BİLGİ VE DOKÜMAN YÖNETİMİ BİLGİ BÜLTENİ Sayı-19 - Ocak 2005

BİLGİ VE DOKÜMAN YÖNETİMİ BİLGİ BÜLTENİ Sayı-19 - Ocak 2005 Hazırlayan: Makbule Demirkan İÇİNDEKİLER 1. 1. İTO Bilgi Merkezi Yeni Yayınlar 2. 2. ...
2 downloads 0 Views 171KB Size
BİLGİ VE DOKÜMAN YÖNETİMİ BİLGİ BÜLTENİ Sayı-19 - Ocak 2005 Hazırlayan: Makbule Demirkan İÇİNDEKİLER 1.

1.

İTO Bilgi Merkezi Yeni Yayınlar

2.

2.

Yeni Çıkan İTO Yayınları Özet Bilgileri

3.

3.

Bilgi ve Doküman Yönetimi Hizmetleri

4.

4.

Bilgi Kaynakları Tanıtımı





Süreli yayınlar





Seçilmiş Makaleler





Seçilmiş Makale Özetleri

5.

5.

Yeni Çıkan yayınlar

6.

6.

Motive Olalım

7.

7.

Ayın Konusu (Deprem) Sayfa Başı

1. MERKEZİMİZE GELEN YENİ YAYINLAR Pazarlama Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar, Küçük ve Orta Boy İşletmeler. Milli Prodüktivite Merkezi. 2004, 111 s. KOBİ’lerin ülke ekonomisindeki yeri ve önemi, yeni rekabet koşullarında pazarlama yönetimi, pazarlama yönetimine yeni yaklaşımlar, KOBİ’ler için pazarlama olanak ve koşulları, KOBİ’lerin pazarlama açısından güçlü ve zayıf yönleri konusunda bilgiler veren yayındır. Kar Amacı Gütmeyen Örgütlerde Verimlilik. Doç.Dr.Deniz Büyükkılıç. Milli Prodüktivite Merkezi. 2004, 158 s. Kar amacı gütmeyen örgütlerde verimlilik ve performans yönetimi, dernek ve vakıflarda verimlilik ve performans yönetimi konusunda bilgiler veren yayındır. Verimliliği Teşvik Kuruluşları: Evrim ve Deneyim. Milli Prodüktivite Merkezi. 2004, 125 s. Gelişme stratejisi olarak verimlilik, ulusal verimlilik kuruluşlarının evrimi, UVK’nın rolleri, etkinlikleri, ürünleri ve hizmetleri, UVK’nın yönetim ve örgüt yapısı, ulusal verimlilik kuruluşları üzerine örnek olay incelemeleri, verimliliğin teşvik edilmesi konusundaki uluslararası çabalar hakkında bilgiler veren yayındır. Elektronik Ticaret Alanındaki Rekabet Sorunları. İbrahim Aydemir. Rekabet Kurumu. 2004, 80 s. Elektronik ticarete genel bir bakış, dünyadaki ve Türkiye’deki e-ticaretin gelişimi,e-ticaretin getirdiği verimlilik artışları ve e-ticaret alanında rekabet hukuku uygulamaları bakımından ortaya çıkan sorunlar konusunda bilgiler veren yayındır. Sayfa Başı

2.YENİ ÇIKAN İTO YAYINLARI ÖZET BİLGİLERİ IMF İle Nereye Kadar?2004- 43, 145 s. Haz: Doc.Dr.Sadi Uzunoğlu. Her zaman tartışılan IMF ve Türkiye ilişkilerindeki başarısızlıkların nedenleri konusunda bilgiler veren yayındır. Gazlı İçecek Sektörü. 2004, 13 s. Haz:Şaban Oruç Gazlı içeceğin tanımı, kapsamı, tarihçesi, Türkiye’deki durumu, üretimi, tüketimi, sektörün diğer sektörlerle ilişkisi, dış ticareti ve güncel sorunları konusunda bilgiler veren rapordur. Gerileyen Enflasyon Ortamında İşletme Yönetimi.2004-49,32 s. Haz: Dr.İlkay Çapraz. 2002 yılında yeniden IMF destekli uygulamaya konulan enflasyonla mücadele ve istikrar programı çerçevesinde, gerek tüketiciler gerekse işletmeler açısından yeni bir piyasa ortamı oluşmakta olup, işletmelerimizin faaliyetlerini sürdürebilmeleri konusunda bilgiler veren yayındır. İTO yayınları özet bilgilerine ve satış fiyatlarına: www.ito.org.tr Kütüphanemiz / Satışta Olan Yayınlar bölümünden ulaşabilirsiniz. Sayfa Başı

