1 Ekim 2009

1 – 25 Ekim 2009 Zehra – Cihat Aral Resim Sergisi Radikal Gazetesi Cafe Eki / 1 Ekim 2009 Radikal Gazetesi Üç Eki / 16 Ekim 2009 PORTAL Haftanın S...
Author: Umut Tüzün
9 downloads 0 Views 7MB Size
1 – 25 Ekim 2009 Zehra – Cihat Aral Resim Sergisi

Radikal Gazetesi Cafe Eki / 1 Ekim 2009

Radikal Gazetesi Üç Eki / 16 Ekim 2009

PORTAL

Haftanın Sanat Çizelgesi 19 Ekim-26 Ekim Cumhuriyet Haber Portalı

■ ‘Zehra-Cihat Aral’ resim sergisi - 25 Ekim’e dek - Terakki Vakfı Banat Galerisi’nde. (0 212 351 00 60)

Zehra Aral - Cihat Aral Terakki Vakfı Kültür Merkezi Ebulula Mardin Cad. No.12/A 34335 Levent 212 - 351 00 60

01 Ekim 2009, Perşembe 25 Ekim 2009, Pazar Terakki Vakfı Sanat Galerisi, hayata ve insana dair konuları kendilerine özgü ifadeleri ile tuvale aktaran Zehra – Cihat Aral çiftinin, yaklaşık 35 adet tuval üzerindeki yağlıboya eseri ile 2009 – 2010 sezonunu açıyor. Zehra Aral 1963 - 68 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim gördü. Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi’nden mezun oldu. 1969‘da DYO Resim Yarışmasında birincilik ödülü aldı. Yurt içi ve yurt dışında çok sayıda kişisel sergiler açtı ve karma sergilere katıldı. Zehra Aral, 70’li yıllarda devlet tarafından burslu olarak Fransa’ya gönderilen, Paris Güzel Sanatlar Akademisi’nde ihtisas yapan ressamlarımızdan biridir. Türk resminin geçmişine bakıldığında hayli üretken sayılabilecek bir dönemin içinden geldiği görülür. Aral resimlerinde genellikle sosyal konular üzerinde çalışarak, figüratif soyutlama diliyle anlatımcı bir yol izler. Ressam, diğer sosyal konulu resim yapanlardan da bir özelliği ile ayrılır ki o da; resimlerinde, sanki bireysel özelliklerine kadar indiği, anlatımına aracı olan figürlerinin psikolojilerini de yansıtmaya çalışmasıdır. Bu noktada Zehra Aral, anlatımcılığını çoğunlukla tek figürlü kompozisyonlarla -bir portre ya da çeşitli devinimler içine girip çıkan insan bedenleri- gerçekleştirir ve böylece, bu yönüyle kendine özgü bir ressamlık çizgisi oluşturur. Cihat Aral 1943 yılında doğan Cihat Aral, 1964 - 1969 yıllarında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde öğrenim gördü. İlk kişisel sergisini 1970 yılında Taksim Sanat Galerisi’nde açtı. Sanat alanında ihtisas yapmak üzere devlet bursuyla 1970 yılında Fransa’ya gönderildi. 1974 yılında yurda dönerek İDGSA’ne öğretim görevlisi olarak atandı. 1976 - 80 yılları arasında Görsel Sanatçılar Derneği genel sekreterliği ve başkanlığını yaptı. Mimar Sinan Üniversitesi’nde 1994 yılında doçent, 1999 yılında profesör oldu. 2003 - 2004 yılları arasında MSÜ Resim ve Heykel Müzesi müdürlüğü yaptı. 1984 yılında aynı kurumdan istifa ederek emekli oldu. Yurt dışı ve yurt içinde birçok kişisel ve karma sergiler gerçekleştiren Aral, sanatsal çalışmalarını İstanbul’da sürdürmektedir.

Zehra - Cihat ARAL Galerimiz, 1-25 Ekim 2009 tarihleri arasında gerçekleşecek sezonun ilk sergisinde, Zehra – Cihat Aral çiftinin resimlerine ev sahipliği yapıyor.

Tarih : 1 - 25 Ekim 2009 Yer : Terakki Sanat Şehir : İstanbul Avrupa

Galerimiz, 1-25 Ekim 2009 tarihleri arasında gerçekleşecek sezonun ilk sergisinde, Zehra – Cihat Aral çiftinin resimlerine ev sahipliği yapıyor. Hayata ve insana dair konuları kendilerine özgü ifadeleri ile tuvale aktaran sanatçıların, 35 adet tuval üzerine yağlıboya eseri sergileniyor. 1 Ekim 2009, Perşembe günü, saat 18.00’de düzenlenecek.

“Zehra - Cihat Aral Resim Sergisi” Terakki Vakfı Sanat Galerisi Açılış Tarihi

01.10.2009 / Perşembe

Kapanış Tarihi

25.10.2009 / Pazar

Mekan

Terakki Vakfı Sanat Galerisi

Adres

Ebulula Mardin Cad. No:12 / A Levent Beşiktaş

Şehir

İstanbul / Türkiye

Telefon

0212 351 00 60

Cihat Aral Özgeçmiş 1943 yılında doğan Cihat Aral, 1964-1969 yıllarında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünde öğrenim gördü. 1970 yılında ilk kişisel sergisini Taksim Sanat Galerisinde açtı. 1970 yılında sanat alanında ihtisas yapmak üzere devlet burslusu olarak Fransa'ya gönderildi. 1974 yılında yurda dönerek İDGSA'ne Öğretim Görevlisi olarak atandı. 1976-80 yılları arasında Görsel Sanatçılar Derneği genel sekreterliği ve başkanlığını yaptı. 1984 yılında aynı kurumdan istifa ederek emekli oldu. 1994 yılında Mimar Sinan Üniversitesi’nde Doçent, 1999 yılında Profesör oldu. 2003-2004 yılları arasında MSÜ Resim ve Heykel Müzesi müdürlüğü yaptı. Yurtdışı ve yurtiçinde birçok kişisel ve karma sergiler gerçekleştiren Aral, sanatsal çalışmalarını İstanbul’da sürdürmektedir. C. Aral'ın tuvallerinde, gece vakti ay ışığının romantik atmosferinde, göz göze gelince yaptıkları işe ve hayat kavgasına bir süreliğine de olsa ara verip sessizliğe dalan iki aşık yada aynı sıkıntıları paylaşan ve bu doğrultuda grup olarak çalışan, sokak köpekleriyle dostça işbirliği yapan çöp insanlarının yaydığı Sinerji, koşullar ve zaman ne olursa olsun her yerde olduğunun farkına vardırıyor insanı.” Serkan Azeri

Zehra Aral Özgeçmiş 1963-68 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim gördü. Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi’nden mezun oldu. 1969‘da DYO Resim Yarışmasında birincilik ödülü aldı. Yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda kişisel sergiler açtı ve karma sergilere katıldı. Zehra Aral, 70’li yıllarda devlet tarafından burslu olarak Fransa’ya gönderilen, Paris Güzel Sanatlar Akademisi’nde ihtisas yapan ressamlarımızdan biridir. Türk resminin geçmişine bakıldığında hayli üretken sayılabilecek bir dönemin içinden geldiği görülür. Aral resimlerinde genellikle sosyal konular üzerinde çalışarak, figüratif soyutlama diliyle anlatımcı bir yol izler. Ressam, diğer sosyal konulu resim yapanlardan da bir özelliği ile ayrılır ki: resimlerinde, sanki bireysel özelliklerine kadar indiği, anlatımına aracı olan figürlerinin, psikolojilerini de yansıtmaya çalışmasıdır. Bu noktada Zehra Aral, anlatımcılığını çoğunlukla tek figürlü kompozisyonlarla -bir portre yada çeşitli devinimler içine girip çıkan insan bedenleri- gerçekleştirir ve böylece, bu yönüyle kendine özgü bir ressamlık çizgisi oluşturur.

27 Ekim – 21 Kasım 2009 Ahmet Sarı “Ders-i İntibah” Resim Sergisi

Milliyet Gazetesi, Cumartesi Eki / 31 Ekim 2009

Radikal Gazetesi, Üç Eki / 30 Ekim 2009

Radikal Gazetesi / 11 Kasım 2009

Radikal Gazetesi, Üç Eki / 13 Kasım 2009

KULTURVADİSİ.ORG Terakki Vakfı Sanat Galerisi

İSTANBUL - Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 27 Ekim – 21 Kasım 2009 tarihleri arasında gerçekleşecek sergisinde, Ahmet Sarı’nın resimlerine ev sahipliği yapıyor. Sanatçının “Ders-i İntibah” isimli sergisinde yağlıboya, akrilik ve zift kullanarak yaptığı 25 adet eseri yer alıyor. Terakki Sanat’ta ikinci kişisel sergisini açan sanatçı, birçok karma sergiye katıldı ve ödüller aldı. Sergi, insanın kendi zihninde uyanabilmesi için tüm iradesini kurmasını ve yaşadığı coğrafya üzerine düşünmesi, kültür ve sanatı fark etmesi ve çevresine de fark ettirmesi olgusunu vurguluyor. “Ders-i İntibah”, ‘Anlamı Kavrama Dersi’ veya ‘Farkına Vardırma Dersi’ olarak da ifade ediliyor. 27 Ekim 2009, Salı günü, saat 18.00’de düzenlenecek açılış kokteyline tüm sanatseverler davetli.

Ahmet Sarı 1980 yılında Hatay da doğdu. İlkokulu Hatay’ın Altınözü ilçesinde okudu. Antakya 23 Temmuz Merkez Lisesi’ni 1998-1999 Eğitim-Öğretim yılında tamamladı. 2000-2001 Öğretim yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Baskı sanatlarını kazanarak 2005 yılın’da mezun oldu. 2003’ten beri Akbank Kültür ve Sanat Merkezi’nde Baskı Atölyesi yöneticiliği yapıyor.

