Diyabet; Tip II Diyabet; Şeker Hastalığı; Type 2 Diabetes (Diabetes Mellitus Type 2; Insulin-Resistant Diabetes; Diabetes, Type 2)

DİYABET Diyabet; Tip II Diyabet; Şeker Hastalığı; Type 2 Diabetes (Diabetes Mellitus Type 2; Insulin-Resistant Diabetes; Diabetes, Type 2) DİYABET NED...
0 downloads 0 Views 81KB Size
DİYABET Diyabet; Tip II Diyabet; Şeker Hastalığı; Type 2 Diabetes (Diabetes Mellitus Type 2; Insulin-Resistant Diabetes; Diabetes, Type 2) DİYABET NEDİR? GLİKOZ (yada Glukoz) bir çeşit şekerdir. Hem gıdalar ile alırız hem de karaciğerimiz tarafından yapılır. Glikoz vücudun ana enerji kaynağıdır. Kan yoluyla bütün hücrelere taşınır. Glikozun hücre içerisine girmesi İNSÜLİN hormonunun kontrolündedir. Hücre içerisine giren glikoz enerji için kullanılır. Glikozun fazlası yine insülin aracılığı ile karaciğerde depolanır. DİYABET: Glikoz metabolizmasının bozulması glikoz kullanımının ve depolanmasının aksaması halidir. Kullanılamayan Glikoz kanda birikir, hücreler gerekli enerjiyi alamaz. Tip II diyabet en sık görülen şeker hastalığı çeşididir. Tip II diyabet tedavisinde ilaçlar, yaşam şeklinin değiştirilmesi etkili olmaktadır.

DİYABET NEDEN OLUR? Tip II diyabet iki sebepten meydana gelir 1- Vücutta insülin vardır ancak yeterli gelmez ki buna insülin direnci denir. Tip II diyabetin en sık sebebi insülin direncidir. İnsülin direncinin en başta gelen sebebi de vücuttaki yağ fazlalığıdır. Yani vücut irileşir ancak insülin salgısı buna yetişemez ise diyabet ortaya çıkar. 2- Tip II diyabetin diğer bir sebebi ise var olan insülin miktarının azalmasıdır. TİP II DİYABET İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR? Tip II diyabet genellikle 45 yaş üstü kişilerde ortaya çıkar. Nadiren çocuk yaşlarda da görülür. Obezite ile birlikte görülme sıklığı da artmaktadır. Ayrıca aşağıdaki durumlarda Tip II diyabet daha sık ortaya çıkar:  Prediyabet ( halk arasına gizli diyabet olarak bilinir) açlık kan şekerinin

yüksek olması ve / veya bozuk glikoz tolerans testi.  Metabolik sendrom: Obezite +Kolesterol yüksekliği + Şeker yüksekliği + Hipertansiyon ile karakterize metabolizma bozukluğu.  Kilo artışı yada obezite özellikle santral obezite denilen göbek etrafındaki yağlanmada artış.  Ailede Tip II diyabet olması,  Gebelik diyabeti olması yada 4 kilo üstünde bebek doğumu yapan anneler.  Düşük yada yüksek kilolu doğmak,  Bazı ilaçlar Kortizon kullanımı yada Tiazid türü hipertansiyon ilaçlarının kullanılması,  Birtakım endokrin hastalıklar: Cushing sendromu, Tiroid hastalıkları, akromegali, polikistik over sendromu, akut pankreatit.  Akantozis Nigrigans gibi insülin direnci ile birlikte görülen klinik durumlar,  Egzersiz yapmamak, sedanter – hareketsiz yaşamak,  Kötü beslenme aşırı proteinli, yağlı, şekerli beslenmek, tatlandırıcı kullanmak, gazlı içecekler kullanmak, aşırı kalori almak,  Yüksek tansiyon,  Kalp damar hastalıklarının varlığı,  Depresyon.

TİP II DİYABET NE ŞİKAYETE YOL AÇAR? Diyabet yıllarca sessiz kalabilir. Kan şekeri yüksekliği yıllarca vücut tarafından tolere edilir ve hasta şikayet etmeden yaşar hatta bu bulgulara alışır hiç şikayet etmez. En sık görülen şikayetler: Çok susama Sık idrara gitme, Gece idrara kalkma, Sık acıkma, Açıklanamayan kilo kaybı, Açıklanamayan kilo alma, Yorgunluk halsizlik, çabuk yorulma, takatsizlik, Görme bulanıklığı, Çabuk sinirlenme,

Daha ileri vakalarda ise Sık ve tekrarlayan enfeksiyonlar, Yara iyileşmesinde gecikme, iyileşmeyen yaralar, El ve ayaklarda karıncalanma, uyuşma hissi, Diş etlerinde problemler, diş çürümesinde hızlanma, Kaşıntılı, ince , hassas deri, Ereksiyon zorluğu, cinsel iştahsızlık, Kalp ve böbrek hastalıkları.

