olsun önleyecektir. Böylece, bir kısım ihracatçıyı spekülasyona sevk eden, bir kısmını da zarara uğratan bugünkü kötü uygulama sona ermiş olacaktır.

Tescil

Mercıleri

ve

Çalışma Şekillerinin

Yeniden Düzenlenmesine Duyulan

İhtiyaç

3018 Sayılı Kanunun 7 nci maddesine dayanılarak ve Bakanlar Kurulunun

134

buna ilişkin kararları uyarınca kurulmuş olan İhracatçı Birliklerinin ortak amaç ve hedefleri; uğraşı konularına giren maddelerin cins, nevi ve miktar bakımıarın­ dan üretimlerini artırıcı tedbirleri almak, ihracat usUl ve metotlarını geliştirme çalışmaları yapmak, fiyat hareketlerini denetlemek ve düzenlemek, iç ve dış pa­ zarlarda maddelerin alım ve satımlarındaki ticari usul ve uluslararası teamüHeri de göz önünde tutarak yararlı görülecek tedbirleri almak, tüketici ülkelerin istek eğilimlerine uygun nitelikte maddeler hazırlamak, ulusal ve uluslararası pazarları ayrı ayrı ve zamanında izleyerek fiyat ve ekonomik durumlara ilişkin en doğru bilgileri derlemek, buna ilişkin fiyat hareketlerini ilgililere ve kamu oyuna sun­ mak, üretici ve ihracatçılar için araştırmalar yapmak ve bu araştırma sonuçlarını yararlı raporlar haline getirerek yayınlamak, Ticaret Bakanlığı ve hükumetin is­ teyeceği ticari ve ekonomik bilgileri derlemek, Ticaret Bakanlığının denetiminde bazı ihraç işlemlerini yürütmek, bu işlemleri onaylamak, onaylanmayan işlemle­ re ilişkin maddelerin ihracını önlemektir. Gene! olarak tescil mercilerinin ve özellikle ihracatçı birliklerinin görev ve ku­ genel hatları ile belirtilen biçimde olması gerekmek­ tedir. Ancak, bugünkü çalışmaları bakımlIldan, özellikle ihracatçı birlikleri, kuru­ luş statülerinde belirtilen görevlerin dışında kalmışlardır. ruluş amaçlarının, yukarıda

Bu durumlarıyla, ihracatçı birlikleri ne üyelerine ne de ulusal ihracatımıza istenilen biçimde yararlı olabilmektedirler. İhracatçı birlikleri, Ticaret Bakanlığı­ nın yetkileri ile tescilli maddelerin tescil işlemlerini yerine getiren, bir sürü is­ tatistik bilgi derleyen, derledikleri bu bilgileri de niçin derlediklerini bilmeyen, bu arada fiyatları kontrola bağlı ihraç maddelerinin fiyat kontrolunu yapan, an­ lamsız kuruluşlar haline gelmişlerdir. En önemli görevlerinden birisi olması la­ zım gelen, ihraç maddelerinin fiyat kontrol işlemlerinde de başarılı olamamışlar. dır.

Uygulanmakta olan fiyat kontrolu bir sürü formalitelerin yerine getirilmesi basit bir işlem niteliğini taşımaktadır. Aslında fiyat kontrolunun ulu­ sal ihracatın gerçek değerinin ülkeye girmesini sağlayan bir kontrol mekanizması olması lazım gelir. Halbuki, ihracatçı birliklerinin uygulaması, bu mekanİzmayı tam tersine çalıştırmak ta ve gerçek ihraç değerinin ülkeye girmesini engelleyen bir paravana niteliği taşımaktadır. ıçın yapılan

İhracatçılann Tescil Mercilerine Üye Olma Zorunlulu~ ve Üyelerden Alınan Çeşitli

Aidat

İhracat ruhsatnamesi almış olan bir kişi ya da firma ihraç edeceği madde­ lerin nev'ine göre kurulmuş ve o maddeler ile uğraşan birlik ve derneklere ya da ticaret odalarına kaydedilerek, o kurumun üyesi olur. Örneğin, bu kişinin ya da firmanın, kuru üzüm ihracatı yapacak ise, kuru meyvacılar birliğine üye olması gibi. Bunun için de ilk girişte birden ve peşin olarak 2000 TL. duhuliye ödemek zon~njuluğundadır.

Bunun ötesinde ve ayrı olarak da, gene üyesi olduğu ilgili ticaret odasına da, daha önce saptanmış olan ve derecesine göre değişen yıllık ve maktu bİr aidat ödemek zorundadır. Örneğimizdeki kuru üzümü uğraşı konusu alan ihra­

135

catçı, ticaret odasındaki derecesi birinci sınıf ise 175 sı, üçüncü sınıf ise 100 TL. sı yıllık maktu aidat miktarları ihraç edilecek maddelerin cinsine ve tescil larına göre değişmektedir.

TL.

TL. sı, ikinci sınıf ise 125 ödeyecektir. Bu gibi alıntı mercilerinin bütçe durum­

Bütün bu alıntılardan başka Birlik, Oda ve Dernekler, ihraç edilecek her parti maddeden ve satış faturasının FOB değeri üzerinden ayrıca nispi aidat ta­ hakkuk ettirirler. Bu aidat, ihraç edilecek maddenin cins ve nev'ine göre ve tes­ cil mercilerinin uğraşı konularına göre, (% 01 - % 02) ve hatta (% 1) olabilmek~ tedir. Bu nispi aidat oranı, Birlik, Oda ve Derneklerin yıllık bütçelerindeki masraf göre, yetkili yönetim kurullarınca saptanmakta ve genellikle, Tica­ ret Bakanlığınca da onaylanmaktadır. durumlarına

Aşağıda çıkarılmış

tu

aidatın

bir

olan tabloda, tescil mercilerince

alınan

duhuliye ve mak­

kısmı gösterilmiştir.

Maktu Aidat Kuru meyva Pamuk Huhuhat Zeytinyağı

Palamut Canlı hayvan

Duhuliye 2000 TL. 500 TL. 200 TL. 200 TL. 200 TL. 250 TL.

1.

175 300 100 100 175 100

TL. TL. TL. TL. TL. TL.

2. Sınıf

3.

125 250 75 75 125 75

100 200 50 50 75 50

TL. TL. TL. TL. TL. TL.

TL. TL. TL. TL. TL. TL.