Terakki Vakfı Sanat Galerisi Ebulula Mardin Cad. 12/A Levent - İstanbul T. 212 351 00 60 (pbx) . www.terakki.org.tr

Ahmet Sarı Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 27 Ekim – 21 Kasım 2009 tarihleri arasında Ahmet Sarı’nın resimlerine ev sahipliği yapıyor. Ders-i İntibah: ‘Anlamı Kavrama Dersi’ veya ‘Farkına Vardırma Dersi’ olarak da ifade edebiliriz. Terakki Sanat, insanın kendi zihninde uyanabilmesi için irade külliyesini kurması, yaşadığı coğrafya üzerine düşünmesi, kültür ve sanatı fark etmesi – fark ettirmesi adına hazırladığı bu konsept sergisinde, Ahmet Sarı’nın yağlıboya, akrilik ve zift kullanarak yaptığı 25 adet eserine ev sahipliği yapıyor. Sergi katalog yazısında Ümit İnatçı: “… Ahmet Sarı’nın “Ders-i İntibah” diye adlandırdığı bu sergiyi oluşturan resimlerinde değişik damarlardan beslenen bir temsiliyet anlayışına tanık oluyoruz. Bir yandan eleştirel düşünceye yaslanan yeni-dışavurumcu bir eğilim, diğer yandan ise transavangard plastisite ve imge alaşımına yaklaşan bir resim anlayışı. Naif portrecilik girişimi gibi görünen ancak kıvamı tartılmış bir abartıyla karikatürize edilmiş öküz portrelerindeki insani duygu aktarımı empatiye yer vermeyecek kadar nötrleştirilmiştir. Bu eğilimi doğrulayan sadece biçimsel veriler değil, aynı zamanda malzeme kullanımı da bu hissiyat sıfırlama baskısının ipuçlarını ele veriyor. Zemine vurulan renklerin üzerine serilen zift tabakasını kazıyarak yeniden bir ışık keşfine yönelmesi, ressamın “derin ben(mou profond)”ine her türlü bireyoluş karartmasına rağmen ulaşma çabasını gösterir. Bu tür resimlerde sadece bir alt bilinç kazıması yapmanın gerekliliği üzerinden değil, aynı zamanda uygulamanın kendisinin bir göstergeye dönüşme olanağı üzerinden de anlamın izini sürmek gerekir. Nitekim stratografiler (üst üste istiflenmiş ince yüzey tabakaları) halinde bir birinin altından yüzeye çıkma çabası gösteren renkler politik bir imgeye dönüşebilmektedirler.” ifadesiyle serginin içeriğini dile getiriyor. BİYOGRAFİ 1980 yılında Hatay’da doğdu. İlkokulu Hatay’ın Altınözü ilçesinde okudu. Antakya 23 Temmuz Merkez Lisesi’ni 1998-1999 Eğitim-Öğretim yılında tamamladı. 2000-2001 Öğretim yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Baskı sanatlarını kazanarak 2005 yılında mezun oldu. 2003’ten beri Akbank Kültür ve Sanat Merkezi’nde Baskı Atölyesi yöneticiliğini yapmaktadır. Terakki Sanat’ta ikinci kişisel sergisini açacak olan sanatçı, birçok karma sergiye katılmış ve ödüller almıştır. Yer:Terakki Vakfı Sanat Galerisi Ebulula Mardin Caddesi, 12 / A Levent - İstanbul T. 212 351 00 60 (pbx) . www.terakki.org.tr

ne var ne yok 30 Ekim 2009

Yağlıboya, akrilik ve zift Terakki Vakfı Sanat Galerisi 21 Kasım’a kadar Ahmet Sarı’nın “Ders-i İntibah” adlı sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergide sanatçının yağlıboya, akrilik ve zift kullanarak yaptığı 25 eseri yer alıyor. Tel: (0212) 351 00

istanbullife.com.tr İstanbul' u yaşayanların adresi Ahmet Sarı Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 27 Ekim – 21 Kasım 2009 tarihleri arasında Ahmet Sarı’nın resimlerine ev sahipliği yapıyor. Ders-i İntibah: ‘Anlamı Kavrama Dersi’ veya ‘Farkına Vardırma Dersi’ olarak da ifade edebiliriz. Terakki Sanat, insanın kendi zihninde uyanabilmesi için irade külliyesini kurması, yaşadığı coğrafya üzerine düşünmesi, kültür ve sanatı fark etmesi – fark ettirmesi adına hazırladığı bu konsept sergisinde, Ahmet Sarı’nın yağlıboya, akrilik ve zift kullanarak yaptığı 25 adet eserine ev sahipliği yapıyor. Sergi katalog yazısında Ümit İnatçı: “… Ahmet Sarı’nın “Ders-i İntibah” diye adlandırdığı bu sergiyi oluşturan resimlerinde değişik damarlardan beslenen bir temsiliyet anlayışına tanık oluyoruz. Bir yandan eleştirel düşünceye yaslanan yeni-dışavurumcu bir eğilim, diğer yandan ise transavangard plastisite ve imge alaşımına yaklaşan bir resim anlayışı. Naif portrecilik girişimi gibi görünen ancak kıvamı tartılmış bir abartıyla karikatürize edilmiş öküz portrelerindeki insani duygu aktarımı empatiye yer vermeyecek kadar nötrleştirilmiştir. Bu eğilimi doğrulayan sadece biçimsel veriler değil, aynı zamanda malzeme kullanımı da bu hissiyat sıfırlama baskısının ipuçlarını ele veriyor. Zemine vurulan renklerin üzerine serilen zift tabakasını kazıyarak yeniden bir ışık keşfine yönelmesi, ressamın “derin ben(mou profond)”ine her türlü bireyoluş karartmasına rağmen ulaşma çabasını gösterir. Bu tür resimlerde sadece bir alt bilinç kazıması yapmanın gerekliliği üzerinden değil, aynı zamanda uygulamanın kendisinin bir göstergeye dönüşme olanağı üzerinden de anlamın izini sürmek gerekir. Nitekim stratografiler (üst üste istiflenmiş ince yüzey tabakaları) halinde bir birinin altından yüzeye çıkma çabası gösteren renkler politik bir imgeye dönüşebilmektedirler.” ifadesiyle serginin içeriğini dile getiriyor.

SANATKOP

sanat dünyasını yakınlaştırır

Ahmet Sarı Resim Sergisi Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 27 Ekim – 21 Kasım 2009 tarihleri arasında Ahmet Sarı’nın resimlerine ev sahipliği yapıyor. Ders-i İntibah: ‘Anlamı Kavrama Dersi’ veya ‘Farkına Vardırma Dersi’ olarak da ifade edebiliriz. Terakki Sanat, insanın kendi zihninde uyanabilmesi için irade külliyesini kurması, yaşadığı coğrafya üzerine düşünmesi, kültür ve sanatı fark etmesi – fark ettirmesi adına hazırladığı bu konsept sergisinde, Ahmet Sarı’nın yağlıboya, akrilik ve zift kullanarak yaptığı 25 adet eserine ev sahipliği yapıyor. BİYOGRAFİ 1980 yılında Hatay’da doğdu. İlkokulu Hatay’ın Altınözü ilçesinde okudu. Antakya 23 Temmuz Merkez Lisesi’ni 1998-1999 Eğitim-Öğretim yılında tamamladı. 2000-2001 Öğretim yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Baskı sanatlarını kazanarak 2005 yılında mezun oldu. 2003’ten beri Akbank Kültür ve Sanat Merkezi’nde Baskı Atölyesi yöneticiliğini yapmaktadır. İkinci kişisel sergisini Terakki Sanat’ta açacak olan sanatçı, birçok karma sergiye katılmış ve ödüller almıştır. Terakki Vakfı Sanat Galerisi Ebulula Mardin Caddesi, 12 / A Levent – İstanbul T. 212 351 00 60 (pbx)

Ahmet Sarı’nın “Ders-i İntibah” Sergisi Ahmet Sarı’nın yağlıboya, akrilik ve zift kullanarak yaptığı 25 adet eserine ev sahipliği yapıyor.

Tarih : 27 Ekim - 21 Kasım 2009 Yer : Terakki Sanat Şehir : İstanbul Avrupa

Ders-i İntibah: ‘Anlamı Kavrama Dersi’ veya ‘Farkına Vardırma Dersi’ olarak da ifade edebiliriz. Terakki Sanat, insanın kendi zihninde uyanabilmesi için irade külliyesini kurması, yaşadığı coğrafya üzerine düşünmesi, kültür ve sanatı fark etmesi – fark ettirmesi adına hazırladığı bu konsept sergisinde, Ahmet Sarı’nın yağlıboya, akrilik ve zift kullanarak yaptığı 25 adet eserine ev sahipliği yapıyor. Sergi katalog yazısında Ümit İnatçı: “… Ahmet Sarı’nın “Ders-i İntibah” diye adlandırdığı bu sergiyi oluşturan resimlerinde değişik damarlardan beslenen bir temsiliyet anlayışına tanık oluyoruz. Bir yandan eleştirel düşünceye yaslanan yeni-dışavurumcu bir eğilim, diğer yandan ise transavangard plastisite ve imge alaşımına yaklaşan bir resim anlayışı. Naif portrecilik girişimi gibi görünen ancak kıvamı tartılmış bir abartıyla karikatürize edilmiş öküz portrelerindeki insani duygu aktarımı empatiye yer vermeyecek kadar nötrleştirilmiştir. Bu eğilimi doğrulayan sadece biçimsel veriler değil, aynı zamanda malzeme kullanımı da bu hissiyat sıfırlama baskısının ipuçlarını ele veriyor. Zemine vurulan renklerin üzerine serilen zift tabakasını kazıyarak yeniden bir ışık keşfine yönelmesi, ressamın “derin ben(mou profond) ”ine her türlü bireyoluş karartmasına rağmen ulaşma çabasını gösterir. Bu tür resimlerde sadece bir alt bilinç kazıması yapmanın gerekliliği üzerinden değil, aynı zamanda uygulamanın kendisinin bir göstergeye dönüşme olanağı üzerinden de anlamın izini sürmek gerekir. Nitekim stratografiler (üst üste istiflenmiş ince yüzey tabakaları) halinde bir birinin altından yüzeye çıkma çabası gösteren renkler politik bir imgeye dönüşebilmektedirler.” ifadesiyle serginin içeriğini dile getiriyor. BİYOGRAFİ 1980 yılında Hatay’da doğdu. İlkokulu Hatay’ın Altınözü ilçesinde okudu. Antakya 23 Temmuz Merkez Lisesi’ni 1998-1999 Eğitim-Öğretim yılında tamamladı. 2000-2001 Öğretim yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Baskı sanatlarını kazanarak 2005 yılında mezun oldu. 2003’ten beri Akbank Kültür ve Sanat Merkezi’nde Baskı Atölyesi yöneticiliğini yapmaktadır. İkinci kişisel sergisini Terakki Sanat’ta açacak olan sanatçı, birçok karma sergiye katılmış ve ödüller almıştır. Ebulula Mardin Caddesi, 12/A 34335 Levent - İSTANBUL T. 0212 351 00 60 pbx F. 0212 351 00 48 [email protected]