TİP II DİYABET TANISI NASIL KONUR? Şikayetler ve muayene diyabet tanısı koymaya yetse de laboratuvar testleri ile tanı desteklenmelidir. Diyabet ( Şeker hastalığı ) tanısı için aşağıdakilerden bir tanesinin varlığı yeterlidir:  Diyabet şikayetleri ile birlikte her hangi bir zamanda ölçülen kan şekerinin en az bir kez 200 mg/dl üstünde çıkmış olması Tip II diyabet tansı için yeterlidir, yada,  8 saatlik açlığı takiben alınan kan şekerinin en az iki kez 126 mg/dl üzerinde çıkması Tip II Diyabet tanısı için yeterlidir, yada,  Glikoz tolerans testinin 2. Saatinde kan şekerinin 200 mg/dl üzerinde olması Tip II Diyabet tanısı için yeterlidir, yada,  HbA1c düzeyinin en az bir kez %6.5 üzerinde olması (kötü kan şekeri kontrolü ve 2-4 aylık ortalama kan şekerinin 140 mg/dl üzerinde olduğunu gösterir) Tip II Diyabet tanısı için yeterlidir. Ayrıca eğer Tip II diyabet tansı kondu ise Tip I olmadığından da emin olmak gerekir bu amaçla şu testlerin de yapılması gereklidir:  İnsülin seviyesi ve C peptit: pankreasın insülin yapma kabiliyetini gösterir.  Pankreasa karşı gelişen antikorların varlığına bakılmalıdır ( Islet Oto Antikorları yada Diabetes Mellitus Otoantikor paneli). Diyabet tanısı konuldu ise aşağıdaki testlerin de yapılması gereklidir: • Kolesterol seviyeleri, • İdrarda Şeker, keton ve albümin, • Karaciğer ve Böbrek fonksiyon testleri yapılmalıdır.

TİP II DİYABET TEDAVİSİ Şeker hastalığının tedavisindeki ana hedef kan şekerini normal sınırlar içinde tutmaya çalışmak, kan şekerinin düşmesine ( hipoglisemi ) engel olmak, kan şekerinin ani ve kontrolsüz yükselmesine engel olmak ve bu sayede diyabet komplikasyonlarını engellemek, geciktirmektir. Ayrıca yüksek kolesterol ve hipertansiyon gibi birbirine bağlı hastalıkların da tedavisi gerekir. Diyabet tedavisinin ana unsurları Diyet kontrolü ve egzersizdir. İyi bir egzersiz programı ve diyet kontrolü olmadan şeker hastalığının tedavisinde başarılı olunamaz. DİYET: yiyecek ve içecekler kan şekerini direkt olarak etkiler, sağlıklı ve dengeli beslenme kan şekeri kontrolünün en önemli adımıdır. Bu amaçla diyetisyen kontrolünde: • Dengeli beslenme planı hazırlanmalı, • Karbonhidrat, yağ ve protein ihtiyacı yaş – kilo – iş göz önünde tutularak dengelenmeli, • Öğün miktarı ve zamanları kişiye göre ayarlanmalı, • Öğünler atlanmamalı, • Gerekirse ara öğünler konularak kan şekerinin fazla dalgalanması engellenmeli, • Yeteri kadar sebze ve lifli gıda alınmalı, • Alınan yağ miktarı kısıtlanmalı özellikle satüre ( trans ) yağ ve hayvansal yağlardan uzak durulmalı, • Gerekli protein alınmalı, • Yüksek şekerli gıdalardan uzak durulmalı, • Günlük yemek kaydı tutulmalı, diyet listesinin dışına çıkılmamalı, KİLO VERME: • Tip II Diyabetin en sık görülen sebebi aşırı kilodur. Var olan insülin vüvutt kitlesi için yeterli gelmez ve diyabet ortaya çıkar. Egzersiz ve diyet kontrolü kilo vermek için en önemli basamaklardır. FİZİKSEL AKTİVİTE: • Egzersiz birçok açıdan kan şekerinin normale gelmesini sağlar: • Vücut insüline daha duyarlı hale gelir ve şekerin kontrolü kolaylaşır, • Uygun vücut ağırlığına inilmesini sağlayarak insülin direncini azaltır, • Vücut yağ kitlesini azaltarak insülinin etkisini artttırır, • Egzersiz sırasında hem kondüsyon çalışması ( kas yapmadan oksijen yakımını hızlandırarak) hemde kas kitlesini hafifçe arttırmak insülin etkisini