3.BİLGİ VE DOKÜMAN YÖNETİMİ ŞUBESİ HİZMETLERİ Bu bölümde Merkezimizde verilen hizmetlerin tanıtımı yapılarak sizleri bilgilendirmek amaçlanmaktadır. Hızla gelişen ve değişen bilgi ihtiyacını güncel olarak karşılanabilmesi için koleksiyonun bir kısmı Türkçe ve yabancı dilde sektörel (haftalık, aylık, 2 aylık) dergilere ayrılmıştır. Merkezimizde İnceleyebileceğiniz Sektör Dergileri:

Basın Dünyası

Moda Osmanbey

Beton Prefabrikasyon

Nalburiye

Chip Bilgisayar Kültürü

Natural Stone

Çimento ve Beton Dünyası

Ofiskırtasiye

Çorapland

Oto Yedek Parça ve Servis Ekipmanları

Dağıtım Kanalı

Örme Dünyası

Deri

PC Net

Deri Dünyası

Petrogas

Dizayn İnfo

Petrol ve Biz

Dizayn Konstrüksiyon

Plastik

Doğal Gaz

Seramik Türkiye

Dünya Tekstil

Su Dünyası

Elektrik Müteahhitliği

Şişe Cam

Enerji

Tabldot

Ev Tekstili

Taysad

Gıda

Tekstil & Teknik

Gıda Teknolojisi

Tekstil İşveren Dergisi

Gold News

Tekstil Teknoloji

Halı

Tekstil Trend

Hazır Beton

Telekom Dünyası

Hedef Sağlık

Termodinamik

Hidrolik & Pnomatik

Tesisat

Hizmet

Tesisat Market

Home Style

TGSD Mesaj

İnşaat Dünyası

Timder

İnşat Sanayi Dergisi

Toprak İşveren

İzmir Ayakkabı Dergisi

Türkmetal

Kırtasiye

Türktarım

Konfeksiyon Teknolojisi

Unlu Mamuller Teknolojisi

Laleli Dergisi

Win

Matbaa & Teknik

Yalıtım

Medikal Teknik

Yangın ve Güvenlik

Medikal Trend

Yapı

Meşrubatçılar Derneği Dergisi

Yem

Metal Makine

Zücaciye Sayfa Başı

4.BİLGİ KAYNAKLARI TANITIMI SEÇİLMİŞ SÜRELİ YAYINLARIN MERKEZİMİZE GELEN SON SAYILARI YABANCI SÜRELİ YAYINLAR Der Spiegel. 3, Ocak 2005 / Haftalık Metal Bulletin.1, Ocak 2005/3 Günlük National Geographic Magazine.1, Ocak 2005 / Aylık Newsweek 1, Ocak 2005 / Haftalık The Public Ledger. 2406, Ocak 2005 / Haftalık The Economist.4, Ocak 2005 / Haftalık TÜRKÇE SÜRELİ YAYINLAR

Atlas. 142, Ocak 2005 / Aylık Capital. 1, Ocak 2005 / Aylık Chip.1, Ocak 2005 / Aylık Ekonomist. 4, Ocak 2005 / Haftalık Executive Excellence 94, Ocak 2005 / Aylık Finans Dünyası. 181, Ocak 2005 / Aylık Human Resources 1, Ocak 2005 / Aylık KobiEfor 64, Ocak 2005 / Aylık Vergi Dünyası. 281, Ocak 2005 / Aylık Vergi Sorunları Dergisi. 196, Ocak 2005 / Aylık Sayfa Başı

*SEÇİLMİŞ MAKALELER •



“ Yatırımcının Yol Haritası.”Capital. 1 ( Ocak 2005) 60 s.





“ Nüfustan Gelen 7 Çok Kritik Mesaj” Capital. 1 (Ocak 2005) 94 s. (mak.özeti 6 s.)





“ Türkiye Zaten AB’de.” Capital. 1 (Ocak 2005 ) 118 s. (mak.özeti 6 s.)





“ Vergide Devrim, Hızlı Başladı.” Ekonomist, 3 (Ocak 16-22 2005 ) 52 s.