Bugünkü çalışmaları ile ulusal ihracata hiç bir katkıda bulunmayan, buna üyelerinden aldıkları duhuliye, yıllık ve nispi aidatlarla yaşama gücü bu­ lan ve bu imkanlarla belirli çevrelere yararlı olan bu kuruluşları etkili bir çalış­ ma düzeyine ulaştırmakta zorunluluk vardır. karşılık

İhracatçılardan sağlanan alıntılarla ortalama olarak yılda 50 milyonluk bir bütçeye sahip olan ve muhtelif yerlerde bulunan ihracatçı birlikleri tıpkı ihracat­ ta formaliteleri artıran, ihraç maddelerinin maliyetini yükselten ve ihracatçıların çalışmalarını frenleyen İhracatı Geliştirme Etüt Merkezi gibi, ulusal ihracatın ba­ şına birer gaile olmuşlardır. İhracatçı birliklerinin geleceklerini kesin olarak bir karara bağlamak için ay­ rıntılı

bir araştırma yapılmalı, ulusal ihracatı, formaliteleri ve maliyeti yönden etkileyen bu kuruluşlar için gerekli tedbirler derhal alınmalı ve ları bir gaile olmaktan kurtarılmalıdır.

artırıcı varlık­

ihracat Rejimi Karan ile Ona İHşkln Olarak Çıkanlan Yönetmelilln Her Yıl De~ştirilmesi Gereksizdir İhracatçıların uymak zorunda oldukları Dış Ticaret Rejimi Kararı ile ona dayanılarak çıkarılan

136

ve Ticaret

Bakanlığınca yayınlanan

Yönetmelik, 1966

yılına

kadar sadece iki defa ocak ve temmuz aylarında ren yılda bir defa çıkarılmaya başlanmıştır.

çıkarılır

iken, bu tarihten itiba­

Ülkemizdeki ihracatçılar genelolarak çok büyük kapitallerle madde alıp ih­ racat yapan kişiler değildir. Bunlardan bir kısmı, yabancı sermayedarların ülke­ deki komisyoncuları gibi çalışırken, bir kısmı ufak sermayelerinin yanısıra üreti­ ciye borçlanarak mal mübayaa etmekte ve mübayaa ettikleri malları çoğunlukla aynı mevsim içinde ihraç etmek zorunda kalmaktadır. Bundan başka, birçok maddelerin ihracatçıları modern depolama tesislerine sahip kooperatifler ya da başka ortaklıklar halinde bir araya gelmediklerinden, gerek sermaye gerekse koruma olanaklarından yoksun bulunmaktadırlar. Bu ne­ denle, ticaret rejiminde ve ona ilişkin yönetmelikte yapılan ve önemsiz gibi" gö­ rülen bazı değişiklikler, zaman içinde tedbir alınmazsa, ihracatçıları zor duruma düşürebilmektedir. Bundan ötürü, ihracatçılar yeni rejim kararlarını sürekli ola­ rak izlemekte ve bunun sonucu olarak da ya o yıl ihracat yapamamakta ya da ol­ dukça önemli riskleri göze alarak ihracat yapabilmektedir. Buna göre, ticaret re­ jiminde kararlılık ihracatçılar tarafından her zaman istenilen bir husustur. Esasen ihracat rejimi kararı ile ona ilişkin yönetmelik, her defasında hemen hemen benzer hükümleri kapsamakta, değişiklikler, çoğunlukla, rejim listelerin­ den bazı maddelerin çıkartılıp, yenilerin eklenmesine ya da maddelerin ihraç sü­ relerine ilişkin olmaktadır. Bu hususta bir fikir vermek üzere, aşağıda 1966 - 1967 rejim kararı ve onlara ekli yönetmeliklerin farklı yönleri

yıllarında çıkarılan

iki

belirtilmiştir.

1966 -1967 yılı İhracat Yönetmeliğinde yer almış bulunan alivre· satışların ih­ raç sürelerine ilişkin 25 inci maddesinde, tescil mercilerine; pamuk, küspe, incir ez­ mesi, çekirdeksiz üzümün ihraç sürelerini geçerli nedenlerle 30 güne kadar uzat­ ma yetkisi verilmiştir. Son Yönetmeliğin 30 uncu maddesinde ise konsinyasyon satışlarda 30 gün olan lisans süresi, yaş meyva ve sebzeler için 40 güne çıkarıl­ mıştır. Gene aynı yönetmelikte, anlaşmah ülkelere ihracat satışlarının başlanma­ sını düzenleyen ve formüle eden 36 ıncı maddedeki hükümlerden, tütün ve Ticaret Bakanlığınca lüzumlu görülecek diğer maddeler hariç tutulmuştur. 37 inci mad­ de ile satış miktarının tespitine ilişkin, birden çok tescil merciine üye olan bir ihracatçıya, ancak bir tescil merciinden hisse verilir hükmü kaldırılmıştır. Aynı bölümde, canh hayvan ihracına tanınan 45 günlük süre son yönetmelikte 60 güne çıkarılmıştır.

Yönetmeliğin ekli 1/A listesinde mevcut olan yapağı, küçük baş hayvan de­ rileri zeytinyağı, sünger, kuşyemi, fiğ, meyankökü ve balı ve ceviz son yönetme­ lik listesinden çıkarılmıştır.

I/B listesine de ceviz tomruğu, ceviz aksarnı, küçük baş hayvan derileri, zey­ buna karşılık aynı listeden canlı hayvan ile Antep fıstığı çıkar­

tinyağı eklenmiş, tılmıştır.

Yukarıdaki durum da göstermektedir ki, rejim kararları ve onlara ekli yö­ netmeliklerin biribirinden pek farklı tarafları bulunmamaktadır. Bu farklar da yeniden karar almağı ve ihtisas komisyonlarının kurulmasını gerektirecek ve ih­ racatçı çevrelerini aylarca tedirgin edecek kadar önemli ve büyük değişiklikleri

kapsamamaktadır.

137

Ihracat reiimi ve ona ilişkin yönetmeliğin her yı1 yeniden ele alınıp, düzen­ lenmesi ve kamuoyuna duyurulması, bu arada geçen süre içinde ihracatçılara ve ihracat işlemlerinin tümüne frenleyici bir etki yapmaktadır. Ayrıca, Bakanlar Ku­ rulu'nu, Kurulun Özel Komisynunu ve alt komiteyi de meşgul etmektedir. Gene aynı çalışmalar Ticaret Bakanlığının ilgili dairesini V(~ personelini boş yere uğraştırmaktadır. İhracatçılar, bu iş için düzenlenen komisyon toplantılarına katılmak ve alınacak yeni karara bir katkıda bulunabilmek için haftahu boyunca iş yerlerinden uzaklaşmak zorunda kalmaktadırlar. Sözü edilen toplantılarda har­ canan kırtasiye, emek ve ödenen toplantı ücretleri de hep fuzuli olmaktadır. Bütün bu nedenlerle, her yıl yeni rejim kararı ve yönetmelik hazırlayıp, ya­ son verilmesi yerinde bir hareket olacaktır. Rejim kararını ye­ ter genişlikte ve elastikiyette hükümleri kapsayacak şekilde bir defa düzenlemek ve sürekli olarak yürürlükte tutmak, birçok spekülasyon olaylarını da önleyecek­ tir. yınlamak işlemine

İhracat Yönetmeliğinin

sürekli olarak yürürlükte

de aynı esaslar çerçevesinde ve bir kere düzenlenip, için sayısız yararları olacaktır.

kalmasının ihracatçılar

Değişiklikleri gerektiren bir durum olursa, ya da listelere yeni madde eklen­ mesi ve çıkarılması gerekirse, bu durumun, Ticaret Bakanlığınca uygun görülecek bir tarihte ve bir bildiri şeklinde kamuoyuna duyurulması, sorunun çözümlen­ mesine yeter bir çare olabilecektir.