arttırır. Ayrıca kalp hastalıkları riski, damar sertliği rsiki de azaltılmış olur. • Egzersiz mutlaka akademisyenler gözetiminde yapılmalıdır. Bilinçsiz egzersiz kalbinize ve diyabet tedavinize zarar verir.

DİYABETİN İLAÇLA TEDAVİSİ İnsülin olmayan şeker ilaçları: Diyabet tedavisinde ilk tercih edilen ilaçlardır. Çoğu ağızdan alınabildikleri için kullanımları kolaydır. • Biguanidler: Metformin en sık kullanılan şeker ilacıdır. Çocuklarda kullanılabilen insülin olmayan tek şeker ilacıdır. Dışarıdan alınan şekeri etkilemez ancak vücudun kendi yaptığı şekeri düşürerek etki eder. Tek başına şeker kontrolünde başarı sağlanamaz ise ek ilaçlara geçilmelidir. • Sulfanilüre yada Dipeptidil Peptidaz IV (DPP-4): pankreası daha fazla insülin üretmeye zorlayan ilaçlardır. • Thiazolidinedionlar: Vücudu insüline karşı hassaslaştırır, az insülin ile daha fazla şeker kullanımı sağlarlar. • Nişasta blokerleri: Basaraktan şeker emilimini geciktirirler. • Sodyum Glikoz ko-transporter 2 inhibitörleri (SGLT-2): idrarla daha fazla şeker atılmasını, kan şekerinin düşmesini sağlarlar. • Safra asidi bağlayıcılar: basrakta emilimi güçleştirerek şekerin kana karışmasına engel olurlar. Enjeksiyon yoluyla kullanılan insülin dışı şeker ilaçları: • Glukagon Like Peptid-1 Receptor Agonisti (Glokagona benzer peptit-1 reseptör agonisti) (İnkretin-mimetikler): Hem pankreasın insülin salgılamasını arttırarak hem de iştahı azaltarak kan şekeri kontrolü sağlarlar. • Amylin analogları: tip II diyabette pankreasta azalmış olan bir proteindir. Yukarıda sayılan bütün ilaçlar vücut kendi insülinini yapabiliyor ise etkilidirler. İnsülinler : Aşağıdaki durumlarda insülin tedavisi başlanmalıdır: • Vücut kendi insülinini yapamıyor ise, • Diğer ilaçlar, diyet ve egzersiz ile kan şekeri kontrolü başarılamadıysa insülin tedavisine başlanmaldırı. İnsülinlerin neredeyse tamamı enjeksiyon yoluyla verilir, sadece seçilmiş vakalarda kullanılabilen bir nazal inhalasyon formu da vardır. İnsülinler kısa orta ve uzun etkili insülinler olarak kullanımda bulunuyor. İnsülinler kesinlikle doktor kontrolünde kullanılmalıdır.

Diğer İlaçlar : Diyabet ile bağlantılı yüksek kolesterol ve hipertansiyon şeker kontrolü ile normale dönmedi ise mutlaka ilaç başlanmalıdır. Ayrıca her diyabet hastası yıllık grip aşısını, zatüre aşılarını, zona aşısını olmalıdır.

KAN ŞEKERİ TESTLERİ: Kan şekeri alınan gıdalar ve sıvılar ile hızla değiştiği kadar ruh haliyle de hızla değişir. Aşırı yükselme ve aşırı düşme şuur kaybı ve koma ile hatta ölümle sonuçlanabilir. Bu nedenle insülin tedavisi altındaki her diyabet hastası kan şekerini düzenli aralıklar ile kendisi evde kontrol edebilmeli ve bu ölçümleri kayıt etmelidir. Bu şekilde tedavinin başarılı olup olmadığı ortaya çıkar. İnsülin dışı tedavilerde de başlangıçta sıkı kan şekeri kontrolü gerekir. HbA1c testi kanda fazla glikozun hemoglobine bağlanması sonucu oluşan bir moleküldür. Hemoglobinin ömrü kadar kanda kalır (2-4 ay). HbA1c bize son 2-4 aylık kan şeker kontrolünün ortalamasını verir. Tip II diyabette amaç HbA1c seviyesini %7 nin altında tutmaktır. Bu sayede diyabet komplikasyonları daha az görülür.

