COMMITTEES/Kurullar Chairmans/Kongre Başkanları Prof. Dr. Osman YALDIZ (Chairman of IWCB 2017, Akdeniz University) Prof. Dr. Recep KÜLCÜ (Chairman of ICAE 2017, Süleyman Demirel University) Organizing Committee/Organizasyon Kurulu Prof. Dr. Osman YALDIZ ( Akdeniz University) Prof. Dr. Recep KÜLCÜ (Süleyman Demirel University, KAKAD) Prof. Dr. Can ERTEKİN (Akdeniz University) Prof. Dr. Günay KOCASOY (Boğaziçi University, KAKAD) Prof. Dr. Bülent TOPKAYA (Akdeniz University, KAKAD) Assoc.Prof. Dr. Nuriye Altınay PERENDECİ (Akdeniz University) Aylin Zeren ALAGÖZ (Ph.D.c.) (Boğaziçi University, KAKAD) Res. Asst. Emre AKMAN (Akdeniz University) Ahmet SÜSLÜ (Süleyman Demirel University) Fatıma ÇELİK (Boğaziçi University, KAKAD) Ekin YURDAKUL (Boğaziçi University, KAKAD) Scientific Comittee/Bilim Kurulu Prof. Dr. Osman YALDIZ (Akdeniz University, Turkey) Prof. Dr. Recep KÜLCÜ (Süleyman Demirel University, KAKAD, Turkey) Prof. Dr. Can ERTEKİN (Akdeniz University, Turkey) Prof. Dr. Günay KOCASOY (Boğaziçi University, KAKAD, Turkey) Prof. Dr. Martin Libra (Czech University of Life Sciences Prague) Prof. Dr. Eng. Sorin BIRIS (Univeristy of Politehnica Bucharest, Romania) Prof. Dr. Nuri AZBAR (Ege University, KAKAD, Turkey) Prof. Dr. Nuray BALKIS (İstanbul University , KAKAD, Turkey) Prof. Dr. Ayşe FİLİBELİ (Dokuz Eylül University, KAKAD, Turkey) Prof. Dr. Dilek SANİN (METU, KAKAD, Turkey) Assoc. Prof. Dr. Ta.YEONG (Monash University, Malaysia) Assoc. Prof. Dr. Nuriye Altınay PERENDECİ (Akdeniz University, Turkey) Assoc. Prof. Dr. Merja KONTRO (University of Helsinki, Finland) Assoc. Prof. Dr. Wojciech Budzianowski (Wrocław University of Science and Technology, Poland) Assist. Prof. Dr. Ghaffar ALI (University of Agriculture FAISALABAD, Pakistan) Assist. Prof. Dr. N.L. PANWAR (Maharana Pratap University of Agriculture and Technology, India) Dr. Stefanie SIEBERT (Executive Director of the European Compost Network, GERMANY) Dr. Eng. Mihai MATACHE (INMA Bucharest, Romania) Dr. Eng. Valentin VLADUT (INMA Bucharest, Romania) Dr. Antoni SÁNCHEZ (Universitat Autònoma de Barcelona, Spain) Dr. Konstantinos MOUSTAKAS (National Technical University of Athens, Greece) Dr. Abdullah YASAR (University Lahore, Pakistan) Erwin Binner, Dipl. Ing. (MsC). (BOKU-University of Natural Resources and Life Sciences, Austuria)

İçindekiler İçindekiler ........................................................................................................................................................................... 1 Aydın Yöresi Jeotermal Suları ile Emprenye Edilmiş Karaçam (Pinus nigra Arnold) Diri Odunlarında Bazı Özelliklerin İncelenmesi ......................................................................................................................................................................... 4 Türkiye’de Pamuk Üretiminde Yakıt Tüketimine Bağlı Olarak Gerçekleşen Karbondioksit Emisyonlarının Değerlendirilmesi ............................................................................................................................................................... 5 Fusarium culmorum Kültür Filtratı Konsantrasyonlarının Pratylenchus thornei Üzerine Etkisi ...................................... 6 Meloidogyne Incognita Irk 2'nin Farklı İnokulasyon Yoğunluklarının Bazı Dayanıklı Biber Hatlarında Reaksiyonu ...... 7 Kurak Bölgelerde Su Etkin Peyzaj Düzenlemeleri Yaklaşımıyla ‘Xeriscape’ ................................................................... 8 Antalya İli Demre İlçesi Domates Seralarından Toplanan Tetranychus urticae Koch (Acari:Tetranychidae) Popülasyonlarında Gelişen Abamectin Direnci ve Detoksifikasyon Enzim İlişkisi ........................................................... 9 Bazı Bitki Ekstraktlarının Predatör Akar Neoseiulus californicus (McGregor) (Acari: Phytoseiidae)’a Kontakt Toksisiteleri ...................................................................................................................................................................... 11 Konduitli Flotasyon Hücrelerinde Hücre Boyunun Havalandırma Performansına Etkisi ................................................ 13 Türkiye’de Pirinç Biti (Sitophilus oryzae, Coleoptera: Curculionidae) Popülasyonlarının Malathion ve Deltamethrin’e Karşı Direnç Durumunun Belirlenmesi ............................................................................................................................ 15 Problems And Prospects Of Milk Market Functioning in Ukraine ................................................................................... 16 Anaerobik Arıtmadan Biyogaz Eldesinin Hızlandırılması ............................................................................................... 17 Türkiye’nin İki Farklı Coğrafyasından İzole Edilen Elma Kara Lekesi Hastalığı Etmeninde (Venturia inaequalis) Genetik Çeşitliliğin İncelenmesi ....................................................................................................................................... 18 Türkiye’de Pirinç Biti (Sitophilus oryzae, Coleoptera: Curculionidae ) Popülasyonlarında Endosimbiyont Bakteri Wolbachia Enfeksiyonunun Belirlenmesi ......................................................................................................................... 19 Isparta'da Elma Kara Leke Hastalığı (Venturia inaequalis (Cke) Wint.)'na Karşı Bazı Mikrobiyal Preparatların Etkinliğinin Belirlenmesi .................................................................................................................................................. 20 Domates Hat ve Çeşitlerinin Fusarium Oxyporium F.Sp Lycopersici (FOL)’ye Karşı Dayanıklılığı .............................. 22 Endüstriyel Simbiyosis Çalışmalarında Veri Madenciliği Uygulamaları ......................................................................... 23 Bolu İli Fasülye Ekim Alanlarından İzole Edilen Pseudomonas spp. ve Xanthomonas spp.’nin Multiplex PCR ile Tanısı .......................................................................................................................................................................................... 24 Effect of Wheat Grass (Triticum aestivum L.) Juice on Seed Germination ...................................................................... 25 Melezleme Yoluyla Elde Edilmiş Bazı Keten [Linum usitatissimum L.] Genotiplerinin Ham Yağ Oranları ve Yağ Asidi Kompozisyonlarının Belirlenmesi .................................................................................................................................... 26 Dünya Crambe Gen Kolleksiyonuna Ait Crambe Hatlarının Samsun Ekolojik Koşullarında Uyum Yeteneklerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma ................................................................................................................................. 28 Farklı Kinoa Çeşitlerinin Bilecik Yöresinde Yeşil Ot Verimlerinin ve Verim Komponenetlerinin Belirlenmesi ............ 29 Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi (BKAY)’ın Türkiye için Temel Bulguları ve İlkeleri ............................................... 31 Soğuk Sterilizasyon: Isıl Olmayan Atmosferik Soğuk Plazma Teknolojisi ...................................................................... 32 Biyoaktif Peptitlerin Antimikrobiyal Etkisi ...................................................................................................................... 33 Determination of Fatty Acid Composition in Sea Bass (Dicentrarchus labrax) in Growth Period (the Aegean Sea and the Black Sea) ................................................................................................................................................................... 34 Determination of Growth and Nutrient Composition Values in Meagre (Argyrosomus regius) Aquaculture .................. 35 Tarım İşletmelerinin Mısır Yetiştiriciliği Karar Kriterlerinin AHP Yöntemi İle Belirlenmesi: Konya İli Örneği ........... 36 Farklı Besin Solüsyonu Konsantrasyonlarının Yüzen Su Kültüründe Yetiştirilen Kuzukulağının Verim ve Kalitesi Üzerine Etkileri ................................................................................................................................................................. 37 Depolanmış Hububatta Zararlı Böceklerle Mücadelede Moleküler Yöntemlerin Kullanım Olanakları ........................... 38 Yarı Entansif Koşullarda Yetiştirilen Farklı Genotipteki İneklerin Süt Bileşenlerinin Somatik Hücre Sayısına Göre Değişimi ........................................................................................................................................................................... 39 Siyah Alaca İneklerde Bazı Kolostrum Bileşenlerinin Kolostrum Yoğunluğuna Göre Değişimi .................................... 40 1