“ Odalar KOBİ’leri Yurtdışına Taşıyacak. “ Ekonomist., 1 (Ocak 2-8 2005) 51 s.





“ Petrolsüz Bir Hayata Hazırlanın ” Ekonomist, ( Ocak 9-15 2005) 22 s.





“ Kötümserlik-İyimserlik”. Finans Dünyası, 181 ( Ocakı 2005) 32 s. (mak.özeti 6.s)





“ Yaşam kalitesi İçin Stratejik Düşünmek ” Finans Dünyası, 181 (Ocak 2005) 34 s.





“ KOBİ’lere Ödül Dopingi ” İTO Vizyon, 24 (Ocak 2005) 19 s. Sayfa Başı

*SEÇİLMİŞ MAKALE ÖZETLERİ “ Nüfustan Gelen 7 Çok Kritik Mesaj” Capital. 1 (Ocak 2005) 94 s. 1-Nüfus Artış Hızı Düşüyor 2-Ortanca Yaş Yükseldi 3-Yaşlı Nüfus Artıyor 4-Genç Nüfus Sabitlenecek 5-Kadın Hane Reisi Sayısı Artıyor 6-Kalabalık Aile Tarihe Karışıyor 7-Solo Yaşam Yaygınlaşıyor “ Türkiye Zaten AB’de. Capital. 1 (Ocak 2005 ) 118 s. Türkiye’nin gündemi önümüzdeki 10 yıl içinde AB üyeliğine hazırlık ve müzakere süreci oluşturacak. Ancak, bu süreci gözümüzde büyütmeyelim. Çünkü, Türkiye pek çok açıdan zaten AB ile bütünleşmiş durumda. Bugün AB sınırları içinde 4 milyonu aşkın Türk yaşıyor, 100 bine yakın Türk girişimci 38 milyar Euro’luk ciro yapıyor. En önemli ihracat pazarımız olan AB’ye geçen yıl 26 milyar doları aşan ihracat gerçekleştirildi. Türk şirketleri Avrupa’da yatırım yapmaya, şirket ve marka almaya başladı. “Kötümserlik-İyimserlik”. Finans Dünyası, 181 ( Ocak 2005) 32 s. Zengin ülkelerdeki sorunlar zikredilirken bıyık altından gülen kötümserlere Türkçe’deki güzel bir deyişi hatırlatmak gerek: “Herkesin derdi kendine…” Sayfa Başı

5. YENİ ÇIKAN KİTAPLAR İş İlanı Nasıl Yanıtlanır? Hasan Latif & Gazi Uçgun. Rota Yayınları. Kitap iş arayanlar kadar İK yöneticisi ve ilanı hazırlayan profesyoneller için de okunması gereken bir başucu kaynağı niteliğindedir. Kitapta ayrıca iş ilanı örnekleri, farklı CV hazırlama teknikleri ve en önemlisi de bir iş ilanının yanıtlanma sürecindeki aşamalar ayrıntılı olarak ele alınıyor. Sahte Melekler: hortumcuzadeler. Memduh Bayraktaroğlu. Truva Yayınları. Kitap iş dünyasıyla ilgili hepimizin canlı örneklerine tanık olduğumuz ilginç bir öykü anlatıyor. Kitapta ayrıca bir banka hortumlama olayı gerçekçi bir üslupla işleniyor. Yöneticiyi Yoldan Çıkartan Beş Tutku. Patrick Lencioni, Optimist Yayınları. Kitap yöneticileri başarısızlığa götüren nedenleri, bir solukta okuyacağınız fakat yıllar boyu anımsayacağınız bir öyküyle açıklanıyor; bir şirketin genel müdürü olan hırslı Arman Kuzeyli, birçok yönetici gibi farkında olmadan birkaç hata yapıyor ve sonuçlarına katlanmak zorunda kalıyor. Bundan tüm yöneticilere iyi bir ders çıkıyor… Geleceği Şekillendirmek: yaşam kalitesi için stratejik düşünme, Dr.Yılmaz Argüden. Rota Yayınları. Yazar kitabında, Türkiye’nin uzun vadeli düşünebilen, geleceği karşısında bulmak yerine geleceği bugünden hazırlayan; hayal kuran ve vizyon sahibi bir kuşağa gereksinimi olduğunu belirtiyor. Kurumsal İtibarınızdan Kaç Sıfır Atabilirsiniz? Arın Dörtok. Rota Yayınları. 2005, 242 s.