DİYABETTE DEPRESYON: Diyabetli hastalarda depresyon sık görülür, hastanın tedaviye uyumunu bozar, kan şekeri kontrolünü bozar, komplikasyon sıklığını çok arttırır. Tip II Diyabet hastalarında 2 haftadan uzun süren sebepsiz üzüntü, ümitsizlik, bezginlik, isteksizlik, ilgisizlik, içine kapanıklık depresyonun önemli işaretleridir ve mutlak tedavi edilmelidir.

DİYABET KOMPLİKASYONLARI: Kontrol edilemeyen kan şekeri damarlardan başlayarak birçok organa hasar verir. Diyabet ne kadar kontrol ediliyor kan şekeri ne kadar yüksek seyrediyor ne kadar uzun süre yüksek kalıyor ise komplikasyonlar da okadar sık ve ağır görülür. En sık görülen diyabet komplikasyonları: – Retinopatiler: Göz hastalıkları, – Nefropatiler : Böbrek hastalıkları, – Nöropatiler: Sinir sistemi hastalıkları ve – Diyabetik ayak hastalıklarıdır. Ayrıca diyabet damar sertliğine ve yüksek kolesterole de yol açtığından inme, felç, beyin kanamaları, kalp hastalıkları da diyabetlilerde daha sık görülür.

DİYABET KOMPLİKASYONLARI AZALTILIR?

NASIL

Diyabet komplikasyonlarından korunmanın en önemli yolu iyi bir kan şekeri kontrolü sağlamak ve bunu idame ettirmektir. HbA1c seviyesini %7 nin altıda tutmak Tip II diyabet hastalarında komplikasyonları azaltmak için önemlidir. Ayrıca tip II diyabet hastalarının aşağıdaki önerilere dikkat etmesi komplikasyon riskini azaltır 1- Ayak bakımı: sık aralıklarla ayak bakımı yapmak, ayakları kuru, temiz ve sıcak tutmak. 2- Her yıl en az bir kez göz kontrolünden geçmek, 3- Her 6 ayda bir en a bir kez diş kontrolünden geçmek, 4- Sigara içmemek, alkol kullanmamak, 5- Depresyon bulgularının varlığında doktora gitmek yardım almak, 6- Sağlık kontrollerini düzenli olarak yaptırmak.

DİYABET HASTALIĞINI ÖNLEMEK MÜMKÜN MÜ? Tip II Diyabet gelişimini önlemek ve / veya geciktirmek mümkündür özellikle aşağıdaki önlemler sizi diyabetten korur: • Düzenli spor yapmak, • Kilo almamak, • Sigara içmemek, • Alkol kullanmamak yada kısıtlı kullanmak, • Dengeli ve düzenli beslenmek, • Lifli gıdalar almak, • Yeterince sebze ve meyve yemek ( özellikle elma, üzüm), • Aşırı yağlı yememek özellikle hayvansal yağlar ve trans yağlardan uzak durmak, • Şeker kullanmamak, • Tatlandırıcı kullanmamak, • Gazlı içecekler kullanmamak sizi diyabetten uzak tutacaktır Referanslar: National Diabetes Information Clearinghouse

http://diabetes.niddk.nih.gov American Diabetes Association http://www.diabetes.org Canadian Diabetes Association http://www.diabetes.ca Public Health Agency of Canada http://www.phac-aspc.gc.ca Diabetes mellitus type 2 in adults. EBSCO DynaMed Plus website. Available at:http://www.dynamed.com/topics/dmp~AN~T113993/Diabetes-mellitus-type-2-i n-adults. Updated August 25, 2017. Accessed August 25, 2017. American Association of Clinical Endocrinologists, American College of Endocrinology. Comprehensive Type 2 Diabetes Management Algorithm 2017. Endocr Pract. 2017 Feb;23(2):207-238. American Diabetes Association Classification and Diagnosis of Diabetes of Diabetes Mellitus. Diabetes Care. 2015 Jan;38 Suppl:S8-S16. Diabetes. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/diabetes/home/index.html. Updated July 25, 2016. Accessed August 25, 2017. Symptoms & Causes of Diabetes. National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney Diseases website. Available at: https://www.niddk.nih.gov/health-information/diabetes/overview/symptoms-causes . Updated November 2016. Accessed August 25, 2017. Diabetes mellitus type 2 in children and adolescents. EBSCO DynaMed Plus website. Available at:http://www.dynamed.com/topics/dmp~AN~T901364/Diabetes-mellitus-type-2-i n-children-and-adolescents. Updated July 18, 2017. Accessed August 25, 2017. Dietary considerations for patients with type 2 diabe