Samsun İli Havza İlçesinde Özel Bir Kesimhanede Kesilen Sığırların Bazı Karkas Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi . 41 A Propose to Acceptation of Calchaenesthes primis Özdikmen (Coleoptera: Cerambycidae: Cerambycinae) as a Threatened Long-horned Species at the European and European Union Level ................................................................ 43 Distribution of Callergates gaillardoti (Coleoptera: Cerambycidae: Prioninae) in the Eastern Mediterranean Region .. 44 Distribution of Calchaenesthes species (Coleoptera: Cerambycidae: Cerambycinae) in the Mediterranean Region ....... 45 Distribution of Calchaenesthes species (Coleoptera: Cerambycidae: Cerambycinae) in the South-Western Asia .......... 46 Mardin ve Şanlıurfa İllerinde Maydanoz Ekim Alanlarında Görülen Önemli Yabancı Ot Türleri, Yoğunlukları ve Rastlanma Sıklıklarının Belirlenmesi ............................................................................................................................... 47 Effects of High Pressure Processing on the Quality Parameters of Marinated Herring .................................................... 48 Su Ürünlerinde Mikrobiyal Kalitenin Geliştirilmesinde Yüksek Hidrostatik Basınç İşleminin Kullanılması.................. 49 Sera İşçilerinin İş Sağlığı ve Güvenliği Farkındalık Seviyeleri: Fiziksel Meseleler ......................................................... 50 Süt ve Süt Ürünlerinde Yüksek Seviyede Aminoglikozid Dirençli (YSAD) Enterococcus spp. Yaygınlığının Araştırılması ..................................................................................................................................................................... 51 Yüksek Seviyede Aminoglikozid Dirençli (YSAD) Enterococcus spp. İzolatlarının Antibiyotik Direnç Profillerinin ve Aminoglikozid-modifiye Edici Enzim (AME) Genlerinin Belirlenmesi .......................................................................... 52 Profile-Based Variation of Plant Available Phosphorus Fractions In Different Soil Ordos ............................................. 53 Sera İşçilerinin İş Sağlığı ve Güvenliği Farkındalık Seviyeleri: Mekanik ile ilgili Meseleler .......................................... 54 The Effect of Particle Size on Ammonia Adsorption Kinetic and Desorption by Natural Zeolites .................................. 55 Yabani Hardal (Sinapis arvensis L.)’ın Çimlenme Biyolojisi .......................................................................................... 57 Rumen Düzenleyici Maddelerin Tampon Özelliklerinin Rumen Fermantasyonuna Etkisi .............................................. 58 Şeker Üretim Prosesinde Oluşan Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılması ve Sürdürülebilir Tarıma Katkı Sağlanması.... 60 Doğal Şekerden Ne Anlamalıyız? Dünyada ve Türkiye’de Şeker Sektörünün Durumu .................................................. 62 Effects of Different Treatment on Germination of Poppy (Papaver Somniferum L.) Seeds ............................................ 64 Çoruh Havzası Su Kalitesinin Diskriminant Analizi Kullanılarak Değerlendirilmesi ...................................................... 66 Türkiye Sularına Sonradan Giren Gümüş Balığı (Atherina boyeri Risso, 1810)’nın Mevcut Durumu ve Ekonomik Olarak Değerlendirilmesi .................................................................................................................................................. 67 Potasyum Dozlarının Yüksek Sıcaklığa Hassas Fasulye Bitkilerinde Klorofil, İyon ve Enzim Değişimlerine Ekileri .... 69 Correlation Between Sorptivity and Infiltration Rate as Affected by Land Use .............................................................. 70 Soil Chemistry as Affected by Climate Change ............................................................................................................... 71 Balın Kalite Karakteristikleri: Fiziko-kimyasal özellikleri yönünden değerlendirilmesi ................................................. 72 Effects of Different Biochar Application on Post Harvest Soil and Development of Dwarf Bean................................... 73 Farklı Toprak işleme sistemlerinin Toprağın Mikrobiyal Aktivitesi Üzerine Etkisi ........................................................ 74 Ağır Metal Arıtımı İçin Anaerobik Sürekli İki Aşamalı Sistem Kullanımı ve Uygulanması ........................................... 75 Örnek Bir Sera İçin Toprak Kaynaklı Isı Pompası Sistemi ile Isıtma Uygulamasının Tekno-Ekonomik Analizi ............ 76 Tarımsal Soğutma Uygulamalarında Yenilenebilir Enerji Kaynaklı Resorbsiyonlu Soğutma Sistemleri ........................ 77 The Nutritional Value of Traditional Foods in Mardin city (South East of Turkey) ........................................................ 78 Effect of Particle Size Distribution of Perlite on Antioxidant Activity of Lemon Balm (Melissa officinalis L.) under Hydroponic System .......................................................................................................................................................... 79 Effect of Particle Size Distribution of Perlite on some Physiological Characters, and Essential Oil Content of Lemon Balm (Melissa officinalis L.) ............................................................................................................................................ 80 Hayvansal Gıdalardan İzole Edilen Vankomisin Dirençli Laktik Asit Bakterilerinin Biyofilm Üretiminin Fenotipik ve Genotipik Olarak Belirlenmesi ......................................................................................................................................... 81 Hayvansal Gıdalardan İzole Edilen Vankomisin Dirençli Enterococcus, Pediococcus ve Weissella İzolatlarının Biyojen Amin Üretim Özelliklerinin Fenotipik ve Genotipik Olarak Araştırılması ...................................................................... 82

2

Aşılı (Rhizobium ciceri) ve Aşısız Toprak Koşullarında Linuron Etkili Maddeli Herbisitin Farklı Nohut Çeşitlerine Etkileri .............................................................................................................................................................................. 83 Toprak Penetrasyon Direncinin Tahmini için Genelleştirilmiş Regresyon Sinir Ağı ve Radyal Tabanlı Fonksiyon Yöntemlerinin Karşılaştırılması ........................................................................................................................................ 85 Aclonifen Etkili Maddeli Herbisitin Nohut Cicer arietinum L. Gelişimine Olan Etkileri ................................................ 87 Bazı Bitki Ekstraktlarının Farklı Malç Uygulamasında Yetiştirilen Domates Bitkisi Tohumlarının Çimlenme Gücü Üzerine Etkileri ................................................................................................................................................................. 88 Düz ve Kıvırcık Marul (Lactuca Sativa L. Romana Gars.) Fidelerinin Gelişimi Üzerine Farklı Katkı Maddelerinin Etkilerinin Belirlenmesi .................................................................................................................................................... 90 Sığır Barınaklarında Kullanılan Altlık Materyallerin Tercih Sürelerinin Belirlenmesi .................................................... 91 Irrigation Water Quality in the eastern part of the Göksu Delta (Silifke, Mersin), Turkey .............................................. 92 Arazi Toplulaştırması’nda Parsel Endeksinin Belirlenmesi ............................................................................................. 93 Balık Köftesi ..................................................................................................................................................................... 94 Antimicrobial Activity Of Some Yeasts And Lactic Acid Bacteria Strains Against Staphylococcus Aureus, Escherichia Coli, Candida Albicans And Micrococcus ........................................................................................................................ 96 Gıda Ürünleri Üretiminde 3D (Üç Boyutlu) Yazıcı Kullanımı......................................................................................... 97 Antijen-Antikor Kompleksine Dayanan Hızlı Yöntemler Kullanılarak Gıdalarda Bulunan Patojen Mikroorganizmaların Tespit Edilmesi ................................................................................................................................................................. 99 Bazı Fiğ Çeşiterinde Farkli Ekim Zamanlarının Ot Verimine Etkisi .............................................................................. 100 Kıyas Bitki Su Tüketiminin Hesaplanmasında Kullanılan Eşitliklerin Değerlendirilmesi ............................................. 101 Hesaplı Akışkanlar Dinamiği Yöntemi Kullanılarak Sera İçinde Farklı Noktalardaki ET o Değerlerinin Penman Eşitliği ile Belirlenmesi ............................................................................................................................................................... 102 The in vitro Effects of Propolis Extracts Prepared with Organic Solvents on Macrophomina phaseolina .................... 103 Biyolojik Çalışmalar için Permütasyon Testleri ............................................................................................................. 104 Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin İl’leri Buğday Ekim Alanlarında Arbüsküler Mikorizal Fungus Türlerinin Belirlenmesi ........................................................................................................................................................................................ 105 Çipura (Sparus aurata) ve Levrek (Dicentrarchus labrax) Etlerinin Esansiyel Mikro Element İçeriklerinin Karşılaştırılması .............................................................................................................................................................. 106 Farklı Yöntemlerle Pişirilen Alabalık (Oncorhynchus mykiss) etlerinde E Vitamini (α-Tocopferol) Kayıpları............. 107 How Can Use Epigenetics in Insect Control? ................................................................................................................. 108 İnorganik Atıklar Kullanılarak Hegzaklorosiklohegzan'nın Mekanokimyasal Deklorinasyonu ..................................... 109 Manisa Bölgesi’nden Toplanan Asma Yapraklarında Pestisit Kalıntılarının Araştırılması ............................................ 111 Development of Sodium Carboxymethyl Cellulose Hydrogel System Containing Zinc Micronutrient and Investigation of Its Effectiveness on Wheatgrass Growth .................................................................................................................... 113 Organik Tarımda Kullanılabilecek Alternatif Malç Materyalleri ................................................................................... 114 Organik Tarımda Kullanılan Esansiyel Yağların Bitkiler Üzerindeki Allelopatik ve Teşvik Edici Etkileri .................. 115 Nohut Ekim Alanlarında Sorun Olan Sinapis arvensis L. (Yabani hardal) Mücadelesinde Aclonifen Etkinliği ............ 116 Comparing Frying Quality of Olive Oil, Regular And Oleic Acid Sunflower Oils in A Repeated Frying .................... 117 Disintegration of Biological Sludge by Using Electro-Oxidation Process ..................................................................... 118 The Response of Water Quality of Karacaören-II Dam Reservoir to Climate Change .................................................. 119 Six New Criocerine and Donaciine Leaf Beetles for Çankırı Province (Chrysomelidae: Criocerinae and Donaciinae) 120 New Eumolpine Leaf Beetles Records for Turkey and Çankırı Province (Chrysomelidae: Eumolpinae) ..................... 121 Hayvanlarda Kendi Kendini Tedavi (Zoo Farmakognozi) ............................................................................................. 122 Coğrafi İşaret Tescilli Gıdaların Türkiye ve Dünya’daki Durumu ................................................................................. 123