27 Ekim - 21 Kasım 2009 tarihleri arasında, Ahmet Sarı’nın resimlerine Terakki Vakfı Sanat Galerisi ev sahipliği yapıyor. AHMET SARI "Ders-i İntibah" Terakki Vakfı Sanat Galerisi 27 Ekim – 21 Kasım 2009

AHMET SARI SARISARI

“Ders-i İntibah”

27 Ekim – 21 Kasım 2009

“Ders-i İntibah” Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 27 Ekim – 21 Kasım 2009 tarihleri arasında Ahmet Sarı’nın resimlerine ev sahipliği yapıyor. Ders-i İntibah: ‘Anlamı Kavrama Dersi’ veya ‘Farkına Vardırma Dersi’ olarak da ifade edebiliriz. Terakki Sanat, insanın kendi zihninde uyanabilmesi için irade külliyesini kurması, yaşadığı coğrafya üzerine düşünmesi, kültür ve sanatı fark etmesi – fark ettirmesi adına hazırladığı bu konsept sergisinde, Ahmet Sarı’nın yağlıboya, akrilik ve zift kullanarak yaptığı 25 adet eserine ev sahipliği yapıyor.

3 – 6 Aralık 2009 Contemporary İstanbul Sanat Fuarı / Zeynep Dilek Çetiner “Engel” Resim Sergisi

Radikal Gazetesi / 2 Aralık 2009

Terakki Sanat Galeri Contemporary İstanbul Fuarında 3- 6 Aralık 2009 tarihleri arasında Contemporary İstanbul Fuarında… Terakki Sanat Galeri, insanın yaşamı boyunca karşılaştığı sayısız engellerin, özellikle dış etkenlerden kaynaklanan engellerden ziyade, insanın kendi yapısı ve zihnine koyduğu En gel lerin / sansürlerin / tel örgülerin ifade edildiği resim sergisine, ressam Zeynep Dilek Çetiner ile katılıyor. Türkiye’nin uluslararası en önemli çağdaş ve modern sanat fuarı olan Contemporary İstanbul’un “Ön İzleme daveti” 2 Aralık 2009, Çarşamba Adres Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı / Rumeli Salonu / Üst Kat B-304 Ziyaret Saatleri 3 Aralık 2009 / 11.00 - 22.00 (uzun gece) 4, 5, 6 Aralık 2009 / 11.00 - 21.00

Zeynep Dilek Çetiner – “Engel” – Contemporary İstanbul 2009

9 Aralık 2009 - 2 Ocak 2010 Zeynep Dilek Çetiner “Engel” Resim Sergisi

Zeynep Dilek Çetiner :: Engel 09 Aralık 2009, Çarşamba 02 Ocak 2010, Cumartesi Zeynep Dilek Çetiner'in Engel isimli kişisel sergisi 9 Aralık - 2 Ocak tarihlerinde Terakki Sanat Galerisi'nde görülebilir.

7 Ocak - 6 Şubat 2011 Esra Sirman Resim Sergisi

Habertürk Gazetesi / 8 Ocak 2010

Rh+Sanart Dergisi – 67. Sayısı / Ocak – Şubat 2010

Terakki Vakfı Sanat Galerisi Esra Sirman'ı Ağırlıyor Esra Sirman'ın 8. kişisel resim sergisi 7 Ocak - 6 Şubat 2010 tarihleri arasında Terakki Vakfı Sanat Galerisi'nde sanatseverlerle buluşuyor. Kökeni Latince "Nativus" olan Naif sözcüğü saf, doğal ve yapmacıksız anlamına gelir. Naif resim konularını genellikle güncel olaylardan, doğadan ve resmi yapan kişinin hayatındaki etkileşimlerinden alır. Sergi, naif resim sanatının en iyi temsilcilerinden olan sanatçının 40 adet presstuval üzerine akrilik eserlerinden oluşuyor. Sanatçının resimlerinin en belirleyici özellikleri naif olgusunun gereksinim duyduğu samimi bir coşku ve bir o kadar da fantezilerle örülü atmosferdir. Kültürel birikimi ve gözlemlediği her şey resimlerinde yer almakta ve seçtiği konular çoğunlukla anlatımcı bir dille fantastik ve masalsı tatlar içerecek şekilde bir araya gelmektedir. Titiz bir çalışmanın ürünü olan resimleri kendi iç dünyasının dışa vurumu olarak nitelendirilebilir. Rengarenk doğa, hayvanlar, özellikle kediler, egzotik bitkiler kadar arkeolojinin önüne serdiği farklı ve gizemli dünyayı da resimlerine taşımaktadır. Adres : Ebulula Mardin Cd. No: 127/A 34335

Terakki Vakfı Sanat Galerisi Ebulula Mardin Caddesi, 12 / A Levent – İstanbul T. 212 351 00 60 (pbx) F. 212 351 00 48 www.terakki.org.tr

Esra Sirman Sergisi Terakki Sanat Galerisi'nde. 7 Ocak - 6 Şubat 2010 Terakki Sanat Galerisi 7 Ocak – 6 Şubat 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek sergisinde, Naif resim sanatının en iyi temsilcilerinden biri olan ressam Esra Sirman’ın eserlerine ev sahipliği yapıyor. Sanatçı kültürel birikimini ve gözlemlerini; çoğunlukla anlatımcı bir dille fantastik ve masalsı tadlar içerecek şekilde resimlerine aktarmaktadır. 7 Ocak 2010, Perşembe günü, saat 18.00’de düzenlenecek Açılış Kokteylinde birlikte olmak dileğiyle…

Naif Resmin öncülerinden Esrâ Sirman Resim Sergisi 7 Ocak – 6 Şubat 2010 – Terakki Vakfı Sanat Galerisi Kökeni Latince “ NATİVUS” olan Naif sözcüğü saf, doğal ve yapmacıksız anlamına gelir. Naif resimlerde, sanat tarihi boyunca gelişmiş olan betimleme ve biçim kurallarının ya da çağdaş sanat kuramlarının izine pek rastlanmaz. Resmi uygulayan kimse, nesneleri en tanıtıcı özelliklerini vurgulayarak anlatır. Bu bakımdan yapıtlar kolaylıkla anlaşılabilecek evrensel niteliklere sahiptir, eğitim görmüş sanatçıların yapıtlarına kıyasla bu tür resimlerde çarpıcı renklerin ve kolaylıkla fark edilebilen biçim niteliklerinin abartıldığı ve ince renk geçişlerine, çizgi ve biçim ilişkilerine betimlemenin gerektirdiğinin ötesinde girilmediği görülür. Ağaç yapraklarının tek tek boyanması gibi, nesnelerin kişiliklerini belirleyen özellikler vurgulanır, portrelerde yine en tanıtıcı özellikler olarak gözler, kaşlar, saçlar, bıyıklar abartılır. Hatta bu tür abartmalar birçok naif resimde mizahi bazen karikatüre kadar varabilen bir nitelik yarattığı gibi sanatçı için öznel anlam taşıyan özellikler vurgulandığı için naif resme anlatımcı bir espri dahi kazandırır. Naif resim konularını genellikle güncel olaylardan, doğadan ve resmi yapan kişinin yakın çevresinden alır. Dış gerçekliği akademikleşmiş yanılsama teknikleriyle değil de, adeta masum bir gözle algılayıp betimlemeleri açısından sanatsal değer taşırlar.

Naifler üzerine değişik yorumlar ve tartışmalar yapılmaktadır. En önemli tartışma konularından birisi de naif ressamın sanat eğitimi almış almasıdır. Kimileri de sanat eğitimi alan birisinin naif olmayacağını, hatta genel bir eğitim bile sanatçının naif özelliklerini bozduğunu savunmuşlardır. Naif olabilmek için hiçbir eğitim almamış olmayı, saf yürekle içgüdüsel olarak resim yapmak gerektiğini savunmuşlardır. Fahir Aksoy’da “Naif Sanat ve Türk Naifleri” kitabında sanatçıları eğitimli-eğitimsiz olarak ayırmıştır. XX. yy’ın başında Avrupa’da büyük sükse yapan naif resim, Türkiye’de ancak 1960 sonrasında etkisini göstermiştir. Türkiye’de naif resmin, çağdaş Türk resminde yöreselleşme ve hatta ulusallaşma süreçleriyle yakından ilgili olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir. Naif resim uzun süre, batı etkilerinden uzaklaşmanın, kendi kaynaklarına dönmenin temel koşullarından biri olarak görülmüştür. Hüseyin Yüce, Fahir Aksoy ve İbrahim Balaban’ı naif resim sanatının öncülerinden sayılırlar. İstanbul’da doğan Esra Sirman,1980’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Klasik Arkeoloji ve Prehistoria bölümünden mezun oldu. 1992 yılında Fahir Aksoy'un kendisini naif olarak değerlendirmesinden sonra Türk Naifleri gurubuna dahil oldu ve onlarla beraber pek çok karma sergiye katıldı. 8. kişisel sergisini açacak olan Sirman, naif resim sanatının en iyi temsilcilerindendir. Resimlerinin belirleyici özelliklerinden biri de naif olgusunun gereksinim duyduğu samimi bir coşku ve bir o kadar da fantazilerle örülü atmosferdir. Kültürel birikimi ve gözlemlediği her sey, resimlerinde yer almakta ve seçtiği konular çoğunlukla anlatımcı bir dille fantastik ve masalsı tadlar içerecek şekilde bir araya gelmektedir.