Son on yılın en önemli yönetim kavramlarından “kurumsal itibar ile yine bu süre içinde kabuk ve anlam değiştiren “iç iletişim” arasındaki bağlantıyı irdeleyen kitap, özellikle çalışan boyutunda iç iletişim kavramını sorgulayarak itibar anlayışını da çalışan perspektifinden yorumluyor. Sayfa Başı

6.MOTİVE OLALIM EĞLENMEYE ZAMAN AYIRIN Çoğu kimse, özellikle de küçük çocukları olanlar artık kendilerine zaman ayıramadıklarından yakınırlar. Daha da kötüsü, bir parça boş zamanları olduğunda onu kendileri için kullanmak suçluluk duymalarına neden olur! Kendine rahatça zaman ayırabilmek için, bunun yalnızca kendiniz için değil, çevrenizdeki herkes için daha iyi olduğunu kabul etmelisiniz. Suçluluk duymaksızın o anların keyfini çıkarabilecek bir noktaya gelmeniz gerekmektedir. Eğer henüz bu noktaya gelmemişseniz ve nasıl geleceğinizi de bilmiyorsanız öncelikle evle ilgili işlemlerinizi bir sıraya koymalısınız. Bunu başardıktan sonra kendiniz için bir parça nitelikli zaman ayırma düşüncesinin sizi rahatsız etmeyeceği noktaya gelebilirsiniz; eğer uzun vadede mutlu olan konusunda ciddiyseniz bunu mutlaka yapmalısınız. Dünyanın en meşgul insanı olsanız bile arada bir kendinize ayıracak bir on dakika bulabilirsiniz. Başlamak için gereksiniminiz olan tek şey budur. Bu, rahatsız edilmeksiniz banyo almak ya da yanınızda çocuklar olmadan bir arkadaşınızla dışarıya çıkmak olabilir. Çoğumuz kendi evimizi kurup hele de çocuk sahibi olduktan sonra kendi gereksinimlerimizi en sona atmamız gerektiği düşüncesiyle büyütülmüşüzdür. Oysa bu yaklaşım hem kendi mutluluğunuz, hem de çevrenizdeki insanların huzuru açısından zararlıdır. Kendinizi hiçe saymanız eninde sonunda ailenize kızgınlık duymanıza ve iyi bir eş ya da anne olamamanıza neden olur. Onun için arada bir kendinize yapmak istediklerinizi yapmak için izin verin; sürekli olarak başkaları için yaşamayın. Bunu yapmanız kimseye zarar vermeyeceği gibi siz de, onlar da daha mutlu olacaksınız. “Hele çocuklar büyüsün, o zaman kendime zaman ayırırım” diye düşünme yanlışlığına düşmeyin. Çünkü böylece siz farkına varmadan normal yaşamınız bu olacaktır ve eşiniz de, çocuklarınız da sizden hep böyle olmanızı bekleyecektir. İleride bu durumu değiştirmek çok güç olur. Mazeretler bulmaktan ve ertelemeden vazgeçin! Bu dünya üzerindeki konukluğunuzun ne zaman biteceğini bilemezsiniz; bu yarın bile olabilir. Onun için bir gün bile ertelemeyin. Ayrıca çocuklarınıza sizin varlık nedeninizin onlara bakmak olmadığınızı, sizin gereksinimlerinizin de önemli olduğunu öğretin. Aile olmanın ekip çalışması gerektirdiğini anlatın. Mutlu ailelerde herkes birlikte çalışır ve birlikte kazanır. Bu, gerçekleşmesi olanaksız bir hayal değildir. Siz bu düşünceyi benimsediğinizde ve ailenizin diğer üyeleri de buna alıştığında bunu uzun soluklu bir yaşam tarzı değişikliği haline getirmek için gereken zihinsel rahatlığı ve enerjiyi bulabileceksiniz. Bunu siz yapmazsanız kimse sizin için yapmaz; onun için yaşamınızın yönetimini elinize alın ve kendiniz için bu değişikliği yapın! Claire McFee Personal Excellence Sayfa Başı