3

Aydın Yöresi Jeotermal Suları ile Emprenye Edilmiş Karaçam (Pinus nigra Arnold) Diri Odunlarında Bazı Özelliklerin İncelenmesi Mehmet Yaşar YALDIZ1* Ahmet Ali VAR2 1

Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü, Isparta, Türkiye 2 Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü, Isparta, Türkiye *[email protected] ÖZET Enerji kavramı ve enerji kaynaklarının sürdürülebilirliği geçmişten bugüne dünyanın en önemli konularından biri olmuştur. Ülkemiz jeotermal kaynakları bakımından oldukça zengindir ve dünyada 7. sırada yer almaktadır. Çalışmamızda jeotermal enerjinin kullanım alanının genişletilmesi, orman kaynaklarının verimli kullanılması ve aynı zamanda dışa bağımlılığın azaltılması amaçlanmıştır. Bu amaçlarla birlikte, ahşabın biyolojik özelliklerinden dolayı, ahşaba zarar verecek etkenlerin en aza indirgeme çabası oluşmaktadır. Çalışmada Aydın Germencik yöresine ait bazı jeotermal kaynaklardan alınan sular emprenye maddesi olarak değerlendirilmesi ve farklı derişimlerdeki suların ahşap koruma maddesi olarak etkileri incelenmiştir. Uygulamalarda Aydın Germencik yöresine ait Germencik 3 Alangüllü ve Çamköy jeotermal suları kullanılmıştır. Ahşap malzeme olarak Karaçam (Pinus nigra Arnold) kullanılmıştır. Laboratuvar ortamına getirilen üç farklı jeotermal kaynağa ait sular dört farklı derişim değerlerine getirilmiştir. TSE’ne göre boyutlandırılmış örnekler farklı derişim değerlerindeki jeotermal sular ile daldırma metodu uygulanarak emprenye edilmiştir. Emprenye işlemi sonucu örnekler üzerinde, teğet yönde genişleme ve teğet yönde daralma, su alma oranı, eğilmede elastikiyet modülü testleri yapılmıştır. Yapılan testler SPSS kullanılarak varyans analizleri, tanımlayıcı istatistik değerleri ve Duncan testleri tabloları yardımıyla yorumlanmıştır. Derişimi artırılan jeotermalin, eğilmede elastikiyet modülü direncini düşürerek performans kaybına neden olduğu söylenebilir. Su alma, teğet yönde genişleme ve teğet yönde daralma değerlerinde, kontrol örneklerine göre azalma meydana gelmiştir. Anahtar Kelimeler: Ahşap malzeme, Emprenye, Jeotermal, Aydın Germencik, Alangüllü, Çamköy

4

Türkiye’de Pamuk Üretiminde Yakıt Tüketimine Bağlı Olarak Gerçekleşen Karbondioksit Emisyonlarının Değerlendirilmesi ÖZTÜRK H.H.1, GÖZÜBÜYÜK Z.2, ATAY Ü.3 1

2

H.Hüseyin ÖZTÜRK, Çukurova Üniversitesi, Türkiye Zinnur GÖZÜBÜYÜK, Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Türkiye 3 Ümran ATAY, GAP Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Şanlıurfa * [email protected]

ÖZET Bu çalışmada, Türkiye’de 2010-2015 yılları arasında, pamuk üretiminde yakıt tüketimine bağlı olarak oluşan karbondioksit (CO2) emisyonları değerlendirilmiştir. Pamuk üretimi sonucunda gerçekleşen CO2 emisyonları, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Panelinde önerilen yöntem dikkate alınarak hesaplanmıştır. Türkiye’de 20102015 yılları arasında ortalama 477365,4 ha olan pamuk ekim alanlarından, ortalama 2,28 Mt kütlü pamuk üretilmiştir. Belirtilen yıllar arasında, birim (hektar) üretim alanından 47,85 kg/ha ortalama verim sağlanmıştır. Birim (kg) kütlü pamuk başına tüketilen dizel yakıtı miktarı (g) ortalama 36,5 gdizel/kgpamuk olarak hesaplanmıştır. Üretim için tüketilen dizel yakıtı miktarına bağlı olarak, pamuk üretimi sonucunda yılda ortalama 278108,8 t CO2 emisyonu gerçekleşmiştir. Kütlü pamuk üretiminde birim (kg) ürün başına CO2 emisyonu (g) ortalama 119,28 gCO2/kgpamuk olarak hesaplanmıştır. Anahtar Kelimeler: Pamuk, Yakıt tüketimi, CO2 emisyonları, Türkiye

An Assessment of Carbon Dioxide Emissions related to Fuel Consumption for Cotton Production in Turkey ABSTRACT The main objective of this study to quantify and evaluate CO2 emissions related to fuel consumption for cotton cultivation in Turkey between 2010 and 2015. The methods were used for calculating CO2 emissions recommended by the Intergovernmental Panel on Climate Change (IPCC). In Turkey, an average 2.28 Mt of massive cotton were obtained with an average of 477365.4 ha of cotton cultivation areas between 2010 and 2015. An average yield was obtained 47.85 kg per hectare between indicated years. It was found that an average fuel (diesel) consumptions for cotton cultivation was 36.5 g diesel per kg of massive yield. The total CO2 emission based on lower heating value of diesel fuel were 278108.8 t CO2 per year for cotton cultivation. It was calculated that an average CO2 emissions for cotton cultivation was 119.28 g CO2 per kg of massive cotton yield. Keywords: Cotton, Fuel consumption, CO2 emissions, Turkey

5

Fusarium culmorum Kültür Filtratı Konsantrasyonlarının Pratylenchus thornei Üzerine Etkisi Fatma Gül GÖZE ÖZDEMİR1*, Ş. Evrim ARICI1, Bülent YAŞAR1, İ. Halil ELEKÇİOĞLU2 1 Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü, Isparta 2 Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü, Adana * [email protected] ÖZET Fusarium culmorum’un B4 nolu izolatından Badea vd., (1997) yöntemine göre kültür filtratı elde edilmiştir. Kültür filtratı 1/10, 1/20, 1/30, 1/40, 1/50, 1/60, 1/70, 1/80, 1/90 ve 1/100 oranlarında 1.5 ml’lik efendorf tüpleri içerisinde sulandırılmıştır. Farklı konsantrasyonlarda kültür filtratı içeren her efendorf tüp içerisine 250 P. thornei ergin+larva konulmuş ve 25±1°C‘de bekletilmiştir. 48 ve 72. saatlerde canlı ve ölü sayımı yapılarak yüzde ölüm değeri hesaplanmıştır. Uygulamadan 48 saat sonra yapılan sayımlarda 1/100, 1/90, 1/80, 1/70 ve 1/60 kültür filtratı konsantrasyonlarında ölü sayısı yüksek bulunmuştur. Bu konsantrasyonlarda ölü birey sayısı LC 50 değerinin üzerindedir. 1/50 konsantrasyonundan sonra ölü sayısında önemli bir azalış görülmekte ve LC50 değerinin altında saptanmıştır. Fusarium culmorum kültür filtratı seyreltildikçe nematod üzerinde baskılayıcı etkisinin azaldığı görülmektedir. 72 saat sonra yapılan sayımlarda ise 1/10 ve kontrol hariç tüm dozlarda ölü sayısının arttığı görülmüştür. 1/40 ve altı konsantrasyonların ölü sayısı ve yüzde ölüm değeri LC50 değerinin altında tespit edilmiştir. 72 saat sayımında 1/50 dozunun ölü birey sayısı LC50 değerinin üstüne çıkmıştır. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar F. culmorum'un P. thornei'yi sekonder metabolitlerin üretimi yoluyla antagonize ettiğini göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Fusarium culmorum, Kültür Filtratı, Pratylenchus thornei, Antagonizm

Effect of Fusarium culmorum Cultural Filtration Concentrations on Pratylenchus thornei ABSTRACT Culture filtrate was obtained from the B4 strain of Fusarium culmorum according to the method of Badea et al. (1997). Culture filtrate was diluted in 1.5 ml efendorf tubes at ratios of 1/10, 1/20, 1/30, 1/40, 1/50, 1/60, 1/70, 1/80, 1/90 and 1/100. 250 P. thornei adults + larvae were placed in eppendorf tube which containing different concentrations of culture filtrate and incubated at 25±1°C. At the 48th and 72nd hours, live and dead individuals counted and mortality was calculated. The number of dead were high at 1/100, 1/90, 1/80, 1/70 and 1/60 culture filtrate concentrations at 48 hours after application. These concentrations of the number of dead individuals were above the LC50 value. After 1/50 concentration, a significant decrease was observed the number of dead and was below the LC50 value. As the Fusarium culmorum culture filtrate is diluted, the inhibitory effect on nematodes decreases. At 72 hours, the number of deaths increased other doses except 1/10 and control. The number of deaths and mortality were determined below the LC50 value at 1/40 and below concentrations. 1/50 doses of mortality was found above the LC50 after 72 hours. This study have shown that F. culmorum antagonizes P. thornei through the production of secondary metabolites. Keywords: Fusarium culmorum, Culture filtrate, Pratylenchus thornei, Antagonizes

6

Meloidogyne Incognita Irk 2'nin Farklı İnokulasyon Yoğunluklarının Bazı Dayanıklı Biber Hatlarında Reaksiyonu Fatma Gül GÖZE ÖZDEMİR1*, Gülsüm UYSAL 1 1

Süleyman Demirel Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü, Isparta, Türkiye *[email protected] ÖZET