I\livre Satışlara Esas Olan Maddenin Rekolte Yetersizlik

Durumlannın

Tespitindeki

Alivre satışların, maddelerin rekolte durumları tespit edildikten ve durum­ kesin olarak belli olduktan sonra başlanmasına izin verilmektedir. Alivre sa­ tışlara ilişkin olan maddelerin rekolte durumları, maddelerin üretildiği bölgeler­ deki Ticaret ve Sanayi Odaları, İhracatçı Birlikleri, borsalar ve belediyeler tarafın­ dan tespit edilir. ları

Bu işlem için yukarıda adı belirtilen kuruluşlardan seçilen kişiler, heyetler haline getirilir ve kendi bölgelerindeki maddeleri, yetiştiği yerlerde bazı usullerle tahmin ederler. Maddelerin ekim sahalarını, mahallin Tarım Teknisyenliklerinden öğrenirler. Ekim sahasındaki dönüm ya da metre k2xeye düşen tahmini verim, ekilen sahalarla çarpılır ve o bölgedeki üretilen maddenin rekoltesi tahmin edil­ miş olur. Bu biçimde yapılan rekolte tahminlerj, genellikle gerçek durumu hiç bir şekilde vermezler. Ön tahmider ile fiili sonuçlar arasında sürekli bir tutarsızlık olmaktadır. Bu tutarsızlık oranı % 30 40 arasında değişik olur. Tutarsızlık kişisel görüş ve eğilimlerden, sübjektif metotlarla yapılan çalışmalardan ötürü olduğu kadar, bilerek ve istenerek de yapılmaktadır. Bazı çevreler, üreticinin maddesini ucuza kapatmak İçİn rekolte tahminlerini olduğundan çok göstermek çabası içe­ dsİndedir.

Bu çevrelerce, görevlendirilen rekolte tahmin heyetleri, genellikle tahmin so­ yüksek göstermek zorunda kalmaktadırlar. Çünkü, heyetler bu çevrelere yahn ve yatkın kişilerden meydana getirilmektedir. Bu biçimde yapılan rekolte nuçlarını

138

tahmin

sonuçları

organları aracılığı

hiç bir incelemeye ve denetime tabi tutulmadan, mahallin ile kamuoyuna duyurulmaktadır.

yayın

Bu durum ise, spekülatif olayların başlamasına ve yapılmasına neden olmak­ Neticede, hem üretici yetiştirdiği maddesinin değer fiyatını sağlayamamakta hem de ulusal ihracat gereği gibi gerçekleştirilmemektedir. tadır.

Bunlardan başka, alivre olarak yapılan bağlantılarda, maddelerin kesin mİk­ tespit edilemediğinden, bazı yıllar madde stokları gereğinden çok ülke­ de kalmakta ve dış ticaret dengemizde açıklar çoğalmaktadır. Bazı yıllar ise, bu­ nun tam aksi olmakta, gereğinden çok alivre yolu ile satış yapıldığından, ülkenin tüketim ihtiyacını sağlamak için yabancı ülkelerden aynı maddeleri çok pahalıya ithal etme zorunluluğu hasıl olmaktadır. tarları İyi

Yabancı ülkelerde, özellikle A. B. D. de rekolte tahmin çalışmaları çok ciddi ve ilmi metotlarla yapılmaktadır. İşlemler her federe devlette, özel eğitim gör­ müş uzman kişilerden meydana gelen heyctlerce yapılmaktadır. Her federe dev­ lette o yıl yetişen maddeler tahmin edildikten sonra, merkezi bir teşkilatta bir­ leştirilmekte ve bir yetkili tarafından, belirli bir tarihte kamuoyuna açıklanmak­ tadır

Ülkemizde de alivre satışlara dayanak olacak rekolte tahminlerinin tek elde yarar vardır. Bir kere, ayrı ayrı yapılan işlemler birleştiri­ lecek ve işlemlerde bir örneklik sağlanacaktır. Maddelerin nitelik ve nicelik yön­ lerinin tüm ayrıntıları tam olarak bilinecektir. Buna göre, ihraç miktarları ve ona dayalı pazarlama çalışmaları daha rasyonel yapılacak ve bundan ulusal birçok faydalar sağlanacaktır. Ayrıca, tahminler uzman personel tarafından ve objektif esaslar çerçevesinde yapılacağından neticeler çok daha sağlam olacaktır. toplanmasında sayısız

esas teşkil eden rekolte tahmin çalışmalarının önlenmesi tahminlerin, Başbakanlığın genel de­ netimi ve Devlet İstatistik Enstİtüsü Başkanlığının denetimi altında ilgili Bakan­ lıklardan seçilecek birer yetkili kişiden oluşacak bir Ulusal Rekolte Tahmin Ko­ mitesince planlanması, adıgeçen komitece c sasları saptanan uygulama planının Devlet İstatistik Enstitüsünün bu iş için eğitilmiş ve yetiştirilmiş uzman persone­ lince yürütülmesi, tahmin sonuçlarının Başbakanlığın onayı ile Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanınca kamuoyuna dlJyuru'lması, ulusal ihracatın gelişmesi ve üre­ ticilerin korunması bakımından zorunlu görülmektedir. Sonuç olarak: Alivre

satışlara

çeşitli kuruluşlarca yapılmasının

İhracı Usansa Bağlı Maddelerde Bu Usansm Ticaret Bakanlığınca Verilmesinin Asgari Hadde İndirilmesi İç pazarlardaki arz ve talebi düzenlemek, piyasa koşullarını ve ülkenin da­

göz önünde tutmak ve dış ülkelerden talep edilen maddelerin denetlernek amacı ile bazı maddelerin ihracının, Ticaret Bakanlığının müsaadesine bağlanması yerinde bir harekettir. Ne var ki, bu gibi maddelerin ih­ racının yapıldığı, hem de çok miktar ve cinste yapıldığı da bir gerçektir. hildeki

ihtiyacını

ihracatını

1966

1937

isteğe

Yılı

içinde Ticaret Bakanlığından 2623 lisans istenmiştir. Bunlardan normal işlemler tamamlandıktan hemen sonra müsaade verilmiş, geri

139

kalan 686 istek ise, yukarıda sayılan nedenler ile reddedilmiştir. Bu da göster­ mektedir ki ihracı Esansa bağlı maddelerin % 80 i istek üzerine hemen izinli kı­ lınrnaktadır.