7. AYIN KONUSU (Deprem) Depremler kıtaları birleştirecek Bilim adamları Asya depremi gibi yer hareketlerinin kıtaları birbirlerine yaklaştırdığını ve dünyanın 250 milyon yıl sonra yeniden tek kıta olacağını öne sürüyor. New York AA 7 Ocak 2005 — Sumatra açıklarında 26 Aralık’ta meydana gelen deprem, kara parçalarını yerlerinden oynattı. Bilim adamları, bu tür depremlerin kara parçalarının sürekli olarak oynadığının, yer değiştirdiğinin bir işareti olduğunu ve kıtaları birbirlerine yaklaştırdığını vurguluyor. DEPREMLER EVEREST’İ YÜKSELTİYOR Bilim adamları, yerküredeki kıtaların bir zamanlar tek dev bir kıta (Pangea) olduğunu düşünüyor. Jeolojik hareketler kıtaların birbirlerinden ayrılmasını sağlıyor. Bilim adamlarının plaka olarak nitelendirdikleri büyük toprak parçaları, her yüzyılda 3 ila 5 santimetre kayıyor. Bu plakalar hareket ettiğinde aralarında çarpışmalar oluyor, depremler ortaya çıkıyor. Plakaların birbirlerini ittirmesinin önemli bir sonucu da dağların oluşumu. Örneğin, Hindistan alt-kıtasının milyonlarca yıldır kuzeye doğru kayması sonucu ortaya çıkan ittirme gücü, Himalayaları oluşturuyor. Bu ittirmenin hâlâ devam etmesi ise örneğin dünyanın en yüksek zirvesi Everest’in her yıl 1-2 santimetre yükselmesinin neden oluyor. Asya depremi günleri kısalttı DÜNYA TEK KITA OLACAK Bilim adamları, Asya depremi şiddetindeki depremlerin Pangea’dan bu yana on binlerce kez gerçekleştiğini ifade ediyor. Depremler kıtaları sadece ayırmıyor. Bilgisayar simülasyonları tek kıtadan bu yana, kıtaların tekrar birbirlerine doğru kayma sürecinde olduğunu gösteriyor. Son 40 milyon yıldır Afrika’nın Avrupa’ya kaydığı, bu kaymanın Alpler’de ve Pireneler’de yarattığı baskının, Türkiye, İtalya ve Yunanistan’da depremlere yol açtığı belirtiliyor. Bir zamanlar büyük bir okyanus olan Akdeniz’in de bu ‘yakınlaşma’ nedeniyle küçülmekte olduğu kaydediliyor. Avustralya ise Güney Doğu Asya ile çarpışma pozisyonunda bulunuyor. Kimi teorilere göre, 250 milyon yıl sonra dünyanın yeniden tek bir dev-kıta (Pangea Ultima) haline gelecek. http://www.ntvmsnbc.com/news/304094.asp

DEPREMLERİN ŞİDDETİ Şiddet, Depremin insanlar, arazi, bina içindeki eşyalar ve bina üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür. Depremler şiddetlerine göre 12 dereceye ayrılmıştır. Derece: Belli belirsiz bir şeydir. İnsanlar hissedemez. Çok hassas cihazlar kaydeder.

1.

1.

2.

Derece: Oturan ve yatan kişilerle yüksek yapıların üst katlarındaki bazı kimseler tarafından 2. hissedilebilir.

3.

3.

4.

4. Derece: Gündüz bina içinde bulunan pek çok kimse hissedebilir. Gece uyuyanları uyandırabilir. Mutfak eşyaları, pencere ve kapılar sarsılır. Duvarlarda çatlama sesleri duyulur. Duran otomobiller sarsılır.

5.

5. Derece: Hemen hemen herkes tarafından hissedilir. Uykudan uyandırır, pencereler kırılabilir. Sıvalar çatlayabilir. Sağlam ve dengeli olmayan vazo, biblo ve benzeri şeyler devrilebilir. Ağaçlar ve elektrik direkleri sallanır. İyi yapılmamış baca ve bahçe duvarları yıkılabilir.

6.

6. Derece: Herkes tarafından hissedilir. Ağır möbleler yerinden oynar. İyi yapılmamış taş, tuğla ve kerpiç yığma yapılarda önemli çatlaklar olur. Bacalar devrilebilir.

7.

7. Derece: İnsanlar ayakta durmakta güçlük çeker.İyi yapılmamış taş,tuğla ve kerpiç yapılarda önemli hasar ve yıkım olabilir. Bacalar tamamen yıkılır. İyi yapılmamış yığma yapı duvarlarında hafif çatlaklar olur. Betonarme binaların duvarlarının çerçeve sistemi ile temas ettikleri yerlerde çatlaklar olur.