Çalışmada, Meloidogyne incognita ırk 2'nin iki izolatı (G7 ve K4) 'nın farklı inokulasyon yoğunluklarının Kök-ur nematodlarına dayanıklı Carolina Wonder, PM 217, CM334 biber hatları ile M. incognita 'ya duyarlı Yolo Wonder hattında reaksiyonu kontrollü koşullar altında araştırılmıştır. Denemeler, tesadüf blokları deneme desenine göre 5 tekerrürlü olarak kurulmuştur. İnokulum kaynağı olarak yumurta paketi kullanılmış ve bitkiler 4 gerçek yapraklı fide dönemlerine geldiklerinde bitki kök bölgesinde açılan 2 cm derinliğe 1-5-10-20 ve 50 yumurta paketi inokule edilmiştir. Biber bitkileri inokulasyondan 9 hafta sonra sökülmüş ve kökler çeşme suyunda hafifçe yıkanmıştır. Köklerdeki gal oranı 0-5 skalasına göre indekslenmiştir. Köklerde gal sayısı, yumurta paketi ve yumurta sayısı ışık mikroskobu altında sayılmış ve üreme gücü hesaplanmıştır. Carolina Wonder ve CM334 dayanıklı biber hatlarında G7 ve K4 izolatı tüm inokulum yoğunluklarında avirülent reaksiyon göstermiştir. PM217 dayanıklı biber hattında G7 izolatının 50 yumurta paketi inokulum yoğunluğunda üreme oranı 1.1 olarak bulunmuş ve dayanıklı biber hattında dayanıklılığı kırdığı saptanmıştır. K4 izolatı PM217 dayanıklı biber hattında 10-20 ve 50 yumurta paketi inokulum yoğunluğunda virülent reaksiyon göstermiştir. Bu inokulum yoğunluklarında üreme oranı sırasıyla 1.4,3.5 ve 4.4 olarak bulunmuştur. Yolo Wonder biber hattında her iki izolatın patojenitesi yüksek bulunmuştur. Anahtar sözcükler: Meloidogyne incognita ırk2, Biber, Dayanıklılık, Inokulum yoğunluğu, Patojenite ABSTRACT

Reaction of Different Inoculation Densities of Meloidogyne incognita race 2 on Some Resistant Pepper lines Reaction of different inoculation densities of two Meloidogyne incognita race2 isolates (G7 and K4) was studied on the root-knot nematode resistant pepper lines Carolina Wonder, PM217, CM334 and susceptible Yolo Wonder under controlled conditions. Experiments were conducted on a randomized block design with 5 replications. Egg masses were used inoculum source and when the plants reached 4 real leaf seedlings, 1-5-10-20 and 50 egg masses were inoculated into the 2 cm depth of plant root zone. Peppers were harvested 9 weeks after inoculation and softhly washed the roots under the tap water. Root gall ratio was indexed according to 0-5 scalae. Numbers of galls, egg masses and eggs in a roots were counted under light microscopy and reproduction fitness were evaluated. G7 and K4 isolates showed avirulent reaction in all inoculum densities in Carolina Wonder and CM334 resistant pepper lines. In the PM217 resistant pepper line, Repreduction fitness of G7 isolate was found 1.1 in the density of 50 egg masses inoculum densities, and the durability of the pepper line is broken.10-20 and 50 egg mases inoculum densities of K4 isolate showed virulent reaction in the PM217 resistant pepper line. Reproduction fitness in these inoculum densities were 1.4, 3.5 and 4.4 respectively. The pathogenicity of both isolates in the Yolo Wonder pepper line was found to be high. Keywords: Meloidogyne incognita race2, Pepper, Resistance, Inoculum density, Pathogenicity

7

Kurak Bölgelerde Su Etkin Peyzaj Düzenlemeleri Yaklaşımıyla ‘Xeriscape’ Gülbin Çetinkale Demirkan1*, Hülya Akat2 1

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Niğde, Türkiye 2 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Ortaca Meslek Yüksekokulu, Muğla, Türkiye *[email protected] ÖZET

Doğal kaynaklar yaşamın devamlılığı için yok olması düşünülemeyen unsurlardandır. Ancak, günümüzde hızlı nüfus artışına paralel tüketimin ve çevre kirliğinin artması, küresel ısınmaya bağlı olarak iklim değişikliklerinin yaşanması doğal kaynakların kalitesinin bozulmasına ve hızla tükenmesine sebep olmaktadır. Bu faktörlere bağlı olarak doğal kaynaklarda meydana gelen bozulmalar ciddi sorunları da beraberinde getirmektedir. Özellikle su kaynaklarında meydana gelen bozulmalar kurak ya da yarı kurak bölgelerdeki yeşil alanlarda bitki ölümleri ile sonuçlanabilen problemler yaratmaktadır. Kuraklığın özellikle bitkiler üzerinde ölümcül etkisinin bulunması sebebiyle yeşil alanlarda suyun daha etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayan uygulamaların yapılması ve kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin tercih edildiği tasarımların gerçekleştirilmesi çözüm niteliği taşımaktadır. Bu tip kurak bölgelerdeki peyzaj alanlarında bulunan süs bitkilerinin su ihtiyacının karşılanması, tasarrufun sağlanabileceği yeni yaklaşımların kullanımını gündeme getirmektedir. Bu yaklaşımlardan biri, doğal türlerin tercih edilmesinin yanı sıra Xeriscape (Kurakçıl Peyzaj) uygulamaları ile suyun daha etkin bir şekilde kullanılmasını kapsamaktadır. Bu çalışmada, sürdürülebilir çevre yaklaşımı doğrultusunda Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi merkez kampüs yerleşkesinde bölge bitki örtüsünden kuraklığa dayanıklı mevcut türler belirlenerek örnek bir Xeriscape alanının tekniğine uygun şekilde projelendirilmesi amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kuraklık, Niğde, Suyun Akılcı Kullanımı, Xeriscape

The 'Xeriscape' Approach to Water Efficient Landscape Designs in Arid Regions ABSTRACT Natural resources are the non-existent elements for the continuity of life. However, the increase in consumption and environmental pollution in parallel with rapid population growth and the recent climate change due to global warming cause the quality of natural resources to deteriorate and to be consumed rapidly. Depending on these factors, the deterioration of natural resources is accompanied by serious problems. Particularly, spoilage in water resources creates problems that can result in plant deaths in green areas in arid or semi-arid regions. Particularly the deterioration in water resources is causing problems in plant areas in green areas in arid and semi-arid regions. Due to the lethal effect of the drought especially on the plants, it is a solution to implement the applications that enable the water to be used more effectively in the green areas and to realize the designs in which the plants resistant to drought are preferred. Meeting the water needs of ornamental plants in the landscape areas of such arid regions brings about the use of new approaches to saving. One of these approaches is to use water more efficiently with Xeriscape applications besides preferring natural species. In this study, Niğde Ömer Halisdemir University within the scope of sustainable environmental approach aimed to determine the existing plant species resistant to drought from the regional vegetation cover and to project it according to the technique of a sample Xeriscape area in central campus settlement. Keywords: Drought, Nigde, Waterwise, Xeriscape 8

Antalya İli Demre İlçesi Domates Seralarından Toplanan Tetranychus urticae Koch (Acari:Tetranychidae) Popülasyonlarında Gelişen Abamectin Direnci ve Detoksifikasyon Enzim İlişkisi Sibel YORULMAZ SALMAN1*, Onurcan TOPUZ1, Yaşar ÇETİN1

1

Süleyman Demirel Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü, ISPARTA *[email protected] ÖZET

Bu çalışmada, Antalya ili Demre ilçesi domates seralarından toplanan Tetranychus urticae popülasyonlarında abamectine karşı direnç düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca akar popülasyonlarında abamectin direnci ile esteraz ve GST enzim ilişkisi araştırılmıştır. Domates seralarından toplam 7 adet Tetranychus urticae popülasyonu toplanmıştır. Sera popülasyonları S1, S2, S3, S4, S5, S6 ve S7 popülasyonları olarak adlandırılmıştır. Bioassay denemelerde Tetranychus urticae popülasyonlarının LC50 değerleri ilaçlama kulesi kullanılarak yaprak disk metodu ile belirlenmiştir. Denemeler 1 kontrol+7 doz, 3 tekerrür olacak şekilde kurulmuştur. Her tekerrürde 25 adet ergin Tetranychus urticae dişisi aktarılmıştır. Hazırlanan akarisit konsantrasyonları petrilere ilaçlama kulesinde 1 atm basınç altında yaprak üzerine 2 ml olacak şekilde püskürtülmüştür. Kontrole sadece saf su uygulanmıştır. Kırmızıörümceklerde ölü-canlı sayımları 24. saatte yapılmıştır. Tetranychus urticae popülasyonlarının belirlenen LC50 değerlerinin hassas popülasyonun LC50 değerine oranlanması ile direnç katları hesaplanmıştır. Tetranychus urticae popülasyonlarında dirençle bağlantılı detoksifikasyon enzimlerinden esteraz ve glutathion Stransferaz (GST) enzimleri kinetik yöntemle belirlenmiştir. Çalışma sonucunda, Tetranychus urticae popülasyonlarında abamectine’e karşı S1 için 120.65, S2 için 115.75, S3 için 67.20, S4 için 83.78, S5 için 76.80, S6 için 62.90 ve S7 için 229,12 kat direnç oranları belirlenmiştir. Ayrıca Tetranychus urticae popülasyonlarında 1.95-4.05 kat arasında esteraz, ˂1- 2,74 kat arasında ise GST enzim oranları belirlenmiştir. Sonuç olarak, sera popülasyonlarının tamamında gelişen abamectin direncinin esteraz enzimi ile bağlantısı olduğu belirlenmiştir. Ayrıca S1, S2, S4, S6 ve S7 popülasyonlarında gelişen abamectin direncinin GST enzimi ile de ilişkili olabileceği görüşüne varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Tetranychus urticae, Direnç, Abamectin, Esteraz, GST