Ancak bu müsaade için ihracatçılar her türlü tahminlerin üstünde uğraşmak zorunda kalmaktadırlar. İhracı, lisansa bağlı maddelerin ihracı için ihracatçılar, bazen Ticaret Bakanlığının iznini almak için normal yollardan 6 - 7 gün, telefon ve telgrafla isteklerde ise 4 - 5 gün beklemek zorunda kalmaktadırlar. Her an ve saat değişen pazar hareketlerini izlemek zorunluluğunda olan ve uygun fiyat bulunca da dış alıcı ile bağlantı yapması gereken bir ihracatçıyı Ti­ caret Bakanlığından gelecek müsaade için günlerce bekletmek, günün ticaret an­ layışı ile pek bağdaşamamaktadır. Ayrıca, bu sistemin öngördüğü formaliteler için yapılan yazışmalar, ödenen P. T. T. giderleri ve hatta ihracatçının merkeze gidiş­ gelişi, ihracatçılar için çok masraflı ve zaman kaydedici olmaktadır. Esasen lisansa bağlı maddelerin ihraç isteklerinin hemen % 80'ine müsaade verilmekte, geri kalan % 20'sine de yukarıda belirtilen nedenlerle müsaade edil­ memektedir. Demek ki, müsaade isteklerinin Ticaret Bakanlığına intikal ettiril­ mesi zorunluluğunun % 80'ni bir formalite niteliği taşımaktadır. Böyle bir forma­ litenin yerine getirilmesi ise, ihracatçıları her yönden günlerce bağlamaktadır. Bu durum uygulamada da kendini hissettirmiş ve bu amaçla, İhracat Yönetmeli~n ı8'nci maddesinin (e) bendine; «Bakanlık, lisans verme yetkisini tescil mercileri­ ne devredebilir», diye bir hüküm konmuştur. Buna göre, ihracı lisansa bağlı maddelerin asgari hadde indirilmesinde, ülke pek önem taşıyanlar dışında kalan maddelerin ihraç müsaadesinin ticaret Bakanlığının denetimi dışında tutulmasında, ulusal ihracatın gelişmesi için büyük yararlar vardır. ıçın

Bu konuda sonuç olarak şu söylenebilir; ihracı lisansa bağlı maddelerin mik­ asgari hadde indirilmesi; lisansa tabi olanlardan pek mübrem olmayanla­ rın ihraç müsaade yetkisinin Bölge Ticaret Müdürlüklerine devredilmesi; ancak çok önemli maddeler için li sans işinin Ticaret Bakanlığında bırakılması yerinde tarının

olacaktır.

II -

İHRACATTA UYGULANAN TEScİL İŞLEMLERİ

İhracı Lisansa Bağlı Olmayan Maddelerin Tescil İşlemleri

İhracatçılar herhangi bir parti maddeyi ihraç etmek istediklerinde, o mad­ denin satıldığını gösterir üç nüsha fatura, noterden onaylı bir ihracat ruhsatna­ m('si örneği, kuruluşun statüsünde belirtilen esaslara uyulacağına dair bir taah­ hütname ve kendilerinin düzenledikleri altı nüsha tescil beyannamesiyle mevcut ihracat ruhsatnamelerinde yazılı maddeler ya da madde gruplarının tescili ile ilgili olarak, aşağıda sayılan tescil mercilerinden birine başvururlar, Bunlar, Ticaret Bakanlığınca, tescil işlemlerini yapmakla yetkili kılınmış kurumlardır.

140

Krom içİn ....................... . Öteki madenler için .. . Tütün için .................... .

Türkiye Krom Müstahsilleri Komitesi,

Türkiye Madenciler Derneği,

Tütüncüler Federasyonu Başkanlığı,

Ege Tütüncüler Derneği, İstanbul Tütüncüler Birliği, Samsun Tütüncüler Birliği,

İhracatçılar

Birliklerinin çalışma giren tüm maddeler için ................................ . Mamul maddeler için ... ... ... ... . .. Bunların dışında kalan Öteki ihraç maddeleri için ... ... ... ... ... ... . .. konularına

İhracatçı

Sanayi Ticaret

Birliklerine,

Odalarına, Odalarına.

İhracatçı kişi ya da firmaların düzenledikleri tescil beyannameleri:

a. Tescile bağlı maddeler için altı nüsha, b. Lisansa bağlı maddeler için onbir nüsha, c. Konsinyasyon ve müşterek hesap suretiyle yapılacak satışlar için yedi nüsha, d. Tescil dışı maddeler için de beş nüsha olarak düzenlenir. Yukarıda sayılan belgeler ile mercilerinden ilgilisine ihracatçı ya da firma temsilcisi müracaat eder. Bu yazıda örnek olarak alınan ihracatçı, kuru üzüm ih­ racı için tescil işlemi yaptıracak bir ihracatçıdır. Bu tescil işleminde o bölgenin ihracatçı birlikleri yetkilidir. Adı geçen merciin lisans servisi, tescil beyanname­ lerine ilişik satış akdinin, beyannameye uygun olup olmadığı, müracaatın dış tica­ ret rejimine ilişkin yönetmelikte belirtilen süre içinde yapılıp yapılmadığı, be­ yannamede ve satış akdinde belirtilen satış fiyatının gerçekıere ne derecede uy­ gun olduğu konusunda % 10 tolerans da tanıyarak gerekli denetimini yapar. Şayet tüm belgelerde uygunluğun varlığına kanaat getirilirse beyannamenin ön yüzüne ve asıl nüshasına servisin yetkilisi parafını atar. Bu işlemden sonra ih­ racatçı ya da temsilcisi, tüm belgelerI e birlikte, birliğin genel katibine ya da yar­ dımcısına başvurur. Genel katip ya da yardımcısı ihracatçının beraberinde getir­ diği belgelerin, önce lisans servisinden geçirilip geçilmediğini anlamak için, tescil beyannamesinin asıl nüshasında servis yetkilisinin parafını kontrol eder. Daha sonra, beyannamenin asıl suretinin üst kısmına - havale - diye yazar ve beyanna­ menin alt kısmına parafını atar.

Bu işlemden sonra ihracatçı ya da temsilcisi tüm belgelerle birlikte genel ev­ rak servisine gider. Bu serviste, günün tarihi, teselsül eden sıra numarası ve be­ yannamenin muhteviyatı, günlük deftere kaydedilir. Buradan tekrar lisans servi­ sine gidilir. Lisans servisinde, tescil beyannamesindeki tüm bilgiler tescil defte­ rine kaydedilir. İhraç edilecek her madde için ayrı ayrı teselsül eden sıra numa­ ras! ve tescil numarası hem deftere hem de tescil beyannamesine işlenir. İhraç edilecek maddelerin FOB değeri üzerinden nisbi aidat tahakkuk ettirilir. Ve tediyesi için bir tahakkuk belgesi ile birlikte yerin veznesine gidilir. Veznedar, paranın yatırıldığına dair bir alıntı makbuzu doldurur ve bunun asıl nüshasını ilgiliye ve­ rir. Bu makbuzla birlikte tekrar lisans servisine gidilir. Bu servis, tescil beyanna­ melerinin arka yüzdelerindeki ilgili bölümlere tescil tarihini ve numarasını işler.