8.

8. Derece: İyi yapılmamış taş, tuğla ve kerpiç yapılarda ağır hasar veya tamamen yıkılma. İyi yapılmış yığma kargir yapılarda ağır hasar. İyi yapılmamış betonarme yapılarda taşıyıcı sistemlerde çatlaklar oluşabilir. Arazide kum fışkırmaları çatlaklar ve faylaşmalar olur. Kayalar düşer ve heyelanlar olabilir.

9.

9. Derece: Yığma kargir yapılar yıkılır veya çok ağır hasar olur. Betonarme yapılarda taşıyıcı sistemde mafsallaşma başlar. Donatıyı örten beton kabuk düşer. Burkulma olur. Betonarme binalarda önemli ötelemeler ve şakulden kaymalar olur. Yerde yarık ve çatlaklar oluşur. Yer altı su boruları kopar.

Derece: Ev içinde ve özellikle üst katlarda oturanlarca çok iyi hissedilir. Duran otomobiller sallanır.

10. 10. Derece: İyi yapılmamış ahşap karkas, betonarme yapılarda çok ağır hasar veya kırılma başlangıcı görülür. Demiryolu rayları bükülür. Çamur ve kum akmaları görülür. 11. 11. Derece: Pek az yapı ayakta kalır. Köprüler harap olur. Yer kaymaları önemli ölçülere ulaşır. 12. 12. Derece: Araziden depremin sarsıntı dalgalarının geçişi görülür. Eşyalar cisimler havaya fırlar. İnsan eliyle yapılan tüm yapılar yıkılır, ve arazinin topografyası değişir. Bir depremin şiddetinden bahsedilirken genellikle üst merkez bölgesindeki şiddetten bahsedilir. Buradaki şiddet o depremde kaydedilmiş en büyük şiddettir. Üst merkezden uzaklaştıkça depremin şiddeti azalır. Kabaca merkezden her bir 20-30 Km uzaklaşıldıkça depremin şiddetinin bir derece azaldığı kabul edilir. Depremin şiddeti bir ölçüde süresine de bağlıdır. Yıkıcı depremler genellikle 10-15 saniyeden başlayarak 1-2 dakikaya kadar uzayabilir. Ayrıca sığ depremlerin şiddeti derin depremlere göre daha fazla olur. http://aratmuhendislik.sitemynet.com/depremler.htm Depremler Son Yıllarda Artıyor mu? Bu soruyu merak etmeyenimiz herhalde yoktur. Aşağıdaki çalışma Benko Ltd'nin özel bir çalışmasıdır. Çalışmada kullanılan verilen www.usgs.gov (Amerikan Ulusal Deprem Bilgi Merkezi) ve www.koeri.boun.edu.tr (Kandilli Rasathanesi) web alanlarından alınarak derlenmiştir. Açıklanan görüşler ise tamamen kişisel görüşlerdir, bu alanlar ile bir bağlantısı veya bilimselliği yoktur.