Abamectin Resistance and Detoxification Enzyme Relation in Tetranychus urticae Koch (Acari: Tetranychidae) Populations Collected from Tomato Greenhouses in Demre, Antalya ABSTRACT The aim of this study was to determine the resistance levels against abamectine in Tetranychus urticae populations collected from tomato greenhouses in Demre, Antalya. In addition, abamectin resistance, esterase and GST enzyme relationship were investigated in mite populations. A total of seven Tetranychus urticae populations were collected from tomato greenhouses. Greenhouse populations are referred to as S1, S2, S3, S4, S5, S6 and S7 populations. In bioassay trials, LC 50 values of Tetranychus urticae populations were determined by leaf disc method using the spray tower. Trials were set up as 1 control + 7 doses, in three replications. Twenty-five female Tetranychus urticae adults were transferred in each replication. The prepared acaricide concentrations were sprayed on the petri dish spraying tower at a pressure of 1 atm to give 2 mL onto the leaf. Only pure water was used in the control group. Dead/alive counts were made at the 24th hour. Resistance ratios were calculated by proportioning the determined LC50 values of the Tetranychus urticae populations to the LC50 value of the sensitive population.The resistanceassociated detoxification enzymes in Tetranychus urticae populations, esterase and glutathione S9

transferase (GST) enzymes were determined using the kinetic method. As a result, resistance rates for abamectine in S1, S2, S3, S4, S5, S6 and S7 Tetranychus urticae populations were determined as 120.65, 115.75, 67.20, 83.78, 76.80, 62.90 and 229.12 fold respectively. In addition, 1.95-4.05 fold esterase and ˂1- 2.74 fold GST enzyme ratio levels were determined in Tetranychus urticae populations. In conclusion, it was determined that abamectin resistance, which develops in all greenhouse populations, is associated with the esterase enzyme. It was also concluded that abamectin resistance in the S1, S2, S4, S6 and S7 populations may also be related to the GST enzyme. Keywords: Tetranychus urticae, Resistance, Abamectin, Esterase, GST

10

Bazı Bitki Ekstraktlarının Predatör Akar Neoseiulus californicus (McGregor) (Acari: Phytoseiidae)’a Kontakt Toksisiteleri Sibel YORULMAZ SALMAN1*, Semiha SARITAŞ1, Recep AY1 Süleyman DÜ, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü, ISPARTA *[email protected] ÖZET

1

Tarımsal üretimde ekonomik kayıplara neden olan ve birçok bitkide zarar meydana getiren fitofag akarların kontrolünde insektisitlerin olumsuz etkilerinden dolayı alternatif mücadele yöntemleri üzerinde durulmaktadır. Son yıllarda akarların önemli kayıplara neden olduğu örtüaltı üretimde zararlı ile mücadelede predatör akarların ve bitki ekstraktlarının birlikte kullanımı önem kazanmıştır. Ancak bu tür uygulamaların güvenle yapılabilmesi için bitki ekstraktlarının predatör akarlar üzerindeki olası etkilerinin belirlenmesi gerekmektedir. Doğal düşmanların ve bitki ekstraktlarının birlikte kullanılabilme olasılıklarını değerlendirmek amacıyla, Lamiaceae familyasına ait lavanta (Lavandula x intermedia Emeric ex Loisel.), çördük otu (Hyssopus officinalis L.), fesleğen (Ocimum basilicum L.), kekik (Thymus vulgaris) ve nane (Mentha spicata) bitkilerinden elde edilen ethanollü ekstraktların fitofag akarların önemli ve etkili bir predatörü olan Neoseiulus californicus üzerindeki kontakt toksisiteleri araştırılmıştır. Bitki ekstraktlarının predatör akar üzerindeki kontakt etkilerini belirlemek amacıyla, yaprak disk-ilaçlama kulesi yöntemi kullanılmıştır. Denemelerde bitki ekstraktlarının %1, 3, 6, 12 konsantrasyonları predatör akarların yumurta, nimf ve ergin dönemlerine uygulanarak toksik etkileri belirlenmiştir. Bioassay denemeler bir kontrol ile dört konsantrasyondan oluşmuş ve her deneme on kez tekrar edilmiştir. Her tekrarda 5 birey bulunmaktadır. Ergin ve mimflerde toksik etki çalışmalarında, ölü canlı sayımları 24, 48 ve 72. saatlerde yapılmıştır. Yumurta denemelerinde ise kontrol grubundaki tüm yumurtalar açılıncaya kadar sayımlara devam edilmiştir. Ergin ve nimf toksik etki denemeleri sonucunda en yüksek ölüm oranları kekik ekstraktında sırasıyla % 15,06 ve %16,06 olarak bulunmuştur. Diğer dört bitki ekstraktında belirlenen ölüm oranları ise oldukça düşüktür. Bitki ekstraktlarının predatör akarın yumurta açılımları üzerindeki belirlenen en yüksek etki %59,58 ile nane ekstraktında bulunmuştur. Sonuç olarak, çalışmada kullanılan beş bitki ekstraktının da fitofag akarlarla mücadelede Neoseiulus californicus ile birlikte kullanımına dair ümitvar sonuçlar elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Neoseiulus californicus, Bitki ekstraktı, Lamiaceae, Kontakt toksisite

Contact Toxicity of Some Plant Extracts on Neoseiulus californicus (McGregor) (Acari: Phytoseiidae) Predator Mites ABSTRACT Alternative control methods are considered in the control of phytophagous mites causing economic losses in agricultural production and causing harm to many plants due to the adverse effects of insecticides. In recent years, the use of predator mites and plant extracts in control pests have become important in greenhouse cultivation where mites cause significant losses. However, in order for such applications to be carried out safely, the possible effects of plant extracts on predator mites should be determined. To evaluate the effects of using natural enemies and plant extracts in combination, lavender of Lamiaceae family (Lavandula x intermedia Emeric ex Loisel), hyssop (Hyssopus officinalis L.), basil (Ocimum basilicum L.), thyme (Thymus vulgaris) and mint (Mentha spicata) were investigated for their contact toxicity effects on Neoseiulus californicus, an important and effective predator of phytophagous mites. The leaf disc-spray tower method was used to determine the contact effects of plant extracts on the predator mite. In the trials, plant extracts at 11

1, 3, 6, 12% concentrations were applied to predator mites on their egg, nymph or adult periods and their toxic effects were determined. Bioassays were carried out with one control group and four extract groups at different concentrations and the procedure was replicated ten times.Each replication contained five individuals. Dead/alive counts in toxic effect studies on adults and nymphs were carried out on the 24th, 48th and 72nd hours. In egg trials, counts were performed until all the egg hatched. As a result of the toxic effect trials on adults and nymphs, the highest mortality rates were found in the thyme extract as 15.06% and 16.06%, respectively. The mortality rates determined on the other four plant extracts were very low. The highest effect of plant extracts on egg hatching of predator mites was found in mint extract with 59.58%. In conclusion, promising results were obtained for the use of five plant extracts used in the study on Neoseiulus californicus in combating phytophagous mites. Keywords: Neoseiulus californicus, Plant extract, Lamiaceae, Contact toxicity

12

Konduitli Flotasyon Hücrelerinde Hücre Boyunun Havalandırma Performansına Etkisi M.C. Tuna1, A.Aytaç2 1

Y. Doc.Dr. Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Elazığ, Türkiye 2 Msc, Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Elazığ, Türkiye *[email protected] ÖZET

Son yıllarda dünyamızda endüstrinin baş döndürücü bir hızla gelişmesine paralel olarak mevcut yer altı kaynaklarının veya evsel ve endüstriyel kaynaklı atıkların değerlendirilmesine yönelik farklı bilim dallarını da içine alan birçok çalışma yapılmaktadır. Malzeme mühendisliği, maden mühendisliği, çevre ve inşaat mühendisliği bilim dalları bu konularda ortak çalışmalar yürütmektedir. Bahse konu bilim dallarının bu ortak çalışmalarından en bilinenlerinden biri flotasyon yöntemidir. Flotasyon yöntemi, metalik ve metalik olmayan cevherlerin işlenmesi, evsel ve endüstriyel kaynaklı atık suların tasfiyesi, maden işleme tesislerinde cevher yüzdürme gibi onlarca amaç için yapılmaktadır. Tüm bu işlemlerin yapılmasında havalandırma yöntemleri kullanılmaktadır. Dolayısıyla flotasyon tesislerinde havalandırma ünitelerinin performansının önemi oldukça büyüktür. Suların havalandırılmasında birçok yöntem kullanılmaktadır. Kapaklı konduitler bunlardan önemli bir tanesidir. Kapalı kesitteki yüksek hıza sahip akım yüksek miktarda hava-su kabarcığı ihtiva eder. Konduitler vasıtasıyla akım içerisine büyük miktarda hava kabarcığı ve oksijen transfer edilebilir. Böylece havalandırma verimi artırılabilir. Bu çalışmada dairesel kesitli konduitlerle desteklenmiş flotasyon hücrelerinde havalandırma verimi ve hava kabarcığı girişinin maksimize edilmesi için bir takım deneysel yöntemler uygulanmış ve hücre boyunun havalandırma performansına etkileri deneysel olarak incelenmiştir. Sonuç olarak konduitle desteklenmiş flotasyon hücrelerinde Froude sayısının havalandırma verimine önemli bir etkisi olduğu belirlenmiştir. Ayrıca hücre boyunun artması ile havalandırma ve flotasyon performansının azaldığı gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Havalandırma Verimi, Kapaklı Konduit, Flotasyon