141

Servis yetkilisi aynı beyannameleri ikinci kere parafe eder ve arka yüzlerinde genel katip ya da yardımcısının onaylayacağı yerin alt kısmını birliğin mühürü ile mühürler. Bu işlemler sonuçlandıktan sonra, ikinci defa genel kfttip ya da yardım­ cısına gidilir. Burada beyannameler teker teker imza edilir. Lisans servisi, onay­ lanmış beyannamelerden bir nüshasını birliğin madde dosyasına konmak bir di· ğerini de birliğin istatİstik servisinde kullanılmak üzere iki nüsha tescil beyanna­ mesini alıkoyar. Satış faturaları ile diğer beyannameler ihracatçı ya da temsilcisine iade olu­ nur. Üçüncü nüsha tescil beyannamesi ile bir nüsha satış akdi, ihracat fiilen yapı­ lıp, yükleme ve sevkiyat işlemleri son bulduktan sonra, çıkış gümrük müdürlükle­ rince, tescil işlemini yapan ihracatçı birliklerine posta ile ve taaahhütlü olarak gönderilir. Bu belgeler, kesin istatistik verilerinin derlenmesi ve maddenin son durumunun izlenmesi için gene ilgili ihracatçı birliklerinin dosyalarında saklanır.

TEscİL İŞLEMLERİNDE TESPİT

OLUNAN SORUNLAR VE BUNLARIN

ÇÖZÜM YOLLARI Tescil İşlemlerinde Nispi Aidat Alınması Usulünden Vazgeçilmesi Bugün ihraç edilecek olan ve tescil işlemi yapılan her parti maddenin satış FOB değeri üzerinden (°0 01 - % 02) ve bazan (%, 1) oranında aid'at alınmaktadır. Ortalama olarak yıllık ihracat FOB beşyüz milyon dolar olarak ka­ bul edilirse, ihracatçı birliklerinin, ihracatçılardan aldıkları yıllık nispi aidat yak­ laşık olarak 25 milyon TL. sına varmaktadır. faturasının

Halbuki, tescil mercilerinin, bu arada ihracatçı birliklerinin üyelerinden al­ duhuliye ve 'yıllık maktu aidat, gelecekte üyelere yapılacak hizmet­ lerin karşılığıdır. Bu denli alıntılardan sonra, yapılan her tesçil işleminden ötürü alınan nispi aidat yersiz ve anlamsızdır. Kaldı ki, tescil mercilerinin ve özellikle ihracatçı birliklerinin statülerinde, adı geçen kuruluşların başlıca gelirleri sayılır­ ken, nispı aidat diye bir alıntı ve gelir bölümüne de tesadüf edilmemiştir. Demek oluyor ki, ihracatçı birliklerinin kuruluş ve görev statüleri böyle bir alıntıya izin vermemektedi r. mış oldukları

İhracatçıları zor durumda bırakan, ihraç maddelerinin maliyetini yükselten, birliklerin kuruluş ve görev statülerinde de bulunmayan nispi aidatın, ihracatçı· lardan alınmasını öngören bugünkü uygulamadan vazgeçilmesi yerinde bir hare­ ket olacaktır.

Sonuç: Tescil işlemlerinde ihracı öngörülen her parti maddenin satış fatu­ FOB üzerinden tahakkuk ettirilerek ihracatçılardan tahsil olunan ve alıntı oranı te~cil mercilerince saptanan nispi aidatın, bundan böyle alınmaması uygun olacaktır. rasının

Tescil İşlemleri Sırasında İhracatçılardan İhracat Ruhsatnamesinin Onaylı Suretinin istenmesi Usulünden Vazgeçilmesi İhracatçı kişi

tel!kleri devam

142

ya da firma, tescil mercilerine üye olurken ve ihracatçılık ni· sürece, önceden Ticaret Bakanlığından sağladıkları ihracat

ettiği

ruhsatanamesinin bir örneğini noterden onaylatarak i1gili tescil mercilerine ibraz etmek zorunda tutulmaktadır. Bu durum, her tescil işlemi isteğinde tekrar edil· mektedir. Böyle bir zorunluluk, bir formalitenin yerine getirilmesinden başka bir anlam taşımamaktadır. Ayrıca, ihracata ilişkin mevzuat arasında da buna dair bir hüküm bulunmamaktadır. Kaldı ki, bölge ticaret müdürlükleri, ihracat ruhsatna· mesi alanları ilgili yerlere ve hu arada da tescil mercilerine hemen bildirmektedir. Esasen ihracat için kullanılan her tescil beyannamesinde ihracatçının, ihra· cat ruhsatname numarası mevcuttur. İhracat işlemlerini geciktiren, formaliteleri artıran, ihracatçıyı zaman kaybına uğratan ve ihracatı, maddelerin maliyetini ar­ tırıcı yönden etkileyen bu usulün uygulanmasından vazgeçilmelidir. Sonuç: İlgili tescil mercilerince tescil işlemleri sırasında ihracat ruhsatname· lerinin noterden onaylı örneklerinin, bundan böyle istenilmemesi hususu yerinde olacaktır.

İhracatçılardan, Üyelik YükümlüIliklerini Yerine Getireceklerine Dair Taah·

hlitname

Alınmasından

Vazgeçilmesi

Tescil mercilerinden birine ya da ihracatçı birliklerine üye olan ihracatçıdan ya da derneğin kendisine yüklediği görev ve yükümlülükleri yerine getireceğine dair bir taahhütname istenmektedir. Halbuki sözü edilen yükümlü· lük, kişinin müracaat formunu doldurduktan ve bunu imzalamasından hemen sonra, hukuken başlamış olur. Kaldı ki, kayıt işleminden sonra alınan duhuliye ücreti ve buna karşılık verilen alıntı makbuzu ile durum onaylanmış ve birliğe }l,arşı yükümlülük başlamaktadır. ayrıca, birliğin

Bütün bunların ötesinde, üvelerden istenilen ve birliğin statüsünde belirti· len esaslara bağlı kalınacağına dair taahhütname isteği, bir formalite niteliğinde ve ihracatçılar için zaman kaybedici olmakiadır: İhracatçı birliklerinin bu uygu­ lamadan vazgeçmeleri, yerinde bir hareket olacaktır. Sonuç: Tescil mercilerinden birine ya da ihracatçı birliklerine üye olan ih­ üyelik görev ve ~'ükümlülüklerini yerine getireceklerini bildiren ta· ahhütnamelerİn, bundan böyle istenilmemesİ hususu önerilir. racatçılardan,