ENFEKSİYON HASTALIKLARI

dr aydoğan lermi, Enfeksiyon, enfeksiyon hastalıkları, enfeksiyon uzmanı Enfeksiyon, infectious, enfeksiyon hastalıkları, enfeksiyon uzmanı, Enfeksiyonlu Yara, Nörolojik Hastalıklar, Kemik İltihabı, Kronik Otit, Akciğer Hastalıkları, Orta kulak İltihabı, Hepatit B, Hepatit C, KOAH – Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı, İdrar Yolu enfeksiyonu, Grip, Bruselloz, Febril Nötropeni, Enfeksiyon Hastalıkları, Bulaşıcı Hastalıklar, Anaerob Enfeksiyonlar, Aort Kapağı Hastalıkları, Saman Nezlesi (Alerjik Rinit), Mide-Bağırsak enfeksiyonları, HIV, AIDS, Viral Enfeksiyon, Üriner Enfeksiyon, Hepatit A, Boğaz İltihabı, Grip, Halsizlik, İshal, Kalp Ağrısı, Göz Ağrısı, Enterit, Bronşit, Ateş, Bakteriüri, Cilt Hastalıkları, Karın Ağrısı, Kızamık, Tifo, Pnömoni, solunum yolu enfeksiyonları, Beyin enfarktüsü, Sarılık, Menenjit, Kuduz (hidrofobi), Kuduz, Lenfanjit, lenfadenit, sinüzit, Böbrek İltihabı, nefrit, rinit, anjin, akıntı, döküntü, kaşıntı, bulantı, kusma, ishal, kanlı ishal, kist, karaciğerde kist, köpek kisti, kediden bulaşan, köpekten bulaşan, evcil hayvanlardan bulaşan, yemekten bulaşan, sulardan bulaşan, havuzdan bulaşan, cinsel yolla bulaşan, temasla bulaşan, terlikten bulaşan, keneyle bulaşan, kene ile bulaşan, fareyle bulaşan, kanalizasyon, fosseptik, havludan bulaşan, tuvaletten bulaşan, kirli su, kirli sularla bulaşan, baş ağrısı, burun akıntısı, nezle, mayasıl, hemoroit, sifiliz, bel soğukluğu, şankr, şankroid, frengi, konjonktivit, sivilce, apse, kabuk, içi cerahatli, irin, irinli, apse boşaltma, düşük, doğumsal, genetik, idrarda yanma, kokulu akıntı, koyu akıntı, beyaz akıntı, akıntı ve kaşıntı, akıntı ve yanma, akıntı ve kanama, akıntı ve ateş, peniste akıntı, penis ucunda kaşıntı, peniste yanma, peniste yara, vajinada yara, kanlı idrar, kanlı akıntı, cerahatli akıntı, kanlı dışkılama, yeşil dışkılama, sulu dışkılama, makatta yara, anüste akıntı, makatta kanama, tırnak kırılması, tırnaklarda bozulma, mantar, mantar enfeksiyonu, tırnak mantarı, cilt mantarı, mantar tedavisi, akıntı tedavisi, tırnak tedavisi, adet kesilmesi, gebelik enfeksiyonu, bebek enfeksiyonu, çocuk enfeksiyonu, cilt enfeksiyonu, tırnak enfeksiyonu, karaciğer hastalıkları, karaciğer enfeksiyonu, safra kesesi enfeksiyonu, kemik enfeksiyonu, dalak enfeksiyonu, göz enfeksiyonları, göz kapağı enfeksiyonu, cilt enfeksiyonları, döküntülü enfeksiyonlar, tırnak enfeksiyonları, sinüzit, sinüs, göz, konjonktivit, otit, kulak zarı, zatürre, zatürre, pnömoni, pnömoni, akciğer enfeksiyonu, ince hastalık, tüberküloz, toplumdan bulaşan, havadan bulaşan, öksürükle bulaşan, nefesle bulaşan, okuldan bulaşan, parazit, bağırsak paraziti, solucan, solucan tedavisi, parazit tedavisi, kurt tedavisi, dışkıda solucan, dışkıda kurt, dışkıda parazit, kilo