Yukarıdaki üç boyutlu grafiğin açıklaması şöyledir: Amerikan Ulusal Deprem Bilgi Merkezi'nden 1970-2000 yılları arasında meydana gelmiş deprem bilgilerini aldık. Yatayda bir eksene deprem büyüklüğünü yerleştirdik; diğer eksene 1970-2000 yıllarını yerleştirdik. Düşey eksene ise o yıl içinde meydana gelen depremleri şiddetlerine göre yerleştirdik. NETİCE: 4-6 büyüklüğünde depremler her yıl binlerce kere meydana gelmekte ve bu depremlerin sayıları çok fazla olduklarından 8-9 şiddetindeki depremlerin bu grafik üzerinde adetlerini görmek imkansız. 1970 yılından 2000 yılına doğru meydana gelen deprem adedinde genel bir artış görünmekte. Amerikan Ulusal Deprem Bilgi Merkezi web alanında depremler gerçekten artıyor mu? sorusuna cevap verilmiş ve her ne kadar yukarıdaki grafikte artış var gibi görülse de aslında son yıllardaki tüm dünya çapındaki veri toplama cihazlarının ve internetin sayesinde daha doğru ve daha çok veri toplandığını ve bu nedenle de sanki daha çok deprem oluyormuş gibi göründüğünü yazmakta. Tabii ki bu görüş doğrudur, küçük ve orta büyüklükte depremler çok daha kolay kaydedilmekte ve çok daha hızlı bu merkeze iletilmektedir. Ancak 6 ve üzeri depremler tüm dünya çapında ses getirdiğinden, büyük yıkımlara da neden olduklarından son 20 yılda 6'dan büyük depremlerin en azından belgelenmesinde eksiklik yapılacağını düşünmüyoruz. Bu nedenle gerçekten de depremlerin daha sık meydana gelmeye başladığını düşünüyoruz. http://www.benkoltd.com/deprem/artiyormu.htm Bu düşüncemizi desteklemek üzere başka verileri de inceleyelim: Yukarıdaki grafik yine Amerikan Ulusal Deprem Bilgi Merkezi'nden alınmış verilere dayanıyor. Son yüz yıl içerisinde meydana gelmiş 7 ve üzeri büyüklükteki depremlerin her yıl içindeki oluş adedi/yıl grafiği yaratıldı.Grafik üzerindeki noktalar o yıla tekabül eden 7 ve üzeri büyüklüğündeki deprem adedini gösteriyor. Bu verilerin curvefitting fonksiyonu ile bir ortalaması alınmış ve noktalar arasındaki yeşil eğri ile gösterilmiştir. Ortalama eğri incelendiğinde ilginç bazı bilgiler verir: Bu eğri sinusoidal karakterdedir (dalgalanma şeklinde). Yaklaşık 30 yıllık zaman dilimleri içinde deprem sayıları artıp azalma eğilimi göstermektedir. 2000'li yıllar içinde de büyük depremler artan yönde ilerlemektedir. Yani bu grafik te bir öncekini doğrular niteliktedir, büyük depremlerde istatistiksel olarak önümüzdeki 10 yıl içinde genel bir artma gözlenecektir. Dünyada Depremler sayfasını incelediğinizde büyük depremlerin yıllık ortalama meydana gelme sıklığının 19 olduğunu görürüz. 1999 yılında 7 ve üzeri toplam 23 deprem meydana gelmiştir. 2000 yılında 16 büyük deprem olmuştur. 2001 yılının Ocak ayında 5 büyük deprem meydana gelmiştir. Peki, Anadolu'da deprem sayısında bir değişme, veya artış var mıdır? Bunu incelemek için Kandilli Rasathanesi'nin web alanından alınan veriler kullanıldı. 1900-2000 arası 5.5'ten büyük depremler aşağıdaki grafikte gösteriliyor. Bir önceki grafikteki benzer ortalama eğrisi alındığında şu ilginç sonuçlara ulaştık: Dünya çapında depremlerin artış gösterdiği 1940-50 ve 1970'li yıllarda Anadolu'da da deprem sayısı artmış. 2000'li yıllara girerken de depremler artma eğilimi içinde olacaktır. Aşağıdaki 2 grafikte ise Anadolu'nun hangi bölgelerinde depremlerin hangi sıklıkta meydana geldiğini görebiliriz:

Bu grafiklerde belirtilen şehir/kasabalar gerçekte o bölgeyi belirtmekte; gösterim açısından Anadolu depremselliğine göre 23 bölgeye ayrıldı ve bu bölgeler şehirleriyle tanımlandı. Örnek olarak İstanbul/Kocaeli bölgesi: tüm İstanbul'u, adaları, Gebze ve Kocaeli'ne uzanan tüm bölgeyi belirtir. 0-1840 tarihler arası grafikte bazı bölgelerde görülen fazla deprem adedi, diğer bölgelerde bu tarihler arasında deprem olmamış anlamına gelmez. Eski tarihlerde ölçüm yapılamadığından, depremler o bölgelerdeki günümüze ulaşan yazılı kaynaklara dayanarak tesbit edilmiş. Örnek olarak, belki Malatya bölgesi'nde de çok deprem meydana geldi ancak kayıtlara geçmedi ve unutuldu. Not: Bu çalışmadaki tüm grafikler AXUM yazılımı ile yaratılmıştır. Axum yazılımını, Benko Web alanında, yazılımlar bölümünde daha yakından tanıyabilirsiniz. Anadolu'da depremler (0-2000 yılları arası) - Depremde zeminin etkisi

Suggest Documents