The Effect on the Aeration Performance of Cell Height in Flotation Cells Supported by Conduits ABSTRACT In recent years paralleling the rapid growth of industry, there have been several studies carried out from a wide range of disciplines in order to assess waste caused by already existing underground resources or waste from domestic and industrial sources. Branches of materials engineering, mining, environmental and civil engineering engage in joint research on these issues. One of the most well-known of these collaborative works is the method of flotation. Flotation is used for various purposes such as the disposal of domestic and industrial wastewater, and the more flotation in mineral processing plants. In all these operations, aeration methods are used. Therefore the performance of aeration units in flotation plants has significant importance. Water aeration can be accomplished in a variety of ways. Closed conduit aeration is a particular instance of this. High-speed flow in closed conduit involves air-water mixture flow. The air entrained into the flow in the form of a large number of bubbles accelerates oxygen transfer and hence also increases the aeration efficiency. This study presents maximum aeration efficiency and amount bubbles in high head gated 13

circular conduits supported by flotation cell was studied experimentally. This work focused on determining the effect of cell height on aeration efficiency in flotation cells supported by conduits. Experimental results showed that the Froude number had an important effect on the aeration efficiency. It has also been observed that aeration and flotation performance decreases with increasing cell height. Keywords: Aeration Efficiency, Head Gated Conduit, Flotation,

14

Türkiye’de Pirinç Biti (Sitophilus oryzae, Coleoptera: Curculionidae) Popülasyonlarının Malathion ve Deltamethrin’e Karşı Direnç Durumunun Belirlenmesi 1

Nagihan YESİR1, Erhan KOÇAK1* Süleyman Demirel Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü, ISPARTA *[email protected]

ÖZET Ülkemizin coğrafi konumu, iklim özellikleri ve tahıl çeşitliliği çok sayıda depolanmış ürün zararlılarının gelişmesine imkân vermektedir. Bu zararlılar arasında önemli bir yere sahip olan pirinç biti Sitophilus oryzae, depolanmış hububat ürünlerinde büyük zarara neden olmaktadır. Ülkemizde depolarda uzun zamandan bu yana koruyucu ilaçlamada malathion tek ilaç olarak kullanılmıştır. Deltamethrin ise pek çok böceğin kontrolünde kullanılmaktadır. Depo ürün zararlıları ile mücadelede insektisitlerin sürekli kullanılması böceklerin bu insektisitlere karşı direnç kazanmasına neden olabilmektedir. Denemelerde kullanılan S. oryzae popülasyonları Konya, İzmir, Manisa ve Samsun illerden elde edilmiştir. Çalışma sonucunda direnç faktörü malathion’da 1.8-8.4 kat arasında değişirken, deltamethrin’de ise bu değer 1.0-34.8 kat arasında değişmiştir. Uygulama yapılan popülasyonlar il bazında incelendiğinde, malathion’a en yüksek direnç 8.4 kat ile Konya-Çumra popülasyonunda, en düşük direnç ise 1.8 kat ile Konya-Ilgın popülasyonunda saptanmıştır. Deltamethrin direnç faktörüne bakıldığında yine Konya-Çumra popülasyonu 34.8 kat direnç oranıyla belirlenen en yüksek direnci sergilemiştir. Bu durumda S. oryzae’nin Çumra popülasyonunun iki farklı gruptan insektisit için güçlü çarpraz direnç oluşturduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Sitophilus oryzae, İnsektisit, Malathion, Deltamethrin, Direnç, Türkiye.

15

Problems And Prospects Of Milk Market Functioning in Ukraine Zharikova O.B.1* Paschenko O.V.2 1 Asst. Prof. in Banking of dept. National University of Life and Environmental Sciences of Ukraine 2 Asst. Prof. in Economic Theory of dept. National University of Life and Environmental Sciences of Ukraine *[email protected] ABSTRACT. This study discusses the development of the milk market. Specific features of milk commodities functioning are considered in the article. Raw milk quality is characterized and pricing situation on the milk market is analyzed. Ways of improving the profitability and competitiveness of the dairy industry producers are suggested. Keywords: Milk Market, Milk Production, Milk Raw Materials Quality, Agricultural Enterprises, Farms, Competitiveness, Milk Production Efficiency.

Ukrayna Süt Piyasasının İşleyiş Sorunları ve Çözüm Önerileri ÖZET Bu çalışma süt pazarının gelişimini tartışır. Makalede, işlenen ham süt ürünlerinin spesifik özellikleri ele alınmaktadır. Çiğ süt kalitesi karakteri ve süt piyasasındaki fiyatlandırma durumu analiz edilmiştir. Süt endüstrisi üreticilerinin kârlılığını ve rekabet gücünü artırma yolları önerilmektedir. Anahtar Kelimeler; Süt Pazarı, Süt Üretimi, Süt Ham Maddesi Kalitesi, Tarımsal İşletmeler, Çiftlikler, Rekabet Gücü, Süt Üretim Etkinliği.

16

Anaerobik Arıtmadan Biyogaz Eldesinin Hızlandırılması Günay Kocasoy*, Oktay Olcay KAKAD, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul, Turkey *[email protected] ÖZET Doğal kaynakların gittikçe azaldığı günümüzde enerji darboğazı bütün dünyada en önemli çevre sorunlarından biri olmuş, tüm dünyada alternatif enerji konularında yapılan araştırmalar öncelik kazanmıştır. Atık suların anaerobik çözünmesi sonucu çıkan biyogaz, bilim adamları tarafından geleceğin önemli bir alternatif enerji kaynağı olarak düşünülmektedir. Bu tebliğde aynı düşünce ile yapılan araştırma sonuçları sunulmuştur. Sentetik olarak hazırlanan atık su anaerobik çamurla aşılanarak anaerobik mikroorganizma popülasyonu arttırılmış, anaerobik çözünmenin dolayısıyla gaz çıkışının hızlandırılması araştırılmıştır. Araştırmada kullanılan üç adet anaerobik reaktör sentetik atık su ile doldurulmuş ve Paşabahçe Tekel Fabrikası’ndan alınan anaerobik çamurla aşılanmış ve 35̊C sıcaklıkta tutularak dakikada 240 devirle karıştırılmış ve her gün sentetik besleme suyu ile beslenmiştir. Reaktörlerin içindeki mikroorganizmaların reaktörün fiziksel ve kimyasal şartlarına uyum sağlaması için 40 gün aklimatize edildikten sonra reaktörlerden ikisine farklı derişimlerde (80 mg/l ve 200mg/l) maya çözeltisi eklenmiş, üçüncü reaktör ise kontrol reaktörü olarak kullanılmış, maya çözeltisi eklenmemiştir. Bir ayın sonunda yapılan ölçümlerde yüksek derişimli maya çözeltisinin eklendiği reaktörde bakteri büyüme hızı %26,3 iken kontrol reaktörde sadece %7,5 olmuştur. Aklimatizasyon sürecinden sonra maya eklenmesi ile bakterilerin büyüme hızının artması mayanın olumlu etkisini göstermektedir. Ayrıca atık sudan yüksek oranda KOİ ve BOİ giderimi sağlanmıştır. Mayanın aklimatizasyon üzerindeki etkisini de ölçmek için aynı işlem yeni sentetik suyla tekrarlanmıştır. Mayanın eklenmesi reaktör içindeki pH değerini yükselterek metan üreten bakterilerin büyümelerini hızlandırdığı gözlemlenmiştir. Tüm deney sürecinde reaktörlerdeki çözeltinin pH değeri, sıcaklığı ve KOİ analizi her gün, BOİ, MLSS ve MLVSS analizi haftada bir gün yapılmış, reaktörlerde biriken gaz miktarı her hafta ölçülmüştür. Ölçüm sonuçları maya eklenen reaktörlerdeki BOİ ve KOİ gideriminin ve bakterilerin büyüme hızının, gaz hacmi ve metan yüzdesinin kontrol reaktöründen daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Tebliğde araştırmanın yöntemi ve elde edilen sonuçlar tablolar ve grafiklerle detaylı bir şekilde sunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Aklimatizasyon, Anaerobik, Aşılama, Biyogaz, Maya, Metan, MLSS

17

Türkiye’nin İki Farklı Coğrafyasından İzole Edilen Elma Kara Lekesi Hastalığı Etmeninde (Venturia inaequalis) Genetik Çeşitliliğin İncelenmesi Ali ÇELİK1* Hamit KAVAK 2 1

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bitki Koruma Bölümü, Bolu 2 Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü, Diyarbakır * [email protected] ÖZET

Elma (Malus domestica), dünyanın çeşitli iklim kuşaklarında yaygın olarak yetiştirilen bir meyve türü olup, yetişme periyodu süresince birçok fungal hastalık etmenlerinin saldırısına maruz kalmaktadır. Bunlardan birisi, dünya genelinde ekonomik kayıp açısından belki de en önemlisi elmalarda kara leke hastalığını oluşturan Venturia inaequalis dir. Bu çalışmada elma üretimi ve mücadelesi açısından Türkiye’nin iki uç bölgesini temsil eden Bingöl ve Isparta illerinde elma kara leke etmeninin genetik çeşitliliği incelenmiştir. Bu illere ait elde edilen 18 adet izolat 7 adet RAPD primeri kullanılarak PCR ile çoğaltılmıştır. Peşine agaraoz jelde görüntüleme işlemlerine tabii tutularak izolatlara ait polimorfik bantlar elde edilmiştir. Primer başına ortalama bant sayısı 3,91 olarak belirlenmiş olup, en fazla polimorfik bant OPF04 kodlu primerde, en az polimorfik bant ise OPG15 kodlu primerden elde edilmiştir. Yapılan kümeleme analiz dendogramına göre iki ile ait toplam izolat popülasyonu 5 farklı gruba ayrılmıştır. İki ile ait izolatlar arasında önemli ayrıcalıklar gözlenmemiştir. V. inaequalis’in iki ile ait izolatlarının bölge içi ve bölgeler arası varyasyonunun belirlenmesinde RAPD primerlerinin yüksek düzeyde olmamakla birlikte belirli derecede öneme sahip olduğu düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Venturia inaequalis, RAPD, genetik çeşitlilik ABSTRACT