Tescil Beyannamelerinin Lüzumsuz Olan lanılmasından Vazgeçilmelidir

Nüshalarının Doldurulması

Ve Kul·

Tescilli ihraç maddeleri için düzenlenen tescil beyannameleri, gereğinden çok nüsha olarak doldurulmaktadıL Tescilli maddeler için 6 nüsha olarak doldurul­ masını öngören ihracat rejimine ilişkin yönetmelikte, doldurulan bu nüshaların nereye ve niçin dağıtılacağını belirten hir açıklama yapılmamıştır. Adı geçen beyannamelerin aslında sadece üç nüshası kullanılmaktadır. Bun­ lardan ilki, çıkış gümrük müdürlüklerince görüldükten sonra, aracı bankaya; ih· racat kara yolu ile yapılacak ise, diğer bölgeler ile birlikte alıcı firmaya gönderi­ lir. İkinci nüshaları yine çıkış gümrük müdürlüklerince, maddenin kesin ihracın­ dan sonra, ilgili tescil mercilerine gönderilir. Tescil mercilerine gönderHen bu

143

nüshalar ile maddenin akibeti izlenir ve istatistik verileri düzenlenir. Üçüncü nüs· halar da, çıkış gümrük müdürlüklerinin manifesto servislerinde saklanır. Bunların sına

ötesindeki nüshaların yani, geri kalan üç nüshasının ne kullanılma­ herhangi bir ihtiyaç, ne de mevzuat yönünden saklanmasında bir zorunluluk

vardır.

Muhtelif tescil mercilerinde, yılda ortalama olarak 50 bin tescil işlemi yapıl­ Her işlem için yine ortalama olarak 6 nüsha tescil beyannamesi dol­ durulduğuna göre, yılda kullanılan beyanname sayısı yaklaşık olarak 300 bine ulaş­ maktadır. Bir beyanname nüshasının daktilo edilmesi, değişik mercilerde işlem görme~i, mühürlenmesi, onaylanması, kaydedilmesi ve ylllarca dosyalarda sak­ lanması, tahminlerin üstünde insan gücü, zaman ve kırtasiye kaybına neden ol­ maktadır. Bütün bunların ötesinde bir nüsha beyanname kırtasiye ve baskı için 25 kilTUŞ ve daktilo edilmesi, karbon kağıdı ile birlikte 75. kuruş bir gideri gerek­ tirmektedir. Böylece, ortalama olarak bir nüsha beyannamenin doldurulması ve işll?me hazır vaziyete getirilmesi 100 kuruşa baliğ olduğundan yalnız beyanname­ lerin doldurulması ve işleme hazır bir duruma getirilmesinden ötürü, bu beyan­ nameler her yıl ulusal ihracatımıza 300 bin TL. sına malolmaktadır. maktadır.

Tabil, bu maliyet hesabına beyannameler üzerinde yapılan işlemler, bu işlem­ lerden ötürü kaybedilen zaman ve harcanan emeğin tümü katılmamıştır. Eğer bun­ lar da hesap edilirse, maliyet daha da artmış olacaktı. Tescil beyannamelerinin doldurulmasında ve kullanılmasında asgarı bir ta­ sarrufla bile adıgeçen beyannamelerin sebep olduğu harcamalar yarı yarıya indi­ rilebilir. Böyle bir davranış ve tasarruf ise, ulusal ihracatımıza her yıl en azından 150 bin TL. sı kazandırabilir. Bu tasarruflu davranıştan sağlanacak emek, zaman ve işlemlerde kolaylık ise her türlü tahminlerin üstünde olacaktır. Sonuç: Tescil işlemlerinde kullanılan tescil beyannemelerinin nüsha sayısını saptayan İhracat Rejimine ilişkin Yönetmelik'in ikinci bölümünün 15 inci madde­ sinin aşağıda belirtilen biçimde değiştirilmesi yerinde olacaktır. ( ... ve

ihracatçıların

düzenlemek zorunda gibidir.

oldukları

tescil beyannamelerinin nev'i

sayıları aşağıda gösterildiği

a) Tescile bağlı maddeler için 3 nüsha, b) Lisansa bağlı maddeler için 5 nüsha, c) Konsinyasyon ve müşterek hesap suretiyle d) Tescil dışı maddeler için 3 nüshadır ... )

satılan

maddeler için 4 nüsha,

Tescil Beyannemelerinin Birkaç Yerinde Gösterilen İhraç Süresi İbaresinin, Sadece Bir Yerinde Gösterilmesi

Yine tescil beyannamelerinde, maddenin ihraç süresini gösteren ibare, beyan­ namelerin birkaç yerinde gösterilmektedir. Özellikle beyannamelerin arka yüzün­ de ve hemen onay yerinin altında gösterilen - ihraç süresİ - nin doldurulması zo­ runluluğu, haliyle zaman alıcı ve emek kaybedici bir işlemi gerektirmektedir. Bu işlemi yerine getirmek için, ilgili memur bütün beyannameleri daktilo makinesin­

144

den çıkarmak, beyannamelerin arasında bulunan karbon kağıtlarını değiştirmek ve daha sonra tekrar karbon kağıtlarını takmakı beyannameleri daktilo makine­ sine geçirmek ve bütün bunlardan sonra, - ihraç süresini - yazmak zorunda kal· maktadır. Halbuki uygulamada beyannamelerin bu sütunu hiç bir işe yaramamak­ tadır. Çünkü, adıgeçen bilgi beyannamelerin ön yüzünde ve birkaç yerinde bulun­ maktadır. Zaman alıcı ve işlemleri geciktirici olan bu uygulamadan vazgeçilmeli· dir. Sonuç: Tescil beyannamelerinin ön yüzünde ve birkaç yerinde var olan ih· raç süresini gösteren kısmın, bundan sonra ayrıca arka kısmına yazılmaması ve daktilo ile doldurulmaması hususu tavsiye olunur. thracı Lisansa Bağlı Olan Maddelerin Tescil İşlemleri İhracı öngörülen madde ya da madde grupları Hsansa bağlı ise, tescil beyan· namelerinin bir nüshası 45, 4 nüshası da 25 er kuruşluk damga pulu ile iptal edi· lerek, ihracatçı birlikleri genel sekreterliklerinin bir ön yazısı ile taahhütlü ola· rak ve P. T. T. aracılığı ile Ticaret Bakanlığına gönderilir. İhracatçı eğer dilerse, bedelini kendisi ödemek üzere Ticaret Bakanlığından telgraf ya da telefon ile, ihraç edeceği maddenin lisansını isteyebilir. Fakat, yukarıda belirtilen tescil be· yannamelerinin her halde ve P. T. T. aracılığı ile Ticaret Bakanlığına gönderilmesi lazım gelir.