kaybı, kilo alamama, Nörit, Nöritis, Nevrit, Nevritis, Nevralji, meningoensefalit, ensefalo myelitler, düşük araştırması, torch, toksoplazma, rubella, rubeola, 5. Hastalık, 6. Hastalık, kızamıkçık, antibiyotikler, anti viraller, virüs, virus, barsak enfeksiyonu, ishal, dizanteri, kolera, amipli dizanteri, basili dizanteri, rota, adeno, rota virüs, adeno virüs, viral enfeksiyonlar, mantar enfeksiyonları, memede apse, vajinada kaşıntı akıntı, vajinada kanlı akıntı, hpv, aids nedir, hepatit nedir, zatüre nedir, menenjit nedir, enfeksiyon nedir, enfeksiyonu ne demek, osteomyelit, osteokondrit, zona, hsv, zona zoster, abdomen, periton, peritonit, apandisit, nefrit, piyelonefrit, sistit, üretrit, üretero vesikal reflu, hepato renal sendrom, salpenjit, salpingo ooforit, pid, pelvik inflamatuar hastalık, pelvis enfeksiyonları, jinjivit, diş apsesi, diş enfeksiyonları, parotit, kaba kulak, rinit, rektal apse, peri anal enfeksiyon, kemik eklem enfeksiyonları, artrit, kemik enfeksiyonu, eklem enfeksiyonu, kronik osteomyelit, perianal apse, ülseratif kolit, crohn, kron, çölyak, divertikül, divertikülit, balık zehirlenmesi, gıda intoks, gıda zehirlenmesi, gıdalar ile bulaşan enfeksiyonlar, sulardan bulaşan enfeksiyonlar, epiglottit, özefajit, gastrit, helikobakter pilori ,hpv aşısı, aşılar, zatüre aşısı, grip aşısı, influenza aşısı, menenjit aşısı, çocukluk aşıları, evlilik testleri, çocukluk çağı hastalıkları, döküntülü enfeksiyonlar, bulaşıcı enfeksiyonlar, tatilde oluşacak enfeksiyonlar, seyahat hastalıkları, sıtma, sivrisinekler ile bulaşan enfeksiyonlar, kenelerden bulaşan enfeksiyonlar, kene, sivrisinek, farelerden bulaşan enfeksiyonlar, kırım Kongo kanamalı ateşi, ebola, ebola enfeksiyonu, ebola nedir, ebola tedavisi, kkka, döküntü, kaşıntı, koma, yoğun bakım, yoğun bakım enfeksiyonları, ventilatör ilişkili pnemoni, hastane enfeksiyonları, vektör, trikomonas vajinalis, gardnerella vajinalis, giyardiya, trişinella, e. Coli, pseudomonas, beta, beta enfeksiyonu, boğaz enfeksiyonu, yüksek ateş boğaz ağrısı, üşüme titreme, titreme terleme, döküntü kaşıntı, idrarda yanma, idrar yolu enfeksiyonu, peniste yanma, idrar yaparken yanma sızlama, idrarda koyulaşma, idrarda koku, dışkıda kötü koku, kötü kokulu akıntı, cerahatli akıntı, şant, şant enfeksiyonu, anal yolla bulaşan, oral yolla bulaşan, sex ile bulaşan, sex, anal sex ile bulaşan, seks, seks ile bulaşan, anal seks ile bulaşan, anal seks, oral seks ile bulaşan enfeksiyon, meni ile bulaşan, vajinal salgılar ile bulaşan, tükürükten bulaşan, kondom, kondom kullanımı, dildo ile bulaşan enfeksiyon, dövme ile bulaşan enfeksiyonlar, vücut deldirme, piercing, steril, steril olmayan, dezenfeksiyon, pansuman,

TOKSOPLAZMA Toksoplazma enfeksiyonu ( Toksoplazmoz ) özellikle immun sistemi düşük kişiler ve anne karnındaki bebekler için tehlikeli olan paraziter bir hastalıkdır.

Toksoplazma nasıl bulaşır? Parazit doğada yaygın olarak bulunur. Kediler taşıyıcı ve rezervuardır. Hastalık kedi dışkısıyla bulaşmış gıdalar, sular, eşyalar ile ağızdan bulaşır. En sık az pişmiş et ve çiğ etler ile bulaşır. Hamilelik sırasında bulaşır ise anne karnındaki bebeğe zarar verir. Toksoplazmoz tekrarlayan düşüklere yol açar. Normal insanda toksoplazma hiçbir şikayete neden olmaz ve kendi kendine geçer. Ancak immün sistemi zayıf olan kişilerde beyin ve gözlerde enfeksiyon yapar. Anne karnındaki bebekte ciddi beyin hasarı, zeka geriliği, fiziksel bozukluklar ve düşüğe neden olur. Hamilelerin ve immün sistemi zayıf olanların hastalıktan korunmaları ve tespit edilir ise antibiyotik tedavisi gerekir.