Esra Sirman Kişisel Resim Sergisi Terakki Vakfı Kültür Merkezi

Ebulula Mardin Cad. No.12/A 34335 Levent 212 - 351 00 60

07 Ocak 2010, Perşembe 06 Şubat 2010, Cumartesi Galerimiz 7 Ocak – 6 Şubat 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek sergisinde, Naif resim sanatının en iyi temsilcilerinden biri olan ressam Esra Sirman’ın eserlerine ev sahipliği yapıyor. Sanatçı kültürel birikimini ve gözlemlerini; çoğunlukla anlatımcı bir dille fantastik ve masalsı tadlar içerecek şekilde resimlerine aktarmaktadır. 7 Ocak 2010, Perşembe günü, saat 18.00’de düzenlenecek açılış Kokteylinde birlikte olmak dileğiyle…

ESRA SİRMAN Mekan : Terakki Vakfı Sanat Galerisi Tarih/Saat : 7 Ocak - 6 Şubat 2010 Türü : Resim Sergisi Terakki Vakfı Sanat Galerisi 7 Ocak - 6 Şubat 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek sergisinde, Naif resim sanatının en iyi temsilcilerinden biri olan ressam Esra Sirman’ın eserlerine ev sahipliği yapıyor.

"Esra Sirman Resim Sergisi" Terakki Vakfı Sanat Galerisi

Açılış Tarihi Kapanış Tarihi Mekan Adres Şehir Telefon

07.01.2010 / Perşembe 06.02.2010 / Cumartesi Terakki Vakfı Sanat Galerisi Akatlar, Ebulula Mardin Cad. No: 12/A Levent Beşiktaş İstanbul / Türkiye 0212 351 00 60-344

07 Ocak - 06 Şubat 2010 Sergi adı Adresi

: :

Telefon Eposta

: :

Esra SİRMAN Resim Sergisi TERAKKİ VAKFI SANAT GALERİSİ, Akatlar Ebulula Mardin Cad. No: 12/A, Levent/İSTANBUL 0 212 351 00 60 Faks : 0 212 351 00 48 [email protected]

Açılış: 7 Ocak 2010 Saat: 18.00 (Galeri Pazar ve Pazartesi günleri dışında her gün 11.00-19.00 arası açıktır)

Esrâ Sirman Resim Sergisi

Esrâ Sirman Resim Sergisi Terakki Sanat Galerisinde! Tarih : 7 Ocak – 6 Şubat 2009 Yer : Terakki Sanat Şehir : İstanbul Avrupa

Kökeni Latince “ NATİVUS” olan Naif sözcüğü saf, doğal ve yapmacıksız anlamına gelir. Naif resimlerde, sanat tarihi boyunca gelişmiş olan betimleme ve biçim kurallarının ya da çağdaş sanat kuramlarının izine pek rastlanmaz. Resmi uygulayan kimse, nesneleri en tanıtıcı özelliklerini vurgulayarak anlatır. Bu bakımdan yapıtlar kolaylıkla anlaşılabilecek evrensel niteliklere sahiptir, eğitim görmüş sanatçıların yapıtlarına kıyasla bu tür resimlerde çarpıcı renklerin ve kolaylıkla fark edilebilen biçim niteliklerinin abartıldığı ve ince renk geçişlerine, çizgi ve biçim ilişkilerine betimlemenin gerektirdiğinin ötesinde girilmediği görülür. Ağaç yapraklarının tek tek boyanması gibi, nesnelerin kişiliklerini belirleyen özellikler vurgulanır, portrelerde yine en tanıtıcı özellikler olarak gözler, kaşlar, saçlar, bıyıklar abartılır. Hatta bu tür abartmalar birçok naif resimde mizahi bazen karikatüre kadar varabilen bir nitelik yarattığı gibi sanatçı için öznel anlam taşıyan özellikler vurgulandığı için naif resme anlatımcı bir espri dahi kazandırır. Naif resim konularını genellikle güncel olaylardan, doğadan ve resmi yapan kişinin yakın çevresinden alır. Dış gerçekliği akademikleşmiş yanılsama teknikleriyle değil de, adeta masum bir gözle algılayıp betimlemeleri açısından sanatsal değer taşırlar. Naifler üzerine değişik yorumlar ve tartışmalar yapılmaktadır. En önemli tartışma konularından birisi de naif ressamın sanat eğitimi almış almasıdır. Kimileri de sanat eğitimi alan birisinin naif olmayacağını, hatta genel bir eğitim bile sanatçının naif özelliklerini bozduğunu savunmuşlardır. Naif olabilmek için hiçbir eğitim almamış olmayı, saf yürekle içgüdüsel olarak resim yapmak gerektiğini savunmuşlardır. Fahir Aksoy’da “Naif Sanat ve Türk Naifleri” kitabında sanatçıları eğitimli-eğitimsiz olarak ayırmıştır. XX. yy’ın başında Avrupa’da büyük sükse yapan naif resim, Türkiye’de ancak 1960 sonrasında etkisini göstermiştir. Türkiye’de naif resmin, çağdaş Türk resminde yöreselleşme ve hatta ulusallaşma süreçleriyle yakından ilgili olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir. Naif resim uzun süre, batı etkilerinden uzaklaşmanın, kendi kaynaklarına dönmenin temel koşullarından biri olarak görülmüştür. Hüseyin Yüce, Fahir Aksoy ve İbrahim Balaban’ı naif resim sanatının öncülerinden sayılırlar.

Esra Sirman Resim Sergisi Terakki Vakfı Sanat Galerisi 07 Ocak Perşembe ile 06 Şubat 2010 Cumartesi arasında

11 Şubat - 13 Mart 2010 Pelin Özgöçen “Sınırlar ve Ötesi” Resim Sergisi

Cumhuriyet Gazetesi, 8 Şubat 2010

SANATKOP

sanat dünyasını yakınlaştırır

Pelin Özgöçen “Sınırlar ve Ötesi” resim sergisi

Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 11 Şubat – 13 Mart 2010 tarihleri arasında genç sanatçı Pelin Özgöçen’in resimlerine ev sahipliği yapıyor.

Terakki Sanat, 11 Şubat’tan itibaren Pelin Özgöçen’in “Sınırlar ve Ötesi” isimli sergisine ev sahipliği yapıyor. 30 adet yağlıboya eserden oluşan sergide sanatçı, yaşamımızı çevreleyen, saran ve sarsan sınırların, bireyin çevresiyle kurduğu istemli ve istemsiz ilişkilerle bağlantısını irdeliyor. 2003 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü, Mehmet Mahir Atölyesi ve Asım İşler Gravür Atölyesi’nden mezun olan Özgöçen, halen aynı üniversitede doktora programına devam ediyor ve üniversitenin Sanat Eserleri Konservasyonu ve Restorasyonu Bölümü’nde Uzman olarak çalışıyor. Çağdaş şehir hayatının karmaşasında hızla akıp giden gündelik yaşamda, birbirinden kopuk sağlıksız yaşanan insan ilişkilerindeki yüzeysel diyaloglarla iç içe olan bireyin; eleştirdiği bu ortamın bir parçası olarak yaşamını sürdürmeye devam etmesi, bunu yaparken de kendini belli bir ölçüde saklayarak gizlemesi ve sakınması ve yine bunun sonucunda yaşanan ilişkilerdeki kopukluklar, Pelin Özgöçen’in resimlerinde, dansın sanatsal ifadesi olarak gölge ve kapı sembolleri üzerinden hissettiriliyor. Sanatçı için Kapı, iç dünyaya açılan bir bakıştır… Gölge ise, içsel bir aldanmadır… Bir başka deyişle; dış gerçekliklerle, duyusal dünyanın karşıtlığıdır. Kapılar ve gölgelerin anlatımında, Pelin Özgöçen’in “Sınırlar ve Ötesi” sergisini kaçırmayın. Terakki Vakfı Sanat Galerisi Ebulula Mardin Caddesi, 12 / A Levent – İstanbul T. 212 351 00 60 (pbx) www.terakki.org.tr

Sınırlar ve Ötesi / Pelin Özgöçen / Terakki Sanat / 11 Şubat – 13 Mart “Çağdaş şehir yaşamının karmaşasında ve hızla akan gündelik yaşamda kopuk ve sağlıksız yaşanan insan ilişkileriyle ve yüzeysel diyaloglar ile iç içe olan birey eleştirdiği bu ortamın bir parçası olarak yaşamını sürdürmeye devam eder. Ancak kendini belli bir ölçüde saklar, sakınır ve gizler. Günümüz insanının ilişkilerindeki bu aksama ve kopukluk, resimlerimde dansın sanatsal ifadesi, gölge ve kapı sembolleri üzerinden verilmektedir.”