Bu gibi durumlarda, ihracı istenilen maddelerin özelliklerine ve lisansı iste· nilen maddenin gönderileceği ülkenin durumuna göre, ihraç müsaadesinin B akan­ hktan gelmesi bazı gecikmelere uğramaktadır. Ticaret Bakanlığından lisans is­ teklerine verilen cevaplar, müracaatın normal yollardan yapıldığı hallerde 6 - 7 gün, telefon ve telgrafla olan taleplerde ise 3 - 4 gün içinde olabilmektedir. Lisanslı maddeler için bu yolda müsaade geldikten sonra, ilgili tescil merci· leri ya da ihracatçı birlikleri, tescil işlemlerinde uyguladıkları işlemleri hemen he­ men tekrar uygularlar. (Bakınız: Lisansa bağlı olmayan maddelerin tescil işlem­ leri). Tabii, bu işlemler için de nihai aidat gene satış faturasının FOB değeri üzerinden hesap edilir ve ihracatçıdan tahsil olunur. Bu gibi lisans işlemlerinde, normal tescil işlemlerinden ayrı olarak, - bu tescil beyannamelerinin kapsamı için Ticaret Bakanlığı tarafından ihraç lisansı verilmiştir - kaydı konulur ve beyanna­ menin alt yanı tescil merciinin resmi mühürü ile mühürlenir ve imza edilir.

Bütün bu işlemlerden sonra, Ticaret Bakanlığına gönderilen beş nüsha tesciı beyannamesinden sonra geri kalan altı nüsha beyannamenin iki nüshası normal tescil işlemlerinde olduğu gibi tescil mercilerinde saklanır. Dört nüshası da ih· racatçıya ya da temsilcisine tevdi olunur. Ticaret Bakanlığına gönderilen beyan­ namelerin hepsi, Dış Ticaret Dairesinin ilgili servislerinin dosyalarında saklanır. Ticaret

Bakanlığına

Gönderilen Beyanname

Sayılannın Azaltılması

Lisanslı maddelerin ihraç müsaadesi için Ticaret Bakanlığına gönderilen beş !1üsha tescil beyannamesi gereğinden çok görülmektedir. Ticaret Bakanlığında tes·

145

cil beyannamelerinin sadece 45 kuruluşluk damga pulunu havi olan asıl nüshası işlem görmektedir. Geri kalan dört nüsha tescil beyannamesi şu ya da bu neden­ le ilgili servislerin klasörlerinde saklanmaktadır. Hiç bir yarar sağlamayan ve herhangi bir işte kullanılmayan fazla nüshalann Ticaret Bakanlığına gönderme alışkanlığına son verilmelidir. Böyle yapıldığında, Ticaret Bakanlığında yer işgali önlenecek, nitelikli insan gücü kaybı giderilecek, ayrıca, kırtasiye, emek, P. T. T. gideri ve işlemlerden tasarruf sağlanacaktır. Sonuç: Lisansa bağlı ihraç maddelerinin ihracında uygulanan ve Ticaret Ba· nüsha olarak gönderilen tescil beyannamelerinin bundan böyle iki nüsha olarak gönderilmesi, gerekli işlemler için yeterli görülmektedir. kanlığına beş

III -

İHRACAT RUHSATNAMESİ ALMA İŞLEMLERİ VE ONA İLİşKİN

SORUNLAR İhracat

Ruhsatnamesinin

Alınması:

Sicilli ticaret ve ticaret odalarından birine kayıtlı bir tüccar ya da firmanın ihracat yapabilmesi için, ihraç edeceği maddelere göre, madde ya da madde grup­ ları için bir ihracat ruhsatnamesi alması gerekir. Bu iş için ilgilinin, 3018 Sayılı Kanunda yazılı birtakım şartları taşıdığını bildirir dilekçelerle mahallin Cumhu­ riyet Savcılığına ve üst yöneticisine başvurması gerekmektedir. Üst yönetici ve Cumhuriyet Savcıları, kendi usul ve metotlarına göre, ilgili hakkında bilgi der­ lerler. Derledikleri bilgilere dayanarak düzenledikleri raporları, bölgenin ticaret odasına bildirirler. Ticaret odası, ilgilinin 3018 Sayılı Kanunun ikinci maddesinde yazılı madde ve madde grupları hakkında bilgi ve görgü sahibi olduğunu tespit amacıyla, üç nüsha formüler gönderir. Formülerler, ilgili tarafından doldurulup, iki ihracatçı tarafından onaylandıktan sonra, tekrar ticaret odasına iade olunur. İlgili bu işlemlerden sonra, bir dilekçe ile Bölge Ticaret Müdürlüğüne başvu­ rur. Bu Müdürlük, ilgilinin uğraşı konusu olacak madde ve madde gruplarının 492 Sayılı Kanuna ek tarife cetvelindeki harcını tespit eder. Bu cetvele göre, ihracat ruhsatnamesi için 500 TL. sı, her madde için 50 TL. sı ve madde grupları için de 100 TL. sı tahakkuk ettirilir.

Tahakkuk ettirilen harç, ilgilinin bağlı bulunduğu yerin Defterdarlığına yatı­ Daha sonra, ilgilinin dilekçesi, Defterdarlığın ödendi yazısı ve makbuzu; Bölge Ticaret Müdürlüğünün bir ön yazısına eklenerek, tüm belgeler Ticaret Ba­ kanlığı Standardizasyon Müdürlüğüne gönderilir. rılır.

Standardisazyon Müdürlüğü, belgelerdeki durumu inceler, şayet müracaatı olumlu karşılarsa, düşüncesini bölgenin ticaret odasına bir yazı ile bildirir. Bu yazı üzerine, ticaret odası, kişinin uğraşı konusu olacak madde ya da madde gnıp­ ları hakkında bilgi sahibi olduğuna ilişkin formüleri düzenleyerek ve ilgilinin Ba­ kanlığa yazdığı dilekçedeki imzasını onaylayarak birlikte ve taahhütlü olarak Ti­ caret Bakanlığı Standardisazyon Müdürlüğüne gönderir.

146

Adıgeçen Müdürlük, gerekli onayı 10 - 15 gün İçinde yaptıktan sonra, ihracat ruhsatnamesini bölgenin ticaret odasına gönderir.

Ticaret odası, 3018 Sayılı Kanunun 9 'uncu maddesi gereğince aranan şartla· böylece yerine getirilmesi üzerine ilgili kişi ya da firmaya imza karşılığında ruhsatnamesini verir. rın

Adıgeçen ruhsatnameler üç sene süre için geçerlidir. Her sene vize edilir ve üç sene sonunda yenilenmek zorunluluğundadır.

Yürürlükteki mevzuat, ithalat ruhsatnamesi alma işlemlerini objektif esas­ lara bağlarken, ihracat ruhsatnameleri için hiçbirçerçeve tanımayan bir forma­ lite zincirinin uygulanmasını öngörmüştür. Nitekim, herhangi bir kişi ya da firma eğer ithalat yapmak ister ise o kişi ya da firma bu isteğini ticaret odasına bildirir, gerekli harcını öder ve ithalat ruh­ satnamesini hiçbir güçlük çekmeden alabilir. Kaldı ki, ithalatçı olabilmek için, daha özel bir takım yetenek ve bilgilerin aranması gerekmektedir_ Çünkü, itha­ lat, ihracata göre daha karışık bir iştir. Durum bu iken, ihracat ruhsatnamesinin alınması için bu formalitelerin uygulanmasının nedeni, bir türlü anlaşılamamıştır. İhracatın ve ihraçatçıların nitelik ve nicelik bakımıarından artması 've geliş­ mesi için, ihracat ruhsatnamesi alma işlemlerinde uygulanan bugünkü formalite­ lerin giderilmesi ve işlemlerin basitleştirilmesinde zorunluluk vardır.