Toksoplazma nedir ? Toksoplazma dünyada ve ülkemizde yaygın şekilde görülen bir parazittir. Kediler rezervuardır. İmmun sistemi zayıf insanlarda ve anne karnındaki bebeklerde ciddi enfeksiyonlara, sakatlıklara ve ölüme neden olur.

Toksoplazma nerede bulunur? Toksoplazma dünyada yaygın şekilde bulunur, normal insanlarda hastalık kısa süreli hafif seyreder ve immün sistem paraziti hapseder. Buna primer enfeksiyon denir. İmmün sistem zayıflar ise parazit canlanır ve hastalık yapar buna aktivasyon denir.

Toksoplazma kimlerde görülür? Toksoplazma her yaşta görülebilir her insan hayatı boyunca toksoplazma ile karşılaşır ancak normal kişilerde hastalık grip gibi belirti vermeden geçer. Ancak: Toksoplazma hamilelik sırasında yada hamile kalmadan birkaç ay önce

bulaşır ise bebeğe zarar verir. Doğurganlık çağına kadar gelmiş ve hiç toksoplazma geçirmemiş olmak risk teşkil eder. İmmün sistemi bozuk hastalarda Kanser tedavisi görenler, Kontrolsüz diyabetik hastalar, Böbrek yetmezliği olan diyalize giren hastalar, Kortizon kullanan hastalar, Organ nakli yapılmış olan hastalar, HIV + hastalarda Toksoplazma ciddi enfeksiyonlara ve sakatlıklara neden olur.

Toksoplazma nasıl ve nereden bulaşır? Toksoplazma doğada bolca bulunur ve ısıya, kuruluğa dayanıklıdır. Kediler hastalığın rezervuarıdır. Taşıyıcı kedi her gün milyonlarca paraziti dışkısıyla etrafa yayar, kedi sağlıklı görünür. İnsanlar gibi doğada birçok memeli ve kuş aynı şekilde hasta olur. Kedilerin parazit tedavisi kısa süreliğine hastalık yaymalarına engel olur ancak bu tedavinin düzenli aralıklar ile tekrarlanması gerekir. Kedi dışkısı ile kontamine olmuş gıdalar, Kontamine sular, İyi pişmemiş etler, Pişmemiş etlerden yapılan gıdalar, Kirlenmiş oyuncaklar, Bahçeler, toprak işleri, Kum havuzlarından kolayca bulaşır. Toksoplazma bağırsaktan vücudumuza geçerek organlarımıza yayılır. Hamilelikte yada hamilelikten birkaç ay önce bulaşırsa bebeğe çok zarar verir.

Toksoplazmoz belirtileri nelerdir? Birçok hastada hiçbir şikayet olmaz. İmmun sistemi normal olan insanlarda toksoplazma enfeksiyonu sırasında. Hafif gripal şikayetler, Lenf bezlerinde şişme, Hafif kas ağrıları, dışında şikayet olmaz.

İmmün sistem paraziti hapis eder ve hasta normale döner. İmmün yetmezliği olan hastalarda ise çok ciddi beyin, göz enfeksiyonları ve hasarı olur.

Toksoplazma teşhisi nasıl konur? Toksoplazma basit kan testleri ile teşhis edilir. Hastalığın akut döneminin tespiti için geliştirilmiş son derece duyarlı testler ile her hamilelikte toksoplazma taraması yapmak gereklidir.

Toksoplazma tedavisi var mı? Normal insanlarda tospolazmoz tedavisine gerek yoktur. Hastalar birkaç haftada tamamen iyileşirler. Hamile kadınlar ve immün sistemi zayıf olanlar için akut dönemde antibiyotik tedavisi başlamak gerekir.