Investigation of Genetic Diversity of Apple Scab Disease (Venturia inaequalis) Isolated from Two Different Geographies in Turkey Apple (Malus domestica) is a fruit species widely grown in various climate generations of the world and is exposed to the attack of many fungal disease agents during the growing period. One of them is Venturia inaequalis, which is probably the most important in terms of economic loss worldwide, which makes apple scab disease in apples. In this study, the genetic diversity of apple scab in Bingöl and Isparta provinces has been examined, which represent the two extremes of Turkey in terms of apple production. The 18 isolates obtained from these regions and were amplified by PCR using 7 RAPD primers. Polymorphic bands of the isolates were obtained by subjecting to agarose gel imaging. The average number of bands per primer was determined to be 3.91, with the highest polymorphic bands obtained from OPF04 encoded primer and the least polymorphic bands from OPG15 encoded primer. According to the clustering analysis, the total isolate population belongs to 5 different groups. Significant privileges were not observed between the two regions’s isolates. It is thought that RAPD primers have a certain level to determine the diversity but not high levels of intra- and interregional variation in the isolates of V. inaequalis. Keywords: Venturia inaequalis, RAPD, genetic diversity

18

Türkiye’de Pirinç Biti (Sitophilus oryzae, Coleoptera: Curculionidae ) Popülasyonlarında Endosimbiyont Bakteri Wolbachia Enfeksiyonunun Belirlenmesi 1

Kübra TÜRKMEN1, Erhan KOÇAK1* Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü, Isparta, TÜRKIYE *[email protected] ÖZET

Sitophilus oryzae (Coleoptera: Curculionidae ) başta mısır olmak üzere tüm hububat çeşitlerinde zararlıdır. Hububat danelerinde beslenmeleri sonucunda üründe kalite ve ağırlık yönünden kayıplar meydana getirir. Endosimbiyont bakteri olan Wolbachia, eklembacaklıların %66’sında tespit edilmiş olup konukçularının üremesi üzerinde partenogenesis, erkek öldürücülük, feminizasyon ve sitoplazmik uyumsuzluk şeklinde üreme bozukluğuna neden olan önemli bir bakteridir. Çalışmada Ege (İzmir, Manisa), İç Anadolu (Ankara, Konya), Karadeniz (Samsun), Güneydoğu Anadolu (Diyarbakır, Şanlıurfa), Akdeniz(Adana) bölgelerinden toplam 12 lokasyondan S. oryzae popülasyonları toplanmış ve moleküler yöntemler ile Wolbachia varlığı araştırılmıştır. Çalışmada DNA ekstrasyonunu takiben PCR reaksiyonları wsp primerleriyle taranmıştır. Jel görüntülerine göre, taranan 120 örnekten 118 (%98,33)’inde Wolbachia tespit edilmiştir. Şanlıurfa ve Adana(Çukurköprü)’da %90 oranında, Manisa, İzmir, Ankara(HaymanaKarakeçeli) ,Diyarbakır, Samsun, Konya(Merkez-Alibey Köy) ve Adana(Ceyhan) illerinde ise %100 oranında Wolbachia varlığı tespit edilmiştir. Bu çalışma ülkemizde S.oryzae üzerinde Wolbachia varlığının belirlendiği ilk çalışmadır. Anahtar Kelimeler: Wolbachia, Endosimbiyont Bakteri, Wsp, Sitophilus oryzae, Türkiye

19

Isparta'da Elma Kara Leke Hastalığı (Venturia inaequalis (Cke) Wint.)'na Karşı Bazı Mikrobiyal Preparatların Etkinliğinin Belirlenmesi 1

Oğuzcan ÇALTILI1 Ş.Evrim ARICI1* Süleyman Demirel University Agricultural Faculty Department of Plant Pathology, IspartaTURKEY *[email protected] ÖZET

Bu çalışmada, Trichoderma harzianum (T-22), Bacillus subtilis (BS) ve mikorizal preparat (Endo Roots Soluble (ERS) kullanılarak elma kara leke hastalığına [Venturia inaequalis (Cke.) Wint.] karşı etkinliği araştırılmıştır. Biyolojik preperatlar farklı kombinasyonlarda yaprak ve toprak uygulaması şeklinde uygulanmıştır. Deneme Eğirdir bölgesinde 3 yaşında Scarlet-Spur elma çeşidi içeren bahçelerde kurulmuştur. Biyolojik preperatlar önerilen dozlarda erken uyarı sisteminin uyarıları dikkate alınarak Nisan-Mayıs 2017 tarihlerinde 3 kez uygulanmıştır. Ticari fungisit olarak ise Dikotom blue (Mancozeb)+ Nimbus (Micobuthanil) kullanılmıştır. Uygulamadan 21 gün sonra bitkilerde hastalık şiddeti 0-4 skalasına göre değerlendirilmiştir. Skala değerlerine göre elde edilen sonuçlar Towsend-Heuberger formülü uygulanarak hastalık şiddeti (%), Abbott formülüne göre de biyolojik preperatların yüzde etkileri hesaplanmıştır. Deneme sonuçları SPSS 16 istatistik programıyla varyans analizi kullanılarak Tukey çoklu karşılaştırma testi ile değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmanın sonucunda, kontrole göre tüm uygulamalar arasında fark önemli bulunmuştur (p≤0,5). Deneme sonuçlarına bakıldığında Venturia inaequalis' e karşı % hastalık şiddeti en düşük T-22 (yaprak ilaçlaması) (%12,2) uygulamasından elde edilmiştir. Sırasıyla hastalık şiddeti yüzde etkisini Dikotom blue (Mancozeb)+ Nimbus (Micobuthanil) (%13,2) ve mikoriza (%14.8) uygulamaları takip etmiştir. Kontrol bitkilerde hastalık yüzdesi %40,2 olarak tespit edilmiştir. Deneme de biyolojik preperatların % etki değeri en yüksek sırasıyla T-22 (yeşil aksam) (%69.65), T-22 (yeşil aksam)+ B. subtilis (%67.66), mikoriza (%70,79), Dikotom blue (Mancozeb)+ Nimbus (Micobuthanil (67.19%) ve mikoriza+ B. subtilis (%64.18) olarak belirlenmiştir. Biyolojik preperat uygulamaların da en düşük % etki değeri sırasıyla B. subtilis (%48.76), T.harzianum (toprak uygulaması) (%53.23) ve T-22 (toprak uygulaması) + B. subtilis (%58.71) uygulamasında tespit edilmiştir. Sonuç olarak biyolojik preperatların, ayrıca çevre ve gıda güvenliği açısından olumlu yanları nedeniyle, kimyasal mücadeleye alternatifi olarak kullanılabileceği düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Mycorrhizza, Trichoderma hazrianum, Bacillus substilis, Biyolojik mücadele, Elma

The Determination Of The Efficacy Of Some Microbial Preparations Against Apple Scab Disease (Venturia inaequalis (Cke) Wint.) In Isparta ABSTRACT In this study, the effect of Trichoderma harzianum (T-22), Bacillus subtilis (BS) and mycorrhizal preparations (Endo Roots Soluble -ERS) was investigated against apple scap disease [Venturia inaequalis (Cke.) Wint.]. Biological preparations were applied as foliar and soil application in different combinations. The experiment was established in gardens with a ScarletSpur apple variety of 3 years old in Eğirdir. Biological preparations were applied at 3 times in April-May 2017, taking into account the warnings of the early warning system at the recommended doses. Dictotom blue (Mancozeb) + Nimbus (Micobuthanil) was used as commercial fungicide. After 21 days of application, disease severity was assessed according to scale 0-4. The results obtained according to the scale values were calculated to the % disease severity by applying the 20

Towsend-Heuberger formula and the% effects of the biological preparations according to the Abbott formula. Test results were evaluated by Tukey multiple comparison test using variance analysis with SPSS 16 statistical program. As a result, the difference between all the applications was found significant (p≤0,5). Based on the results of the experiment, the lowest disease severity was obtained from T-22 (foliar application) (12,2%) against Venturia inaequalis. Disease severity was determinated in the application of Dicotom blue (Mancozeb) + Nimbus (Micobuthanil) (13.2%) and Mycorriza (14.8%) respectively. The percentage of disease severity in control plants was observed as 40.2%. In the experiment, it was determined that the the highest % efficacy values of the biological preparations was for T-22 (foliar application) (69.65%), T-22 (foliar application)+ B. subtilis (67.66%), Dikotom blue (Mancozeb)+ Nimbus (Micobuthanil (67.19%) and mycorrhiza+ B. subtilis (64.18%) respectively. The lowest % efficacy values of the biological preparations were determined in the application of B. subtilis (48.76%), T.harzianum (soil application) (53.23%) and T-22 (soil application) + B. subtilis (58.71%). As a result, biological preperations could be used as an alternative to chemical control, because of its positive aspects in terms of environment and food safety. Keywords: Mycorrhizza, Trichoderma Hazrianum, Bacillus Substilis, Biological Control, Apple

21

Domates Hat ve Çeşitlerinin Fusarium Oxyporium F.Sp Lycopersici (FOL)’ye Karşı Dayanıklılığı 1

Ş.Evrim ARICI1 Oğuzcan ÇALTILI1 Özdinç SOY1 Süleyman Demirel University Agricultural Faculty Department of Plant Pathology, IspartaTURKEY *[email protected] ÖZET