PELİN ÖZGÖÇEN Sanatçı 1979 yılında İstanbul’da doğdu. 2003 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü Mehmet Mahir Atölyesi ve Asım İşler Gravür Atölyesi’nden mezun oldu. Yine aynı üniversitede yüksek lisansını 2006 yılında tamamlayan Özgöçen, aynı yıl halen devam etmekte olan doktora programına başladı. Şu an Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Eserleri Konservasyonu ve Restorasyonu Bölümü’nde Uzman olarak görev yapmakta olan Özgöçen, Moda’daki atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Akatlar, Ebulula Mardin Caddesi, 12/A, 34335 Levent

Sınırlar Ve Ötesi - Pelin Özgöçen Terakki Vakfı Sanat Galerisi 11 Şubat Perşembe ile 13 Mart 2010 Cumartesi arasında

Sınırlar ve Ötesi... Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 11 Şubat - 13 Mart 2010 tarihleri arasında Pelin Özgöçen in resimlerine ev sahipliği yapıyor.

Pelin Özgöçen “Sınırlar ve Ötesi”… 11 Şubat - 13 Mart 2010 Terakki Vakfı Sanat Galerisi Terakki Sanat, 11 Şubat’tan itibaren Pelin Özgöçen’in “Sınırlar ve Ötesi” isimli sergisine ev sahipliği yapıyor. 30 adet yağlıboya eserden oluşan sergide sanatçı, yaşamımızı çevreleyen, saran ve sarsan sınırların, bireyin çevresiyle kurduğu istemli ve istemsiz ilişkilerle bağlantısını irdeliyor.

Çağdaş şehir hayatının karmaşasında hızla akıp giden gündelik yaşamda, birbirinden kopuk sağlıksız yaşanan insan ilişkilerindeki yüzeysel diyaloglarla iç içe olan bireyin; eleştirdiği bu ortamın bir parçası olarak yaşamını sürdürmeye devam etmesi, bunu yaparken de kendini belli bir ölçüde saklayarak gizlemesi ve sakınması ve yine bunun sonucunda yaşanan ilişkilerdeki kopukluklar, Pelin Özgöçen’in resimlerinde, dansın sanatsal ifadesi olarak gölge ve kapı sembolleri üzerinden hissettiriliyor. Sanatçı için Kapı, iç dünyaya açılan bir bakıştır… Gölge ise, içsel bir aldanmadır… Bir başka deyişle; dış gerçekliklerle, duyusal dünyanın karşıtlığıdır. Kapılar ve gölgelerin anlatımında, Pelin Özgöçen’in “Sınırlar ve Ötesi” sergisini kaçırmayın.

Pelin Özgöçen

Sanatçı 1979 yılında İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Mehmet Mahir Atölyesi ve Asım İşler Gravür Atölyesi’nden 2003 yılında mezun oldu. Yine aynı üniversitede yüksek lisansını 2006 yılında tamamlayan Özgöçen, aynı yıl halen devam etmekte olan doktora programına başladı. Mimar Sinan Üniversitesi Sanat Eserleri Konservasyonu ve Restorasyonu Bölü’münde uzamn olarak görev yapmakta olan Pelin Özgöçen, Moda’daki atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. 2.Kişisel sergisini açacak olan sanatçı, birçok karma sergiye katılmış ve ödüller almıştır.

Pelin Özgöçen :: Sınırlar ve Ötesi 11 Şubat 2010, Perşembe 13 Mart 2010, Cumartesi

Terakki Sanat, 11 Şubat’tan itibaren Pelin Özgöçen’in “Sınırlar ve Ötesi” isimli sergisine ev sahipliği yapıyor. 30 adet yağlıboya eserden oluşan sergide sanatçı, yaşamımızı çevreleyen, saran ve sarsan sınırların, bireyin çevresiyle kurduğu istemli ve istemsiz ilişkilerle bağlantısını irdeliyor. 2003 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü, Mehmet Mahir Atölyesi ve Asım İşler Gravür Atölyesi’nden mezun olan Özgöçen, halen aynı üniversitede doktora programına devam ediyor ve üniversitenin Sanat Eserleri Konservasyonu ve Restorasyonu Bölümü’nde Uzman olarak çalışıyor. Çağdaş şehir hayatının karmaşasında hızla akıp giden gündelik yaşamda, birbirinden kopuk sağlıksız yaşanan insan ilişkilerindeki yüzeysel diyaloglarla iç içe olan bireyin; eleştirdiği bu ortamın bir parçası olarak yaşamını sürdürmeye devam etmesi, bunu yaparken de kendini belli bir ölçüde saklayarak gizlemesi ve sakınması ve yine bunun sonucunda yaşanan ilişkilerdeki kopukluklar, Pelin Özgöçen’in resimlerinde, dansın sanatsal ifadesi olarak gölge ve kapı sembolleri üzerinden hissettiriliyor. Sanatçı için Kapı, iç dünyaya açılan bir bakıştır… Gölge ise, içsel bir aldanmadır… Bir başka deyişle; dış gerçekliklerle, duyusal dünyanın karşıtlığıdır. Kapılar ve gölgelerin anlatımında, Pelin Özgöçen’in “Sınırlar ve Ötesi” sergisini kaçırmayın.

Pelin Özgöçen "Sınırlar ve Ötesi"... Terakki Sanat'ta "Sınırlar ve Ötesi" sergisinde Pelin Özgöçen ile yaptığımız sohbet sizlerle....

( Sergi videosu Terakki TV’de yayınlanmıştır. )

“Sınırlar ve Ötesi”…

Terakki Sanat, 11 Şubat’tan itibaren Pelin Özgöçen’in “Sınırlar ve Ötesi” isimli sergisine ev sahipliği yapıyor. 30 adet yağlıboya eserden oluşan sergide sanatçı, yaşamımızı çevreleyen, saran ve sarsan sınırların, bireyin çevresiyle kurduğu istemli ve istemsiz ilişkilerle bağlantısını irdeliyor. 12-02-2010, Cuma 2003 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü, Mehmet Mahir Atölyesi ve Asım İşler Gravür Atölyesi’nden mezun olan Özgöçen, halen aynı üniversitede doktora programına devam ediyor ve üniversitenin Sanat Eserleri Konservasyonu ve Restorasyonu Bölümü’nde Uzman olarak çalışıyor. Çağdaş şehir hayatının karmaşasında hızla akıp giden gündelik yaşamda, birbirinden kopuk sağlıksız yaşanan insan ilişkilerindeki yüzeysel diyaloglarla iç içe olan bireyin; eleştirdiği bu ortamın bir parçası olarak yaşamını sürdürmeye devam etmesi, bunu yaparken de kendini belli bir ölçüde saklayarak gizlemesi ve sakınması ve yine bunun sonucunda yaşanan ilişkilerdeki kopukluklar, Pelin Özgöçen’in resimlerinde, dansın sanatsal ifadesi olarak gölge ve kapı sembolleri üzerinden hissettiriliyor. Sanatçı için Kapı, iç dünyaya açılan bir bakıştır… Gölge ise, içsel bir aldanmadır… Bir başka deyişle; dış gerçekliklerle, duyusal dünyanın karşıtlığıdır. Kapılar ve gölgelerin anlatımında, Pelin Özgöçen’in “Sınırlar ve Ötesi” sergisini kaçırmayın.

Pelin Özgöçen "Sınırlar ve Ötesi" Resim Sergisi. Terakki Sanat. 13 Mart'a kadar 2010

Değerli Sanatseverler, Galerimiz 11 Şubat – 13 Mart 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek sergisinde, genç ressam Pelin Özgöçen’in eserlerine ev sahipliği yapıyor. Yaşamımızı çevreleyen, saran ve sarsan sınırların, bireyin çevresiyle kurduğu istemli ve istemsiz ilişkilerle bağlantısını irdeleyen “Sınırlar ve Ötesi” sergisinde, sanatçının 30 adet yağlıboya eseri sergileniyor. 11 Şubat 2010, Perşembe günü, saat 18.00’de düzenlenecek Açılış Kokteylinde birlikte olmak dileğiyle…

18 Mart - 17 Nisan 2010 Burhan Temel “Resimlerle Elli Yıl” Resim Sergisi

Bosphorus Sanat Gazetesi – Mart 2010

Cumhuriyet Gazetesi – 1 Nisan 2010

Burhan Temel Resim Sergisi Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 18 Mart – 17 Nisan 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek sergisinde, 50. sanat yılını kutlayan bir usta – bir hoca Burhan Temel’in resimlerine ev sahipliği yapıyor. Tarih : Yer : Şehir :

18 Mart-17 Nisan 2010 Terakki Vakfı Sanat Galerisi İstanbul Avrupa

Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 18 Mart – 17 Nisan 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek sergisinde, 50. sanat yılını kutlayan bir usta – bir hoca Burhan Temel’in resimlerine ev sahipliği yapıyor. Akademi Mezuniyet Resmi’nden günümüze kadar 50 adet seçme eserin yer aldığı Retrospektif nitelikte bir sergiyle izleyicinin karşısına çıkıyor. İyi bir doğa ressamı olarak bilinen Temel, doğanın en yalın halini figürsüz ama hislerini, gözlemlerini ve beklentilerini de katarak, içten bir sıcaklıkla ve gerçek bir samimiyetle tuvale aktarıyor. Terakki Vakfı Sanat Galerisi Ebulula Mardin Caddesi, 12 / A Levent - İstanbul T. 212 351 00 60 (pbx) . www.terakki.org.tr

Burhan Temel Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 18 Mart – 17 Nisan 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek sergisinde, 50. sanat yılını kutlayan bir usta – bir hoca Burhan Temel’in resimlerine ev sahipliği yapıyor. Akademi Mezuniyet Resmi’nden günümüze kadar 50 adet seçme eserin yer aldığı Retrospektif nitelikte bir sergiyle izleyicinin karşısına çıkıyor. İyi bir doğa ressamı olarak bilinen Temel, doğanın en yalın halini figürsüz ama hislerini, gözlemlerini ve beklentilerini de katarak, içten bir sıcaklıkla ve gerçek bir samimiyetle tuvale aktarıyor. Terakki Vakfı Sanat Galerisi Ebulula Mardin Caddesi, 12 / A Levent - İstanbul T. 212 351 00 60 (pbx) . www.terakki.org.tr Tarih : 18 Mart-17 Nisan 2010

SANATKOP

sanat dünyasını yakınlaştırır

Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 18 Mart – 17 Nisan 2010 tarihleri arasında bir usta, bir hoca Burhan Temel’in resimlerine ev sahipliği yapıyor.