Toksoplazma nasıl önlenir? Hamile kadınların ve immun sistemi zayıf olanların toksoplazmaya karşı dikkatli olmaları gereklidir. Test yaptırın İmmun sisteminiz zayıf ise toksoplazma testinizi yaptırın, Test pozitif ise doktorunuz hastalığın aktivasyonunu önleyebilir veya gerektiğinde ilaç verebilir. Test negatif ise toksoplazma bulaşmaması için aşağıdaki önlemlere dikkat edebilirsiniz. Hamile kalmayı planlıyor iseniz toksoplazma testinizi yaptırın. Test pozitif ise planınızı 6 ay kadar geciktirebilirsiniz. Hamilelikten 6 ay önce geçirilmiş toksoplazma enfeksiyonu bebeği etkilemez. Test negatif ise önlem alın. Toksoplazma tekrarlayan düşüklerin en sık sebeplerinden birisidir. Eğer hamile iseniz Toksoplazma testinizi mutlaka yaptırın. Bu testin ilk 3 ayda yapılması gerekir. Hamile iseniz, hamile kalmayı planlıyor iseniz yada immün sisteminiz zayıf ise Önlem alın Toprak, kum havuzu, çiçek, bahçe, saksı, kedi beslemek vb. tüm işleri yaparken mutlaka eldiven giyin,

Kedi dışkısı olabilecek tüm alanlarda iş yaparken eldiven giyin, Dış aktivitelerden sonra ellerinizi yıkayın, Çiğ ete dokunmayın ve dokunursanız ellerinizi yıkayın, Mutfakta lateks eldiven kullanın, Yemek pişirdikten sonra ellerinizi, kesme tahtasını, bıçak vb. çiğ ete dokunmuş tüm malzemeyi yıkayın, Az pişmiş et yemeyin, çiğ et yemeyin, Etleri ortasındaki pembelik tamamen gidinceye kadar pişirin, etler pişmeden tatmayın, Kedilerden uzak durun, evcil kedilerden de uzak durun, toksoplazma çıkaran kedilerde herhangi bir sağlık problemi görülmez, Kedi kumunu siz değiştirmeyin yada eldiven giyin, ellerinizi yıkayın, Birçok evcil kedide toksoplazma tedavisi kısa süreliğine düzelme sağlar, daha sonra doğadan bulaşan parazit tekrar kolayca kedinin bağırsağına yerleşir. Kediden geçişi engellemek için Tedavi olmuş kedinizin dışarıya çıkmasına izin vermeyin, Düzenli aralıklar ile tedaviyi tekrarlatın, Kedinize çiğ et vermeyin, pişmiş gıda ile besleyin, Dışarıda dolaşan kedilerin evinize gelmesine izin vermeyin, Çiğ et ile beslenen kedilerin evinize gelmesine izin vermeyin. Referanslar: 1. Schwartzman JD, Maguire JH. Systemic Coccidia (Toxoplasmosis). In: Guerrant Rl, Walker DH, Weller PF, editors. Tropical Infectious Diseases: Principals, Pathogens, Practice. 2nd ed. Philadelphia: Churchill Livingstone;2006. p 294-300. 2. Montoya JG, Liesenfeld O. Toxoplasmosis. Lancet. 2004 Jun 12;363:1965-1976. 3. Jones JL, Lopez A, Wahlquist SP, Nadle J, Wilson M. Survey of clinical laboratory practices for parasitic diseases. Clin Infect Dis. 2004 Apr 15;38 Suppl 3:S198-202. 4. Holland GN. Ocular toxoplasmosis: a global reassessment. Part II: disease manifestation and management. Am J Ophthalmol. 2004 Jan;137(1):1-17. 5. Holland GN. Ocular toxoplasmosis: a global reassessment. Part I: epidemiology and course of disease. Am J Ophthalmol. 2003 Dec; 136(6):973-88. 6. Jones JL, Ogunmodede F, Scheftel J, Kirkland E, Lopez A, Schulkin J, Lynfield R. Toxoplasmosis-related knowledge and practices among pregnant women in the United States. Infect Dis Obstet Gynecol. 2003;11(3):139-45. 7. Jones JL, Dietz VJ, Power M, Lopez A, Wilson M, Navin TR, et al. Survey of

obstetrician-gynecologists in the United States about toxoplasmosis. Infect Dis Obstet Gynecol. 2001;9(1):23-31. 8. Jones JL, Lopez A, Wilson M, Schulkin J, Gibbs R. Congenital toxoplasmosis: A review. Obstet Gynecol Surv. 2001 May;56(5):296-305. 9. Frenkel JK. Fishback JL. Toxoplasmosis. Hunters Tropical Medicine and Emerging Diseases, 8th Ed., 2000. G. Thomas Strickland, Ed. W.B. Saunders and Company. 10. Dubey JP. Toxoplasmosis (Zoonosis Update). J Am Vet Med Assoc. 1994 Dec 1; 205(11):1593-8