Sonuç: 3018 sayılı kanunun,I, 2, ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin yürürlük­ ten kaldırılması, ihracat ruhsatnamesi alma işlemlerinde uygulanan bugünkü for­ malitelerin giderilmesi ve ithalat ruhsatnamelerinde olduğu gibi ihracat ruhsat­ namelerinin de, ticaret odalarınca verilmesi tavsiye olunur. İhracat Ruhsatnamelerinin Vize İşlemleri

3018 sayılı kanunun 8 inci maddesi uyarınca, her sene Ocak ayında başlamak ve Şubat ayında son bulmak üzere ruhsatnamelerin vize işlemleri yapılmaktadır. Bu işlemler, Ticaret Bakanlığının genel denetiminde ve bölge ticaret müdürlükle­ rince yürütülmektedir. Vize işlemlerinin harç tutarı, ihracat ruhsatnamesi alma işlemlerinde olduğu kadardır. Adıgeçen işlemlerdeki yazışmalar genellikle ihracatçı ile bölge ticaret mü­ dürlükleri arasında yapılmaktadır. Harç tutarı, bölge ticaret müdürlüklerince tes­ pit edildikten sonra tahakkuk ettirilmekte ve mahallin Defterdarlığınca tahsil olunmaktadır.

Vize caret

işlemleri,

odalarına,

bölge ticaret müdürıüğü aracılığı ile Ticaret Bakanlığına, ti­ tescil mercilerine ve çıkış gümrük müdürlüklerİne duyurulmak­

tadır.

İhracat ruhsatnamelerine ilişkin vize· işlemleri bu formalitenin yerine getiril­ mesini öngören 3018 sayılı kanunun 8 inci maddesi hükmü uyarınca zorunlu bu­ lunmaktadır.

Bu hüküm, belki devletin gelirlerini artırmak amacını gütmektedir. Fakat, ihracatın gelişmesini engelleyen bir formalite niteliğinde olduğu gibi mad­

147

delerin maliyetini artırıcı, ihracatçıları bağlayıcı bir anlam taşımaktadır. Kaldı ki, ihracatçılar her sene ihracat yapamamakta, yapsalar bile sene sonu hesaplarını, zararla kapatmış olabilmektedirler. Bütün bu durumlar karşısında ve sadece ruh· satnamenin vize işlemi için harç ödenmesi, özellikle küçük ihracatçıları zor du­ ruma düşürmektedir. Örneğin, bir yıl içinde FOB ıoo dolarlık balık ihraç eden bir [hracatçıdan vize işlemi için 500 TL. sı ve madde için de 50 TL. olmak üzere 500 TL. harç alınması; gelecek sene ıooo dolarlık dövizin de yurda girmemesine sebep olabilmektedir. Dış

pazarlarda rakip ülkelerde özellikle Yunanistan, ile, böyle bir uygulama yoktur.

İsrail

ve

İspanya'da,

bi·

lindiği kadarı

Sonuç: 30ı8 Sayılı Kanunun 8'inci maddesinin zorunlu kıldığı, her sene ihra­ cat ruhsatnamelerinin vize işlemini öngören hükmün, senelik FOB ihraç bedelleri toplamı 50 bin TL. sının altında olan ihracatçıları kapsamı dışında bırakacak şe­ kilde değiştirilmesi ve 492 sayılı kanuna ek tarife cetvelindeki hükmün de buna göre değiştirilerek, adıgeçen vize harcının alınmaması hususu tavsiye olunur. İhracat

Ruhsatnamelerine İlişkin Yenileme İşlemleri

3018 Sayılı Kanunun 5 inci maddesi ihracat ruhsatnamelerini üç senelik bir süre için geçerli saymıştır. Bu süre sonunda, ihracat ruhsatnamelerinin yenilen· mesi zorunlu kılınmıştır. Yenileme işlemleri, ihracat ruhsatnamelerinin alınmasındaki yolun bir ben­ zerini izlemektedir. Sadece, ticaret odaları, bu defa ve ayrıca ihracatçının imzasını onaylamadıklarından ihracatçılardan 545 kuruluşluk harcı da almazlar. Bu işlemlerde görülen en büyük aksaklık ve haksızlık, vize ayından birkaç gün sonra, süresi dolan ruhsatnameler için, hem vize harcının hem de yenileme harcının birden alınmasıdır. Örneğin, vize ayını izleyen Şubat ayı içinde üç sene­ lik süresi dolan ruhsatnamenin yenilenmesi için, Ocak ayı içersinde vize harcı ya· tırılmakta ve Şubat ayı içerisinde ayrıca yenileme harcı istenilmektedir .Bu ise, normal iş yapan bir ihracatçı için, yıkım niteliği taşımaktadır. Yenileme işlemlerinde görülen ikinci bir aksaklık da, Ticaret Bakanlığı Stan­ dardizasyon Müdürlüğünde yenileme işlemlerinin gecikmesi halinde, ihraç madde­ lerİnİn vapurlara ya da başka araçlara yüklenmesine çıkış gümrük müdürlükle­ rince müsaade edilmediğinden ihracatçıların zaman zaman güç duruma düşmele. ri ne neden oluşudur. Bu gibi durumlarda ilgililer, muhtemel zararları önlemek ve maddenin ihra· bir an önce yapabilmek için büyük maddi külfetlere katlanarak, yenileme onay işlemini Ticaret Bakanlığından izlemek, bunun için de, müteaddit telgraf ve telefon konuşmaları yapmak ve hatta defalarca Ankara'ya gidip gelmek zorun­ luIuğunda kalmaktadır. Bu sayılan hususları düzeltmek ve ihracatçıları zaman, emek ve fuzuli harcamalardan kurtarmakta zorunluluk vardır. eını

Sonuç: Öteki maddelerde söz konusu edilen ve 30ı8 sayılı kanunun ı, 2, 5, tl ve 9'uncu maddelerinin değiştirilmesini gerektiren tavsiyeler uygulamaya konu­ luncaya kadar, aşağıda belirtilen hususların sağlanması tavsiye olunur.

148

a) Ruhsatname yenileme işlemlerinde, ilgilinin süresinin bitimine 15 gün kala, yenileme işlemlerinin mesi,

üzerine ruhsatname müsaade edil­

yapılmasına

Ruhsatnamelerin vize harcı ile yenileme harcının çatıştığı zamanlarda, harçlardan sadece birisinin alınmasının sağlanması,

b) adıgeçen

c)

isteği

önlemek ve ihracatçıyı zor duruma düşürmernek ıçın, vize gibi yenileme işlemlerinin de Bölgs Ticaret Müdürlüklerinde tavsiye olunur.

Zaman

kaybını

işlemlerinde olduğu yapılması

149