Terakki Sanat, 50. sanat yılını kutlayan Burhan Temel’in, Akademi Mezuniyet Resmi’nden günümüze kadar 50 adet seçme eserin yer aldığı Retrospektif nitelikte bir sergiyle izleyicinin karşısına çıkıyor. 1935 yılında Görele’de doğan sanatçı, 1959 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Cemal Tollu’nun öğrencisi olarak Akademi’den mezun oldu. 1990 yılında uzun yıllardır yaptığı resim öğretmenliğinden emekli olan Temel, resim çalışmalarına halen Görele ve İstanbul’da devam etmektedir. Çok sayıda kişisel sergi yaptı ve karma sergilere katılan Burhan Temel, Terakki Vakfı Sanat Galerisi’ndeki Mart 2010 sergisi 25. kişisel sergisidir. Akademi yıllarına kadar Karadeniz’de yaşamış olan sanatçı, yörenin doğal güzelliklerini de resimlerine yansıtmaktan çekinmiyor. Sanatçı çoğunluğu peyzaj resimlerinden oluşan çalışmalarının arasına, natürmortları ve portreleri de serpiştirerek aldığı eğitimin hakkını fazlasıyla veriyor. Sanatçı resimlerinde canlı renklerden kaçınarak, yoğun fırça darbeleriyle zenginleştirdiği pastel renkleri tercih ediyor. Doğanın en yalın halini figürsüz ama hislerini, gözlemlerini ve beklentilerini de katarak, içten bir sıcaklıkla ve gerçek bir samimiyetle tuvale aktarıyor. Bir söyleşisinde sanatçı;” Doğayı yorumlamaya çalıştım; doğa ile dost olmaya gayret ettim. İzmlere takılmadım, görülenin ötesini arayıp görmek için çalıştım. Ancak bunu yaparken yöresel fiziki yapıyı, biçimselliği ihmal etmemeye özen gösterdim. Uysal, duygusal, naif renk, armoni ve biçimlerle kavgalaşırken, bazen ekspresyonist taşkınlıklar da görülür tuvallerimde. Çünkü çoluk-çocuk demeden, bir damla petrol ya da yeni bir silah denemek için insanlar öldürülüyorsa, duyarsız kalamazdım. Çığırtkanlığı da sevmedim, başka göz ve duygular da yaptıklarıma ortak olsun istedim. Taşkın olmak yerine sınırı tercih ettim. Ne aşırı duygusal, ne de akli oldum. Ölçüyü, oranı, geometriyi, fiziksel yapı ve karakterle gizlice birleştirmeye çalıştım. Kontrast yapılaşmayı soğuk tonların birbiri ile mücadelesinde aradığım da doğrudur. Ben gösterişi değil, onun ötesindeki özü, sadeliği, güzelliği aradım. Bazen bir çocuk oldum. Her zaman amatör bir ruhla çalıştım.” diyerek hem kendisini hem de resmini çok güzel ifade ediyor. Terakki Vakfı Sanat Galerisi Ebulula Mardin Caddesi, 12/A 34335 Levent – İSTANBUL T. 0212 351 00 60 pbx F. 0212 351 00 48 [email protected]

Burhan Temel :: Resimlerle Elli Yıl 18 Mart 2010, Perşembe 17 Nisan 2010, Cumartesi

Galerimiz, 18 Mart - 17 Nisan 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek sergisinde, 50. sanat yılını kutlayan bir usta - bir hoca Burhan Temel’in resimlerine ev sahipliği yapıyor. Akademi Mezuniyet Resmi’nden günümüze kadar 50 adet seçme eserin yer aldığı Retrospektif nitelikte bir sergiyle izleyicinin karşısına çıkıyor. İyi bir doğa ressamı olarak bilinen Temel, doğanın en yalın halini figürsüz ama hislerini, gözlemlerini ve beklentilerini de katarak, içten bir sıcaklıkla ve gerçek bir samimiyetle tuvale aktarıyor.

city guide

Burhan Temel: Resimlerle Elli Yıl Akademi Mezuniyet Resmi’nden günümüze kadar 50 adet seçme eserin yer aldığı Retrospektif nitelikte bir sergiyle izleyicinin karşısına çıkıyor. İyi bir doğa ressamı olarak bilinen Temel, doğanın en yalın halini figürsüz ama hislerini, gözlemlerini ve beklentilerini de katarak, içten bir sıcaklıkla ve gerçek bir samimiyetle tuvale aktarıyor.

Resimlerle Elli Yıl Burhan Temel : Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 18 Mart - 17 Nisan 2010 Terakki Sanat, 50. sanat yılını kutlayan Burhan Temel in, Akademi Mezuniyet Resmi nden günümüze kadar 50 adet seçme eserin yer aldığı Retrospektif nitelikte bir sergiyle izleyicinin karşısına çıkıyor. 1935 yılında Görele de doğan sanatçı, 1959 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Cemal Tollu nun öğrencisi olarak Akademi den mezun oldu. 1990 yılında resim öğretmenliğinden emekli olan Temel, çalışmalarını Görele ve İstanbul’da sürdürmektedir.

“Resimlerle Elli Yıl” Burhan Temel… Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 18 Mart – 17 Nisan 2010 tarihleri arasında bir usta, bir hoca Burhan Temel’in resimlerine ev sahipliği yapıyor.

Terakki Sanat, 50. sanat yılını kutlayan Burhan Temel’in, Akademi Mezuniyet Resmi’nden günümüze kadar 50 adet seçme eserin yer aldığı Retrospektif nitelikte bir sergiyle izleyicinin karşısına çıkıyor.

BURHAN TEMEL

1935 yılında Görele’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Görele’de okudu. Lise öğrenimini İstanbul Atatürk Erkek Lisesi’nde tamamladı. 1955 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümüne girdi. Akademide Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Cemal Tollunun öğrencisi oldu. 1959 yılında Akademiden mezun oldu. Aynı yıl Uluslar arası Paris Bienali’ne dört Türk ressamından birisi olarak katıldı. 1960 yılında Görele Orta Okulu’nda resim öğretmeni olarak göreve başladı. Görele ve İstanbul’da sürdürdüğü resim öğretmenliği görevinden, 1990 yılında emekli oldu. Çok sayıda kişisel sergi yaptı ve karma sergilere katıldı. Terakki Vakfı Sanat Galerisi’ndeki Mart 2010 sergisi 25. kişisel sergisidir. Burhan Temel’in Ankara Resim – Heykel Müzesi, İş Bankası, Milli Kütüphane, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, Terakki Vakfı ve daha bir çok özel koleksiyonda resimleri bulunmaktadır.

7 - 16 Mayıs 2010 Kerem Ağralıgil “Saklı Düzen” Heykel ve Resim Sergisi

Art Show İstanbul :: Terakki Vakfı Sanat Galerisi 07 Mayıs 2010, Cuma 16 Mayıs 2010, Pazar

MKM Mustafa Kemal Merkezi, Uğur Mumcu Cad. No.8 Akatlar 212 - 351 93 90 Sanat Galerimiz, 8-16 Mayıs 2010 tarihleri arasında düzenlenen Art Show’10 İstanbul Sanat Buluşması V’e, genç Heykeltıraş-Ressam Kerem Ağralıgil’in “Saklı Düzen” isimli sergisi ile katılıyor. Saklı Düzen; çok eski tarihlerde ortaya atılan ve bilim dünyası tarafından kabul gören “ günümüz gerçekliğinin aslında çok daha öz bir gerçeklikten yayılan sinyallerin donuk görüntüleri…” olduğuna dair bir teoridir. Bu gerçeklik; bazen bir nota, ilham, sezgi, müzik olarak ortaya çıkar. Eserlerini bu teori ile bağdaştıran Ağralıgil; “serginin kendi saklı düzeninden çıkan sezgisel geçmişin dışavurumu” olarak yorumluyor.

27 Nisan - 22 Mayıs 2010 Serdar Leblebici “Gövdeler” Serisi Resim Sergisi

Rh+Sanart Dergisi – Mayıs 2010

Antik Dekor / Global Art Dergisi – Nisan-Mayıs 2010

Serdar Leblebici Resim Sergisi: GÖVDELER serisi 27 Nisan - 22 Mayıs 2010, Terakki Vakfı Sanat Galerisi

Yurtiçinin yanı sıra, Newyork, Viyana, Paris gibi evrensel kültür merkezlerinde düzenlediği sergilerde de, beğeni toplayan sanatçı, tüm resimlerinde ortak kullandığı ve aslında kendisi olan balık imgesiyle, iç dünyasının yansımalarını tuvale aktarıyor.

SERDAR LEBLEBİCİ “GÖVDELER” serisi… Resim Sergisi Terakki Vakfı Sanat Galerisi 27 Nisan – 22 Mayıs 2010

Terakki Sanat, iki sene aradan sonra İstanbul'lu sanatseverlerle yeniden buluşacak olan sanatçının, “Gövdeler” serisinde henüz sergilenmemiş, yaklaşık 30 adet tuval üzerine yağlıboya eserine ev sahipliği yapıyor. Yurtiçinin yanı sıra, Newyork, Viyana, Paris gibi evrensel kültür merkezlerinde düzenlediği sergilerde de, beğeni toplayan sanatçı, tüm resimlerinde ortak kullandığı ve aslında kendisi olan ‘balık’ imgesiyle, iç dünyasının yansımalarını tuvale aktarıp izleyiciyle bağ kurmayı başarıyor.