Fusarium oxysporum f. sp. lycopersici (FOL) Snyd. et Hans. (FOL) domateslerde solgunluğa neden olan fungal bir hastalıktır. FOL ile mücadelede en çok hastalığa karşı dayanıklı domates çeşitler kullanılmaktadır. Bu çalışmada Fusarium oxysporum f. sp. lycopersici’ye karşı dayanıklı olduğu bildirilen 18 ticari domates çeşidi (Merkür, Polaris, Tayfun, Alsancak, 112, Dort, 535, Kuzeyköy, Alaturka, Tory + Arazi, Yakup; Seval, Arzum, Kahraman, Asil, H2274, SC2121, Toprak) kullanılarak hastalığa karşı dayanıklılığı araştırılmıştır. Domates çeşitleri FOL ile inokule edildikten 4 hafta sonra 0-4 skalasına göre değerlendirilerek, hastalık gelişimi üzerine etkileri % Abbot formülü belirlenmiştir. Sonuç olarak Fusarium oxysporum f. sp. lycopersici’ye (FOL) solgunluk hastalığına karşı en dayanıklı ilk üç çeşidin Merkür, Tory ve Seval olduğu ve hastalık simptomunun gözlemlenmediği belirlenmiştir. Bu çeşitleri Polaris, Tayfun, Kuzeyköy ve Kahraman çeşitleri izlemiş olup düşük oranda FOL tespit edilmiştir. Çalışmada FOL en fazla, hastalığa duyarlı olduğu bilinen Toprak, SC2121 ve H2274 domates çeşitlerinde görülmüştür. Anahtar kelimeler: F. oxysporum f.sp. lycopersici, domates, solgunluk hastalığı, dayanıklılık

Resistance of Tomato Lines Against Fusarium Oxyporium F.Sp Lycopersici (FOL) ABSTRACT F. oxysporum f.sp. lycopersici (FOL) Snyd. et Hans. (FOL) is a pathogenic form that causes soilborne vascular wilt disease in the tomato (Solanum lycopersicum L.). Resistant tomato varieties are mostly used against FOL. In this study, it was investigated to the efficacy of 15 commercial tomato varieties reported to be resistant to FOL and 3 suscebtible tomato variaties (Mercury, Polaris, Tayfun, Alsancak, 112, Dort, 535, Northköy, Alaturka, Tory, Yakup, Seval, Arzum, Kahraman, Asil, H2274, SC2121, Soil). Tomato varieties were noculated with FOL and were assessed according to the scale of 0-4 after 4 weeks. The effects on disease development were determined as% Abbot formula. As a result, As a result, the most resistance variaties were obtained from Merkür, Tory and Seval to FOL disease and no symptom of diseases was observed. These varieties were followed by Polaris, Tayfun, Kuzeyköy and Kahraman varieties and low disease symptoms were observed. FOL was most commonly seen in Toprak, SC2121 and H2274 tomato varieties, known as susceptible to disease. Keywords: F. Oxysporum f.sp. lycopersici, Tomato, Wilt Disease, Resistance

22

Endüstriyel Simbiyosis Çalışmalarında Veri Madenciliği Uygulamaları Aslıhan KATİP Uludağ Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Bursa, Türkiye, *[email protected] ÖZET Nüfus artışının ve aşırı tüketimin etkisiyle dünyada üretime daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır ve doğal kaynakların tüketimi her geçen gün artmaktadır ve bu nedenle, doğal kaynakların korunması bir zorunluluk oluşturmaktadır. Doğal kaynakların etkin kullanımı, atıkların minimize edilmesi, atık önleme, verimli kaynak kullanımı ve temiz üretim teknolojileri gibi tüm toplumun geneline katkı sağlayan bir anlayış olan endüstriyel simbiyosiste, teknolojinin ilerlemesiyle birçok alanda olduğu gibi sorunların çözümünde veri madenciliği uygulamaları kullanılmaktadır. Bu çalışmada, endüstriyel simbiyoz yaklaşımının veri madenciliği ile entegre edilmesi ve çevre bilimlerinde veri madenciliği uygulamaları araştırılmıştır. Ülkemizde sanayi şehirlerindeki OSB’lerde endüstriyel simbiyoz olasılıklarının veri madenciliği yardımı değerlendirilmesinin ve uygulanmasının çevre sorunlarını azaltacağı ve ekonomik açıdan gelişmeyi destekleyeceği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Endüstriyel Simbiyosis, Veri Madenciliği, Verimlilik ABSTRACT Due to population growth and over-consumption, there is a greater need for global production and the consumption of natural resources is increasing day by day. For this reason, the protection of natural resources is a necessity. Data mining applications are used in industrial symbiocysts, such as efficient use of natural resources, minimization of waste, waste prevention, efficient resource utilization and clean production technologies. In this work, the integration of industrial symbiosis approach with data mining and data mining applications in environmental sciences have been investigated. It has been observed that the industrial symbiosis probabilities in the organized industrial zones of industrial cities in our country will support the evaluation and application of data mining assistance to reduce environmental problems and promote economic development. Keywords: Industrial Symbiosis, Data Mining, Efficiency

23

Bolu İli Fasülye Ekim Alanlarından İzole Edilen Pseudomonas spp. ve Xanthomonas spp.’nin Multiplex PCR ile Tanısı Fatih TEKİN1, Ali ÇELİK1, Göksel ÖZER1 1

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bitki Koruma Bölümü ÖZET

Fasülye (Phaseolus vulgaris) sahip olduğu besin değerleri bakımından insan beslenmesinde oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bitki, yetiştirme periyodu boyunca birçok bakteriyel organizmanın saldırısına maruz kalmaktadır. Pseudomonas ve Xanthomonas grubu bakteriler fasülye bitkisinde verim ve kalite kaybına yol açan önemli bakteriyel hastalık etmenleridir. Bakterilerin klasik yöntemlerle teşhisi bazen uzun sürebilmekte ve kısmen güvenilir olmayan sonuçlar alınabilmektedir. Bu çalışmada, hastalıklı olduğu düşünülen fasülye kısımlarından izolasyon sonucu kültür ortamında geliştirilen hale yanıklığı (Pseudomonas spp.) ile fasülye bakteriyel yanıklığı (Xanthomonas spp.) etmenlerinin Multiplex PCR ile tanısı yapılmıştır. NCBI veri bankasından söz konusu bakteri gruplarının genom yapısına ait veriler elde edilerek ilk defa bu çalışmada kullanılan primerler dizayn edilmiş ve Multiplex PCR sonucunda beklenilen büyüklükte bant profilleri gözlenmiştir. Çalışma Pseudomonas ve Xanthomonas grubu bakterilerin Multiplex PCR ile hızlı ve pratik ayrımına yönelik söz konusu primer çiftleri ile yapılan ilk çalışma olma özelliğindedir. Anahtar kelimeler: Bolu, Fasülye bakteri hastalıkları, Multiplex PCR

24

Effect of Wheat Grass (Triticum aestivum L.) Juice on Seed Germination İlknur AKGÜN1*, Rabia AYATA1, Ruziye KARAMAN1 1

Süleyman Demirel University, Faculty of Agriculture, Department of Field Crops, Isparta, Turkey * [email protected] ABSTRACT

In this study, the possibilities of using wheat grass juice as encouraging of seed germination or growth activator were investigated.. In order to obtain grass juice, wheat seeds 'bread wheat) were sown in plastic crates and were harvested on the 10. day and the solid fruit juice was squeezed to complete disintegration and grass juice was obtained. This research, two-row barley (Hordeum vulgare), maize (Zea mays), wheat (Tritucum aestivum), bean (Phaseolus vulgaris), alfalfa (Medicago sativa), perennial grass (Lolium perene), sheep fescue (Festuca ovina) and sugar beet (Beta vulgaris) were used in germination experiment. Petri dishes with a diameter of 9 cm and Whatman (No.3) filter paper were used as the germination medium. It was placed in 25 seeds of beans and corn and 50 seeds of other (barley, wheat, alfalfa, perennial grass, sheep fescue and sugar beets) in petri dishes and the seeds were germinated at room temperature. The seeds in the control group of different species were given distilled water and the others were given wheat grass juice. Germination times were determined according to ISTA rules. In the experiment, 64 petri dishes [4 replicates x 8 species x 2 applications (control, wheat grass juice)] were used and germination rate, germination index and root and stem lengths were determined. In the result of the research, application of wheat grass juice reduced germination index, germination rate and root and stem length. Germination rate, root and stem lengths reduction in barley, perennial grass, sheep fescue, alfalfa and sugar beet were statistically significant, wheat, beans and the corn was not significant. Keywords: Wheat Grass Juice, Germination, Root and stem lengths

25

Melezleme Yoluyla Elde Edilmiş Bazı Keten [Linum usitatissimum L.] Genotiplerinin Ham Yağ Oranları ve Yağ Asidi Kompozisyonlarının Belirlenmesi Merve GÖRE1, Orhan KURT1, Tuba ÖZYILMAZ1 1 Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, Atakum, Samsun *Sorumlu Yazar İletişim: [email protected] ÖZET Bu Araştırma, Samsun ekolojik koşullarında 49 farklı keten genotipinin ham yağ oranları ve yağ asidi kompozisyonunun belirlenmesi amacıyla, 2015 ve 2016 yıllarında Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümünde yürütülmüştür. Deneme deseni olarak Augmented Deneme Deseni kullanılmıştır. Çalışmada her iki yılda da genotiplerin ham yağ oranları, palmitik, stearik, oleik, linoleik ve linolenik yağ asitleri incelenmiştir. Elde edilen bulgularla SPSS programı kullanılarak iki yılın karşılaştırması olarak t testi yapılmış ve genotipler arasında ortalama karşılaştırmaları yapılmıştır. Yapılan t testi sonucunda stearik asit ve oleik asit bazında yıllar arasında çok önemli (p