1961 yılında İzmir’de doğan Leblebici, 1984’de Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarımı ana sanat dalından mezun olan sanatçı, halen İzmir’deki atölyesinde çalışmalarına devam etmektedir. Fransız, "Sociate National Des Beaux- Arts" Ulusal Güzel Sanatlar kurumunun her yıl Paris Louvre Müzesi "Carrousel Du Louvre, Salle Le Notre Salonu"nda düzenlediği, "Uluslararası Geleneksel Plastik Sanatlar" sergisine katılan 12 Türk sanatçıdan birisi olan Leblebici, 2006 yılında gerçekleşen sergide “BRONZ MADALYA” ile ödüllendirilmiştir. Ebulula Mardin Caddesi, 12/A 34335 Levent - İSTANBUL T. 0212 351 00 60 pbx F. 0212 351 00 48 [email protected]

Terakki Vakfı Sanat Galerisi , 27 Mayıs – 22 Nisan 2010 tarihleri arasında Serdar Leblebeci'nin resim sergisine ev sahipliği yapacak.

SERDAR LEBLEBİCİ Yer: Terakki Vakfı Sanat Galerisi Tarih / Saat: 27 Nisan - 22 Mayıs 2010 Türü: Resim Sergisi

Serdar Leblebici Terakki Vakfı Sanat Galerisi, 27 Nisan – 22 Mayıs 2010 tarihleri arasında Serdar Leblebici’nin resimlerine ev sahipliği yapıyor. Terakki Sanat, iki sene aradan sonra İstanbul'lu sanatseverlerle yeniden buluşacak olan sanatçının, “Gövdeler” serisinde henüz sergilenmemiş, yaklaşık 30 adet tuval üzerine yağlıboya eserine ev sahipliği yapıyor. Yurtiçinin yanı sıra, Newyork, Viyana, Paris gibi evrensel kültür merkezlerinde düzenlediği sergilerde de, beğeni toplayan sanatçı, tüm resimlerinde ortak kullandığı ve aslında kendisi olan ‘balık’ imgesiyle, iç dünyasının yansımalarını tuvale aktarıp izleyiciyle bağ kurmayı başarıyor. Eleştirmen Sezer Aykan, 2006 yılında sanatçı için kaleme aldığı yazısında; “…Serdar Leblebici’nin namlı “Gövdeler” serisinden birkaçını algılamam mümkün oldu; bu resimlerde gök, yer ve deniz bir bütün haline getirilmiş; soyut ile somut, bu gerilimli ortamda, çeşitli sentezlerle görüntüleniyor. Zaman açısından “di’li” ve “miş’li” geçmişi, geniş ve şimdiki demleri ve geleceği bir arada yaşamamız temin edilmiş; zaman, hem durağan hem de akıyor. Ağaç gövdeleri sanki “El Greco” zarafetiyle boy gösteriyor; genelde “siluet” halinde görüntülenmeleri onları daha gizemli kılmış. Yapraklar, çiçekler ve meyveler “gidici” oldukları halde, kökler ve gövdeler “kalıcı” dır. İşte bu resimlerde, gövdelerde bu gücü hissediyorsunuz. Bu gövdeler, sanki yerle gök arasında bir bağlantı oluşturuyor ve tüm mevsimleri aynı zamanda ama değişik mekanlarda yaşıyor. Onlar arasında bazen bir insan gövdesinin yine siluet halinde yer aldığına ve onlarla kıyaslandığına tanık olunuyor. Çok eski zamanlardan kalma tapınak, konak ve köprü kalıntıları, onurlu hayaletler gibi, resimlerin derinlerinden varlıklarını fısıldıyor…” serinin içeriğini ve güzelliğini çok güzel ifade ediyor. 1961 yılında İzmir’de doğan Leblebici, 1984’de Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarımı ana sanat dalından mezun olan sanatçı, halen İzmir’deki atölyesinde çalışmalarına devam etmektedir. Fransız, "Sociate National Des Beaux- Arts" Ulusal Güzel Sanatlar kurumunun her yıl Paris Louvre Müzesi "Carrousel Du Louvre, Salle Le Notre Salonu"nda düzenlediği, "Uluslararası Geleneksel Plastik Sanatlar" sergisine katılan 12 Türk sanatçıdan birisi olan Leblebici, 2006 yılında gerçekleşen sergide “BRONZ MADALYA” ile ödüllendirilmiştir. Terakki Sanat Ebulula Mardin Caddesi, 12 / A Levent - İstanbul T. 212 351 00 60 (pbx) . www.terakki.org.tr Tarih : 27 Nisan-22 Mayıs 2010

Serdar Leblebici ‘Gövdeler’ resim sergisi Galerimiz, 27 Nisan – 22 Mayıs 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek sergisinde, iki sene aradan sonra İstanbullu sanatseverlerle yeniden buluşacak olan Serdar Leblebici’nin, tamamı yağlıboya tekniği ile üretilmiş 30 eserinin yer alacağı “Gövdeler” serisine ev sahipliği yapıyor.

Serdar Leblebici :: Gövdeler Serisi Terakki Vakfı Sanat Galerisi

Ebulula Mardin Cad. No.12/A 34335 Levent 212 - 351 00 60

Sergi, pazar ve pazartesi günleri dışında 11:00 - 19:00 arası gezilebilir. Galerimiz, 27 Nisan - 22 Mayıs 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek sergisinde, iki sene aradan sonra İstanbul'lu sanatseverlerle yeniden buluşacak olan Serdar Leblebici’nin, tamamı yağlıboya tekniği ile üretilmiş 30 eserin yer aldığı “Gövdeler” serisine ev sahipliği yapıyor. Yurtiçinin yanı sıra, Newyork, Viyana, Paris gibi evrensel kültür merkezlerinde düzenlenen sergilerde de beğeni toplayan sanatçının resimlerinde; gök, yer ve deniz bir bütün haline getirilmiş; soyut ile somut; gizemi, kalıcılığı, gücü ortaya koyan çeşitli sentezlerle görüntülenmiş olarak karşımıza çıkıyor. Tüm resimlerinin ortak noktası “balık” yani “evren gezgini” yani kendisi olan sanatçı, kendi iç dünyasının yansımalarını tuvale aktarıp izleyiciyle bağ kurmayı başarıyor.

Serdar Leblebici'den "Gövdeler" Kişisel Resim Sergisi

Adres : Ebulula Mardin Cd. 12/A 34335 Levent - İSTANBUL. Tel : 0 212 351 00 60

Serdar Leblebici'nin "Gövdeler" adlı kişisel resim sergisi 27 Nisan - 22 Mayıs 2010 tarihleri arasında Terakki Vakfı Sanat Galerisi'nde sanatseverleri bekliyor. Sergide sanatçının henüz sergilenmemiş yaklaşık 30 adet tuval üzerine yağlıboya eseri yer alıyor. Halen İzmir'deki atöl-yesinde çalışmalarına devam eden sanatçı tüm resimlerinde ortak kullandığı ve aslında kendisi olan 'balık' imgesiyle iç dünyasının yansımalarını tuvale aktarıp izleyiciyle bağ kurmayı başarıyor. Fransız, “Sociate National Des BeauxArts” Ulusal Güzel Sanatlar kurumunun her yıl Paris Louvre Müzesi “Carrousel Du Louvre, Salle Le Notre Salonu”nda düzenlediği, “Uluslararası Geleneksel Plastik Sanatlar” sergisine katılan 12 Türk sanatçıdan birisi olan Leblebici, 2006 yılında gerçekleşen sergide “BRONZ MADALYA” ile ödüllendirilmiştir. Sergi 27 Nisan 2010’da sanatseverlerin ve basın mensuplarının katılımı ile açıldı. (28 Nisan 2010)

"Gövdeler" Serdar Leblebici Resim Sergisi

Terakki Vakfı Sanat Galerisi Basın Bülteni Galerimiz, 27 Nisan – 22 Mayıs 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek sergisinde, iki sene aradan sonra İstanbul'lu sanatseverlerle yeniden buluşacak olan Serdar Leblebici’nin, tamamı yağlıboya tekniği ile üretilmiş 30 eserin yer aldığı “Gövdeler” serisine ev sahipliği yapıyor. Yurtiçinin yanı sıra, Newyork, Viyana, Paris gibi evrensel kültür merkezlerinde düzenlenen sergilerde de beğeni toplayan sanatçının resimlerinde; gök, yer ve deniz bir bütün haline getirilmiş; soyut ile somut; gizemi, kalıcılığı, gücü ortaya koyan çeşitli sentezlerle görüntülenmiş olarak karşımıza çıkıyor. Tüm resimlerinin ortak noktası “balık” yani “evren gezgini” yani kendisi olan sanatçı, kendi iç dünyasının yansımalarını tuvale aktarıp izleyiciyle bağ kurmayı başarıyor. 27 Nisan 2010, Salı günü, saat 18.00’de düzenlenecek Açılış Kokteylinde birlikte olmak dileğiyle... Terakki Sanat Ebulula Mardin Caddesi, 12 / A Levent - İstanbul T. 212 351 00 60

KULTURVADİSİ.ORG Serdar Leblebici “Gövdeler Serisi”

İSTANBUL – Ressam Serdar Leblebici’nin ‘Gövdeler Serisi’ temalı kişisel sergisi, Terakki Vakfı Sanat Galerisi’nde ziyarete açıldı.

2004 yılından bu yana Fransız Güzel Sanatlar Kurumu’(SNBA)nun Paris-Louvre Müzesi’nde düzenlediği ‘Uluslararası Geleneksel Plastik Sanatlar Sergisi’nde ülkemizi temsil eden 12 kişilik Türk Delegasyonu’nda yer alan ve bu bağlamda 2006 yılında ‘bronz madalya’ kazanan ressam Serdar Leblebici, iki sene aradan sonra İstanbullu sanatseverlerle yeniden buluşuyor. Yurtiçinde açtığı sergilerin yanısıra, Newyork, Viyana, Paris gibi evrensel kültür merkezlerinde düzenlediği sergilerde de beğeni toplayan sanatçının, Anadolu’nun tarihi, kültürel ve sosyal zenginliklerini betimlediği “Gövdeler Serisi”ne ilişkin tamamı yağlıboya tekniği ile üretilmiş 30 eserinden oluşan kişisel sergisi, 27 Nisan - 22 Mayıs 2010 tarihleri arasında Terakki Vakfı Sanat Galerisi’nde izlenebilir. Serdar Leblebici “Gövdeler Serisi” 27 Nisan - 22 Mayıs 2010 Terakki Vakfı Sanat Galerisi Akatlar, Ebulula Mardin Caddesi, 12/A, 34335 Levent - İstanbul Tel: 0212 351 00 60 (pbx) E-posta: [email protected] www.terakki.org.tr/sanatgalerisi

`İşaretleme´ler

Halilhan Dostal | 29 Nisan 2010 Çöp ve atıklarla şaheserler yaratılabileceği gibi, yağlıboya türü soylu malzemelerle de değersiz işler ortaya konulabilir.’ Louis Aragon (1897 - 1982)

Serdar Leblebici (1961), 105x125, TÜYB

Serdar Leblebici (1961), 60x80, TÜYB

2004 yılından bu yana Fransız Güzel Sanatlar Kurumu'nun (SNBA) Paris - Louvre Müzesi'nde düzenlediği 'Uluslararası Geleneksel Plastik Sanatlar Sergisi'nde ülkemizi temsil eden on iki kişilik Türk Delegasyonu'nda yer alan ve bu bağlamda 2006 yılında resim dalında 'bronz madalya' kazanan ressam Serdar Leblebici (1961), iki sene aradan sonra İstanbul'lu sanatseverlerle yeniden buluşuyor.

Yurt içi yanı sıra New York, Viyana, Paris gibi evrensel kültür merkezlerinde düzenlediği sergilerde de beğeni toplayan sanatçının 'Gövdeler Serisi'ne ilişkin tamamı yağlıboya tekniği ile üretilmiş 30 eserinden oluşan kişisel sergisini, 27 Nisan - 22 Mayıs 2010 tarihleri arasında Terakki Vakfı Sanat Galerisi'nde izlemek olası. Eş zamanlı olarak Paris’in önemli kurumlarından Galerie L’Amore De Art’da da Fransız sanatseverlerle buluşan ‘Gövdeler Serisi’ kapsamında, Kral Mezarları’ndan Roma Kalıntılarına, Kapadokya’nın simgesi Peri Bacaları’ndan Osmanlı Mimarisinin önemli yapıtlarından Taşköprülere Anadolu’nun köklü birikimine ilişkin tarihi, kültürel ve sosyal zenginlikler son derece özgün bir plastik dille betimlenmiş. Siz sanatsever dostların, beğeniyle izleyeceğine inandığım sergide yer alan yapıtlarda ele alınan coğrafya ile eklemlenerek izleyiciyle buluşan imgelerden ‘nar’; bu toprakların zengin kültürel birikimi yanı sıra bereketini, ‘balık’ ya da ‘göz’ ise; bu eşsiz toprakları hayranlıkla içe sindiren gözlemci insanı temsil ediyor. (Terakki Vakfı Sanat Galerisi; 212 - 351 00 60)

Gundem Ekonomi HEYECAN VEREN GİZEMLİ TABLOLAR Terakki Sanat, iki sene aradan sonra İstanbul’lu sanatseverlerle yeniden buluşacak olan sanatçının, tamamı yağlıboya tekniği ile üretilmiş 30 eserinden oluşan “Gövdeler” serisi isimli sergisine ev sahipliği yaptı Yurtiçinin yanı sıra, Newyork, Viyana, Paris gibi evrensel kültür merkezlerinde düzenlediği sergilerde de, beğeni toplayan sanatçı, tüm resimlerinde ortak kullandığı ve aslında kendisi olan ‘balık’ imgesiyle, iç dünyasının yansımalarını tuvale aktarıp izleyiciyle bağ kurmayı başarıyor.

BİYOGRAFİ 1961 yılında İzmir’de doğdu. 1984’de Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarımı ana sanat dalından mezun oldu. Ressam Yavuz Seçkin ile çalıştı. 1989 yılında Fransa’ya giderek Paris ve Avignon’da resim sanatı üzerine araştırmalarda bulunan sanatçı, çalışmalarına halen İzmir’deki atölyesinde sürdürmektedir. Fransız, "Sociate National Des Beaux- Arts" Ulusal Güzel Sanatlar kurumunun her yıl Paris Louvre Müzesi "Carrousel Du Louvre, Salle Le Notre Salonu"nda düzenlediği, "Uluslararası Geleneksel Plastik Sanatlar" sergisine katılan 12 Türk sanatçıdan birisi olan Leblebici, 2006 yılında gerçekleşen sergide “BRONZ MADALYA” ile ödüllendirilmiştir.

27 Mayıs - 19 Haziran 2010 Yıldız Yılmaz “Maskeler ve Ardındakiler” Heykel ve Takı Sergisi

ÖZLEM (YAN) DEVRİM Endüstri Ürünleri Tasarımcısı_ Marmara Üniversitesi G.S.F 1997

TERAKKİ VAKFI SANAT GALERİSİ - YILDIZ YILMAZ

YILDIZ YILMAZ Maskeler ve Ardındakiler 27 Mayıs – 19 Haziran 2010 Terakki Sanat, sezonun son sergisinde genç ve deneyimli heykel sanatçısı Yıldız Yılmaz’ın “Maskeler ve Ardındakiler” sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçı sergide, 14 adet bakır ve ahşap malzemeden oluşan heykel ve rölyeflerinin yanı sıra, özel tasarım gümüş takılarını da izleyicilerin beğenisine sunuyor. İlk çağlardan bu yana çeşitli malzeme ve amaçlarla insan portresinde yer alan maskeler; genellikle ifadeyi bir duygu üzerine sabitlemeyi, karşısındaki kişi veya duruma maske ile cevap vermeyi hedefler. Tiyatro sahnesinde, seremonilerde, savaş alanlarında, dini veya hukuki yaptırımların uygulanmasında bile… İzleyici maskenin kendine dönük yüzünden, maskede ifade bulan anlamla baş başa kalırken, maskenin arka yüzünde, yüzünü kamufle etmiş kişi, kendini gizlerken olduğundan farklı görünmenin emniyetini yaşar. Maskelerin kişi yetersiz kaldığı durumlarda kişiyi olduğundan daha güçlü ve yetkin gösteren ifadesini tersine çevirdiğimizde, bakan ama göremeyen, duyan ama dinlemeyen, konuşsa da ifade edemeyen bir yüzün çıplaklığıyla karşı karşıya kalırız. Bu nedenle Yıldız Yılmaz “Maskeler ve Ardındakiler” sergisinde, yüzümüze taktığımız maskelerin, görünen ve görünmeyen gerçeklerini sorguluyor. 1978 yılında İstanbul’da doğan sanatçı, 2001’de Sakarya Üniversitesi Seramik bölümünü bitirdi. 2006 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü Rahmi Aksungur, Vedat Somay Atölyelerinden mezun oldu. 2009’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümünde Yüksek Lisans eğitimini tamamlayan Yılmaz, çalışmalarını halen Kuzguncuk’ta ki atölyesinde sürdürmektedir.

KANALKÜLTÜR

"Maskeler ve Ardındakiler" 05 06 2010

Terakki Sanat, sezonun son sergisinde genç ve deneyimli heykel sanatçısı Yıldız Yılmaz’ın “Maskeler ve Ardındakiler” sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçı sergide, 14 adet bakır ve ahşap malzemeden oluşan heykel ve rölyeflerinin yanı sıra, özel tasarım gümüş takılarını da izleyicilerin beğenisine sunuyor. İlk çağlardan bu yana çeşitli malzeme ve amaçlarla insan portresinde yer alan maskeler; genellikle ifadeyi bir duygu üzerine sabitlemeyi, karşısındaki kişi veya duruma maske ile cevap vermeyi hedefler. Tiyatro sahnesinde, seremonilerde, savaş alanlarında, dini veya hukuki yaptırımların uygulanmasında bile… İzleyici maskenin kendine dönük yüzünden, maskede ifade bulan anlamla baş başa kalırken, maskenin arka yüzünde, yüzünü kamufle etmiş kişi, kendini gizlerken olduğundan farklı görünmenin emniyetini yaşar. Maskelerin kişi yetersiz kaldığı durumlarda kişiyi olduğundan daha güçlü ve yetkin gösteren ifadesini tersine çevirdiğimizde, bakan ama göremeyen, duyan ama dinlemeyen, konuşsa da ifade edemeyen bir yüzün çıplaklığıyla karşı karşıya kalırız. Bu nedenle Yıldız Yılmaz “Maskeler ve Ardındakiler” sergisinde, yüzümüze taktığımız maskelerin, görünen ve görünmeyen gerçeklerini sorguluyor. 1978 yılında İstanbul’da doğan sanatçı, 2001’de Sakarya Üniversitesi Seramik bölümünü bitirdi. 2006 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü Rahmi Aksungur, Vedat Somay Atölyelerinden mezun oldu. 2009’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümünde Yüksek Lisans eğitimini tamamlayan Yılmaz, çalışmalarını halen Kuzguncuk’ta ki atölyesinde sürdürmektedir.